ac 10-17-95 UŞAKLILAR SİZİN İCİN!... Çalışan Bir Doktor Uşaktan bahsederken Uşaklı- Jarın içtimai hayatında bir em. niyet süpabı vazifesini gören memleket hastanesini (ounut- mak büyük bir insafsızlık olur, Özel hesaplar memurluğunun çok dar bütçesi ile idare edilen bu hastane denilebilir ki sıh- hat işleri üzerinde idealist bir tabibin paradan bin kat fazla müessir olduğunu isbat etmek için kurulmuş gibidir, Uşak hastanesi istasyon cad- desine bakan bir tümsek üzerin- dedir ve şehrin pekyakınındadır Bir araştırıcı gözile içine giren - ler birçok büyük şehirlerin has- taları yatırdıkları yataklarla te- mizlikte boy ölçüşebileceğini derhal anlarlar, Fakat maalesef ancak otuz yatağı vardır. , Bu civardaki sular çok kireçli bldukları için Uşakta idrar yol- larında zahmet, böbreklerde taş ve kum pek çoktur. Apandisit ile muhtelif neviden urlar, ka - dın ve göz hastalıkları, zor do - Zumlar, fıtıklar hastane opera » törü Kudret Sabriyi durmadan çalışmağa sevketmektedir. Haz- retin nasıl biçak salladığını an- lamak için hastane müzesine şöyle bir göz atmak kâfidir. Bu- radaki kavanozlarda neler neler yoktur... Urlar, taşlar, böbrek - ler mi yoksa ameliyatla alınmış çocuklar mı istersiniz. Hepsi var dır, Operatör Kudret Sabri bu has tanenin herşeyidir. Tek başına çalışır. Şunu da ilâve etmelidir ki yaptığı usta bir müdahale iki körün gözlerini açması ile ve birçok köylülerin böbreklerin » den çıkardığı taşlar ve koparıp aldığı apandisitler ile bu doktor, kocakarı ilâçlarına karşı fennin kudretini isbat (Oetmiş ve fenne karşı en cahil köy- lerde bile bir alâka ve itimat uyandırmış bulunuyor. Hele Simav'ın Tepeçik mahalle sinden yarı ölmüş bir halde ge- #irilen Kâhya oğlu Kâmilin ge- be karısını sağ salim doğurtma- #1 Uşakta olduğu kadar civar ka zalarda yaşayanları da sevindir- miştir, Ona şimdi herkes sağlık babası adını takmıştır, Alın size biribirinden mühim üç dert ki Uşaklıların bundan müztarip olmadıklarını iddia et- mek imkânmdan mahrumuz. Bu kasaba yarının büylik bir şehri olmağa namzet değil imi - dir ? Halbuki Türk endüstrisinin baş rollerinden birini üzerine â- lan bu Uşak dördüncü smıf Ana- dolu kamunlarından biri gibidir. Ne içilecek suyu vardır, ne a - dam akıllı bir elektrik tesisatı, hattâ denilebilir ki bu gidişle bir iki yıl sonra yolu bile kalmıya- Bu neden böyledir? Şüphesiz, herşeyden evvel bu sorguya muhatap olacak mücs- sese Uşakın belediyesidir . Ve Uşak belediyesini son beş yıl içinde idare etmiş olanlar elek- trik meselesini, su işini ve bol yol belâsmı hallettiklerini iddia edemezler. Uşak, hatırlıyoruz ki elektri - ğe ilk kavuşan kasabalarımız - dan biridir, Fakat bu elektriklen me bir türlü Uşaklıların ihtityaç larını karşılayamamış ve hâlâ karşılamak istidadını göster - mek niyetinde değildir. Bunun ilk sebebi elektrik şir- ketinin sermayesindeki azlık ise de ikinci ve daha mühim sebebi mutlaka idaresizliktir, Şehrin birçok sokakları, bil » hassa mahalle araları her gece zifir gibi bir karanlık içindedir. Bununla beraber Uşakta elek - trikten mahrum olarak yaşayan lara acımamak, onları, bilâkis tebrik etmek lâzımdır. Zira elek trik cereyanı o kadar az ve ihti- zazlığır ki evlerinde elektrik kul Janabilenler göz ağrılarından ya kalarını kurtaramamaktadırlar. Suya gelince; Uşaklılar diyor lar ki bu kireçli suyun kaynatı- Wp filitre edilmesinden vazgeç - tik. Mübarek bulunsa gene ra - zıyız, Bu söz hakikatin tam bir ifa- desidir. Çeşme suları bir merkez de toplanılmadığı için yaz geldi mi çeşmelerde suyu koydunsa bul. Halk, cidden susuzluk çek - mektedir. Eğer belediye bir gay ret göstermiş olsa, az bir para ile Uşaktan pek uzakta olmayan Kürt ve Çokrağan sularını kasa baya indirebilir. Velhasıl Uşak elektriksizlik - ten ve susuzluktan değil, beledi yesizlikten azap çekmektedir. Uzun süren bir lâkaydi netice- OK Uşak Memleket hastane sinin dışardan görünüşü. v Uşak Memleket hastanesi heyet! (ax işaretli muvaffakiyetli ameliyatlar yapan hastane sertabibi Kudrettir.) sinde kasabanın yolları da bo - zulmuştur. Hele istasyon cadde si Konyanın eski istasyon cad - desi gibi tozu ile meşhur bir ha- le girmiştir. Birçok sokaklar- dan, hele mahalle aralarından yazın toz ve kışm çamur yüzün den insan geçtiğine de, geçece- ğine de bin kere pişman olmak. tadır. ; İstasyon civarmdaki belediye çöplüğü, viran evler ve mezar - lıklar da Uşakı ilk görenlere bir türlü beğendirmemektedir, Dü - şününüz bir kere... Bir belediye şak Gençleri Uşakta Bir Heyecanı Yaratmışlardır Spor çk Uşak Ergenekon İdman Yurdu 7 Gençlerin durmadan çalışma » larma ve halkın gösterdiği bü - yük alâkaya bakınca “Uşak, spor bakımından kendini ön plâ na çıkarmağa hazırlanmakta- dır.,, denebilir. Afyon - İzmir hattı üzerinde- ki bu güzel Türk kasabasımda tam altı tane kulüp vardır: 1 — Ergenekon İdman yurdu 2 — Turan İdman yurdu 3 — Gençler Birliği 4 — Şeker Klöp 5 — Avcılar Birliği 6 — Atlı Klöp e Hiç şüphesiz Uşak bugünki sporcu heyecanı üzerinde en bü- yük rolü oynamış olan topluluk Ergenekon İdman yurdudur. Zi- ra 12. 13 yıl evvel çalışmaya baş layan bu sporcular karşılaştıkla rı birçok güçlüklere göğüs ger - işler ve nihayet emellerine Pe vaffak olarak hem çok istidat bir takım kurmağa, hem de mu- hitte spora karşı sarsılmaz bir a- lâka uyandırmağa muvaffak ol- muşlardır. Turan Yurduna gelin ce; ancak 7 - 8 senelik bir tarihi olan bu kulüp Uşak mmtakası- nm 933-934 şampiyonluğunu kazanmış ve Türkiye ikincisi © lan İzmir takımıma bire karşı üç le yenilmişti. Gençler Birliği ise Uşakta hiç ihmal edilemiyecek bir kudreti ifade eder, Yedi 8€ - kiz sene mütemadiyen şamp: - yonluğu elinde tutan bu gençler komşu kasabalarla yaptıkları t€ maslarda öğünülecek muvaffa - kıyetler ka anma Gelgelelim Şeker Klöbüne- Memleketin her tarafında 78 man zaman bir harp meydanı manzarası gösteren futbol Mâ$- ları yapılırken Şeker adını takı nan bu klüp bir anlaşamamanın ve İrafif tertip bir münazaanın mahsulü olmakla beraber temen ni ederiz ki Uşak mmtakasında futbolü şeker gibi tatlı bir kılığa soksun. Bu gençler evvele; Ergene» konda idiler. 933.» 434 şampi * yonluğu yüzünden “ıkan bir ih- tilâftan sonra ayrıldılar ve Şe * ker fabrikasınm bazı memurlari- le birleşerek ayrı bir kurum yap tılar, Voleybol, tenis, binicilik ve yüzücülük şubeleri iyi ele - manlar yetiştirmek üzeredir. Ati: Spor Klübünün henüz fa- aliyete başlamadığı hayretle gö rülmektedir. Hülâsa: Uşak genç lerinin kaynar kanlı ve mücade- Süprüntüleri Dökecek Yer Bulamamış lar, Getirmişler İstasyonun Yanıbaşına Dökmüşler ... Olur Şey Değil! | ki çöpleri ve süprüntüleri bula bula getirmiş, istasyona dömüş- tür. Sanki bu kasabanın, çöp ve süprüntüsü, gelip geçen tren yol cularına gösterilecek en gözde mahsulü imiş gibi. Uzun zamandanberi “hemen Allah bu sanayi mıntakasıma bir belediye nasip eyleye.” temen- nisinde bulunanlar yeni Şarbay- dan bu dertlere deva bulmasını bekliyorlar, ve eğer bu da eski- lerine benzerse; — Yaaandık! - diyorlar « inci takımı Uşak sahasında İleci olarak yetişmekte olduk- ları anlaşılıyor, Zira spor yalnız adaleye değil, kafaya da çevik - lik verir. Ve itiraf etmelidir ki Uşakta- ki spor ilerleyişini bütün şerefi İ gençlerin kendilerinindir. nemli üç derdi var 1—Su 2 — Elektrik 3— Yol | Bünun için biz; , 1— Uşaka yol ve kireçsiz su | istiyoruz! 2 -— Uşaka halkın gözlerini bozmıyacak, kuvvetli ve işe ya- rar e elektrik kurumu istiyo- ruz Il! başa tamir edilmesini, halkın | kışın çamur ve yazın toz derya- | sından kurtarılmasını ve mut- || lâka ve mutlaka Uşak sokakla» | rmin ve mahalle aralarma & lektrik lâmbaları konulması- nr istiyoruz! al ın En Yaşlı Adamı pir Selvi oğlu Molla Mehmet 8 vatandaşım babası ve 54 va- tandaşın büyük babası olan Sab- ri oğlu Molla Mehmet altmış se- kiz yaşında dinç bir babayiğittir. Uşağa dört saat uzakta Sabrioğ- lu köyünde yaşar, İ duğu için, İtalyan - Habeş a: | deği! .. e— İtalyanlar Rodosa 20 Bin Asker mi Getiriyorlar ? (Baş tarafı 1 incide| “Bunlar, yani Yunan halkı, İtal yanlaştırıldıktan sonra, Somalide, E- ritrede ve harekât yapılması tasav - vuz edilen mirntakalarda yardımcı hiz metlerde ve işçi olârak kullanılmak isteniyor. Çünkü belki de gayri mü. sait bir iklimde çok güç olan bu iş i- çin Yunanlı kullanmek İtalyan kul - Janmaktan daha işe gelir farzedil- mektedir.,, Ayni gazete tazyikin ayni zamanda dini vicdan üzerinde de yapıldığını yazıyor ve bir de hâdise kaydediyor Kalimnos aasında Rigas İsimli bi- risi Kuru isimli bir genç kızla ken- di kilisesinde evlenmiş, sonra Fran- saya gitmek Üzere pasaport istemiş. İtalyanlar, kendi nüfuzları altında olmıyan ve olmak ta İstemiyen bir kilisede evlendikleri - için * pasaport vermemişler ve adamcağız, evlenme merasimini, bu kiliselerden birisin. de tekrar etmeğe mecbur kalmış ve böylece pasaport alabilmiş. Habeşlerin müracaatı Cenevre, 29 A.A. — Hal dış bakanı Merui, Avenola hükümeti nin, İtalya » Habeş davasının esası hakkında uluslar kurumunun tefsir de bulunmasını dilediğini bildiren bir ota Vermiştir. Habeşier mesuliyeti almıyorlar Adisababa, 29 A.A. — Habeşistan dış bakanı Meri, İtalya elçisi Kont Vinçiye, 23 temmuz tarihli İtalyan notasının karşılığını vermiştir. Bunda, uzlaşma komisyonu çalış» malarının kesilmiş olmasından Ha - beş hükümetinin mesul bulunmadığı ve uluslar kurumu konseyinin bu iş hakkında bir karar vereceği yazılı - dır. İtalya ve Uluslar Kurumu Roma, 29 A.A. — Sanıldığına gö- re İtalya, Habeşistan hükümetinin notasından sonra, uluslar kurumu konseyinin önümüzdeki toplantısın- da hazır bulunacaktır. İtalyanın menfaati, konsey görüş - melerini, sadece uzlaşma komitesinin yetkesini tefsire hasrettirmekte ve kendi bakım noktasını müdafaa ede- bilmektedir. İtalya iştirak ediyor Roma, 29 A.A. — İtalya, Uluslar sosyetesi konseyinin çarşamba günü yapacağı toplantıya iştirak edecek - ir. İtalyan delegasyonunun bazı ü- yeleri bu akşam gideceklerdir. Dele- İ gasyonun başında bulunan Baron A- loisi, yarın akşam hareket edecektir, Eden-Laval görüşmesi Londra, 29 A.A, — Uluslar s0sye- tesi işleri bakan: Anthony Eden, kon sey toplantısındaki İngiliz deleğas yonuna başkanlık edecektir. Eden, yarın Cenevreye gidecektir, Laval da yarm Paristen hareket ede- cektir, İki hükümet adamının, ya Pariste, yahut seyahat esnasında konuşmaları muhtemel görünmektedir. Söylendiğine göre Laval ve E- İ den, Cenevrede Aloisi ile özel konuş malarda bulunacaklardır. Konuşma - lar, konseyin çarşambaya yapılması kararlaştırılan toplantısından evvel cereyan edecektir, 3 — Uşak yollarının baştan |! Habeş meselesi bir bütündür Stokholm, 29 A.A. — Saylavlar ku- rulunda söz söyliyen İsveç dış işleri bakanı Sandler, demiştir ki; “Uluslar #osyetesinde üye olan bir devletin eğcmenliği mevzuu bahsol- lığı şi Ualual hâdisesi ile ilgil dir. Bu hususta bir karar alma- » İstenilmese bile, - İtalyan - Habeş a şmazlığının bütün uluslar 80sye- tesine verilmelidir. Çünkü bu kon- sey, harp tehlikesi taşıyan hâdisele- ri incelemekle mükelleftir... Bundan sonra Sandler, ilgili taraf. lar, ona beyaz ve renkli ırklar arasın- da bir mücadele şekli verdikleri tak- dirde, İtalyan - Habeş anlaşmazlığı- nın doğuracağı sonuçları önemle söy» lemiştir. Küçük ulusların bu anlaşmazlığı büyük bir dikkat İle kovalamaları, Mizım geldiğini söyliyen İsveç baka- nı, “Uluslar sosyetesinin kanunları büyük devletler hakkında olduğu ka- dar, küçükler hakkında da muteber- dir., demiştir. sveçin geçenlerde İtalya ile bir tecim andlaşması imza ettiğini hatır. latan Sandler, en ziyade müsaade mazhar devlet prensipi içinde ve ipe veç - Habeş tecim ilgilerini ilk defa olarak tesbit etmek yolunu bulmak için bundan altı ay evvel başlayan ko nuşmaların bitirilmekte olduğunu İ- Tün etmiştir, Muhtemel silâh çıkıları (ihracatı) hakkımda Habeşistanın bazr hükümet lere ve bu arada İsveç hükümetine dermiş olduğu mota hakkında andler, hükümetinin bu notaya ve - teceği cevap için henüz bir karar ver mediğini söylemiştir. Amerika ve Habeşistan Londra, 29 A.A. — İtalya ile Ha- beşistan arasında harp çıkmak ihti- maline dair Hull tarafından İtalya büyük elçisine karşı gösterilmiş olan endişeden m Nevyork Tay - mis gazetesi, Hull'un her halde Ruzveltin rizasile hareket etmiş ola» cağını yazıyor. Bu gazete diyor kit “Bundan anlaşılıyor ki, eumurluk başkanı, İtalyanın üzerinde manevi bir tazyik yapmak Üzere başkalariie elbirliği etmeğe hazırdır.,, Harbin önüne geçmek için, Ruz - velt, uluslar kurumile birlikte resmiğ. olmıyan bir surette fakat tamamile çalışacaktır. 3 vapur asker Napoli, 29 A.A. — Prinçpe yovanna ve Uraniya vapurl tihkâm sübayı ve 1400 istih ri ve 14 sıhhiye sübay ve ile 200 sıhhiye askeri ve katır levazımla Masavvaya hareket « tir, Yaralılar için Adisababa, 29 A.A. — “Askere dım,, kadınlar komitesi, sosyetesinin ileri gelenlerin ro Çivaregade'nin başkanlığı ve ordu komutanlı ö toplanmıştır. başla hazırlıklarda bu r vermiştir, al âdetlere göre, birliğin üye kerlere savaş alanında maddi ve manevi yardımlarda bul lar ve ölülerin yakışrkir bir surette kal dırilıp gömülmeleri ödevini üzerleri ne alacaklardır. C.butide bir İtalyan harp gemisi Cibuti, 2. A.A. — Bir İtalyan harp gemisinin devamlı olarak Cibuti Vi- manında bulunması Habeş siyasal çe- venlerinde telâş uyandırmaktadır Bu çevtenler, önümüzdeki hafta i çinde limana başka bir İtalyan b gemisinin daha geleceğini sö; lar, Adis Ababaya gönderilmek üzre Cibuti limanma gelmiş olan teci merlere ait mallar antrepolarda sak lanmaktadır. Çünkü bu malların sahipleri bun ların hükümet merkezine gönderil- mesini istemiyorlar, Çarşambaya toplanıla- mıyacak Cenevre, 29.A.A. — Uluslar tesi konseyinin önümüzdeki çerşam- ba günü toplarıması ihtimali hakkın da biraz umudsuzluk vardır. İngiliz murahhaslarmın konsey buhranı halletmek için kabul ve kip edeceği usul üzerinde amil olaca ğ: tahmin edilmektedir. Acıklı Bir Ölüm (Baş tarafı 1 incide) şen, temiz vicdanı ve yüksek zekâ- sile memlekete hizmet etmiş, bundan sonrada kendisinden faideler bekle- nen öz bir Türk çocuğu idi. Sadık Zade Ruşen yorulmak bilmi. yen çalışması ve iradesile memlekette önemli eserler vücude (getirmiştir Kardeşlerile beraber tesis ettiği Sa- dık Zade Biraderler Şirketile mem leketin kara ve deniz ticaretinde bü yük ve sayılır bir mevki tutmuştu Çorüh ilbaylığınn da müteahhidi olduğu Kurayı seb'a ormanları m sulatile Rizede fenni ve asri şeraitle bir kereste Fabrikası » kpırarak mili kereste ihracatında büyük bir rol ifa ettiği gibi ithalât ve ihracat tarımın- da dahi önemli muvaffakiyetler gös termiştir, Merhumun en çok sevdiği denizci» Hik idi, memlekette birinci derecede bir deniz ticaret filosu (o vücude g*- tirmiş ve gerek umumi harpte ve ge rek milli mücadele günlerinde bu vapurlarla memlekete büyük fedakür lıklar, hizmetler yapmıştı. Posta va purculuğunu devlet (o inhisarma a'an kanuna uygun olarak teşekkül ede- cek olan Anonim Şirketinin teşek lünde hayatının en çetin yorgun)! larile, müşkülâtile mücadele etmiş ve kanun çerçevesi içinde kendisini s< venlerinin el birliğile iki sene evvel kurduğu Vapurculuk Türk Anonim Şirketinin başma geçerek (o canile ve malile kendisini bu Şirketin yüke | mesine hasretmiş. Şirketin ilk za“ manlarında ve yenilik günlerinde g6 girdiği bütün enğelleri yenmiş, ken. di canımı ve servetini öne sürmüştür. Yeni teşekkül eden bu Şirkete her kesin şüpbeli ve tereddüdlü gözlerle baktığı bir zamanda © bilâkis yeni vapurlar alarak kadrosunu yenileştir- miş son zamanlarda bütün zekâ ve iktidarını, yorulmak bilmiyen çalış“ malarını canını ve malını bu Şirke- tih yükselmesine hasretmiş ve Şirke- tin memleketteki bugünkü mevki Ruşene borçlu bulunmuştur. Merhumun cenazesi Rizeden Trab- zona naklolunmuştur. Dün akşam İstanbuldan gönderilen ve Rüşenin çok sevdiği Tarı vapurile cuma ak- şamı İstanbula getirilecek ve cenaze alayı cumartesi günü yapılacaktır Ailesi efradile Vapurculuk Türk A nonim Şirketine ve bütün kendisini sevenlere içten gelen taziyetlerimizi İGönderilmiştir oiye- n