13.1-937 e ELİM HATIRALARIZ ee Korgeneral Ali Yemen çöllerinden anayurda akseden gurbet sesleri: Adı Yemendir, gülü çimendir.. Giden gelmiyor, acep nedendir ?... orgeneral Ali Salt, her 88* da Mehmetçiğin kah- yenilmez azmi dolu © İan hatıratma şöyle devam ettiler; İleri gelen Yemen şeyhlerinin bize karşı emniyeti gitgide art- maktaydı. Lahiç, bunlar için sde- ta bir transit merkezi olmuştu. Büyük şeyhlerden birçokları Lahiç civarında yerleşmek istiyorlardı. Ben, buna müsaade edince: — Yalnız bir şartımız var, dedi- ler. — Nedir, şartınız? diye sordum — Lahiçe her girişimizde, toplar atarak bizi selâmlatacaksınız!.. İ ingilizler, bu sultan taslakları nr, avlamak için güzel bir usul bul muşlardı. Onları Adende büyük tezahüratla karşılar, şereflerine toplar attırırlardı. | Şeyhler, İngiliz müstemlekesin- de yerleşen bu Adeti, bizde de tesis etmek istiyorlardı. | Arzularını, gülün raber, reddetmek için bir görmedim, | — Pekir. dedim, istediğiniz ye- Fine getirilecektir. İ Elimizde, tâ Kanun! Süleymen zamanmdan kalma, üzerinde “A- mi Recep Usta” Yeki birtakim i kaval topları varlı. Bu, 10p- yi mümkün mertebe tamir etti. rerek dumanlı barut atabilecek bir hale getirdik, Artık, biz de Arap jeyhlerini, toplarla selâmlamıya baş lamıştık.. Her şeyhin rütbe ova mevkiine göre tOP #türıyordum. Böylelikle, birçok eski hasımlarımı zı ordunun emrinde tutmıya mu- vaffakıyet hâsil oldu. iç bulmakla be- sebep 4 4 umandanlığın başlıca has - anlarından biri cepheyi “rağbetli” kılmaktır. Ban de bu- nu düşünerek: düşmanla bilfül barbeden Mehmetçikleri kazandır- mak yolunu tuttum. Cephe geri. sinde, menzil hizmetinde bulu » panlar, ne hüleri varsa görsün- lerdi. Her şey. cephede idi. Cep- bede kim varsâ, rahat yaşamalı, bol paraya, bol yiyeceğe kavuş - malıydı. | Askerlerim, b derece memnu gısmda bulunmuya il ki, içlerin yapar Ka bnn hale gk bile, cephe- işti. Hastalananlsr Fr satiak korkusile, hastalık- larını gizliyo! , Bundan baş- ka. San'adaki kumsağanism er bulup kaçı neferleri, bir yoluBu yor, biririkiler nil keşiş lardı. Bir gün © Mehmetçiğe: JE ine, yedin, denim. Bi yada dl yanal Şey Ye Mehmetçik, boynu” — Olsun efendi. ri. Ya şehit olurum V* ye cevap vermi İ Bol gıdaya ei ya çarçabuk gel ip & ) Tinde altmış kadın. ik Bi, pehlivan yetişti. But. kumandanlarınn yaran lar gibi güreşirlerdi- sevdiği yemek hergün larından son nğular. Düşman kar o kadar alış . den birini, geri- keşkek kazanları K#Y” metçikler, karavsn& atıştırırlardı. | Erlerimin başlıca düşmanı şaşırtıp. esi N Yağdırmaktı. Bakmiz ” E- gh manga, siperlere pe gü- İerine, birer bakır tencer? sip. ıcı güneşin Pe unu bükerek: * “ rıltıları, üzerine üşüşünce, bakır tencereler, :birer pertevsiz gibi u- zaktan düşmanın gözlerini kamaş. tarırdı, İngilizler bu parıltıyı hemen toplarını çevirir, koca koca mermileri savurmıya başlarlar. görünes, aten Mehmetçiğin istediği de o... Bazan ys bir saat, fasılasız savrulan bu gül“ leler o kadar gelişigüzel atılırdı ki siperlerde kimsenin burnu bile kâ- namazdı, İngilizler ateşi kestikten sonra, Mehmetçikler sevinç çığlıkları ko- pararak güllelerin düştüğü araziye dağılır, patlıyan mermilerin par - çalarmı toplarlardı. Patlamıyan mermileri de tehlikesiz surette açıp boşalima- nm ilmini öğrenmişler. Mehir gik bu zahmete boşuna mı ka! nırdı sanırsınız?.. Hayır! Üzerine tevelh ettiği bu gi , onun İçin dünyanm en bereketli yağmuru idi. Toplanan mermi parçalari, yüksek fiyatla pazarda satılır, pa- rası erlere dağıtılırdı. Yemenliler, bunları, © eritip kalkan, kılıç, sa - pan gibi şeyler yaptıkları . merminin de, tıp. Yemende kı kına ve kahve gibi, Lahiçte gün - ik piyassaı vardı. Mehmetçikler, bu yüzden epeyce kazanç temin ettiler. dendeki harekâtımız, tekrar edeyim: 1800 kişi ile yapıl muştır. Mütareke ilân edilip te ordularımız, cephelerde silâhmı teslim etmiye mecbur olduktan | sonra da biz, bir müddet Lahiçte mukavemete devam ettik. Nihayet çekilmek için kat'i e- mir almeca, İngilizlerle bir anlaş ma yaptım. Ve adeta muzaffer bir ordunun başında cebri yürü. yüşle girer gibi Adene girdim. Fa. kat İngilizler, ikinci bir emirle, bi- zi Mısmdaki esirler karargihima sevkettiler. Neferlerim, temiz (kıyafetleri, dolgun vücutleri, sıhhatli yüzleri ile Mısırda herkesin hayretini gerlerine çekiyorlardı. Size şu ka- , bazan ” Üstte: Korgeneral Ali Sait bir kaç sene evvel. Altin: şeyhlerden bi, Korgeneralin kolleksi- göüüiriei) TAN Sait Yazan: SALAHATTIN GÜNGÖR 20 altınla mem - Töketlerin “a5 nen neferler var- dı. Y emende Türk şehametini son omrax temsil eden yın komutanın, harp hatıraları bu- rada bitiyor. Müsaade alarak ör- generalin yanından eyrıltrken, adi Yemen, kendi yaman olan bu kor- kunç Türk mezarı hakkında kafa- mın içi, acıklı şeylerle do! Yemenden ş ne kaldı?, acıklı halk türküsünden başka: Adı yemendir, Gülü çimendir, Giden gelmiyor, Acep nedendir?.. . Kışlanın içinde, Redif sesi var, Baktım çantasında Acep nesi var Bir çift kundurayla Bir de fesi var... Adı yemendir, Gülü çimendir, Giden gelmiy «, Acep nedendir?.. sa - 4 sağa düşüyordum. Kadınlar Nasıl iş Bulur? Küçük Yasta isci olan bir kızcağız Gece işi çocugu yıpratır bitirir evlât daha kalmış. En büyükleri . Doğrudan doğruya şokola fabrikasının kapısına götürdü. O gün yemeğimiz yoktu. Annem tahtaya, çamaşıra giderdi. Bir haf- ta iş bulamamıştı, Bu hırsla be- yi yanma almış, yağmur yağıyor- du. Çamurlu sokaklardan, arsa - lardan geçerek fabrikanm Önüne ge idik. Annem içeri müracaat € “İş var mı?" diye sordu. Ce. lere İş Be gi aldılar Sonra tensikat yaptılar. On beş kişi çıkardılar. Ben de bu on beş kişinin arasında idim. Bunun üstüne annem gene beni yanma aldı. Bu defa bir kur- dele fabrikasınm kapısma gitt “Pazârtesiye gel” dediler. Pozar tesi günü İşe başladım, Sabah Y dide İşe başlıyorduk. Akşam yec de paydos yapıyorduk. Günde o iki saat çalışıyorduk. Yarım lira gündeliğimiz Uzun zaman t h gün doğma- dan evden dışarı fırlıyordum, Ak- şam bitkin dönüyor, ölü gibi dö- m İ O n üç yaşımda İse başladım. Şimdi on dokuz yaşında- yım dünyamı görmeden, dı m madan çalıştım Bundan iki vel çalışmayı gece işine döktüler. Sabahleyin saat altıda işe gidi - yordum. Öğle üstü on ikide eve geliyordum. Bir parça bir şey yi- vip hemen yatıyordum. Tabii bir yatmam biri buluyordu. Bundan sonra saat beşte beni üy- kudan uyandırıyorlardı. Akşam al tıda yeniden işe giriyordum. C on İkide dönüyordum. Gene yat- mam, uyumam bir, bir buçuğu bu- lüyordu. Ben bir makineden be- terdim. Ya çalışıyordum, ya uyu- yordum. Annemle, kardeşlerimle bir çift söz konuşamıyordum. Ge- ce işine başladığımız zaman alt » mış kiloydum. İlk senesi bu hale tahammül ettim. o Fakat gitgide, takatim Okaldı, ne taham. mülüm, Al aydanberi ise pek buçuk seneev. ne Iki genç kız bir halı #ezgöhi Bed Üzüm işçileri zayıfladım. kırk Üç yum. Şimdi i $ başında dizlerim tutmaz oldu. Altı lira veriyorlar haftada diye tahammül etmesini çok istedim amma. başım dönü. yordu. Kaç kere baygınlıklar ge- sirdim. Kalbim durmadan hizlı hızlı çarpıyordu. Yatağa yattığım zaman da, yataktan kalktığım Za- kudan uyandığım Zâ- man da, işte çalıştığım zaman da hep böyle kalp halecanı içerisinde idim. Gözlerim kararıyordu yılacak gibi oluyord! Birkaç kere iş başıma gece işine taham- ü. | salonunda bütün muallimlere bir kon. İ edilmistir Sahte Şahadetname verenler Sahte mektep şehadetnameleri tan simi işi, zaman zaman mevzuu bahso| lan bir hâdisedir. Son defa, yine bir şebekenin bununla uğraştığı tesbit edilmiş, Emniyet müdürlüğü, yaptığı tahkikatı bitirmiştir, l Ziyaettin isminde birisi ile diğer ik) kardeşi suçlu olarak sorguya Çe- İkiimişler ve lâzımgelen tahkikat ev rakı hazırlanmıştır. Bunların sahte sehadetnamelere tahsil derecesine göre bir fiat koyduklarıda tesbit Muallimlere Bugünkü Konferans Muallimler için hazırlanan mesleki konferanslarm #onuncusu bugün ve. rilecektir. Bu ayın yirmisinde Maa- rif Vekâleti ilk tedrisat şube müdür. lerinden Fuat, Universite konferans ferans verecektir. : Resim: 13 Fıkra: 13 Hoca bir tarlada yorulup bir ceviz ağacının gölgesine uzanmış ve gözü yerde yatan köca koca balvacı kabaklarına ilişmiş ver “.— Yarabbi! Hikmetinden sual olunmaz ammal Şu koca koca yemişi yetiştiren şu cılız saplara bak. Ağa. a göre yemiş versen olmaz mı? diye düşünürken ağaçtan başına bir ceviz düşmüş, Hoca hemen elini açıp: — Şükür ki Allahım bu kabağı ağaçta yetiştirmedin! Yoksa şimdi ha- lim nice olurdu. Diye dua etmiş. mil edemediğim! etmedi. Patron “Benli gündüze dedi. Ok nihayet “K ce işinde ça! yalvardim , olmaz ki gittim. Doktor; sana zâfiyet gelmiş. Ge- dedi, Ge- çevrilmek tora mazı.” ne uğraştım gündüze için. Patron gündüze çevirmedi. işi terkettim, evimde de ölmekten Şimdi Çok çıktı oturuyo- rum sta bir İşçiyim. diy “Eğer hizmetini isterse sin" diye. Ben de Şimdi erkek ka Bağl bir dokuma fabrikasında çalışıyor. Onun ka - zancile kanaat ediyorum. Dinleni- ne gelsin Fakat gece yorum. Toprak altında gömülü i doğmuş ş adama ben- kalmış ta dünyaya gibiyim. Yavaş yav ziyorum. ç pwtilarım da geçti Başım o ka dar şiddetli dönmüyor, Velhasıl, tamamile iyileştim diyemezsem de oradaki halimden burada yüzde doksan iyiyim. ece işi amelenin canmı alah Gi: iştir. Hem belki kuvvet li erkekler böyle on iki saat çür lişmıya tahammül ederler. Fakat bizim gibi körpe kızların bu ka- dar zahmete böyle ağır bir işe tr hâmmülleri y Bir (İnsani böyle çalıştırmak, gözönünde ba yatma kasdetmektir. İş saatleri » nin sekize ineceği filân söyleniyors du. Hani İş Kanunu çıkmıştı. Ne- Ben kendi ca» kurtardım. Fakat yapamıyan binlerce ur. rede bu İş Kanuna... nmı çalışmamakla O da tabi! bir zaman için, benim gibi kızlar bu şekilde çalıştırılarak y'p- Bizlere günah dö- randırılıyorlar... B u çocuğun sözlerini büvük bir merhametle dinlerken kendi kendime: “Sanayi müfettiş- leri nerelerde” diyordum Fabrika lara hiçbir tanesi uğramıyor mu? İş, fakir halkm ve amelenin ha- Ve fakir halk işi hay Çalışan tabakayı yatığır nt gibi sevmelidir. ölümden korkar gibi işten O kon kutmak hatadır mâni olmak lâzir Bunu yapanlara di