18 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

18 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— T Trakya Buğdayları Hak- Şeker fiyatı ve kındaki Neşriyat erin 8 ydın muhabirimiz yazıyor? Tekirdağ, (Özel aytarımız bildiriyor) — Trakya sert buğda- “Şekerin o ucuzlaması (üzerine yının evsafı ve sürümünü bozacak şekildeki bazı neşriyat, müs- tahsilleri üzüntüye düşürmüştür. Çukurova sert buğdaylarının Buğdaylarımızın yüzde otuzunu Trakyanmn sert buğdayları, hatıra gelmemesi lâzımdır. İstanbul fırınları pek âlâ işle- mektedirler. Bu yılım buğdayları fazla olarak ak buğdaydan ayırt edilmiyecek kadar dönmelidir. Şehrimiz şarbaylığı da Trakya buğdaylarının ikinci nevi ekmek yapmağa müsait oldu- ğu kararını çoktan vermiştir. iki Köylü Batağa Saplandı Sıvas, (Özel aytarımız gördü bildiriyor) — Sıvasa ten sonra köylerine dönen Battal Ziya ve Veysel ismin. gelip işlerini de iki köylü, Kızılırmak köprü sünün alt tarafında suya gir- mişler, bataklığa saplanarak boğulmuşlardır. Her iki ceset su. dan çıkarılmış, adli tahkikata başlanmıştır. Aydın belediyesine verilenpara Kandıra, (Özel aytarımız bildi or) — İç Bakanlığından şarımız başkanlığına 780 liralık bir tahsisat gönderilmiştir. Bu para burada bilhassa su tesisatı ile sağlık verici işlerde kullanı- lacaktır. Ve belediyelerden alman oktruva karşılığından temin edilmiştir. Herkes istediği Yeri Bulacak Kandıra, (Özel aytarımız bildiriyor) — Gerek kasaba dahi- linde, gerek köylerde ev, dükkân, samanlık ve ardiyelere tama- men numara konmuştur. Yollara istikamet levhalarının konul- ması işi de bitirilmiştir. İlçemiz sınırına giren her gezici yol gösteren tabelâlarına bakarak hiç şaşırmadan istediği yere gi- debilecektir. Sebzeleri Sökü len Bahçeler p Aydın, (Özel aytarımız bildiriyor) — Aydın orayı, bahçele- rin, lâğım karışan çay suyu ile sulanmaması yolundaki kararı- na uymıyan üç sebze bahçesi sahibine ihtarda bulunmuştur. Buna rağmen sulamakta devam ettikleri için, yönetim kurulu kararile bahçelerin bütün sebzeleri söktürülmüştür, Çorumda"Çocuklarr Esirgeme Çorum, (Tan) — Halkevi temsil kolu çocuk esirgeme kurumu men - faatine bir müsamere vermiştir. Mü #amerede tırtıllar piyesi oynanmış, geneler iyi derecede muvaffak olmuş lardır. Esirgeme kurumu başkanı Şemseddin, bu münasebetle bir söy - lev vermistir. Aşağıdaki resim bu müsamereden bir sahneyi gösteri » yor, No. 60 YOSMA! Etem Izzet BENİCE apartmanlarımızdan birinde bir kat boşaltır, otururuz. Dedikten sonra, sözlerine ek- ledi: — Fakat, bir saniye seni gö- zümün önünden ayıramıyorum. Beni kendine o kadar çok bağ- ladın, o kadar çok sevdirdin ki, senden nasıl ayrılıp ta yurda, hastalarıma gideceğimi düşün- meğe başladım. Üç dört kere| İstanbul'a indin de deliye dön- | düm. Azıcık daha kendimi tur| tamasam dişçide gelip seni arı- yacaktım, Güney düşünceli cevap verdi: — Bende öyle kocacığım. Senden hiç ayrılmak, bir saniye bile uzak kalmak istemiyorum. Fakat, dudakları bunları söy- lerken zihni elektrik pirizine $0- kulmuş, bir motör hızile bam- düşünceli başka konular üzerinde çalışi- yordu. Doktor bunu ayırt etmiş olmalı ki: — Sen birden düşünceye dal- dın Güney?. Diye sordu. Genç kadın he - men kendisini toparladı: — Hiçbir şey düşünmüyorum. Fakat, aklımdan bir şey geçti. — Ne geçti?. — Söyliyeyim mi?. — Söyle, senin kafanın içinde benden gizli kâlmış en küçük bir fikir, en basit bir duygu kal- mamalı.. Güneş yüzlü, zeki bakışlı ka- dın kocasının gö. tı baktı: — Senden gizli karamda ne olabilir kocacığım? Dedi ve devam etti: — Pek sade bir şey de söyle- meği doğru bulmadım. Çok önemli bir şey söylene- cekmiş gibi doktor merak duyu- yordu: — Söyle. — Peki söyliyeyim. Fakat, bana güleceksin. — Gülmem karıcığım. — Taksim bahçesi benim ol içine bak- | Uşak Şeker Fabrikası Tarım Ban- ile bir yayım yapmış, 150 çuvaldan aşağı olmamak üzere yapılacak si- parişlerin çuvalı 25 liradan ve İşakta vagona teslim şartile gön- derileceğini bildirmiştir. Bir tecim evi de bu yayım üzerine, 150 çuval şeker sipariş vermiştir. Fabrika verdiği karş'lıkta siparişin izmir depo fiyatı olan 26 lira 80 kuruştan | hesaplanacağını, depodan istasyo- na kadar taşıma parasının müşte- riye ait olduğunu bildirmiştir. | Aydınlılar bu yüzden şekeri he- nüz 30 kuruşa yiyorlar. Eğer, fab- İ rika önce yaptığı yayıma uyarak Aydın tecimenlerine vagon teslimi 25 liraya şeker verirse buraya 27 liraya mal olacak ve şekeri 28,5 - 29 huruşa satabilecektir. Bu önemli işi fabrikanın ele al- masını ve Aydın tecimemlerine Uşakta 25 liraya mal satmasını bekliyoruz.” ME Ka ——m— Cizrede Atatürk Cizre, (Tan) — Atatürk büstünün yapı işleri bitirilmiştir. Etrafındaki sahan düzeltilmesi bitince açılma resmi yapılacaktır. Atatürk büstün - den şarbaylık binasına doğru açılan on iki metre genişliğindeki caddenin ihalesi iki gün sonra yapılacak ve iki ay içinde bütün inşaatı ihale edilmiş olaca! İKÜÇÜK TELGRAF | —i # Çorum, (Tan) — Parti Başkanı Çorum saylavı Ali Rıza Özenç bu - gün Ankaraya gitmiştir. Başkan, An karada partiyi alâkadar eden işler üzerinde £ temaslarda bulunacağını söylemiştir. #* Çorum, (Tan) — Çorum ilbaylı- ğına atanan Hakkı Haydar şehrimi » tır, * Mersin, (Tan) — Tarsus Çukur Ova fabrikası hava kurumuna İZ bin lira vermiştir. Tarsusta bugüne ka - dar toplanan para 21 bin lirayı geç - miştir. * Sivas, (Tan) — Zehirli gazlar - den korunma hakkında şifa yolları dahiliye mütehassısı Celâl tarafın - dan bir konferans verilmiştir. * Sivas, (Tan) — Halkevi,” parti bahçesinde bir danslı çay hazırla - mıştır. Çay çok güzel ve eğlenceli geçmiştir. (Tan) — Öğretmenler Birliği, hava kurumuna yardım mak- sadile iki müsamere vermişlerdir. Mü- samerede Halkevi bandosu da bulun- sa da onun içi villa yaptır- sâm.. diye düşündüm. Nasıl?, Fazıl: — O! Parlak fikir... Dedi ve güler yüzle ilâve etti: — Bir şey değil. İki milyon- liralık bir iş, Sade dediğin bu olursa mürekkebi ne olacak Gü- ney?, Genç kadın, bakışlarma, sesi- ne bir toyluk verdi: — Ne yapayım Fazıl'cığım. lan geçti. Orası çok ho- şuma gidiyor. — Tabii hoşa gider. İstanbu- hun en güzel yeri. — Şarbaylık orasını sen de alsan. Doktor güldü: — İmkân mı var karıcığım. Belediye satsa da biz alamayız. En aşağı oranın bir milyon li- ralrk değeri var. Parçalasalar da arsa diye satsalar su içinde milyon eder. — Yok canım.. — Gerçekten öyle. — Hiç sanmam, Birkaç yüz bin liraya almır. —Deli misin?,, satsa, hası ve tecimen odalarının aracılığı | | ze gelerek yeni ödevine başlamış - | AN POLiS kithanesinden 40 Saat çalındı Dün gece saat 1,5 da Eyüpte ol. dukça garip bir hırsızlık vak'âsı ol- muştur: eceyarısı Eyüp camisinin bütün kapıları kapandıktan sonra caminin Bahariye caddesine bakan duvarla rından iki meçhul şahıs, içeri atla mış, kimsenin içerde bulunmadığına emin olduktan sonra caminin ön bü- yük methali . yanında bulunan mu- vakkithanenin kap.sma yanaşmışlar - dır. Meçhul adamlar, ellerindeki de- mir âletlerle muvskkithane kapısını zorlamışlar, kırmışlar ve içeri girmiş lerdir. Santçi Hilminin birçok kıy- metli saat ve tamir takımları ile dö- Wi olan muvakkithaneyi bu hırsızlar soymuşlar, müşterilere ait değerli 40 tan fazla saati çalmışlardır. Hü- viyeti henlz anlaşılamıyan bu adam- lar, gene görünmeden geldikleri yol- dan kaçmışlardır. Sabahleyin, muvakkithaneye gelen Hilmi, vaziyeti görmüş, hemen poli. se başvurmuştur. Polis. hırsızların izi üzerindedir. İki kişiden şüphe e- dilmektedir. Feci bir kaza Dün, Sirketide gümrükler idare- sine bağlı 21 numaralı antrepo önün- | de feci bir kaza olmuştur: Arşak isminde 61 yaşında bir si- mitçi, öğle üzeri antrcponun önüne gelmiş, işçilere biraz simit sattıktan sonra kapı dışında, gölgesi düşen büyük beton duvarın dibinde yemek yemiye koyulmuştur. Bu sırada her şeyden habersiz karnını doyurmakta olan Arşağm kafasına duvarm çat- lak, kalın sıvalarından 3 büyük par- ça düşmüş, zavallı kafası yarılarak kanlar içinde yere yıkılmıştır. Büyük taş parçaları ile kafatası delinen Ar- şağın imdadma etrafta bulunan ara- bacılar yetişmişler ve hemen bir oto- mobille bu biçareyi Necip eczanesi- ne götürmüşlerdir. Eczanede yapılan muayenede Arşağın yarası derin ve tehlikeli görüldüğü için merkezden sıhhi imdat otomobili istenmiş ve Ar- şak Cerrahpaşa hastanesine gönde- rilmiştir. Yaralının hayatı tehlikede- dir, Tanınmayan bir adam bir çocuğu yaraladı Dün Sultanahmette, yanan Adliye binası yığıntısı arkasındaKadri ismin de 14 yaşındaki bir çocuğun karşısı- na tanımadığı birisi çıkmış ve para İs- temiştir. Kadri evvelâ buna aldırma muş ve ilerilemeye başlamıştır. Arka- Sarya sanaya eğmez elim deli süstalıyı çocuğun bacağına doğru sil lamış ve Kadriyi yaralamıştır. Vaka yerine yetişen polisler, yaralıyı Akbi- yık karakoluna getirmişler ve ifadesi- ni almışlardır. Sonradan sıhhi imdat otamobili çağırılmış, Kadri hastahane ye gönderilmiştir. Suçlu aranmakta - dır, * Vezneciler caddesinde 113 nu- maralı biçki yurdunda çalışan Ruh- dün yurtta elindeki ütüyü ip- likler üzerine dalgınlıkla bırakmış ve yangın çıkabileceğini hatırlayın- ca ütüyü helâya götürmek istemiş - tir. Bu sırada nasılsa abdesthane kaplama tahtaları tutuşmuş, fakat yetişen İtfalye tarafından söndürül- saat I2de Heybeliadada Rum eytamhanesi ahırı altındaki ot- Jar tutuşmuş ve yetişen itfaiye tara- fından söndürülmüştür. Bu yangı- nın Beykozda oturan Şirketi hayriye gemicilerinden — Şevketle | Velinin yere attıkları sigaradan çıktığı anla şılmış ve her ikisi de yakalanmış tır. — — —— ————— muştur. Birlik üyeleri bu piyesleri, Turhal ve Zilede tekrar oynryacaklar, hava kurumuna yardım için çalışacak lardır. — Alınabilirse alır mısın?. Bu sorgu karşısında doktor birden durakladı. — Canm karıcığım bunlar hayal. Diye geçmek istedi. Güney bu nokta üzerinde israr etti: — Alır mısın?, Doktor, ne cevap vereceğini düşündü, düşündü, sonra şakaya boğdu: —Bizkim, orasını alk mak kim?. — Her şeylerimizi satarız, pa- ramızı da üzerine koyar alırız. Doktor: — Ne yapsak alamayız. Dedi, Genç kadın gücengin bir tavır aldı. Dargın bir sesle: Demek ki sen beni sevmi- yorsun. Yüzüme gülüyorsun. Ben de bunu öğrenmek istemiş- tim. Dedi. Doktoru telâş aldı: — Canım nereden çrkarttın şimdi bunu? — Öyle ya beni sevsen. alırız, karıcığım.. derdin! Doktor güldü: — Lâfla alınmaz ki, Ben alı- Eyüp camisi muvak- İnce bir sorgu Bir çocuğun babasmı tayin et mek mümkün müdür? Buna bir çok insanların cevap bekleme - si acınacak bir mesele ise de fen onlara acıdığından değil, ileri gitmek için bu meseleyi de hal- letmiştir. Bu sayede bir çok za- bıta anketleri, adliye işleri de düzeltiliyor. Bize Fenerden A. M. imzasi-| le gelen mektupta deniyor ki: Yirmi senedir evliyim. İki ço cuğum var. Refikamla sevişerek değil, bir tesadüf sonunda ev - lendim. Kendisine hiç bir suret Je fenalık etmediğim gibi onun tarafından da bugüne kadar fe- na bir harekete şahit olmadım. Ancak arada bir bizim evlenme mizin bir kader meselesi oldu - gunu, kendisinin sevdiği bir a- damla nişanlanmak üzere bu - lunduğu halde nişanlısının şeh rimizde bulunmayışı onu benim le evlenmeğe sevkettiğini söy » ler. Onun nişanlanmaktan bab- settiği zat bir komisyoncudur, ki kendisini de öğrendim ve ba na onu öğreten mektuplar iki se nedenberi beni çılgına çevirmiş tir. Bir dostunuz, vefakâr arka - daşınız gibi imzalarla arada bir gelen bu mektuplara göre ilk ço cuğumun benimle alâkasr yok - tur. Onun babası bu komisyon - cudur ve refikam izdivacımız - danberi, sevdiği bu komisyoncu ile daimi temastadır ——— miami yla, e e disini bir bahane ile görebilece dim ve çocuğumun ona ne karlar benzediğini anlıyabileceğim de yazılıdır. Bu zat ile karşılaşmak tan çekinerek onu yazihanenin karşısında bir kahveden gözet - ledim. Çocuğumun ona benze « yip benzemediğini uzun uzadı » ya tetkik ettim. Karar verir gi- bi olduğum halde sonra bana henzemiyen bu çocuğun ona da >enzemediğine hükmettim. Fa « kat içime kurt girmiş bulunuyor du. İki senedenberi bu derdimi yalnız kendime hasrederek ge « İlen mektupların sahibini keşfe- çalıştım. Ona da müktedir ola. madım. Sizden öğrenmek iste » diğim şudur: Bazı gazetelerde okuduğum gibi ilmin ve fennin çocuğun babasını tayine ya yan bir keşfi var mıdır? Yani ben acaba çocuğumu ve kendimi müayene ettirerek onun babası olup olmadığını anlayabilir mi- yim? A. M. imzalı mektubun ilk rım.. dediğim şeyi almalıyım. — Peki alamaz mısın sanki?, — Alamam ya. — Neden?,s — Paramız yok ta ondan. Genç kadın sesine daha dar- gm bir ton verdi: — Niçin paran olmasın. Pa- ran da var, her şeyin de var. Fa- kat, bütün bunları beni kırmak içi! o #yorsun! Doktor: — Karıcığım, benim her şey- lerimi, her şeylerimi bir araya toplasan üç dört yüz bin lira ya eder, ya etmez. Senden saklı benim neyim olabilir?. Dedi, karısının minicik, sıcak, alevli ellerini avuçlarının, aldı. Genç kadın: — Öyle ise peki. Ben yok olan şeyi istemem. Hem olaca- ğı için değil, seni Sınamak için böyle bir önerge yapmıştım. Sen alıyorum.. desen bile ben aldırmam. Hiç senin işlerini bo- zar mıyım kocacığım. Senin on paranın bile boş yere harcanma- sını ben istiyemem.. Diye kocasının boynuna ko- önce sorgusuna cevap W& Arlayabilirsiniz. Yem! tahlili usulile pek kati 0 la beraber çocuğun baba olunuyor. Bütün insan * İnn bir kaç kısma ay ması çocukla babanın Ki rasındaki münasebetin #4 sına yaramış, neticede 8 şüpheye düşenlerin çoğü lilden istifade etmişler” nunla İstanbulda me: yalnız bir iki doktorumü Gelelim A, M, in asıl © ne: Bize öyle geliyor Ki na ve hain bir tanıdığı. kıskanç ve cibilliyetsiZ bancının oyuncağı oluy©” Hepsinden iyisi kat etmeden bir kaç hafta etmek değil midir?.. o Çirkinlik ! Şişli'den Vo. Kâm. gelen mektup kendisini $ kin bulan ve hiçbir kızm ne kendini lâyık görmij gencin acı şikâyetleril& Hattâ kendisine bir kız © dan piksizliği, gözlerinin, zünün çirkinliği onu ü — Bir kadın benim sevebilir?. sevildiğini . söyl İnanmıyor; aynaya ba! ü Diyor ve ayna sanki öf lerek: — Sehi mi? Bir kadın Ni la. “Fakat düğünü ve Diyor ve devam ediyor bir gün bu $ bana teşvikkâr bir şekil bu gülüşün çak mi olduğunu size temif sem, buna ne dersiniz? Ben izzeti nefis meselel& tif çok hassas bir adamı, ten bu m beni lik. ha, aşk ölmeği: tecrübe eti bile uzak bırakmıştır. Çünkü çirkinliğimi çarpmak suretile izzeti yıkabilecek ağır bir kadi. belki ölüme kadar değilse © halde beni feci bir rükliyebili, ir. Kendi çirkin bir kadına tahan mem.” Erkekte değil, çirkin, SX kin kadınlarda bile elle * sit olan birçok veya ruha likler keşfederek onları sevenleri işitmediniz mi? Hele erkeklerde yüz, B.. Gut güzelliğinin sevmek cında olan bir kadını an€i kaç gün meşgul edebil& devirdeyiz. Dünyaya gö kek ve kadın tmod. elleri | sinema âleminin bugü diye ortaya attığı tiplef “ runlu, kalın ve geniş yassı gözlü mahlül Yeni kadmlar keklerin boyunu, aklını ve zekâsını ölçi e İunu doladı ve sözüne © ettir — Ay ışığında, bu 694 estetik, bu renk, bu gör“ doyumsuz sevgimiz hayal öyle kafatmın il di geçti. Fakat, düşün bahçesi bizim olsa, Bi modern bir park ve O ne soksak, rudaen Denizin ü son stil ile yaptırsak. En araba da kapıda bel iyi olur?, Doktor, yanaklarım yanaklarma yasladı: — Parlak bir hayal Dedi ve ilâve etti: — Hakkın var. Bu 8 bu dekor içinde de b düşünülmez! KIŞ 11. ORTA Karım n8! ği Tesrinlerin sonu. . Yakacık'tan döneli yor. Lar

Bu sayıdan diğer sayfalar: