23 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

23 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CASUS VE PROPAGANDACI Bir asker, harp zamanında, dikkatinin en sivri tarafını casus şüphesile çalıştırmıya nasıl mec bursa, bir münevver de, sulh za- manında, cihan matbuatmı dol- duran fikirleri ve haberleri göz- den geçirirken anlayışınm en uyanık tarafını propaganda şüp hesile teçhiz etmiş olmalıdır. Dünya gazetelerinde yalnız politika değil, edebiyat ve dok - torluk gibi en hasbi ve ilmi mev- zulara ait makalelerin altında bile ticari, yahut başkaca şahsi maksatların propagandası, yo - rulmuş dikkatimizin en avare ve dalgın bir anını yakalamak için pusu kurar: Sahte istatistikler, cetveller, hattâ, bazı kere zah - met edip de zihninizde bir tak- sim ameliyatı yapıverdiğiniz takdirde uydurma nisbetini he- men keşfedebileceğiniz kadar hesaba ait küçük bir ihmalimi - zi büyük bir fırsat gibi kollıya- rak istismar etmek istiyen yan- lış rakamlar, bizi filin yabancı rejim, filân sistem, filân fikir, filân kitap, filân ilâç lehine ka- zanmıya çalışırlar, Türlü türlü maksatların giz- li dellallığını yapan bu nevi - den yazılara ve koskoca resim - lere bazen bizim gazetelerimiz- de de rastlıyorum, Belki başka yurtlar hakkında Türk okuyu - culara bilgi vermek gibi balis /" bir niyetle, bir mütercim tara - fından, propaganda mahiyeti an laşılmayarak dilimize çevrilen ve satırlar altındaki sinsi hesâ- bi fark edemiyecek kadar beyni yorgün ve dikkati uyuklıyan bir sekreterin elinden geçerek .gazetelerimize giren bu yazı - lar, bir düşman casusu kadar | kanlığın bu husustaki Afyon karteli ile Yeni müzakereler | deresinin yaptığı istikrazlardan va- desi gelenleri Finans Bakanlığı ö- deyecektir. Her ödeniş karşılığınm İ İnhisar hesabma geçirilmesi takar- rür etmiştir. Bu suretle, uyuşturu- çu maddelere! sermaye olarak veri- cek bir buçuk milyon lira taksitle tediye edilmiş olacaktır. Verilen malümata göre, uzun 2â- | mandanberi on satışları etrafm- da bizimle hiçbir temas yopmy #fyon fabrikaları karteli, İnhisar i- daresile yeni görüşmelere girişmi tir. Hattâ ilk konuşmaların sonu - cunda, biri 600 diğeri 500 sandık i- çin iki büyük sipariş almıştır. Fa. ket, bu siparişlerden birisi bazı güç lükler yüzünden yerine getirileme- miştir, | —şG— Parasız ve kimsesiz çocuk- ları okutmak için Şehiryatı mekteplerine talebe a- lanması Kültür Bakanlığınca karar. laştığından birkaç yıldanberi bu lar kabul edilmemektedir. Bu mek- teplerde hâlâ okumakta olan çocuk- lar da mezun oldukça talebe adedi hiryatı mektepleri bir daha açılma mak üzere kapanacaktır. Fakat b na rağmen şehiryatı mekteplerine müracaatların benüz tamamen ar - kası kesilmiş değildir. Okumak is- tiyen, fakat babası veya hiç kimse- si olmadığı için okuyamıyan epey- ce çocuk vardır. Duyduğumuza göre bu çocuklar hakkında resmi mahiyette önemli bir teşebbüste bulunulması karar - laşmış ve kimsesiz yavruların Hay- darpaşa lisesi Muallim tatbikat kıs- mına leyli meccani olarak alınma» 81 hakkında Kültür Bakanlığına mü râcaatta bulunulmuştur. Şimdi, Ba- kararı bek- lenmektedir. Bakanlık bu müracaati kabul ederse kimsesiz çocuklar ilk tehlikelidirler. Çünkü askerlik yolunda çalışan bir casusla fi - | kir yolunda çalışan bir propagan | dacı arasında hiç fark yok - tur; İkinsinin de maksadı va - tafır istilâdir; Memba'zikredil - | Treden; başka memleketlerin ha yatına, müdafaa veya tenkidine dair yazılan her mevzuu, şüphe mizin en dik ve keskin tarafile karşılamak, yabancı telkinlere âlet olmak istemiyen her oku - yucu için bir dirayet, - ne de - mek!- birinci derecede bir va- tan borcudur. Peyami SAFA Yeni Alman elçisi Von Rosenberg'ten açık kalmış o lan Almanyanın Ankara büyük el ğine, Buenos - Ayres büyük el- Von Keller'in tayini için, Al- manya hükümeti tarafından yapı - istimzaça, hükümetimi Cumbadan Rumbaya! Server BEDİ — Size gönlüm ısındı. çoh... Dedi, işin doğrusu bu, ne emir rsen yaparım, fagat mlicerret değilim. — Efendim? — Mücerret değilim, yaniya ev. liyim, sizden daha vzun bir de kı - zim var. Yaşı daha guççüktür emme boyu senden uzun... “Karısı, çoluğu çocuğu, evi barkı olup ta kızı yerindeki Cemile ile | sinemalara, balolara gitmeği kabul eden bu adama karşı Cemile öfke ile karışık bir hayret duymaktan kendini alamıyarak, yine herkese başını çevirten tiz bir sesle: “A... diye bağırmıştı: Onun başka şeyler daha söylemesine meydan bırak - mamak için acele kendini müdafaa Yözumunu duyan Tahsin Bey dedi ki: — Gönül bu... Karr, dinler mi Cemile sesini çıkarmadı. Herifin maksadını aşağı yukarı anlıyordu. Elini tekrar çekti ve doğruldu. Per deden gözlerini ayırmıyor ve kı - mıldamıyordu. Doğrusu, Tal Beyin sözleri Ce- mile'nin midesini bulandısmıştı: Hiç bir erkeğe güven olamrzdr ama böy- le ev bark sahibi adamın kızı yerin- deki çocuklara daha ikinci görüşte sevdadan, gönülden lâf açmasına Ce- evlât filân tahsillerini parasız geçirdikten son- Ta muallim mektebine girebilecek ve bu suretle istikballerini kazan- miş olacaklardır. — Maçka tramvayları çoğaltıldı Halk, bazı tramy, tlarında ak- şam üzerleri Talaş Arığ den şikâyet tdiyordu. “Bu şikâyet yerinde görülmüş ve Şişli - Sirkeci, Eminönü - Maçka, Eminönü - Kur- tuluş arabaları saa: 13 den sonra şoğaltılmıştır. Bu çokluğun saat 20 ye kadar devam etmesi kararlaştı - rılmıştar. —— Muhacirlerin gelirdikleri şekerler Bir müddettenberi muhtelif yer- lerden memleketimize gelen müha- cirlere ait olarak gümrüklerde bi- riken şekerlerin sahipleri tarafın - dan çıkarılabilmesi yolunda Güm - rük ve İnhisarlar (Bakanlığından Gümrükler Başmüdürlüğüne emir gelmiştir. Şimdiye kadar toplanan bu şekerlerin bir iki bin tonu bul duğu zannedilmektedi daki tecrübesizliği, &den bir anlayışla bir madik oynamak istiycr ama dur bakalım!” diyordu. Daha şimdiden bu adamın karısını, kızını, nerede ve Dasıl yaşadıklarını merak etmeğe baş- lamıştı. Sordu; — Ne tarafta oturuyorrunuz? — Bizim aile Eyür-ultan da otu: rur, dedi Tahsin Bey. — Siz ayrı mısınız? — Öyle disek daha iyi olur. Haf- tada bir, on beş günde bir uğrarım onlara... Birim talâggıylar uymaz bi- ribirine... Hanım biraz eski gafadır. sizin valide gi Benim gafam da, gönlüm de tazadır Cemile Jlânım. Cemile içinden: “Ah sevsinler, maymun f* diyordu. Tahsin Bey çok genç yaşta, memlekette evlendiğini, cahil bir kadın aldığı... yaşı kırkını geçen karısının bugünkü hayata uya- madığımı, bunun için adeta ayrı ya- şadıklarını anlattı. Fakat ne de olsa haremine saygı beslediğini de söyli- yerek: — Bizi böyle yanyana görmesin! dedi. Sinemadan çıkarken Cemile'nin bir adım gerisinden gidiyordu. Bir pas- tacıya girdiler. Tahsin Eey: “Hanım valide ile hanım ablaya tarafımdan naçiz bir hediye olsun” diyerek büyük bir kutu çikolata yaptırdı. oradan tek» rar bir taksiye bindiler. Ikinci defadır ki Cemile eve otomobille dönüyordu. İki güne kalmaz mahallede bunun dedikodusu çıkacağını tahmin ettiği için mahalleye. girmeden otomobil - den indi: Tahsin Beyin ertesi gün hususi arabasını yollamasını da İste medi ve üç gün sonra buluşmak üze- pek güzel telâfi “Bu herif bana ile kolay kolay inanmıyor, bu saha- re söz verdi, Uyuşturucu Maddeler İnhisar i- | mekteplere talebe kaydi için Kültür | direktörlüğüne vaki olan müracaat- | yıldan yıla azalacak ve nihayet Şe- | EA # Bu sütunlarda birkaç defalar İ bazı Avrupa hazır ilâçlarının güç- Tükle tedarik edildiğini, bazı ; ildeların getirilmesinin güçleştiği- i nivebu yüzden hastaların kâh ilâç bulamamak, kâh bazı madra- ? bazların elinde kalarak ihtikâra | kurban gitmek gibi kötü vaziyet- ; lere düştüğünü yazmıştık. Bu yazılarımıza karşı ciddi bir alâka gösteren Sıhhat Bakanlığı bizden bu ilâçların ne gibi şeyler olduğunu “hususi bir mektupla” | sormuştu, biz de bu mektuba ce- vap vermiştik, Bu mektubumuza da Vekâlet bir cevap yazarak (daima hususi) ait olduğu daire- nin bu husustaki mütaleasını bize bildirmişti. (TAN) gazetesi bu mektuba da yine hususi bir mek- tupla cevap vermek zaruretinde | kalmıştı. Fakat bu son mektubu- na şöyle başlamıştı: “Gazetelerin yazdıklarını ait ol dukları makamlarla hususi mektup- İ laşarak münakaşa etmeleri usul ol mamakla beraber piyasada bulunmı- yan spesiyaliteler hakkımdaki son mektubunuza şu cevapları yazmak zarureti hâsıl oldu.” Bu cevapların neden ibaret ol. ? duğunu yazmadan evvel bir de (TAN) ın Vekâlete yazdığı bu ikinci hususi mektubunun son fık- || rasını aşağıya yazalım: “Sayın Vekületinizin bizim gibi halkın bu sıkıntısını hoş görmiyece- N Telefon sosyetesi memur- larına ver.lecek ikramiye Bayındırlık Bakanlığı ile Tele- fon sosyetesi arasmda imzalanacak satış mukavelesine ait son hazırlık- ların yapılmasına başlanmıştır. Bu yoldan olmak üzere eski os yetenin senelerdenberi hizmetinde şalıştırdığı memurlara vereceği ik- ramiyeler üzerinde de müzakereler yapılmaktad ancak imar için “ para alacaklar Belediyelerin Belediyeler Banka- sından borç para alması bazı şart- Jara bağlanmıştır. Borç almak için MAM ii komisyonundan müsaade istenecek ve alınacak pâ- ra munhasıran imar işlerine sarfe- dilecektir. — Tramvay direktörü geldi İzinli olarak Avrupaya gitmiş o- lan Tramvay sosyetesi direktörü Gindorf dünkü ekepresle İstanbula dönmüştür. Gindorf'un dün vaki 0- lan beyamatına nazaran Avrupaya izinli olarak gittiğini ve sosyete İ- le hükümet nda yeni müzake- relere girişilmiyeceğini ve mevcut mukavele hükümleri dahilinde ner- mal bir surette işlere devam edil - mekte olduğunu söyle: ginden eminir. Bunun içindir ki; ya bu spesiyalitelerin piyasada çoğal masına mâni olan engellerin kal setldiğı ve ibtikârn önüne geçildi hakkında bir cevabımızı, yahut mektuplaşmanın gâzete sütunlarma geçmesine buyruğunuzu beklemek- teyiz. Derin saygılarımızla.” Şimdi bu parcalar gösteriyor kiş (TAN) bu işin açıkça kendi sütunlarında münakaşasını daima istemiş, fakat bir Vekâletin gön. derdiği hususi mektupları onun iz- ni olmadan neşretmek kabalığını | yapmak istemediğinden onun mü- | saadesini beklemiştir. Biz bunu beklerken diğer taraftan Sıhhat | Vekâleti Matbuat Umum Müdür- | lüğüne müracaat ederek mektup- larının (TAN) da neşredilmedi - ğinden şihâyet etmiştir. | Şu halde Vekâlette bu muhabe- reyi idare eden dairenin bizim son bu mektubumuzu okumamış veya al. | mamış olduğu ihtimalinden başka * bu hareketin tefsir yolu yoktur, Ne de olsa mademki; Vekâlet | mektuplarının neşrini istemehte - dir. Bunda pek haklıdır. Bizim de beklediğimiz bundan başka bir | sey değildi. Yarından tezi yok, ba mektupları ve onlara karşı (TAN) gazetesinin Vekölete göndermiş olduğu cevapları neşred. Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? | Heybeli plâjında deniz eğlenceleri Adaları Güzelleştirme Kurumu tarafından bu pazar günü Heybelia- da plâjı alanında bu yılın deniz fes- tivali tertip edilmiştir. Bu haftanm bütün deniz sporu festivalin progra mına konulmuştur. Yüzme, yelken yarışları, su topu ve birçok deniz eğlenceleri yapılacaktır. 25 Ağus - tos pazar günü Adaları Güzelleştir m Kurumu tarâfından tertip edi- bulundurulacaktır. Sabahtan akça - ma kadar devam edecek deniz fes- tivali programı şudur: Saat 10 ile 11.20: On sekiz adet yüzme” yarışı, 11,20: Padilbot (o ve atlama müsabakaları, 14: Moda san- dalları yarışı, 14.20: Sutopu Beyoğ- lu Halkevi kupası, Galatasaray A. İ. S. K. Galatasaray (OB. - Beykoz. 14440: Şarpler hareketi, 15: Yoleler hareketi, 15,30 Küçük kotralar ha- reketi, Sütopu final maçı, 16: Bü- yük kottalar hareketi, 17: İ, S8. K. tarafından bir numara, Galatasaray tarafından bir numara, 17,30: Be - yoğlu Halkevi Montekristoyu tak- dim edecek, 1740; Beyoğlu Halke. vi deniz boksörlerini takdim ede - cek, 17,50: Ördek kovalamaca, 18,20 Onurlama merasimi, ŞEHİRDE OLUP BİTENLER —-—— Ne Dersiniz ? BIR DEVA DAVASI 3 | Kurulunca Kızılay kurumuna veril | İl rektönlüğünce muvafık görülmüş ve KUÇUK HABERLER * Kızılay Alemdar nahiye şube- yarın Ahırkapı gazinosunda fakir ve kimsesiz 100 çocuğu parasız ol rak sünnet ettirecektir. Sürmet dü- ğünü, sabaha kadar devam edecek- tir. * Frengi ve srtma 60 kalem eşyanın ilâçlarından satışı Bakanlar Kızılay kurumu da Yenipos- varda ve Kızılay satış ma- ğazası yanımda diğer bir mağazayı daha kiralayarak yeniden tesisat yaptırmağa karar vermiştir, Bu ma- 3 yakında ikmal edilerek satışa * Finans Bakanlığının emri üze- rine, İstanbul liman işleri genel di- rektörlüğü, yumurta sandıkların » dan alınan rıhtım ücretlerinin yarı yarıya tenzili imkânmı tetkike baş- Tamıştır. Alınacak sonuç, Finans Ba- kanlığınea Ekonomi (Bakanlığına bildirilecektir. * Mezbahada kesilen hayvanların kanmıdan istifade ederek sun'i güb- te yapmak için 1S yıl müddetle bir 23-8 -035 BUDA BENDEN NANE 3 Bütün çiçeklerin ve yeşillik” İcrin arasında kokusuna cn bağlandığım nanedir. Ni çocukluk masallarmın ki vardır. Bu bir serin, bir ışıl” yeşil kokudur. Nane suyunu ve nane şekeri ni naneden mi yaparlar? Bil mem! Fukat su ve şeker biç ne giren nanc naneliğini kay,” beder bence,. Şeker ve su biç! mine giren nane, elle tutu! gözle görülmez bir masal ko” kusu olmaktan çıkar, ağızâ mideye giren bir çeşit endüs eşyası olur. 7 Yeşil bir nane demetiyle, gi prin hapları gibi biçime sok! muş bir şeker yahut hacı yö gibi şişeye konulmuş bir koku suyun arasındaki benzerlik; İ9 tanbulun tabiat vergisi güzell” müteahhit belediyeye müracaatta bu İunmuştur, Bu mürscast Fen Di. incelenmek üzere encümene sevke. | dilmiştir. * Birçok kimselerin bisiklet ta- limatnamesine riayet etmedikleri görülmüş ve bu yüzden kazalar mey dana geldiği anlaşılmışıtr. Belediye şubelere bir yayım yaparak bu ci « hetin önüne geçilmesini kesin ola- ik bildirmiştir. Talimatname ah - kâmma riayet etmiyenler cezalan- dırılacaklardır. © Tecim ve endüstri odası mecli- si, çarşamba günü topidhacaktır. Bu toplantıda memurin sandığı mesele» Sİ görüşülecektir. * Verem Mücadele Savaşı Kuru- mu 8 eylül pazar günü Çınarcığa bir vapur gezintisi tertip etmiştir. * Türk Maarif cemiyeti idare he- yeti, İsmail Hakkı Sayınkulun baş- kanlığında toplanarak kuruma git giyle bu güzelliğin yamrı yurt ru şehirleşmesi arasındaki ay” isk gibidir. Orhan SELİM mn HAKYERLERİ Memnu mıntakadâ bir deli kadın! Metres © yakınlarında yas mıntakada dolaşan Jirâyer ismin”. biri, yakalanarak adliyeye verili | Jirayerde delilik eseri görülmüş olduğundan tina alınmıştır. Tah istintak hâkim “Sabiha Zekeriya, nın, keme safhasından bahseden yazısı, müddei umumilikçe, Mat at kanununa uygun görülmiyerek ” makaleyi neşreden Cumhuriyet Bi işleri görüşmüştür. 25 ağustos per. şembe günü akşamı Yatklübünde Kurum menfaatine 'bir balo veri) - mesine karar verilmiştir. *Evkaf yönetgesi azirklara sit vakıflar için yaptığı projeyi bitir. miş ve ait olduğu gönder. miştir, * Tramvayların sol tarafındaki pencerelerile arka kapısının kapalı bulunması hakkımdaki zabıtai bele- ü eriğin a iye, talirmatnamesiniz. bir maddesi © İlkokullar için.yeniden o B00 harita alınmış ve haritalar dün Kül. tür Direktörlüğüne teslim edilmiş. tir. Yakında mekteplere dağıtıla - cakır, —— İstanbul Avcılar bayramı İstanbul Avcılar bayramı pazar günü Ambarlıda Çoban Çeşmede kutlulanacaktır. Bu münaseebtle Bıldırcın avalanı açılış töreni de yapılacaktır. Saat 3,30 da Pangaltı Hamam mevkiinden ve Beyazıttan hareket edecek olan otobüsler bayrama işti- | rak edecek Avcıları Ambarlıya gö- | türüp getirecektir. Trenle gelecek Avcılar ve ailele- tini bayram yerine götürmek üzere Çekmece istasyonunda otobüsler eceklerdi zetesi aleyhine bir dava açılmış” —— Ermeni papaslarının kılıği | eskiya doğru mu gidiyor” Bazı gazeteler Ermeni patrik” nesi Türkçe Tahrirat memuri ibay muavini Rükneddin Sözeri Ya yaret ettiğinden bahisle ilbay avinin “rahiplerin. ruhani toplan VEE ourduklarını. halbuki. dü kisvenin yalnız rühani âyinler #J nasında giyilebileceğini hatıcisi mıştır. İlbay muavini, perdesi sivil ejbişeden sayılabilmekle ve “. ber bu sıcak havalarda hiçbir #v Hn pardesi giymediği halde rubi Pi giymediği id k lerin yukardan aşağı ilikli pardesil giyerek bir nevi ünifef. tesiri | beraktıklarını söylemiğiği şeklinde yazı yazmıştır. Bunu öp yazıcımız ilbay muavini Rükmei Sözere sormuştur. Rükneddin $İ demiştir kiz y “— Baz gazetelerde benim onların bir memuru arasında Sn iğ yan eden mükâleme için yazılan ie zmın uzun gardesii giyimine mutabık değil ASLİ aleme Tahsin Beyden ayr"“tan sent &ve o koskoca çikolata kutusunu gö türmenin de zorluğunu hissetmeğe başlamıştı. Evdekilerin aklma fena şeyler gelebilirdi. Fakat Cemile pek sıkışmadıkça yalan söylemekten hoş- lanmadığı İçin evdekilerle dobra dob- ra konuşmağa, ancak Tahsin Beyin evli olduğundan bahsetmemeğe ka rar verdi. Annesi de, ablası da Sarı İmamın kız kardeşi Hafize ile beraber yemek odasında oturuyorlardı. Bu karıdan hiç rahat, huzur yok: Sabah demez, akşam demez, gece den. < gelir, sa“ atlerle çan çan eder. Cemile taşlığın penceresinden onu görünce, yemek odasına girmeden evw © utfağa ko- sarak çikolata kutusunu küpün üstü- ne koydu: “Hafize- karı görmesin, mâna çıkarır | ” diye düşündü. Bereket versin, Cemile odadan içe- ri girerken Hafize, ocakta bakla ten- teresi olduğunu söylyere” “yağa kalkınıştı, acele çıkıp gitti. Cemile de bir koşu mutfağa giderek çikolata m abp geldi, annesine vete- — Tahsin Beyin sana hediyesi dedi. ii Annesinin herhangibir itirazını tohum halinde iken ezebilmek için kutunun zârafetile ittifak etmek Üze- te alelâcele kâğıdın açtı. Kadn ku- tunun pembe gül işlemeli sarı ipek atlasını görünce şaşırdı, güldü, he- meni iki elini de uzattı, sonra birden- bire ateşe dokunacakmış gibi korka- rak çekildi, gözlerinde analığının en kuvvetli duygularını toplıyarak Ce « mile'nin yüzüne baktı: — Kızım. dedi, bu Tahsin Bey faz- Ja külfetlere giriyor. Sebebini bana anlat bakayım?.. Dünyanın bin türlü bali var. Şahinde de hemen kondurd — Herifin bir maksadı var... Ol. masa böyle çifter çifter bein biler, çikolatalar, şekerlemeler yollar mı? Cemile, içinde bir aile teiaket. var- muş gibi annesinin de, ablasının da el sürmeğe cesaret edemedikleri ku» tunun kapağını açarak: — Her şeyi fenaya yormayın, des di, ben budala değilim. Elbette heri- fin bir maksadı var. Maksadı iyi ise ne âlâ; fena İse yüz vermem, gider. Kutuyulonlara uzataral — Sir» şimdi üzümü yiyin, bağını sormayın! dedi. Odayı kaplıyan endişeli sessizliği dağıtmak için, yapmacıklı bir neş'e ile ilâve etti" — Herif zengin ayol... Kirada otu- rup oturmadığımızı sordu da evin satılık olduğunu, annemin dört bin istediğini anlattım. “Belki ben alı. rım, © köşede de bir mülkümüz bu- lamsun 1” dedi, ben de... ka Cemile'nin annesi birdenbire önün. sörünü kesti: : — A.. Vallahi, beş bin de verse vermem. y Birdenbire başına kan çrkan Ce- mile, ağıma götürdüğü İr çikolatayı öfke ile yere atarak bağırdı: — İşte sen böylesin hanım! Bu dik kafan, bu inadın yüzünden ben Ka- ragümrük'lerde sürünüyorum. — Sürünliyorsun da he oluyor? Allahtan kork ayol... Nankörlük et- me... Karnın t , sırtın pek, daha ne istiyorsun? — Hafize'nden. Hamdune'nden ay- rılâamaztın ki... Onların seni nasıl fit- lediklerini bilmiyor muyum #ygl Benim hepsi kulağıma geliyor #yjf Kasım Efendi bu eve üç bin Dİ 'ye verdiği vakit yağlıkçının kar” dedi sana? “A... Sakın hanım değil konak bu... Enkazın! "yp dört bin eder. Hem satıp ta m «l caksm? Cemile seni kandıradi yk şantaş'larında apartman — tutöÜye Beyoğlu burun dibinde, Cemile, gi nım sabah akşam orada... Z4(* 9 bütün bir kız değil... Sonra DİS pe işler açılır... Zamaneyi bilmiy“f yet” sun? Otur oturduğun yerde“, di mi? Yalan mı? " m — Onun söyledikleri de yalıyı | — Şimdi benim ağzımı aç”, «8 Kötülük edecek insan nerede Si, tüf par, O Hamdune karı, gelin”. Iü kepazeliklerini gelip Vi bir saymıyor mu? Benim İS”. pals olsa Nişantaş'larına e yek” ne hacet? Yağlıkçının geli daş olurum! Şahinde dudak büktü? — Ayol biz tekaüt mai Zor geçiniyoruz. bölüğü ei meseydik bakkalın nis yecektik. Beyoğul'larında demesi evin tamiriydi, vergi La ik tiydı, misafirleriydi derkep iğ Yüyor. Bize daha yi Beyoğlu'nda yalnız ; e Hamdune'den kurtulsak Sui ge silir. Karıların biri öğle ve şam yemeğinde. (Arkasi g # sönme ime Vİ deşik m ZA» e e Ge wea m Pİ sg > e Sİ zem

Bu sayıdan diğer sayfalar: