yg İCİNİ HOCA VİN YY Yazan: Ziya ŞAKİR Yarı Çıplak Adam Yerde Inildeyen Kadına Sordu: “ Bre Avrat In misin, Cin misin ? ,, Tanyeri, henüz ağaârıyordu. Alaca karanlığın bu derin sessizlikleri içine de, keskin bir çığlık duyuldu. Korku ve heyecandan sesi kısılan bir kadın; — Ümmeti Muhammet!.. Can kur- taran yok mu?.. Diye bağırıyordü. Birdenbire medresenin kapısı açıl dı. İri vücutlu, yarı çıplak bir adam dışarı uğradı: — Kimdir o, bre?.. Nedir, bu reza- let2.. Çömez Ali. Solta Mehmet. Recep Hoca.. Düşün ardıma.. Vardık h iye bir nâra bastı Ve sonra, ka» din çığlığınn geldiği tarafa doğru koşmağa başladı. erde, Süleymaniye medreselerin- den Bozluyun Kemerine doğru gidi. lecek bükük dönemeç yerinde, İki gölge kaynaştı. Bunlardan biri: edrese, boşandı. At şu kahpe- yi de savuşalım. Diye homurdandı. Öteki, belinden kavrıyarak omuzuna yüklendiği kadı nı fırlattı, yere attı, Bu iki adam, bir anda karanlıklar içinde kaybolmuş- lardı. Medrese kapısından çıplak adam: — Divitli Süleyman, yetiş. Çem- bersakal, koş bre.. Vardık ha.. Vardık ha... Diye koştu, Yerde irliyen kadının yanında durdu. Onu yapayalnız gö- rünce, helecanlı bir sesle sordu: — Bre avrat!.. İn misin, cin mi- sin?.. Kadının, inilü ile karışık sesi du- yuldu: — Ne inim.. ne tinim... Senin gibi beni âdemim. — E, gecenin bu vakti ne ararsın sokaklarda?, — Aman ağa!.. Bir iştir başıma geldi. İki levent, beni az kalan, Kırtlarına vurup Bozahaneye götüres yazlardı. (Levent) sözü, yari çiplak adamı hafifçe titretti, Etrafına göz gezdirdi. Karanlıklar içinde yine onun gür sesi işitildi: — Köş bre Kamalı Hafız,. Badik Osman, pala yanında mı?.. Ulan, İle- tin şu benim copumu.. Şu levent zor- balarının haddini bildireyim. Ehli wrz hatunu sırtlamak ne güna olurmuş göstereyim, Yarı çıplak adamın, medrese kapi- sından başlıyarak saydığı bu isimle» rin hepsi boştu. Ortada hiç kimse gö- tünmüyordu. Bu kurnaz adam; böy” lece bağırıp çağırarak kadını sirtla- yıp götürmek istiyenleri korkutmak ve kaçırmak istiyordu. O tarihte, geceleri buralarda bu gibi hâdiseler eksik değildi. Hükü- net, (fahişe) lerle bir mücadele aç- muştı. Sadir olan (emri şerif) muci- bince bütün umumhaneler kapanmış» tı. Fakat o devirde adeta bir (san'at) halini alan fahişelik, başka bir şekil almıştı, Bunlardan ekserisi, Nuruos- maniye, o Uzunodalar, Çukurçeşme, Vefa, Zeyrek, Süleymaniye tarafla- Tında (kafes) namı altında birer (ça- maşırer dükkân) açmışlardı. Bura- Jarda güya, bekârların ve leventlerin çamaşırlarını yıkıyorlardı. Halbuki gündüzleri bu bahane ile temas ettik- eri (zevku safa erbabı) nı geceleri de gizlice bu kafes denilen gizli umumhanelere alıyorlardı. Bazan kol ve yeniçeri devriyesi korkusundan sessiz sedasız cereyan eden bu gizli alışveriş; bazan da bö; le velveleli hâdiselere sebebiyet veri. yordu. (Tatar bozası) ile sarhoş o- lan leventler, buralarda sestizce zevk sürmekle iktifa etmiyorlar; arada sr rada bu kadınları sırtlarına vurarak bozahanelere götürüp orada saz ça- larak zil dövdörmekten daha büyük bir haz duyüyorlardı. fırlayan yarı Bu vak'alar burada birkaç kere te- kerrür etmişti. Ve her defasında da bu yarr çıplak adam, bu suretle gü- rülü ederek fahişelerin imdadına ye» tişmiş; ele geçerek meydan dayağı yemekten korkan (zevku safa) erba- İ'na bu hayali isimleri saymak sure- tile dehşet vererek kadınları orada terkettirmişti. Fakat leventler, değme (âhavie) ile delolacak şeytanlardan değildi. Onun için yarı çıplak adam, (levent) ismini duyar duymaz hafif bir ürper- $i geçirmiş; fakat aradan birkaç da- kika geçip te ortada kimse görünme- yince, içi rahat etmişti. — Haydi, avrat. Kalk yürü, Seni, medresedeki hücreme götüreyim. Al. lah rızası için, gün doğuncıyadek ır- — Yaaa hay!. zını setredeyim. Dedi, Kadm, iniltili bir sesle: . Halim bilmezsin. | Kalk yürü dersin, Herif, omuzundan silkip attığı zaman, bacağım taşa gel di. Fena halde berkildi. Kat'i zahme- tim var. Şundan şuraya gidemem. Diye cevap verdi. O zaman, o yar: çıplak adam eğil di: — Bin şu sırtıma. Dünyada iman, cennette mekân, ancak böyle hayır ile kazanılır. Dedi, Ve kadını sırtına yüklenerek medreseye gitti, Sessizce kapıdan kaydı. Ortası şadırvanlı avlunun kas pıya yakm odalarından birine girdi. Kadını, köşedeki eski ve kirli bir şiltenin üstüne bıraktı, Kapıyı dik. katle kapadı. Ocağın üsti betiinde duran seyyar harran. ete Menam nın yüzüne yaklaş — Yaa ha mübarek?.. Diye mırıldandı. Ve sonra, kandili yere koydu. Ka- | rak bak eta: eyha mısın, be BARİ z BORSA EE 12 Birinciteşrin Cumartesi PARALAR 20 İsviçre ir. Florin 20 Çek Kuron Avusturya gilin Mark Zeti Pengo 20 Ley Leva 20 Dinar Paris üzerine İngiliz üre Dolar Liret Belga Cenevre Lea Slorin Çekoslorak kuronu Avusturya Pezeta Mark Zioti Pengo Ley Dinar Yen raovets İsveç kuronü ESHAM İş Bankası Mü- N. Gi . E Anadalu 95 60 «. 10 Şirketihayriye Aslan Çimento Merkez Bankası Ormanlı Bankası Telefon Züleyha mısın; be mübarek?.. dının yanına diz çökerek otur Gittikçe artan bir hayretle kadının yüzüne bakıyordu. Birdenbire kalbi- ni ve dimağını saran bir alev, şimdi onun boğazını tıkıyor; lâf söyletmi. yordu. Kadın, inim inim inliyordu. Koyu kıvırcık kirpiklerle | gölgelenen iri kestane rengi gözlerinden, yaşlar dö- külüyordu. Istsrabının — şiddetinden, yanakları al al harelenmişti. Turşahi İle yağlanmış saçlarım perçimleri. alnının üstünde ve şakaklarında Jü- elenmişti. O adam, sanki meçhul bir kuvvet- ten ilham ve kudret almış gibi birden» | bire dizlerinin üstünde diklendi: — Bak hatun! Şimdi sana nefes edeceğim. İtikadını pak tut. Tanrının Dedi Gözlerini kapadı. Dudakları kıpırdadı. Hafif hafif öne arkaya doğ- ru sallandı. Ve sonra bir anda gözle- rini açıp kadının nemli gözlerine di kerek: Arkası vi e SOLDAN SAGA VE YUKARDAN AŞAĞI : 1 — Afrikadaki bir yer 6. Savaş 4. 2 — Karadenizde bir yer 6 3 — Eser 2 Bir tayyareci & 4 — Konuşma aleti 7. $ — Yapmak 3. Sanat 2. $ — Hayır 2. Nota 2. 7. — Bir yanardağın adı 4. Bir elektrik cibas 5. B — Avrupada bir hükümet merkezi 4. 9 — Çirkin şep 4 Remil 3. 19 — Habeşistanda bir memleket 5. 1 —0l emir 2. Lakırdı 3. Dünkü Bulmacamızın halli SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI ; 1 — Dayı 4. Amca 4 2 — İtaat 5. 3 — Yasa Naz 4 — Azhik 5. Kok 3. $—La2Al2 Va2. G—AtZ Ara3 Arz, 7 — Ma2 Kar —Can3.La3, 9 — Dede 4. 9 — Atak 4. Seri 8, 10—Ov3 11 — Kız kardeş 9. —— —— —— e A ark Değirmenleri Ür e amm isTiKRAZLAR m 0.70 yas Türko Borcu 1 25,30 de e Lak 2210 , 23,30 Ergani Bm İstikrazı dahili 95. TAHVİLAT Rihtan 19— Anadolu T “e z Kupon kesik 39— 40— Anadolu Mümessil i 43,20 TAN e bir anda halis olsan ge- | FAYDALI BİLGİLER NÖBETÇİ ECZANELER Hidayet — Şişlide Pertev eczahaneleri o SİNEMALAR TİYATROLAR HAFTALIK PROGRAN: Pazar gündüz Yarasa saat 15 t6 Pazaı akşamı Yarasa saat 20 de. e ve tabldot , Pasar günleri vini çay kompi 730 da çaylı 79 kuruş. FRANSIZ TİYATROSUNDA Süreyya Opereti teşrin Cumadan itibaren hı de, Cumartesi ve Pazar matine 15 de EMİR SEVİYOR operet 3 perde Yazan: Yusuf Sururi Beste: Karlo Ka Fiatlar : 300, her tarafa tramvay vardır. . © Şık: İki kalp bir olursa © İpek : Altın Zinci © Türk » Prens Türandet, © Kari; Bar şarkıcısı, Denizaltı ejderi. * Saray : Foli Beri * . . . Sömer * Para K Melek ; Kasta Diva. Yıldız : Moskora geteleri. daşlar. © Üsküdar Hile : Prens Ahmed. * LIMAN HAREKETLERİ 21.— Saadet Bandırmaya 9.— Kocaeli Mudanyaya. . Buçün İlmanımıza gelecek vapurlar: Biat 4430 Gumbariyeş Karadezizden 15.” Sakarya İzmirden 1780 Asya Mudanyadan 16,15 Ayten İzminen . HASTANE TELEFONLARI Cerrahpasa hastanesi. Cerrahpaşa Gureba Hastanesi, Şehremini Yehi- ÇABUK SIHHİ YARDIM TEŞKİLÂTI Bu numaradaı. imdat otomebil! İstenir. Efganistanın Ankara elçisi Kâbilden geldi Efgan kralı Nadir hanın daveti zerine geçen ay Kâbilde, Avrupadaki | kongre yapılmıştı. kongrede bulunmak üzere memleketi- yolile şehrimize dönmüş ve dün sa bah Ankaraya girmiştir. KAR GiBi (BEYAZLI Sali Bu gece nöbetçi eczahaneler şunlardır: Eminönünde Hüsnü Haydar — Gedk. paşada Asaduryan — Çemberlitaşta Sir Rasim — Cibalide Necati — Şelzadeba- sında İ Halil — Şebremininde A Hamdi — Samatyada Teofiles — Aksarayda B'em Pertev — Defterdarda Arif — Karagüm- rükte A Kemal — Eyüpte Hikmet — Be. yoğlunda Kanzuk — Pangaltıda Güneş — Taksimde Karakin Kürkçiym — Galatada İSTANBUL ŞEHİR TİYATROSU 13-10-0935 Pazar Çocuklara saat 10 da. TEPEBAŞI BELEDİYE GARDENBAR Kışlık salonu açıldı. Her akşam müsik, dans, varyete mamaraları, Kabare nefis yemekler ehven fiat Guns, yeni kadtosile Şaziye - H. Kemal 1 tik. akşam 20,15 100, 75, 50, 25. Loca; Milli « Çalınmış Aşk — Dertsiz arkan Bugün limanımızdan gidecek vapurlar: Sant 21693 | ama bütün Efgan sefirlerinin iştirakile bir Bizzat kralın başkanlık ettiği bu ne giden Elganistanın Ankara elçisi Ersanullah han evvelki gün Rusya Söylemediğini “İ Sevginin güzellikle, çirkinlikle alâ kası yoktur. Nekadar çok erkekler | vardır ki, kendilerinin çirkin olduğu- nu, sevilemiyeceğini sanır ve bundan dölayı bedbahttır. Halbuki kadınlar içinde sahiden çirkin olanlar görür- sünüz ki, dünya güzeli olduğuna ve herkes tarafından sevildiklerine İna- turlar, Bize T. M. işaretile mektup ya- zan 45 lik bir okuyucumuz diyor ki “.. Daha evlenmedim. Daha bir dınla sevişmedim. Çünkü beni seve- İ cek bir kadın çıkmadı. Fakat ben . | genç yaşımdan başlıyarak üç kadını çıldırasıya sevdim. Onlar tarafından soğuk mukabelelere uğradım ve on» dan sonra hiç kimse tarafından sevi- lemiyeceğime, hiçbir kadını sevmek hakkına sahip olmadığıma kanaat ge- tirdim. Aynaya baktıkça kanaatim arttı: Çrban gibi iki göz, basık bir alın ve burun istikametini geçen bir genc... Fakat bir sene var ki, karşıma yir- e sekiz yaşında güzel, malumat! terbiyeli, kibar bir kız çıktı. Kendisi- ne dil dersi verdiğim bu kız, benim hayatımla alâkadar oldu. Hastalığım- da büna yardım etti, Evimde birçok eksikleri tamamladı. Daha birçok hal İcri bana cesaret verdiği halde ken- dimi çektim. Üç ay tecrübe beni on- dan uzaklaşmağa mecbur etti, Fakat ben kaçtıkça o bana cesaret vermeğe çalıştı. Nihayet bir gün neden evlen- mediğimi, kimseyi sevip sevmediği- mi sordu, Her şeyi ve bütün acıları. mr anlattım. Üç kadından nasıl mu- kabele gördüğümü dinleyince: “Siri anlamamışlar ”" dedi, Beni tanısalardı #eveceklerini söyledi. Bahsi yine kes- um. Kakat9 gündenheri sibel. alin. Fakat kendisinden 17 yaş büyük ve bu derece çirkin bir adamı onun sev- mesi mümkün müdür? Buna inana- mıyorum.” Zeki ve anlayışlı, hassas kadınla- rn erkekte aradıkları güzellik değil- dir. Gözel olmıyan erkeklerin kendi. lerini sevdirebileceklerine inanıniz ve en çok muvaffak olanlar çirkin er» bahse. Kağnlar hastane Ak © “©” | keklerdir. Don Juvan pek te yakışık- dereyi Üzeeki dei VE 24559 | hi bir delikanlı değildi. Bir kere bu Emrazı akliye ve smabiye has- - hakikate iman ediniz. Sonradabu tanesi, Bakwköy Reşadiye kışla o 16.60 | kızın sizi Sevdiğine. Ge aim keme 09 yoğye | , Bir kin sevdiğini, anlattığımızdan Haydarmaza Nümüne hantanesi 60107 | fazla izhar edemez. Zeynep Kümü) bantanesi Ünkü- . dar Nuh kuyusu. Gün Doğumu N İN asik ÖN an Bir kadının arkadaşlığı Etial hastanesi, Şişli 42426 H. K. İstanbuldan uzak, tenhaca bir yerde karısı ile oturuyor ve fena bir gönül macerasına dalarak acı bir darbe yemiştir. Vak'a şu: “.. Bu uzak kasabaya bir gün ya- bancı bir kadın geldi, Onun gelmesi bende senelerdenberi ölü duran hissi- yatımı yeniden canlandırdı. Ailesile dost olduk. Karım onürla pek iyi ko- eren başladı. Ben onun meclis —— 14-10-935 Sanan Erkek Terinde senelerdenberi atayıp bulam dığım zevklerden birini buldum. A larca halimle iştiyakımı belli etmej çalıştıktan sonra yalnız kaldığım bir gün biraz açılmak istedim. Ânl dı. Kaçtı. Başka bir gün karımın ya) nımizdan uzaklaşmasından istifad ederek birdenbire: “Bilseniz sizi se mek hem ne tatlı, hem ne acı şey! dedim. Ona yaklaşmak isterken kap nın ârkasından karım çıktı ve “A çak!” diyerek arkadaşını aldı, çıkt Odasına gitti, Arkasından gittin Hiddetinin derecesini anlamak iste ken bana bir tuzak kurulduğunu öğ rendim. Meğer bu kadm karıma, b? na dikkat etmesini söylemiş ve ka rım bizi yalnız bırakarak tecrübe et miş. On dakika #onra yüzüme bil bakmıyarak eşyasını akp annesin gitti, O gündenberi ne onu, ne öte kini göremiyorum. Evimin yıkılma sına razı değilim. Bu vaziyetten na #) kurtulabilirim? Karıma yalvar * mam doğru mudur? Affini mi istiye im 2 Böyle hayırlı işlerde yalanı tavsiye ederiz. İnkâr ediniz. Hatta aramzi giren kadının garip hallerinden bf sedinir. Size kendisini sevenlerden bahsettiğini, lüzumsuz yere sevilmek ihtiyacını ileri sürdüğünü, böyle bir bahis sırasında: “Görünüyor ki sizi em çok tatlı, hem çok ac” yazmız. En kuvvetli delik lere sahip olan bir kadına İhanetinizi inkâr etmeniz, itiraf ederek ef dile menizden daha faydal olur, o Cevapsız kalan mektuplar Beyoğlundan Ş. işaretile gelen bir mektup. Bu genç bir kadm terziha- nesinde çalışıyor. Bu terzihanede yine kendisi gibi memur bir genç kız var, Onunla uzaktan ve göz ifadeleri le başlıyan bir anlaşmanın bir türlü | kelime haline gelemediğindem yiküyee “İşimizi bahane ederek sık sık gös rüşüyoruz. Bu vaziyet beni ona çok yakınlaştırdı, artık cesaret ederek bir mektup yazdım, Beni sevip sevmedi. Bini sordum. Derken bir gün tersiha» nenin küçük bir çocuğu hana gizlice bir zarf uzattı. Falet içinden yalniz mendil çıktı. Kimin gönderdiği de belli değil, Şaskın bir halde bir iki gün bekledim. Bir mektup daha ya- yarak böyle bir tek mendil gönder- mekle beni daha çok Üzüntüde birak- tığını bildirdim ve bir çocukla gön- derdim, Çocuk mektubu onun açıp okur okumaz yırttığını söyledi. Bu vaziyet beni daha çok sıkıyor. Çünkü bazı hallerile beni kıskandırmağa da başlamıştı. Kuvvetli bir mektupla ba- na müspet veya menfi bir cevap ver sesini istedim. o Yine cevap slama- dım. Söyleyiniz bana, ne yapayım?” Yapılacak şey onun yaptığı gibi susmak ve bir daha mektup yazma- maktır. Eğer sizinle biraz alâkadar ise, bunu size izhar edecektir. Değil se ikide bir mektup yazmakla, hele mektuplarınızda hep ondan şikâyet etmekle onun alâkasını uyandıramaz» siniz. il KARI MEKTUPARI Kasımpaşalıların Yolsuzluktan Şikâyeti Kasımpaşada oturan okurlarımız. dan aldığımız bir mektubu aynen ya- zıyoruz: “Tepebaşından Akay idaresine ait havuzlarm karşı cibetine dönen ve çürüklük mezarlığından bahriye kış- «| Jasının arka tarafına tesadüf eden kı- sımda Arnavut içaldırtme olmadığı gi- bi Tepebaşından itibaren Rauf Bey caddesine kadar olan kısımda bir tek lâmba yoktur. Burası yazın tozdan, kışım çamurdan katiyyen geçilmez bir haldedir. Kasımpaşa iskelesinden itibaren kaldırım olarak dere üstü ve yan yol- Jar warsa da büyük camiden itibaren ara sokaklar geçilmez bir vaziyette- dir, Burada mevcut Arnavut kaldırım ları senelerdenberi tamir yüzü gör - memiş, yapıldığı gündenberi kendi haline bırakılmıştır. Asfalt yol istemiyoruz, parke kal- dırım istemiyoruz, mevcut Arnavut kaldırımlarının tamirini istiyoruz. Bu Arnavut kaldırımlarının berbatlığı yü zünden hastalık veya sair sebeplerle otomobile olan ihtiyaç ta temin edile- miyor. Herhangi bir şoföre Kasımpa- Cep klâvuzlarına istekli çok fazla Piyasada öztürkçe cep kılavuzları» nın mevcudu yine çok azalmıştır. Memleketin her tarafından birçok si- parişle gelmektedir. Devlet Basımevi büyük mikyastaki isteklere cevap ve rememektedir. Hazırlanmakta olan $0 bin nüshanın ciltleri yapılmakta - dır. Bunların bir an evvel yurdur her tarafına gönderilmesine çalışıl « maktadır. ———— —— şaya gidileceği söylenirse, ya müşte risi olduğundan ve yahut ben zini bulunmadığından gitmekten im tina ediyor. Biraz sıkıştırılınca, yolla bozuk gidemem, Sebebi ise müşteri sinden alacağı Yüz kuruşa mukabi yolun çok bozukluğu hasebile vere ceği tamir bedelini düşünüyor. Bi noktada şolörler haklı olmakla bera ber, bura halk: bu medeni vesaitte: neden istilade edememeli, Kasımpaşa da oturmak bir kabahat ise on adiye ceğimiz yok. Çocuklarımızı mekteb göndermek için itina ile bakılaral temizleme ve giydirmelere rağmei mektebe her tarafı çamurlu vaziyet gitmektedir. Bütün Kasımpaşalıla namına bu yolların yapılmasını isti yoruz. Bu feryadımızın belediyey duyurulmasını muteber gazetenizde bekliyoruz.,,