— ———0 3 - 5 - 936 ——— Yazan; H. G. Wellis idaf irlere döneceğiz. O zaman harp gll dev".üııkü silâh bomba kalmıyacak ! duracak. € — Evet, okumayı da unutacağız. Bundan altı bin sene evvel Misirli- ların hiyerogliflerine bile _.ahfadımdı: resim diye bakacak. Tabii. Hafta bir gazete çıkarsa böyle olmuası n:ş- hakkak. Kâğıt yok diye, haftada bir Bgazete, Kâğıt yok diye - barut yap- Mak için okumayı, yazmayı unuîaî tağız, Hem de bir liraya bir gazete: Görüyorsun ya! Tam iptidai insanla- ra benziyeceğiz Para gittikçe kiy- metten düşüyor. gel zaman, git :; : man hiç kıymeti kalmıyacak . Müba: dele devri başlıyacak. Bir lira bir ga- zete, Ha, ha, ha! Cabal hö$ değııî mi?, İptidai insanlar gibi.. Hibîl TT) mazsa bu boğucu gazler, bom t ııru tayyareler olmıyacak. Harp ne (8 İ Olacak ! Mızrakla, okla bir ufîı yara, tamam. İnsanlar artık kü ıe halinde ölmiyecek, hırbefien_lerî harbetmiyenler de beraber Ölle; ç cek. Sade cengüverler harp meyda nmda kahramanca can vereceklğr. Er olan için, meydan boş!. Ha, ha, ha!,, Cabal kibriti bulmuş çakarak ıâutı’-ı bayı yakmıştı. Tahmin ettiği giw Işığım ziyasında gözleri kamaşı ğ Passvorthy bir an için öfkesini unu muştu. y Cabal sükünetle konuşmağa baş - dx. — Bütün bunları benim Pıh.nedı- Bimi mi tahmin ederek Böylüyor- &un? Her halde olup bitenden hiç ql- Mazsa benim de senin kadar malü- matım vardır. Hattâ senden çok da- ha iyi malümat sahibi olduğumu İS- Pat ederim. Passvorthy arkadaşının b_u itlr'azı korşısında eski masum haline rücu etti. Kabahatli bir çocuk suçunu af- f “rmek için nasıl darılmış bir eda “ yrsa öyle dargın bir sesle cevap — Hüyrtğ demek İstemedim. s:"ı:ıı == kadar, ben- | Yan edi - den daha İyi bu felâketi idrak yîrsun. Sen daha ortasındasın. Yal- nız ben hissediyorum. ; — Bak bunu gör de ber_ı!m. pızlm de, fen adamlarının da hissedip et- mediklerimizi anla ! PŞ Cabal kitabların arasında sa)dı albüm çıkararak _Passvorthy ye u- zattı: Diye sordu. Cabal: , ; —y;ir albüm. Harbin marifetleri- ni gösteren bir albüm. Passwortliy sinirli parmakları ile sahifeleri çevirmeğe başlnfh. yi — Vay, bü Eyfgl Kııleu mi? Ta nımak için bin şahit ister. v Hakikaten Eyfel tarımrıııyağa.rlıîmIş epesi ir- ti erlerde sürünüyordu. Dem leri b!âbirlne geçmiş, arapsaçı gibi HAÇIN,HALO- 'ELİN ELİNDE BULUNMASINONUN HeAM OLDUĞU- Olacak Ş 1940 Harbi — ti — Harp bütün şiddetiyle devam ediyordu.. bir hal almıştı. Bu demir yığınının Eyfel olduğunu hatırlatan, sadece bir tek emare vardı. Dikkatli bakan temelinin sağlam kalmış olduğunu örürdü. . - Albümün karşı tarafında bir Za- manlar meşhur “arc de triomphe olduğu kırık heykellerden anlaşılan bir harabenin resmi vşrdı.. e Hayretle açılan gözlerini, Pn.s!-. worthy, çevirdiği diğer ınhifede_kı resimlere dikti. Üst tarafta büyük harflerle “İngiltere” yazıır_nfı idi. Bir tarafta Vestminster kilisesinin eski bir resmi vardı. Di.ğer _uırıfta bir taş toprak yığını görünüyordu: Bu Vestminster'in harpten sonraki hali idi. Okafart İ_Ynivnnî'uz İrin Vastming. TEHLİKEYİ HABER VEREN ZİLLERİN ı,';z:w:n:sı'm LOVEL lhu':: eı.-ltıtltl söylenen meşhur Öks- fort: Kütüphanesi etrafında yıkık duvarların arasında kâğıt parçaları- nn uçuştuğu görülüyordu. Londranm eski hali ile yeni hali- nin iyice mukayese edilebilmesi için iki kuşbakışı resim üstüste konmüş- tu. Üsttekinde binlerce binaların or- tasında damar gibi uzanan yollarda karıncalar gibi halk üşüşüyor, oto- büsleri tramvaylar, taks,ler görün!.l. yordu. Binaların üstündeki büyük sinema ,tiyatro, otomobil lâstiği, traş bıçağı ve sabunları ilânları gö- a rdu. “:ltrîz:ftıki resim de kuşbakışı alınmıştı. Fakat bunda kalabalık- tan, ötobüs, tramvay ve otomobiller- den eser yoktu. Damar gibi uzanan yolları görmek te müşküldü. Ancak dikkatli bakınca yıkık binalır“ı!un- da kalmış bazı yol emareleri görünü- yordu. Yalnız, orada, burada gezi- ;yler —— TA Çeviren: Nuri Mahmut D BNTDA SİİYEAN sza nen İnsanlar vardı. Kalabalık sanki binaların altında kalmiş, gözden ni- han olmuştu. Cabal arkadaşmı — seyrediyordu. Passworthy bu manzaralar karşısm- da o kadar ezilmişti ki, ses çıkar- maktan korkuyordu. Berlinin tahrip edilmiş Tresmini gösteren fotoğrafı çevirince Pass- worthy dayanamadı. Cabal'e sordu: — Bu resimler nedir Allahaşkına,. Anlıyamadım!.. Cabal, arkadaşının bu tecessüsün- den memnun oldu. O yeni bir. hü- cum bekliyordu: — Tete bunlar, biz fen adamlarının tertip ettikleri Tesimleruır. Büunlar vasıtasile harbin önüne geçmeğe ça. nederek emin olmak için bir daha — Gayet basit. Artık tahammlilü- müz kalmadı, isyan edeceğir. Passworthy arkadaşmdan şüphe - lenmeğe başladı. Endişeli endişeli ilâve etti: — Fakat biliyorsun ki kanun ga- yet sarih ve amansızdır. Çok rica ederim, Cabal, İyi düşün. Sen tem- kinli, tedbirli bir adamsımn. Ne oldu sana birdenbire böyle! (Arkası var) N Kimya harbi! İtalyanlar hergün 40 zehirli gaz bombası atıyorlar Gaz harbinin temeli kimya endüstrisidir Gelecek savaşlarda kimya harbi va sıtalarnın çok mühim bir rol oyniyaca ğı muhakkaktır. Buna karşı şimdiden bütün tedbirlerin almmasr lâzımdır. Kimya harbi vasıtalarının ilk tat- biki 1914 1918 harbinde görüldü. O zaman Almanya, bilhassa Fransız ve Ingilizlere kargı 1917 Teşrinlerinde ba zı düşman fırkalarını tamamen zehir- liyecek kadar geniş mikyasta bir kim- ya harbine girişti. Şimdi Avrupada varılan kanaatlere göre önümüzdeki savaşta bu kimya ve bakteryoloji har bi vasıtalarının oynıyacağı roller ya- nında top ve tüfek mermilerinin tesiri çok ehemmiyetsiz kalacaktır. Şimdi bütün hedef hava hücumları vasıtasi- le düşman memleketin merkezlerini zehirlemek suretile mukabil tarafı da gılmağa ve çözülmeye mecbur bırak- maktır. Habeş savaşmın son safhasında | - talyanlar her gün vasati beheri elli ki lo sikletinde olan 40 zehirli bomba at- maktadırlar. Ve Habeş ordusu bu teh likeye karşı hiçbir tedbir alamamak- tadır. Bu gazler Habeş askerlerinin ciğerlerini tahrip etmektte gözlerini körleştirmekte ve vücutlarında terle karışan zehirli gazler cildi, tedavisi kabil olmıyacak surette yaralarla ört mektedir. Buna karşı günlerce gaz maskesile yaşamak — mecburiyetinde olan askerler de temiz hava noksanın dan zaafa ve hastalığa uğramakta - dırlar. Zehirli gaz ve bilhassa yalnız canlı insanı değil, suları havaya, hat- tâ tarla topraklarmı zehirliyerek bun ları kullanılmaz hale getiriyor. Çocuk lar ve kadınlar da bu arada ebediyen malül kalacak surette illetlere uğ- rayorlar. Hattâ ağır bir gaz hücumu- na maruz kalacak milletlerin inkırazı ve siyaset âleminden kaybolması da beklenilebilir. (az harbinin temğl& kimya endüst- | ve JıponyıWm devletlerde bilhassa zehirli gaz ve basil endüstri- si müthiş bir hızla inkişaf ettirilmek- sordu: — Hırbin’önüne mi geçmeğe ça- ;e:::;:îînfî:;ğîsğğbâî:kımar bu Hait şk 1 Ikincikânun 1935 te Klor gazi istih- — Evet. alk v ğvu:tı_"h $i Ame, Birleşik #>vletleri 600,000 Ton — Fakat bu nasıl olur? Alay mı ğıı_îı'ıy « 1005068)30 ” ediyorsun, Allahaşkına, Ka litbek 100'000 ” — Ömrümde bundan ciddi olma- , » mıştım Japonya 220,000 », — Peki nasıl? Lahistan 100,000 ,, 1935 sonunda Almanya İstihsalini 2 misline çıkardı ve Japon kimya en - düstrisinin inkişafıma da iştirak etti. Almanyada kimya endüstrisinde çalı- şan işçilerin sayısı 1929 da 3857 bin i- ken 1935 de 800,000 ne çıkarıldı ve 8800 mütehassıs buralarda çalıştırı! - mağa başlandı. Bu artışm mevzuu sa- dece kimyevi silâhlanma idi, Bu ara- da tabif mahsuller yerine sun'i gıda maddeleri hazırlama': işi de dahildir. Almanya sanayii bu sahada Japonya, Edgar Wallace'in 5 ——— - Günes -Dil Teorisine göre Not: 1 — Ek - zamirin aslı böyle- ce (men) şahıs zamiri olduğunun anlaşılması, fransızca mülkiyet za- miri olan (mon) un da başka bir şey olmadığımı göstermektedir. Bu kelime ile “me” ve “moi” söz- leri hakkında “Dietiönnaire etymo- logiğue de la langue française” den şu satırları okuyalım: L “Mon, - eski fransızcada müf- ret olarak fail gösteren bir de “mes” şekli vardı ki, hâlâ “messire” — keli- mesinde izi görülmektedir. Bunun cemi şekli daha orta çağlarda kay- bolan “mi” idi. « lâtinceleri "meus, meum, mea (fransızca müennesler - de yalnız bir şekil muhafaza ettiğin- den meum'a muüukabil olan meam kaybolmuştur, mel, meos, meas” tır ki daha ilk zamanlarda aksanlarını kaybederek “mus, müm, ma, mi, mos, mas"” şekillerini almışlardır.” I. “Me, molj, - lâtince mâ, vokali- nin uzunluğunu bir aksanla göstere- rek moi şeklini de almıştir. İtalyan- cası mi, ispanyolcası ve eski provan- salcası me'dir.” Şu ifadeler, yalnız (men — mon) olduğunu ispat etmekle kalmıyarak, bunların da asil bir (meğ) den iba- ret olduğunu göstermektedir. Bu da yukarıdaki analizde: ) —)— (8) (eğ - em — en) yerine: (eğ -- em - 3) almamızım nekadar yerinde olduğu- nu ispat eder. Türk dilindeki Ek - Zamirlerin analizi ıL rine “hanei men” ve “kitabım” yeri- he “kitabı men” yollu terkipler kul- lanılır. Bu (men) kısaltılarak ve ke- limeye bağlanarak doğrudan doğru- ya (-em) eki halini alır. “Kitabem — kitabrm” ve “şinidem -- işittim", güftem — söyledim” gsözlerinde öl- duğu gibi. Yukarıki (evim) analizinden an « laşılır ki Türk dilinde de ekleşmeler- den önce (ev -- men) diye bir mü- rekkep kelime şekli vardı. Sonradan büu (men) kaynaşarak (im) olmuş- tur. Farsçanın (men) i doğrudan doğ- ruya türkçe olduğu gibi. (em) in de (im) olduğu meydandadır. İğ Not: 3 — Arapçada (im) anla- mina olarak isimlerde (İğ) aek - za- miri kullanılmaktadır. (Evim — dâ- riğ), kitabim — kitabiğ) gibi. İsimlerdeki bu ek - zamir, türkçe (men) İn etimolojik aslt olan (em 4 eğ) den birinci elemanı da kaldı- rarak yapılmıştır. Arap dilinde fill tasriflerinde kul- lanmlan birinci şahıs ek - zamirleri mazi sigalarında (tü) ve müzari si- galarmda — baş tarafa getirilen — (e) şekillerindedir. (Keleptü — yaz- dim), (ektübü — yazarım) gibi. Bu ikinci şekil — yanına konsonu konu- lunca — yine (eğ) olur. Mazi sigalarındaki (tü) şekli ise, (üt 4- üğ) dür ki (üt) yapılmış ol- maklığı ve (üğ) süleyi gösterir. Görülüyor ki arap dilindeki (eği, (ğ) ve (üÜğ) ek - zamirleri de türl-çe ek - zamirin bir cüz'ünden başka bir şey değildir. L N, DİLMEN Not: 2 — Fars dilinde “evim” ye- Madrid, 2, (A.A.) — 1/Mayıs bay- ramı, ciddi bir. - hâdiseye sebebiyet vermeksitir geçmiştir. " Yalnız Se- ville'de bir faşist ölmüştür. Madritte bütün amele işlerini bı- rakmıştır. Yalnız zabıtaya ait oto- mobillerle sıhhiye otomobilleri se- fer yapıyorlardı, Binlerce aile, kır- lara gitmişlerdir. Amele teşkilâtla- rma mensup olan ve 250.000 kişiden mürekkep olduğu tahmin edilen bü- yük bir alay, üç snat kadar süren bir geçit resmi yapmıştır. Bu alay, kendisine teveccüh gösteren yüz bin kişinin arasından ve tam bir intizam içinde geçmiştir. Sosyalist partisi şefi Largo Cabellero, mütedil 808- yalistlerin reisi Besteiro ve komü- nist partisi başkanı Jose Diaz muaz zam kızıl bayraklar taşıyan alaym Italya ve Polonyanın da yardımcısı- dır. Almanyada şimdi kimyevi hücüm lara karşı yeni yeni müdafaa usul ve vasıtaları keşfi ile meşguldur ve bu sahada mühim keşifler yapılmakta- dır. - (Provda) Resimli romanı BUNU ONLARA YALNIZ HALOVEL SÖYLİYE BİLİRDİ. YALNIZ Ü VE BEN. — BİLİYORDUK. WIASIZLAR AYNI ZAMANDA O GECE- KI PAROLAYIDA BİLİYORLARDI. #HAYIR ». HAYYVA WATIRLIYORUM DİYANA MONTAĞÜ YEDE SÖYLEMİŞTİM ! 2 AHİ. Şiridci GÖZLERİNİ ,qcr,l__rjâıwot » OGECE VALLAHİ İYİLESTİ — İMEMNUN ÇOK MES'UDUM! OLDUM, BİR B ğ GÖRÜSEY/M! | N— Vab - 7 y V? Bihi DİYANA MONTAGU" Rolr: .| İZvVET Bla MOTÖRE ATLADIL K FAGÜYE , | |PoLis HAFI - MÜCEVHER aonsıf;I/_TEBfı 7;’/?" E“A ? BENDE ATLADIM , TAM BOĞU - | |LIK OLMASI / | ParoLAYI YESİ VEDİN KEN, ARKAMDAN BİRİ S ranlk: ŞACAĞIM ESNADA — BİRi KAFA- DOLAYISIİYLE|NE İçin GELDİĞİNİ VURARAK BEN! YERE o MA VURDU VE SONRA HER HIRSIZLARI — İ ÖĞÖRENMEK VED ELMASLARI ALD. ŞEY KARARDI !... TANIMADIĞINI| İSTEDİĞİNI TEĞMEN SÖYLÜYORİ|SORALIM | HALOVE- || a ct - LİN MACERA:- (SİNİ A DİNLER D, .... U 1 Mayıs İşçi Bayramı Avrupada nasıl geçti? önünde gidiyorlardı. Nümayişçiler, “Enternasyonal” ve “Marseyyez,, mârşlarını okuyorlar ve kollarını havaya kaldırarak: “ Yaşasın içtimaf inkilâp, yaşasım Rusya, yaşasın Lenine, kahrolsun Hitler, kahrolsun faşizm,, diye ba- ğirıyorlardı. Nümayiş bittikten sonra bir he- yet, Azanaya halkçılar — cephesinin mütalibatını ihtiva eden bir defter tevdi etmiştir. Bunda — bilhassa İs- panyanın kollektif paktlara İştirak ve Sovyet Rusya İle olan siyasi ve ekonomik münasetlerini tanzim et- mesi istenilmektedir. Azana, hükü- metin imkân hasıl olür olmaz bu proğramı tatbik etmeğe karar ver- miş olduğu suretinde cevap vermiş- tir. Londrada yapılan nümayiş Londra, 2 (A. A.) — Bir Mayıs Bayramı münasebetiyle yapılan nü - mayişler sükün içinde cereyan et- miştir. Kırmızı bayraklar taşıyan binlerce nümayişçi ve bilhassa Öx- ford ve Kembriç'in sosyalist klüple- ti mensupları Haydparka gitmişler ve amele fırkası hatiplerinin nutuk- larmı dinlemişlerdir. Alayın önünde giden ve ihtilâl marşları terennüm eden genç kizla- rın mevcudiyeti alaya pittoreks bir manzara veriyordu. 300 polis memuru Haydparkta İn- tıbat ve asayişi temin İşi ile meşgul olmuştur. Lehistanda gürültüler Varşova, 2 (A. A.) — Bir mayıs bayraminı tes'it için yapılan nüima- yişler her zamankinden çok ziyade hararetli olmuştur. Sol cenaha men- sup fırkaların teşkil etmiş oldukları alaylara Varşovada yüz bin kişi İşti- rak etmiştir. Üniversite önünde sosyalistler ile nasyonalist talebe arasında gürültü çıkmıştır. Lehistanın büyük şehirlerinde a8- keri kıt'alar, kışlalardan dişarı çi - karılmamıştır. Askeri tayyareler, Varşova üze - tinde uçuşlar yapmışlardır. Son zamanlarda birtakım kargaşa lıklara sahne olmuş olan Lvov şehri amelesi, bu kargaşalıklarda ölmüş olanların mezarlarına gitmişler ve siyasi mahpuslar için umumi af ya- pılmasını istemişlerdir.