SA ç.3. 988 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi Haberde, fikirde, dürteyde temiz, dürüst, samimi mak, kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. a amme EN Günün meseleleri | , fi San” nat Yirminci sergileri Onların daima biribirine pek ben- Öven sergilerinin yirmincisi açılmış. resimleri hıç te merak etme- “İğim halde bir dostumun sergiyi benimle gezmekteki Wrarı üzerine Set “onun hatirı hoş olsun,, diye git- . gezdim. Sergi, hep © sergi, Tâ, " dokuz sene evvel tanıştığım re. Yoyiğ Onların çoğaltılmış nüshaları Ne klâsik, ne modern. Bu, dalma bir akademizmin içinde bocals- Yan neslin sergisidir. Bu resimlerde desen, form, ahenk Ve herhangi bir san'at endişesi, tek- Yoktur, Bütün bu resimlerde resimden an- anuyanları avlamak gayretkesliğinin tekrarını gördüm. Meselâ beğenmedi- Bm için imzasına bakmadığım bir İSİ entariti kadın resmi var ki, yal- W 0 bir daha bu salonlara adım at- insanı tövbe ettirmek için Mifi gelebitir. Beri tarafta çocuk çı- Wtmalarını andıran manzaralar, Matürmortlar, hepsi insanın sinirleri Stüinden bir silindir gibi geçiyorlar. Çok şükür ki, yandaki odalara a- imis bir poşad ile iki portreye ba- eN biraz avundum. Halidin Poşadı. Alinin portreleri. Bu iki portre ser. #inin duyariarını dolduran yüzlerce Serin hepsinden iyi. Cenazesine gelmiyenler, Namık İs İçin matem kordeleli bir duvar kadirşinaslığında bulunmuş- e tar ye pi Mina me de ola bir hüsnüniyet insanı öğ bir lâhzacık hürmete davet edi. e 27 RP YE Elif NACİ Sovyetlerin Lindbergleri Lindberg beş altı yıl evvel ilk de- tek satıhlı bir tayyare ile yapa niz Okyanusu aşarak Nevyork - Parise uçtuğu zaman kiyamet muşta, pap KYanu, ili defa bir hamlede 2- kağ ordu. Lindberg 36 saat havada Me yiye bir muvaffakıyet ka- işti. O gün bu gün bu genç A- yrikair dünyanm en meşhur tay- İrtclai olara bilinir, tag YYetlerin Lindbergleri geçen X, Saha büyük bir muvaffakı- Mig, andılar. Üç Sovyet genci tek kay, ! bir tayyare ile Moskovadan Yarak Şimal denizini aştılar, ek ay, SARE yirmi dakika havada ka- İçi, Kamezatkaya gittiler, Kate ti Mesafe 99327 kilometredir. ve üzerinde canlı mahlük bulun- (ite, çöllerdi. Bu müşkül yolu ka- Pİ a, için bin bir mâni ile çarpış - Maçiyet Lindberglerinin bu büyük gi lükıyeti dünyaca meçhul kal- Bagank Avrupa siyasl kavgalarla be ii ve bu kabil hamleleri Vaziyette değildir. Va © leri Tehkalov kovadan Kamçatkaya uçan 'amanları üç gençti. Va- ov, Georrges Baıdoukov, Belinkoy. Tehkalov otuz iki yaşında iy tir. Babası kömürcüdür. küçük. yaştanberi şö- Merak sarmıştır. Önbeş ya” Orduya asker yazılmıştır. ilk defa orada görmüş olmağa karar vermiştir. İayyare mektebine girerek | a pile bitirmiştir. sr esi tecrübe pilotluğu- di Yürerilikce en güç meslek Şeke Günkü mütemadiyen önüne hş ğkilllerş yenmek mecburi- te Jay ç, Çünkü tecrübe pilotu Uh meş AYYareyi ilk tecrübe eden ki Deple de onun tehlikelerine Taht adamdır Bu tecrübe if Fe # vE Z dir; a ie SEL. eğ 5 Mlova soğuk kanlı olmağı a Bu defaki muvaffakı - Meziyetinin bilyük rolü eri yol buzlu ve korkunç de- | İ muştu. Böylece uzun müddet serse- aaa Kırk gün kirk gecelik Istanbul düğünü şerefine Taksim (bahçesini, bir yapma bebek gibi süslemişlerdi. Sıra sıra birçok pavy« Kızılay hastanesi, lav piyangosu, mâ - den suyu pavyonu, para işleri pav - yonu... Bu sonuncu pavyon, herkeste u - mumi bir alâka uyandırdı. Kermes eğlencelerine gelecek yabancı 8öy- yahlar, paralarmı burada kolaylıkla ve emniyetle bozdurabileceklerdi, Kı zilay hastanesi de, bir yanda, Kar gi- bi temiz, mini mini yatağı ile gönle ri kendine çekiyordu. Bir hastah A immimik İlm M bir şefkat ornegi gibi yatağın baş ucunda" bekliyordu. Kızılay için üye kâydine mahsus pavyonis san'at e- vi pavyonu da çok güzel tertip edil mişlerdi, Bilhassa Kızılayın felâket günlerindeki yardımlarını, müces - sem tablolarla anlatan dekorasyon lar, mânalı ve canlı idiler. Pavponları birer birer dolaştık - tan sonra, günün mevzuu olan be - İbek sergisi önüne geldik. Negüs İ Kapıdan içeri girer girmez, şu meşhur Negüsle karşılaşmıyayım İ mı? Imparatorlar imparatoru, sırtın da, parlak düğmeli harmanisi, a; ğında kaloş potinleri ile minderin üstüne öyle bir yerleşmişti kl, can - isı olsa, belki bu kadar azametle bağdaş” kuramazdı, Bebek sergisinde, (Negüs) © ras- lamak, biraz tuhaf kaçıyor ama, ben bunun sebebini anlamakta güçlük çekmedim. Sergide kuklalara ayri bir yer ayırmamışlar, bu politika kuklasını da, ister istemez, bebekle- rin arasına koymuşlardı. Arzuhalci tipi Zehra Müfidin tarihi arzuhalei ti- pini canlandıran bebekleri de görü - lecek seydi.Birinciliği kazanarak 100 lira mükâfat alan bu eserin önünde, birçok davetliler hayran dakikalar geçirdiler. N İkisi de maşlahlı ve çedik papuç- a tur. olmuş! Barloukov a : tka Georges Basdoukov: Kamça kahramanlarından biri de Badou- ov dur, Bunun hayatı bir sürü ma- | bei ve heyecanla doludur. 1907 de Sibiryaya giden bir tiren içinde doğ- muştur. Babasi bir yol işçisi idi. Az para kazanıyordu. Baıdoukov sekiz yaşımda bir marşandiz tirenine bi- merek evden kaçmış aylarca Sibirya | yaylalarında serserilik etmiştir. Ni- hayet yakalanarak ( darüleytama yerleştirilmistir. . Burada (üç sene kaldıktan sonra mektepten kovul- rülkle geçen hayatı 1922 de Şimen- düfercilik mektebine girmekle inti- zama girmiştir. Buradan çıktıktan sonra Leningrattaki Tayyare mek- tebine girmiştir. Ve buradan pilot olarak çıkmıştır. Tayyarecilikte bü- yük muvaffakıyet göstermiştir. 928 de komünist fırkasına girmiş ve O Sahte Negüsi Kızılay Kermesinde Bebek Serg güzel san'at eserleriyle doludur söylüyor EN irket lu, ana İle kız, sak&llı bir arzühelei- Y mektup yazdırmaya gelmişler - li. Genç hanımın elinde, pembe bir şemsiye... Başı biraz. sole dönük. Anasmın çizgili yüzünde Ifade kud- reti, daha canlı. Adeta arzühalci ile konuşur gibi.., Dünyanm dört bir köşesinden Ki- sılaya hediye edilen bu yüzlerce be- bek a Derki Şaşırıyor. Her millet, bebe- Ee endi milli kıyafetini giydir - Hora tepen Bulgar, köyl ya pan Sırp, çoban kılığında imei be. bekleri... Lehlilere ayrılan bebek kö" şesi, bunların hepsinden daha hare" ketli... İçlerinde bütün Leh kıyafetlerin- den birer nümüne var, Son derece takdir edilen bu bebekler birinciliği kazanmış, fakat lehliler, hakları 0 lan (500) ira mükâfatı, büyük bir nezaket göstererek Hilâlahmere ter ketmişler, Finlândiya, Filipin, Japon ve Çin bebekleri de, bu arada, ırk - larının ve kıyafetlerinin bütün hu - susiyetlerini taşıyorlar, Yerli bebekler Bizim yerli bebekler içinde; yine Zehra Müfidin eseri olan mevlevi dervişlerini, ressam Mazhar Nazi - gündenberi tayyarecilikte tecrübe pilotu olarak calısınıstır. mm “Bahçivan” mı, bir Rus sanat kârımm müzedeki astllarından konye ında ihsan, hangisini beğe- | Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağ din sabah Kızılay kermesinde ki bebek sergisinde açılma nutkunu Bebek sergisinde İl sırasında, harp gemilerinin bazı li er, Prensler! ısı NT öv Bebek sergisinde teş hir edilen bebekler ederek yaptığı, Yeniçeri mankenle - rini, takdir ile seyrettik, Mazhar Nazım, zeybek tiplerinde de çok muvaffak olmuştu. Her be - İbeğin altında, satılmaya (çıkarılmış veya satılmış olduklarma dair birer yafta vardı. İçlerinde 75 liraya kadar fiat ko - İ nulmuş bebekler gördük, Serginin len göze çarpan yerine, bir hayal perdesi kurmuşlardı, Perdenin arka sında: Karagözle Haciyvat, karşı karşıya duruyorlardı. Perdeye yak- İaşan genç bir bayan, korkunç bir çiğlik kopardı: — Ah, anne.. Sen böylesin İşte. Gördün mil, yaptığını?.. Kibar bir İstanbul kadını, ağır 4- Zr perdeye yaklaştı: — Ne olmuş ki?. — Daha ne olsun. Haciyvadın a- yağı yerine, Tuzsuz Bekirin ayağını getirmişsin? Bebek sergisinde, Karagözle Ha - ciyvada anlaşılan bizim ilk oyun be- beklerimiz olmak itibarile yer ver - mişlerdi, Karikatürler Soldaki büyük köşe, baştanbaşa Cemal Nadirin kontrplike üzerine Yaptırılan nefis karikatürleri ile do lu idi. Değerli san'atkâr, bu karika- türlerde Istanbulun meşhur tipleri ni, çok muvaffakıyetle canlandır - miştı: Sopası elinde komik Nasit. ho- Nezaket ziyareti Şu siyaset yaman şeydir. Her i- min kendine mahsus kelimesi olduğu gibi siyasetin de kendisine münhasır ıstılahları, tabirleri ver. Bu tabirle- Meselâ: Zecri tedbirler... Habeş - İtalyan harbi başlamadan pimiz “zecri,, kelimesi ile tedbirler) kelimesini biliyorduk. Belki bu iki kelimeyi de biraz kullanabilirdik. Fa- | kat, zecri tedbirlerin bütün bir si, set dünyasmı altüst edebilec: i birdenbire ne düşünür, ne de hetırı- mıza getirirdik. İ İkinci misal: Sembolik işgal, * | Bu da eskiden malüm değildi! Vak- ta ki, Almanlar Rene girdiler, sem- bolik işgal de aldı yürüdü. Şimdi üçüncü bir tâbir daha du yuyoruz: Nezaket ziyareti... Boğazlar meselesinin müzakeresi manlara yapabilecekleri “nezaket zi- yareti,, meselesi mevzuubahis olür- ken, bu tâbirin kühnüne varamamış- tım, Ve kendi kendime sormuştum: — Bu nezaket ziyareti de ne ola ki, acep? Fâkat, vaktaki Alman harp gemi- leri Cebelüttarıka geldiler ve 28 bombardıman tayyaresile birlikte â- silere bir nezaket ziyareti yaptılar o zaman “nezaket ziyareti,nin mâna sı bütün heybetile kafama dank etti... Biraz duha nezaketsiz olsak değil mi açaba? Serinlemek için! İki üç gündür havalar biraz serin gidiyorsa da ben Yine sicakteri bah- sedeceğim, Sıcaklarda bu sıcak fik. Bilginizi yoklayınız Sorular S — Kâğıdın tarihini bilir misiniz? İri ayrı ayrı hepimiz biliriz. Fakat kul) Büyük kâğıt imaline mahsus makine İlanilacak yerini bulamayız. Bunun i-İ pe zaman icat edilmistir? İ çin insanin illâki diplomat olması lâ “ İ zımdır. 5 — Aleşin derecesi nasıl ölçülür? 5 — Tahtaların yağını çıkarmak için ne yapmalı? $ — Sıcak havalarda sütü nasıl İ evvel bunü kim biliyordu? Vakıa he-| muhafaza etmeli? Dünkü soruların cevapları $ — Arz aydan kaç defa daha ağır. dır?. C — Arz aydan 78 defa daha ağır- dır. 8 — Umumi löğimlar, yani kanali- sasyon ne zaman yapılmıştır?. C — Umum ilâğımlar inşasma 19 uncu asrın iptidasında başlanmıştır. 8 — Ziraatte saban ük defa ne ö0- man icat edilmiştir? C — Ziraatte sahan Milâttan 800 sene evvel Yunanlılar tarafından İs- timal edilmiştir. Sabanı hayvanlara çektirmek usulü Romalılar tarafın. dan bulunmuş, tekerlekli, müteaddit ağızlı, ve mükemmel sabanlar, ve bunları traktörlerle işletmek usulü de 19 uncu asırda icat edilmiştir. $ — Yeraltından tünel kazıp yol yapmayı evvelâ kim tatbik etmiştir? C — Yeraltından tünel kazarak yol yapmak eski zamanlardanberi malümdur. Dünyanın birinci tüneli Semiramis tarafmdan Babilde şehrin bir tarafından diğer tarafına geçmek için açılan”yold İN sun? Hep onlar serinlemek istedik. lerinden öyle geziyorlar. Tatlı dudaklar Şu Amerikalılar garip adamlardır vesselâm! Şimdi de yeni bir icatları İrayı iki katlı terletmesin diye mah- #us yazmadım. Daha doğrusu lâkır- dıyı uzalmağa ne hacet, bu fıkrayı aynen yeni anlattılar işte Artbiş Araplar, çok sıcak Ol duğu zaman biribirlerine “sarılırlar, | ve öyle otururlarmış. Bunun hikmeti İ şu imiş: İ Dışardaki hararet, daima kırk, hattâ elli derecenin fevkindedir. Hal- buki, insan harareti ancak 36-37 derecedir. Bu itibarla insanların birt- birlerine temas etmesi, Araplara cil din Bavaya temas etmesinden da- ha serin gelirmiş! Serinlemek içir insanları soğuk ha- va dolabı gihi kullanmalarını duydu- Zum zaman ben şaştım. Şaşkımlığı bir arkadaşa anlattım: ki ne şaşıyorsun? Eskidenberi bizde tatbik edilir. Yazm Adalarda sarmaş dolaş gezen çiftleri görmüyor mu- | hanbeyi rolünde Hazım, aynaroz pa pasında İ. Galip, cüz kesesi boynün- da Vasfi Rıza, tâ kendileri idi. Bazı bebeklere, sahipleri tarafın- dan ad da takılmıştı. Birinin etike - tinde şöyle bir isim okudum: “Bu bebeğin adı Aytendir!,, Vali sergiyi açıyor Saat tam on birde, vali Muhittin Ustündağ, sörgiyi açmaya geldi. Ve i mikrofon başıma geçerek, bahçenin her köşesinden işitilen nutkunu söy ledi, Validen sonra, Kızılay ilk mües - sislerinden Haydar, bu sevgiyi şefkrt ocağının yaptığı. hizmetleri, birkaç sözle hatırlattı. Vali Ustündağla birlikte davetli- ler, pavyonları dolaşmaya © çıktılar. / Vali, bilhassa, Nasrettin Hocanm bir karikatürünü çok beğendi. Zeybek- ler önünde de epeyce kaldı . Zehirli gaz maskeleri Ustündağ, Kızılay fabrikasında ya pılan gaz maskelerinden birini tec- rübe için yüzüne geçirmişti. Ağus - tos sıcağında bu ağır maske de doğ rusu çekilmezdi. Başından — çıkarıp atarken: — Bir dakika duramam ben bu - nün içinde,. Deği Meğerse, çaresiz kalayım!.. Yanında duran bir başkası da ay- ni tecrübeyi yaptıktan sonra; büyük bir teslimiyetle içini çekti: — Ben, kendi hesabıma, zehirli gözle boğulmayı tercih ederim! Ayol, dedi, bu yeni bir şey değil | var, Fakat bu icat ne topa, ne ta; yereye, ne de diretnota aittir. Bu £ cat birçok kimselerin canma değilse bile, gönlüne mal olacak bir şeye, du- dek boy aittir, Elendim, hikâye şu: Dudak boya- si pek tadsızmış! Halbuki mütemadi. yen zaiks merkezi olan ağzın kapisı- nın eşiğinde tadsız bir şey bulunması hiç te doğru değilmiş! Onun için A- merikalılar düşünmüşler, taşınmışlar ve buna bir tad vermek istemişler | fakat ne tadı versinler? Dudak boya- | sına da sarmısak kokusu konmaz ya... Onun için bazi boyalara şam « panya, bazılarma viski, bazılarma H- kör lezzetini . katmışlar Dudaktaki bu kokuyu insan daima hissedeceği İlçin artık boyanm tatdaızlığı da or- tadan kalkarmış! Fekat, düşünün bir defa: kokteyi kokan bir öpücüğün vereceği duble sarhoşluğu | Muhittin Ustündağ, pavyonları bi İrer birer dolaşıp, her biri hekkinde ayrı ayrı izahat alıyordu. Bu arada karikatür pavyonu, be bek satış pavyonu, piyango pavyo nu gezildi. Piyango Piyango pavyunundaki satış me - muru, valinin önüne bir kutu uzata- rak: — Buyrun, dedi, şu gördüğünüz zarflar içinden bir tanesinde 4 bu - çuk metro İngiliz kumaşı var. Yemin ederim ki, bu zarfların birindedir! Vali, gülerek birkaç zart çekti. Va taliine Üst üste Üç askı çıktı. Davet liler arasında da piyangoda şansları nr deniyenler vardı. Madam Natalya Molanm Kızrlaya hediye ettiği eserler valinin ve davet ülerin takdirlerini kazananlar ara - İ sında idi. Yalnız, ne yazık ki, pavyonun & gerine, acele İle yazıldığı anlaşılan şu sözler, göze fena halde batıyor * du: Madam Natalya Mola'nın Kızılaya ettiği hediyeler... Madama, Kızılaya hediyesinden dolayı teşekkür ederiz. Fakat türk- çeye bu sözlerle “edilen,, eziyeti de pek hoş göremedik, doğrusu... Bebek sergisinden çıkarken: biz - de ilk hatıra gelen bu teşebbüsün, gok iyi hazırlanmış olmasında, yerli ressam ve karikatüristlerimizin bü- yük yardımı dokunduğunu, hatırlat- mavı kendime borç biliyorum , Salahâttin GÜNGÖR sükür nü