General Ati Hikmet Ayerdem'in beyanatı "Ecnebilerle temaslar Türk fu'l'bolüfnürn — kuvvetini göstermeğe kâfidir!" İstanbul futbol aianp_îş+îfa etti - Türk Spor Kurumu Genel Merkez Başkanı General Ali Hikmet Ayer- dem, kendisile görüşen bir arkada- şimıza, olimpiyatlar hakkında şu be- yanatta bulunmuştur: “— Olimpiyat işlerinde başlıca üç mesele mevzuubahis olmaktadır: 1 — Olimpiyada sporcularımız git meli mi , gitmemeli mi? 2 — Gidi- lecekse, hangi sporlarla gitmeli? 3 — Bu sporcuları nasıl'ayırmalı? Gitmek, gitmemek meselesini yal- nız bir cepheden münakaşe etmeme- Hdir. Gitmemek, tabii başımızı der- de sokmaz. Korkulan mahcubiyete sebep olmaz. Sporcularımızı — çalış- tırmak, yetiştirmek, onlara masraf etmek külfetine mahal bırakmaz. Neden şu gitti, neden bu gitmedi gi- bi, odulara da meydan vermez, Sakit, sakin hayatımızı karıştır- maz, Her suretle rahat ve huzuru- muz ihlâl edilmemiş olur. Yalnız, o- Himpiyada giden elli küsur milleti u- zaktan mukayese ve takdir veya ten- kit İle seyirci kalmış oluruz. İşin bir cephesi de budur. Diğer cephesini de şöyle düşüne- bilirz: Olimpiyada iştirak edecek elli kneur memleket arasında, Türkle- rin bulunmaması bizim için ayıp ol- maz mı? O Türk milleti ki, beynelmilel bü- tün spor federasyonlarma resmen dahildir. Bu iştiraki yalnız kâğıt üs- tünde mi kalmış olmalıdır? Filiyatta 'Tüzk milletinde spor hiç mi yoktur? Var da kâfi değilse, acaba elli bu kadar milletin en gerisi Türk mille- tinin sporu mudur? Hakikat bu mudur? Şimdiye ka- mehi * Tayin vanmrlar ta Maslarda 'yennmı_mz, daha fazla olsa bile yendiğimiz de vâki olma- miş mıdir? ü Şimdi size vereceğim bir istatistik cetveli, 935 senesi başından buğgüne kadar yapılan ecnebi temaslarının miktarmı ve kaçında galibiyet ve be- rabere geldiğimizi ve kaçında mağ- lüp olduğumuzu açıkça gösterecek- tir ki bu malümat Türk futbolcüle- rinin kuvvet derecesini göstermeğe Ne hâcet, daha geçen gün, Avus- turya takımı ile yapılan üç maçtan birinde yenildik. Diğerinde beraber kalarak üçüncü maçı da 4-1 kazan- mış değil miyiz? Ecnebi temaslarından aldığımız neticeler Acaba olimpiyatlara iştirak ede- cek olan diğer milletler hep bizden daha yüksek midirler? Bunlar, hep behemehal yenecekle- rine ve mutlaka iyi derece alacakla- rma emin olarak mi oraya gidiyor- lar? Elli küsur millet elliye kadar derece alıp sıralanırken, Türk mille- tinin behemehal ellinci kalacağı mı tahmin edilmektedir? Bu zan ve tah min nereden gelmektedir? Her mil- let, bütün bu ihtimalleri düşünerek giderlerken ve komşularımız olan Balkan milletleri de hep iştirak eder- lerken, bir biz mi kendimizi gidecek kı ve'liyakatte görmiyeceğiz? Mademki, her millet yenmek — ve yenilmek ve hattâ geride kalmak ihtimalini de düşünerek gitmekte- dir. O halde bizim bu cüretsizliğimiz nedendir? Bizim, mutlaka yarıdan da geri kalacağımıza neden ihtimal verilmekte ve bundan da korkul- maktadır? Bizim şimdiye kadar yaptığımız ecnebi temaslarında yenildiğimiz vâ- ki olduysa bile bu mağlübiyet mut- lâka. hep kahir ve utanacak bir şe- kilde mi;olmuştur? Yenilmemek el- bette mucibi şayan ve memnuniyet- tir. Fıhâğ:ilmek te mutlaka şe- refsizlik ? İngiliz Milli takrmı, daha geçende Avusturyada ve Belcikada yenilerek memleketine dönmedi mi? Bu hal İngiltere 'sporu ve sporcu İngiliz milleti için şerefsizlik mi olmuştur? Binaenaleyh, mesele bu şekilde Türk Spor Kurumu Genel Başkanı General Ali Hikmet Ayerdem çok tabit buluyorum. Çünkü bütün fikirler, daha geçen kış yine Alman- yada yapılan kış sporlarına iştirak etmiş olan kayakçılarımızın maruz kaldıkları fena neşriyatın tesiri al- tmdadırlar ve âdeta bu tesir, spo- rumuzda bir panik husule getirmiş bulunmaktadır. “Aman müuvaffak o- lamayız da, yine o fena tarizlere ma- ruz kalırız.,, korkusuyla şimdi kendi kuvvetimize güvenemiyoruz. Adeta kendi kudretimizi hiç görüyor ve lâ- yıkile takdir edemiyoruz. Kayakçılık ve diğer sporlar Halbuki, mesele hiç te böyle değil- dir. Kayakçılık bizde daha geçen se- ne başlamıştır. Senelerdenberi bu sporla meşgul olan memleketlerle elbette boy ölçüşemezdik. Bakat diğne apanlnmemre şiznhasiz hövle Ha gildir. Bu sporlarda bizim de uzun senelerdenberi yer tutmuş değeri- miz vardır, Hiç şüphe yoktur ki, ka- yakçılıktan maada olan her sporda az, çok bir ehemmiyet ve liyakatimiz mevcuttur. Kendimizi büsbütün. hiç görmemeliyiz. Birinci, üçüncü, be- şinci olmasak bile her halde ellinci de olacak değiliz. Bizde kendimize göre kabili kabul bir derece almış o- lacağız. Yetişir ki, kayakçılıkta oldu- ğu gibi, fikirleri paniğe Uuğratacak bazı neşriyata nihayet verebilelim. Münakaşalarımızım esasını teşkil eden ağır ithamlar ve bu tesirlerin husule getirdiği panik, kanaatimce, fikirlerin daha salim düşünebilmele- rine mâni olmaktadır. Binaenaleyh, olimpiyada gitmek, gitmemek mese- lesine doğru bir hüküm verebilmek için evelemirde fikirleri bu panikten kurtararak bu noktai nazarlara gö- re daha serbest münakaşalar yapıl- masına ihtiyaç Vardır, kanaatinde- yim. Hangi sporlarla iştirak ediyoruz ? “Gidilecekse hangi sporlara işti- rak etmeli?,, meselesi ilk meseleye nazaran o kadar Mühim sayılamaz. Çünkü aşağı yukarı takdiri daha ko- laydır. Bilfarz, atletizm harekâtı sa- at ve metro ile ölçülebilecek bir ma- hiyettedir. Her Milletin rekoru ve beynelmilel rekoru malfimdur. Buna nazaran, bizim de kendi derecemizi anlamamızda sühulet vardır. Bina- enaleyh, atletizm harekâtında bizim yüzümüzü güldürecek ancak bir iki numaramız bulunmaktadır. Fakat 22 atlet numarasında yalnız bir iki- sinden ancak birer kişi çıkarabilmek bu spora iştirak için tabit bir salâ- hiyet bahşedemez. İşte ondan dola- yıdır ki, bu olimpiyatlara atletleri- Mizi maatteessüf çıkaramıyoruz. Fakat, gelecek olimpiyatlara ka- dar atletizme, memleketimizde daha çok çalışılacak ve o vakit belki de en iyi sporlarımız atletizm harekâtı ola- caktır. Ancak, güreş, iskrim, yelken sporlarımız böyle değildir. Bu spor federasyonları kendilerine güvene- rek ak yüzle dönebileceklerini temin ettiklerinden, bunlarm gönderilme- sine kat'i karar verilmiştir. Böyle ol- makla beraber, yine Finlandiyalıları her iki cepheden tetkik ve münakaş; edilecek olursa, öyle tahmin ederim ki, herkesin vereceği karar her hal- de daha ziyade gitmek olacaktır. Fa- kat, ben fikirlerdeki bu teşevvüşü ve Alm memleketimize celbe- derek, güreşçilerimizi burada, is- krimcilerimizi de Peştede bir kere daha denedikten sanra olimpiyada göndereceğiz. Bisikletçilerimiz, —Ankara kam- pında çalışarak hemen hemen Fran- sız rekorunü yapabildikleri için bun- larm da gönderilmesi takarrür et- miştir. Geriye bir futbol takımımız kalmaktadır ki, Avusturyalılarla ya- ptlan maç bunda da bize ümit ver- miştir. Yakında gelecek olan bir Ma- car profesyonel takımı ile beklediği- miz Yügoslav Milli takımı ile de ya- pıilacak maçlar bu ümidimizi takviye edince, artık futbol takımımızın da gönderilmesi tabii olacaktır. Her halde, Türk futbolcülerinin de güve- nilebilecek bir kıymeti ve ehemmi- yeti olduğunu kabul etmek isabetsiz sayılamaz. Oyunculrın seçimi “Bu sporcuları nasıl ayırmalı?,, meselesine gelince: Bu keyfiyet yal- mez futhalda mayrzumnhahir - odilkrok bir mahiyettedir. Filhakika bu spor- cuları halen spor seviyeleri en yük- sek olan İstanbüul, İzmir ve Ankara- daki sporcularımız arasından ayır- mak zaruridir. Gerçi, diğer bazı yer- lerde de münferit bir iki iyi sporcu bulunması mümkündür, Fakat bu o- limpiyatlara ayrılacak milli takım i- çin bu kadar etraflı araştırmalar yapmağa halen vakit müsait görüle- memiştir. Bu üç yerin sporcuların- dan süzülerek ayrılanlar da halen kampa ayrılmış ve burada bir kere daha denenip, süzülmeleri mukarrer bulunmuştur. Buradan da seçilip ay- rılanlar, vazifedar futbol fe- derasyonunca tesbit edilerek, artık milli takımımız kat'iyyetle vücut bulmuş olacaktır. Binaenaleyh şim- diye kadar ortada henüz tesbit edil- miş bir vaziyet yoktur. Şimdiye ka- dar yapılmış olan seçmeler mücerret bir süzme işinden ibarettir. Milli ta- kımın kat'i teşekkülü ancak kampın nihayetinde belli olacaktır.., İstanbul futbol ajanı istifa etti General Ali Hikmet Ayerdem, son muhtelit maçlarda takım teşkil me- selesi etrafında da şunları söylemiş- tir: “— İstanbul mıntakası muhtelit takımının teşkilinde bazı isabetsiz- likler olmuştur. Fakat yapılan tetki- kat ve alınan izahat, bu isabetsizli- ğin munhasıran futbol ajanının ku- surile husule gelmiş olmadığını gös- termiştir. Bu sebeple hakkında ya- pılacak muamele, değiştirilmesini i- cap ettirecek bir mertebede görüle- memiştir. Böyle olmakla beraber, mıntakada futbol ajanı vazifesinden istifa etmiş ve istifası kabul edilmiş- At Ecnebi kaıınlarlu yapılan son temaslar Klüplerimizin 935 yılr içerisinde ecnebi takımlarla yaptıkları temas- lar ve aldıkları neticeler şunlardır: Nisan: — | Galatasaray: 0 — Libertas (Avus- turya): O, Fenerbahçe: 1 — Liber- tas (Avusturya): 2, İstanbulspor - Güneş: 2 —— Libertas (Avustur- ya): 2. . Mayıs: Fenerbahçe: 3 — Olimpiyakos (Yunan): 1, Güneş: 1 —— Olimpi- yakos (Yünan); 2, Güneş: 3 — A- pollon (Yunan): 1. Galatasaray: 0 NOTLAR Saat Ferdiyet için saat kadar bir nesne tanımıyorum. Vaktinde hareket etmenin lüzu - mundan bahseder, dururlar. Bu, ce- miyet içinde alelâde, gündelik mec - buriyetleri yerine getirmek için ha- kikaten lüzumlu bir şeydir. Fakat, saat, muhakkak ki, herhangi saha - da olursa olsun, yaratıcı kabiliyet - lerin önlerine bir seddiçin gibi yük- selir. Herhangi bir san'atkâra “şu kadar saatte bir eser yapacaksın!,, dersen, muhakkak ki, bir şey yapa - maz. Vâkıa, bir san'atkârın en güzel eserini üç, beş saat içinde verdiği de olur ama, yirmi dört saat, kırk sekiz saat durmadan çalışarak şaheserler yapanlar da yok değildir. Eğer san'atkâr, saatin, alelâde ve fani hareketler için lüzumunu, ya - ratmak kabiliyeti için de kabul et - seydi, saat 12 olduğu zaman masa - sının başından kalkıp yemeğini ye - mesi icap ederdi ve o zaman, bir ye- mek hesabına, bir şaheser feda et- miş olurdu. , Yaratan ferdiyet sahibi adam için 'herhangi sahada saatin lüzumsuz - ;luğunu söylemiştim. Bir zafer ya - .ratmakla meşgul kumandanın ye - ; mek veya uyku saati geldi diye harp ( meydanındı kildiğini, 1 kârm 'piyano başından kalktığını, Tressa - mın tablı yarı bıraktığını, şai - , rin ilhamını geri gönderdiğini, hati- /bin nutkunu kestiğini, figür arıyan dansörün gramofonunu durdurduğu- nu, kimyagerin ocağımı söndürdüğü- nü, riyaziye âliminin hesaplarını ka- pattığını, operatörün yarayı açık bı- rak rasıdın küsufa kalkmayı- şını düşününüz, bu insanlar için sa - atin değil lüzumsuzluğunu, - zararı bile olduğunu kabul edersiniz. Etti- niz mi? O halde geliniz, bütün saat- leri, bir anda, kaldırıp kıralım! Fakat muhakkak ki, yarın, gaze- tenizi açtığınız vakit şu haberi gö - receksiniz: Dün, filân saatte, bütün saatler kı- rılmıştır. Fikret ADİL lüzumsuz — Apollon (Yunan): 3. Haziran: Galatasaray - Beşiktaş: 3 — BSe- get (Macar): 1, Fener - Güneş: 3 — Seğet (Macar): 1, Fener: 5 — Ser- Galatasaray - Beşiktaş: 3 — Ati- na: 3, İstanbul: 1 — Atina: 3 — İs- tanbul: 4 — Atina: 1. Ağustos: Beşiktaş: 2 — Uipeşt (Macâr - A- matör): 1, Galatasaray: 2 — Ui- peşt (Macar - amatör):1, Galatasa- ray: 2 — Uipeşt (Macar - amatör): 1, Gençler Birliği (Ankara): 5 — Uipeşt (Macar - amatör): 3, Anka- ragücü: 1 — Uipeşt ( Macar - ama- tör): 2, Galatasaray: 3 — Seğet (Macar): 3, (Macaristanda) Galata- saray: 1 — Ciat (Macar): 1, (Maca- ristanda) Galatasaray: 2 — Şarok- şar (Macar): 5, (Bükreşte) Galata- saray: 1 — Yuventus (Romen): 2. Birinciteşrin: İstanbul: 3 — Leviski (Bulgar): 6, Fener - Güneş: 4 — Leviski (Bul- gar):0, İstanbul: 1 — Sovyetler: 2, İstanbul: 2 — Sovyetler: 2, Ankara: 3 — Sovyetler: 3, Ankara: 2 — Sov- yetler: 3, İzmir: 1 — Soyyetler: 2, İzmir: 4 — Sovyetler: 3 İkinciteşrin: Beşiktaş: 3 — Panatinaikos (Yu- nan) 2, Galatasaray: 7 — Panatina- ikos (Yunan): 2, Galatasaray: 0 — Tamşuvar (Romen): 0, Beşiktaş: 3 — Tamşuvar (Romen): 1. Birincikânun: İstanbulspor: 0 — Trikolör (Ro- men): 2, Galatasaray: 1 — Triko- lör (Romen): 1, (Atinada) Beşiktaş: 2 — Apollon (Yunan): 2, (Atinada) Beşiktaş: 1 — Panatinaikos (Yu- nan): 2, (Atinada) Beşiktaş: 2 — Olimpiyokos (Yunan) 3. İkincikânun: Galatasaray: 0 — Uipeşt (profes- yonel) Macar: 3, Galatasaray: 0 — Uipeşt (profesyonet) Macar: 2. Nisan: Fenerbahçe: 1 — Haküyva (Avus- turya): 5, Günes: 2 — Hakuva (A- vusturya): 2. Haziran: İzmir: 4 — Vienna: 1, İstanbul: 1 — Vienna: 1, Ankara: 0 — Vien- na: 4. Galip — Berabere — Mağlüp 18 12 17 Dünkü B takımları müsabakaları Dün Kadıköy ve Taksim statların- da B takımları müsabakalarına de - vam edilmis ve Kadıköy stadında vet-(İsviçre) : 2, Fener - Güneş: 6 — Servet (İsviçre): 2, Bükreşste: Fe- | ner - Güneş: 2 — Yuventus (Ro-| men):1. Temmuz: Eden'in soldan geri etmesi Uluslar Kurumu mahafilini fevkalâde müteessir etti BAŞI 1 bir zat, Havas ajansına şu beyanat- ta bulunmuştur: “Zecri tedbirler kalkınca, muka - bil tedbirler de tabiatile kaldırılacak- tır. Zecri tedbirlerin ekönomik kıs- mı, bizim milli endüstrimizin fevka- lâde inkişafını mucip olmuştur. İtal- ya, bundan istifade etmek arzusun- da değildir. Onun, şu veya bu devlet aleyhinde hiçbir husumet duygusu yoktur.,, Ayni zat, “Edenin nutkunu, mem- nuniyetle karışık bir sükün ve hu - zur ile dinledik. Bu nutuk, İtalya he- sabma siyasi ve askeri bir muvaffa- kıyettir. Elân bir Habeş hükümeti- nin bekasmı iddia eden şayialar bu nutukla tekzibe uğramışlardır. İtal- ya, istikbale, emniyetle bakmakta - dır.,, demiştir. Fransız gazetelerinin mütaleaları Paris, 20 (A.A.) — Gazeteler, İn- giltere hükümetinin zecri tedbirleri kaldırmak hususundaki kararımı, hiç şaşmaksızın karşılamaktadır. Figaro'da Dormesson: “Ancak, diyor, zecri tedbirlerin kaldırılması başka, Habeşistanın il- hakmı tanımak başka ve Cenevre andlaşmasının tadili de yine başka- dır. Bu üç şey arasmdaki lojik bir münasebet bulunduğu vâki olmakla beraber, bunları Cenevrede, kat'iy- yen bir arada mevzuubahis etine - melidir. Zira, aksi takdirde yeniden bir çıkmaza düşüleceği muhakkak - tır., Jurnal'da bu meseleyi inceleyen Sen Bris'in noktai nazarınâ göre, şu üç kombinezonun üçü de mümkün- dür: 1 — Büyük Britanya ile Almanya arasında Fransayı sıkıştırmak su - retile İtalyayı durdurmak. 2 — İngiltere - İtalya ve Alman - yadan mürekkep bir zümre kurup, Fransayı bunun dışında bırakmak, 3 — Almanyayı durdurabilmek i- çin, Fransayı, İngiltere ile İtalya a- rasında bir hattı fâsıl olarak kul- İanmak, / ' SA BRN n ada rren ğ g “Bizi memnun edecek şeklin, an- cak bu üçüncüsü olabileceğini söy- lemek zaittir.,, diyor. Övr gazetesine gelince, o da, zec- ti tedbirlerin kaldırılması, emniyetin bir noktada temerküz etmesini mu- cip olmamalıdır, fikrindedir. Bunun içindir ki, Fransa, İngliterenin, 16 ıncı maddenin lâğvını ve müşterek emniyetin zâfa uğramasını istihdaf ederek arzu ettiği andlaşmanın ta - diline muhalefet edecektir.,, Fransa kararını İtalyaya resmen bildirdi Paris, 20 (A,A.) — Blum, İtal - yan elçisi Çerrutiyi kabul ederek, Fransa hükümetinin, zecri tedbirleri kaldırmağa karar verdiğini bildir - miştir. Fransa Kollektif emniyete ait tekliflerini hazırladı Paris, 20. (A.A.) — Ftansa hükü- meti, Roma ve Londradaki büyük el- çilerine kollektif emniyete riayet et- tirmeği istihdaf eden “umumi teklif- ler” ini bildirmiştir. Fransa hükü- meti,bu tekliflerini bir müddet sonra ecnebi hükümetlere bildirecektir. Bu teklifler, muvakkat mahiyette olup muhtelif kabineler tarafından bu bapta verilecek cevapların gelme- sine kadar kat'i bir vesika teşkil et- meyecektir. Fransa hükümetinin kendi plânmı Milletler Cemiyeti asamblesinin 30 haziran içtima devresine yetiştirebi- lip yetiştiremeyeceği henüz belli de- ğildir. Bu plân, bilhassa Milletler Cemiyeti mukavelenamesinin esaslı prensiplerinin değiştirilmesi zaruri olmadığı düşüncesine istinat etmek- tedir, Fransız teklifleri şunlardır : 1 — 11 inci maddenin tatbiki ha- linde ihtilâfta taraf teşkil eden dev- lerden rey vermek hakkının nez'i, 2.— Milletler Cemiyeti azasının kâfesinden almabilecek ekonomik zecri tedbirlere iştirâk — etmelerinin istenilmesi, bazı devletler coğrafi a- IİNCİDE lâkaları dolayısiyle süel zecri tedbir- ler alabilirler. 3.— Mintakavi karşılıklı yardım misakları, coğrafi bakımdan alâka- dar olan devletlerin iştirâkleri keyfi- yeti peşin olarak tespit edilecektir. 4.— Milletler Cemiyeti mukavele- namesi, Fransanın harici siyasetinin esas prensibi olmakta berdevamdır. Amerika zecri tedbirleri kaldıracak Vaşington, 20 (A.A.) — Hükü- met mahafilinde sanıldığına göre, Ruzvelt, yakında bitaraflık tedbirle- rinin kaldırılacağını ilân edecektir, Amerika hükümeti şimdi Habeşis- tandaki hakiki yvaziyet hakkında malümat toplamakla meşguldür. Harp halinin bitmiş olduğunu an- layınca, Amerika hükümeti, Millet- ler cemiyeti ve Avrupa devletlerin- den mustakil olarak bu tedbirleri kaldıracaktır. Müzaheret birliğinin bir takriri Londra, 20 (A.A,) — İngiltere hü- kümetinin zecri tedbirlerin kaldırıl- ması için vermiş olduğu karar Lord Cecil'in başkanlığı altında Scarbo- rough'da akdedilmiş olan Milletler Cemiyetine müzaheret birliği konfe- ransında şiddetle tenkit edilmiştir. Toplanmanın sonunda müstace - liyet kararile bir takrir vermiştir. Bu takrirde deniliyor ki: “— Birlik hükümetin — İtalyaya karşı tatbik edilmekte olan zecri ted birlerin terkedilmesini teklif etme - ğe karar vermiş olmasını derin te- essüflerle karşılar ve birlik azalarını bu kararın geri almmasını temin maksadile bütün meşruti çarelere başvurmağa davet eder.., Parti işleri ve Valiler (Başı 1 incide) ğini de deruhte etmiş olan vali ve be lediye reisi Muhittin Ustündağ, şeh- rimizdeki bütün parti teşkilâtlarma Fenerbahçe, Beykoza hükmen galip gelmiştir. Taksim stadında yapılan Topkapı - Eyüp maçı, 1-1 beraber: likle neticelenmiştir. Son olarak ya- prlan Galatasaray - Beşiktaş B ta- kımları, çok heyecanlı bir karşılaş- madan sonra, 3-3 berabere kalmış- W Hü diği bir t : den başka Hal kevlerine de birer tamim gönderil - miştir. Muhittin Ustündağ bu tamimlerde vaziyeti bildirmekte, arkadaşların - dan azami mesal istemektedir. Bursada Bursa, 20 (Tan) — Vali Şefik, bu- gün öğleden sonra Halk Partisi mer kezine gelerek vilâyet ve kaza idare heyetlerile temasta bulunmuş ve bir müddet parti işlerile meşgul olmuş « tur. Gece, eski başkan Sadi Konuk şere fine Çelikpalasta bir ziyafet verilmiş ve şölende merkez ve kaza idare he- yetleri üyeleri hazır bulunmuştur. Dışişler Bakanımız * Pariste " “ (Başı 1incide) Bu münasebetle emri vâki siyase- tinin ve dürüst bir hareketin arasm daki fark, pek canlı bir şekilde göze çarpmaktadır , Titülesko Montröye gitti Bükreş, 20 (A.A.) — Titülesko, bu sabah Montö'ye hareket etmiş - tir .< Boğazlar konferansımna iştirak ede cek olan Romen heyeti aşağıdaki ze- vattan mürekkeptir: “Dişişleri bakanı Titülesko, genel kurmay başkanı general Samsonovi- ci, Milletler Cemiyeti nezdindeki Ro- men delegesi Antoniade, Boğazlar komisyonunda Romen delegesi orta, elçi Cont Zesco,Romanyanın Lâ Haye elçisi Pella, kontr amiral Rosca,liman lar idaresi direktör müaviniMihalopol memuüriyetleri mahallinde bulunan Antoniade ve Pella'dan gayri heye - tin bütün diğer âzaları bugün eks - presle Montröye hareket etmişlerdir. İngiliz murahhasları Londra, 20 (Tan) — Montrö kon- feransımna iştirak edecek olan Ingiliz delegasionu, başta Lord Stenhop ol- duğu halde, bugün Parise hareket et- miştir. Fransız Heyeti Parisı 20(TAN) — Montrödeki Boğazlar konferansında Fransız heye ti murahhasasına Pol Bonkur riyaset edecektir. Pol Bonkur yarın Montrö- aa. M nöğÜümü v wei ait Sine dtf eli zzi