Dp T AN GENERAL KOMDİLIS DIYOR Ki “Basit Bir Asker Iken Kral Naibı General Kondilis Asamble önünde nutuk söylüyor. “Le Journal” den; General Kondilis sivil giyinmiştir inde basit gri bir kostüm ve yu- şak gömlek Atinalı bir burjuva kıyafetinde idi. Geniş omuzlarının “içine gömülen © kuvvetli başı, halkça tanınmış ve se- vilmiş bir adam olduğunu gizliyemi- yordu. General Kondilis krallığı niçin ia de ettiğini anlattı. Mütemadi darbe- ler ve hafif o kambinezonlar silsilesi olduğundan cumhuriyete serzeniş'er- de bulundu: “Senelerdenberi bir gece geçmemiştir ki, ordu hazır ol kuman- | dası altında bulunmasın! dedi. Kon- dilis'in istediği devami ve normal si- yasal bir hayatın tesisidir. Kondilis'in dudaklarında bir tebes- süm belirdi ve ellerile kukla oynatır gibi bir hareket yaparak Çaldaris'in memlekette böyle bir hayatı tesis için lüzumu olan iradeden mahrum oldu. ğunu söyledi. İşte bu sebeple orduyu, tayyareyi ve denizi temsil edenler, geçen perşembe günü hükümet baş- kanma giderek: "Artık size itimadı. mız kalmamıştır!” demişlerdir. Bundan sonra iktidar mevkrini Ge- neral Kondilis'e vermişlerdir. Gene- ral bu harekete hetkes gibi o dar yabancı kaldığın: söylemiştir. Es- ki bir cümhuriyetçi olân generale, kralcılara iktihakmı ne suretle izah «deceğini sördüm, Bana dedi ki? — Memleketime olan muhabbetim do'ayısile, evvelce bangi sebeplerden dolayı cümhuriyetçi İsem, bugün de e © sebeplerden dolayı kralet ol- Yunanistanda düzenliğin tesisinden başka bir gaye takip et- | medim. Kondilis bundan $ ikineiteşrinde yapılacak plebisitte hükümdarlık re- İlminin büyüle bir ekseriyet karana- tağından emin olduğunu söyledi. Sor- duğum diğer bir sual üzerine ortalığı karıştırmak için vaki olacak her tür- lü teşebbüsün şiddetle cezalandırıla- cağını söyledikten sonra yine gülüm- vardı. İşsiz kalmış | a kas | | siyerek dedi kiz — Benim bu memlekette ötedenbe- ri rolüm hep ihtilâlleri bastırmaktır. Yani ben buna alıştım. General Yunanistanda hükümdar ik rejimine muariz bir asker bile kalmadığını söyledi ve şu sözleri ili- ve Mili — Dün Salâmin tersanesini ziyare. te gittim. Bahriyeliler bemi heyecan ve sevinçle karşıladılar, Yaşasın kral yaşasın kral naibi diye bağırdılar. Besit bir asker olduğum zaman, bir gün gelip te kral naibi olacağı dan asla şüphe etmemişti Şimdi, 26 sında, Selâniğe girişlerinin 23 üncü yıl dö- nümü münasebetile, memleketin her tarafında hem bu büyük saferi, hem de hükümdarlığı kutlulamal | ylik tören yapılacaktır. 3 i de plebisit yapılacaktı ne müracaatin ertesi günü b Londraya, kralın nezdine gönderile- cektir. İki hafta sonra, tahminlere göre, Kral İkinci Jorj Atinaya gire- tektir, Kondilis birdenbire irerek ilâve etti: — Sonra krala kabinenin istifasını vereceğim. Öyle zannediyorum ki, O bana yerimde kalmamı rica edecektir. Fakat ben de şartlarımı ileriye sür. ceğim, Ulusal ekonomi, kü'tür, adliye gibi ber türlü idari alanda mühim deği- şiklikler yapmağı düşünüyorum. Ben böyle bir adamım: Ya her. şeyi yas parım, ya hiç yapmamlı. İşte kralı Yunanistan get olan adamm bana söylediği mözler bundan — ibarettir. o Konuşmamızın bundan sonrası Franâöya ve muhare- beye da Kondilis Pransır ordu- sunun liyakatinden bahsederek dedi ki? — Ben iyi bir aslkerdire Fakat Bar. betmesini de fransızca ile beraber si zin askerlerinizden ve zabitlerinizden öğrendim. sesini sertleş- ecek “Paris-Soir” dan: Cenevrede çok nüfuzlu olan bir hükümet adamı vaki olan israrımız üzerine, kabul edilen finansal zecri tedbirler hakkında sorduğumuz su- allere cevaben demiştir ki — Fransız « İngiliz . projesinin. )6 ıncı maddenin tatbiki için burada yapılan hazırlık etütlerinden daha ile riye gittiği doğrudur. Italya Hükü- metine veya Italyan toprağında bu. lunan sosyeteler ve bahusus şahıslara kredi verilmesinin men'i hakkındaki hkraya ehemmiyeti inkâr edilemiyen yeni bir fikra daha ilâve edilmekte. dir. O da şudur “Her türlü istikraz > veya aksiyon bedeli bakiyesinin veya hükmü icra edilmemiş ber türü mükavelensme mucibince verilecek - sermayenin te- ir Diğer ile eğer bir Talyan endüstri sosyetesi, Pariste veya Lon- drada 100 milyen Tiretlik bir istiktaz yapmış ise ve bunun acak üçte biri, ni almış ise, diğer üçte ikisini tahsil edemiyecektir. Bu tedbirin tatbiki, İtalyanın kendi tebaasının yabancı memleketlerde bu- lunan alacakları Üzerine ambargo koymuş olmasile hafifleştiri'ebilir. Bi- liyor musunuz ki, harp Mussolini'nin günde 100 milyon lik bir masfala girmesini emrediyor? Bu halde Mussolir nuna kadar dayanmak güçtür. Esa. sen biliyorsunuz ki, bilhassa Londr: nın finansal mahafili İtalyaya her türlü kediyi kesmeleri için Uluslar Sosyetesinin teklifini bek'ememişler- dir. Ve sonra İtalyanın Romanya, Yugoslavya ve Sovyetlere borçlu ole duğu yüzlerce” milyon franktan da bahsetmiyorum. Rusyaya olan borçlar İ ki, en büyüğüdür, vadesi, hirincikâ- nunda gelmektedir. Tsittik ki, Tagiser “Tüiyaya dez nizden gönderilen (eşyâhın mükerrer sigortasını reddedeceklermiş. Aciba bu tedbir bir abluka başlangıcı olmı- yacak mıdır? Öyle zannediyorum ki, İngi'tere genel seçimin arifesinde, zecri tedbir- erin faydalı ve tesirli olması için hiç» bir şeyi ihmal etmiyecektir. Esasen burada hepimiz İngilterenin bu nok- tada tamamen haklı olduğu kanastin. deyiz. Zira netiçe itibarile iki ihtimal vardır: Ya zecti tedbirler icbir me. tice vermiyecektir. Bu takdirde bunu - | tatbik edecek tek bir devlet kalsa bi- ! le, daha şiddetli tedbirlerin almma. sına doğru gidilecektir. veya, birim yaptığımız tazyik İvi metlee verecek | ve bu da an'aöme#ı doğru bir mer- hale teskil edecektir. — Bİr anlaşma temini thtimali el | an mevcut mudur? — Ben Lâval'deri tamsmen eminim nun için çalıştığını ve hötta Mus- solini'nin itimadına mazhar olan ge Garibaldi'nin Pormadan Bize evvelex deniidi ki* “Adua alı. nır alınmaz Müsso'ini anlasma için bir avans yapacaktır. Bekleyin!” için birincikğ. | Yalnız o, münasip bir anda, bugünkü | durumu ortadan kaldırabilir. Lâval'in | ini biliyorum. | ünya Gazetelerine Göre Zecri Tedbirler Ve Neticesi Şimdi Adug alındı, İ hareketi Harrara doğru gelişiyor. Bu ha de yakında son ve kat'i bir ça pışma olacaktır ve İtalyanın burada ciddi güçlükler karşısında kalmasın. dan korkarım. Harrar etralında 120 ——— | sıyım da. sinde Zecri Tedbirleri Artırmak İçin Hiçbir Şe fakat ilerleme | binden fazla işsiztik artıyor: — Bir iş mi arıyorsunuz? İşsiz misiniz? — Henüz değil amma... Şey... Ben Uluslar Kurulunun kapıcı- Halbuki Italyan Somali İ Kalyan kuvvet eri 20 bin kişiden ibarettir. Habeşli den gelen iki fırkadan yani — Demek oluyor ki, nikbin değil iniz? toplanmıştır. | 19-10-9035 eri Hâdiseler Harp Mussolini'ye Günde 100 Milyon Liretlik Bir Masrafa Mal Oluyor ! Şimdi Bir Prestij Savaşı Başladı: İngiltere Genel Seçimin Arife- yi İhmal Etmiyecek — Daha doğrusu nâsıl düşünece- gimi bilemiyorum. Her iki taraf te birçok hatalar işlemiştir. Ve geçe | zaman da bu hataları azaltacak yerde, yi | onu daha tehlikeli bir şekle sokmak” tadır, Bir prestij savaşı başlamıştır. Ro- mada; olduğu gibi Londrada gel yelmek ve efkâtı umümiy. m” ala imtaniyar. İyee- bisi hades üzaklaştıran budur, “ İşte bü sebeple biz, Uluslar Sosye tesi paktını tatbik etmek ve bu saye” de herkesi armu'usal tesanlitler. çef” © gevesi dahilinde kalmağa icbar etmek Eğer yarın Cenevrede, Fransis * Ingiliz iş birliği en küçük teferruatâ ıya kadar kuvvet bulacak olur” | sa ufukta aydınlık görüleceğine emir nim, italyan generalinin Londra gezisi Londra, 16 m Perşembe günü Lom" draya gelecek olan Mussolini'nin şah” si dostu ve İtalyan eski mubaripleri" nin. başkanı bulunan General Geri” baldi'nin Londrada resmi bir vazifesi olmadığı Ingiltere Dış Bakanlığınc# beyan edilmekle beraber, Generalin bu seyahatine Londra diplomatik çev* renlerinde hususi bir ehemmiyet ve" rilmektedir. Generalin Londrada #i” yasal bazı zevat ile görüşeceği mw hakkaktır. General, Mussolini'nin İn giltere Hükümetine yarı resmi surette vereceği teklifler hakkndi zemini yoklamağa memur edilmiştir. No, 26 HINÇ EDGAR WALLACE endişelidi. Beni görmeğe geldiği zamanki tekifini bir daba tekrar etti, Hali o kadar acayibime gitti ki, niçin bu kadar telâşlı oldü- ğunu sordum. Müthiş bir felâketin hissi kablelvukun içinde olduğunu söyledi. o Çoktanberi Chichester'de oturüp oturmadığımı sordu. Ben da- ba cevap vermeden: — Buralarda iskelet o mahzenleri varmış, siz biliyor musunuz? dedi, — İskelet mahzenleri mi? — Evet, ben de şaşırdım. Böyle bir şey söylenildiğini dahi işitmemiş- tim, Rehberlere bakmış, bir şeyler bularmamış. Fakat Chellerton civarın- dn böyle mahzenler varmış. Bir arazi kayıntısı olmuş ta, bu mahzenlerin ağzı kapanmış. Ne söyledi yor gibi konuşuyordu. Acaba içti de sarhoş mu oldu diye düşündüm. Ay- rıldığım zaman, içime ferahlık geldi Yürüdüm, öteberi aldım. Sonra sine ma arkadaşlarından birişine rastla dım. Onunla da bir parça yürüdüm. Ondan da ayrılınca bemen kendimi eve atmak istiyordum. nirli ve Saat dokuz olmuş, sokaklar tenha laşmıştı. Chichester'de sokaklar pek o kadar aydınlık değildir. Fakat ben yine Foss'u tanıdım, Arıindel soka» ğının köşesinde duruyordu, galiba bi- risini bekliyordu. Bir kere daha kar- şılaşmıyayım diye yolumu çevirmek istedim, © sırada bir otomobil geldi İ ve Foss'un yanında durdu. — Ne biçim otomobildi bu otomo- bil? — Kapalı bit lânden! Bilir misiniz nazan dikkatimi celbeden ne oldu Otomobil köşeyi döner dönmez tâm- balarını söndürmüştü. Poss'un bu otomobili beklediğini anladım. Çükkü Araba durunca hemen yaklaştı, kapi dan içeride bulunan birisi ile konuş- tu. Tuhaf değil mi? Bende de bir merâk hâsıl oldu. oAcaba araban içinde kim var diye? Üç, dört metre yak'aşmıştım ki, Foss geriledi, oto mobil de hareket etti. Şoför, pence- reden elini uzattı. Araba hizamdan geçerken en son gördüğüm şey de o oldu. Otomobilin pkaranlıetı. — Bu gördüğünüz elde dikkatini. zi celbeden bir şey var mıydı? — Ne bileyim? Küçük, beyaz bir eld. Serçe parmağında piril peri parlıyan pırlanta bir yüzük vardı. Kendi kendime sordum. Bir erkek nasıl olur da böyle yüzük (kullanır. Belki beni budala yerine koyüğaksr. nız ama, ben bu eli görünce doğru. | su korktum. Bana © kadar gayrita- vii geldi. Ben eve gönerken, Foss a hizlr hızlı karşı istikamete y ü — Otomobili numarasın: İ nüz mü? - Hayırt Ne oluyor diye o kader İ meraklanmıştım ki. — içerideki adamin gölgesiki dahi İ darketmediniz mi? — Yalniz dışarıya gördüm, o Kadar. — Acaba pırlaztta yüzük kaç kirai- taydı sanrrmız? | Adele şüpheli bir eda İle dudak İ Barinr İleriye uzattı: — Vallahi, dedi, nasıl söyliyeyim. Otomobil bir kaktı ve öyle geçip gitti ki, Belki aldanmış olabilirim. Fakat her halde iri, İri, serçe parma- öm kadar iri bir pırlanta idi, Başka bir geyin farkma varmadım ama, oto- mobili dün aksam yine gördüm. Genç kız bir gece evvel başından geçen hâdiseyi anlattı. Delikanlı da dikkatle dinledi: — Demek ki, otomobildeki adam sizinle konuşmak istedi. Sesini tanı- diniz m1? — Hayır, tanmacak ses değildi ki Mirıltı gibi bir şey.. Yözünü'de gör. medim. Galiba başında bir kasket vardı. Hatta polisin niçin numarası. nı almadım diye canı sıkıldı. — Yok canım öyle söyledi ha. Gö- rüyorum ki bu adam, polislikte bire. uzattığı elini bir kesilecek Hrixan şöyle bir düşündü — Eğer isterseniz, sizi stüdyoya götüreyim, dedi, Stüdyoya vardıkları zaman, genç kizi locasıma bıraktı, O gün için işi İ paydos etmişlerdi. Brixan da ihsiyar direktörün yanma gitti — Siz bu bavalinin zengin ve mu- teber insanlarını tanıyorsunuz, dedi, sağ elinde iri bir pırlanta taşıyan, reksyionu — içeriden bir lândon sa- a muz? Olsa oisa Stella Mendoza'dır — Stela, hiç te aklıma gelmemiş- Adele küçük bir kadın eline ben- ziyordu. demişti, y — Stella'nın eli o kadar küçük de İ ğildir ama, bir erkek eline göre kü- | çük sayılabilir. Sonra arabasının di- reksiyonu içeriden değildir. Biraz daha - konuştular. Oğleden sonra Brixan milstacel bir davet üze rine Londraya gitti, Scotland Yard- da büyük polis şefleri bir konferans halinde toplanmışlardı. İki saat | dar mürakereden sonra. Gregory'nin İ tevkif edi'memesine, fakat tarassut altında bulundurulmasına karar ve- rildi Emniyet şefi dedi ki: İ — Bir Borneo'lü genç kizm kaçı İ rtması meselesini tesbit ettik, Bü- tün hâdiseler biribirine tetabule edi. yor. Benim Gregory'nin suçlu olma ti diğinda hiç şüphem yok. Fakat yine dikkatle ve ihtiyatla hareket etmek Vizım.Brixan,siz dairenizde alaca; kanından mahkü- miyet geleceğine kat'i kanaat hâsıl etmedikçe, cinayet ithamile bir kim- seyi tevkif edemez Brixan tekrar ti. Chiches erin «dört mil şimaline gelince, yel üzerinde uzun boylu bir adamın kollarını salladığını gördü. 85ex'c hareket et“ mes'ut tessdüf söyledi. — Evet, kim olduğunuzu bana * İ söyledi. Ben de zaten sirin müh biraz ileri gidebilirsi | bir mevki işgal ettiğinizi sermiştir” Itiraf etlerim ki, görüştüğüm gü” ler, sizi şu sinema budalası gençle” den zannetmiştim. Yanılmış olduğu” mu anlamakla memnunum. Hatta N€ ki, sizden hir kanu noktasi hakkmda fikir danısacağı” Pek korkarım ki, avukatım beni Dİ noktada tenvir edemiyecek. Gayet Yavaşlandı. Kimi görsün? Longval | müşkül bir vaziyete düştüm. Ben İ” değil mi? Araba daha durur durmaz, Long- vÂl yaşından beklenmiyen bir çevik- likle basamağa atladı: — Iki seattir sizi bekliyordum, dex di, müsaade ederseniz bineyim. — Bininiz, bininiz. — Chichester'e gittiğinizi bi'iyo- zivayı sever, başkalarının İşine kar” maz bir adamım. Şu yaşımda doğ” su rahatımni bozulmasını, başıma İf” ler gelmesini istemiyorum. | Brixan çenesi düşük ihtiyarın m9 anlatmak ve öğrenmek istediğine m“ rak ediyordu. Acaba geceleri dolan” rum. Acaba Dower House'dan gece | ken, henüz keşledilmiyen yeni bi mez misiniz? Size çok mühim şeyler söyliyeceğim. y Longval'in otomebili dürdurduğu şeye mi tesadüf etti? Dowere House'un önünde durd”. lar. İhtiyar indi. Parmaklık'ı kapı” yer Dower House ile Griff şatosunun | açtı ve Brixan geçtikten sonra kapi” yollarının birleştiği yerdi. Ihtiyar Chichester'den yayan geldiğini ve| Salona girecek yerde kendisini yolda beklediğini söyledi, Başını eğerek dedi ki: — Sizin bir kanun adamı olduğu» nuzu öğrendim. Adalet davasına hiz- met edenlere karşı benim derin hür. metim vardır. — Bunu size galiba Knebvorth / dı merdiveni doğru yürüdü, ziyaretçisine kendi ni takip etmesini işaret etti Yukarı çıktılar, Adele'in bir &€“€ müthiş heyecanlar geçirdiği oda kapısı önline geldiler, Longval dedi ki: Arkası va ys &röraunn Fxeama pı meome > a.i nsay new