mn 26-90-9356 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, karlin gazetesi olmaya çalışmaktır. Günün meseleleri Antakya ve İskenderun davası Sosyalistler emperyalizme mahalif- tirler. Sosyalistler küçük milletlerin is- yani sol fırkalar birliğine dayanan sosyalist bir hükümettir. Yukarıda saydığımız prensiplere taraftar oldu- ğü İçin Suriyenin istikllini temin edöcek bir muahede aktine derhal razi olmuştur. Şimdiye kadar Suriyeyi bir mis. temleke gibi idare eden eski emper- yalist Fransız hükümetlerinin nüfu- su Türk olan ve Ankara muahedesile ayrı bir istiklâle sahip olması ösasi kabul edilen Anfakya ve İskenderima da Suriyenin bir parçası gibi ellerin. de tutmak istemelerini bir dereceye Kadar anlamak mümkündü. Emperyalist bir hükümetten başka. larının hakkına hürmet etmesi bekle. nemezdi. Halbuki Ankara muahede - sini kuzalıyan o vüldtki emperyallar Pransiş hükümeti bile Antakya ve Bkenderuna ayrıca müstakil bir ida- re kurmayı kabul etmiş bulunuyordu. kenderuna ayrı bir müstakil | İdare kurmak hakkımdaki vadi unuttuğu ve bu iki Türk vilâyetinin haklarmı ta. nımıyarak eriperyalizme kaydığı gö- iF. Sosyalist bir hükümete söylenecek ij i a a ri tanıyor musunuz? O halde 280 bin Türkün yaşadığı bu toprakları hakiki sahibine iade ediniz. Hakka hürmet ettiğini gösteriniz ve şarkta sulh to- humlarmı ekmek süretile sah siya- setinizde #amimi olduğunuzu ispat eğiniz. Sosyalist ve sulheti Fransiz hilkü- metinin bu söze vereceği cevap süde- 6e Antakya ve İskenderimün vazife #hi ve hakkını tatitmaktan ibafettir. ... Habeş murahhasları Milletler Cemiyetinde Milletler Cemiyeti ilk defa olarak bir celâdet gösterdi. İtalyanların da- yatmış olmasma Pağmen Habeş mü- ralihaslarını ârasma aldı. Bu sürei- le hakkı tanıdı, haksızlığa boyun eğ- medi, Milletler Cemiyeti bu yıl Habiş harbi münasebetle büyük buhranlar geçirmişti. Japonyanm Maüğükoyü istilâsma mâni olamıyan, İtalyanla - rm Habeşistanı İşizal etmesine göz yuman bu müessesenin milletler nez- dinde saten nüfuz Ve İtibarı sarsılmış. ta. Her millet ertik Milletler Ce. miyetine güvenilemiyeceğini misalle- rile öğrenmiş: bulunuyordu. Milletler Cemiyeti bir sulh amili, milletler ara- sında bir barış ve düzen vasıtası ol. maktan çıkmıştı. Bu defa cemiyetin azası olan Ha. besleri de içtiman #okmasaydı, o va.) kit kapilarini kapamak veyahut sade. ce emperyalist devletlerin bir aleti oldüğünü ilâh etmekten başlın yapa. câk bir işi kalmamıştı. Fakat bü karap İtalpayı Cemiyet - tön uzaklaştırabilir. Zaten dünya eü kuvvetli devleti Amerika Cemiyet- te aza değildir. Uzak Şarkın ön em- peryalist menleketi Japonya Cemi - yetten çekilmiştir. Avrupasim en kuv vetli hükümeti Almanya Milletler Ce- miyeti ile alAkasmı kesmiştir. Bimdi İtalya da Cemiyetten çekilir ise, Milletler Cemiyetinin vaziyeti ne- zaket kesbedecek, hattâ yakında töp lâhimâki beldenen Beşler Könferahsi- nı da suya düşürebilesektir. Nitekim İngiltere, Milletler Cemiyetini ve mis. terek sulhü kuvvetlendirmek için Al- mahyayı bile Milletler Cemiyetine çekmiye çalışmaktadır. Şimdi fazla Bizim yara < ÇOCUKLARA İSTİKBAL SısasiNi ÖĞRETMEK İÇİN ÇOK YORULDUM. MESELA: YARIN MEKTEBE SELE-İ|. GEK MİSİNİZ ?.DiyoRum.| TAN mazlar İGELECEĞİZ., a DEMİYORLAR ALLO. AMCA: YAIN SİNEMAYA “2 Günün en çok üyük harpten sonr Avrupanın Siyaset ufkunda parlıyan, fakat son günlerde sönmeye ylz tutan yıldızlardan biri Nikölas Ti- tüleskodur. Yüzü Mogola benziyen, bu 53 yaşındaki a- dam, dünya meselelerini ko nüşan birçok büyük konfe - ranslarda, nice defalar yapa- yalnız kalmıştır. Briyan ile Litvinoftan sonra beynelmi- lel siyaset âleminde en çok şöhret kazanan diplomatla : rın biri, Titüleskodur. Titüleskonun çalışıp muvaffakı- yetsizliğe uğradığını söylemek âğ | Past heh gölmemiştir. Çünkü ba şardığı işin neticeleri, ancak söhd- Jeree sohra ölçülebilecektir. Tits İesko memleketinin birliğini ve bü- üğünü korumak için çalışmakla almamış, Fransız medeniyetini” mirasına konan bütün insanlar için uğraşıp didişmiştir. Titüleskoya, Milletler e Cömiyeti toplantılarında bakıldığı takdirde yilzünde medeni bir hayatiyetini pi Fil parıl parladığı görülür. 8 itüleskö soluk renki! bir el. bise giyerek, ergihlik çaği- nm toyluklarından mustarip in- #anlara hitep ediyormuş gibi söz söylerdi. Nutuklarını irat edörkön dirseklerini masaya dâyar, ileriye doğru eğilir; kolları, kendini akın- tıya kaptıran bir sandalı yürütme- ye uğraşıyormuş gibi sallanırdı. Titlileskonun en çok hiddet etti- Bi sey, siyasilerin dar kafalılığı idi, Çünkü geçmiş asırların ümanis'ie. rine mensuptu. Romanyanm bu #iyasisi herşeye döğerini vermek kabiliyetine güve- nerek Küçük İtUâf devletlerini Frânsa ile birtikte Yürütmüş ve &- sırları düşünen bir kafa ile bu ka- tari vermiştir, efçi Versay müâahedesi, şö- tefsiz bir vesika idi. Çünkü bü muahöde Almanlara ve Macar- lara, insaf ve hakkaniyet ile telif ö- dilemiyecek yükler yüklemişti. Fa- kât bü müuahede, Titüleskoya, yâp- tıği zarardan dahh büyüğüne mâni öluyor, yani ond göre, Avrupada Fransinm nüfuzunu koruyordu. “Titülesko tahsilinin ilk yillari 8$- nasımda Fransız nüfuğuna saygı göstermeyi öğrendi. Kendisi Pais- te tahsil gördükten sonra hükük profesörü olarak çalıştı ve ancak büyük harbi müteakip. beynelmilel siyaset âleminde tanındı ve eşsiz sayılacak şöhret ve nüfuz kazan- dı. T itülesko Avrupanm risbalen küçük bir devletinin dışba- kanı olduğu halde nllfusu çök geniş KT EİN; Maşallah Büğün sühuhet derecesi muhakkak | Gözlerimin önünden sanki: yine Bölgede 88 dir. Tren bir fırın işi gibi sicak. Başımı pehberehin kenarina daya- örn. Önümden naslı nazlı yürüyen bir gelin gibi renkli, süslü ve ağır âğır geçen Manzaraya bakiyorum. Trenimiz Aydından kalktığından « beri fevkalâde ağir ilerliyor, o kâdar ağır ağır ki, insan pek âlâ trön yo: Tunun yanmda yayan yürüyen birile konuşa konuşa gidebilir, Baatlerilenberi Kızgın güneş ditm- da köşan vağonun İçindeki yolenler olaak İtalyânm da çekilmesi ihtima- R, Milletler Cemiyetini yeni bir buhra- © na sürüklüyecektir. sıcaktan bunalmış kalmışlar. Higbi: ri pencereden bakmayı düşünmüyor. lar, — Bana doya doya bak, der gibi göpeh ve birinci defâ olerak gördü- Eüm bü tablati seyrediyorum. Zeytinlikler biraz geride Kaldı. Şimdi trenimiz portakal ağüçlarile süslü yerlerin ortasından ilerliyor. : Istasiyona giriyörüz. “Tren, şehrin demiryolu üzetinde ki evlerinin önünde geçiyor. Bü &vlet hiçbir veçhile nazarı dikkati: mi telbelmiyedekti, eğer İçlerinde bir tanesinin üzerinde iri iri Min harflerle tıpkı bir firma İsmi gibi, maşallah yazılmış olmasaydı... Bu evin maşallahmiı okurken, ka- sanılan adamı ölmakla kalmadı, çünkü kendisi 67 milyonluk bir kütle olan Küçük İtilâfın mümessili olarak tâ nmeiş ve Titülesko gece gündüz Küçük İtilâf için çalışmıştır. Ak- şam saat sekizden sabah saat beşe kadar Titüleskoyu meşgul eden bi- ricik iş, Küçük İtilâftı. Titilleskonun bü meziyetleri, ken- disinin Românyâda pek fazla sevil. mösinö yardim etmemiş bulunuyor. Çünkü Romanyaya kazanç Vver- gisini ilk sokan zat, Titüleskodur. Sonra onün Sovyet Rusya ile döstlük siyasetini takip etmesi, Ro manyadaki irtica unsurlarının #ley hinde çalışmalarını intaç etmiştir. itülesko, mevkiinden sik srk istifa etmek obakımmndan rekor kirmiş sayılabilir. Onun; si- fesi açık bir pehcerenin önünde ©- turan bir kâdın başi görüyordum. Daha doğrusu kadın başi olduğu: Bu tahin ettiğim biri Çikiş, Bu çikiğ, siyahlı beyazlı bir pip temala sârilmiş, yalniz açık kalan bir yerinden bir tek göz görünüyor. Bir kadın, gölgede şüphesiz gat 88 i geçen bu hararette evinin pen- terekinden ,pancerehin önünden gö çectk treni böyle bir peştemâlâ #a filmış seyrediyor. Evin üstündeki yazıları bir daha okuyorum: Maşallah... Silat DERVİŞ -YALNIZ Biz DEGİL, BÜYÜKLER DE BİL MİYORLAR. AMCAM, HAYIR, Nichulas Titulesco HAYATI Titülesko 58 yaşındadır. 1917 de Romanya Maliye Nazırlığına getirildi. 1933 te Romünyanm Londra (İktisat konferansına | gönderdiği murahhas heyetine | riyaset etti, Dünyanm en meş. “İ hur siyasilerindendir. Mütesddit diller bilir ve hepsini iyi komu- şur. Bir aralık, Romanyada her hükümetin muhtaç olduğu adam yasetini kabul ettirmek için &n çok güvendiği silâh istifanamesi idi. Fakat onu sön defa mevkümden ayıran âmil, istifanamesi olma- mıştır, Alman nüfuzu ile İtalyan müfüzu onun âleyhinde çalışmak hususunda birleşmiş ve neticede muvaffak olmuştur. Titülesko, Bismark gibi düşmüş bulunuyor. Fakat bu adam uğradı- ği hastalığı atlatınaya muyallak 0- lursa muhakkak ki yine adini orta- Ya yayacak. Ve bir gün yine Ro- mânyanm vaziyetini islah etmek için çağrılacaktır. Titüleskö memleketinin tek ba- şma duramıyacağmı veya Fransız veya Alman nüfuzlarından birini tercih etmek iztrarında bulundu- ğunu anlamış, ve Fransız nüfuzu- hu tercih etmiştir. Bü İçtihadın neticesi he olursa olsun Titüleskohün daima “mede Al bir adam, diye anulacağı mü: hakkaktır. Bir cinayet davası Damadını balta ile öldür meğe teşebbüs etmiş! Damadı Seyfiyi balta Ve öldürme ye teşebbüs ettiği için tevkif edilen Saffetin muhakemesine dün Ağırce - za mahkemesinde devâm edilmiştir. Bu celsede Ahmet isminde bir şahit, vak'ayı şöyle anlatmıştır: “ Beh, ö sabah Saffetin evinin | önünden geçiyordum. Bit kiğtağız ev. İ den telâin fırledi. “Aman kogun öl- dürüyorlar,, diye bağırıyordu. Eve girdim. Şimdi burada gördüğüm bu kadın Seyfinin başını bacaklarının 2- Tarihi Dedikodu .Şürayı Devlette bir tercümanlık sandalyası Osmanlı İmparatorluğunda memu- riyetler ehlihe göre verilmezdi. İmpa- ratorlağun ik inhilâile baslayışı Ka ( mani Süleyman devridir. Devlet Ba- huni Süleyman devrinde itilâyu vur- dı. Ve gene Kanuni devrinde inhitata başladı, Her devlette Iş için adam aranmak kaidedir. Fakat Osmanlı İmparator. luğunda hal böyle olmadı, Adam için iş aranmak kaide ittihaz edildi. Kal deyi IhA eden başta Kanuni Süleys man oldu. Kanuni Süleymana e güzel mersiyeyi yazan şair Baki ona hayatında en şiddetli ihtarmameyi yazdı, El yazması bir eski ve köhne Baki divanın bas tarafında olan Mesnevi buna şahittir. Baki, Kanu- ni Süleymanı fütufsuz ve korkusuz. ta sigaya çekmiş, adamakıllı haşla. mıştır; “Sen İş İçin adam aramıyor. sun!, Adam için iş arıyorsun. Bu İl gidişin iyi bir gidiş değildir., demiş- tir. *..* Girit isyanlarmı bastırmak İçin Sadrazam Ali Paşa Giride gitmiş ve bir hayli uğraşıp üzüldülten sonra avdet eylemiştir, Fakat All Paşanın ömekleri boşa gitmis, yeni İsyanlar çıkmış, İsyanm biri de Müterelm Rüstü Paşanın sadaretine tesadüf et- imistir. Mütercim Rüştü Paşa - defi be - lâ - kabilihden olarak İsyanın Ser. gerdesile anlaştı. Sergerdeyi Şürayı Devlet Mülkiye Dairesine on bin Ku- ras maaş İle getirdi. Bergerde türkçe bilmiyordu. Şüra- yı Devlet Mülkiye Dairesinde o zas İ man rumca bilen bir tek fert te yoks tu, Mütereim Rüştü Paşa bir gece #öhbetinde gene sözü Menas Efendi- hin mağduriyetine, bir İş bulunup kayrılamadığına intikal ettirdi. Te « esssüfler beyan eyledi. | Mens Efendi: “Bendeniz münhal bir memuriyet buldum efendim.. Mü. saade buyurursanız arzedevim.,, de. di, Ahiren Şürayı Devlet Mülkiye Das İresine tayin buyurduğunuz Girtili filân zat vukuflu bir zettir, Rey ve Mmütaleasmdan devlet ve millet isti. fade eder. Ancak kendileri bir keli. ime türkçe bilmezler, Azayı kiram İ. terisinde bir kelime rumca bilen de | yoktur. Eğer müsade buyurulursa... / Beyin koltuğu arkasına bendeniz İçin de hir sandalya konulem, Ren. deniz güzel rumca da biliyorum. Gi. ritli Beyefendinin reylerini azayı ki. tama, azayı kiramın rey ve mütalen. larını da Giritli Sergerde Beyefendi: İ ye tercüme ve. nakleylerim. Tayini Yalâlarımdan bü süretle millet ve memleket bihakkın İstifade eder,, Alay ve tenkit pek dehşetli idi. Fa- | kat mecliste s6 çıkaran olmadı. Her. | kes süklüm pilkliim önline baktı. Abdutrahman Âdil EREN e a tasma almış, elinde kısa bir balta ile onu öldürmek istiyordu. Şakakların. dan akan kanlardan bir iki defa da baltayı vurduğu anlaşılıyordu. Seyfis hin yüzü sabunlu idi. İhtimal traş olurken kayınvaldesi kendisini yakâ- lamiş ve başını bacaklarmın arasma tlmıştar, Mahkeme, başka şahitlerin çağreti. ması için muhakemeyi talik etmiştir. İzmir fuarında belediyenin ziyafeti eee Izmir funrmın kapanması mühasebetile İzmir Belediye Resi Behcet Uz, futra iştirak eden ekspozanlar şerefine 500 kişilik bir ziyafet vermiş. tir. Yükarıki resim #iyafetten bir intibar gösteriyor