——— 11.9. 986 Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman 'Tan'm hedefi: Haberde, fikirde, herşeyde temiz, dürüst, samimi | olmak, kariin gazetesi olmaya| ımaktır. | l Günün meseleleri | i İngiliz dostluğu İngiliz kralınm şehrimizi ziyare- ti münasebetiyle İngiliz matbuatınm neşriyatı dikkate şayandır. İngil - terenin en ağır başlı ve İngiliz ha- i rici siymsetinin en salâhiyettar ağa! Yukardaki ilk resim: Çatladıka. sayılan gazeteleri o Türk - İngiliz dostluğunun kuvvetlenmiş olmasn- dan memnuniyetle bahsediyorlar, Şlphe yok ki kralm ziyaredi hüdisatın ortaya attığı hakikati bir parça daha belirtmeğe hizmet etmiş- tir, İngiltere, Türkiyeye karşı destin- funu ilk defa Habeş harbi esnasında da isbat etti, Montrö bu dostluğa ne kadar bağ- k olduğunu gösterdi. Bu iki hâdi - se bizi o kadar mütehassis etmişti ki ingiliz kralının memleketimize #eref vermesini bu duygularımız İfade için bir vesile bildik. İstanbul- daki samimi istikbalin hakiki mâ - nası budur . Fakat bu üçüne hâdise aradaki dost Yuk mtmasebetinin bir kat daha sağ- lamlanmasma yardım etmiştir. Baş- vekilimizin Londrayi siyaretine vesile hazırlamıştır. Bu bakımdan da bi. zim için faydalı olmuştur. İngiltereyi bize ve bizi İngiltere - Ye bağlayan siyasi sebepler de y. değildir. Dünyanm seyrini takip denler, Akdenizdeki kuvvet müvaze- hesinin aldığı yeni şekli bilenler Türk « İngiliz dostluğunu gayet tabii gö;- rürler. ... İ Avrupa iki grupa ayrılıyor. Avrupa orta çağda din kavgası yapıyordu. Bütün Avrupa bir taraf. tan katolik ve protestan kavgasına, öts taraftan da-lslâmik ve hiristi,- yamak - mh İren emre Bütün dünya iki zümreye ayri. Mıştı. Hıristiyanlar islimlara düş- mandı, hristiyan devletler islâm dew-; letlerile çarpşiyordu , Bugün din kavgası yerine an'sne, kavgası hükilm sirliyor . Dünya değilse bile, Avrupa gene İki zümreye ayrılmıştır. Bir tarafla, faşist devletler, öte tarafta komü- Dust ve sosyalist memleketler mew- ki almışlardır. Evvelce ideal arka » sında koşar görünen bu zümreler, bugün muayyen bloklar halinde bir- birlerine sarlmağı başlamıştır . kolay! buluyor ve elele veriyorlar, Almanya, İtalya, Avusturya, Ma. taristan, kısmen Romanya, Bulgu » Fistan ve Yunanistan faşist grupu- Du teşkile çalışıyorlar. Demokrasi) 914 cihan harbi müstemlekeleri baylaşamıyan devletler araamda vü- ku bulmuştu. Bu defa harp çıkarsa, Taşist ve korünint devletler arasında &ereyan edecektir . i Şimdi heniz teşekktil halinde hu- İnan bu grüplar, yarın baris, kenti Ve keskin şeklini aldığı zaman biriei. harbinden korkulabilir. Bu Hibar. la faşizm ve sosyalizmin dünya siya» Seti üzerinde oynamakta bulunduğu ?vlti dikkatle takip etmeliyiz. ' amma Hamallığın kaldırılması hakkım: da yeni talimatname Sırt hamallığınm kaldırılması fiçin Yapılan tetkikler bir hayli ilerilemiş- tir. Avrupa ve Balkan şehirlerinde tatbik edilen usuller hakkında getir- en talimatnameler tercüme ettiril- y buna göre şehirlerin bazı yerle nde tecrübeler yapılmıştır. Bu; tec-| tübelerden ve mevcut tallmatımme! melerinden elde edilen netikele- mtire, esas talimatnamenin tanal. ür başlanmıştır. Bu iş bir aya ka- ikmal edilecektir. I ©. ipıda ,Bakoleon sarayında Jüsti. niyenin bir arması —ma maya Yallarda ortadaki resim: Jüstini. yen;sarayının denize açılan muh. teşem üç penceresi i Istanbulun en meşhur semti Sarayburnu , > RUSSEL arihte İstanbulun en meşhur semti neresidir? Ben Tan oku- yucularına İstanbulun tarihi semtlerini tanıtma kararını verdiğim zaman kendi kendime bu suali sordum ve cevabını ara- dım: Büyük Tanrı Zevs göklerden iğilerek Saray» Ben AE amana İma azan Kİ len — $an Vizas'ın kulağına! “— Şehri'buraya kur!” demişti. Vizas gökten inen bu buyruğu aldıktan sonra karşıdaki şehre baktı. De- nize batmış gibi sislerin içinde uyuyan Kadıköyü- nin kör gafletine acıdı ve (Kalkedonya — Körler memleketi) dedi. Vizas şehrin. tohumunu Saray- burnuna koyduğu ilk te- mel taşıyla attı. Bizansın ilk sarayları ve en büyük yapıları Sarayburnu ile Kadirga limanı arasında toplandı. Yukarı Sınırını At meydanının çerçevele- diği bu yamaç Bizansın en meşhur semti idi. Mars marayı, Boğazı, Adaları, karşı sahilleri ayak altına seren ve serpen bu semt Osmanlı devrinin de en meşhur semti oldu, Os- man oğullarının sarayları da burada yapıldı. Evliya Çelebi en meşhur tılsım- larını burada gösterir, Tanrı'nın bile imrendiği bü sathımail dün nekadar meşhur idiyse bu günde o kadar metruktür. Yol- suz, ışıksız, lâğımsız ka- lan bu semtin harabe ko- vuklarında, tarihi lâbi- rentlerinde aç ve çiplak insanlar pinekliyor ve ge- celiyor. T alihi © İngiliz o profesörü BAXTER Araste sokağın. da bulduğu bir yumak iple Giridin efsanevi lâbirentinden daha karan- irk ve daha karısik olan Bizans ta- rihine girdi. Ölen meşhur semtte böylece bir (basli badelmevt) kı- pırdanması başladı. Geçenlerde İg- tanbula gelen Garpli bir Âlim Bax- TAN f YAZAN :iBRARKIM HAKXI terin kazı yerinde durmuş, Bizans. hlarla dört asırlık Osmanlı zevki selimini bugünkü İstanbulun zevki- Ie mukayese etmiş ve kapanık semtlerde ŞEDDAD kaleleri gibi apartıman yükselten İstanbullule. ra körler!.. demiştir, Bu ecnebi ne- kadar haklı.. Başta belediyemiz ol- duğu halde İstanbulun zevki selimi cidden körleşmiş ve dumura uğra- miştir Bu tarihi've pırlanta semt açık gözler bekliyor, Fatih İstan- bulu aldığı zaman bu semtin yıkık şöhretini şu mısralara söyletmişti: Bum nevbedd misened ber tarimi efrasyab. Perdedari miküned der kasri Kayser : Ankebut İzanslıların Halki, Dafnl, Jüstiniyen, Bukoleon, Por fira, Mağnora, mukaddes ve altın sarayları bu yamaçta yapılmıştı Ben bugün bu meşhur semtin ta- rihi bir yapısını tanrtacağım: Çat- ladıkapıdaki (Jüstiniyen evi: deni len Teodos TI (450—408) sarayı. Dün 1486 yıldsnberi ayakta dur- mıya çalışan bu sarayı yeniden kaydedilecek mühim şeyler öğren- dim. Hemen müzeye haber vereyim ki tarihin meşhnir (Bukoleon > ö- küz — aslan) heykelinden aslan: da burada buldum. Ufak bir kazı ile asırlarm aradığı bu heykel or taya çıkacaktır. Sarayın harabesi Üzerindeki kartal yuvası gibi bir kullibede 45 senedenberi oturan İz- zet kaptan bana (Bukoleon) #da- sını gösterirken bildiklerini göyle Anlattı; “İşte geçen kış deniz şura daki toprakları yalamıştı. Bir metre kadar aşağıda bir aslan heykeli gördüm. Bunu müzeye haber verecektim. Fakat sonra vazgeçtim. Bu sarayları 40 se- nedenberi tahrip ediyorlar. 30 sene evvel belediye tehlike var diye adamlarını gönderdi. Sa- rayın üst hatim kancalarla yıktırdı. Bu muhteşem kat yı- kılırken ikinci kalın taraça sütunlarını da göçürdü. Bu da yetmiyormuş gibi sonra “ bele- diyeye taş lâzım olmuş. Taşçt- lar gönderdi. Duvarlardaki o- ya gibi işlemeli, taşları ve kita- beleri sildirerek aşırtmak iste di. Derhal müzeye koştum. Çok şükür öna “mâni olabil. dim. Bu t&rayın asıl katili şi- mendifer oldu, Kumpanyaya okadar söyledim: “Tren büra- dan geçerken seyrini yavaşlat- sın!, dedim, Fakat makinist. ler burada saraydan bir parça taş daha kopartmak için loko. mitiflerine en son sür'ati ve: yorlar. Şa gördüğünüz. yuzil taş denize yuvarlanmıştı. Mü- ta eke sene'erinde Fransız Ge- nerali, Şarpi yerine koydurdu. Sarayın pen-erelsrindeki de mir kenetleri de Bombar! adlı bir Fransız sefirinin karısı yöptardim G irdiğ! yere medeniyet umran rhilidesi gi komotif ıslıkları İstanbul için ba kuş sesi olmuştur. Demiryolu Ye- dikuleden Sirkeciye kadar uzanır. ken muğlu, kazma ve bomba tari- hin binbir pırlanta yadigürmi mah vetmiştir. O vakit o demiryolunu Yedikule kapısından Beyazıda ge- tirmek istiyenler varmış, fakat bir beyinsiz sadrazam buna mâni ol- muştur. Tren Jüstiniyen sarayının ayakta kalan son enkazmıda yı- kıyordu. Araste sokağmdaki kazı. yı himaye eden İskoçyalı smatör arkeolog doktor Russel'in verdiği tahsisatla bir aydanberi tamir edil. meye başlanmıştır. Şimdi ayakta dört kemerle Üç kubbe vardır. Bunlarm kemerleri tamir edilmiş- tir. Gelecek sene de sarayın üstü- ne çimento kaplanacak ve deniz tarafmdaki çatlakları da kapatıla- cakmış. Sarayın deniz tarafında Üç pencerede ve önlerinde beş taraça ayağı ile binbaşı İzzetin bahçesin- de muhteşem başlıklı iki mermer sütun kalmıştır. Ben Çatladıkapmn üzerindeki kitabe ile kapmın solundaki bir sö“ kede Jüstiniyenin armasını buldum ve resimlerini aldırttım. Tren ge çerken saraydan dökülen parçala. TI da fotoğrafla tesbit ettim. Dok- tor Russel bu sarayı kurtaracağı hakkmda baha teminat o verirken dedi ki: “— Istanbulun üstü kadar ağn * da zengndir. İstanbulu yalnız siz değil bülün dünya, ilim dlemi se- ver, Bu eserlerin beymelmilet kay. metleri vardır. Bu bakımdan İs- tanbulunuz herkesin, tarihin ve (1. mindir. Bu şehrin sahipizri neha. dür göğüslerini kabartanlar hak- hdırlar, Biz on sene çalışacağıs. Bu eserleri ilim dünyasına açaca- İz. O vakit Istanbul bir kat daha zenginleyecek, daha çok seyyahla- rn uğrağı olacaktır. Jilatinyen evini de tamir ettiriyoruz, imdi ayakta duran bu saras ym solundaki fener kulesi. 16 şimdiki Çatlarıkapı denileni SAhA Yukardaki retim: Muharririmiz, Çatladıhapıda bulduğu bir kita- Solda ortadnki resim: Araste s0. İçinde bütün Bizans İmparatorlu- heykeller, mamures'nin bugünkü acıklı hali beyi tetkik ediyor kağında çalışan kazı heyeti ğunun doğduğu saray, muhteşem | İstanbulun bu eski ni idi. Burada yalnız İmparatorluk donanması demirlerdi. Ticaret filo- su buraya alınmazdı. Bu limanın sağ tarafında küçük bir ada -ki hâlâ yeri bellidir. ve Üzerinde de bir aslanın öküzü parçalarken ya» pılmış heykeli vardı. Tamamen be- yaz mermerden yapılan seray rıh- timin kenarları da birçok kıymetli hayvan heykelleri ile süslenmişti, Şimdi saraym d rilen ders oturtulmuş (24) direk başlığının Üstüne altın (Aizze) tabloları tesbit edilmişti. Burada bir de nümune balık havu- Zu vardı. İstanbulun bugün bile i bu havuzu Bizans- evvel © yapmışlardı Bu sathımaildeki sekiz saraydan bu rıhtıma inen kapalı yollar var. dı, Rıhtım ve yalı saraylar göz ka- meştıran bir zenginlik arzederdi. Saraya gelen “bütün misafir hü- kiimdarlar, ecnebi sefaret heyetle- ri evvelâ bu rıhtıma çıkarlar, son- ra da buradaki kapıdan saraya gi- rerlerdi. Kudüs Kralı Birinci A» mor 1171 tarihinde Bizans Impa- Tatoru Amanöel Komnen tarafın. dan kabul edildiği zaman gemileri bü limana yanaşmış ve kendiside bu rıhtıma çıkmışlardı. «dinci Kostantin (912 — 962) ile Abbasi Hailfeler den Elmuktedirbillâh o arasında yapılan bir sulh muahedesinden sonra Halifenin İstanbula gönder. diği selaret heyeti de bu kapıdan saraya alınarak ağırlanmığtı, Bu sarayın en mühim hüsüsiyet- lerinden birisi de bütün Bizans İm- paratoriçe ve Prenseslerinin bura» , daki Porfira sarayında doğmuş ol- malarıdır. Bizans İmparatorlarınmn hemen hepsi hayata gözlerini bü lâvhalarin | (rarini Dedikodu) Babıâli cadde- sınde bir oyun- cakçı dükkânı Sadrazam Müteröim Rüştü Paşa, Antuan Manas Efendiyi himaye © der, ona bir memuriyet bulmak is- terdi . Çünkü Manas Efendi vilâyatı şarkiye milfettişliğinden avdet ettil ten sonra vazifesiz, memuriyetsiz kal. mış, senelerce âğıkta sürünmüştü. Manas Efendi, Mütercim Rüştü Pa - şayı ziyaretten hâli kalmaz, halile, tavrile istirham ve müracaatte bulu- İ aardu. Mütercim Rüştü Paşa Manas Efen. dinin nükteli sözlerinden hoşlanır ve taltif etmek isterdi. Bir gece ziyare- Yade söz yerine Manas Efendiye bi? iş bulunmadığına, taltif ve tatyip edi. lemediğine intikal etti. Manas Efen- di fırsatı Iğtinmm ederek: “sx Bendeniz bir iş buldum. Mü « ' saade buyrulursa arzedeyim.” dedi, “ Buyurun Mana Efendi.,, “— Efendim, tarafı devletten bir imtiyaz ihsanı istirham edeceğim.” “— Ne imtiyanı Manas Efendi?,, “— Efendim. Babıali caddesinde bir oyuncakçı dükkânı imtiyazı... Bas bili eaddekinde bir oyuncakçı dük « kânı açacağım; Eyüp oyuncakları sü» tacağım,” “ Eyüp oyuncakları satacaksmta da kim “ss Kim mi alacak? Şürayı devlet azaları alacak , Eyüp oyuncakları i- çinde en çok satılacak ta Hacıyatmaz lardır.” “— Hacıyatmaz mı?” «Evet "— Ne demek istediğinizi anlıya «, mıyorum. Manas Efendi.,, “ Anlaşılmıyacak me var efen- dim? Bendeniz Bahâli caddesinde bir oyuncakçı dükkünr açacağım; eğer müsaade buyrulursa... Oyuncakçı dile / kânmı sçmak İçin de bir'inhisar ve Imtiyaza ihtivaerm vardır, İnhisar ol. mazsa bendeniz dükküni İşletmeye başladıktan sonra bir diğeri de gelip yanıbaşmda (o bir dükkân © açar; kir ve kisbime rekabet edip halel ge lir, | Bu soff(günlerde sürayı devlete bire çok yepi aralar int'hap buyurdunuz, Rumlar hep genç ve görgüsüz, malü- | matsız kimselerdir. Bir mesele şüra- yı devlette mevzuubahs olup mina kaşa edildikte elbetteki, eski azayı kirâm müzakereye iştirak ederler. Ye ni azayi kiram İse «es çıkarmayıp meselenin rels tarafmdan reye konul. masını beklerler, Rey vermek zama- Bı gelince, yeni azayı kiram, hergün Babâliye çıkarken bir yenisini edin- d'kleri harıyatmarları ceplerinden çı. karırinr, Önlerindeki masanm üze « rine atarlar. Eğer hacıyatmaz yere yatarsa “reyim vardır.” derler. Eğer hacıyatmaz yere yatmayıp ta ayakta durursa “reyim yoktur” derler” “ Bu mevzua ait meşhur fıkralardan biri de şadur: O rünlerde Maraslı Hüseyin Bey, tütün relisi kâtipilğinden ve birden devlet sürası azalığına yilkselmisti. İlk meelis müzakeresinde rey toplıyan sirayidevlet basmunvini Hası Resit Bey (Pasa) Hüseyin Beye: “Reyiniz nesir? 'diye sordu. Hüseyin Rev, bir müddet dalgm düşinmüs, fakat kekeliyerek bir cos vap verememisti. Nihayet dayana - madı: “— Kâtip efendi, beni kalaba hığa yar?” dedi, Abdurrahman Âdil EREN rada açmışlardı. Asârı atika müze» sinde Jüstiniyen saraymın cephe sinden alınmış İki heykel e vardır. inhisar idaresinin nazarı dikkatine Bir İran Prensine nisbet edilerek adlanan Hürmüz sarayı da burada idi, OKUYUC İN ruşun değerınüe doğüim., Fakat öğ - renmek İstediğim bir nokta var; Ki- Emniyet Direktörlüğü Birine Şu.) Me müracaat edeyim ?,, be Birinci Kısım memurlarından Saf- fet diyor ki: “— Eminönündeki bir bayiden ge- çen gün 32 kurüşluk bir paket pipo tütünü aldım, Paketi açtım. Tütün içllemiyecek bir halde küflü çikti. Paketi bayie götürdüm, Açık olduğu igin geri almadı. İnhisarın satış de « posuna müracaat ettim. Oradaki memurlar, ne gibi bir mu « amele yapılacağını bilmedikleri gibi, arası Bizans saraylarının bir Uma- | paketi kabul de etmiyorlar 39 ku. 'TAN — Saffet, küflü paketi idare. mize getirip teslim etmiştir. Haki - katen kutu içinde yemyeşil, küflü tütün vardır. Bu, içilemez ve kulla - nılamaz. Kendisine ait olmıyan bir noksan. dan dolayı müsteri böyle kapı kapı dolaşmalı mıdır? Okuyucumutu Yer- den göğe kadar haklı buluyoruz. İn - hisar idaresi idaremizde mahfuz bu Iman paketi görüp bir karar ver mek Üzere tetkik wlehiir..