ea 3-5-6 Ol mma a, TAN acak şeyler Sx4&-O Harbi Yazan; H. G, Welis İptidai devirlere d duracak. Çünkü 5 — Evet, okumayı da unutacağız. Bundan altı bin sene evvel Mısırlı- larm hiyerogliflerine bile #hfadımız Pesim diye bakacak. Tabii. Haftada bir gazete çıkarsa böyle ölmüsi mü- hakkak. Kâğıt yok diye, haftada bir Büzete. Kâğıt yok diye - barut yap mak için okumayı, yazmayı Deta Cağız, Hem de bir liraya bir gazete Görüyorsun ya! Tam iptidai insanla- Ta benziyeceğiz Para gittikçe kıy” mMetten düşüyor. gel zaman, git e “ man hiç kıymeti kalmıyacak » Mü > dele devri başlıyacak. Bir lira bir g- sete. Ha, ha, ha! Cabal hoş vi mi?. İptidal insanlar gibi- Hiç ol- mazsa bu boğucu gaz tayyareler olmıyacak. olacak ! Mızrakla, Oki Ni yara, tamam. Insanlar artık kü halinde o ölmiyecek, harbedi harbetmiyenler de beraber ölmiye * cek. Sade cengâverler harp meyda- nmda kahramanca can bire Er olan için, meydan boş!. Ha, hü, ha. Cabal kibriti bulmuş çakarak lâm. bayı yakmıştı. Tahmin ettiği E Mığın ziyasında gözleri ll Passvorthy bir an için öfkesini unu! Muştu. Cabal sükünetle konuşmağa baş - — Bütün bunları benim bilmedi- Biml mi tahmin ederek söYlÜYO” #ün? Her halde olup bitenden hiç ol- mazsa benim de senin kadar malü- matım vardır. Hattâ senden çok dö- ha iyi malümat sahibi olduğumu is Passvorthy arkadaşınm bu itirazı Krşmnda eski masum haline rücü «ti, Kabahatli bir çocuk suçunu af- İ “rmek için nasıl darılmış bir eda iırsa öyle dargın bir sesle cevap Harp ne tatlı a bir ufak istemedim. den daha iyi bu felâkoti idrak edi - yorsun. Sen 'daha ortasındasın. Yal Bız ben hissediyorum. — Bak bunu gör de benim, bizim de, fen adamlarının h hissedip et- mediklerimizi anla * Cabal kitabların arasında saklı bir albüm çıkararak Passvorthy'ye W- zattı; Passovrthy: — Odğsne? ai Diye sordu. Cabal: ” : — Bir albüm. Harbin marifetleri »i gösteren bir albüm. Pasaworthy sinirli parmakları ile sahifeleri çevirmeğe — Vay, bu Eyfel nımak için bin şâhi' Hakikaten Eyfel tan Fırtmaya Vi Kulesi mif Te t ister. mmıyacak bir ğremiş MÜCEVHER ODA İKEN, ARKAMDAN VURARAK BEN TEN SONRA Eİ der, bombalar, | ya hr öneceğiz. O ilâh bomba Çeviren: Nuri Mahmut zaman harp kalmıyacak ! Kimya harbi ! İtalyanlar hergün 40 zehirli gaz bombası atıyorlar Gaz harbinin temeli kimya endüstrisidir Gelecek savaşlarda kimya harbi va sıtalarnın çok mühim bir rol oyniyaca ğı muhakkaktır. Buna karşı şimdiden bütün tedbirlerin alınması lâzımdır. Kimya harbi vasıtalarının ilk tat- şbiki 1914 1918 harbinde görüldü. O zaman Almanya, bilhassa Fransız ve Ingilizlere karşı 1917 Teşrinlerinde ba zı düşman fırkalarını tamamen zehir. liyetek kadar geniş mikyasta bir kim- ya harbine girişti. Şimdi Avrupada varılan kanaatlere göre önümüzdeki savaşta bu kimya ve bakteryoloji har bi vasıtalarının oynıyacağı roller ya- nında top ve tüfek mermilerinin tesiri çok ehemmiyetsiz kalacaktır. Şimdi bütün hedef hava hücumları vasıtasi. le düşman memleketin merkezlerini zehirlemek suretile mukabil tarafı da gılmağa ve çözülmeye mecbur bırak- maktır, Hârp bütün şiddetiyle devam ediyordu. bir hal almıştı. Bu demir ven Eyfel olduğunu hatırlatan, Sü pir tek emare vardı. Dikkatli bakan temelinin sağlam kalmış olduğunu görürdü. Albümün karşı tarafmda bir za” manlar meşhur “are de trlomphe' olduğu kırık heykellerden anlaşılan bir harabenin resmi vardı. Hayretle açılan gözlerini, Pass srorthy, çevirdiği diğer sahifedeki| resimlere dikti, Üst tarafta büyük harflerle “İngiltere” yazılmış İdi Bir tarafta Vestminster kilisesinin eski bir resmi vardı. Diğer tarafta bir taş toprak yığını görünüyordu. Bu Vestminster'in harpten sonraki | hali idi. e kadar, ben- SN TEFTİŞ EDEP Bini BAŞIMA ii YERE DEVİRDİK Ar ALDI Vİ Okafort Üniversitağiriin Vestmins- yaz ihtiva ettiği söylenen meşhur Oks- fort: Kütüphanesi etrafında yıkık duvarların arasında kâğıt parçaları» nm uçuştuğu görülüyordu. Londranm eski hali ile yeni hali- nin iyice mukayese edilebilmesi için iki kuşbakışı resim üstüste konmuş- tu Üsttekinde binlerce binsların or- tasında damar gibi uzanan yollarda karıncalar gibi halk üşüşüyor, oto- büsleri tramvaylar, taka,ler görünü- yordu. üstündeki Sineme tiyatro, otomobil Vâstiği, traş bıçağı ve sabunları İlânları gö- ze çarpıyordu. e Fakat bunda ın mi ön Kal tramvay ve otomobiller- den eser yoktu. Damar yolları görmek te müşkül dikkatli bakınca yıkık binalar altın- da kalmış bazı yol emareleri görünü. yordu, Yalnız, orada, burada gezi- KASIZLAR AYNI ZAMA, (VET gin MOTÖRE BENDE ATLADIM. /E gibi uzanan | ildü. Ancak | ederim, Cabal. İyi düşün. Sen tem- kinli, tedbirli bir adamsın. Ne oldu sana birdenbire böyle! Ki PAROLAYIDA BİLİYORLARDI. İşACAĞIM ESNADA BİRİ KAFA» MA VURDU VE SONRA HER ŞEy KARARDI!... nen İnsanlar vardı. Kalabalık sanki binaların altında kalmış, gözden ni- ban olmuştu. Cabal arkadaşmı (seyrediyordu. Passworthy bu manzaralar karşısın. da o kadar ezilmişti ki, ses çikar. mâktan korkuyordu. Berlinin tahrip edilmiş resmini gösteren fotoğrafı çevirince Pass worthy dayanamadı, Cabal'e sordu: — Bu resimler nedir Allahaşkma. Anlıyamadım!.. Cabal, arkadaşın bu tecensüsün- den memnun oldu. O yeni bir hü. cum bekliyordu: — Tete bunlar, biz fen adamlarının tertip ettikleri resimlerur. Bunlar vasıtasile harbin önüne geçmeğe ça: nederek emin olmak için bir daha sordu: — Harbin önüne mi geçmeğe ça- lışacaksınız ? — Evet. — Bunlarla mı? — Evet. — Fakat bu nasil olur? Alay m ediyorsun, Allahaşkma. — Ömrümde bundan ciddi olma- mıştım, — Peki nasil? — Gayet basit. Artik tahammülü- müz kalmadı, isyan edeceğiz. Passworthy arkadaşından şüphe - a endişeli — Fakat biliyorsun ki kanun ga- et sarih ve amansızdır. Çok rica kalabalık. | Yâve etti: (Arkası var) NOA O GECE- A, ATMADUAR TAM 8öğu- TANIMADIĞIN! 73İ Diyana MONTAGÜ YEDE SÖYLEMİ, 7 DotayıSıYLE|İNE içiN (ÖĞRENMEK SörtLüvor!| Sonat ım | Habeş savaşının son safhasında | - talyanlar her gün vasati beheri elli ki lo sikletinde olan 40 zehirli bomba at- maktadırlar. Ve Habeş ordusu bu teh likeye karşı hiçbir tedbir alamamak. tadır. Bu gazler Habeş askerlerinin ciğerlerini tahrip etmektie gözlerini körleştirmekte ve vücutlarında terle karışan zehirli gazler cildi, tedavisi kabil olmıyacak surette yaralarla ört mektedir, Buna karşı günlerce gaz maskesile yaşamak mecburiyetinde olan askerler de temiz hava noksanın dan zaafa ve hastalığa uğramakta - dırlar, Zehirli gaz ve bilhassa yalnız canlı insanı değil, suları havaya, hat- tâ tarla topraklarını zehirliyerek bun ları kullanılmaz hale getiriyor. Çocuk lar ve kadınlar da bu arada ebediyen malül kalacak surette Ületlere uğ rayorlar. Hattâ ağır bir gaz hücumu- na maruz kalacak milletlerin inkırazı ve siyaset Âleminden kaybolması da beklenilebilir, Gaz harbinin temeli kimya endüst. yıllarda, ve Japonya gibi bilhassa zehirli gaz ve basil endüstri. si müthiş bir hızla inkişaf ettirilmek. İtedir. Meselâ aşağıdaki rakkamlar bu hususta bir fikir verebilir, 1 Ikinelkânun 1935 te Klor gazi istih- sali, Ame. Birleşik #s“tetleri 600,000 Ton Almanya 150,000 ,, Fransa 100,000 ,, İngiltere 100,000 ,, Japonya 220,000 Lehistan 100000 ,, 1985 sonunda Almanya İstihsalini 2 misline çikardı ve Japon kimya en - düstrisinin inkişafma da iştirak etti, Almanyada kimya endüstrisinde çalı- şan İşçilerin sayısı 1029 da 357 bin i- ken 1985 de 800,000 ne çıkarıldı ve 8800 mütehassıs buralarda çalıştır! imağa başlandı. Bu artışı mevzuu sa dece kimyevi silâhlanma idi. Bu ara- da tabii mahsuller yerine suni gıda maddeleri hazırlama” işi de dahildir. | Almanya sanayi bu sahada Japonya, VALLAHİ İviLEsTi EMNUN TİMİ içok MES'UOUM: o İolbum.8iR - GÖRÜSEYİ MN! OİYANA MONTAGÜYE,, Parolayı İSTEDİĞİN) GÖZLERİNİ AÇTI, 10113 HAFI YESİ VEDİN Teorisine göre Mon Not: 1 — Ek - zamirin aslı böyle- ce (men) şahıs zamiri olduğunun anlaşılması, fransızca mülkiyet za- miri olan (mon) un da başka bir şey olmadığını göstermektedir. Bu kelime ile “me” ve “mol” söz- leri hakkında “Dietlonnaire etymo- logigue de la langue françalse” den şu satırları okuyalım: 1. “Mon, « eski fransızcada müf- ret olarak fall gösteren bir de “mes” şekli vardı ki, hâlâ “messire" keli. mesinde izi görülmektedir. Bunun cemi şekli daha orta çağlarda kay- bolan “mi” idi. « lâtinceleri “meus, meum, mea (fransizca müennesler - de yalnız bir şekil muhafaza ettiğin- den meum'â mukabil olan meam kaybolmuştur, mel, meon, mens" tır ki daha İlk zamanlarda aksanlarını kaybederek “mus, mum,ma, mi, İ mos, mas” şekillerini almışlardır.” e, mol, » İâtince mâ, vokali- nin uzunluğunu bir aksanla göstere- rek mol şeklini de almıştır. İtalyan. cası mi, ispanyolcası ve eski provan- salcası me'dir,” Şu ifadeler, yalnız (men *> mon) olduğunu ispat etmekle kalmıyarak bunlarm da asil bir (meğ) den iba- ret olduğunu göstermektedir. Bu da yukarıdaki analizde: Mm (0) (8 teğ -- em 4 en) yerine: teğ em“ 5) J almamızın nekadar yerinde olduğu- İ nu ispat eder. Em Not: 2 — Fars dilinde “evim” ye- Madrid, 2; (A.A.) — 1 Mayıs bay- Madritte bütün amele İşlerini bi- rakmıştır. Yalnız zabıtaya ait oto- mobillerle sıhhiye otomobilleri se- fer yapıyorlardı. Binlerce aile, kır. lara gitmişlerdir. Amele teşkilâtla” rma mensup olan ve 250.000 kişiden mürekkep olduğu tahmin edilen bü- yük bir alay, üç saat okadar süren bir geçit resmi yapmıştır. Bu alay, kendisine teveccüh gösteren yüz bin kişinin arasından vg tam bir İntizam içinde geçmiştir. Sosyalist o partisi şefi Largo Cabellero, mütedil sos yalistlerin reisi Besteiro ve komü- mist partisi başkanı Jose Diaz muaz sam kızıl bayraklar taşıyan alaym —— — ——— Talya ve Polonyanin da yardımemı. dır, Almanyada şimdi kimyevi hilcüm lara karşı yeni yeni müdafaa usul ve j vasıtaları keşfi ile meşguldür ve bu sahada mühim keşifler yapılmakta. dır. « (Provda) 5 sacamz Gümeş -Dil Türk dilindeki Ek - Zamirlerin analizi 11, rine “hansi men” ve “kitabım” yeri- he “kitabi men” yollu terkipler kul- lanilır. Bu (men) kısaltılarak ve ke- limeye bağlanarak doğrudan doğru» ya (sem) eki halini alır. “Kitabem > kitabım” ve “şinidem »- işittim”, güftem — söyledim” sözlerinde ol. duğu gibi. Yukarıki (evim) analizinden an » laşılır ki 'Türk dilinde de ekleşmeler- den önce (ev -- men) diye bir mü. tekkep kelime şekli vardı. Sonradan bu (men) kaynaşarak (im) olmuş. tur. Farsçanın (men) i doğrudan doğ- rüya türkçe olduğu gibi, (em) inde (im) olduğu meydandadır. iğ Not: 3 — Arapçada (im) anlas mına olarak isimlerde (iğ) ek - 74- miri kullanılmaktadır. (Evim di İriği, kitabım »- kitabiğ) gibi İ İsimlerdeki bu ek - zamir, türkçe (men) İn etimolojik aslı olan (em 4 eğ) den birinci elemanı da kaldi- rarak yapılmıştır. Arap dilinde fil tasriflerinde kul- lanılan birinci şahıs ek « zamirleri | mazi sigalarmda (tü) ve müzari si- Igalarında — baş tarafa getirilen — (6) şekillerindedir. (Keleptü — yaz- dım), (ektübi - yazarım) gibi, Bu ikinci şekil — yanına konsonu konu» Tunca — yine (eğ) olur. Mazi sigalarmdaki (tü) şekli ise, (üt «- üğ) dür ki (üt) yapılmış ol- maklığı ve (Uğ) süjeyi gösterir. Görülüyor ki arap dilindeki (eğ), (iğ) ve (üğ) ek - zamirleri de türkçe ek - zamirin bir cüz'ünden başka bir şey değildir. İN. DİLMEN 1 Mayıs İşçi Bayramı Avrupada nasıl geçti? önünde gidiyorlardı. Nilmayişçiler, “Enternasyonal” ve mürşlarını okuyorlar Hitler, kahrolsun faşizm,, diye ba- i gırıyorlardı. İ Nümayiş bittikten sonra bir he. yet, Azanaya halkçılar (o cephesinin mütalibatımı ihtiva eden bir defter tevdi etmiştir. Bunda (o bilhassn İs- panyanın kollektif paktlara İştirak ve Sovyet Rusya İle olan siyasi ve / ekonomik münasetlerini tanzim et- imesi istenilmektedir. Azana, hükü- i metin imkân hasıl olur olmazbu programı tatbik etmeğe karar ver. miş olduğu suretinde cevap vermiş- tir. Londrada yapıl. Londra, Z(A, A) — Bayramı münasebetiyle yapılan nü - mayişler sikün içinde cereyan et- miştir. Kırmızı bayraklar taşıyan binlerce nümayişçi ve bilhassa Öx- ford ve Kembriç'in sosyalist kiliple- ti mensupları Haydparka gitmişler ve amele fırkası hatiplerinin nutuk. larmı dinlemişlerdir. Alayın önünde giden ve ihtilâl marşları terennüm eden genç kızla- rm mevcudiyeti alaya pittoreks bir manzara veriyordu. 300 polis memuru Haydparkta in- tıbat ve asayişi temin işi İle meşgul olmuştur. Lehistanda gürültüler Varşova, 2 (A. A.) — Bir mayıs bayramını tes'it için yapılan ntima- yişler her zamankinden çok ziyade hararetli olmuştur. Sol cenaha men- sup fırkaların teşkil etmiş oldukları alaylara Varşovada yüz bin kişi işti- rak etmiştir. akoru tale” arda ür arasında ü çıkmıştır. ve Lehistanın büyük şehirlerinde as- keri kıt'alar, kışlalardan dişam çi - karılmamıştır. Askeri tayyareler, Varşova üze » rinde uçuşlar yapmışlardır. mezarlarına gil ve siyasi mahpuslar için ayi ya istemişlerdir.