' Moskof Kamutanının Kızağı ile Bu Kızağın Etra- fında İlerliyen Kızaklar Buzlara Gömülüverdiler Evet. Bir hafta, tek hafta Ivan: ttmek için Kazana kâfi gel Ve bakınız bu muhteşem zafer na- s sil ve n&kolaylıkla kazanılmıştı: Kazaniğarın bir kale müdafaası ya- pacaklartr sandığı için İvan ile Ka- mutanlaridağınık bir nizamda ilerler lerken, bit gece, İkinci Moskof ordu- Su kararı şiddetli bir baskına uğ- Tamiş. Atların#yem torbalarını bağlamış ve kendileride odun yığınları etrafın- da toplandiş olan süvariler ve altı gündenberiyünde sekiz saatlik bir cebri yürüMişie yorgun düşen yaya- Yar andaktağı Ek bulak doğranyerMlerdi. Bu, Kazanı Ivana yaptığı ilk sal dırıştı ki kallamanları Ali Ekrem Ha mın kara paPikir Nogay atlıları idi. Nogaylar Gla kılıç karargâha dört keçesinden İlr etmişler ve doğra- #nadik tek Adiy bırakmi dr, A Ekrem İn bunun akabinde al. tı Ferâah öt iyen Moskof, toj gularma hüc çimi Ci Topu parktçendini tam bir emni- yette sandığı Ön ufak bir ihtiyat tedbiri almamığyıtanuyordu. Nogay- lar buraya da İunlu bir fırtına deh. e alla de. Yalnız bu bas- an ilki kadar Kyük bir muvaffaki- yet kazanamadı Zira topçular at ve kızak üstünde Şi almış bulunduk- lari için Yiyalar kadar yor- gun bulunmuYdardı. İlk şaşkınlık geçince kendileri hemen toparlaya- bilmişler ve Aliğyrem Hanın saldı- rışmdaki bütün İddete rağmen yine oldukça muntazâ, bir yığın halind. toparlanıp Nogülara Karşı koyabil- işlerdi. Ama, bu müdişa Nogay kılıçları karşısında hiç te arp bir kale mâna 8: alamamıştı. Alİkrem Hanın atlı Jarından sekseni Sizü Moskof topçu” larının açabildiği i yaylımlarla kar- Yara yuyarlanmışlaşa da inatçı No - gaylar o anda höumlarını bir kat daba (şiddetlendiebilmişlerdi.. Bul harp yarım santtelaz fazla sürebil- di. Topçu parkını! âmirleri dalgalı bir deniz gibi kudrarak kılıçlarını sallıyan bu atlılar püskürtülür ne- viden olmadıklarınişezince adâmla zından bir kısmın! çda etmeği göz alarak toplarım itarmağa karat verdi, Ve bir tarafi harp devam &- derken atları kızaklı, bağlatıp çala kamçı uzaklağtı. Kalanlar gece Köknlığında kamu- fanlarının toplarla sirlikte kaçtığını #arkedememişlerdi. İzrbe devam et tiler. Lâkin yarı Yâfya azaldıkları i- çin bu devresinde Azn büsbütün a- İeyhlerine bir seyir tip etmeğe baş, Jadı. Nihayet bir kk daha Nogay kılıçları ile” parçalanır. geriye ka , Janlar kaçmaktan baka kurtuluş ça- 86ai bulamadılar. “İste ancak o zaantopların ve bir sm arkadaşlarının arktan uzakla tıklarına Mezebildiler. hu, düştükleri- aniği bir Barça dahaberbatlaştırdı. Sersemlediler, Çekilişlerin. deki intizam m emedil “ , Ali Ekrem han ba Sargaşalıkı, İstifade etmeği bildi İğ yane iie Ivanın en gözde eratlang., y5 ie duran tek insan kal e er, ya yaralanmışlar, 2 çağ eği mişlerdi Fakat asıl felâket kan gın başına gelmişti. Ash. B zan da tılsımlı bir bal'irdı. Ney gursuzluktu bu. Topçu Kamutanı parin her #a. raftan çevrildiğini bildi! için emhi. yetle kaçılacak tek taraf #ldığına ka. naat getirmişti, Bu tara İdi) nehri tarafı idi, Sırtı büz tutmuş olandil, üzerin. de yumurta tekerlenebileek dümdüz asfalt bir şose gibi dururdu. He- men kızlıkları bu tarafa örmüştü. Sürmüştü ve kızakçıls# muhakkak bir ölümden kurtulmak İn hayvan ların sön tahammüllerini ullanmış « dardı. 4” Uzun kamçılar, yılan ıkları çala» fak hayalarında şakladıki hayvan - Jar çılgın bir sür'ate kaljorlar ve yorularak bu sür'ati azaltar mı, kı. rm acımak bilmiyi kamçılas | tüste sırtlarma, Ayejrma, ka yınlarma ve hayalarına yleştiriyor- di. Ooh... Paniğe tutulan İskof top- çaları İdilin buzlu sertndrekor kı- rıyorlardı! 'Her biri beş kuvvetli kana ile çe- kilen bu kızaklar epey ağ şeylerdi. Yüklendikleri toplar ve btpplara Ki sl ırılmuş olan topçiş da bu a- arlığığnemen bir misli kad arttırmış lunuyorlardı. Acaba Td üstün - deki buz kabuğu bu ağıla dayana- AN Nizamettin NAZIF bilecek derecede sertleşmiş miydi? | İükle toparlayabildi. Fakat hayvanlar # Nogay atlılarının baskın yaptıkları | bu dizgin toparlanışma boyun eğme yerden epey uzaklaştıktar sonra, kor. | diler, Bir an için azalır gibi olan sür” kuyu gecip aklı başına gelince topçu | atlerini yine birdenbire artırdılar ve Kamutanı bir an düşünür gibi oldu, | bu sefer gemlerini büsbütün azıya al Oyle ya... Kış henüz adamakıllı i diler. İememişti... Acaba buz İzi İnmeli Bir çıtırde işitildi. di kızağı en önde gidiyordu. | riya ” nl bet İle kızakçıy RE işin li e lim VE ane Tr ye böler Bari | etti. Ve... Buzun koptuğu,kızağın.. ee ür! | Kamutanın bulunduğu kızağı, ve bu Çök gemileri... Dur nun sağında ve solurda koşturulan Ve daha şiddetli hir tekme indirdi. | atların ve kızakların hep birden çı- Kızakçı böyle ani bir duruşa ne | trdayıp kopan, çözülen buzlar ara- kendisini ne de hayvanlarını alıştır - | sında görüldükleri görüldü. mamış bulunduğu için dizginleri güç. | (Arkası var) © Kadiköy - Gazhane Tramvay seferlerinin işletmeye açılışı Üsküdar - Kadıköy ve havalisi Halk tramvayları T. A. Şirke - tinden; Kadıköy tramvay şebekemizde inşaatı bitirilen Kadıköy - Gaz“ hane hattı, Yüksek Nafra Vekâletince tasdik olunan ve şimdi tat- bik edilmekte olan ücret tarifelerine göre, 1 Birinciteşrin 1935 sa- bahından itibaren işletmeye açılacak ve bu suretle Kadıköy - Al tıyol - Söğütlüçeşme - Köprü - Gazhane arasında muntazam tram vay seferleri tesis edilecektir. Manisa Şarbaylığından: Manisa Şehrinde tesis olunacak Elektrik Santralı ve tevzi şebekesinin 500 lira bedel mukabilinde yapılacak proje ve keşif! nameleri açık eksiltmeye konulmuştur. Ek- siltme müddeti 24 Eylül 935 gününden itibaren on beş gündür. İhale 8 Teşrinievvel 935 salı günü saat on altı- da Manisa urayındaki Komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin, diğer Şehirlerin projelerini yapmış ve bu ,projeleri Bayındırlık Bakanlığınca tasdik ettirilmiş bu- lunmaları ve yüzde yedi buçuk teminat akçelerini yatır- maları şarttır. Şebekeye aid Proje ve keşifnameler hakkında urayımız dan malümat istendiği takdirde parasız olarak isteklilere gönderilir. (5925) 7455 Izmir Vakıflar Direktörlüğünden: | Bir yıldan beri üzerinde çalışılmakda olan Ödemiş İl- | çesinin Birgi Kamununda tarihsel izerlerden Aydın Oğ- lu Mehmet Bey camiinin kapı, pencere kanadları ve minber gibi altıyüz otuz dokuz yıllık ince ağaç işlerinin onarılması için Uzman aranmaktadır. Bu gibi işleri yapmış olanların Evkaf veya Müze yönetkelerile Güzel San'atlar akademisinden alınmış belgeleri iliştirecek- leri mektuplarla 20 Birinciteşrin 1935 tarihine kadar İz- mir Vakıflar Direktörlüğüne başvurmaları bildirilir. (5922) 125 Ton Çimento Askeri Fabrikalar Istanbul Sa- tınalma komisyonundan: Tahmin edilen bedeli 2750 lira olan 125 ton Çimento Salı Pazarmda Askeri Fabrikalar yollamasında topla- nan Satınalma Komisyonunca 11 Birinci Teşrin 935 Cuma günü saat 15 de açık eksiltme ile ihale edilecektir. Arslan ve Yunus Marka olacak ve Haydarpasa veya Kar- | talda vagon içinde teslim edilecektir. İsteklilerin 206 lira 25 kuruşluk muvakkat teminatla- rını Beyoğlu Malmüdürlüğüne yatırarak makbuz Ve 2490 numaralı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerindeki ve- saikle o gün ve saatte Komisyona gelmeleri, (5916) 142 FAYDALI BiLGiLER BUGÜNKÜ PROGRAM İstanbu 18.30: Bayanlara jimnastik dersi, Bayar Dans musikisi. 19,10 berler. Türkçe sözlü eserler. Radyo caz vı go erki salar, 2150: Eli Sergin Sezgin, Orhan, İzset Nezih, mil, (Bestekâr: Hasan Fe lnar: Birin. ci kuvartet) 22.15: Plik neşriyatı. Bükreş 13,05 - 15: Plâk ve duyum servisleri. 18: Radyo orkestrası, 19: Sözler, 19.20: Konserin süreği. 20: Duyumlar. 2015: Plik. 20.45: Sözler. 2115: Oda mâriği, 2145: Sar 22.05 konseri. 22.30 Duyumlar. 2245; Konserin süreği, 23.45: Alman ve Fransız dillerile dayumlar, Varşova 19: Org konseri, 1930: Çocuk i. 1945: Börler, 1945: Pllk: 20: Sözler 21: Düo şarkılır. 21.20: Piyano müziği. 2145 Duyumlar. 21.55: Sözler. 22: Viyolonsel konseri, 2250: Edebiyat 23: Senfonik konser. 24.05: Plük, Budapeşte 18.30: Senfonik konser, 19; Sözler, 20: Çingene müziği. 21: Skeç 22: Duyumlar. 2220: Org konseri, 25.05: Duyumlar, 23. 10: Plâlk, 2410: Caz müziği, Prag 18.40: Karışık müzik. 19: Sözler. 19.10: Almanca ğ Plâk. » Duyamlar, - Plâk. 20.30: Operet müziği, 2145: Sözler. 22: Hafif havalar. 22.30: aze konseri, 23: Duyumlar. 23,15: Belgrat Duyumlar. 2030: Uls- konseri, 21.30: O- 20: Plik. 20. sal yayım. 21: Kuartet peradaki piyesi tüle, Breslav mnlisik, 19.30: Aktüslite 20.10 Duyumlar, 2110: Karışık ya- yım. 23: Duyumlar, 23.30: Gece müziği, Beriin - Teğel 20: Sen müzik, 2040: Aktüslite. du yumlar. 21.10: Hafif müzik. 22: Skeç. 23: — dinleyiniz, 23.40: 15: Ki 16; Hafif aç, 21: NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbetçi ecraneler şanlardır : Bahçekapıda Hüsnü Haydar — Penerde Hüsamettin — Ankara czddesinde Eşref — Barazıtda Cemil —. Küçükpazarda Yorgi — Yenikapıda Sarım — Karagüm. rükte Fund — Kadıköyünde Büyük — Yeldeğirmeninde Üçler — Şekzadebeşm. da İ. Hakkı — Sâmatyada Rıdvan — Bakırköyde Hilâl — Beşiktaşta Nail — Şehremininde Nözm — de Yeni Türkiye — Kasımpaşada Yeni Beyoğlunda Kanak meş — Taksimde Karakin Kürkçiyan — Galgtada Hidayet — Eyüpte Hikmet ec- zasifleri . LIMAN HAREKETLERİ Burün Timanmmızdan gidecek vaparlar; Sant 4— Tayyar Mudanyaya 21.— Maya Bugün limanımıza çelecek vapurlar; Suat Gülnihal Bandırmadan İnebolu Mersinden Erzurum Karadenizden Sakarya İzmirden Kocaeli İzmitten Asya Mudanyadan SİNEMALAR TİYATROLAR İSTANBUL ŞEHİR TİYATROSU HAFTALIK PROGRAM: Birinciteştin 4 Salı saat 20 de Ölçüye ölçü, 2 Çarşamba 20 de Ölçüye ölçü, 3 Per şembe 20 de Ölçüye ölçü, 4 cuma 20 de Ölçüye ölçü, $ Cumartesi 15 de Çoçuk Tiyatrosu, 5 Cumartesi 20 de Yaraba, 6 Pazar sabah 10 da Çocuk Tiyatrosu, 6 Pazar 15 de Yarasa, 6 Pazar 20de Ya rana, * Melek: Nataşa (Rus aşkı) © Saray ; San Vols. İki genç kan. * İpek ; Monte Kristo Kontesi, © Türk; Gece bülbülü. © Şık ; Sürüsüne Bereket — Aşktan korkmam. © Yıldan : Payanini, © Alkarar : Şandu — Sihirli Ada. © Asri : Ekmekçi Kadın — Petrol Mu karebesi. © Üsküdar Hâle : Prens Ahmed. $ latin ein — iler HASTANE TELEFONLARI Cerrahpasa hastanesi. Cerrahpaşa (21693 Gureba Hastanesi, Şehretnini Yeni- eynep Kâmil hastanesi Üskü- dar fe kuyusu, Gün Doğumu tadı Kuduş hastanesi. Çapa Erial hastanesi. Şişli : - İHIKAYE| GUL YABANİ" — — ua Yazan: Mi -FA — Tekin beyi Bursada tanıdım. Kırk yaşlarında, altın gözlüklü, alaycı ta- varlı, şişman, hoşsohbet, misafir me- raklıt; bir insan. Benden mesleğimi sordu. Muharrir olduğumu söyledim. Hoşuna gitti, — Bu akşam muhakkak çiftliğime geleceksiniz. Dünyada bırakmam. Ye meği beraber yeriz. Misafirlerim de vâr, dedi. Tararlarına dayanamadım, kabul ettim. Tekin bey şehre araba ie bir iki mesafede olan çiftli- Rinin adresini verdikten sonra yola çıktı, Şehirde birkaç işimi | yapım. Beni Tekin beye tanıştıran arkada şımâ uğradım. Çiftliğe davetli oldü- ğumu söyledim. Arkadaşım manalı manalı yüzüme baktı. — Haydi hayırlısı, dedi. Bakalım gulyabani ile ne yapasaksın? Ne gulyabanisi, ne demek istiyor. du. İzah etmesini istedim, Hiçbir şey söylemedi. Ben de bir arabaya binerek çiftliğe gittim. Çok güzel bir çiftlik. Ekinler, ağaçlıklar. Bir havuzun karşısında İstanbul köşkle- rine benziyen büyük bir köşk. Köş- kün içi de çok iyi döşeliyd. Tekin beyi kütüphanesinde buldum. Kitap #eraklısıydı. Yünında sekiz on misa- fir vardı. Beni herkese takdim ct. Filân, filân, filân. Bu misafirler uzak yerlerden gel- mişlerdi. Anlaşılan çiftlikte kalıyor- lardı. İçlerinde genç bir adam dikka- ti çekti, Bu o kadar geveze bir in- sandı ki, Tekin beyin her ağzımı açı- şında lâfı hemen kapıyor ve yalnız kendisini dinletmek istiyordu. Tekin bey bu gence, dudağında girip bir alay çizgisile bakıyordu. Bir aralık gence sordu. — Ne dersiniz bizim gulyabani hi- kâyesine? Genç atıldı. — Ben böyle şeylere inanmam Te kin bey. Bütün Bursa sizin çiftliğe bir gulyabani dadanmış olduğunu söylüyor ama ben inanmıyorum. Bir çıksa da görsek. Tekin bey güldü: — Evet, biz de bu gibi şeylere ina- nanlardan değiliz. Ne yapalım ki bir- | gok misafirlerimiz bunu gözleriyle görmüşlerdir. Tuhafma bakın ki ben hiçbir kere görmedim. Yemekte hep gulyabani meselsini konuştuk. Güya geceleri, bostan ku» yusu tarafından çıkıyormuş. İki met- Te boyundaymış, Yarmı insan, yarı- 8 hayvanmış. Daha bilmem neleri neleri varmiş. Ben biç ağzımı açmadım. Yalnız bir nokta beni hayrete sevketti. Te- kin bey çiftliğin sahibi olduğu halde bu hikâyeyi herkesten soğukkanlı an lâtıyor, hiçbir korku ve heyecan gös- termiyordu. Genç atıldı: — Tekin bey, dedi. İsterdim ki bu gece şu meşhur gulyabani bana gü- rünsün. — O kadar cesur musunuz, O haf- de temenni edelim. Belki görünür. Kahvelerimizi havuz başında içiyor duk. Serince bir eylül havasıydı. Genç başmı yene almış alabildiğine konuşuyor. Ondan başka (kirsenin lmiyordu. İlerde bostan ku- yusunun çıkrığı bir karaltı halinde görünüyor, kırların gece sesleri du- - ——— uzat — Tekin bey, Tekin bey, raya bakmız. Orada harcket eden karaltı yok mu? Hepimiz gösterdiği yere döndük. Sahi, ne olduğu O meçhul hir karaltı, bir sağa, bir sola kımıldanıyordu. Herkes korkmuştu. Karanlıkta yüzü görünmiyen Tekin beyin sesi işitildi: — Muhakkak gulyabani çıktı. Hay di bakalım cesur beyim, oraya kadar gidin de anlayın bakalım Şunun iç yüzünü. Genç ayağa kalktı: — Göreceksiniz, dedi, kimbilir bu gulyabani sandığınız ne masum Wir hayvandır. Genç bostan kuyusuna doğru yü- rümeğe başladı. Arkasmdan Tekin bey sesleniyordu: — Yanmızda bir uşak ister misi- ni — Hayır, hayır bir başıma rim, Kuyu, bulunduğumuz yerden yüz adım kadar ilerdeydi, Genç yürüyor- du. Yolun ortasma kadar gelmişti. Birdenbire zincir şakırtısına, köpek ulumasına, kedi miyavlamasına ben- zer biribiriyle karışık sesler işitilme- ğe başladı. Ben bile artık bu guly bani masalını ciddi telâkki etmeğe hazırlanıyordu... Sesler, sahiden bir gulyabani sesi gibi kuyu tarafından geliyor ve ora- da, ta çıkrığn yanında korkuluğa benzer bir gövde sağa sola ztplyor- du. Genç yarı yolda durdu. Tekin bey ciddi bir eda ile bize kalkmamızı söyledi. Eve girdik.Tam eşikten adrmımızı atmıştık ki gencin avazı çıktığı kadar : — İmdat, imdat diye bağırdığını duyduk. Bir iki uşak ellerinde fener- ler karanlığa stıhular ve genci kuyu başinda korkudan donmuş bir halde buldular, Eve getirdiler, dişleri zan- gir zangır biribirine vuruyor, ağzın- dan yalnız şu kelimeler dökülüyor du: — Gulyabani, gulyabani, inandım, Gulyabani... Gözümle gördüm. Bu iş beni sinirlendirmeğe başladı. Tekin beye sokuldum: — Bu ne demek? diye sormiya vas kit kalmadan beni bir tarafa çekti. — Yarın anlarsınız, dedi. Ertesi günü genç, çoktan yola çıka mış, mevcut misafirlerin de yarıst kalmamıştı. Tekin bey hepimizi topladı. — Eh dostlarım, dedi. Şimdi cn sevdiğim insanlar içindeyim. Bu gâ- zeteci bey de çok hoşuma gitti Sirri mizt ona söyliyebiliriz. Bara döndüz — Bilmem, size söylediler mi, de di. Ben pek ahbap meraklısı bir ada- mım, Öyle ama, herkesi sevmem. Bu- nu bilen her tanıdık merhaba dedik diye bize gelir ve haftalarca” kalır. Bizim gulyabani böyle misafirlere gös rünür ve beni onlardan kurtarır. Henüz vaziyeti anlıyamamıştım. Önümüzden iki metre boyunda, elin» de çanak, çömlek taşıyan biri geçi- yordu. Tekin bey herifi gösterdi: — İşte gülyabani, dedi. Bizim ah- an » yâma; giden ei ka me aız TERA STEM SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI : Soldan sağa ve yukardan aşağı: 1 — Mağrur 11, 2 — Müsaade 4. Genişlik 2. Tir 2 3 —Eved, 4 — Israr 4 Yeşili de var, siyahı da, Sabah kahvaltısında yenir 6, s Ça tek değil 2. 6— & . 7 Âyı yavası 2, Yama 2. Kalbur 4. 8 — İltirak 7. Hal Hamalları Sebze halindeki hamaliir arasmda bir ikilik hasıl olmuş ve birkaç işlerini terketmişlerdir. ; Buna sebep te hamal ücretlerinin hal'tarafından alınması ve hamallara maaş verilmek istenmesiğir. Bu maaş meselesi hazmılların işle rine gelmemiş ve işlerini bırakmışlar- dir. Meri üzerine Yal idaresi beledi- yeye müracaat ederek hamal gönde- rilmesini istemiştir. Belediye de diğer iskelelerde mevcut bazı o hâmalları buraya göndermiştir. 9 — Nota 2. Uzak nidası 2. Mahsul 4 19 — Beyaz 2. Uzak 4. Bir meyva 8. 11 — Zaman 2. Nota? Dünkü Bulmacamızın ha'li SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI 1 — Turfanda 8. Ta 2. 2 — Uh Uv;