6 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

6 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 ——— ——0 — - ——— —- MEMLEKETTE TAN DeğirmenÇarhları Arasına Düşen iki Çocuk! "Akşehir, (Özel aytarımız bildiriyor) —-Çimenli mevkiinde Dökmeci Osman'ın işlettiği un değirmeninde tedbirsizlik yü- zünden feci bir kaza olmuştur: Osman değirmende bulunmadığı bir sırada çıraklardan biri- si bozuk bir değirmeni çalıştırmak istemiş, fakat kayışlara ta- kılarak ezilmiştir. Çırak, muhtelif yerlerinden yaralandıktan sonra değirmendeki müşteriler neye kaldırılmıştır. tarafından kurtarılmış, hasta- Değirmenin eski çırağı Ali, bu vak'ayı gözü ile gördüğü hal- de;.bu sefer de değirmeni tamir hevesine kendisi düşmüş, fa- kat ayni şekilde kayışlara kapılmıştır. *'Bileği kopan Ali güç halle çıkarılmış, tedavi altına alınmıştır. Memleket hastane - sinde her iki çırağın da birer kolları kesilmiş, yaralarının teda- visine başlanmıştır. Sıhhi vaziyetleri çok tehlikelidir. Erzurum -Sıvas Demiryolu Sıvas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Sıvas - Erzurum yolu- nun poz ameliyatına başlanmıştır. Birinci kısımda ray döşeme çalışmaları ilerlemiştir. Bu yıl Sıvas - Erzurum hattı üzerinde 112 kilomere kadar bir kısmın ray döşenmesi bitirilebilecektir. Aydın Prina Fabrikası Yapılıyor Aydın, (Özel aytarımız bildiriyor) — Bir tecimenin teşebbü- sü ile Aydın durağı yanında urbaydan alınan arsaya bir prina fabrikası kurulmaktadır. Fabrikanın kazanı ve istim makinaları gelmeğe başlamıştır. Fabrika, günde S0 ton prina işliyecek, ay- rıca domuz vağı da çıkaracaktır. Ehli Hayvan Sergisi Açılıyor Lüleburgaz, (Özel aytarımız bildiriyor) — 1928 yılındanbe- ri kurulan Trakya ehli hayvan sergisinin sekizincisi bu sene 11 Ağustosta açılacaktır. Sergi alanında şimdiden önemli ha- zırlıklara başlanmıştır. Sergide, kısrak, tay, koç, koyun, kara sığır, manda ineği, kara sığır boğası, eşek, katır teşhir edile- cektir. Sergiyi, Kırklareli İlbayı Faik Üstün açacaktır. Teşhir olunan hayvanlar dört dereceye ayrılacak, sahiplerine derece- sine göre mükâfatlar verilecektir, Yozgatta Sıcak Yerine Soğuk! Yozgat, (Özel aytarımız bildiriyor) — Bü sabah mevsimsiz soğuklar başlamış; sıcaklık derecesi 10 dereceye kadâr düşmüş- tür, ilgazda Ürün Eksik Çankırı, 5 (A.A.) — İlgazda bu yıl ürünün geçen yıla nisbetle yüzde kırk eksik olduğu bildiriliyor. Kuraklığa rağmen Çankırı ve yöresindeki köylüler hava kurumuna veritlerde bulunmakta- dırlar. Bunlardan 20 köy 350 lira yükenmiştir. Nezipte Yeni Bir Cadde Nezip, (Tan) — Genel cadde, şarbaylıkça 2 bin lira harcan- mak suretile açılmış ve intizama konulmuştur. Diğer bozuk yolların ve kaldırımların yapılmasına çalışılmaktadır. Asağıda- ki resim yeni açılan caddeyi gösteriyor. Aydında Hava tehli- kesine karşı büyük Bir toplantı yapıldı Aydın, (Özel aytarımız bildiriyor) — Aydın Halkevi ve hava kurumu bir miting tertip etmişlerdir. Miting hava kurumu önündeki alanda yapıl- mıştır. İlk olarak halkevi mızıkası |. tarafından istiklâl marşı çalınmış, ha- va kurumu başkanı ve halkevi üye- sinden bir zat tarafından birer söylev verilmiştir. Toplantı heyecanlı ol- muştur. Konyada çıkan Babalık gazetesi yazıyor: intihar eden Yunus balıkları ! "'Ayvahğm Conda adasında Yunus bâlıklarının intihar ettikleri görül- müştür. Bu garip've hayret verici hâ- disenin- yâlan olmadığı anlaşılmışstır. Adada elli üç baştan mürekkep yü- zer kiloluk bir balık kümesinin kara- yâ serildikleri görülmüş, balrklardan birkaçı suya attırılmıştır. Balıklar sıt- da dirilerek tekrar kendilerini karaya atmışlar, arkadaşlarının yanına döne- rek serilip ölmüşlerdir. 4 Bu intihar hâdisesi, Yunusların ada burnunda dolaşan köpek balıkla- rı gibi deniz canavarlarına yem ol- maktansa kendilerini öldürmeyi da- ha ehven bulduklarına atfedilmekte- dir. Hâdise © çevrede bir yandan hay- ret, bir bakımdan da teessür uyan- dırmıştır. Müntehir yunuslar olgun olmadıklarından yağ alınamıyacağı anlaşılmış, parçalanarak zeytin aö'aç—J L B S GERERSİŞENE n ÜKÜÇÜK TELGRAF | HABERLERİ * Sıvas, (Tan) — Fıratspor fut- bol takımı ile bir maç yapmak üzere Malatyaya giden Sıvas sporcuları ge- ri dönmüşlerdir. Maçta haksızlık gösterilmesi üzerine Sıvaslılar 35 nci dakikada sahayı terketmişlerdir. O- yun neticesiz kalmıştır. * Germencik, (Tan) — Avcılar klübü iki gün önce Moralr köyü or- manlarında bir sürek avı yapmış, 10 domuz öldürülmüştür . * Germencik, (Tan) — Bozulan elektrik motörü yerine İzmirden ye- nisi getirtilmiştir. Montörün monta- jt bitmek üzeredir, iki güne kadar ışık verilmiş olacaktır. * Çanakkale, (Tan) — Yeniden yap kta olan leket hastanesi için çalışmalara devam olunuyor. Ye- ni getirtilen röntgen makinesi büyük işler görmüştür. * Sıvas, (Tan) — İlbay Akif İyi- doğan tetkik gezisinden dönmüştür. * Sıvas, (Özel aytarımız bildiri- yor) — Önümüzdeki nüfus — sayımı için hazırlıklar ilerlemiştir. Numara-, taj işleri tamamen bitirilmiş, kontrol- lar müspet sonuçlar vermiştir. * Sıvas, (Tan) — Mahalle arala- rının ve genel caddelerin temiz bir halde bulundurulması için yeni ted- birler alınmıştır. TÂAÂAN Zehra parmakları- nın nasıl kesildiğini Anlatıyor ; Evvelki gün, çocuklarının ekme- ğini kazanmak için Sarıyerde Kibrit fabrikasında amelelik eden bir ka- dının parmaklarını nasıl makineye kaptırdığını yazmış ve kadıncağı - zın hastanede yattığını haber ver - miştik. Zehra ismindeki bu kadın, dün Sarıyerde kendisile görüşen bir mu- harririmize başından geçenleri an- latmış, parmaklarını nasıl kaybetti- ğini söylemiş ve demiştir ki: “— Birkaç senedenberi kibrit fab- rikasında çalışırım. Evvelce makine- de değildim. Beni beş gün evvel makine kısmına verdiler. İşin ace - misi idim tabii... Dört gün, şöyle böyle vukuatsız gecçti. Cumartesi günü, yani beşinci gün makine ba- şında yalnız kaldım. Saat ona doğru idi. Ustabaşı beni yazıhaneye kadar götürdü. Gittim, geldim, makineye baktım, boş atıyordu. Yapayım. de- dim, makineyi durdurmıya kalmadı, elimi çarkın içinde buldum, Parmak- larım doğranır gibi oluyordu. He- men kendimi çektim. Orada bayıl - mışım. Arkadaştarımdan — Kalyopi beni otomobile kadar götütmüş. Has taneden bügün çıktım. Fakat Henüz- çalışamıyorum..,, HAKYERLER! 3 Genel Savamanyar Şefik, bir aylık mezuniyetini bitirerek dünden itibaren vâzifesine devama, başlamız * Hafta tatili kanununa aykırı o- larak pazar günü kahvehanesini açık bırakmaktan suçlu Kadrinin dün birinci cezada sorgusu yapıldı. Belediye zabita memurluğundan açıkta İbrahim, şahit olarak dinle- nildi. İbrahim, Kadrinin dükkânını açık bularak zabıt tuttuğunu — söy- ledi. Mahkeme, öteki şahitlerin din- lenmesine kaldı. © Yeleğinin cebinde yirmi lira bulunduğu iddia edilen bir takım el- biseyi pazarda satarken yakalanmak tan suçlu Hayriye ve Recep dün bi- rinci cezada sorguya çekildiler. Suçlular, parayı görmediklerini söylüyorlardı. Mahkeme, ikisini de serbest birakarak, duruşmayı başka bir güne attı. © Şeker kaçakçılığından suülü Sa- lâhaddin Rifat ve arkadaşlarının du- ruşmasına dün sekizinci ihtisas hak- yerinde devam edildi ve dinlenmesi istenen müdafaa şahitleri gelmediği için duruşma başka güne kaldı. © İ. C. Müddei bildiriliyor: “Gazetenizin 5-8-935 gün ve 105 - 3408 sayısının 2 ci sayfasının 3 üncü sütununda (Bir icra memuru tevkif edildi) başlıklı yazının: Tevkif e- dilmiş icra memuru olmadığından tekzibi istenir.,, Umumiliğinden Bir Çocuk Havuza Düştü Hemen Boğuldu! Dün akşam saat 17 de Sirkecide hususi bir araba, yoldan geçmekte olan bir ihtiyar adama çarpmıştır. Zavallı adam bu çarpışmada yere yuvarlan- mış ve vücudünün muhtelif yerletinden yaralar almıştır. Resimlerimiz, kazaya sebep olan otomobille, Emniyet direktörlüğüne götürülüşünü ve yerden kaldırılıp yürütüldüğünü gösteriyor. Geçen gün, Zincirlikuyu civarın- da feci bir kaza olmuş ve 4 yaşında bir çocuk yanında oynadığı bir ha- vuza düşerek boğulmuştur. Cumartesi günü, saat 18 de Zin- cirlikuyu yanında domuz mandra- sında Ali ismindeki Arnavut Rami- zin 4 yaşındaki çocuğu, oyuna ko- yulmuş, kendi kendine küçük — bir bahçe yapmıs ve hazırladığı bu bah- çeyı havuzdan alacağı s«tr ile sula - mak istemiştir. Eline geçirdiği kü- çük bir: teneke ile havuza sarkarak birkaç dı su alan zavallı küçük, havuza tam tenekesini suya daldıracağı sx—* rada havuza düşmüştür. Havuz, 1,30 metre derinliğinde ol- duğu için çocuk düşer düşmez bo ğulmuş ve hattâ haykıramamıştır. Bu sırada uzakta, ekinler Aarasında çalışan Vasil ile arkadaşı Osman, küçük çocuğu oynadığı yerde göre- meyince aramıya, seslerimiye başla- mişlardır. Her tarafı araya, taraya havuzun başına kadar gelen Osman ve Vasil, küçük Alinin havuza düş- tüğünü, hattâ boğulduğunu görmüş- lerdir. Oldukça derin olan havuza Vasil atlamış ve Osmanın yardımile çocu- ğun cesedini havuzdan çıkarmıştır. Vaka, Zincirlikuyu karakol kuman- danlığına haber verilmiş, jandarma- lar çocuğun hüngür hüngür ağlayan babasile havuzun başına gelmişler - dir. Yapılan tahkikatta çocuğun ayağı kayarak havuza düştüğü anlaşılmış, İstanbul üddei iliğine haber verilmiş ve Beyoğlu hükümet dokto- runun iznile çocuğun cesedi beledi- ye tarafından kaldırılmıstır. İki şişe rakının çıkardığı yangın Kilyos civarında Ayazköyü üze - rinde Hanımkeçi dağında Ayazma diye anılan ağaçlık oldukça güzel bir yer vardır. Bu gölgeliği daha gü- zelleştiren bir şey de, oradan geçen temiz bir sudur. No. 79 YOSMA! Etem İzzet BENİCE — Evet.. Güney çok üzüntülü, çok sı- zıntılı düuruyor ve soruyordu: — Çok tehlikeli mi acaba doktor?. Ramiz bir saniye durdu. Son- ra kekeler gibi: — Yok, pek önemli ve korku- luy bir şey değil, Çabuk geçer. Dedi. Ve sözüne ekledi: — Doktorlarla bir kere ben telefonla konuşayım. ç Bunu söylerken kafasının içi allak bullak oldu. Dili ile bera- ber beyni de konuşuyordu: — Zatürree iki taraflı mı aca- ba? Ağır mı geçiyor?, Dayanığı nasıl?, * Hemen doktorlarla görüşme- liyim.. Ve bütün bu düşünüşler ara- sında Güney'e: — Peki bayanım, siz rahatsız olmayın. Üzülmeyin, herhal- de hafif bir şeydir. Dedi, telefonu kapamak iste- di, Fakat, Güney: — Sizden bir ricam olacak... Diyerek, dileğini bildirdi: — Doktorun yanında bulut- mak için bir hastabakıcı istiyo- rum. Acaba gönderebilir misi- Nize.. Ramiz hemen: . — Hay hay. Yurttaki hemşi- relerden ikisini fayırayım. Biri gündüzleri, biri de geceleri has- tanın yanında kalsın.. — Dedi. Güney telefonu kapar- ken: — Kocamın hastalığına çok üzülüyorum doktor. Başından geceli gündüzlü ayrılacak deği- lim ama, birer hastabakıcı bu- lunması daha ivi değil mi?. Diyordu!. İki arkadaş kolkola girmişler, Taksim'deki Cumurluk Anıtın- dan aşağıya doğru konuşa ko- nuşa iniyorlardı. Lâf çapkınlık- tan, güzel kadınlardan açılmış- tı. Refet: — Sen budalasın kardeşim, darılma ama.. Diye Ferid'e takılıyor, anrtın yanından geçen bir güzel kadını gösteriyordu: — Bak ne güzel, ne cana ya- kın kadın. Şimdi böyle bir tane- si olsa bakmaz mısın?, Ve ilâve ediyordu: — Sen Nesrin.. diye bir kıza tutuldun, dünyayı unuttun. Val- lahi seninki budalalık. Ferit bütün bu sözleri yüzün- de dağılan acı, ağulu gülücük- lerle dinliyor, Nesrin'i gözleri- nin önüne getiriyor, kalbini sız- lâta sızlata: Mi — İmkânı yok kardeşim.. O varken ben başkasına bakamam. Diyordu. Ve bunu derken Nesrin göz- lerinin içine doluyor, onun ha- yali, onun tadı, onun kokusu, onuün varlığı gövdesini tutuştu- ran bir kılıf gibi tenine yerleşi- yor, damarlarında kaynıyordu. Refet birden aklına gelmiş gibi: — Madam Anna'yı tabit- hiç görmüyorsun?, Dedi, sözünü sürdürdü: — Ben dün yine oradaydım. Zehra adlı bir kadınla tanıştım. Heykel görünüşlü bir kadın., Ve yine birden sözlerine he- yecan vererek; — Bunların hiçbirisi bir şey değil. Bir iki ay önce bir kadın- la orada kaldım, ömrümde böy- lesine rastlamamıştım Ferit.. Diye, onu anlattı: — Ne güzel, ne üstün güzel bir kadındı o Ferit. Görsen Nes- Evvelki gün, henüz kim olduklar! anlaşılamıyan iki genç Ayazmaya gitmişler, suyun başına oturmuşlar yemek yemişler, hattâ eğlencelerin- de rakı da içerek âlemlerini gece ya- rısına kadar sürdürmüşlerdir. Gece 23 e doğru iki kafadar bura- dan ayrılmışlardır. Bunların ayrıl « dıklarından yarım saat sonra Ha * nımkeçi dağında büyük bir yangın Çıkmış ve 100 - 200 dönüm kadar büyük bir fundalık tutuşmuştur. Ateş, jandarmaya haber verilmiş ve karakol kumandanı tarafından blaer YN ee ğ 2 mum, bir parça peynir Ve ETAP fa- kı şişesi bülunmuştur. Yangının bü adamların attıkları sigaralardan meydana geldiği anla- şılmaktadır. Suçlular araştırılmakta- dır. Kemerburgaz yangınını yapanlar Kemerburgaz civarında Akpınar ve Kısır Mandıra köyleri arasında* ki büyük meşe fundalıklarının yan- masına sebep olan iki suçlu, mınta- ka jandarma kumandanlığı tarafın* " dah tutulmuş, tahkikat ikmal edil « miştir. Ateş tamamen bastırıldığı için it“ faiye dün geri dönmüştür. Suçlula” rın bugün Bahçeköy yolile İstanbu- la getirilmeleri, muhtemeldir. © Dün saat 10,30 da şoför Herati” tin idaresindeki 3890 numaralı kam” yon Akaretlerden inerken direksi * yon simidinin çıkması yüzündef olanca hiızile, bir ağaca çarpmıştiT" Çarpmada şoför Herant ile yanım” da bulunan Haçik yaralanmışlar, ” kisi de Beyoğlu hastanesine kaldi” rılmışlardır. © Üsküdarda Hamza Faki mahal lesinde Hasan paşa sokağında 13 nü maralı evde dün mutbaktan yangif! çıkmış, mutbağın bir kısmı yandi tan sonra söndürülmüştür. Yangının, yandaki evden atılafl bir sigara ile çıktığı umulmaktadı Tahkikat sürmektedir. _——______// rin mesrin yanında vız kalır,| rı ardındân' sürükliyen taş_flî_îf“ âşık olurdun ona, İri siyah göz- | ile, musikili ses ve sözleri il& lü, bol kîrpıklı, uzun boyıu, tay- lan, sözü sesi musikili, bembe- yaz tenli, şen, güler yüzlü, gül- düğü vakit delirten, söylediği zaman bağlıyan, baktığı anda büyüleyen bir kadın. Anlatmak- la; öğmekle sana tanıtılacak gi- bi değil. Adı Bedi imiş. Ona orada rastlamak uçak piyarigo- sundan büyük ikramiyeyi kazan- mak gibi bir şeymiş. Binde bir gelirmiş. Ve binde bir müşteri- ye çıkarmış. Nedir, neyin nesi- dir, nerede oturur, ne yapar, kimlerle düşer, kimlerle kalkar? Hiç belli değil, Madam Anna - yı sıkıiştırdım, - sıkıştırdım, im- kânı yok bulunamaz; talih işi. Gelirse görürsün... diyor. Ama ne kadındı, Ferit bilemezsin?.. Refet anlattıkça Nesrin Feri- din gözleri önünden gitmiyor, o da iri, kara gözlerile, bol kir- piklerile, uzun boyu ile, bakışla- apak teni ile, şen, gülen, h€P gülen yüzile ve güldüğü vak! delirten, söylediği zaman ba&” lryan, baktığı anda büyüleyt? durumu ile Ferid'in bakışlarıl” da diriliyor, difiliyor, sanki: — Ben ondan az mı güzelim" Tıpkısı değil miyim?. Diyor ve bu ses Ferid'in kfl' laklarma geliyor, gözlerîf'ı" rengini geceden, teninin ışığı gündüzden, yüzünün pembe PT yazlığını güneşten alan sev8! sine bir kat daha bağlı'ıru)'*’fF Ve böylece Refet anlata, * / rit dinliye ve sevgisinin Ya’ıgı nını damarlarında tutuşturâa daf tuştura Galatasaray'a KA gelmişlerdi. Refet sordu: — Peki ne olacaksın sen kızla böyle?, grd“ Ferit soğukkanlı cevap VS& , (Arkası var) bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: