WU İki genç kadınla Tosun bu genç ve güzel kadının olandan tutarak kaldırmış: — Seni incitmek bile istemeyiz. kül böyle bir şey bizim için de z- Tarlıdır. Demişti. Sonra iki levent genç * kadının iki fa girerek onu gemiye götürme Y€ başlamışlardı. on diğer iki levendin arasında #tmiye götürülüyordu. Çocukları da #ka leventler kollarından tutarak Ürüklüyorlardı. aş Pünların hiçbiri uslu durmuyorlar- kı İkide bir zorliyarak, hattâ ayakla- ” yerden kesilecek şekilde kaldıra - Tak götürmek lâzımgeliyordu. Genç kadın çırpınıyor, bağırıyor, | Yosüna küfürler ediyordu. Jan da onun gibi, gittikçe hırçın “luyordu, | Diğer evleri dolaşan leventler hep- *İNİ boş bulmuşlardı. İşlerine yarı - Yan ufaktefek eşyayı, giyecek ve yi-| & ekleri alarak gemiye dönüyorlar- | Bu sırada limanın ucundan bir san bütün hızı ile kıyıya geldi. İçin. ikisi genç ve biri ihtiyar olmak üç adam vardı, Tosun gülümsedi: — Al üç tane daha... Hem de ikisi payi Kendileri ayağımıza geliyor - . Izlandalınm gelişleri hiç de değildi. Çünkü üçünün de gözle | İİ te ve yüzlerinde yaman bir hiddet Uuyordu, nlardan ikisi küçük adamlardı Pu, Ydrunun üç erkek kardeşi Filip- » Hjalmar, ve Jandı. a; Aliyar ve zayıf olan Jan diğer iki- Ky A yürliyemiyor ve geride Mae | Yerdaşlerinin İrmeerimakta 61. | Sn görmüşleri om kurtarmak i- ) koşuyorlardı. . —41— Pazarlık... >> Kurtarın!... Beni kurtarm!... Kadının bu çığlıkalrı, çocuklarm Mmaları biribirine karışyordu. $ İzlandalı bu vaziyet karşısm - iSüsbütün köpürmüşlerdi. Lâkin birinin elinde silâh yoktu, şi ü O zamana kadar halktan Yi silâh taşımak ihtiyacını his- emişi, (Bu, vay Piar) ülkesi mânaema ola - sani anda adını almış"olan bu ada, amg Yüzlü ve sisli Okyanmsu or- ün dünya kurulaldanberi böyle ke ve sulh içinde yaşamıştı. Mem Diğeri de yedi yiz yıldenberi ti b to usuliyle görülüyordu. A- bi, > Yapılan bü toplantılarda “in Rg gürültü, hattâ münakaşa Batiz kı, SİA denebilir ki bir silâhm'ne- İzlandalı yarı ölü bir halde yere serilince o çocuk Şimdi iki gemi arasındaki uzak elleriyle yüzlerini kapıyarık olduk- ları yere düşecek olmuşlar'ir. Şimdi ortalıkta korkunç bir sessiz. lik başlamıştı. Ne çırpınan, ne de bağısın vardı. Gudrunun dördüncü kördeşi Jan ihtiyar ve zayıftı, Diğer iki karde - ginden geri kalmıştı. Onlar vuru- lup da kanlar içinde yere serildiğini görünce hemen geriye dönmüş, kaç. mağa başlamıştı. Zayıf baraklarının üstünde sağa sola ya'pa vurarak kı yıya, oradaki sandala gidiy «du. Leventler ona ancak kıy:ia yetiş- tiler. Fakat elleriyle dokunur dokunmaz J Hafta içinde i çıkan kitaplar a Sovyet demokrasisi Yazan: Nâzım Hikmet Sayfa: 32 Fiati: 10 Kuruş. Nâzım Hikmet, bu hafta “Sovyet | Demokrasisi,, isimli bir kitap çıkardı. Bu kitap, Nizrmm on beşinci kitabı dır, 1929 da ilk kitabmın neşredildi hi nazarı itibara alır Ve hapiste ge çirdiği seneleri de hazfedecek olursak demek oluyor ki, Nâzım Hikmet, bu on beş eseri beş senede yazmış, Proleter şairi Nzem Hikmetin bu ufak eseri “Alman Taşizmi ve Tekçi. liğı,, gibi İlmi bir etüttür. Sovyet Rusyanm yeni ana kanunu, dünya matbuatında birtakım münakaşalara yol açtı. Bu arada bazı Sovyet dilş. manları Sovyetleirn sosyalizmden, u- lar bir çığlık — Yazün : Kadiröan Kafli — atmışlardı —— hik pek çabuk azalyorditm dar da yürek yokmuş bu herifte,.. Çil Ali ona yaklaştı: Bileğini tuttu. Elini kalbinin üstüne koydu. — Ölmemiş... Bayılmış! Dedi. Sonra sordu: — Götürelim mi Tosun? — Nideceksin.. Bizin g* "iyi ima. ret mi sandın? Bırak olduğu yerde, Biraz sonra ayılır ve gile yere gider. Onu orada bıraktılar, Recep reis bunları uzaktan seyret- miş: — Bu sisli ve buzlu adanın bütün limanları böyleyse ektiğimiz yor. gunluğa değmiyecek, Demişti, Arkası var Poliste m Sarnıçtan çıkan çocuk cesedi lıyarak suya atmışlar Gedikpaşada o Asmakandil soka- ğında 10 numaralı evin sarpıcından bir çocuk cesedi çıkmıştır, Hâdise- nin tafsilâtı şudur: Bu evde bundan bir müddet evvel Tüccardan Mustafa oturmuş ve çık- mıştır. Bir buçuk aydanberi boş du- ran evi Onnik adında biri kiralamıs- tar. Yeni kiracı evi temizlerken sar- nıcı da boşalttarmış, bu sırada bir çocuk cesedi çıkmıştır. Çocuk o yeni doğmuştur. o Elleri arkasma bağl olduğu gibi, ayağında bir taş sari bulunmaktadır. Yapılan tahkikat, bu socuğun o civarda oturan Anginİ adındaki kadma ait olduğunu ve gayrimeşru olarak doğduğu için an- İ zemiyorsunuz j nezaret edersiniz, Tar. Aşkımı nasıl bildireyim? Yirmi beş yaşındayım. Bir kısı se- viyorum, — Hareketlerinden onun da bana karşı bir sevgi beslediğini zan» İnediyorum, Tahminim doğru ise onu hayat arkadaşlığına davet etmek is- tiyorum., Doğrudan doğruya mektup gönilersem hali hazır vaziyetimi na- zarı itibara alarak ailesi tarafından redle karşılanmaktan ve dedikodu aç maktan çekiniyorum. Buna meydan vermeden nasıl hareket edeyim? Bize yazdığınız tarzda samimi bir mektupla ona olanı biteni anlatınız. Mektubunuza cevap vermediği tak - dirde, onun hakkında beslediğiniz İ hislerin mukabelesiz kalacağımı ve artık bu bahse dörmiyeceğinizi va - dediniz. Eğer o da sizi seviyor Ve si- sinle evlenmek İstiyorsa elbet öcvap İ verir, Aksi takdirde cevap vermez. İ Siz de öğrenmek İstediğiniz şeyi öğ- renmiş olursunuz. : Bir koltuğa iki karpuz 20 yaşındayım. Bu yaşa kadar hiç Tir Kızla sevişmedim. Şimdi bir kızla sevişiyorum. Bununla altı ay kadar konuştum. Fakat ben onun üzerine bir kasla konuştum, o da üç ay devam etti, Fakat o darıldı. Ben onu çok se viyorum. Şimdi kaç defa teklif et tim, Konuşmadı. Aradan iki ay geç- ti, gimdi anlıyorum ki, Kız benimle konuşmak istiyor.Fekat işittim ki bi risile konuşuyormuş. Pek karışık bir mesele. Herhalde hem siz hem de o ciddi kimselere ben ve maksadmız vakit geçirmekten ibaret. Biz bu gibi mese lelerle uğraşmayız. Bununla beraber size şunu söyliyelim ki bir koltuğa iki karpuz sığmaz. . Sevmiyor mu? Edirneden N. Ç. imzasile; Ben 19 yaşında bir kasım. Birile| sevişiyorum, ve her saman onunla görüşüyorum. Fakat bir türlü fikirle rini anlamıyorum. Kendisini çok faz- İn seviyorum, Acaba o da beni sevi- yor-muRlunu nasl anlıyabilirim? Bana karşı olan tavırlarından sevdi- ği anlaşılıyor. Fakat inanamıyorum, aldatacak diye korkuyorum. Daha genç olduğunuz için herhal. de insanları tarımiyorsunuz. Size basit bir usul söyliyelim. Bu adamın sizi sevip sevmediğini anlamak için ona evlenmeği teklif ediniz. Derhal vaziyeti anlar, ona göre hareket e - dersiniz, : Annesi ve üvey kızı İstanbuldan Z. K. imzasına: Siz bu meseleyi bir izzeti nefis me- selesi yaparsanız iyi etmiş olmazaı- niz. Sizin yerinizde olsak, bu vaziyet ten meninun oluruz. Çünkü lüzumsuz yere işle uğraşmanıza ihtiyaç kalma» miş oluyor. Nihayet bir genç kizm ev ile meşgul olması tabiidir. Ona bilmediği şeyle - ri öğretirsiniz ve siz de istirahat e - dersiniz. Bırakınız çalışsm. . İ kalpli bir kadın değildi. “Kendisine Yazan: Steffan ZWELİG mefhumlarını vaziyetten azami aklma koyuyor ve Genç kadın bu istifade etmeği haftalarca, aylarca Du Barry'y tap etmemekle onu en müşkül lünç vaziyetlerde bırakıyordu. Etraftan bu manevi düelloyu far- kedenler, prensesin yakmış olduğu bu mücadele ateşini « alevlendirmek - ten zevkalıyorlardı. Mari Antuvanet. Habsburg hanedanına has olan aza - met ve dudak büküşü İle, Du Barry- nin önünden geçiyor, bir tek kelime söylemiyordu. Onu hiç görmüyor gi- bi davranıyordu. Du Barry, fena huylu ve" fena hürmet edenlere karşı şen ve nazik davranırdı. Çabuk yükselen bir halk kadını gibi görmemişlik yaptığı o Turdu, Fakat umumiyet itibariyel faz İn gururlu ve kibirli değildi, Ona fazla paye verenlere işleri gö- rülslin diye ehemmiyet verir, âylik yapmasını ve halkı kendisine müle - gekkir bırakmasını severdi. Fakat çok aşağıdan en yukarıya birdenbire çıktığı için mevkiini iyi hazmetmemişti. Mevkiinden azami is tfade edinmeyi gaye edinmişti. En ön sırada oturmak, en güzel elbise ve elmaslara malik olmak, en mutan- tan arabaya binmek... Bunlar onun için çok mühimdi, fi Kendisinden hiç birşey esirgemi - yen iradesiz Kraldan bunların hepsi- ni almak ve yaptırmak pek kolaydı. Fakat hakkı olmayarak İşgal etiniş olduğu mevklin herkes gibi menileke tin en yüksek Kadmı tarafından da tasvip edilmesini istemekle biraz faz Is ileri gidiyordu. Mari Antuvanetin kendisile dost kalmasını istiyordu. Henüz adamakıllı konuşmasını bilmi- yen bu kaz gibi kızın ona kafa tutma sna tahammülü yoktu. Öfkesinden terbiyesini bozarak Kraliçe namzedi- ne içinden kilfürler ediyor, kaz diye hitap ediyordu. Bu görip kadın kavgasmda tabii hak Mari Antuvanette idi. Arzu et- Çeviren: Rezzan A. E. YALMAN On beşinci Lui hükümet; aile, millet bilmiyordu.. Zişmesini istediğini bildirdi. Nedime derhal vaziyeti Mari An « > İtuvanete ve ihtiyar halalara anlattı. Mesele Avusturya sefirine de akset - ti. İş bir devlet ve siyaset işi haline döküldü. Asıl müşkül vaziyette kalan Avus turya imparatoriçesi Mari Terez idi. Kendi memleketinde Du Barry #11 - fından kadinlar; hapse tıkılarak umu mi ahlâkın düzelmesine çalışılırdı. Namus meselesinde müfrit olan İm- paratoriçe kızma bu nevi bir kadma hürmet etmesini nasıl emredecekti? Kralm arzusunu kırmak, onünla zıt gitmek te hiç işine gelmiyordu. Her iki tarafı idare etmek, ahlâk ve namus prensiplerinden fedakârlık et. memek, ve fukat Kralm sözünü yeri- ne getirmek için araya nazırlavdan Kanhitzi koydu. Onun vasıtasile kızı- na hareket tarzını tayin ettirdi, “Kralın mevki verdiği, hürmebet- tiği ve sevdiği İnsanları sevmek,'o « nun şahama hürmet etmek demektir, Onun etrafında bulunan insanları, milnakaşa ve tenkit etmeden olduğu gibi kabul etmek ve Kralın hareket. lerindeki isabet hakkında şüphe et- memek lâzımdır.,, Fakat halalar tarafmdan kışkırtıl- miş olan Mari Antuvanet annesinden gelen mektuba hiç ehemmiyet vermi- yor. (Pekülâ) demekle, bir baş salla makla iktifa ediyor. Artık mücadele den ayrıca bir zevk almağa başladığı için bundan kolay kolay vazgeçe yordu. Hergün balolarda, ziyafetler. de, hattâ Kralım'huzurunda iki kadm karşılaşıyorlar, Herkes, Kral ve im- pParatoriçe Mari Ferre de dahil oldu- Zu halde, genç kadının bir tebessüm veiltifatımı sabırsızlıkla bekliyor, Fa kat o, buz gibi soğuk bir bakış Ve ken disihe hâs azametli dudak büküşiyle geçiyor, mücsdöle daha alevleniyor. Adeta horoz döğüşünde olduğu gk bi asılzadeler iki cephe olup bahse gi tişiyorlar. Fransa Kraliçelerinden zaklaştıklarmı iddia ettiler, Nâzım Hikmet, son eserile, yeni meşruu mu gayri moşruu mu mağlüp olacak diye iddialarda bulünuyorler.. nesi Zarohi ile beraber sarıca at- tüp, Pabileceği hakkımda geniş bir tıklarmı. göstermiştir. Suçlular hak-| Ayrı ev mediği takdirde Du Barry İle konuş- İstanbuldan M. A. imzasına: İmamak elinde idi. Kontes ünvanmı Ban bile yoktu, Li e için Filipus'dosdoğru Tosu- ta, ku ine yumrukla saldırmış, ka- Maaş, atmak için çocukları bırak- istemişti. Lâkin yediği bir he Meri bime geriye atılmiş, ye- ki işti, kanunun maddelerine dayanarak, bu iddiaların çürüklüğünü müsbet bir şekilde izah ediyor ve diyor ki: “Sov- yetlerin yeni ana kanunu orada 808 yalizmin muzaffer olduğunu isbat e- kında tahkikata başlanmıştır. Yüz vermedi diye Galatada Karabaş mahallesinde otüran kömür amelesinden Zeynel, AYmİ evde oturan Fatma ismindeki Herkesin ayrı ev istemekte hakkı vardır. Sizin de öyle. Fakat cemiyet hayatı denileni bir şey vardır ki, bu hayatı medent insanlar yaşarlar, ve bir araya toplanınca artlarında gi- taşıyan bu kadında yedi milyonluk | elmas ve kralın mahbubesi sıfatı ol- maki beraber resmen hiç bir hak yoktu. Senelerden beri Versay sarayı bu ka- dâr canlı günler Yaşamamığtı. Fakat On beşinci Lui artık kızmas ğa bağlamıştı. Sarayında en eski Bi- zans devirlerine benzeyen bir istib « Hükümet, millet gibi mefhum lardan tamamile mücerret olan. On beşinci Lui'nin meşhur sözü her ve- sile ile hatıra gelir: (Benden sonra | kadmı vücudunun #nuhitelif yerlerine den bıçakla ağır bir surette yarala - mıştır. Yaralamanın sebebi, Fatma nm Zeynele yilz vermemesidir. İp, Marm elinde #apr demirden vardı. yin saldırdı. Üyysirada kardeşi de yerden doğ- dat sürmeğe alışmış olan Kral emir. lerinin yerine getirilmemesine taham mül edemiyordu. Bir göz kirpmasile İistediğini yaptırmağa alışkın olduğu den bir kanundur... Pratik elektrik Yazan: Mühendis Faik Üstün rültü Çıkmaz. Biz, maalesef, iki kişi yanyana gelsek: hemen; biribirimizi kıskanır. kavga ederiz. Siz, kocanıza karşı daima muhabbet gösteriniz, her Nu, ücra yardıma koşmuştu. To- — z v Dan incitmeden yakalayın! Yat Harak Yilipus onun şakağma bir le Hjalmar da kırbacın ÜAK is Sapını Çil Alinin yüzüne terken siper etmek istedi. G Taslarmıştı. RAL'Dİ Tosum ve gerek Çil Ali bir yi üşlerdi. de Kılıçlar msıyırmışlar, hücu- EN Giy. bir kafasından aldığı derin ve Yarayla yere yıkıidı. in kılıcı da Hjalmar'm göğ- Sirmiş, sırtından çıkmıştı. | Sayfa: 340 elitii Fiatı: 125 Bizde elektrik hakkmda malümat mekteplerde fizik kitabmın bir bah.| sinde tamamile nazari olarak oku-| tulur. Talebe, bu bahsi ekseriya an- lamaz. Elektrikçiliği kendine meslek eden tabaka da elektriğe dair pratik bir eser bulup okuyamaz. Şimdiye kadar halkın, hattâ talebenin anlaya- bileceği bir lisanla yazılmış elektriğe ait bir kitap çıkmamıştı. Mühendis Faik Üstün bu yokluğu bizde ilk se- zen fen adamıdır. “Pratik elektrik. ismile çıkardığı kitap bir defa mü- kemmel bir talebe kitabıdır. Temiz Magi dlandalı yarı ötü bir halde yes vik N öğlen genç kadmiz çocuklar) “sirler bir çığlık atmışlar.! ve açık ifadesile de bilhansa tam bir Bu da kadın yüzünden Fehmi İle Süleyman isminde İki Kişi bir kadın “yüzünden Yeniköyde kavga etmişierdir. Neticede Fehmi, bıçakla Süleymanı vücudunun bep 8)- tu yerinden ağır surette yaralamış- tr. Yaralı Süleyman, ölüm halinde hastaneye kaldırılmış, suçlu Fehmi yakalanmıştır. ğa kaçırmışlar Bir kızı da Sadri, Dursun, Veysel ve Ali i&- | minde dört arkadaş, İsmet isminde bir kızı arâbaya koyarak dağa kaçır- muşlardır. Jandarma, iki saat sonra mütecavizleri yakalamıştır. İsmetin adliyece yapılan muayenesinde vü- cudunun rauhtelif yerlerinde birçok yara ve berelere tesadüf edilmiştir. balk kitabıdır. İsmet, hastaneye kaldırılmış, suçlu- kesle inmeğe bakmız. Dikkat ediniz ki sizin yüzünüzden hiç bir mii makaşa çıkmasm. Daima bu gibi vaz! yetlere seyirci kalınız ve göreceksi - niz ki biltün ev halkı sizin etrafmız- 2 toplanacak ve herkes Bizi sevecek: a ların dördü de adliyeye teslim edil - miştir, Gizli bir rakı imalâthanesi Kumkapıda Kirkor isminde birinin kaçak rakı sattığı haber alınmış ve evinde yapılan araştırmada 16 kilo kacak rakı, 4 fıçı cibre, rakı çıkarma. Sa mahsus imbik, kazan ve saire bu. Yanmuştur. Bunlar musadere edil . miş, kaçakçı Kirkor adliyeye teslim tufan da olsa aldırmam); Bu kelimelerdeki hodbinlik dünya: ca tanınmış ve dillere destan olmuş- tür. Yaşayacağı #oh seneleri yalnız kendisi için yaşamak istiyordu. Arkâ sından devlet, millet yıkılmış, herkes karmakarışık olmuş, ona aldırmıyor. du. Buna rağmen bu kadın kavgası o- mu rahatsız etmeğe başladı. Çünkü Du Barry hergün şikâyetlerde bulu- müyor, kendisini bu genç küstah kıza karşı himaye etmesini Kraldan isti- yordu. Nihayet Kral dayanamadı. Bir gün gelininin nedimelerinden bi risini çağırdı. Söze genç küdin hak - kında sitayiş ve methiyelerle basladı, Sonra lâkırdıyı" gözde ile olan 'zrddi- edilmistir. Yet üstüne getirerek bu vaziyetin de- için bu isyan ona pek ağir geliyordu. Çocuk denilecek yaşta bir afacan o- ba nasil olupta kafa tutuyordu? Buha.en basit çare “küstahı çağırıp terbiyesini vermekti. Fükat ne kadar sblüksız ve seciyesiz olursa olsun, Fransa Kralmdan yine biraz utan « mak bissi kalmıştı. Metresine hürmet göstermesini to- rununun zevcesine büyük baba srfa « tile emredemezdi. Neticede âynen Ma ri'Terez gibi hareket etti. Bu husus! meseleyi bir devlet meselesi haline koydu. Avusturya sefiri Fransız Hariciye Nâzirı tarafından çağırıldı. Fakat bu içtima umumi salonlarda değil, Du Barry'nin hususi dairesinde yapıldı, Tarkan tar)