AZ 10.5.9868 No. 82 Kadın, anlatılmak içindir he Türk Süleyman, bir kadınla ap yasebetini anlatmazsa rahatsız o- W. O yüzünü görmediği bazı aile İdinlarile bile yattığını söyliyen #- imâr, Kadın etinin hezimeti onun beklediği birinci | İezzet- * aşkın asıl kendi hazı sonra gelir- Ancak Macidenin içtimai mevkii- kendi zanparalığınm payesine İa- ir Börmüyordu; ve bu yüzden onu zE Çarşamba akşamı ortalık ka- halde evine dönmek İstemi- Macideyi ne kadar zorla kocasi- ia tanıma gitmeğe razı ettiğini an- >— Benim tallimdir, diyordu; han- kadma yüz versem çam sakızı gi- Üstüme yapışır. Göğsümden söküp ken etimi, kemiğimi koparmak erkek olduğu anlaşılacaktı. bu yalanı yüzü değişmiyerek söy- M. En namussuz sözü en na- lu yüzle söylemekte onun sura- öyle acayip bir san'atin derin- ilmi ki bu uğurumda en koca- Yalan kaybolur, ucu bile görün- ezdi, Bu mahremiyete Adnanm canı iki Pl sıkıldı. Bir defa böyle bir kadi- 2 evindeki kızı Adnanın karı diye tası Süleyman nasıl istemişti? Mi sordu. Süleyman : “Bilir im? sonradan anladım!,, dedi. ve Adnan yatak vak'alarmı gizle- adamlardan iğrenirdi. Fakat ago söylemedi. Sade bu rezaleti e liği için kendine canı sıkıldı. Bir İ, ONA soracaktı: Böyle sırnaşık bir bir defadan fazla niçin görüş klar Henliz sorulmıyan bu sualin hang Bini Süleyman da düşündü, ve cevap olarak Macideyi eski Yu- fahişesi meşhur Laiz'e benzetti. hu söylemekle Süleyman en- kadma giden Yunan filo- a aran hizasında durmuş oluyor- paket Macideyi Adnana söylediği e içi yine rahat etme hay kdnan bu mahremiyeti paylaşma. Yekpare bir iştirakle bu sır Ve Süleyman Adnana uzun uzadıya SİİIĞI rezalete söylenmemiş bir sır Ki knünden çıkmamış bir iç #- İL ön diye bakıyordu. Artık Macide- aa e gelene anlatmağı başladı. Pari, .Cinayetini tramvaylarda ve va hs işleseydi bunu insanlar an- lenin kadar öğrenebilirlerdi. o Ma- © Yüzünü görmiyenler bi- tâmın her yerini (o tanıyorlardı. Mahalle kahvesi Y şir, yağmur, yağmur... | yda yağmurun bir kıs ha yanım odasına yağardı; Zİ) rahmet onun romanı kaç a ,(8shih etmişti. Ad- Müz geresiyesinin altında çehresitiin ony, #âybederek hzl ıhızlı eve gi- nd Birdenbire durdu. Kahvenin firm a Dağıstanlı hocanm sarığmı a al Hoca iki kısımdır: Kendisi taş *rIğı.,.. Bu karma İd Sik sarık, parmak İbi duş irsa sönecek bir köpük İka gaya bu tülbent yığını bir kaç &, Mi ve bir kaç damla madde. İleyek bu sarığa bayılırdı. Çehre- Su Yapan cerrar sarıkların, in- iy öbütlaştıran sahte vakar sarık, Kizapanda Dağıstanlı bocanınki Kap, sardığı hür sarıktı. "Bird. Kapanmca bi “Ön, ak şemsiyesini kahveci çi- Maliye. Hocanın yanma koş- 2 Yal Dazırmm kızı Süheylâ ile hiçbir dedikodu s0s- x çö , hoca sevindi: tayı, “Taber söveceklerdi. -Fa- k kğ İskambil oynanıyor, Bu gürül F tavanlarda ötüyor - Omar Şürültüde yüksek sesle ko- BİN duyüzımdı. Halbuki onlar her En namussuz sözü en namuslu yüzle söylemekte onun yüzünde öyle bir sanatin derinliği vardı ki... vayda gibi (Oyanyana susuyorlardr. Birdenbire kahvede gürültü kesildi. Tavla zarları, noktalar gibi sessiz yuvarlandı, Mermere da- yak atan iskambil kâğıdı taşm sırtı- nı okşadı. Tavana zıplıyan fes dar- ağacından sarktı ve kahvehanede mezarlık başladı: Adnan baktı; si- yah göğsünde sarı madalyasile Arap Avnullah Paşa kapıdaydı ve 12 ler- den bir kadayifçi ile bir balıkçınm kafaları Arabın omuzunda ve ken - dileri Arabm arkasında duruyorlar. dı. Adnanın kolları ve bacakları son vaziyetine sığındı. Arap Avnullah, nargile içerken Dün, Boğaziçi lisesinin sahasmda, Darüşşafaka - Boğaziçi spor bayramı yapılmıştır. Evvelâ, her iki takım mun tazam adımlarla bir resmigeçit yap- leri başlamıştır. Evvelâ, atletizm müsabakaları ya pılmıştır. Alman neticeler şunlardır: 100 metro: Birinci Sabahattin (Bo gaziçi) 12 saniye, ikinci Celâl (Darüş şafaka) 12,1 saniye, Uçüncü Faruk (Boğaziçi) 12.1 saniye, 400 metro: Birinci Kâmil (Darüş- gafaka) 61 4/5 saniye, ikinci Suat (Bo gaziçi) 62 1/3 saniye, üçüncü Meh- met (Darüşşafaka) 800 metro: Birinci Suat (Boğaziçi) 2. 20 4/5 dakika, ikinci Mehmet (Da- rüşşafaka) 2.24 1/5 dakika, üçüncü Kâmil (Darüşşafaka) 1500 metro: Birinci Edip (Boğnuzi- çi) 5.12 3/5 dakika, İkinci Mehmet (Darüşşafaka) 5,15 dakika, üçüncü Suat (Boğaziçi) Gülle atma: Birinci Suat (Boğazi-| çi) 10,13 metro, ikinci Celâl (Boğazi- | çi) 9,33 metro, üçüncü Mahmut (Da- rüşşafaka) 9,16 metro, Uzun atlama: Birinci Şahap (Bo- Zaziçi) 5,75 metro, ikinci Daniş (Da- rüşşafaka) 5,69 metro, üçüncü Fa- ruk (Boğaziçi) 5,59 metro. Yüksek atlama: Birinci Cihat (Bo gaziçi) 1,60 metro, ikinci Nejat (Da rüşşafaka) 1,55 metro, üçüncü Mu- ammer (Darüşşafaka) 1,50 metro. Atletizm müsabakalarından sonra iki mektebin B takımları karşılaşmış- lardır. Bu müsabakaya Boğaziçi: Safa Sadi o Yaşar Ismail OBala (Rahmi Ercüment, Faruk, Sunuhi, Faruk, Necmi Darüşşafaka: Ibrahim ref o Muammer Mukadder o İsmet Hik- met şeklinde çıkmışlardı. Oyun birinci dev rede tamagnile müsavi bir sekilde ce- Şe Feridun Salâhattin, Murat, Canip, Ömer, İirdi. Saraya misafir giderdi. Meeli- İsi vükelâ ile ahbap- İtı. Adı makamdı. Dalma Ayni mışlar, İstiklâl marşı söylemişler ve| bir gol daha yapmış ve bu suretle bundan sonra, kalabalık bir seyirci| Boğaziçi B takımı maçı (0-2) galip kütlesi önünde muhtelif spor hareket| bitirmiştir. Her iki taraf ta güzel bir Yazan: MITHAT CEMAL şah, atta mahraca, arabada hidivdi. | Mahallede karakol ondan sonra ge- renkte ,âyni şekilde rubası bir kişi- ye mahsus bir makamın, bir kişilik üniforması idi: Siyah gömlek, siyah kıravat siyah fes, siyah ceket pan- I talon, eşvah baston, siyah ve sarı. Arap ve iki adamı Adnana yakın oturdular. Arap Avnullah sağırdı; sağ kulağına kadayifçi dün geceki baskını haykırdı; li (Arkası var) 5>.P:O Rİ Boğaziçi Lisesinde dün çok muvaffakıyetli bir spor bayramı yapıldı | reyan etmiş fakat Boğaziçi sağiçi Fa- ruk firikikten güzel bir şütle takımı- ai galip vaziyete geçirmiştir. İkinci devrede de Boğaziçi sağaçığı Necmi oyun oynamış ve bilhassa Boğaziçi santırhafı Baha sahanın en iyi oyun- cusu olduğunu göstermiştir. B takımları maşlarmdan sonra her iki mektebin A takımları da karşdaş- mışlardır. Bu maça Darüşşafaka: Selim Sadi Remzi Mehmet LAâtif OoOCelâl Saim, İhsan, Cemal,- Ali, Mustafa Boğaziçi: Cihat Hayati Firuzan Faruk Bülent Orhan Kâzım, Abdullah, Şahap, Bedii, Rauf şeklinde çıkmışlardır. Birinci devre de, Darüşşafaka rüzgârla beraber ve havadan, enerjik bir oyun oynamış ve Ihsanm güzel bir gole (1-0) galip bitirmiştir. Ikinel devrede, i takımı, rüzgârı arkasma alarak faik bir oyun oynamağa başlamış fakat forvertleri miltenddit fırsatları topu avuta atarak kaçırmışlardır. Buna mukabil Darlişşafakalılar ara sira yap tıkları tehlikeli akımlarla biri Ali ve biri de Cemal tarafından iki gol ya- parak (3-0) galip vaziyete geçmişler- dir. Oyunun sonlarına Şahap kafa ile güzel bir gol yapmış ve maç (3-1) Da rüşşafakanm galibiyeti ile bitmiştir. Darüşşafakadan bütün forvert hattı, Boğaziçinden Cihat, Bülent, Abdul lah iyi oynamışlardı. Maçtan sonra her iki mektep bu güzel günün bir hatırası olmak üzere biribirlerine birer kupa hediye etmiş- lerdir, Bütün mekteplerimize nümune olabilecek bu neşeli spor günü Darilş- gafaka ve Boğaziçi talebelerinin sami. mi tezahüratı içinde nihayetlenmiş- tir. Serbest güreş müsabakaları Galatasaray klübü tarafından ter- TAN A RET FAYDALI BİLGİLE a Bugünkü Program Istanbul 12,30 Muhtelif plâklar ve Halk musikisi, 18.— Dans musikisi, 18.30 (Ambassadör) mosundan nakil, 20,— Haberler, 20.30 tüdyo orkestraları, 21,15 Eminönü Halke- vi gösterit kolu ve son haberler. © Suat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetele- re mahsus havadis servisi verilecektir. Romen halk musikisi; 20,20: Koro konseri; 20.55: Tiyatro; 21,55; Romen şarkıları; 22,45: Radyo orkestrası (Şarkı-! W. BUDAPEŞTE vi - muhtelif; 20,30: Taragota musikisi; 21,20: Budapeşte konser örkes trası (ağrkılı); 23: Çingene msikisi; 24: Cazbant. MOSKOVA Sopran ve bariton seslerle kon- ; Öperet musikisi; 21: Dinleyicile. teklerine göre konser; 22: Yabancı dillerle emisyonlar, VARŞOVA 19: Küçük orkestra konse, ? Konser makli; 2145: Muhtelif; emberg'den: Şen heştiyat; 21: Şarkılı küçük orkestra konseri; 24,05: Dans plâkları, | YIYANA 18,15: Gregor (kendi eserlerinden): 18,45: Bohemya kuarteti; 2105: Radyo piyesi; 23: Haberler; 23.30: Max Regerin gzepserinden (piyano); 23,15: Dans musi- isi, Seçme program Prag. saat: 22: Çek filârmonisi. Varşova. saat 21: Orkestra; 23: Şarkılı orkestra musikisi, Budapeşte, saat 2120: Şarkılı orkestra. Moskova, saat 18.30: Sopran ve barilon seslerle konser. Viyana, saat 23.20: Maks Reger'in eter lerinden piyano konseri, Hamburg, saat 21: Dans musikisi; 23.30 Kora. Sinemalar, Tiyatrolar | * TEPEBAŞI ANFİ TİYATROSU ; (Lüküs Hayat). * TAN: (Karyoka), Anne). * TÜRK * (Altm (Uçuruma Doğru * YILDIZ * (Gönül Acısı) ve (Seven| Kadın). * SÜMER : (Esranrengiz Tayyare). * İPEK : (Herşey Senin İçin) ve (Sa- cin Karmen). * ELHAMRA : (Öldürdüğüm Adsm) ve (Valeria Baba) SARAY 3 (Zevk Gemini). * SIK : (Zuzu) ve (Aşk Hüzünleri) * MELEK ; (Renkli Peçe) ve (Yaralı ), yarn (Küçük Toplyan Kızlar). ). 3), * KADIKÖY SÜREYYA: (Aşk Bando su). * USKUDAR HALE: (Küçük Albay). Çabuk Sıhhi Yardım Teşkilâtı Bu numaradan imar atamo- bili istenir Müracaat Yerleri Deniz yolları acentesi Telefon Akay (Kadıköy iskelesi) 43732 Şark Demiryolları Sirkeci 23019 Devlet Demiryolları Hav“xrasa 42145 itfalye Telefonları İstanbul İrimiyesi Kadiköy itfaiyesi Yeşliköy, Bakırköy, Büyükdere, Usküdar ittaresi 80625 Beyoğlu iefaiyesi 44540 Büyükada Heybeli Burga Kah mm takaları icin telefon santralımdakı memera yangm demek kâfidir. i Hastane Telefonları Çerrahpaşa hastanesi Gureba hastanesi Yenibahçe Haseki kadınlar hastanesi Zeynep Kâmil hastanesi Üsküdar 60179 Kuduz hastanesi Çaps Zükür hastanesi Gülhane hastanesi Gülhane Erfa) hast Rekirköz AKI ll 16.60 ————— —— rı dün akşam güreş federasyonunun nezareti altında klüp salonunda kala- balık bir seyirci önünde yapılmış ve| ilerisi için çok ümitvar neticeler alm- mıştır. Güregçilerimizn serbest güre- ge olan alışkanlığı müsabakaları baş- tan başa heyecanla geçirmiştir. Neti- celeri yazıyoruz. 56 Kilo: Birinci — Ahmet 44908 42362 Ikinci — Kenan Üçüncü — Ziya 61 Kilo: Birinci — Mehmet İkinci — Şemsi Üçüncü — Necdet 66 Kilo: Birinci — Fsik İkinci — İbrahim Uçüncü — Mehmet 87 Kilo: Birinci — Hüseyin Ahmet Ikinci — Mehmet Ali Uçüncü — Seyfi Mehmet 72 ve 79 kilo müsabakaları vaktin gecikmesi dolayısile başka bir güne tehir edilmiştir. Dünkü B takımları Galatasaray — Beykoz B takımla- rı maçı Galatasarayın 6-1 galibiyetile nihayetlendi. Fenerbahçe — Güneş maçında Gü- neşliler hükmen mağlüp sayılmış yap tip edilen serbest güreş müsabakala- tıkları hususi maçta Fenerliler ha - sımlarını 4-1 yenmişlerdir. , Tabut, en nadide çiçeklerle örtü- Mi, ilerliyordu. Line Mirecourt son gezintisini yapıyordu. Cenazenin yolunda durup şapka- larmı çıkaranlar içlerinden: — Kim bilir nekadar seviliyordu. Ne çok çiçek! Diye düşünüyorlardı. Line haki- katen çok sevilmişti. Kocası Jean onun için yaşıyordu denilebilir. Çıl- dırasıya bir aşk ile karısına lanmıştı. Şimdi, cenazenin arkasında ma- rir miyim hiç? Ne zamandır oraya gittiğim yok. Kâtiplerine sor, Ve bana şimdiye kadar © adrese mek- tup geldi mi, onu da sor! Seni sevi- yorum., Seni aldatmadım ve aldat- mıyacağım da... Jean yavaş yavaş sükünet bulu - yordu. Evet.. Karısınm belki hakkı vardı. Kim bilir, saadetlerini kıs kanan meçhul bir yapmış olabilirdi. Jean unutacağını zannederek me- seleyi kapatmıştı. Fakat şüphe, bir düşman bunu kine gibi kuru hareketlerle ilerliyen | defa beynine girmişti. Vaktile le Jcan ile iki üç arkadaşmdan başka | Kesiz, şüphesiz olan aşkları, o gü- bu facianm sırrını, Line'in intiharı- bin sebebini bilen yoktu. Bana da bu hüdiseyi anlatan, onun arkadaş- lardan biri oldu. Üç dört ay evvel, Jean, oldukça uzun süren bir seyahate çıkmıştı. Dönüşte, evine uğramadan (o evvel, doğrudan doğruya yazıhaneye git- miş, orada, mektuplar arasında, ka- rısma hitaben yazılmış kokulu zarf- W bir mektup görmüştü. Jean zar- fı açıp açmamak hususunda tered- düt etmişti. Fakat mektup, şüpheli görünüyordu, dayanamamıştı, zar- fı yırtmıştı ve şu satırları okumuş- tu: Ruhum, Son buluşmamızın dan hâlâ ayılamadım lâ doyamadım. Bana vermek Tüt- funda bulunduğun sandetime tekrar ne zaman malik olacağım. Ümit ederim ki, kocan bugün de gelmez ve seni yine görebilirim. Senin için çıldıran Geo Jenn yıldırımla vurulmuş gibiydi. Hiçbir acı duymadan öylede kalmış- fı. Fakat zehir, yavaş yavaş tesirini yapmağa başladı, bir koltuğa düştü, düşünmeğe başladı. Bu Geo kimdi? 'Tanıdıkları arasında böyle bir isim yoktu. Karısını elinden alan bu ha» in kimdi? Hem demek şimdiye ka- dar karısı onu aldatmıştı. Birçokla- rı gibi, o da, alelâde bir kadından, bir aşifteden başka bir şey değildi. Jesn'ın başı alevler içinde yanı- yordu. Yazıhaneden çıktı. Bir açık otomobile binerek: — Sür! Dedi. İki sant dolaştı. Biraz ken- dine gelir gibi oldu ve eve döndü. Merdivenlerden çıktı, o apartmana girdi. Karısı henüz uyanmamıştı. Öyle ya.. Bir gün evvel âşığı ile bu- Tuşmuştu, yorgundu! Jean karısınm odasına girdi o ve yatağın ayak ucunda durdu, kolla- rını göğsüne çaprast koyarak, avı- nı yemeğe hadırlanan bir kurt gibi gülmeğe başlad. O zaman Line uyandı ve kocasmı görünce sevinçle haykırdı: sarhoşluğun- Ve sana hâ Ne zaman geldin? — Beni hiç beklemiyordun değil mi? Bilhassa bugün! — Ne oluyorsun canım? Nen var! Line gülmek istiyordu, fakat ko- casmın bakışları o kadar müthiş idi ki, bir türlü buna muvaffak olama- dı. Kocası sordu: — Çabuk söyle. Onu nerede tanı- dın? Nerede oturuyor? Söyle de senin cezanı vermeden evvel gidip onun kafasını patlatayım. Jean kendi kendine soğukkanlı ol mağı vadettiği halde bir türlü ken- dini zaptedememişti, Karısı da şa- şırmıştı: —Ne diyorsun. dedi, anlamıyo- rum.. Kimden bahsediyorsun. — Gecdan ! — Hangi Geo.. Kim bu? Jean yaklaşmış, onu bileğinden tutarak yataktan çekip almıştı, ho- murdanarak: — Yatağımızda... Utanmadın mı? Diyordu. Iki saat süren feci bir sahne oldu. Line beyhude yere ken- dini müdafaa ediyordu. oGözyaşla- rı, hıçkırıkları, para etmemişti. İzel aşkları artık kaybolmuştu oOve İline, bir daha kaybettiği sandeti bulamıyacağını anlıyarak #akağına dayadığı tabancasile günlerine ni- hayet vermişti. Ve bugün, Line Mi. recont, güzel ve güneşli bir havada son gezintisini çiçekler ve bir tabut içinde yapıyordu. * Sekiz gün sonra, mezarlık bekçt- si, Line'in mezarı üzerinde bir ce- set buldu. Adam, mezarın Üzerini çiçeklerle doldurduktan sonra orada kendini öldürmüştü. Bir elinde ta- banca, bir elinde de sımsıkı tuttuğu bir mektup vardı. Mektupta şunlar pinizden ve bilhassa ondan af» “fimi dilerim, Işlediğim feci cina- yetin cezasını kendi elimle veriyo “rum. Onu sevmiş, aşkımı ona söy- “Temiş fakat reddedilmiştim. O sw “man kendisinden #ntikam almağa “karar verdim ve bu caniyane ha- “rekette bulundum. O mektub “yazdım. Kocasının eline geçince, “kocası onu kovacak sanıyordum. Ve o zaman belki... beni kabul eder- di. Hepinizden ve bilhassa ondan “affimi rica ederim.” Cesedi kaldırıp, bir tarafa göm- düler. Bu adamm kim olduğunu yazmıyacağım. BULMACAMIZ)| 12'3 4 9'6 78 9 ON bi i SOLSAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Bugünlerde mektep çocukla- rın yegâne endişesi (7) Güzel (3). 2 — Vakıt (4). Hayvan ölüsü (3) Çok değil (2). 3 — Bugünlerde mektep çocukla- rmm beklediği şey. (5). Medeni de- gil (5). 4 — Hiklyeli fiili mazi sigasi (3). 5 — Işık verir (6). Atın kundura- st (3), 6 — Kırmızı (2). Içki (4). Rabıt edatı (2). 7 — Yeni doğmuş çocuk (6). 8 — Şert edatı (2). Adiyö (6) 9 — Apartıma (2). Tasdik eda « tu (4). 10 — Kuru değil (3). Güzel sanat- lar mektebi (7). 11 — Mezun (6). Tembel (41 DÜNKÜ BULMACAMIZIN HALLİ: 1 — Bira (4). Bayrak (6). 2 — Iris (4). Iri (3). Iri (8). Re (2) 3 —Rica (4). 4 — Asabi (5) Aika (4). 5 — Irimli (6), 6 — Bir (3). Tat (5). 1 — Ar (2). Anlamak (7). & — Yi (2). ilân (4). Yay (3). 9 — Kifayet (7. — Delisin, diyordu, eğer böyle yapmış olsam, Yazıhaneye adres ve- 10 — Arda (4). Katık (5). U—Ke(2)it (2) Ki (2).