15 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

15 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee0 165-6- 936 T 92 P O Lik maçlarının dünkü neticeleri Galatasaray Vefayı, Fener Anadoluyu, - Eyüp Topkapıyı mağlüp ettiler Fenerbahçe stadmda günün tek birinci küme maçı Fenerbahçe ile A- nadolu arasında yapıldı. her iki takım da tam kadrolarile oynadı. Fener: Necdet - Yaşar, Fazıl - Ce- vat, Esat, Reşat - Niyazi, Namık, Ali Rıza, Naci, Fikret. Anadolu: Halit- Şükrü, Salih - Li- va, Ahmet, Gündüz - Kenan, Musta- fa, Torahim, Numan, Zeki. Ilk devrenin 30 uncu dakikasma kadar çok güzel oyniyan Anadolulu - lar hiç gol yemediler. Fa - kat, bu dakikadan sonra Ali Rızanm 18 dışmdan attığı güzel bir şütle ye- dikleri birinci golle beraber bozguna uğradılar. Pek az fasılalarla ve sıra- sije Namık, Esat, Naci, ve yine Naci nin attığı göllerle ilk devreyi 5-0 mağ- lüp bitirdiler. İkinci devreye on kişi ile çıkan Anadolulular, gol yememek için birinci devreye nazaran daha can h çalıştılar. Bunda da oldukça muvaf fak oldular. Fenerbahçe bu devrede ancak üç gol atabildi. Ve neticeyi sı- rasile Namık, Esat, Nacinin. attığı gollerle 8-0 kazandılar. 'Anadoluhisar 11 - Beylerbeyi | ' İkinci kümenin ikinciliği için Tak - gim stadımda yapılan bu karşılaşma- ya her iki takım âzami küvvetlerile çıkmıştı. İlk on beşinci dakikada, sol içlerinin gayretile idman yurdu 1-0 üstün vaziyete geçti ve 15 inci da kikada ikinci golü yaptı oyun bu va- ziyette devam ederken biribiri arka- &ı sıra iki gol daha yiyen Beylerbeyi takımı 0-4 yenilmiş vaziyette - iken birdenbire (10) kişi kaldılar, kaleci Bakatlandı. dışarı çıktı.. İkinci devre ye çıkıldığı zaman; Beylerbeyi takı - mmı 10 kişi fakat değişmiş vaziyette gördük; bu oyun bir müddet güzel gü sayıyı da yapmaya muvaffak oldu, kı rılmayan Beylerbeyi takımı bütün bağırılanlara rağmen güzel bir akm la ilk ve son sayısmı yaptı. Oyun 5-1 vaziyete girdi.. Bundan &onra güzel oyniyan id - man yurdu takımı (5) sayı daha ya- parak, bire karşı (11) ile oyunu bi- tirdi ve ikinci küme ikinciliğini ka - zandı. Eyüp 3 « Topkapı 1 !lıı:un: Suphi ga.tug; Topkapt ta- krmrı tam kadrosile çıktı; Eyüp takı - yar (9) kişi oyuna başladılar; Eyüp ta Neş'et, Adnan, gibi mühim oyuncular yoktu, oyun çok güzel, heyecanlı bir sürette devam ediyordu. Topkapı, kü menin sonuncusu olmamak için uğra- gıyordu. Bunun için Topkapı takrmı bütün varlığile çalıştı; birinci dev - renin ilk çeyreğinde müuvaffak oldu; rakibine 1-0 üstündü.. Bir müddet sBonrâa takmlarını tamamlıyan Eyüp- Hiler oyuna hâkim olmıya çalıştılar. Oyun çok güzel bir vaziyet aldı; her iki taraf biribirine heyecan, helecan veriyordu. Oyun bu zevkle devam ederken bi tinci devre bitti, İkinci devrede bilhassa orta mua - vin Şükrünün gayretile biribiri arka & sıra (2) ve sonra bir akmla (3) ün eti gölleri atan Eyüplüler 3-1 gibi bir farkla rakiplerini yendiler; Beykoz O - Güneş Ü l%kan, Sadi Kmm;şçok güzel, he (TAN) m Polis Romanı: 8 Kapı yecan, helecanla dolu bir maç.. Her iki taraf, tam takımlarile çıktılar.. Bir taraf sahaya sahip olmanın ver diği kuvvetle iyi oyniyor, öbür taraf nisbeten yabancı, fakat çok çalışıyor; iyi bir savaş.. Çon zamanlar biribirle- İrini yenmek için uğraştılar; Beykoz | kalesinin geçirdiği bir kazayı.. Bir müddet sonra hemen hemen ayni de recede tehlike ile Güneş kalesi geçi- riyordu.. Bir buçuk saatlik zamanda hep böy le tatlı bir heyecanla güzel bir zevkle geçti hakemin buna ilâve edilen iyi idaresi de işe daha fazla revnak ver- di. Fakat birinci devrede akınlar he- men hemen bu şekilde devam eder - ken, ikinci devre Beykoz daha hâkim bir oyun oyniyarak 2 üstünlük gös - terdi, fakat kendisine (3) puvan ve- recek bir sayı olsun yapamadı. Kaçı- rılan fırsatlar itibarile Beykoz daha zengin bir. vaziyette idi...Oyun.bera - YELE HU YeĞiYELLE DILLI. z "Güalatasaray 3 - Vefa Ü0 Hakem Şazi Tezcan.. Bu oyunda çok güzel oldu her iki taraf ta gayet teknik bir oyuna başladılar, birinci devrenin ilk anlarında oyun o kadar güzel, zevkli idi ki, herkes maçı he - yecanla seyrediyordu; Vefa kalesi bu devrenin ilk çeyre ğinde mühim birkac tehlike atlattı, buna karşılık ta verdi; Oyun bu suretle güzel berabere vaziyette devam ederken birdenbire Vefa kalesine doğru inen top avut ol- dü. Kaleci büunu kisa bir vüruşla ileri ye attı ve döndü; topu yakaliyan Ga latasaraylılar kâalecinin kaleye vara - arkasında bir cinayet! Odanın kapısı içerden kilitli oldu- ğuna nazaran feci hadisenin cereyan etmiş olduğu mahalle başka bir yer- den girebilmesi imkânsız bir keyfi- yettir.,, Yaman bir bilgiç hızı ile söylediği bu lâflardan sonra, koömiser bir an durdu ve sonra devam etti: — Ayni zamanda, hadiseler tara- fmdan tekzip edilmekten korkmiya - rak şunu da söyliyebilirim ki, katil girdiği kadar kolaylıkla ve girdiği yerden kaçmıştır! Ve Mösyö Martet bunları söyledik- ten sonrâa kendisini koltuklardan bi- risine bıraktı. Bacağını bacağımın ü- Berine attı ve güzel hizmetçi Leaya Michel Herbert - Eugene Wyl mukavemet edilmez farzettiği bir te- bessümle gülerek yürüttüğü muha - keme zincirini bağladı: — Meselenin esası bir kere böylece tesbit edildikten Bönra, şimdi, cinaye- tin sebebini araştıralım, Bence mese- lenin her tarafını izah eden bir fara- ziye ileri süreceğim. Mösyö Vignon de Marcellet'nin katli, Ranelagh 80- kağından geçerken açık pencereden aydınlık odayı gören ve gürültsüzceyaklaşan bir serserinin işidir. Diven ü- zerine serili yatan meflüç adam, bu serseriye mukavemeti çabuk kırılabi- Calatasaray - Vefa maçında Vefa kalesi önünde heyecanlı bir an mamasından istifade ederek, topu boş kaleye attılar. Bu oyunu 1-0 Galatasa ray lehine çevirdi. Bundan sonra Ve- retli bir oyunu “ikinci devrede eVfalılar gü- zel akınlar yapmıya ve Galatasaray , ikinc kalesini sıkıştırmaya başladılar. Fa kat buna mukabil, Galatasaraylılarda iyi bir enerji ile Vefa kalesini soldan sıkıştırdılar, bu sırada attıkları güzel bir şüt Vefayı 2-0 mağlüp vaziyete getirdi.. Oyunun sonlarına doğru da sağ açık Necdetin yaptığı bir akını sol haf kesemedi, Necdetin iyi bir or talayışmı Gündüz güzel oyun 3-0 ol- du, bu vaziyetlere rağmer "'ofa takı- edince; birkaç kornerden, serbest vuruştan mı kaleyi sıkıştırmada d istifade edemedi. Ve oyun da bu su retle Galatasarayın 3-0 galibiyetile lir bir tesir yapmış ve bunun üzerine.. nihayetlendi , Güneş - Beykoöz maçından heyecanlı bir an Komiser sustu ve dinlemeğe baş- ladı. Evin önünde müteaddit otomo- billerin durduğunu anlatan gürültü- ler geliyordu. Açılan demir kapının — ivleri ü zerinde pas sesleri çıkardığı duyu luyordu. — İşte! galiba adliyeden geldiler! dedi. Haydi bakalım, geldiler ama, ben de onların işini oldukça kolay laştırdım. . Ve gelenleri karşılamağa çıkma- Leaya hizmetçi, bu bakış karşısında, gözlerini yalancı dan evvel güzel hizmetçi bir. bakış dahâa attı, bir saffetle indirmekte geç kalmadı. Vestibüle bir insan grupugirdi. Bunlar arasımda Adli polis müdürü M. Xavier Giulet, Kısım âmiri Fave relle, Müddeiumumi Brossard, mua: vin Gleich, parmak izi mütehassısı Bernard ve sivil memur Leprince ve Bouter ve müfettişlerden -Musele, Choguet vardı. AN 5 eee Dün geceki BOKS W Çok uzun bir atalet devresinden sonrâa, dün akşam boks şubemizin tekrar faaliyete geçtiğine şahit ol - duk. Olimpiyatlara boksörlerimizin iş tiraki için kat'i sürette ehliyetini is- bat etmesine lüzum gösterildiği ci- hetle bu şubede çok kıymetli bir ele- man olan Galatasaraylı Melih Asri sinemayı dolduran büyük bir kalaha lik önünde çok kuvvetli rakibi Yu - goslavya şampiyonu ve kilosunda milletini Olimpiyatlarda temsil ede- cek olan boksör İvan Komstey ile karşılaşmak fırsatını buldu. Dün ge- ce, bu vesile ile yapılan diğer kar- şılaşmaları da sırasile yazıyoruz: Cihat - Mehmet İlk karşılaşma Galatasaray klü- bünden Mehmet ile Güneş klübün - den Cihat arasında, İkişer dakikadan 4 ravnt Üüzerinde yapıldı. Birinci ravnt Cihadın seri direktleri arasın- da ve faikiyetile neticelendi. İkinci ravntta ataklarını daha fazlalaîtırı- rak hasmını üç defa nakavt ettikten sonra orta hakeminin Mehmedin ma ça devam edeciyeceğini söylemesi üzerine abandone ile Cihat maçı ka- zandı. Coşkun - Avadis 583 kilo olan müsabıkların ikisi de Güneş klübünden olmalarına rağ - men karşılaşma hiç te ayni klübün idmancıları gibi olmuyor. Yumruk - -| laşmaya gelince ahbaplık, samimiyet kalmıyor. Gonkla beraber hücuma geçen çoşkun ismine yakışır bir hâ- kimiyetle hasmına yüklendi ve ilk ravundun bitmesile mağlübiyetten kurtulan Avadis ikinci rantta maça devam edemiyecek bir hale geldiğin- den abandone ederek Çoşkun galip sayıldı. Ali - Levi Üçüncü müsabaka hafif sikletler arasında yapıldı, Ali Güneş klübün- den, Levi Galatasaraydan.. Birinci ravnt her iki müsabıkın biribirini de nemesile geçti. Yalnız Ali biraz daha fazla atak yaptı. İkinci ranvtta Levi daha şuurlu çalışmağa başladı." Ali çok hesapsız bir döğüşme tarzına sa hip: Hasmma hücum ediyor, fakat Wendini kapamağı tamamile unutu - si Alinin çenesini okşadı. Üçüncü ravntta her iki müsabık berabere bir döğüş yaptılar. Alinin güzel bir oper kütü yerini buldu. Levi hep sağ di- rekt çıkarmak istiyor. i Dördüncü ve son ravntta her iki müsabık neticeyi kendi lehine çevir- mek için uğraşıyor. Bilhassa hasmı- na tesirli bir darbe indirebilmek en- iki müsabık sert ve hareket dolu bir döğüşten sonra berabere kaldılar. Hiristo - Fahri Dördüncü müsabakayı yarım or - tada Galatasaraydan Fahri ile Güneş ten Hıristo yaptılar. İkişer dakika - dan dört ravnt. Birinci ravnt çok sert başladı ve sertlikle nihayetlendi. Devre esnasında isabetli bir yumruk vurulmamasına rağmen nihayete doğru Hıristosu köşeye şıkıştırarak yumruk yağmuruna tutan Fahri kati neticeyi alamadan gonk Hiristonun imdadına yetişti. İkinci râvnt bera- bere, üçüncü ravnt Fahrinin faiki - yeti altında geçti. Neticede Fahri sa yı hesabile galip addedildi. Melih - İvan Komstey Son maç gecenin en mühim karşı- laşması olduğundan halk sabırsızlık- la müsabıkları bekliyor. Melih bu mü sabakayı olimpiyada gidebilmek için muhakkak kazatımak azmiyle yapa- zetelerde ikide bir bahse mevzu teş- kil eden Adli polis müdürü M. Xavier içeri ğgğirer girmez derhal şu sualı sordu: — Cinayet odası nerede?. Polis komiseri çalışma odasının kapısını açtı. Parmak izleri mütehassısı Bernar, elindeki valiz ve fotoğraf makinesi- le ilerledi ve: Eğer müsaade buyurulursa ben hemen işe başlamak istiyorum. M. Xavler hemen cevap verdi: — Derhal... işinizi görebilmeniz i- çin sizi rahat bırakacağız. Bu nâzik işi hüsnü ifa için yalnız kalmanız müreccahtır. Bazan, birçok mühim izler, tahkikâata gelenlerin hepsinin birden işe karışmaları birçok mühim lerini harap etmeleri yüzünden kây- bolmaktadır, j M. Bernard selâm verdi ve fotoğ- raf makinesini meşin kutusundan çı kardı. Adli polis müdürü: yor. Bü yüzd&n Levinin birkaç kroşe dişesile yırtınıyorlar. Neticede her İncecik yüzündeki uzun sakalı ga- Melih ve cak., Maamafih hasmı da pek yabana atılacak gibi değil. Yugoslavyayı O - limpiyatta temsil etmek hakkını ka- zanmak gibi büyük bir imtihandan geçmiş... Nihayet halkın çılgın alkışları ara sında evvelâ Yugoslav böksörü, biraz sonra Melih ringte göründüler. Orta -hakemi eski boks şampiyonu kücük Kemal. Melihin yardımcısı Danyal ve Eşref Şefik. Yugoslavın yardımcısı Selâmi.. Eldivenler 8 ons., Sikletler yarı orta... İki rakip oldukça uzun sü ren bir merasimden sonra karşılaştı lar, Müşabaka ikişer dakikadan beş ravnt.. Birinci ravnt — İki rakip te müte- reddit bir döğüşe başladılar. Biribir- lerini tanımadıkları için şanslı bir yumruğa kurban gitmek istemiyor - lar. Devrenin ikinci kısmında Melih açılmağa başladı. Hasmınm midesine iki kuvvetli yumruk indirdi. Mahsüs derecede hâkim döğüşürken birinci ravnt nihayetlendi. Ikinci ravunt başlar başlamaz Me- lih tekrar hücuma geçti. Civa gibi çok seyyal ayak oyunlarile hasmını şaşır tarak yaptığı ataklarda çok mükem- mel iki Suving'i birbiri arkasından yüdirim gibi hasmının çenesinde par- ladı. Yugoslav kontr ataklara düşü - yor. Bu ravunt tamamile Melihin le- hine kapandı. UÜçüncü ravunt — Melih hasmına açık vermeden daima atak vaziyeti muhafaza ediyor. Yugoslav şampiyo nunun gittikçe kuvvetten düştüğü bel li olüyor. Melih daha fazla devreye çalışmak istiyor ve bunda çok muvaf fak olüyor. Bu devre de Melihin lehi- ne kapandı. Dördüncü ravunt — Melih rakibi- ni iplere kadar sürüyor. Sol direkt - lerle çenesini bulmaya uğraşıyor. Yü — Parmak izleri —mütehassısı bir taraftan çalışadursun, biz de, di- ğet taraftan, Tıbbr adli ve belediye lâboratuvarı müdürü gelinceye ka - dar, hâdise şahitlerinin söyliyecekle- rini dinleriz! dedi. M. Martet, bu söze cevaben, ehem- miyet vermez bir tavırla! — Esasen ben. hadiseyi aydınlata- cak tahkikatı yaptım, dedi. M. Xavier : — Göreceğiz! Göreceğiz! diye ko- miserin sözünü yarıda kesti. Parmak izleri mütehassısı polis müdürünü ikinci defa selâmladı ve cinayetin vuku bulduğu odaya girdi. Derhal, gözü, divânm ; üzerindeki tahta raflara ilişti. Raflara sıralan- mış olan kitaplarla broşürlerin isim- lerini merakla gözden geçirdi. — — Parmak izleri hakkında nadir vesikalar dolu bir kütüphane! dedi. Bir taraftan bunu söylerken diğer taraftan ellerine kauçuktan bir çift eldiven geçirmeğe çalıişıyordu. M. Bernard. kitaplara bakarak, kendi Ivan Komstey goslav çok bitkin olmasma Tağmen bu fırsatı Melihe vermek istemiyor. Maamafih Melih sırasına göre hasmı nın açık yerlerini bulmakta müşkülât çekmiyordu. Bu ravuntta Melihin fa- ikiyetile nihayetlendi Beşinci ve son ravunt — Melihin kuvvetli yumruklarla rakibini hırpa - udığıihi. görüyoruz. Yugoslav.-gampi- yonu bütün oyun imtidadınca Melih- te o an faikiyeti kendi lehine çevirme ğe bülün gayretile çalışıyor. Fakat, Türk boksörü onun bu son çarelerini akim birakacak tarzca saldırıyor. Bu sırada hagmının çenesine müthiş bir iki kroşe indirdi/ Öyle tâhmin ediyo- ruz ki, müsabaka bir iki ravut daha devam etseydi herkesin beklediği na |kavtla müsabakayı galip bitirirdi. Fakat iki dakikalık ravuntlar göz açıp kapaymcaya kadar geçiyor. Ra- kip boksörün tehlikeli vaziyetlere gir 'diğı' zaman Melihe sarılması kıymetli saniyelerin heba olmasıma çok yar - dımı oluyor. Müsabaka, boksörümüzün tama - mehn faikiyeti altında nihayet bnldı& ğu zaman bütün hakemler müttefi - kan Melihin galibiyetini ilân ettiler. Bu suretle olimpiyatlara bu şubede gönderecek kıymetli bir elemanımız olduğunu dün akşamki müsabaka is- bat etmiş oldu. Yugoslavya takımı galip Viyana, 14 (A.A.) — Davis kupa- sı müsabakasımda, Yugoslâvya takrmı Avusturya takımını 2-0 yenmişti Berlin, 14 (A.A.) — Davis kupası Almanya, İIrlânda dahl maçı: Von kramm ile Henlel, Roggers ile Mak Veagh'i 6-0, 6-l1 ve ö-4 mağlüp etmişlerdir . kendine söylenmeğe devam etti: — Parmak izlerinde ihtisas sahi- bine kadar büyük âlim varsa hepsi- nin eserleri burada var! Lombroso, Locassagne, Popp , Chantre, Koll- man, Locard, Bertillon, Aulifffe, He- indi, Hershell, Weleker, Goölton, hep si, yerli yerlerinde, siralı düruyor - lar. Hattâ “Beynelmilel cinayet mec muasiı” ni birkaç fevkalâde nüsha- sı burada var. Demek bu M. Vignon de Marcellet hakikaten bizim mes- leğe meraklı bir adammış! M. Bernard maktulü ismen ve şöh reti dolayısile tanıyordu. Filvaki M.. Vignon de Marcellet'nin bu bahisler üzerindeki fenni tetkikleri kendisine yüksek bir ilim payesi kazandıracak derecede idi. Bu âlim beşer âleminin büyük eserleri halkım büyük bir kıs- mı tarafından bilinmiyor idise bi- le ilim âlemi ve mütehassislar bpu e- serleri heyecanla takip etmişlerdi. Parmak izleri mütehassısı evvelâ odanın heyeti mecmuasının resmini j (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: