18 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

18 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.7-935 Memurları umlarında tedavisi taahhüdüne “ kat'i tebligat yapılmasını istemiştir, Yanlış Pul iptal Edenler Ankara, 17 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Memurlar ta- rafından tanzim edilen evraktaki pulların, damga kanununa ay- İkırı olarak iptalinden dolayı almacak damga resminin memurla, dan alınması lâzımgeldiği Finans Bakanlığınca alâkalılara bil. dirilmiştir. rinde satışa çıkarılacaktır. ilerledi ilerledi (Başı 1 incide) aliyetinin akamete uğraması dolayısi- Ie 25 Temmuzda beşinci bir hakem atayacaktı”. (tayin edecekti). Halbu- ki İtalya, bu hakemin atanmasına kar $i gelmekte ve uluslar sosyetesi konse yinin toplanma tarihinin geriye bıra- kılmasını istemektedir. Ancak böyle bir tehiri haklı gösterebilmek için tek bir yol vardır ki, o da anlaşmazlığın kotarılmasına başka sahada çalışmak» tir. Bu kabil çalışmalar ise ancak Fran sa ve alngiltere ile uğrşmağa bağlı - dır. Çünkü Italyanın bu iki hükümet. le uyuşmadan Habeşistanda müdaha- alık icabarındandır. Ayan Romanyadan Gelecek Göçmenler Başı 1 incide) pon ithalinde rastlanan kaçakçilz da önüne geçecektir. vo Nazım vapuru tekri ar Köstenceye gitti Bir hafta önce Romanyadan kişilik bir göçmen kafilesi Sel Nazım vapuru, göçmenleri Çanakka. leye çıkarmış, dün tekrar Köstence ye gitmek üzere limanımızdan geç- miştir. Köstencede bulunan Naim vapuru iki güne kadar yeni bir ka- #ile ile gelecektir. Tesbit edildiğine göre, geçen yıl memleketimize gelen göçmen mikta- rı 26 binğir. 1935 yılı başından bu - güne kadar yerleştirilenlerin sayısı dı 6 bini geçmiştir. a Göçmenler, umumiyetle yerlestik - Jeri yerlerden memnundurlar, Tanı. dıklarının tavsiyesi ile gelen ve şu- rada burada dolaşan bir kısım göç « menler de, diğerlerinin gördüğü yar dım: öne sürerek, kendilerinin de yerleştirilmeleri isteğinde bulunmuş dardır. Göçmen İşleri ile doğrudan doğruya ilbaylık meşgul olduğu i- gin, işlerin sürüncemede kalmasına meydan verilmemektedir. HASTA MEMURLAR Para Alınmıyacak (HUSUSI MUHABİRLERİMİZ BILDIRIYOR)J Finans Bakanlığı hasta memurların tedavi ücretleri hakkında Bakanlıklara bir tamim göndererek, tedavi altma alınması lüzu- mu fennen tahakkuk eden memurların tedavi edilmek üzere res- mi hastahanelerin meccani kısımlarına gönderilmesi, tahsisatı temin edilmedikçe hasta memurların, hastahanelerin ücretli kı- Sivas - Erzurum İstikrazı © Ankara, 17 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Sivas, Erzu- Tum istikrazının 4 milyonluk ikinci kısım tahvilleri Birinciteş- Savaş Hazırlığı! Avrupanın En Tedavi için girişilmemesi icin icap edenlere Önemli işi (Başı 1 incide böyle bir ihtimal karşısında, Sakla Habsburgların geri gelmelerine de razı, olacaklardır. Yugoslavya'ya ge- lince: Sırblar, o Habeburg yerine Anschluss'u tercih etmiye meyleder- İer Çünkü bir defa 19'7 haziranına kadar sürüp giden Habsburg-Kara- yorgi mücadelesi henüz & unutulma- mıştır. Makat bundan başka iç poli- tika bakımından Hababurglarn geri gelmeleri Yugoslavya için arru edi- lir bir durum değildir. Habsburg- lee erun-aaızlar katolikliğin hamisi sıfatını takınmışlardır. Papa ve Va- tikan ile dalma iyi geçindiler, Bu de- e eeilini Dnme'mem layan gin ve acil" İtalya'nın parmığı se siliyor, Yugoslavya'da din meselesi Tol oynar. Sırplar ortodoks, Hırvatlar katoliktir. o Hırvatıstanın otonomisi günün meselesi olduğu bir zaman- da, Yugoslav devlet adamları Habs- burgların geri U gelmelerinde büyük mahzur görürler, — Fakat oOHabburg restorasiyonu doğrudan doğruya Almanya'ya karşı bir hareket olduğundan, bu siyasayı güden Sehüschnigz Ode Almanların nâzarında Dollfuss'tan daha tehlikeli bir adam şeklinde belirmiştir. maka m durumundaki bu ık Avrupan'ın barışı için bü- yük bir tehlikedir. Bugünki “dara, un uzun zaman sürüp gidemiyece- ği anlaşıldı. Analı Ni NE cak ? Hababurglar mı geri Yokua erkinliği saglamlaşım2ak çep başka şekiller mi bul barışı namma Avrupa'nın ergin lup halledeceği ilk iş bu olmalıdır. A. Şükrü ESMER ç ——— Yeni polis kıyafetleri | | , Emniyet Genel direktörlüğünün po | lis kıyafet nizamnamesinde yaptığı | değişikliklere göre, bütün polisler, | boz renkte pantalon ve kilot giyecek lerdir. 2 işaretleri daha Lily gö- ze çarpacak yere konacak ve meç kal- derlkenii Kasketler iki çeşit olacak risi yalnız işbaşında olan polisler tarafından kullanılacaktır. Bu saretie vazife başında olan polisleri herkes ta nıyabilecektir. Nüfus sayımı Hazırlıkları devam edi, w Hazır iyor. Şarbaylık evlere nu- a koymak işini bitirmek üzeredir. Şehir sokaklarinda araba- ar dolusu numara plâkalarıne rastlanıyor. Resmimiz, bir araba dolusu numara plâbası göstermektedir. ması esaslarını tesbit gecek heyetimizde Türkofiş namına Sait Rauf bulunacaktır. di ara LAR Çoruk Saylavı Mehmet Ali Çoruh Saylavı Evelki Akşam (HUSUSI MUHABIRIMIZ BILDIRIYOR)| Ankara, 17 Kamutay idare âmirlerinden Çoruh saylavı Mehmet Ali Okar dün akşam Yenişehirdeki evinde kalp durmasın- Ali Okar, 1296 tarihinde Selânikte dünyaya gel | miş, 1318 de Mülkiyeden çıkmıştır. Mektepten çıkınca, Makedonya hare- dan ölmüştür. Mehmet ketlerine iştirak etmiş. Garp ordusu" da bulunmuştur. Büyük Harpte Ye - şilköy tayyare istasyonu kumanda İığında hizmet etmiştir. Kurtuluş har- binden sonra İzmirde Buca şarbay ğına ve sonra Artvin saylavlığına se- çilen merhum, son.seçimde Çoruhtar saylâv çıkmıştı. Cenazesi yarın mera- simle kaldırılacaktır. Pul bayii bulunmayan kasabalar Ankara, 16 (Hususi muhabirimiz AN SOSYAL KONUŞMA Osmanlı İmparatorluğu devrinde | bu yurdun temeli olan köy ve köylü, | yalnız öşür toplamak. vergisini almak, asker devşirmek için hatıra gelir bİr hesne idi, Köylünün ne (sağlığını). ne (güler yilzlülüğünü), ne (kültürü- nü), ne de (ekonomisini) düşünen, arıyan - yoktu. O, sıtmadan kırılır, frengiden dökülür, trahomdan kör olup, veremden erir, kuraklıktan ku- rur, bilimsizlikten kıvranır ; fakat yar- dımına koşan, dert soran, derman su- | nan olmazdı. Kaç köyümüz var, kaç köylümüz var. Onu bile bilmiyorduk. Köylünün işi gerçekten Allaha kal mıştı, Günden güne eriyor ve eksili yordu. * Bir gün, bugünkü cumhuriyetin kurulduğu, fakat henüz adının kon- madığı ve kurtuluş savaşınm da bü: tün hızı ile devam ettiği bir sırada idi: 1921 de; Atatürk Kamutayın kür- süsünde Kamoya haykırdı: “Bu memleketin efendisi kimdir? Cevap verdi: Köylü.” Kamutay alkışladı. İşte Cumhuriyet Türkiyesi, Köyü ve köylüyü düşünmeğe ancak o anda başladı. o Cumhuriyet o Türkiyesinin köylüyü düşünmesi şu üç yönde top” Janabili; i — Köylünün sağlığı yüzlülüğü. 2 — Köylünün kültür alanında de- gerliliği ve güler Atatürk Devriminde Köy | Yazan : Ali Rıza EREM sıtmalıların kininle iyileştirilmesi yo lunda çalışılmış, son yedi yıl içinde 3.756 köy ve mahallede 8 milyon yurt- daş sağlık yoklamasından geçirilmiş; 20.000 kilogram kinin dağıtılmıştır. Bilgisizlik yüzünden | yıkıcılığını köylerde de yayan frengi ile de ancak son ewmurluk yıllarında uğraşılabil- miş, son yedi yıl içinde (1926 - 1933) hhat yoklamasından ge : bulunan 26.000 yurttaşa bakılmıştır. Sayın Sağlık Ba- kanı, Büyük Kurultayda da anlattı ki, ülkelerimizin hiçbir yerinde frengi salgını ve ulusun yapısını kemirecek bir şekilde değildir. En çok bulundu. ğu yer olan Karadeniz kıyılarında, Giresun, Ordu illerinde nüfusa nis - betle kayıtlı hasta yüzde 2; Kars ve çevresinde yüzde 0,9; Malatya ilinde yüzde 0,6 dır. ee “En çok güney, doğusu illerimizde salgınlığını yayan trahom hastalığı ile de uğraşılmış, son yedi Yıl içinde 328.000 hasta yoklanmış ve iyileşti. rilmiştir. # Pek çok yıkım yapan (veremle uğ- raş) işi de, bu son yıllarda en başta tutulmuş işlerdendir. Heybeli o adada açılan (verem 83 natoryomu, Ankara, Bursa, İzmir ve İstanbulda açılan verem dispanserle- ri, bu uğraşın son yıllardaki verimle- ridir. Osmanlı Imparatorluğu göşüp, bu- günkü cumuriyet kurulduğu zaman, | 3 — Köylünün ekonomik alanda varlıklılığı. Bu üç yönde, son cumurluk yılla- nda neler yapılmıştır ve neler yapıl maktadır; kısaca gözden geçireceğiz. Köylünün sağlığı ve güler yüzlülü- bütün ülkedeki hasta evlerinin sayısı ancak 712, yatak sayısı da 7.127 İdi. Cumuriyet, 10 yıl içinde bu yatak sa- vısını” 13,668 € çıkardı. Ve bu hasta evlerinde, 10 yıl içinde # milyonu & yakta, 554.000 i yatakta olmak üze- ve bakıldı. ğü yönünden yapılmış ve yapılacak- lar? 1 — Osmanlı İmparatorluğu zâ - manında, enaz önem verilen veya ve- rilmiyen işlerden biri de hallsn ve he le köylünün sıhhati ve sağlığı idi. a) O zamanlar bütün devlet bele- diye, hususi idare bütçelerinde, büt halkın sağlığını koruma karşılığı ola- rak konan para 280.000 lirayı ge$“ mezdi, Şimdi 10 milyon liraya yakındır. b) O zamanlar, sağlık örgütü (sh- hiye teşkilâtı) çok eksikti. Yetişmiş ve yeter sağlık unsurları yok denecek Kadar azdı. 12 yıl önce hükümet ör: İ gütlerinde ödev almış hekimlerin sa- yısı 623, sıhhat işyarlarının sayısı İse 466 idi. iğ Şimdi (1033 durumuna göre) hü- Lümet örgütlerinde iş almış hekimle rin sayısı 1304 ü, sıhhat işyarlarınm re o bildiriyor) — Bayi bulunmıyan küçük | va sia #38 bulmuştur. Tam iki kasabalarda yaptırılan pul satışları ve | 527 e. bazli öld Jai Melezi V€ | kar, Bugün, bütün ilçelerimizde ve lığı Defterdarlıklardan malümat top- lamağa karar vermiş ve bu maksatla birer sual varakası göndermiştir.Bakanlığın bu malüma ti-toplamaktan maksadı pul satışları- na yeni bir şekil vermek istemesidir. defterdarlıklara Silâh altındaki efradın * arzuhalleri Ankara, 17 ve buna benzer vaziyetlere daif kal: makamlara gönderilmek üzere keri makamlara verdikleri arzuhalle pul yapıştırılmaması kararlaşmıştır. Telefon şirketinin mümes- silleri Ankarada Ankara, 17. (Hususi muhabiri bildiriyor) — Istanbul Telefon şirke ti mümessilleri bu sabah geldiler. BA” ile görüşmelerine yındırlık. Bakanlığı devam ettiler. le Ankarada es'rgenen çocuklar Ankara, 17 (A.A) — Çocuk esirg€ me kurumu genel merkezi 1 Temmuz 935 den 16 Temmuz 935 tarihine kö” dar 1404 çocuğa yardım etmiştir. Bun | lardan 241 hasta çocuk ve anne gen“! merkezin polikliniklerinde bakiln”$ inde de 297 çocuğun dişleri bakılmış ve #8 tılmıştır. 692 çocuk ve anne genel Mer kezin banyolarında yıkanmıştır.. damlasında her gün 127 çocuğa süt ve silmiş ve 15 günde 1018 kilo süt dağıtlmıştır. Yardım için baş VE” ran 47 yoksul çocuğa da para yardımı yapılmıştır. ve sağıtılmıştır. Dış bakım evi KUÇUK ANKARA İl HABERLERİ HABERAL Mİ Ankara, 17 (Tan) — Ankara Şar” baylığı, yarından itibaren ekmek fi- yatlarının birer kuruş in retile birinci ekmeğin 10, ikinci ekme- ğin 9, irancalanın da 16 kuruşa satıl- masına karar vermiştir. Ankara, 17 (Tan) — Finans Ba * kanlığı, serbest meslek erbabının ka- zanç ver; nun tatbik. Aykara, 17 (Tan) — Tecim anlaş: Peşteye gi (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Silâh altında bulunan efradın dahili işlerine, şahsi alacakla- rına veya tasarrufunda bulunân g3Y- i i in men'ine ri menkule vâki müdahalenin m lü, | İşleri) örgütlenmiş; “bir yandanda bedava suretini gösterir bir nizam name hazırlamış ve bunu vilâyetlere göndermiştir. kamun (nahiye) merkezi olan köy ve köy çevrelerinde birer dispanser ku- rulmuş bulunmaktadır. Köyleri do - laşmak fırsatını bulanların gözüne ilk çarpan eser, ilk okul yapıları gibi ve busların yanında, bu dispanserlerdir. Buralarda yalmız o köy halkına de- gil, yakım köylerin bütün halkına da parasız bakılır ve halka sağlık öğüt- leri verilir. Ayrıca sıhhat işyarları da köyleri dolaşır ve ayni işi yapar. €) Yine bu geyirdedir ki, köylüyü en çok yıpratan sıtma ile uğraş sava- şı açılmış, bir taraftan sıtmayı taşi” yıp aşılayan (sivrisinekleri öldürme sivrisineklerin . kaynağı" ve sığınağı olan bataklıkların etc yirmi ne önem verilmiş; çevre çevre çalışıl- maktadır. 1933€ kadar Bursa, Ay- dın, Antalya, Adana ve Samsun çev» relerinde uzunluğu 387 kilometreyi bulan kanal açılmış; 79.000 kilometre De yin bataklık alanlar kurutul- vur. Sayın Sağlık ve Sosyal Yar- dım Bakarimın Bük Kurulayda an- as re açılmış ve 51.000 hektarlık ba- gaklık kurutulmuştur. Ote yandan da lattığı gibi 1934 te de 131 kilometre | Bunlar arasında köylülerimizin de böyük payı vardır. . Buraya kadar saydığımızla, son on cumuriyet yılmın köylünün sağlığı özerinde başardıklarını, bir kez daha genel olarak, göz önüne koymuş olu- yoruz. o Bununla, halkın, sağlığı için yapılması gerek olan ih- tiyaçların bepsi yeter dereceye çıka» rılmiş demek istemiyoruz. Bu uğurda daha çok yapılacak işler vardır. Belki bu ihtiyaçların yarısı bile henüz elde edilememiş olabilir. Ancak son On yılda başarılan işler, Osmanlı Impa- Yatorluğu devrinin 6 asırda başara- madığı işler olduğunu düşünürsek, bu uğurda aldığımız hızın değerini daha İ iyi kavramış oluruz. Bundan köylünün sağlığı ne yapılacak? Bunu C. H. P. nin dördüncü bü- yük kurultayının onayladığı Parti pro- gramı bize söylüyor: a) "Sıtma, verem Srengi, trahom gibi bulaşık hastalıklarla savaşa de - vam edilecektir.” (60). b) “Şehir ve kentlerimizde olduğu gibi; (köylerimizin sıhhiğ şartlarını) ve (içilecek sularını) fenniğ usullere göre düzeltmek ve (köy evlerini iyi- leştirmek) ve (köylülerimizin sağlık bilgilerini yükseltmek) için program- & çalışılacaktır.” (35). <) “Köy okullarında sağlık şartları ile bilgili olan fikirler verilecektir.” (42). ç) Bütün bunları özetliyen ana maddeyi de bu yazının başına koymuş bulunuyoruz, Bu uğurda devlet örgütleri böyle çalışırken, Halkevlerinin köycülük bölümleri de, köylerde, Halkevlerinin tabiiğ üyeleri olan ilk köy okul öğ- retmenleri ile el birliği yaparak, bu uğurda savaşlarına devam edecekler. dir. Köylünün kültür ve ekonomi ala nında değerli olmam için neler yapıl mış ve meler yapılacak? Gelecek ya- unda köylünün | ş BİR OKUYUCUYA CEVAP Kariler kadar anlaşılması güç bir nan içindir Ben ötedenberi balk yığınının bir çocuğu ola bu yığma yakın düşüncelerle yazı yaz görmeye çalıştığım için » az çok - yalnız kalmam, Li bu arada benim hiç düşünme: bi düşündüğümü, çalışmadığım gibi ça laştığımı düşünenler de çıkar. İyiliği surada ki böylelerin içinde bugün mektubuna cevap vereceğim gibi sa » mimi olanlar da vardır. Gelelim işe: Bir okuyucum bana bir mektup yaza- rak samimi olduğundan şüpbe ediler miyecek bir eda ile kusurlarımı sayıp döküyor. Yazılarımı tenkit gibi bir kolay iş yaptığının herhalde farkında olması sanılan bu zatm mektubunu - ne yazık ki - olduğu gibi basamıya- Dediklerini şöyle hülüsa ede- — Neden bizim (Genre) in üsta- dı olan meşhur Fransız muherriri Clement Vautel'i taklit etmiyorum? Bu adamın yazıları Bon sens ile do- ludur. Cevabım: — Kendimi başkalarına benzetme- yi ve başkalarının bana benzemelerini hiç sevmem. Yazılarımı da özenerek yazmam. Clâment Vautel'i pek beğe- nirim ama biz onun yazdığı şartlar içinde yazmadığımız için onun kadar Bon sens gösteremeyiz. Bilmem anla- tabildim mi? — «Rüya» isimli yazı soğuk bir şeydi. Ve ben yazılarımda kendim- den çok bahsederim. Bu karileri yo- rar. ertesi günü en güç beğenir arkadaş- ların © yazımı pek sevdiklerini göre- yek şaşa kaldım. Bu müşahedem bi » rinci değildir. Çok defa en değersiz yazılar bir anlayış inceliğile okuyu » Sunun hoşuna gider. Bu da bizim kâfidir. Kariin şikâyet ettiği kendim- den çok bahsedişime gelince; bir psi“ keloji tahlili yapmak için enine boyu- na çekiştirecek bir adam lâzımdır. Ki- me iliz- m kızacak. Çünkü bizim mem İckette Tolörance denilen (hoşgörme) yoktur. Onun için ekseri kendimden bahsederim. vi — Mevzuları iyi seçemiyormu- m. : a Bu mevzu seçme hem kolay, hem güçtür. Eğer halk yığınını alâ - kadar edip etmemeği - düşünme: i, kolaydır. Onu düşünürsek bir hayli zorlaşır. Çünkü; hergün yazıyoruz. Kendimi m kıyas ediyorum sanılma- sın ama o adı geçen Clement Vautel'in de metelik etmeyen yazıla» rına arasıra tesadüf etmekteyiz. Bu bergün yazmanın tabii bir neticesidir. Ben midemden rahatsızım. Doktorlar kızartmalar, börekler, salçalı yemek » ler, istakoz, midye, tarator gibi en lez- zetli yemekleri yemekten beni mene- diyorlar, Rahatım için buna katları « yor ve o yemekleri yemiyorum. Bun- İarı yemeyişim onları bulamadığım » dan değildir. i Mese'â o kariin bana tavsiye ettiği mevzulardan: (Peyami Safa » Nurul. İah) münakaşasını iki arkadaş arası- pa girmeyi lüzumsuz bulduğum için ele almam. k — Ekalliyetlerin bazı vatani hare- ketlerindeki ayrılığı da zebunküşlüğü, zayıfa çatmayı sevmediğim için yaz » mam. — latanbula seyyah celbi işini bele ki elli defa yazdığım için onu posası kalmış bir mevzu sayarım ve ilişmem. zılarımızda bunları da anlatacağız. Not: Yazıdaki ayisl in sar 0) yl eğe “Meselâ, TAN gazetesi, daha Fe nerbahçe - Servet maçı biter bitmez oyunun bütün: tafsilât ve resimlerini yoran bir sayı yetiştirmek muvaffa» iyetini gösterdi... ... , Alalürk ve gençlik is Şimdiye kadar yapılan iş çok yüktür. Bununla beraber yapı em işler bitmiş değildir. Kanı Yayan ve çok yurdsever olan genç nesil, resimleri bütün daire ve vleri süsliyen Atatürk'ün direktif- dikkatle takip etmektedir. u sırada Ankara ile memleke- tw diğer şehirleri arasındaki de miryolları irtibatlarının mükem » ir leğtirilmesine devam edilmekte. » Bundan sonra da memleket yollarile uğraşılacaktır. Türkiye İş Bankası “Burada sevimli bir dostla görüş- mek frrsatmı buldum. Bu kimse, (Lozan Spor) un eski futboleusin ve Türkiye İş Bankası İstanbul Dirök- tör Ziyadır. On seneden fazla bir zaman evvel, Atatürkten ilham al- narak kurulan bu banka on sene işinde o kadar genilemiş ve ilerle miştir ki, bugün birinci sırada yer almış bulunmaktad? Banka idareci- » | lerinden birçoğu İsviçrede bulun- muşlardır ve bankasın bütün organi- sine dair olan yeni kanu zasyonu (Sosyete dö Bank Suls) in- Ecnebi Gözile Türk Sporu (Baş tarafı 1 incide | | kinin eşidir. , ş Güneş kulübü İsviçreli gazeteci tekrar spora dö- müyor ve diyor ki: “Türk sporu hakkındaki düşünce- lerimi daha sonraki yazılarımda in- celiyeceğim. Şimdilik, Türklerin va- sıflarına çok uygun gelen futbolun büyük rağbet gördüğünü burada kavdetmeliyim, “Klüpler çok değildir, fakat iyi crganize ve idare edilenler vardır. Meselâ Servet'in ikinci maçma işti. rak eden “Güneş, in içinde mükel. lef döşenmiş daireler bulunan fevka- lâde bir binası vardır. “Günes,, keli- menin bütün anlamile bir klüptür. İnsas orada görüşmek veya birlikte yemek yemek üzere dostlarını bulk maktan büyük zevk duyuyor. Bu klüpte, spor hareketlerini yakından takip eden Atatürk'e özel bir daire ayrılmıştır... Futbo'daki terakkimiz Fenerbahçenin 5-2 galibiyetinden sonra Fenerbahçe - Güneş'in 6-2 ga libiyetiyle biten ikinci maçı anlatan muharrir Türk futbolunu yeniden methederek şöyle yazıyor: “Daha baslanprcta, alanın şartları- na alışamıyan Servet futboleüleri Türklerin üstünlüğü altma girdiler, Türkler havadan paslar vererek, mü gi sözleri, fikrime uygun bulduğum » dan dolayı tenkit etmem. Cenaze İe şapka çıkarmayı birkaç defa yazdığımız için bu meş' - um mevzua tekrar dönmem, — TAN im eksikliklerini bulmak bana değil, dört gözünü açıp ayip ara- yan rakiplere düştüğü için onu yaz » mak aklıma bile gelmez. — Kariimiz futbolda senelerden beri antrenör olduğunu zannederek her sene değişen antrenörün aldığı ne ticelerle alay etmemi de tavsiye edi- yor. Son zamanlarda üç #y çalışıp memleketine dönen bir İngiliz antre- nöründen başka seneler var ki; fut- bol antrenör yüzü görmedi. Şu halde veda da takacak nokta kalmaz. m oluyucum; dığınız gibi, moktubunuza içer lemiş değilim. Bilâkis bana busünkü vazımın esasını vermiş olmanızdan de layı teşekkür ederim. Saygılarım. B. FELEK Okuyuculardan (A. Bir) e: Sorduğunuz roman fransızca tercü- mesinden alınmıştır. o İngilizcesinin Librnirie Mondiale'de bulunacağı u- muhur, Saygılar. B.F. pi a mn kemmel bir surette demarke olarak taşılacak bir çabuklukla oynuyorlar, İkinci maç, ikinci mağlübiyet. Türkler futholde pek çök ilerlemiy- lerdir. Servet | futboleüleri kendile- rinden daha iyi futbeleliler önünde boyun eğmeğe mecbur kaldılar “Bırakınız ki Türklerin futbolde- ki kevmeti, çok gecmeden, daha yakından görmek fırsatı belirmietir, çünkü İstanbuldan seçilen bir takım İsviçreye gelecektir... — Istanbul şarbayının son söyledi. © İM dam

Bu sayıdan diğer sayfalar: