T talyanların 71896 Adua Hezimefi Habeş Topçusu Tahkim Edilen “Le Temps"dan: İtalyanların Adua'yı zaptet - ytekle bir müstesn emnu! yet duymaları tal r. Çünki 1896 bozgunu silinmesi istenen hazin bir sayfa idi. Bu harbi hatırlatabiliriz: 1895 senesi ilkbaharında süel Eritre şarbayı General Barati - yeri, Tigre'in zaptını deruhde etmiş ve bunun için Adua'yı 1 nisanda işgal ederek Adigrat, Makalle ve diğer yerlerde gar- nizonlar tesis etmişti . Eylülde imparator Menelik ve Harrar kumandanı müstevli- leri koğmak için savaşa girdiler. General Baratieri cenuba yer- Ji Eritre askerinden mürekkep kollar gönderdi ve Makalle'nin 60 kilometre cenubunda Alagi- Amba'ya kadar geldi. Fakat bin başı Toselli'nin iki binden iba - ret olan kuvvetleri 40 bin Ha - beşli tarafından öldürüldü. Ha- yatta kalan 300 kişi Makalle'ye çekildiler. Orada kânunusaninin sonuna kadar şerefle muhasara altmda kaldılar, Bu askerler tes Um olduktan sonra, askeri mera Bir Habeş tipi simle onları serbest bıraktılar. Bu esnada İtalyadan imdat kuvvetleri gönderilmişti. Habeş Wiler de 100 bin kadar bir kuv - vetle Aduanm biraz cenubunda toplanmışlardı. General Baratieri, General | Baldissera'nın Eritre kolordu - sunun başında olarak kendi ye * rine geçeceğini bildiğinden, on- dan daha evvel bir muzafferiyet kazanmak istedi. Generalin cem'an 26 bin kişi- Hik bir kuvveti vardı. Bunun bir kısmı da General Albertone'nin kumandası altında bir askeri fırkası idi . Bu kolordu üssülharekesin - den çok uzaklaştığından güçlük le iaşe ediliyordu ve ekserisi gençlerden ibaret olan asker de talim görmemişti. General Baldissera'nın şuba * tın 22 sinde hareket ettiği ha- beri alınınca, 29 şubatta öğle - den sonra, alelâcele bir harp meclisi kuruldu ve ertesi günü, gün ağırirken hücüm edilmesine karar verildi. Gönderilen kolordu biri ihti - yatta olmak üzere dört fırkadan mürekkepti. Bazı alaylar bütün gün boğucu bir güneş altımda ilerlemişlerdi ki, güneş battık - tan bir saat sonra tekrar yola çıkmaları emri verildi. Siyah bir geceydi, yol yoktu. Sabahm iki- sine doğru, yolunu kaybeden bir fırka yakininde bulunan fırka - nm içine düştü ve ateşle karşı - landı. Zayiat az oldu. Fakat yanlışlık, işin feci bir surette ge Ateş Açtı, Yandan Süvarilerle Piyadeler yiyecek vakit bulabildiler. Bir teşekkül halinde toplan - mağa imkân bulamaksızm, Ha- beş topçusu ateş açtı. Ayni za - manda yandan süvarilerle tah- kim edilen piyade de, karmaka- rışık bir hâlde bulunan İtalyân- lar üzerine saldırıyordu.. Askerler öteye beriye koşu - yorlardı. Alaylar biribirini yan - lıyordu. Zabitler beyhude yere emirler veriyorlardı. Da Bdrm- emirler veriyorlardı. Da Borm-i na fırkası münferiden bir harbe tutuştu. Arimonda fırkasının beş bin kişisi 50 bin Habeşli ile uğraşmağa mecburdu ve kaç - makta olan Askarinlerde Da Bormina fırkası safları arasma karışıklıklar saçıyordu. Bu bir kıtal oldu. Yüksek kumanda hey'eti, daha başlangıçta kaybolan bir harbin kontrolünü elinden ka - çırmıştı, 6000 kişiden ibaret-olan yat fırka da attl Bir halde birkaç kilometre geride kalmıştı. Gene ral Baratieri dörtnala koşan bir atla bu fırkaya ilerlemesi için e- mir vermeğe gitti. Fırka kuman danı general Ellena şu. cevabı verdi: “harp bitmiştir. Oraya gitmek bir hiç için askerini feda etmek demektir!.,, Baratier sarardı. Bu esnada fırkanın süvari kumandanı olan bir miralay kılıcını çekti ve sü ratli yürüyüşle hareket emrini verdi ve “Viva Vitalia!,, diye bağırdı. Askerler ve atlar bitkin bir halde idiler. Bu bir kahra» manlık vazifesi idi. Fakat fay - dasızdı. Fırka kumandanları General Arimond'a Da Bormina öldürül Eritrede İtal yan topçuları | düler. General Albertone esir ol dü. İtalyanlar 52 toptan ibaret olan bütün topçu kuvvetini kay bettiler, Habeşliler 5000 ölü ve 8000 yaralı vermişlerdi. İtalyanlar 7000 ölü ve yaralı verdiler. Bir o kadarı da esir düştü. Kalanla- ri kaçtılar fakat arkalarmdan takip edilmediler. Eğer Habeş - dibekçi Eler, zaferlerini istismar etmiş olsalardı General Baratieri hiç kimseyi kurtaramıyacaktı. General Baratieri, süel sebep- ler dışında olarak harbe giriş - mek suçundan dolayı, harp mec lisince beraat kararı aldı. Yal - nız muhakemedeki hatasından dolayı itham edildi. cikmesini mücip oldu. ; Tanyeri ağırırken düşman mevzilerinin önüne varıldı, As- ker ne istirahat ve ne de yemek | miş ve çoğu 9,6-11 şilin üzerin Madridde fındık Piyasası mütema- diyen yükseliyor Madrid piyasasında fındık bu hafta yükselişine devam etmiş - tir. Fiatların piyasayı tatmin | edecek seviyeye geldiğine hü -| küm olunmaktadır. Fındık piyasasında çok mu - amele olmuş, ihracat artmıştır. Birinci iç fındık geçen hafta 108 çuval satılmış bu hafta 110 çu - vala çıkmıştır. Tarragonna limanından yaban cı limanlara çıkarılan iç fmdık 20-26 Eylülde 559 kabuklu fın- dık ayni hafta içinde 16193 çu- valdır. İspanyol ürünleri İngiliz piyasalarmda İngiliz piyasalarında İspan - yol üzümlerinin bu hafta yapı lan satışlarından elde edilen fiat- laf varel başına şilin olarak şun lardır:. Londra piyasasında İspanyol üzümü 17-17,3 çe kadar satıl - mış, ekseri satışlar 10-12 şilin üzerinden rapılmıştır. Tâverpol piyasasında 4800 va rellik bir parti 6-17 şilin arasın- da değişen fiatlarla satılmıştır. Bir kısmı 14,6-17 Satımı elde et- Yumurta fiatleri biraz yükseldi Dün, şehtimiz tecim ve zahire bor- sasında muamele gören maddeler ara sında arpa 4,5 kuruştan 30 ton, sert buğday 5.18 - 5,20 kuruştan, yumu- şak buğday 7,15 - 7.225 kuruştan, mahlüt buğday 6,15 - 7 kuruştan 794 ton satılmıştır. Akçe şehir malı iç fın- dık 44,30 kuruştan 3520 kilo üzerin- den mmüamele görmüş, sârı Misir 4,5 - 4,75 kuruştan 76 ton, yulaf 3,18 - 330 kuruştan 143 to, Anadolu kırkıçı yapa ğı 63 « 48 kuruştan 3407,5 kilo ve mal tiftik 80 kuruştan 678,5 kilo sa- tılmıştır. Borsaya dahil olmayan yu- müurta 23 « 24 lira arasmda muamele görmilştür. Yumurta fiyatlarının bir az yükselişi mevsim sonu az mal'ge- lişi yüzündendir. Eczacı okulu enstitü oldu Kültür Bakanlığı eczacı okulu hak- kında yeni bir karar vermiştir. Bu ks bağlı bir enstitü haline konmuştur. Bu suretle talebe yalnız mesleki dets- ler görmekle kalmıyacak, ihtisas ta lerdir. den muamele görmüştür. Buğday ithali yasak edildi Filistin hükümeti, buğday rekoltesinin fazla olma etmiyeceğini bildirmiştir. rara göre eczâci okulu Üniversiteye görerek isterlerse uzman yetişecek - aaa aaa Filistin sından dolayı birinci ve ikinciteş rinle birincikânun ayları zarfın- da yapılacak ithalâta müsaade 11-10-93$5 <A AN TTURK DEVRİMİ | ei TARIHIİNDEN pindanyi evi Neler Bırakışması Yazan: Ali Rıza EREM Türk kurtuluş savaşı tarihi - nin hemen her günü, birer yıl dönümü olmağa değecek kadar önemli hadiselerle doludur.. Bun lardan biri de (Mudanya) bıra - kışmasının imzalandığı günün yıldönümleridir.. Bugün (Mu - danya) nın 14 üncü yılma bâs « tığı günü yaşıyoruz. Afyon - Dumlupınar (Başku - mandan meydan döğüşü) ile, yı kıcı (Mondros bırakışması) nın ardma kadar açtığı kapılardan girip, ülkemizin her yanmı tam dört yıl kaplıyan düşman ordu « larını yok ettikten sonra, baş» buğları (Atatürk) ün gösterdi - ği ilk hedefe, Akdenize, 9 Ey- İlâlde, varmışlardı.. Ve Anadolu toprakları, 11 Eylüle kadar düş mandan tamamı ile armmıştı. Şu kadar ki, (İstanbul) ve (Ça- nakkale) boğazları ile (Trakya) mız, henüz düşmanlarımızın el- lerinde idi.. Türk başbuğu, ordularından birincisi (İstanbul) boğazma, i- kincisini de (Çanakkale) boğazı na yöneltti. Bunun üzerine ül - kemizi o zamana kadar işgal et- mekte olan düşmanlarımız, bo- ğazları da, Trakyayı da boşalt- mayı esas olarak kabul ettiler.. Ve boşaltma şartlarını ve za * manlarını kararlaştırmak üzere (Mudanya) da bir (Bırakışma) görüşmesi yapılmasını ileri sür- düler.. Biz de kabul ettik., 3 İlkteşrin 1922 de, 1914-1918 i genel savaşını kazanan ve (1918 den 1922) ye kadar dört yıldır Türk ulusunu da yok et - meğe çabalıyan, düşman devlet lerini imsileyen Generaller, (İ- nönü), (Sakarya) ve (Dumlupt- nar) otkularını kazanan Türk ordularmın komutanı İsmet İnö nü ile, Mudanyada da karşılaşdı a da, bir siyasal mey oldu.. Tam bir haf- ta sürdü.. Hele İstanbul ve Bo- gazları nakıl ve ne kadar za - manda böşaltılmalı konuları üze | rinde çetin aytışmalar oldu.. İsmet İnönü, İnönü meydan döğüşlerinde, sayıca, silâhça kendi ordusuna üstün olarak, kendisini kuşatmak istiyen düş- man ordularına karşı kullandığı Giç hatta döğüş) sistemini, bu si yasal meydan döğüşünde de kul landı; ettafını alan, düşman Z€- nerallerini birer birer yenmesini bildi.. Ve 11 İlkteşrin 1922 sa - baha karşı öldürücü (Mondros bırakışması) nı imzalayanlara imzalarını — sildirdi.. Mudan. ya bırakışması imzalandı.. Bu suretle bir yandan (İstan- bul) un, (Boğazlar) ın, ve (Trak ya) mızın, süel hareket yapma - dan, kan dökmeden düşmandan armması sağlanmış oldu.. Öte yandan da, Türk ulusunun siya” sal, sosyal, kültürel, bayındırsal, ekonomik ve Süel alanlarında tam erginliğini, ve egemenliği » ni,dosta da, düşmana da kabul ettiren arsrulusal (Lozan) bel * gesinin temeli atılmış oldu... (Mudanya) nın önemi, onun İ için, çok derin ve engindir, Mondros bırakışması, Ülke - mizin göze görünür, ele alınır nesi varsa hepsine düşmanların el atmasmı, bütün ülkemizin düş mâna sessizce teslimini hazırir yan arsınlusal bir (Ölüm belge si) idi. Mudanya bırakışması; bütün ülkemizin düşmandan arınması. nı Türk ulusunun kartuluşunu sağlıyan arsıulusal bir (dirim kanıtı) oldu. Möndros, asırların çürüttüğü ve çöktürdüğtü Osmanl: impara torluğunun ve onunla beraber onün özü ve temeli olan Türk u- Tusumun da kabrini karımıştı.. Mudanya, Çürüyen, çöken ve ölüp gömülen Osmanlı impara - torluğunun yıkıntılarmdan sa - pasağlam, dinç ve gürbüz yeni Onu da unutmıyalım.. Biliyoruz ki, Türk orduları, |. Türk devletinin temelini kurdu. | Kadınlar içinde sevgililerinden in- tikam almak için düşmeye, ahlâkla- rından fedakârlık etmeye razı olanlar da eksik değildir. Tek sevgililerini en can alacak yerlerinden yaralamak için... Bostancıdan Suat imzasile bize mektup yazan genç sevgilisinin tah- lil edemediği hislerinden ve intikam almak hırsı ile nelere başvurduğun- dan bahsediyor: “ww Bu iki sene içinde belki on de- fa Kavga ettik. Günlerce konuşmadık fakat barıştığımız zaman o da ben de biribirimizi.daha çok sevmeye başla- dığımızı itiraf ediyorduk. Bir sene evvel nişanlanmamız, evlenmemiz ko- nüşulurken artık ondan bahsetmiyo- ruz. Çünkü bir sene evvel bir Boğa- ziçi gezintisinde nedense kavga et miştik. Bu kavgadan sonra gitti, ka- labalık içinde bir başka genç buldu ve onunla gezmeğe başladı. Aradan on beş gün geçip tekrar barıştığımız zaman yaptığı alçaklığı söyledim: “Ne yapayım, dedi. Sen beni koğdun, ben de başkasına gittim,, ve bunun üzerine artık © evlenemiyeteğimizi, çünkü kendisinin lekeli bir kız oldu. ğunu söyledim. Omuzları silkti: “Zaten ben seninle evlenmek için konuşmuyorum, sevdiğim için konu- $uyorum.,, cevabını verdi. Beni sev- diğini her zaman tekrar eden bu kr- za bir başka genci nasıl kabul ettiği- Bİ sorsyorum; cevap vermiyor. Ay- ni hareketi iki hafta evvel de tekrar- etti. Gece sinemaya gitmiştik. Benim mektepten tanıdığım bir kızın selâ- mına mukabele etmeme kızdı. Yanm dan kalktı. Başka bir sıraya gitti ve orada yanında oturan bir gençle ko- muşmıya başladı. Kapıdan çikerken lenMeler Bu Kız Seviyor Mu, Deli Mi? gene onunla çıktığını görünce daya namadım. Hakaret ettim. Bu sefer d€ yabancı gerice dönerek! “Rica ede rim; bana hakaret eden şu tanıma” dığım adamın terbiyesini veriniz!» dedi. Az kalsm kalabalık içinde fent bir hâdise çıkacaktı. Çekildim, gittim ve onların uzaktan tramvaya da be” raber bindiklerini gördüm. Artık bu kızla katiyyen konuşmamaya yemin etmişken üç gün evvel daireye tele fon etti. Bana çok mühim bir şey söyliyeceğini ve beni bekliyeceğini haber verdi. Merak ederek randevu verdiği yere gittim. Ellerime sarıldı. Böynuma atıldı. Bendenaf diledi. Beni asla unutamadığını, her çareye baş vurduğu halde beni gene sevdi- ğini söyledi. Bu nasıl $ey?.. Seven kadın sevdiğinden kaçıp bir yabaner- nın kolları arasma atılır mı? Bana da cevap olarak diyor ki: “Ne yapaym? Seni o kadar kıskandım ki benim çektiğim rsurabı senin de çekmeni istedim. O gençle beraber gidiyorum gibi yaptım. İstediğime de muvaffak oldum. Sen deli gibiydin o gece... Evet ama bu ahlâksizlıklar yüzün den kendisini artık sevmediğimi, aras madığımı söylüyorum. Omuzlarını silkiyor: “ben seni seviyorum Yöne yeter, ve benim sevmediğime de pek inanmadığını söylüyor. Ben- den hiçbir menfaati olmıyan bu kıs Hakikaten seviyor müu?t, öre siddetle seviyor. Başta dediğimiz gibi sevdiğinden in- tikam almak için gözleri kararıyor ve me yaptığını bilmiyor Çünkü sev- gilisinin kücük bir ihmali ona ta hammül edilemiyecek bir felâket gi- bi görünmektedir. Bu kız sinemada bulduğu gençle belki dediği gibi, yalnız beraber gider gibi yapmış ve ayrılmıştır. Fakat daha İleri gitmesi bile sevgilisini sevmekte devam et- mesine mâni değildir. Bununla bera» ber bire mektup yazan genç de onu sevmekte devam ettiğinin farkında mı acaba?.. Kendisine çok ağır gelen bu müamelelere rağmen barışması, bir telefon üzerine “mühim bir şey. in bir masaldan ibaret olduğunu pek âlâ tahmin edebildiği halde randevi- ya koşması ne demektir?... m AE LİR İN BUGÜNKÜ PROGRAM İstanbul 18» Dans musikisi | (plâk). 19: Hafif mesikki (plâk). 19.45: Ege caz, Fehmi Ege ve arkadaşlar. 21.15: Konferans. 2030: Stüdyo orkestrası, 21: Radyo caz ve tan- #9 örkestraları. 71.35: Son haberler » Borsalar. 21.59: Macar halk musikisi. Ba- yan Aleksandr Mayler ve arkadaşları, Kahire 1805: Bakan tarafından, söylev. 18.30: Çocuk programt, 19: Duyamlar, 19.25: | Borsa. 19.35: Söylev. 29: Şeyh Mehmed ta- rafından Kur'an. 20.55: Hasan ve arka daşları, 21.50: Plâk. 22.10; Konserin sü- reği, 23: Marş, Bükreş 13-15: Plâk ve duyumlar servisi, 18: Radyo orkestrası. 19: Sözler. 19.20: Kon- serin süreği. 20: Duyumlar. 20.15: PİAk. 20.55: Sözler. 21,15: Richard Vagner'in “Diş Gütteri e operası (elük). 2345: Yabancı dillerle k Varşova 18.20: Solist konseri. 18,50: Spor. 19: Kuimtet konseri. 19.30: Muhtelif. 1945: Plâk. 21.10: Orkestra, 22: Duyumlar. 22. 10: Sözler. 22.15: Senfonik konser. 24.30: Dans plâkları. İ Budapeşte > Çinğene müziği, 19: Stenogrefi 9.25: Spor. 19. Piüt konseri. ırans, 2030: Car (Çift piyano İle). 21: Piyes. 21.50: Duyumlar. 2415: Piâk. 23.40: Almanca konferans. 24: Çim- gene müziği, Moskova 18.30: Sovyet müziği 19.80; Senfonik konser. 22: Çekçe yayım, 23.05: İngilizce 24: Almanca yâyım. Laypzig 70: Eğlenceli mürik. 2035: Senfonik komter. 21.85: Şen skeç. 25: Duyumlar. Fg Org konseri. 23.550: Hafif müzik, NÖBETÇİ SÖKMEN si — Şehzadebeşnda İsmal iv matyada Teofilos — Bakırköyde Halil — Beşiktaşta Nail — Şehremininde Nazım— Hasköyde Yeni Türkiye — Kasımpayada Yeni Turan — Galatada Mahmudiye 4d. Mişel Sofronyadie — Taksimde Taksim— alyoncukullağunda Beyoğlu — Hamam» 5. Barünekyan — Eyüpte Hikmet ec zaneleri, 11.— Çanakkele Mersine 9— Sandet Mudanyaya 9.— Köçaeli İzmite . Bugün Umanımıza gelecek vapurlar? Saat İzmir İskenderiyedek Asya Mudanyadan Ayten İzmitten SİNEMALAR TİYATROLAR NAŞİT - ERTUĞRUL SADİ Şehzadebaşı TURAN tiyatrosunda Bu gece saat 20,30 da BEŞTE GELEN vodvil 3 perde . Cumartesi (talebeye), Pazar (umuma) saat 15 te, * İSTANBUL ŞEHİR TİYATROSU HAFTALIK PROGRAM: 8-10.935 salı, Çarşamba Perşembe Cu wa günleri Ölçüye Ölçü saat akşamı 20 de 12.10-035 Cumartesi Çocuklara anat 1 te, 12-10-935 Cumartesi akşamı Yarış& saat 20 de. 13-10-535 Pazar Çocuklara sant 10 das Pazar giindüz Yarasa saat 15 te. Pazsf akşamı Yarasa san: 20 de TEPEBAŞI BELEDİYE GARDENBAR Kışlık salonu açddı. Mer akyam sür, dans, varyete mümaraları, Kabare nefis alakart ve tablder yemekler elven fizt- lar. Parar günleri 17,30 da çaylı dan varyete, çay komple 75 kuruş. o FRANSIZ TİYATROSUNDA Opereti 7 — 1615 mile sayın halkımızın gelmelerini Gileriz. Müsamerede: Atatürke ilk ve Hisseli ma) iki piyen oynansesi” ter. Ayrıca bi numaralar hazların tr,