5 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

5 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-——— » MEMLEKETTE TAN Antalya Muzu Bu Yıl Mersinde Dört Piyasaya Çıkarılıyor Elli Yıldanberi Devam Eden Yeni yeliştirilen bir muz bahçesinde, "Antalya, (Özel aytarımız bil- | ticeler vermiyen bu denemeler, diriyor) — Yedi yıldanberi ye- | devamlı titirilmesine uğraşılan Hint bo- dur muzu, bu sene ilk mahsulü nü vermiştir. Bu müz, küçük, fakat lezzet ve koku itibarile| çok güzeldir. Mahsul bereketli olduğu için İstanbul piyasasına sevkedilecektir. Elli senedenberi Antalyada tektük muz yetiştirme deneme- leri yapılmıştır. Fakat, iyi ne- Konya Ereğlisinde 3 Köylü Soğuktan Donarak Öldü Ereğli, (Özel aytarımız bildiriyor) — Havaların birdenbire soğuması ve dağlara kar yağması yüzünden üç köylü soğuktan donmuştur. 19, 28 ve 35 yaşlarında üçköylü odun kesmek için civar dağ- lara gitmişler, fakat hava birdenbire bozmuş, evvelâ sağanak halinde yağan yağmur, sonradan kara çevirmiştir. Kar bir müddet sonra şiddetli bir tipi halini almış ve ortalık göz gözü görmez hale gelmiştir. Bu vaziyet karşısında bir iş yapamıyacaklarnı anlıyan köy- Yüler odundan vazgeçerek köylerine dönmek istemişlerse de yollarını ve biribirlerini kaybetmişlerdir. Ertesi gün köylülerin odun kesmek için çıktıkları dağlara adamlar gönderilmiştir. Yapılan araştırmalar neticesinde, üç köylü, muhtelif yerlerde soğuktan donmuş olarak bulunmuşlar- dır. Cesetleri Ayrancı nahiyesine getirilmiştir. Ereğli müddei- umumisi Ayrancıya giderek adli tahkikata başlamıştır, Acıpayam Yangını Davası "Acıpayan, (Özel aytarımız bildiriyor) -— Bundan iki yıl ön- €e çıkan bir yangında hükümet konağının yanmasına sebebi- yet verdikleri iddiasile, Malmüdürü Şaban ve Hamdi aleyhine açılan hazine davası Acıpayam bitirilmiştir. Mahkeme, mahküm etmiştir. Denemeler Iyi Sonunç Verdi. çalışmalar sonunda müsbet bir duruma girmiş bu- Tunüyor. Önümüzdeki yıllarda Antalyada muz yetiştime işine daha büyük ehemmiyet verile- cektir, Bir dönüm araziden her- biri 10 kiloluk 80 - 100 salkım muz alınabileceği anlaşılmıştır. Antalya muzunun bir iki yıl içinde memleket ihtiyacını kar- şılıyacağı umulmaktadır. Köylüye Yıldı- rım İsabet Etti Mersin, (Özel aytarımız bildiriyor) Son yağmurlar sırasında düşen yıl- dırımlar, Fındıklı mevkiinde ve Ka- rabucakta dört kişiyi öldürmüştür. Ölenler, Mehmet Babanm kızı, karısı ve gelinidir. Bu ailenin genç oğlu, bir tesadüf eseri olarak ölümden kurtul muştur, Koza toplamak üzere tarlaya inen bu kafile, doludan kurtulmak için ön- ce bir top ağacın altına gığınmışlar. dır. Fakat, dolu çok geçmeden şid- detlenmiş, ağacm bulunduğu mevkie üstüste iki yıldırım düşmüştür. Za- valk kadınlar o derhal kömür haline gelmişlerdir. name ennei —————— ———— Manisa kültür kadrosu Manisa, (Özel aytarımız bildiriyor) Bu yıl şehrimiz Kültür Direktörlü. ğü emrine, 40 tan fazla muallim mektebi mezunu tayin edilmiştir. İzinli bulunan ilbay dün şehrimize gelmiş ve vazifesine başlamıştır, Samsun öğretmenlerinin gezisi Samsun, 3 (Özel aytarımız bildiri- Yor) — 25 kişilik bir öğretmen gru- pu İlbay Fuat Tuksal ve kültür di rektörü Cemal Gültekinle beraber Bafra ve Alaçamda bir inceleme ge- zisi yapmışlardır. Geçenlerde de Turhal ve Zileye kadar bir gezi yapmış olan öğret- menlerimiz, bu gezilerden çok istifa de ettiklerini ve gittikleri yerlerde kendilerine karşr gösterilen ilgiden ve iyi karşılamadan çok memnun ol- duklarını söylemişlerdir. KÜÇÜK TELGRAF İ HABERLERİ * Çankırı, (Tan) — Son yağmur. lardan sonra ekine başlanmıştır. Çift şiler güvençlidirler. * Manisa, (Tan) — Burada 8 Ey- Jül adı ile yeni bir gazete çıkmağa başlamıştır. © Merzifon, (Tan) — Çocuk Esir- geme kurumu, bu yıl da birçok fakir talebeye yardımda bulunarak urak yerlerdeki okulları gilmelerini töwün etmiştir. Şimdiye kadar sekiz orta mektep çoçuğunun muhtelif yerlerde- ki liselere gitmeleri için Jâzımgelen yol paralarını ve harçlıklarını ver- miştir, Şarki Karahisar, (Tan) — Eyldi ayı içinde 13,750 adet oğlak, 5,500 keçi, 3.000 koyun derisiyle 182 kan- dık yumurta, 5.000 kilo yün, 4.500 &ilo keçi kıl, 1200 kilo balmumu, 75 çuval kabuklu ceviz dış pazârlara çi- karılmıştır, * Sivas, (Tan) — Beypimar kö- yünde açılacak olan yatı okulunun hazırlıkları devam ediyor. Okul bu ders devresinde tedrisata başlamış Asliye Hükuk Mahkemesinde her iki suçluyu 13.500 lira ödemeğe İ ... Kalp Para Sürücülüğü mü? Balıkesir, (Özel aytarımız bildiriyor) — Dereçiftlik köyün- den Bayram, Manifaturacı Rızanın kendisine bir kalp gümüş lira sürmek istediğini iddia etmiş, zabıtaya müracaatte bulun- muştur. Zabıta, bu hâdisenin tahkikatına ehemmiyetle el koy- muştur. Kalp para sürücüleri hakkında sıkı takibat yapılmak- tadır. No. 140 YOSMA:! Etem İzzet BENİCE liyen bir anımı daha hatırlıya- mıyordu. — Nesrini alıyorum. Diye seviniyordu. — Kaçıyorum!, Diye ürküyordu. — Avrupada ne yapacağız, hasıl bir hayata giriyoruz?. Diye heyecan duyuyordu. — Nesrin evde bülunmayıy €a neler olacak?.. Diye merak ediyordu. | — Kaçarken yakalanırsak., Diye korkuyordu. Bütün bu biribirinin tersi dü- şünceler arasında o Çırpınırken zihni başka başka konulara da kayıyordu: — Benim param tükeniyor.. İstediğim gibi beni ancak bir iki yıl yaşatabilir. Sonra ne ola- cak?.. Nereden Para alacağım, nerede çalışabileceğim, Nesrini- me vasıl beklediği sürerli gö- kk şk öz en ağir e İli ilkesi bulunacaktır. * Mudanya, (Tan) — İsmini bil. dirmek İstemiyen hamiyetli bir yurd. daşın 40 bin lira vererek kazamız na- mma aldığı uçağa törenle ad konul. muştur, * Nazilli,(Tan)— Nazillide Tarim Bakanlığı tarafından bir pamuk ıslah istasyonu kurulmuştur. Bu istasyon şimdilik yeni binalar ve depolarla ge- nişletilecektir. Nazilli pamuklu kom- binası kurulduktan sonra bu kombi- nâya lâzım olan pamuğun yetiştir. mesinde bu İstasyon çok faydalı ola- caktır. AN VARAN BiR!——— Şen hayatımızda mühim bir inkilâbı YILDIZ -(Etoile) sineması harikulâde filimler sezonunu açarken büyük sine“ maların üstünde bir tekâmülle birinci vizyon oluyor I 5-10-935 rf haber veriyoruz. CAME ÖĞÜTLERİ CENNET YEMİŞİ: ELMA Elma çıkalı epeyce oldu ama, iyi- leri daha yeni görünmeğe başladı. Ankara treninden inen yolcuların el- lerinde Sepet sepet kırmızı elmalar bulunduğuna yal buy Sapan- ca taraflarında elmanın bol olduğu- sa hükmetmek lâzmgelir. Fakat her ne olsa, bence, elmanın ea iyisi e elması olsa ge rektir. Her şeyin en iyisi kendi va- tanımda bulünur, Elmanın da ilk va- tanı Gümüşhane taraflarıdır. Eski Misir Firâvunları elmayı oradan ge- tirterek Mısırda yetiştirmişler, İsra- il oğulları da onu orada ve pek beğer'diklerinden Adem babamı zın cennetten kovulmasına sebep © lan yemiş diye âleme rdır, Elmanın cennet yemişi olarak sa- yılmasından dolayı her devirde şair- ler, hekimler ona pek siyade rağbet göstermişlerdir. Bir Lâtin şairi, dün- yanın en büyük zevki bir genç kıza sima yedirdikten sonra onu dudakla- rından öpmektir, dediğindenberi he- kimler de elmayı övmek için yarışa çıkmışlardı. Orta zaman hekimlerin: den biri, elmayı havanda döğdükten sonra yeni doğurmuş bir annenin sü- dü ile karıştırarak her derde deva bir ilâç tertip etmişti. Elmanın çürü- ğ bile gi i deva &â) İngilterede veba hastalığının baş ilâ- cı elma lâpasıydı. Yeni kimyacıların tahlilleri de es- ki zaman hekimlerine hemen hemen hak verdirecek bir netice vermiştir. Çüşkü elmanın içinde on iki türlü uzvi mağdeden başka sekiz türlü de madeni maddeler vardır. Elmanın gü zel kokusunu yapan yedi türlü madde de onlardan başkadır. Bunların hep- sinden başkaca da elmanın ta içinde- ki koçanmda bir asit bulunur. Böyle yirmi türlü maddenin her biri bir derde deva olsa hepsinin birden her | derde deva olabilmesine şaşmamalı dır. Bizde de, midesinde elma bulu- nan adam ölemez, denilmesi bundan İleri gelse gerektir. Bu olman iüy sikime bi f bırakılsa da, iyisi olmak y lezzetli yemişlerden biri (olduğu | şüphesizdir. Mayhoşça olması, yenil diği vakit ağza bir serinlik vermesi, hele güzel kokusile, hafif şekerli ol- ması (yüzdeon İki) onu herkese sevdirir, Bazı kimseler elma yedikleri vakit midelerinin ekşidiğinden şikâyet eder ler. Fakat bu hal daha ziyade elma Yı iyice'çiğnememekten ileri gelir. Elma iyice çiğnendiği vakit hazmı pek kolaylaşır. Hele külde, daha iyi- si bir fırında en tembel, hasta mideleri bile yormaz. Bu türlü elma belki herkesin hoşuna gitmez. | Fakat onun kompottosuna, hoşafma hiç kimsenin bir diyeceği kalmaz. Elma şarabı, bazi memleketlerde üzüm şarabı ile pek âlâ başa çıkabi- lecek hoş bir içkidir. Elma yağla karıştırılarak kaynatı- Inca, dudaklarda, ellerde ve bayan- ların göğsündeki çatlaklara iyi gelir. Bizim de kullandığımız ta de. i Filmini MARTHA 10 ilk teşrin perşembe saat 9 da İTALYANCA nüshası ak LEBLEBIC Sigortaları halk için Telefon : BUGÜN iPEK SİNEMASINDA iki Büyük YILDIZ JOAN GRAVFORD KLARK GABLE Fransızca sözlü böyük bir fılm ALTIN İZiNCİR CALiIBE yimi eski çatlak merhemlerinin böyle elma ile karışt olmasından dolayı elmanın frenkçedeki pomme adından Pe Lokman Hekim Terzihanemi nâkledeceğime dair duyumları kesin olarak tekzib ede- rim. Müşterilerimi eskisi gibi Beyoğ- hunda Mısır a; daki terzi- hanemde kabule devam ettiğimi bil- diririm. nenci verebileceğim?..Ö da bi- raz param var.. diyor. Fakat, ne kadar bilmiyorüm ?. Hem-ben onur parasına el bile sürmek is- temem. Burada kalsaydık, elimdeki para ile bir işe girişir, nasıl olsa mayalanırdım. Sanki © bana kaçtıktan sonra babası uymamazlık etse bile ne çrkar- dı, ben onu koruyamaz mı idim? Bu asılmak, kesilmek, parça parça olmak hep Nesrinin fazla korkusundan doğuyor. Belki de hiçbir şey olmaz. Birçok böyle olgular olmuyor mu?, ç Güneş ken Sabaha kadar g yku girmiyen ve bin bir “düşünce içinde bunalan Ferit güneş do- arken odasının terasına çıktı. rada da uzun uzun oturdu, uzun uzun düşündü. . Güneş si- nirlerini biraz yatıştırmış, fi- kirlerini durultmuş, okafasınm içindeki karmakarışıklığı gider- mişti, — Karar verdik bir kere... Diyor, bu yoldaki düşüncesi- ni ssürdürüyorduz bir şey düşünmeden yaşıyabili- riz. Ondan ötesi için düşünmek te, söylemek te boş. Ne olaca- ğını bilmeyiz. Bu bir maceradır sonu ya çok iyiye, ya çok kö- tüye çıkabilir. Ben bügün he- men pasaport işlerine başlarım. Emniyet Direktörlüğünde ar- kadaşlarım var. Çarçabuk pasa- portları bitirtirim. Böyle böyle düşünürken bir. den aklıma yeni bir şey geldi ve bu yeniliğin heyecanma kapıl- dı: — İlk işim hemen kuyumcu- ya gidip iki yüzük yaptırmak olsun!. Dedi ve.. karar istiyen yeni bir düşünceye saptı: — Nişan yüzüklerinin içine ilk onu gördüğüm tarihi mi kaz- dırsam, yoksa 8/10/1933 tarihi- ni mi koydursam?. Bu soru onu fırtınadan kaba- ran bir deniz gibi coşturuyor, hislerini içine sığmaz ediyor ve içindeki yıllanmış aşk ihtirasla- rmı birden taşırıyordu! Üçüncü gün Ferit pasaportları çıkardı, Döviz aldı. se Valizini hazırladı. Yüzükleri yaptırdı. Büyükderede bir otelde yer- leşti. Ötelde üçüncü günü dolduru- or. yor. Meraktan delirecek gibi, — Nerede bu kız?, Diye telefonun başında bek- liyor, kafasının içi merak ve bunaltıdan kıskaca konmuş gi- bi buruluyor: Kaçamadı mı?.. Tutuldu mu?.. Hastalandı mı?, Kazaya mı uğradı? Hemen bir arabaya atlamak, İstanbula inmek, onu aramak istiyordu. Fakat, bu yoldaki sı- nırsız aczini düşündükçe bü- tün bütün üzülüyordu. Nerede bulacaktı, nerede -arıyacaktı, kime, nasıl soracaktı?. O, onu sadece Nesrin.. diye biliyordu. Nerede oturuyor, kimin kızı, ne, « İmeyin nesi, hâlâ hiçbir şey bil- e e ANNA AN miyordu, Bu içhbir şey bilme- mezlik içinde bütün bütün kız- dı, köpürdü, ve.. Nesrinin karar gecesi söylediklerini hatırladı. Bu hatırlayışla içi burkuldu, daldı, bükük bir boyunla onun bütün söylediklerini gözlerinin önünde canlı birer tablo gibi ge- çirdi. Ürktü, korktu, iğrendi, ürperdi, titredi, utandı, öfkelen- di, sızlandı, ağlamaklık oldu: — Ben ne yaptım? Ya hepsi doğru ise?. Ben nasıl bütün bunlara da- yanabilirim?. Dedi, vücüduna 'bir üşüme, titreme yayıldı ve birkaç daki- ka bu böyle sürdü. Sonra, sanki | yağmur ardından gelen kızgın bir eşin çıkışmı andıran $i- cak bir doğuş vücudunu yeni- den ılındırdı, ısıttı, gözlerine bütün her şeyi örten, unutturan bir perde indirdi. Bu perde, iyi hissediyordu, bir aşk perdesi, Nesrinin tılsımlı, iri, kara göz- İerinden gücünü alan ve eskiyi karartan, yeniyi aydınlatan bir perdeydi: — Seviyorum onul. vu SARAY SİNEMASINDA m Haftanın büyük muvaffakiyeti olan| MAURİCE CHEVALIER'nin temsili FOLi BERJER görmek üzre biribirini itercesine hücum Snmuy İlâveten: PARAMOÜNT JURNAL: son dünya havadisleri ALTIN SESLİ İLAHİ YILDIZ tarafından yaratılan ve Venedik'de birincilik mükâfatını kazanan KASTA-DIVA Filminin ilik gösterilmesi münasebetile 2 büyük sinema mürameresi MELEK sinemasında DİKKAT: Her iki nüshada MARTHA EGGERTH'en başka bütün artistler ayrıdır bümarak biletler pazartesinden itibaren her iki sinema gişesinde satılacaktır. ITAKSiM BAHÇESİNDEN SÜREYYA OPERETİ CUMARTESİ VE PAZAR ET ve Pazar matine 16 da mm MEYE PARA ERER RAE EAAMA 00 BABADA KAS EAA SA BABA SAA SARA SAA0 İTTiHADI Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriz. Merkezi idaresi ; Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. EGGERTH ililk teşrin Cuma saat 9 da İPEK sinemasında ALMANCA nüshası İ HORHOR ümmi MiLLi müsait şeraiti havidir. 4.4887, i mi; E HAFTALIK i £ RESİMLİ i İ HERŞEY z İ DİPLOMALI BİR GENÇ | FRANSIZ BAYAN Fransızca malümatlarını derinleşe | tirmek İsteyenlere ders vermektedir. (| Aynı zamanda aileler nezdinde bir | kaç saat kalarak genç talebeler ha- | zırlamaktadır, Stenografiyi (Duplo- yö) metodu ile çabuk öğretir. Mek» tupların “Fransız” o rümuzile İstan- bul 176 numerolu posta kutusu aşi“ resine gönderilmesi. kinci sayısı bugün g çıktı fiatı O kuruştur TAARE AAA SASA DAYE TABEE Seven katlanır. Dedi, yeniden: i — Nerede kaldı?. o | Diyen üzüntülerini Kurcala- mağa daldı, Bu sıralardaydı ki telefonun zili çaldı, otelciye sı- ra bırakmadan hemen koştu, ko nuşmayı âğtız | — Aloo.. Ğ — Aloo.. | — Sen misin Ferit?. i i i J — Benim sevgilim. Fakat, nerede kaldın?, Meraktan deli olacaktım, Üç gündür bekliyo- ! rum burada senil. — Üzülme şekerim. Bir şef | yok. Biraz işlerim uzadıda onun için, — E şimdi hazır mısın? i — Hazırım... İ — Hemen geliyor musun?. | — Uçak ne vakit kalkıyor? | — Sabah. — Kaçta?. — Beşte! — Bilet aldın mı?, — Şimdi alırım. , — Ben tam dört buçukta o rada olacağım!, TArkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: