Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
——3-l1-937 nların Har Hatıraları Kumanda « Atatürk ön safta, ateş hattında '(Düşmanmın, pek ciddi olduğu anlaşılan bu taarruza karşı, ya - kmdan, ve bizzat tedbir — ittihaz etmek üzere o cephenin gerisinde (Turşun) köyündeki fırka karar- gâhma gittim... (Kireçtepe) mu- harebe meydanma, kâfi miktarda kuvvetlerin, serian toplanması lü- zumu tezahür etmişti. Onun için istifadesi mümkün olan cüz'ütamları celbetmek su retiyle, öğleye kadar on iki ta- bur cem'ine muvaffak oldum... Celbolunan kuvvetler, , mütema- diyen muharebe hattma yürüyor- lardı. En nihayet; erkânrharbi . yemden, icap edenlerle beraber bizzat ben de muharebe hattma yaklaşmak lüzumunu hissettim... .Bulunduğum yerden — muharebe hattıma giden tek bir yol vardı. Bu yol, mütemadiyen sahil yakının - dan geçiyor; düşmanm sahile yak- laşmış olan iki torpidosu tarafın. mütamediyer *tes altında bulun - Bu sebeple, “ileri hareket eden tekmil krtaatm durmuş — olduğunu gördüm. Hayvandan indim. Ve ko- lun bbıımıı.d lîıt'ılnrm tevakkufa mecbur olduğu nokta ö Hakihaten, oradan “eğagîî-lxîî;; kat'i olarak ölümle temas etmek demekti. Halbuki bugün bu kıt'a, ların ileri geçmesi elzemdi.. Evve- lâ, ben; yalnız olarak, — koşar a. dımla geçtim. Arkamdan, ve biri. birinden fasıla ile, erkânrharbiye reisin. ve yaverlerim gectiler. On. dan sonra,*tevakkuf eden kıtaat kumandanlarma: — - — Geçeteksiniz!., Dedim... Parça parça koşmak 'guretiyle, o kıt'alar geçirildi. Ve bu muharebenin neticesinde —de düşmanın hareketi âkim brrakı, larak, evvelkinden daha hâkim bir vaziyet elde edildi, | Atatürkün kumandanlık haya - tmda . ve sayısıZ. Menkibeleri a. rasında - en müşkül ve en tehlike, li bir hatırasını da, Umumtt Har. bin sonlarında (Halep) te geçirdiği çok mühim bir hâdise teşkil et. mişti. | Suriyede bulunan asker kıt'a. ları, Adeta inhilâl etmişti. (Yedin. €i ordu) namı altında, âdeta hir enkaz haline gelmişti.... İşte böyle bir zamanda, orada kumandanlık vazifesini deruhte etmiş olan A. tatürk ,derhal şu kararı vermişti: — Bu perişan - kıt'aları Suriyenin Paf Hatıralara Başlıyoruz Birçok harplerde bulunan kumandanlarımızın çok alâka uyandıracak olan hatıralarını tesbit ederek hazırlamaktayız. En büyük Kumandanımız Ata. türkün kıymetli harp hatırala- rını müteakıp kumandanları- mızın hatıralarına devam ede- ceğiz. Er meydanında Türkün şehametini anlatan bu hatıra- ları birçok tarihi resimlerle süslenmiş göreceksiniz. , ae afında Lt rar ea T AT MADT STT şimalinde, (Halep) te toplamak... Ondan sonra, vaziyetelgöre yeni bir tedbir almak.... Fakat; bu kararı tatbik etmek, kolay bir iş değildi.. Bütün Suriye, isyan etmişti. Nakıl vasıtaları, kıs - men âsilerin eline geçmiş, kısmen de eriyip gitmişti. Bütün o saha, asker, halk, ve âsiler ve askeri takip eden düşman müfrezeleri biribirine girmiş ti. Rabıt, zabıt, emir, kumanda, teh dit ve nasihat mefhumları, tamamile ortadan silinmişti. İşte böyle bir va | ziyet karşısında, o perişan kıtaların enkazını toplamak.. Bu, hiçbir.kuman danın gözüne kestirebileceği ve mu- vaffakıyet bekliyeceği bir iş değilli. İşte, bu müşkül vaziyette ileri atılan (Atatürk) derhal işe girişmişti. Atatürk; bu çetin mücadeleyi, şöy le anlatıyor: — Bahsettiğim kuvvetleri, Halep te topladım, En ileride bıraktığım kumandan, fırka kumandanı (Kâzım Bey) idi. Ordumun kolordu kuman- Halöpte mütemadi yorguhlük!ar Se- PAMNLPALIP III IANRR Ü Mehmedin şehametine cephe- g nin içinde ve orfasında şahit : olan kumandanların kıymetli yacağız. En büyük Kumandan Birçok harpler — geçiren, ve heyecanlı hafıralarını tes- , ? U bit ettik. Yakında neşre başlı- * Atatürkün çok kıymetli harp ; harikalarına cit hatıralara bu- * gün de devam ediyoruz. # TAN BAŞKUMANDAN ve cephane için vVaadettim. Ertesi gâhta uzanmış ,yatiyordum... Bir a- ralık Halep şehrinin koptu. Balkona çıkıp sokağa baktım. Herkes, heyecan içindedir. kalabalık otele hücum halindedir. yine rahatsız olarak karar içinde bir ates Ve bir ÇAFKASI VAC) Veremle mücadeleyi arttırmalıyız Hastalığın meydana cık erken alllması temin edilmelidir V erem — tahribatını teşrih ederek, bu korkunç hastalığa karşı mücadelenin şiddetlendi- rilmesini istiyen yazıları- mızın tanınmış verem mü- tehassıslarımız — arasında “uyandırdığı alâka devam ediyor. Bugün de Yakacık Ve- rem Sanatoryomu Baş - doktoru İhsan Rifatın verem hakkında bize ver- diği notları neşrediyoruz. “Doktor İhsan Rifat diyor ki: T überküloz verem mikrobu nun ites n vücudüne gire- rek sirayet ve faaliyete geçmesile olur. Çocukta yaşlı insana nisbe- ten bu sirayet keyfiyeti daha teh- likeli ve korkunçtur. Verem müca- delesinde esas gaye bu intan amili; yani hastalığın sebebi ile doğru- dan doğruya müçcadeledir. Bunun- la beraber (İndirerte) vn—x"tnlarl:ı yani şahsi ve umumi hıfzıssıha çalışma ve beslenme şeklinin tan- zimi ve nihayet şahsın mukaveme- tini arttırmak ile bu mücadeleye yardım edilir. Veremin sirayet membalarını kurutmak veya hiç olmazsa zararsız bir hale saokmak vazifemiz oldudğu gibi halkım yaşa- haf Vülda c Üalhil alâhmlar ulmak bebile eski rahatsızlığım tekerrür et- ti. Üç beş gün tedavi olundum. Ya - tağımdan kalktığım gün, karargâ - hım olan (Baron öteli) ne gittim, Otelde oturuyordum. Yanımda, Su- riye valisi, fahri binbaşı Tahsin Bey vardı. Halebin şark uephesinden iş - gal edilmiş olduğuna dair karışık bir malümat geldi. Çok yakın bir tehlğ . keyi işaret eden bu haberi tahkik İ - çin, bizzat o istikamete gitmeyi ter cih ettim. Otomobilde, Tahsin Beyle Yaverim (Cevat Abbas Bey) vardı. Şehrin şark methalinde bir kalaba - liğm içine girdik. Bunlar, asker kıI - yafetini taşıyan, Ürban ve Bedeviler di... Esir olmuştuk... Yanımda kuUv vet olarak bir tek nefer yoktu. Hü - tüm eden bedeviler, otomobilin etra- fını sardılar. Ve her tarafma yüklen diler... Tehacümü görünce, şoföre: — Dur!., Emrini verdim.. Elimde, Tahsin Beyin verdiği kırbaçla ayağa kalka- rak, onlara anlıyabilecekleri lisanla sordum: , Pu yazıp bize gönd. « 750 Lira Gazetemizin hazırladığı hikâ- ye ve resimleri karşılaştırma mü. sabakası devam ediyor. Bu müsa- baka şu şekildedir : Gazetemizde hergün Nasreddin Hocaya ait bir hikâye ile bir resim Çıkacaktır. Resimlerin altma ko- nacak olan hikâyeler resimlere ait olmıyacak, ay sonunda okuyucu - larımız her resmin hikâyesini bu - larak bu numaralı resimlerin han- Bİ numaralı hikâyelere ait olduğu- İel veriyoruz Bütün hikâyelerin resimlerini doğru tayin eden okuyucularımıza 750 Hralık ikramiye verilecektır. İkramiye tevzi listesi şudur: Bütün resimlerin hikâyelerini doğru bulanlardan bir kişiye 200, bir kişiye 100, bir kişiye de 50 lira nakten mükâfat ile ondan sonra gelecek 100 kisive 400 Tira kıy- metinde muhtelif hediyeler teyzi edilecektir , UU, Ayrıca resimlerin yanmda birer de müsabaka kuponu — neşredil- mektedir. Bu kuponlarm da kesile. Tek, ay sonunda, hikâye ve resim numarası listesiyle birlikte idare- mize gönderilmesi lâzımdır. Müsabaka kuponu No. 3 — Reisiniz nerededir?.. - Cevap verdiler: — Hepimiz, reisiz!.. Derhal karar vermek lâzımdı.. Kır- baçla vurmıya başlıyarak : — Çekilin!... Diye bağırdım... Gayri ihtiyari, çekildiler . — Çabuk reisiniz karşrma gelsin!.. Diye emrettim.. Reisleri geldi. O- na; — Ben; sizin yardım ettiğiniz va- ziyete gâlebe çaldım. Herkes mağ - lüptur... Fakat; sizin iştirakinizi, Mmazur görüyorum. Bu akşam yanı * ma geliniz., Sizinle — görüşeceklerim Dedim... O: - | — Emredersiniz. | (Dedi... Şoföre: — Çabuk, geriye!.. Emrini verdim... Halebin içindeki karargâhıma döndüm.. Biraz sonra şeyh geldi. Kendini, onun anlıyabi leceği merasimle kabul ettim. Ve sordum: — Benden ne istiyorsunuz?... — Şimdilik bin altım.. Silâh ve cep- hane.... . Bin altmı o akşam verdim.. Silâh Bf Resim; 3 Fıkra: 3 ; Hocanın komşularından birinin evlendikten birkaç gün sonra bir ço- cuğu olmuş. Hoca, komşusuna şu tavsiyede bulunmuş: i "— Hemen çarşıya kaş. Bir kese yanına bırak.,, d Komşu sebebini sormuş, Hoca: "— aylık yolu beş günde alan çocuk, demiş, okumayı da bilir.,, ile bir cüz tedarik eft ve çocuğun Yazan : Doktor Ihsan Rifat Doktor Ihsan Rif-t mecburiyetindeyiz. Alkol, gıdasız- lik, güneş ve ziyasız evler, sefalet vücudün hastalıklara karşı tabil müdafaasını felce uğratır, Herbir vücut, yaşına ve vücudünün yıp- ranmış ve sulistimale uğramış olup olmamasına göre az veya çok kuv- vetli şekilde mikroba karşı koy mıya çalışık. Çok içki — içenlerde gidasız kalanlarda, yaşama tarzı- nı sujistimâal eden.erde şüphesiz ve- rem daha müsait bir zemin bulur. emleketimizi zarardide eden ! pıı bütün mikroplu hastalıklar | içinde şüphesiz veremin yantığı tahribat en başta gelir. Bu tahri - a bat, içtimaf olduğu kadar ekono - miktir de. Ve yalnız rakam dola- yısile ehemmiyetli değil, bilhassa hasta eşhasın ekonomik kıymeti dolayısile mühimdir. Verem - bil- hassa gençlere ve tam faaliyet za- manında, iş görecek çağdaki sanlara musallat olmaktadır. Fran sada her sene resmi olarak ihbar ait Barriol ve in- edilen veremlilere Moyne'un yaptığı istatistikler cid- den dikkate değer mahiyettedir. Bu istatistiklere nazaran Fransada se- nede vasati olarak 80 - 90 bin kişi veremden ölmektedir. Bu ölüm nis- beti umumi ölüm nisbetinin yüzde 13 ünü teşkil etmektedir. Arkek - lerde 25 - 45, kadınlarda 18 - 30 yaşlamıgş bilhassa en çok randı - man almabilecek yaşlarda verem fazladır. Veremden bir ölüye mu- kabil vasatf olarak yaşıyan, yani ayakta 4 - 5 veremli vardır. Böyle- ce Fransada tahminen 400 - 500 bin veremli var demektir. Bunlâr- dan 300 bini çalışabilecek yaşlar- daki insanlar olması ve bunların hasta olmaları dolayısle çalışama- dıkları düşünülecek olursa ekono- mik olarak bir senede Franşada tü berkülozun verdiği zarar meydana çıkîr. Çalışamıyan bu kadar ve- remlinin çalışma günlerinin ziyaa uğramasından dolayı kaybolan işin verimi 10 - 12 milyar frank olarak tesbit edilmiştir. ereme karşı halkta bir kor- ku Phobie vardır. Bü ma- nasızdır. Bu korku vereme karşı değil, verem sirayetine karşı olma- hdır. Veremin sirayette olması için mikrop çıkaran veremli ile doğrudan doğruya sıkı, mükerrer, uzun süren temaslar ve müşterek hayat olmalıdır. Mikrop çıkaran veremlileri tanımak ve mümkün mertebe erken anlamak lâzımdır, Hastalar kendilerini doktora gös- termekte cesur olsunlar; Muhitle- ri için faydalı olacakları gibi ken- dileri mümkün mertebe erken te- daviye tâbi olurlar, Çalışanlar, bile hassa memurlar mevkilerini kay- betmek korkusile çok defa hasta « lıklarını saklarlar ve tedaviye de- vam etmezler veyahut hastalığın halk tarafından korkunç olduğunu ve herkesin kendilerinden kaçaca- ğını düşünerek hastalıklarını ke- za saklamaktadırlar. Bu çok yan« lış bir düşüncedir. Verem utanıla- cak bir hastalık değildir. Y akın bir zamana kadar ve» reni tedavisi yalnız bol ye- mek ve temiz havadan ibaret iken son senelerin münakaşa kabul &t- mez müessir tedavi vasıtaları (pnos motoraks ve cerrahi tedaviler) sayesinde bu afet korkunçluğunu kaybetmiştir, 1 — Hastalığın erken teşhisi ve meydana çıkarılması. 2 — Hastaları tecrit ve tedavi. 3 — Sanatoryomlardan » sonra nezareti tıbbiye. 4 — Çocukların himayesi, sayesinde veremden ölüm son ses nelerin istatistiklerinde evvelki se- nelere nisbeten çok azalmış olarak görülmektedir. Bu dört nokta her nemlekette yapılan mücadele sis« teminin hbir örneğidir. Mücadel& * teşkilâtı her memleket için — ayni olmakla beraber tatbik - şekli- 6 —— memleketin halkının refah seviye» sine ve diğer içtimaf teşkilâtıma " göre değişebilir. Protilâks müca- delede esastır. bunun başlıca org nizasyonu da dispanser teşkilâtı « dır. Fransada bugün dispanser mevcudu 803 tür. Herbir dispane ser 1916 da yapılmış dispanserler kanünu mucibince muayyen bir ko« mite veya servise bağlı olarak Çüe lışır. Teşhis ve —korunmayı te mine çalışan bu müesseseler, has- tane, sanatoryomlar, sigorta teşkie lâtı ve nihayet Kızılhac teşkilâtı, doğum evleri, çoruk yurtlarile mü * nasebettedirler 1938 senesine Kada Fransada-yalnız hasta çocuklar i- çin 62 sanatoryom ve prevantor « yom yapılmıştır. Bunlarda yatak adedi 16 bindir. Heyeti umumiyesi- ğ le Ğ1 bin hastayı alabilecek verem — mücadelesine yarıyan 404 müessese — mevcuttur. Bu müesseseler saye « sinde bugün Fransada vereme tü « tulanlar ve ölenlerin nisbeti tedri- ci bir sürette azalmaktadır. Nite- kim son otuz sene zarfında verem- den ölüm nisbeti yüzde 30 olarak azalmıştır. Mücadele teşkilâtı iyi yapılmış diğer Avrupa memleket- | — lerinden İngiltere, Italya; Almanya ilâh... dahi böyledir. Burdurda iki Kişi dondu ' Burdur, (Tan) — 12 senelerdenberi görülmiyen bir kış ansızın ortalığı bastırmıştır. 24 saat süren kar, bü- tün yolları kapamış; kaza ve nahi- yelerle irtibat kesilmiştir. Anvalı köyünden mahkemeye gelen iki köylü, Çine ovasında donarak öl « müşlerdir. Afyon treni, Sandıklı - Afyon ara- çi sında kara saplanıp kalmış, posta gel. memiştir, Yolların yakmda açılacağı Üümit e-