TAN Fransada Kraliyetçiler .... aaa aaakasemeae Bir taraftan Burbonlar diğer taraftan da Bonapart ailesi varisleri çalışıyor Fransada kendilerini Kraliyetçi olarak telâkki eden prenslerin hayatları ve çalışmaları Prans Napoleon Fransız tahtını ele geçirmek isteyenlerden “Fortune”dan: Karışık Fransız siyasi hay #on günlerde uzun, sakin bi delikanlı belirdi. Sa Majeste İmperiale Prens Napole on, chef de la Maison imperiale. Fa- kat bunun yanında uzun, ince bir genç daha vardır ki e da eski kral a-; İlelerine mensuptur - Comte de Pa- ris.. Prens Napoleonun Fransız siyasi hayatmda ehemmiyet kazanmağa başlaması cümhuriyet rejiminin bir- çok idaresizliklerden, bilhassa Sta- visky rezaletinden sonra, gözden düşmesi tarihine tesadüf eder, Ayni zamanda bu arada Napoleon hakkında birçok kitaplar | belirme- ğe başladı. Hemen hepsi bir ağızdan | imparatoru methed poleonun dirilip Fransız devle başma geçtiği takdirde bütün m külleri nasl halledeceğini gösteri- yorlardı. Açık propaganda! Bu yetmiyormuş gibi, Napoleo- nun oğlunun Viyanada bulunan ba- inin kayasmın, Parise getirilip bubasının | İK mezarı yanma gömülmesi İçin bir cereyan uyandı, Bu cereyan hergün gittikçe daha kuv ektedirsila- yıf bir Avustury li İtiraz etmiyeceği zannedilmektedir. * Napolyonun bakayası 1840 senesinde St. Helenadan Parise nakledildiği zaman nekadar büyük bir heyecanm uyanmış olduğu ve yeni bir Napoleon idaresi kurulmasında ne kadar bü -|, hatırlanırsa | © yük bir tesiri olduğu bunun ehemmiyeti daha iyi anlasılır. Fransız efkârı umumiyesini pek İ- Yi anlıyan tiyatro muharriri Rip medi Fransezde oynanılan bir piye- | sinde Napolyonu canlandırıyor ve| Fransayı halihazırdaki müşküllerin- den kurtarıyor yapıyor. Bu piyes müthiş bir muvaffakıyet kazanıyor ve bir defa daha ispat ediyor ki Bo- Bapartizm Fransız siyasi hayatımda önemli bir rol oynamağa başlamış - tır, Son günlerde Ismi Bonaparttır - |3 kıralerların Leon | Napoleonun rakibi Comte de Paris e buhran inden çok saydı, onun da pek k daha yüle“i şüpheliydi. Şimdi ise İpolyon bakalım ne yap: “iğ 1 Brüksel- ma değil murahhaslarıma verdi murahhaslar ki kıralerlar dan m Paris siz zamanda « emi güdüyorları n Burbonlar d kraliyet mü sine ayrı ayri yet rejimi bili linden sonra gözden dü: ik istiyenlerin adedi çoğalmıştı. İn gilterede kral Jorjun Şübilesi, sonra | Siziiici Edvard gibi dünyaca sevilmiz bir şahsiyetin t&h İBürb larla Bona apartistle, mesuisi sayesinde Cümhuriy resi pek âlâ devrilebilirdi. Bilhassa mcaise | » gibi vi kurula 1 kuvvet- i baya - in bu kurullar bir önder anmağı hazırdırlar. Yal- Blumun hayatına kastedecek kadar i- | leri gitmeleri en şayanı dikkat bir delildir. Şimdi nazarlarımızı Bonapartizmin yeni kahramanı Prens Napolyon: gevirelim. Brükselde Avenue Louise- de bir eve girelim Alelekser pencerelrinin pancurla-| rı kapalı duran bu evde birçok se nelerdenberi bir dul kadınla yaşıyor- lardı. Saraya mensup birkaç kişiden başka onlara ehemmiyet vermiyordu. | Prens Napolyon Viktorun karısı o - lan Prenses Clementine şimdi sek - senlik bir ihtiyardır. Kırk yaşına kadar evlenmeğe müsaade etmedi- ği kocası, 1916 senesinde öldü. Bu ikisinin aşkı senelerce süren bir aşik . Sevilmiyen ihtiyar Leopold TI sen bekâr kızını istedi; dirmiyordu. Pres or diğer ailesi efradı meyanında büyük Napolyona en az benziyeni 11.0 sa dece mutekit hoşsohbet bir centilmen di ki Brükselde oturup sevdiği kadını beklemekle iktifa ediyordu. Fra daki Bonapart taraftarları şimdi Na polyon - Viktorun oğlunda babe dan daha çetin bir karakter olup olmadığını renmek ( istiyorlar. Prens Napolyon hali hazırda sini rüşte erişip Fransız tahtının hakkı onların olduğunu iddia eden Bürbon- lardan daha evvel kendinin olduğunu ilân etmistir. Evet, Fransadaki Bonapart taraf- tarları genç Napolyonda iktidar o - İup olmadığı hakkmda endişe edi - yorlar, Çünkü Veterlodanberi ailede imparatorun zerresi kadar iktidara sahip bir şahıs çıkmış değildir. Oğ- Iu suiistimal veya veremden veya her ikisinin müşterek tesirinden genç —mâa Alan. Napolyon II gençli - -İdersiniz?,, İ ( Beyoğlunda Ağacamiin etrafında | Geçenlerde bir arkadaşımız “Siz ne sütununda “yapılacaktı İ neye yıkıldı yoğlundaki Ağ: bahsetmişti. Me | Eskiden Beyoğlundaki etrafında yüksek ve sağ vardı. Bir gün buradan geçe |düler ki, bu koca duvarlar den yıkılmış. Herkes zannetti ki, rin imarile güzelleşmesile alâkadar olan belediye evkafla temas ederek İbu camiin etrafına güzel bir parmak- İlik geçirtecek camiin avlusundan kal | acamii duvarlarından ele şudu: İdırdan mezarlıkların yerine küçük bir çiçek bahçesi yapılacak. Çünkü her yerde kalabalık caddelerde böyle ufak tefek bulunan boş yerleri hal - km hava ihtiyacını temin eden, $6- hirliye baharın manzarasını ve çiçek- lerini tattıran birer park haline ketir- ek âdettir. Hattâ-Avrupada beledi- yeler böyle yerlerde mahsusi istimlâk ler yaparak küçük parklar vücuda ge tirirler. Burada öyle olmadı. Duvar- - İdamı. - | kral na: lecek | rlevhası altında Be-| ka kimse r Fransız pr n Un lamazdı Bi il | Kendi kendi tayyaresinin pilotluğ pir yorüu; Sportmen! Bütün bunlara vü. yük se aya karst olan aşkı ilâve edilince kim daha iyi bir di olabilirdi? anda kaf -İlkok bütün At ikte, general Ve bonların murahhask rine rakip olan Prens bir şart Shi Fransa lan hakkından vazgeçmi yeceğini bil- idi ve muhatablarına son Frans hükümdarmin bir Burbon degii”bir tarak ge şa kaldılar, Çetin rakip k nda idiler. İşte şim - di perde arkasmdan Bürbonlar İle Napolyonlar arasında bir propagan- İda savaşı ba oluyor. Fra parlâmentosu! sol cenahla nemnun h ber iki t y eline ahrik ediyor. B er doğ Madem yapılacaktı neye eee yıkıldı 7 n yükselmeye başlıyan duvarlar sonra yeniden duvar- şladı. Hem de hapi- lar yıkıl lar yükselme İsane duva! Halbuki vw bir bahçe, Beyoğlunun en desine ne ferahlık ecek, eml m tı. Bunlar ufa lelerdir. Fakat $ -İ gin burada bu yapılır, y rafta başka bir park hirde -avaş güzelleş asıl bizim bu İşte hâlâ anlı. bir nokta var: Burada mademki eskiden duvar vardı. Bu du- var yıkıldı da neden yerine yeni kate alınmıyacak olduktan sonra o halde bu masrafa sebep nedir? Kanaatimize göre, evkafm kendi İ malına tasarruf etmi hakkı var dır. Fakat belediye de daha evvel şeh rin güzelleşmesini dilşünmek zarure- İtindedir. iz İ durma SAĞLIK ÖĞÜTLERİ Sülük meraklıları İlkbahar gelince, kanlarmı temiz- fikrile, sülük yapıştırmağı k edenler hâlâ bulunuyorlar e bir mia ıştırmağı “tavsiye He geçen asırda ıssals adımda bir heki - armış olduğu modaya uyan mler pek çökt Hastanelerde talık için ilk önce sülük ) piştırmak âdet olduğun kaç hasta gelirse, onlarm » etmeden önce, adam edariki düşünül Yine o ri- rda bizim dalarını aşma otuz sülük düğünü riv bir günde| 18-5- M6 a “Yemişlerin içinde çilek, çiçeklerin içinde gü!!,, Satıcı başını salladı: “ Bundan ötesine kulak as- ma ama, neme lâzım: İkisinin de ömrü az olur...» Arna y sırtındaki geniş tarlalarından, omuzlarında geçirilmiş sepeti İtıcılar iniyor. Çizeliy da hepsi de 8 oldan yel hızile ge: ndi Azıcık dursana Hem koşuyor, hem cevap veriyor: ! — Duramam efendi. Ada Vaj runa yetişeceğim!... Bir başkası, durmazdan sağlama bağlamak istedi: — Kaç sepet alacaksın? Bir sepet! cevabımı alınca, yi ni ekşiterek uzaklaştı. Taş yerinde ağır dedikleri kadar var. Anlayorum ki, Arnavutköyü- nün çileğini; Istanbulda yemek hem daha kârlı, hem daha külfetsiz ola- önce iş| sü cak... yalır ikler en mutel lerin bütün dün. stalarda sü- n bizim Bursa tarafımda ir hekim olduğundan bu dan giden sülüklerin muteber tu- tulması da tabiidir a has temiz ıştırmak dan kan alm hekimleri arasın sülüğü arın bu eski usulü tercih mekte haklı olup olmadığını mina kaşa etmenin yeri şüphesiz burası r nerede ola olsun bir kimsenin kendi kendine rması doğru defa, hiç dir. Baska birinin. sonra kardıkları kan miktarı vasati olarak hesaplanırsa da bü hesap hiçbir va- i olamaz. Bunda ğı deri üzerinden, karnı ayrıldığı vakit kan hemen . Çünkü sülüğün dokunduğu yerde kan ph i rıldıktan ık gelemiyeceğini iddia ederler ve iten sonra çıban olursa bunun sülük £ ayrıldıktan sonra baş ka bir sebepten ileri geldiğini söy- terler. Bu iddia haklı bile olsa sülüğün örinüşü kirli, ondan daha fenssi, İpek çirkindir. Fakat zevk husus de da münakaşa olmaz, derler. bakmıyarak onu İhâlâ kullanmak istiyenler. hiç ol- mazsa Şu pek iptidal tedbirlere mü- Si lüğü ağız yahut tabii başka bir anma yapıştırmamalı. O çir- n kan emerken birdenbire ! , ısırdığı yer yırtılır o ve iyi edilmesi pek güç olur. Karnı doy- mantar parçasile kapıyarak üzerli biraz tuz ekmek yetişir. Sülük ay- rıldıktan sonra kan fazla gelirse hayvanın ağzından kalan yeri bir mantar parçasile kapıyarak üzerine bir sargı bezile bağlamalıdır. Evde kollodiyon varsa onun İçine bir| tülbent batırılarak böyle de kapatı- labilir. Lakman HEKİM e dikkat etmiyenler cezalandırılacak Han, hamam, otel, lokanta, berber, | S kahvehane, pastahane emsali yerlerin lâzım olduğu kadar » riayet etmedikleri görülmüş, bu gibi yerlerin sıkı teftişe tâbi tutul- maları lüzumu bir kere daha bele- diye şubelerine bildirilmiştir. Geçen ay mezbahada kesilen hayvanlar Geçen ay İstanbul mezbahasında 207997 kilo 8840 tane karaman, 106168 kilo 5074 dağlıç, 4142 kilo 247 kivircik, 589110 kilo 37004 kuzu, 816 kilo 52 oğlek, 220145 kilo 1898 öküz, 18522 kilo 113 inek, 37709 ki- lo 201 manda, 4523 kilo 65 odana, 15012 kilo 179 malak olmak üzere| 1,223124 kilo ağırlığında 53726 hay- van kesilmiştir. an | sepetlerini etrafma dizm yde bir ayak satıcısı, çilek başını iki yana sallayarak bağırıyor: zavallı çileğe bakın yahu | Otuz beş kuruşa bu çilek!... Vah za- vallı çilek, vah zavallı çilekt... o kadar yanık, o kadar ezgili çıkıyor ki, neredeyse, çileğin düştüğü bu a- cikli hale, oturup höngür höngür yacağım. Yanma yaklaşarak sordum Şu çilek neden zevallı dirdi k ımlıktan mostrayı bile bozdu. Sepetten bir avuç çilek ala- rak burnuma dayadı: — Kokusu caba.. bayım!. Çileğin böylesi 35 kuruşa!.. daha nasil za- lı olsun bu çilek, Yedi bardak hamidiye suyu para- âna, bir kilo çilek!.. O bunlar: hay- kırıken; Çilekler de, sanki hapsedil- dikleri daracık sepetin içinde sıkıl- mışlar, dilleri olmadığı için, etrafa boram boram neşrettikleri kokulari le: Bizi buradan kurtarın!.. âyete başlamışlardı Çilekçi, dehşetli me — Bu yağmurlar aha Yafa emre çime — Neden? — Neden olacak, Şimdiden, kök- lerini basıra vurdu. Bu mubarek, ye lendi mi, hayrını gü , yağmursuz geçti. Fa- çilek de az oldu. Bu yıl yağmur çok, çilek de bol!, Bol ama, hepsi de çamurlu... Çi- lek, yıkanmağa gelmez. Hemen ta- çar. Şekere batırıp batırıp ye . Gel gelelim, bu çamurlu çilek leri, yıkamadan nasıl yersin? Bu yal Arnavutköyünde, O Bahçeköyürde, Büyükdere sırtlarında, epeyce çilek yetişti. Biz de sevinmiştik,beş on ku- diye tu; dedi ki elk Tir işin azıcık zede- ! Havaların 86 rin gitmesi de bir yandan çilekleri , bu ara Allahın n meli kadar çilek satar- imdi, gelen mal, elimizde kalı- ileğe, uzaktan şöyle bir baktı mı, başmı çeviriyor. tılar: Yok kum hastalığı ya- parmış, yok mideye dokunurmuş! Yok bilmem ne imiş. Lânganın hıyarını, kabuğile yerler Sonra çileğe gelince, nazlanırlar. Ağ zma bir çilek atarak, gözlerini süze süze, esmer dudakları şapırdata İ şapırdata sözline devam eti — İnsana bunun neresi yahı — Ama lâf olsun işte. Eskiden, İstanbulun yüksek familyaları, mev simi geldi mi çilek olmayınca sofra ya oturmazlardı. Şimdi nerede o kibar müşterilör? dokanır m m böyle giderse | | er de ortaya bir balgam at- lek yiyenler, hep esnaf takımı... orta halli insanlar, Öyleleri var ki, çileğin “Osman! amı, rengi soluk diye beğenmezler de gider, frenk çileğini alırlar. Rengini mi yiyeceksin, kendini mi?., Ams gel de anla Bu yıl da inadma, Frenk çileği az oldu. Eh... dedik ya. Şunun şura” sında daha birkaç günü var. ondan içinde çilek, çi- . Bundan ötesine sinin de ömrü az. Çilekçi, sepetlerini tekrar omuzu na vurarak bağıra çağıra yürüme- ğe başl Arnavutköyünün o kokuları! Hey zavallı çilek! Otuz beş kuruşa bu çile Salâhaddin GUNGOR Damızlık koçlar Enstitülere dağıtılacak Bir müddet evvel Macaristana da“ mızlık koç almak üzere giden heyet a içinde şehrimize t 78 damızlık koş ayaa etmiştir. Heyetle beraber koçlar şehrimize getirilecektir. Koçlar gelinceye kadar İstanbul bay Nuri ve Mahmudu bey- aygırlarla koçlarm ene” lerini yapmağa memur et miştir, Baytarlar me edildikleri mmtakalardaki hayvanların enemele- rine başlamışlardır. Damızlık koçlar getirildikten sonrs bunlar Ankara ziraat enstitüsü e Pendik hayvan enstitüsüne ve Kara“ cabey harasıma dağıtılacaktır. Dami# lik ayızırlara yapıldığı gibi bunlara da sun'! çifleştirme ameliyesi tatbik edilecektir. Bu suretle damızlık koğ* ı zin her tarafımda olacaktır. Boğaziçi Lisesinde güzel bir müsamere Dün Boğaziçi lisesinde bir müss * mere verilmiş ve lisenin on beşini yılı kutlulanmıştır. Müsamereyo istiklâl mlârşi sonra lise direktöörü Hıfzı Tevfiği9 nutkuyla başlanmıştır. Hifzı Tevfik lisenin tarihçesini yapmış, 15 seni evvel düşman istilâsı ve yoksuzluk acıları arasında lisenin, birçok kim” elerin, münevverlerin hamiyet v9 gayretlerile nasıl kurulduğunu güne gelinceye kadar geçirdiği teki mülü anlatmıştır. Bunu miniminilerin dansları kip etmiştir. Gayet iyi bir şekild? hazırlanmış olan küçlikler çok bü * yük muvaffakiy göstermişlerdi" Bilhassa milli kıyafetlerle oynan$ £ orijinal milli bir oyun 8 - uları hazır bulü zevkle seyret Bu danslardan sonra “Ay iğ ismindeki operet oynanmıştır. : Muallim Bay Nureddin tarafın dan adapte edilen bu eser 80 kadi talebe tarafmdan şayanı dikkat muvaffakiyetle temsil edilmiştir. Talebeyi müsamereye hazırl mektebin musiki hocas Cemildir. mil dün de on beş orkestrayı id9 ve eserin temsilindeki mükemmel” yeti temin etmiştir. et Müsamerede kalabalık bir da”, kütlesi vardı. Temsilden sonrâ vetlilere pasta ve limonata ikra dlimiştir. LA Türk Hava Kurumu Büyük PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir 2 ci keşide 11 - Haziran - 936 dadır. Büyük ikramiye 30.000 Liradır Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikram" yelerle (20.000) liralık bir mükâfat vardır... LL