Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—— g - Meclisten Orduya aşı bunun Üzerinde teşebbüs aldık. Ken- dilerine müteaddit defalar yazdık. Bu, yanlıştırı hattın varidatına mukabil kaydedilebilecek bir hesap olabilir, dedik. Bu, suretle yaptık. Esas vazi - yet böyle olduğuna göre yani 3 mil- yon liralık bir hat bizim olduğu hal- de 5, 5,5 milyon liralık sermayesile şirket bilidği vaziyette Türkiye Cüm- huriyeti hatlarının bir nakısası gibi köhne vesaitle işletmeğe devam et - mektedir. Yakında murahhasları ge- lecektir. Gazetelerle toplanmak üze- re olduklarmı ilân etmişlerdi. Geldik- leri vakit bu esaslar dahilinde tabii devletin hakkında, menfaat ve şerefi ne uygun olarak müzakereye devam edeceğiz. Elektrik Şirketinin vaziyeti Berç Türker (Afyonkarahisar) muhterem Bakan buyurdular ki, e- lektrik şirketinin hasilâtı gittikçe artıyor. Bu hasilât ne oluyor. Meh- medin, Ahmedin cebinden — çıkıyor, Piyer'in Polün cebine gidiyor. Muh- terem ve azimkân Bakanım himme- tiyle ve lütfü ile yapılan bir çok işlere şahit olduk. Bu elektrik - şir- ketini de millileştirmeye - bir mani varmıdır? Sonra koca merkezi hükümet olan Ankarada bile elektrik ziyası bir ec- nebi şirketin elindedir. O, işletiyor. Bunu da bendeniz muvafık görmiyo- rum, Bu hususta sayın — Vekâletin mütaleası nedir ? Nafıa Vekili Ali Çetinkaya — de- vamla — bunu benden daha eyi bilir sin, bunda hiç şüphem yoktur. Am- ma gene soruyorsun siz ecnebi şir- ketlerde bilhassa Osmanlı Banka- sında uzun zaman bulundunuz. Ben ise askerim, bu hesap işlerine yeni girdim. Siz ise dediğim gibi ecnebi şirketlerinde uzun müddet çalıştığı- nız için bu işi daha çok eyi bilirsiniz. Metr Salem ile ve Veyl ile hiç mü- nasebetiniz yok mu? İşin başında on lardır. Adapazarı - Bolu hattı Başka sorulacak bir şey varmı ar- kadaşlar? “Kâfi,- teşekkür ederiz sesleri,, (Alkışlar). İsmail Hakkı Uzmay (Bolu), A- dapazarı - Bolu hattı yapılacak mı? Bir de Bolunun Ereğli limanma rap- tı vaziyeti var, ne 'zaman yapılacak? Nafıya Vekili Ali Çetinkaya (Af- yonkarahisar), Cümhuriyet hüküme tinin bir programı vardır. Halen yap Makta olduğumuz ana hatlar, ayni zamanda Şimal hattı dediğimiz * hat Boludan geçmek üzere Çankırı hat- tma bağlanmak, ondan sonra Amas- yadan Kelkit vadisine dahil olarak Şarka doğru gitmektedir. Bu hat da bizim iğin mühimdir. Fakat ehem- miyeti olan diğer hatları yapmadan bu hat için daha fazla birşey yapma- ya maddeten imkân yoktur. Memle- ketimizin feyizli bir sahasıdır bun- ları da yapacağız. Bolu hattı mese- lJesini bilmünasebe arzedeyim. Arka- daşlar malümunuz olduğu üzere hat- lar. Eskişehirde toplanır. Eskişehir- den ayrılır. Yani bütün trenler bir defa Eskişehir - İstanbul hattını kat etmek mecburiyetinde kalır. Bura- da bazen boş, dolu, geliş, gidiş gün- de yirmi tren işlemiştir. Onun için biz ikinci bir tren hattı yapmak mecburiyetindeyiz. Hatlarımızın ço galmasına göre bu mesafeyi tek bir hatla bırakmayacağız. Her suretle müşkilât baş göstermektedir. Ya o hattı çift hat yapacağız yahut da bu radan Kızılca Hamam yolu ile Bolu, Düzce, Adapazarı üzerinden işlemek suretiyle ikinci bir hat yapacağız bu hattı yapacak dlursak İstanbul An- kara yolunu 100 kilometre daha kı- saltmış olacağız. —Merkezi hükümet burada olduğuna göre bu yolu 100 kilometre kısaltmak ve mesafeyi 8-10 saate indirmek çok faydalı ve iyi olacaktır. O vakit Boludan Ereğ- liye emrivaki olarak bir hat yapıl- mış olabilir, halen böyle birşey yap- mak mevkiinde değiliz.,, İktisat bütçesi Nafia bütçesinin fasılları görüşü- lerek kabul edildikten sonra İktısat Vekâleti bütçesinin müzakeresine ge gilmiş ve bu münasebetle birçok ha- tipler söz almışlardır. İlk sözü alan Cemal Ünal (İsparta) kredi üzerinde halk sandıklarıma yar dım için hükümetin bütçe projesine koymuş olduğu 175 bin liralık tah- sisatm bütçeden çıkarılmış olduğuna işaret ederek demiştir ki: “——. Halkm kolay ve ucuz krediye kavuşmasını âdeta bir rejim meselesi kadar mühim saymıştık. Ben öyle ü- mit ediyorum ki, İktısat Vekili eğer encümene bunun için başka bir şekil- de halletmek kolaylığını göstermişse bunu öğrenmemiz hakikaten tatmin #dici birşey olur. Yok doğrudan doğ Yuya bütçeden çıkmış bir vaziyet var sa üzerinde durmamız lâzımgelen bir - Dünkü Meclis müzakeresinde geride kalmış BAŞI 1 gularımıza yakışmıyan fikirlerin bir birine eklenip zincirlenmesinden iba rettir. (alkışlar). Bu hâdisenin büyük Millet Meclisinde sükünetle dinlen miş olması ve red ile inikâs almamış bulunması Kamutaya hâkim olan üs tünlük ve ilerilik ruhu için mühim bir eksiklik olurdu. Ziraat enstitü sünden alınız, lokantadan tutunuz,. otomobile, karyolaya, pulluğa yani hayat için, ileri insanlık hayatı için lâzım olan vasıtalarm hepsinin aley hinde bulundular. Arkadaşlar, bu yanlış sözler yalnız Kamutayın değil vekilleri olduğumuz bizim yüce ulusumuzun hayatma da hiç uymaz. Türk ulusu büyüktür. Pek çok büyük vasıfları yanmda aklı se- lim sahibidir. İyiyi yeniyi faydalı an- lar ve tercih eder. Türk köylüsü gö - rüp anladıktan sonra sapanı pulluğa tercih etmez. Müzik mevzuu bahsoldu: Ah o mil li müziğimiz diye meçhul bir şeyi ter- cih eder göründüler. Türk ruhunun henüz tam çizilip belirtilmemiş duy - gularma dayanarak 12 yıl evvel şöyle söylemiştim. Yapılmadığı icin bu ka- dar geç kaldık. Dediler. Bir yanlış anlama olur diyelim, fakat bir tara- fm da Ankaranın binalarına geçerek benim zevkime göre hiçbir güzelliği, hiçbir sevimliliği bulunmıyan ve Üze rinde milli varlığın izlerini asla taşı - mıyan bazı binaları methedip bunla- ra kendi takdirince bir de milli dam- gasını yapıştırdıktan sonra güzel, mo dern ve Türk ruhuna aykırı bir tara fi olmryan binaları gavri milli telâkki etmek gibi yanlış bir fikir serdettiler. Arkadaşlar şunu da arzedeyim ki, biz bugün kendimizi milletin vekilleri sıfatında görürken millet fertlerinin karyola yerine ot minderi, pulluk ye- rine kara sapanı, en ileri bildiğimiz iş ler yerine en geri işleri istediğini söy lememiz doğruü olmaz. Bu yol milleti- mizin meselâ modern ışık vasıtası o- lan elektrik yerine çırayı tercih eder olduğunu ifade etmeye kadar varır ki, bu, hakikatin —ifadesi değildir. Türk köylüsünün kuvvetli görüşü ve zekâsı ona tarihteki ve bugünkü yük- sek mevkiini temin etmiştir. Hakiki ve tabit vasıfları yüce olan Türke onun bildiği ve sevdiği yüksek yaşa- ma yollarımı bir müddet kapamış o - lan tarihit mükadderatın tesirlerini artık geçmiş saymak lâzımdır. Türk milletinin yüksek zekâsı geniş ve te- Recep Peker Besim Atalayın çok düşüncelerine karşı kuvvetli bir cevap verdi INCİDE miz hayata imkân güneşinin ilk ışık ları doğunca bütün hakikatlerir bü - tün yenilikleri farkederek daima ka- ranlıklar içerisinden seçip çıkarmış- tır. Arkadaşlar, bir de şunu arzede- yim : Bugün bu devlet resmi bir teş- kilâttır. Fakat bu resmi — teşkilâtın ruhu olan ve bütün bu inkılâbın e- serlerini varlığında teksif — etmiş bulunan bu parti vardır. Bütün gi- dişler için — gösterilmiş açık yollar vardır. Böyle yüksek ruhlü bir mec- lis her şeyi ileri gidişin hızıyle yapar ken eksik ve yanlış fikirlerimizi ulu- sumuzun temayüllerine uygun gös- tererek demagoji yapmak Teva de- ğildir. Büyük yanlışlık ve zarar bu düşünceleri milliyet duygusu gi- bi göstermektedir. Evet, biz milliyet çiyiz. Yeni Türkiyenin telâkkisinde- ki bu ruh büyüktür. Fakat parti Programınım telâkkisindeki milliyet düsturunu zararlı telâkkilere bağla- mak doğru olamaz. Artık yeni dev- letimizin rejimini tam olarak gös- teren Parti programı ,milliyeti bir defa kendi varlığınımn özüne bir seda- kat kaydı altıma koymakla beraber muasır medeniyetin ileri ve müspet gidişine intibak etmeği — emreder. (Alkışlar). Şunu da arzedeyim ki, biz, hepimiz elimizde bulunan bir e- maneti yerine getirmek ödevi altın- dayız. Benim bu sözlerim bizim bağ- lr olduğumuz esaslara kendini veren bir arkadaş olarak her gün elini sık- tığım Besim Atalayın şahsı hakkım- da hiçbir bir eksik şey ifade etmez. Fakat hepimizin borcu ve oradaki vazifesi, şu veya bu sözlerle ona prensiplerden şaşmak mevzuu bahs olunca samimi ifadeleriyle biribimi- zi yandırmak ve yanlış yoldan doğ- ru istikamete sevketmektir. Arka- daşlar, biz burada tarihin , kendi. e- linde olmıyan tecellileri altında âğır vaziyetlere düşmüş ve hayatın acıla rını tattıktan sonra dirilerek kendi- ni bulmuş ve az zamanda parlak bir istikbal yolculuğunda hep ileriye doğru hız almış yüce bir milletin ve- kili olarak vazife görüyoruz. Bütün çalışmalarımızda hiç bir duygu ve düşünce bu esasın üstüne çıkmama- lıdır. Ben bu asıl noktalarda arka- daşımın bana — uyacağınt umarak kürsüyü terkediyorum. (Şiddetli al- kışlar), mevzu olacaktır.,, Besim Atalay (Kütahya), Ulusal sanayiin kurulması, Ulusal Ekono - minin yükselmesi yolunda yapılan hamleleri alkışladığını söyliyerek sö ze başlamış ve fakat bu alkışların va nında yapılmasını gerekli gördüğü ba zı işleri de izah etmiştir. İkinci nevi ekmek, amele ekmeği çıkarmak usulünün neden bugüne ka dar ihmal edildiğini soran Besim Ata lay, günde kırk kuruş kazanan ve gıda olarak yalnız ekmek yiyen bir amelenin günde nasıl 20 kuruş vere- bileceğini sormuş ve çok sinirlendiği lokantalar bahsine temas ederek de- miştir ki: “— Elime bir bomba geçse, berha- va edeceğim bir yer İlokantalar... (gülüşmeler). Koymuşlar çeşit çeşit yemekleri, tatlıları... Baylar, bunları yiyecek ancak onbin kişidir. Öte ta- rafta on milyon kişi ağzınm suyunu akıtarak asla yiyemiyeceği bu yemek leri seyrederek geçer, tok olan açın halinden anlamaz arkadaşlar, birinci sınıf diye bir lokanta ayırırsı- nız. Ayrı bir şekilde ve görünmiye- cek bir yerde yaparsmız. İsteyen gir sin oraya ve gönlünün çektiğini zık- kımlansın... Besim Aftalay ve gürültü! Sonra İstanbul gazeteleri birşey daha tutturmuş. Gürültü oluyormuş. Aman efendim insan rahat bir daki- ka olsun dinlenemiyor, işini bile gü- rültüden doğru dürüst yapamıyor - muş filân falan, Sokaklarda çok ba- gırılıyormuş. Yahu ne oluyor, zavallı biradam çolluğunu, çocuğunu bes- lemek için sırtına 100 kilo yükleyerek sokak sokak dolaşıyor. 60 paralık marul, 70 paralık ebegü- meci satıyor. Yok fazla gürültü olu- yormuş, arabalar gürültü yapıyor- muş, beri tarafta otomobillerin yap - tıkları gürültüye kimse sesini çıkart- mıyor. Öyle ya kim ses çıkarabilir? Onun içinde kim var? Şunun bunun kimse bir şey diyemez, sonra hele o gazetecilerin gürültüsü. Keratalar o- tomobil içine kadar giriyorlar. Allah bunların cezasını versin. Kendileri sa- tışlarını artırmak için bu kadar gü - rültü yaparlar. Bunların gürültüsü hakkında şimdiye kadar hiçbir gaze- teden şikâyet ettiğini işittiniz mi? Etmezler. Çünkü bu gürültü kendile - rinindir. Öte tarafta zavallı bir köylü- nün sırtına yüklenirler. Bu söyledik- lerim ufak şeylerdir ama, gözden ka- çırmıyarak nazarı itibara alınmalı- dır.,, Besim Atalay, bundan sonra büyük san'atler kurulurken küçük san'atle- rin ölmemesi lâzımgeldiğini ifade ede- rek vaktile adedi çok olan kavaf ve demircinin gün geçtikçe azaldığmı, Maraşım kapalı çarşısının mahvoldu- ğunu söylemiş ve ilâve etmiştir: # Kırim harbinde İngilizler bura- ya gem, eğer sipariş etmişlerdir. Bu- gün burada hiç bir şey kalmamıştır. Sonra bizde cereyan vardır. Her şey Avrupa malı olsun da ne olursa ol- sun.,, (Zaman değişmiştir sesleri). Besim Atalay devamla: “Zaman de gil, bizim kafamız değişmiştir. Nite- kim geçenlerde meclis bize cüzdan verdi. Bunu nerede yaptırmışlar, bili- yor musunuz? Almanyada. Hem de bize ne vakit verdiler. Tâ senenin or- tasında. Madem ki, bu cüzdanı veri- yorsunuz, bari senenin iptidasında ve- riniz. Sonrat memlekette bir de ikti- sat ve tasarruf cemiyeti vardır: Yer- li malı kullan diye barbar bağırır. A- lay ediyor bizim zevkimizle. Zaman değişmedi, bizim kafamız değişti. Hü- lâsa, küçük san'atler, orta san'atler günden güne azalıyor ve çekiliyor. Bu nun neticesi olarak orta smıf kaybo- luyor. Bir memlekette orta smıfım kaybolması felâkettir. Geçen gün ih- tilâllerle çalkanan bir memlekette çıkan bir gazete bahsediyordu ve di- yordu ki: Bu memlekette daima ihti- lâl olacaktır. Çünkü orta smıf yok- sırtından geçinen bilmem filân. Tabii tur. Büyük sanayii kurarken ev ve ev aA Bi . B TAN selâm sanayiini de ihmal etmiyelim. Bir ha- eılığımız vardı. Burada zaman za- man işittik. Halı ne imiş, bunlar ipti- daf memleket mahsulü imiş. Bu, e- bem sekti, ben sekerim gibi bir şey. Halr yüzünden memlekete 9 milyon lira giriyordu. Şimdi 90 para girmi - yor.,, Kütahya mebusü bundan sonra çif çilik ve saraçlık gibi san'atlere temas etmiş bunların mahvolduğunu söyli- yerek sözünü şeker sanayiine intikal ettirmiş ve diğer bir münasebetle de şirketlerin sıkı bir kontrola tâbi tu- tulması lüzumuna ve harice sattığı - mız mallarımızdan bir kısmınım her sene ekildiği noktasma işaret etmiş ve bevanatma şöyle son vermiştir: “— Sanayi yolunda bir kımıldanma vardır. Fakat korkarım, bu ileride bir aksaklık yapmasm. Bir taraftan ta - rım işlerimiz kara sapanla dönerken öbür taraftan sanayi işlerimiz en yük sek teknikle techiz edilmektedir. Dev letçiliğin feyzile memlekette halkım yapamıyacağı birçok şeyler yapılmak tadır. Şunun bunun kesesini doldur - maktansa heyeti içtimaiyenin nef'i için sarfedilecek olan emek ve para- ya acınmaz. Yalnız halkın yapacağı ufak tefek şeyler vardır ki, onları halka bırakalırm. Ziraat enstitüsü bi- le, Al matbaa açmıştır. Nedir, rica ederim, dört kitap not çıkacak diye binlerce lira sarfedilmis. Bunla- rı dağıtalrm. Halka iş verelim.., Besim Atalaydan sonra, söz alan Zi ya Gevher (Çanakkaâale) : “.—— Besim Atalay burada lâf söy- lerken biraz bombadan bahsettiler. Sonra lâflart bombadan fazla natla - mağa ve tesir etmeğe başladı. Bu me- vanda bizim gazeteciliğimize bom'ba- dan daha ağır işliyecek isnatta bulun dular (satanlara sövledi sesleri). Ga- zete müvezzileri dahi efradı millet - ten birer adamdır. Onların hakkında dahi reddederim. Gelsin bu kürsüden tashih etsin.,, Besim Atalay: “— Yahu, tuhaftır. hilen adam da söyler. bilmiven de.,, Eğer - sunları Ziya Gevherden başka birisi sövlesev di ses erkarmazdım. Gazeteciler bağı- rıyor, dedim. Büu adam, bağırmıyor mu? Yalan mr söyledim.., Ziya Gevher: ererePenim Ağzıma . hir ',sey. şö_vledînîz_.,, ü Besim Atalay: “— Ben vicdanımdan kopan şeyleri birer birer ifade ettim. Kimse hakkın- da bir şey söylemediğimden geri ala- cak bir sözüm yoktur.., Ziya Gevher: “— Bu sözü söyle - miştir. Zabıtta var. Eğer bunda ısrar ederse o da benim gibi vaktile gazete- de çalışmıştır. Binaenaleyh, bu sözü kendisine de racidir.,, İktisat Vekilinin beyanatı Ziya Gevherin çok yerinde olan ce- vabından sonra kürsüye İktisat Veki- li Celâl Bayar geldi ve yer yer alkış- larla kesilen uzun beyanatta bulun - du. (Celâl Bayarın beyanatı ayrı kis- mımizdadır.) Ismail Kemal (Çorum), para ve kambiyo işinin ikide birde mevzuu bahsedilmemesini bunun bir devlet işi olduğunu söyledi. Bundan sonra, ekonomi bakanlığı bütçesinin fasılla- rma geçilerek kabul edildi. İKİNCİ - CELSE Ziraat Vekâleti bütçesi konuşuluyor 10 dakikalık bir dinlenmeden sonra ikinci celsede ziraat vekâleti bütçesi- nin görüşülmesine başlandı. Söz alan ziraat vekili Muhlis Erk - men şu izahatı verdi. Vekilin sözlerinden sonra bazı say- lavlar söz aldılar. Cemal Afyonun bazı mülâhazaların dan sonra ziraat vekâleti bütçesi ka- bul edildi . Milli Müdafac bütçesi konuşuluyor Milli müdafaa bütçelerinin görüşül mesine başlanmca ' Milli Müdafaa Ve- kili Kâzım Özalp söz alarak demiştir ki: “— Arkadaşlar, kara, deniz ve ha- va kuvvetlerimizin 936 yılı bütcesi ge çen seneye'nisbetle biraz fazladır. Bu fazlalık ise, ihtiyaçların artmasın - dan ileri gelmiştir. Bununla beraber, 935 senesi içinde muhtelif kanunlar- la ordumuza verdiğimiz tahsisatın ye künu, mühim bir miktardadır. Bu “alamıyacağım | Otuz altı çocuk sahibi bir baba (Başı 1 incide) — Kendim çiftçiyim, Fakat ne de olsa çok sıkmtı çekiyorum. Her gün yedi sekiz tas un ekmek yapılır. (Tah minen otuz kilo un). Hamur yoğur- maktan evdeki liğenler hep parçalan dı. Senede 150 kile un öğütürüm. Güç yetişir. (Bir Silifke kilesi 7T0 kilo ol- duğuna nazaran senevi on buçuk ton demek istiyordu). Bulgur, yağ ve saireyi de siz hesap edin, artık,,, Küçük Kâhyaya bir sual daha sor- dum: “.— Hep bir sofrada mı yemek yer siniz?.,, “—. Karılarımdan her biri kendi evlâtlarını başına toplar, öylece ye- mek yenir.,, Dört karısı olduğunu söyleyen Kü çük Kâhya,bilhassa çocuklarını okut makta çok güçlük çektiğini söylüyor. “— Geçen yıl bir istida yaptım, Sıhhiye Vekâletinden 150 lira mükâ fat verdiler. Bu para tabil çok işime yaradı. Fakat, benim asıl istediğim, bütün çocuklarımın mektepte oku - malarıdır. Hepsinin büyük mekteple re gitmesini istiyorum.., Kendisinden fotoğrafını istediğim zaman derin derin içini çekti: “— Ah, toplamak mümkün olsa da bütün çocukların bir arada resim lerini çektirsek.” Gayrimenkullere yapılan tecavüzler Gayri menkule vâki tecavüizün me- nine dair olan 2311 numaralı fuzuli işgal kanununa ait izahname dün Vi- lâyete gelmiştir. İzahnamiede, devlet ve köy mallarıma vâki olacak tecavüz lerin bu kanun hükümlerine göre menedileceği ve devletin âmme hiz - metine tahsis edilmiş mallarma vâki olan tecavüzler ceza kanunu hüküm- lerine göre bir suç olduğu için mü- tecavizlerin ayni zamanda mahkeme ye verilecekleri yazılıdır. Yalnız dev- letin fert gibi tasarruf ettiği alelâ- de mallarma vuku bulacak tecavüz- lerde mütecavizin birinci defasında değil, tekrar ettiği takdirde 2311 nu maralı kanun hükmünce mahkemeye verilmesi icap etmektedir. Müdahalenin men'i talebi 2311 nu- maralı kanunun koyduğu müddet ve şartlar içinde vâki olmamış ise alelü | sul mahkemeye müracaat edilecek - tir. Ancak âmme hizmetlerine tahsis edilmiş mallarda bu tecavüz hemen menedilecektir. men yapacağımıza emin olabilirsiniz (alkışlar) Arkadaşlar, ordumuz, vazifesini her zaman ifaya kadirdir (alkışlar),, Bu bütçe üzerinde başka söz İsti - yen olmadığından sıra ile kara, deniz, | - hava ve askeri fabrikalarla harita bütçeleri görüşülerek kabul olunmuş- tur. Bu münasebetle Rasih Kaplan (Antalya) ve arkadaşları tarafın - dan verilen aşağıdaki takrir okuna - rak ittifakla ve şiddetli alkışlarla ka- bul edilmiştir: Cümhuriyet ordusuna inan ve selâm “— Yeni yıl askeri bütçelerinin ka bulü münasebetile yürdun asil koru- yucusu ve bütün asil varlıklarımızım yüce kollayıcısı Cümhuriyet ordusu- na Kamutayın inan ve selâmlarının bildirilmesine karar alınmasını teklif ederiz.,, Bundan sonra, varidat bütçesi de görüşülüp kabul edilmiş ve yarın sa- at 14 te toplanmak üzere içtimaa ni- hayet verilmiştir. Yarınki toplantıda müvazenei umumiye kanunu lâyihası görüşülecek ve bu suretle bütçe mü- zakeresi tamamlanmış olacaktır. Baş bakan İsmet Inönünün bütçe müzake- resinin neticelenmesi dolayısile yarm Kamutaydan mühim beyanatta bu - lunması ihtimali vardır. TURYAĞ NEBATİ YAĞ İLE nişirilen yemi (<T tahsisatla bizden istediğinizi tama - 4 S 28 - 5 - 936 ——— Belediyede Sahilde inşaata müsaade edilecek Yeni yapı ve yollar kanunu muci* bince sahillerdeki inşaatm rıhtımdaf asgari.on metre geride yapılması lâ“ zımdır. Kanunun bu maddesi Boğa” içinin büsbütün sönmesine âmil O” müuştur.Çünkü Boğazda bina yapmak isteyenlerin hemen hepsi deniz kenâ rında oturmak zaruretinde oldukla” rından veya sahili sevdiklerindendir. Bu ciheti nazarı dikkate alan bele- diye, kanunun bu maddesinin tatbi” kı için alâkadar makamlar nezdinde teşebbüslerde bulumaya karar Ve" miştir. y * Belediye müfettişlerinden eski şirketler komiseri Muzafferin tekal- de sevki hakkındaki emir dün Ankâ” radan şehrimize gelmiştir. Muzaffef den açılan müfettişliğe muhasebt baş mürakıbı tayin edilmiştir. * Belediye reisliğinden dün şubele- re mühim bir tamim gönderilmiştir: Bu tamimde belediye reisi tarafından söz veya yazı ile tevzi edilen işlert zamanında cevap verilmediği cihetle işlerin lâyikıyle takip edilemediği dirilmektedir. Bundan sonra her ŞÜ" be şefinin vali tarafından söz veyâ yazı ile verilen emirleri bir defter? not etmeleri, bu emirlerin verilme V& intaç edilme tarihlerini de yanlarmâ işaret eylemeleri, ve bu defterleri hef hafta belediye reisine göstermeli kararlaştırılmıştır. “BORSA - PIYASIE 217 MAYIS ÇARŞAMBA —C Para Borsası Alış Satıl — Sterlin 623,— 628,-- 1 Dolar 123,— 126 20 Fransız frangı 164,— 166,-- 20 Belcika frangı 80,— Bâa— 20 Drahmi 20,50 23,-a2 H 20 İsviçre fr. Biz— 820,-- 20 Çek kuron B4— BB 20 Ley S ene 16,.— 20 Dinar 48, 52 Liret vesikalı 192,— 195,— Florin 82.50 84. Avusturvya silir 22.— 242 Mark 28.— 32 e e Zlot: HU iLe Blade Bi ölbir -et ifbele di rilamadölr- yenB M dar oe e * Leva A p2 24.50 , “Yen MAĞ0 34 İsveç kuronu 30— B3 ça Altm 966,— 968,— Banknot 242.— 243 Çekler Paris üzerine 12,03,—e İngiliz üzerine 629 Dolar 0,79,18 Liret 10,08,10 Belga 4,68,84 Cenevre 2,45,20 Leva 63,60,10 Florin 1,17,25 Çekoslovak 19,10 Avusturya 4.21,35 Mark 1,96, İsveç kuronu 3,08,46 İspanya pezeta 5,80,82 Esham İş Bankası Mü. 87.50 di Üüt l 9.90 L e Hamiline 900 Anadolu 94 60 4,90 ” 9,100 # et Sirketihayriye 17.50 Trarmmvay 19.50 Bomonti Nektar 8,30 Terkos 12.30 Aslan Çimento 10,45 j Merkez Bankası 68 ee Osmanlı Bankası 26,50 Sark Merkez Eczanesi sA$ İstikrazlar Türk Borcu I 22,22,50 MKLNÇ : * 21,35, HUNŞ E 21,40 İstikrazı dahili 95,50 — Ergani A B C 95 Sıvas Erzurum I 96,50 elAR. 96,50 Tahvilât Rihtim 10,3$ Anadolu I ve TI 44,30 Anadolu Mümessil 52,1$ Ğ D 47.75 Anadolu Mümessil 5215 — İstanbul C. Müddelumumiliğinder” 935 Mali senesinin bitmesi doW'— sile İcra Hesabatının 936 senesif devri için Mayısın 30 uncu cumaâ! si ve Haziranın birinci Pazartes! ikinci Salr günleri icra muh since tediyat ve tahsilât yapllm’yv cağı ve ihtiyati hacizler gibi ıoex işler müstesna olmak üzere İCrâ , iflâs dairelerile icra muhasebet iş sahiplerinin kabul edîlemiylcel_ 3 rinin gazetenizle ilânmı dilerim- Zat Fatih Sulh 3 üncü Hukuk Hw; liğinden : Şehremini "Topkapü 'ebr yazıt ağa mahallesi Kalburcu Mt met camii sokak 10 numaralı BS7, — nede ölen Şevket kadının ala die” borçlularının bir ay ve varis îgjnd' sından bulunanların üç ay İ aKti mahkemeye müracaatları Ve çi halde terekesinin hazineye K 4 nacağı ilân olunur. (2307) Ai