Gündelik gazete Başmuhartiri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi; Haberde, fikirde: de temiz, olmak, kariin gazetesi çalışmaktır. dürüst, sami olmaya Günün mese Tramvaylara dair Edmond Rostand'nı ince mükteler- le dolu Oyrano de Bergerac'ında, PE esin kahramanının meşur büyük tmek etir'etini göste AMİ wi meşne İle kadln Ka bir küstaha, o olacağını Böstermek için, enfes bir tiradı var- dr. Ona bizim tramvaylara, uzun- lak ve battallıkları değil, darlık ve Thafsızlıkları bakımından uydurmak kabildir. Bu sahada meselâ bir anke- : girişse idik, ne cevaplar gelmez- ıslahı için mer- “turulacak yerlerin Üfinde, bulunurdu. lacak, gil değidir haniye a Bimel sel olduğuna göre, buzünkü Müsavatsız altmış kişilik istiap yeri- © Me adilâne ve yüz kişilik imkân elde *dilmiş olurdu. İntizam meraklısı bir dostumuz Sunu sorardı: Bir tramvay he Meselâ Şişliden Tünele giderken ta- İ ballmda işli - Tünel yazılıdır da, aksl cihette yol almca heden yazıyı değiştirmezler? Bunun cevabı derin Ve fennidir. Bu hal, Einstein'in pek tanınmış olan misbilik (relativitat) bazariyesine dayanır. i Olimpiyada gidecek bir atletimiz tramvaylarımızın iki mükemmel hss- sasından bahsedebilirdi: i — Araba- lar, durak yerlerinde, zait veya na- pre ; > , pa : , Siz işare- tin tam hizasmda beklersiniz, vat - manın şakacı keyfi tramvayı bes on metre. Serde veya , geride bağlar. İsşen kalabalığın önünden süzülüp, tzaklaşmağı ve halkın karmca gibi İleri geri kaynaştığını seyretmekten Alman zevka sonuç yoktur. Fakat ben bunun faydalı tarafmı buldum. Kısa mesafelerde hizli koşma iima- M1 yapar ve basamağa daima ilk ola- rak atlarım. 2 — Arabalarm ön ve arkalarındaki yazılarmı, asri görük Meleri matlup olan durak yerlerinde Okümak mümkün değildir. Kitab | Mukaddeste öyle emrolunduğundan, bu yazıları başka memleketlerde ol- | duğu gibi, yanlara da asmak kimse tin aklma gelmemiştir. Bu da bana bir o hareketi ve siçrama idroa- İ yun | hma fırsat verir. Zürafa şeklinde dünyaya gelmediğime yegâne tee BÜ ettiğim vaziyet budur. NE zarafet meraklısı güzel te luş yapardı. Hiristiyanlarda tenli (üçleme) (o meselesi vardır. Tramvay Şirketi bunu kısmen tatbik “iyor. Dikkat ettinizse, bileteiler | bemen her vakit biletei zait kontrol ponturu şeklinde bir htikmi şahsiyet etinde elden ele ve acayip bir tars- Mâ bilet verirler, Bu bir tesmiye (iki- me) dir. Güyn biletçi cisim, kon: gn da ruhtur. Vatman da işi gü: ve z : MM # olacak. 2 Pratik düşüncelerile meşhur biri tani fikri ileri sürerdi: Birader. ku “aylarda yolcuya ne hacet. Bi - şişmanlarından seçsin- le yüzde elli daha co İ Miraz lar, basamak sefalarma dn Zelişme verdiler mi, Haşim Pa- Üney mektepsiz maarif idea- Ea erişilmiş olur. Büzel fikir ise gu olurdu: bir arkadaşımızdan, her vay sayesinde havadan HE ii kmuz nasıl? t, Kurtuluş ve Maçka bir durağında bekleyin. durmaktan ayaklarma su İn- sikmtıdan olan SEEŞEİ, LİU yi : ; Z j ği iade kü Te, Pasitliğine be ve ter A, N. Pekelman fil f bu mütalen, haddi linde yabana ayakta yer bula” bu hengümeye karışsa tes | TAN Amerikalılar Avrupayı nasıl görüyorlar ? Almanya olgun meyvaların içine düşmesi için Avrupa ağacının altına sepetlerini dizmiş. Istanbulda göğsünü gere gere bir çabuk ve rahat seyahat vasıtası ola- rak söylenen: — : Lâfı vardır. Bunu işitenler kim bilir ne uçar, ne kaçar, nekadar ça- buk bir vasıta sanırlar. Binenlerin içinde benim gibi onun birkaç defa aşinası oolmlar İse her defasın da bu kaplumbağanın adımı neden ekspres koyduklarnw sorar durur. Efendim, Istanbuldan kalkan eks- | r hi Anllenır bükluklmir. Bi baha eği olur. Bir kere Istanbuldan kalktı mr biç telâş etmeden adını unutur, Başlar | emeklemeğe. kasabasına ge- lince Atinadan gelen arabaları ona bağlarlar. Oradan kalkar Belgrada gider. Belgratta ikiye ayrılır, birisi cenuba, birisi şimale, Ccnuba giden de Milânda ikiye ay- rılır, Birisi Kale'ye, diğeri daha ce- nuba gider. Belgratten şimale ayrı- lan Peştede ikiye ayrılır. Birisi Vi- yanaya, birisi Praga, bazan da Var. govaya gider. Bundan başka Brük- sel, Ostand yoluna giden kolu da vardır. Bu böyle parça parça olarak giden trende ne kuvvet kalır, ne de haysiyet. Biz de bu sefer Peşteye böyle dallana budaklana geldik. £ Peştede araba değiştirmeğe mecbur ettiler, Düşünün bir kere, Bir yabancı adam. Elinde geçtiği memleketlerin parası yok. Sade seyahatin ucunda tediye edilecek bir vait var. Bununla han. gi hamala, hangi eşyayı kaldırtırsı- bız. Istasyonda ufak bir miktar pa. ra bozdurmak için lisan bilen arama» ir. Fransızca Belgratta sesini keser.. Ta Belçikaya kadar. Peştede fransız- ca şöyliyene bizde habeşçe işitenle- rin gözile bakarlar. Işin tuhafı fran- sızca göylersiniz de size gayet fasih İmacarca ile cevap verirler ki anla- Olimpiyatlar münasebetiyle Berlinde Ekspres mi, kervan mı ? Mütemadiyen vagon tirmekle g i : yolculuğu hikâyz si değiş eçen bir tren Bir Bu münasebetle aklıma bir lâtife)töre eşyamızı taşıttık. Geldik bir rekzedilen — temsili abide | geldi, bari size onu yazayım. Ticaret a kazanılabileceğini ÖĞre-|.. bi- İç erfetile fold e 2 öekrimel, yüzücü, hişan- ol ıza acırsınız. İşte böyle biri- Daria Alisi anlamıyanlar uğraşır. lar, çabalarlar, işlerini görürler. aldığımız tren, Atina tre işte bizi bir buçuk saat bek- i den iğ bir m gm 4 ediyor musunuz? pres değ e saatten fazla Nişte Atina İ trenini bekledi. Artık , bunun adma ekspres diyebilir miyiz? Geçelim, den kalktık. Trende Balkan ko- er ve Yunaı Spor Teşkilâtı Rel- vi Mösyö Rinopulos'u buldum. Eski Sk Sevindik. Atinadan Peşteye) gi yyare ile gelmiş, Karısı da bera- İber, Bizimle irki lie gidiyor. 5 âyet etti: İsime “bütçesinden çıkacak. , On para harcırah .. Buna rağmen teşkilât rei- bir iyi otele inmeye me ve Nafıa Nezaretleri yalnız bir neza- ret değil iken meşrutiyetin ikinel s€- mesinde ticaret ile nafıayı biribirin- den ayırarak müstakil iki nezaret yapmışlar. Birine Hallaçyan Efendi" Yi, ötekine de galiba Damat Şerif Paşayı getirmişler. Bu ikiye bölü nüşten benim gibi bir sey anlamıyan birisi Ubeydullah Efendiye sormus: ye b mar İİ Ay i çi fi arttırdınız? sila ye Ubeydullah Efendi gülerek demiş ninin Ni — Bir nezaret idare edecek nazı” rımız #imdilik yok. Eldekiler yarım nezaret idare edebiliyorlar, Onun İçin bu nezareti ikiye böldük ve iki ya- rım nazıra verdik. ... Peştede kalkıp sabah kahvaltısını edinciye kadar Çekoslovakyaya gir- dik. Güya bir mek- ks in ktim. Nefes almaya ksl- almadım. Lu ifade ederek kâç kişi tan atlet başta ok — Aman arabanızı değiştirin. si- sinki Dresden'e gidiyor. Halbüki bi- letiniz. Breslav yoliledir. Ta ilerdeki arabaya geçiniz.. Haydi simdi trende bir hamal aramalı, Neyse güç belâ bir kondök- mak üzere 40 küsür yalnız İki idareciden uklarını söyledi. Şaş- iki kişi nasıl er ve güreşçi müsabık ile mürekkep m tm. Bu kadar a“ idare ediyorlar diYe- sikke ii kompartımana, Iki ihtiyar karşılık. . Karı koca, Ya efendim. Eğer size kadının yedi saat bilâfasıla görüştü- günlü söylersem inanır mısmız? Ya bu kadın genç olsa ne olacaktı? Bizim Türk olduğumuzu anlayın. <a yüzü güldü. Kendisi Almanyada oturan bir Macarmış. Kocası müte kalt bir Macar generali. Düşmüşler Bütün - Çekoslovakyayı © geçerken muttasıl bu yerleri Macarlardan çal- dıklarını anlattı durdu. Acıdım. Lâ- kin elden ne gelir. Ha bana anlat. mış, ha jandarmaya. Derken bir fena haber çıktı. Bi- İxim tren geciktiği için o Alman hu- dudündaki trene yetişememişiz. Ber- line gece yarısı varacak yerde saba- ba karşı varacakmışız. Bizim trende de ne yataklı vagon. pres ve hududa gelince İşin yarı ya- ry& doğru olduğu anlaşıldı. Eğer Breslevda bir yolunu bulurlarsa bizi Berline gönderecekler. Dünldü sica- ğm aksine bir de soğuk var ki sor- maym. Pencereleri kapadık, aralrk- lardan giriyor. Vagon eski, kömür kötü ve lokomotif köhne. Ha bre kurum yağıyor ve bizi kirletiyor. Et lerim. yüzüm ve gözüm simsiyah, bu isten valnız vicdanım: koruyabiliye. ne lokanta vagonu var. Adı da eks-| G Yİ Tarih İ Dün “Türk Hayatı" namı altında bundan on beş sene evvel çıkarılan bir mecmüann sayfalarını karıştırı- yordum. — “Sporcularımız * Mısırda” serlevhalı yazıya gözüm ölişti. Bu yazıda müntebap sporcularımız- dan mürekkep bir kafilenin Mısıra gittiği ve orada maçlar yaptığı, ma- alesef mağlüp olduğu kaydediliyor. ği e (hangileridir? Dün Berlindeki arkadaşmız #por.| S — Sütü dövmek suretile yağ is- cularm olimpiyatlarda Norveçlilerie | fihsal etmek usulü ne vakit ve kim- karşılaştıklarını ve 4 - 0 mağlüp ol.|ler tarafından bulunmuştur? duklarnı bildirdi. 8 — Ihtira beratı verilerek icat Eh tarih tekerrürden ibarettir. | edenlere bir hak bahsedilmesi usulü Demek sıcak iklim sporcuları da,|ne vakit, nerede kabul edilmiştir? soğuk tklim futbolelileri de bizi yeni) O Dünkü soruların cevapları yorlar. Öyle ise mutedil iklimli fut-| g.. Zühal, hacim ilibarile kürrei bolclilerie karşılaşaak barit,, arzda koç kere büyük, siklet itibari» Bilginizi yoklayınız Sorular 5 — Balik döğüştürmek “merakı evvelâ nerede başlamıştır? Nasıl? 5 — Dünyamu en vâsi mabedi hangisidir; kaç kişi alır? Ayasofya kaçıncı gelir? Diğer büyük mabetler Bilmece ie kaç kere hafiftirt, i z İ © — Zuhal, hacim itibarile dünya Bir arkadaşım var. Gayet BariP| dan 720 kere büyük, sıklet itibarile hikâyeler anlatır. Mantıksızlığı man- tıkla ispat eder, Dün yine geldi. Ken- disine bir budalaca hikâye anlatma- smı söyledim. Dedi ki: — Bu sefer suna hikâye değil, bir bilmece söyliyeceğim, bakalım bilebi- lecek misin? Dinle: Bir adam var Bu adam benim ne biraderim, ne de hemşiremdir. Fakat ayni zamanda hem babamın, hem annemin evlâdı. dır. Kimdir bu adam... 9? kere hafiftir. $ — Avrupada belediyeler tarafın dan fakir ahaliye haftada bir gün üc İretsiz tiyatro gösterilmesi ahdi ne İsaman ihdas olunmuğtur? C — Ucretsiz tiyatro gösterilmesi usulü, Fransız Ihtilâli Kebirini mü- teakıp 1894 senesinde ihdas edilmiş- tir. 8 Gazetelere ilân derci, evvelâ, hangi gazetede ve ne maksatla yapıl İ mıştır? C— ilk iMân bir kitap ilânıdır. Bu kitabım reklâmı, evvelâ 1652 de Mer. korioz Politikos gazetesinde yap - maştar, $ — Birinci tanbur kimin tarafın- dan icat olunmuş ve Avrupaya nasıl intikal etmiştir?. Ç — Ut, tambur ve mandolin gibi kuyruklu sazları tevlit eden birinci tambur, bir Arap tarafından icat olunmuş, Endülüs tarikile Avrupaya intikal etmistir. gibi kabul etmek ve yaşam: "ıtır. ir bu adam. Bilemediğimi itiraf ettim: O zx- man bilmecenin cevabını o verdi: — O adam benim!.. Şismanlık Bir karı koca tanıyorum. Kadın dehşetli şişman. Şişman olduğu nis- İbette de aksi, musibet bir cadaloz | Kocası da inadına marin, kibar bir adam. Kadın zayıflamağı çok meraklı Fakat bir türlü kolaymı bulup ta za- yıluyamıyor. zayıflıyamadığı için de kocasmm başınn etini yiyor. Kocası bir gün neredense, Avrupa» da filâner su şehrinin şişmanlığa bi- rebir geldiğini haber almış ve karı. | «a âlâsımı bulmak ümidile bir hayal sını kandırarak oraya yollamış. arkasında koşmağa mahkümdur. Hiç Aradan bir ay geçmiş, kadmdan | se, aradığın ne olduğunu tayin bir telgraf | edemez, bulduğunu kanmaz. Sikletimin yarısını kaybettim * ne yapayım? i Roma İmparatoru Tiber gibi: Kocusı hemen telgrafla cevap ver-| “Benden korksunlar da İsterlerse nefret etsinler,” diyenler, muhabbe” miş: — Bir ay daha kal!. ve hilrmetin zevkini, kıymetini bi - | miyenlerdir. Polis hafiyesi meselesi vi Dün bu sütunlarda bir polis hafi-| — Hastaya bakmak, Imdadma yesi meselesi sormuştuk. Cevaplart| koşmak, tedavisine çalışmak neka. şudur dar necip ve şefik bir hareketse, öle. Birinci koltukta oturan kız Tale-İpin arkasından o koşmak, meyus ol- mak o derece faydasız ve abestir. : — Insan, daima elindekinden da dir. Kendisi şapkacıdır. İkinci koltukta oturan kız Rüya- dır. Kendisi çiçekçidir. Ulçüneü koltukta oturan kız, Mah. İmuredir. Mesleği satıcıdır. Dördüncü koltukta oturan kız Pa- kizedir. Mesleği piyanisttir. Beşinci koltukta oturan kız Suzan- dır. Kendisi kolacıdır. Güzel sözler: — Yatncağın odanın çok temiz ve sıhhi olmasına ziyade ehemmiyet ser, etimkü, hayatının bir sülüsü orn. da geçer. * — Güzel bir kadın göze, halk bir kadın kalbe hoş gelir. Biri mücevher İ diğeri hazinedir. * — Insan, saadete kanmaz. Her — Aşk bir dağdır. İmsan oraya şeyden müstağni, zevk ve sandet| mitlerle, heves ve meserretlerle çıkar aramaz görünmek te tabii değildir. | Fakat iniş dalma müteessirmne ve Hakimsne hareket, hayatı olduğu nevmidane olur. tan istifade edebilmeleri için ya lise leyli meccani imtihanları on beş gün sonraya alınmalı, yahut ta ikmal im- tihanları on beş gün önce yapılmalı- dır. Bu hususta alâkadarların naza- rı dikkatini celbetmenizi istiyorum. Kemalpaşada İzmir . Karataş orta mektebinin üçüncü sınıf talebesinden 544 Şükrü Özker Kayışdağı suyu niyetine “Kayışdağı suyunun tevzli için Ka diköyünde yirmi kadar çeşme vardır. Çeşmeler numaralıdır. Bunlardan iki- #i kırmızı kurşunlu, diğerleri beyaz kurşunludur. Kırmızı kurşunlular 2- sıl memba suyudur, Diğerleri yolda bazı sularla karışmıştır. Su almak için Kayışdağma giden arabalar ak- şam gider, sabah dönerler. Fakat zündüz tekrar suulmak Üzere yola koyulan arabalar, İçerenköyünden ve va Tuğlacı Mustafa Efendiden döl » durup gelirler, Bu gibi arabaların a- rabacıları yolda gelirken damacana- lara kırmızı kurşun yapıştrmakta, bu suları da bu suretle Kayışdağı suyu fiyatına, yani 26 kuruşa satmaktadır lar, Kadıköy kaymakamlığından bu işin düzeltilmesini rica ediyoruz... Earilerinizden: Muhittin “Orta okulun üçüncü sınıfa ka - dar geldim, Okumak istiyorum. Fa- kat ailemin mali vaziyet! müsait de- ğil.. Liselere almacak yatı talebesi imtihanıma girmek istiyorum, Fakat üş dersten ikmelim var. Ve müsaba- ka, İmtihanlardan önce yapılacağı icin bundan istifade edemiyorum. Benim vaziyetimde olanların bu hak- rum. ... Yarı uyur, yarı uyanık bir buçuk ta — gece — Berline vardık. Iki bu çukta da bizim ineceğimiz istasyona Kime dert anlatırsınız. Bir polis bü lup gazeteci kartımı gösterdim. Bü yük bir inatla adam beni aldı, Ha- malları çağırdı, eşyamı indirtti. Bir taksiye koydu. Beni de bindirdi ve yerime gönderdi. İşin tuhafı üstüm. de bir akçe Alman parası da yoktu Saat gecenin üçünde odama gir. dim. Validemin rivayetine göre ben öğ İleyin dünyaya gelmişim. Lâkin se yahatlerimde hep gece yarısındar sonra varırım. Bu garip bir mazhs riyettir B. FELVK e yı li > çi