10 Ekim 1942 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

10 Ekim 1942 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Spot Musahabeleri : Bit 3Ç arkadaş enki spor mü- dü. vrlardı Önce kulak mitafim va; Sonra meclise ben de işti. edim Mevzu bizde futbol ve Mmuz gittikçe dağıldı. ve eski spor hareketler'nin içinde catlı seb- meler yaşsınış, bir arködaş eaki bir hatırayı anlattı. Meşhur Ha- sanmn enerjisi ve şütünün kue- vetk.. Hepimiz can kulağı ile - mu dinledik. Askadaşımızın hil yesini dinlerken o günleri ha 0 Saati yaşıyonmuş göbi biz de he- yecanlanmıştık, Hikâye çoğumu- zun malümu olduğu .için tekrara lüzeen örmüşorum, Yalnız, arka- daşm hiküyesini bitirir bitirmez zin ağzından: — Çıktı. Evet yakın mazide hepi- * anize futbol heyecanının en gü- ni taltıran futbol yıldız- ede? ...Bugün bir Ze- bie Bökir, bir Nihât hulâsa sayısı, bir varlık ifade eden fut- bol yıldızlarımız ayarındâ futbol yikdıri hömen hemen yak. Vaktile futbol maçlarndan al- dğamaz lezzeti hâlâ unutamıyo- ruz. Diğer sporlarda da öyle... Güzeş müsabakaları tam bir he yecan kaynağı idi. Yalnız son se- hu görüyoruz. vabını venmek için Xe yapan gençliğin ve Klüp » recilerinin — hâleti vulüyesin k ekmek lâzim, Bügün bir furbol maçına giderken eski he- yecan taşıdığımı maçin cereyanı, bir gol kazanıl- /miası üzerimizde pok-az tesir bi- rakıyor. Hahbuki vaktile bir fut- bal takımının sehaya çıkışı bile başlı başına bir heyecandı... Bugünkü futbal maçlarının git- gide yavanlaşmasının ve zevk- / sizleşmesinin sebebi ne olabil " Bu neticeyi veren nedir? şüphesiz bu süallere futbolün bu |© gürkü gerilemesini: ilade edecek | © gevabi alamaz amma, gerileme- Yön iki esaslı sebebini ortaya ç kâriır. Futbolümüzün gitsikçe zev- kini kaybetmesinin başlıca sebebi NE y.uıu:uuıış. Osman Cemalle Çemberlitaşta Ferinhanı caddesinden — geçiyor- uk, Mahmut Yesariye rasladık. Bizi görünce durdu. Konuşmıya başladık. Onunla beraber sırtin- da bir küle katpuz taşıyan bir — çocuk da durdu. Karpuzlar, iri Manyas karpunlarıydı. riyorsun” dedim, Yesari atıldı: Eve götürüyorum, ç Osman Cemal; z — Siz dedi, bir Köreğla, pacaksın? — Ne mi yapacağım? Öbür gün bayram Şekerin en âdisinin ki- kesu iki |'ra, Bayramda gelenlere ağız tatlılığı birer dilim karpuz vereceğim. “ PRANGA ML KELEPÇE MİT Dünkü — gözetelerden — birinde göyle bir başlık vardı: “Diyep harekütında esir edilen Aagilizlerin eline — pranga vurul- du.» Pizim bildğimiz, pranga aya: — ga vurulur; boyna takılan zincire — lüle denir; ele vurulan da kelep- oçedir. İsler misiniz, yarın öbür gün de »İngiliz esirlerinin ayak- Tarma lâle, boyunlarına da kelep- çe vurdular.» diye bu haber ta- a. A A, yi miz nerede kaldı? ”| iyoruz. Revklerini | takımın sahaya çıkışı, | — Oğlun, karpuzları kaça ve- | — Karpuzlar satılık değil! be- | 32 -—SON TELGRAF— 10 10i TEŞRİN İNt — eee eee ae aet Bir hatıranın ortaya koyduğu hakikat- Yazan: Murad Kayahan | © spor ilerleyebilsin. rağbet gör sün Ve alıman metite büuyüz ol dan bah- | sun Eskiden, bir fufbolcü, fütbol zevki için, fakat kazanmak zevik, beyecani ve mücadele hirsi ile oynardı. Bu his fütbolcüyü, ona muzir her hâteketeen geri çek- miye hüsnüniyetle çalışmaya kü- fi idi. Yarım Saathik yokı yüel- yerek sahaya geldikten — sonra fsm münasile unkzeman yapan ve ayni yolu yuya olarak kacedip klübüne dönen, evine giden fut- bolsi şikâyetçi, esbabı —mucibe yarı bir tp değildir. Bizde ! fütbnlcü egiemsiz günü Mmazeret idarecisine mazeret beyan etmezdi. Halbuki şimdi her şey tersi Bir füsbolcü antre- mana gitmek için seksen — rica, doksan haberden sonca bir de yol masrafı istiyor. Bugün spor yapanların ekseri- si bu beden kabiliyetlerini hayat tanamıyan | larıcı temin yolunda bir vasıta olacek kullanıyorlar, Bedeni ka- biliyeti 9& bir çalışma ile bir kıy- met ifade eden, bir. birincilik, şampiyonluk kazaran sporcu ki- &a bir müddet sonra maddi talep- te te bulunuyor ve aynı şekilde değişmiş olan idareci hâlet: ruhi- yesi, Başka bir klüp namına ©o müvaffak sporcuya flat kayuyor. Şampiyonlek fazla fist koyabilen klüpte kalıyor. Fakat fam mâna: lesile şmiş olgunlaşmış — bir hale gelmeden vücudünü, kab>- bırakmay: birakıyor. Netice?.. lüm, Bu sabahın yıldızımı, slşarn kararmış görüyoruz. Bir hatıra, bir Türk füsbal ta- kımının şerefli menkabesi — hâlâ bizde heyecan uyandırıyorken bugünkü sporcumuzdan bedbin- likle bahsedişimizin sebebi — ige buradadır. Her şeyde olduğu gibi tabii de- göşmelerin dışında ve daima kö- tüye giden bir süratle sporumuz- da götülen bu ruh iahidamını önlemek lâzımdır. Bekirler.. Zekiler.. — Fiktetler. ve daha eskiler gibi, Hatar gbi, Nuri gibi ve isimlerini saymakla bitiremiyeceğimiz apor yudızlar rımız gibi füfboleli aramıyoruz. fükbolcü ilk fiat bukduğu gün olacak “Telâl Onlar gibi hizikulüde - zebiliriz. Sporcunun olmasalar gibi onlar gibi - temiz #derecinin — telâkkisi, seyircinin | ruhu aşımaları küfi, € isi birbirine uymabdır ki Murat Kayahan A İki çocuk ve iki ame'e duvar altında kaldı Arapca'nu'*de oturan Hüseyük darındaki oğlu Hüşeyin- kız kerdeşi Müyes lerinin bahçesinde üzerlerine düvar yıkılmış, ikisinin de ağır surette yaralan- malarına sebep olmuştur. Yarılı , ev- oynar'larken her | çocuklar Şişli hastahanesine kal- | dürümişlardir. Beşiktaşta Musllim Nacı cad.: desinde bir inşaatla çalşan Sü- deyman e Mustafa adlarında iki amele de 4 metre yüksektiğinde- ki duvarın yıkılmasile, ankaz a tında kelmışlar, ağır yasalı ola- rak Beyoğlu bastanesine kaklır- | moşardır. bir | Ayvaz, Bu kadar karpuzu ne ya- ! Allah bilir Kış geliyor. Yarın öbi yağmür, çamur, fırtına, bora; kar, tipibirbirini kovalyacak... darın hali, hâââ çeki Geçen yıla nisbetle n larında yarıdan fazla ekdiklik ol- duğu söyleniyor — ve göcülüyor. Bu Hal, mecburi olduğu için bir gey denemez, Fakat, şu tram- vaylara inip binme, duraklarda sıra bekleme meselesi eğer An- karkda olduğu gibi şimdiden bir nizama bağlanmazsa bu kış bu yüzden çekeceklerimizi Avlab bi- Het i v Tabil ma- | 115 — 135 — 165 Fh... Böyle puhtelif üç raktn | da müsuvi olabiliyonmuş. B dâhil riyadiyeğlerin M âk- İ dlnı durdummağa Küf olan böyle akiksten olduğuna, biz, gündelik muzda hemen her gün yah Bümür için, &rtik riyaziyeciler Bbi akhımaz durmuyör. Bo akamlar nedir, derseniz, sadece bir Mnİsal teşkil eder. Bir vatandaş bir sabah İngiliz Sarayı önünden taksiye biniyor, Çemberlitâşa geliyor. Şoför 115 kuruş. istiyor. Erlesi gün işüca- bi yine taksi ile gelmeğe meobur kaltyor. Bu sefer şoföe 139 kuruş istiyor. Dahâ ertes. gün yine ay- ni vaziyetle... Taksi ile geliyor. Fskat bu sefer 2682 num sayan otommdbilin şoförü kurüş istiyor ve alıyor. Üç gün içinde bem de taksi denilen ve saatle kontrol altında bulunan bu fiat farklarına, yol- culuk yapan o vatandaş ta şaşı- 'Yör: Çünkü bü yükseliş âyni tem- po ile devam ederme diye... Taksiye binme! Herkes şimdi ayni tempo ile üks yiyecek maddelerine göz dikmiş. Sen ne söylüyorsun, diye soemöla oku- yucularımın yerden göğe kadar hakkıdır. Pakat benim âsıl söyle- mek islediğim, her zaman kon- trol 6 zannestiğimiz tak- Si Baatleri bic kâr eğmiyorsa, öte- kilerin sastsiz çür'et — dişrnini tuamak haylı müşkül olsa gerk- tir, diyorum. R SABİT 160 j Bu harpte Norveç ultınlasının kaçırttması başlr başına bir ma- ceradır. Umumi Alman kontrolü altında bulunat — bir devletten milyordatca altının nasri çıkâecık diğı şimdiye kadar kimse tana- fındar. bilinmiyordu, bugün bu tehkikeli macerada müh'm rol ay- mıyanlardan biri olan — Fredeeic Haslünd ük defa alark 1500 san- tile anSatmaştır. Birz Avrupa mec- muasından, raklen bu heyecanlı çük bir şehrine gedzdik. Fakat bir aç gün-sonra Kral ve Kealiçe memleketin özha içlerine sığın- mağa mmecbur olduklarınden bu 1500 kaşa altını her ne pölasıne olursa olsun daha emin bir yere nakletmek emit. yerildi. O gece hususl bir trenle şarka doğru haceket ettik, sabuta karşı kondüktürümüz Almanların ah tınların kaçırtldığınu haber alarak harekete geçtiklerini — ve bizim | bulunduğumuz naktayın çok Ya- kın olan civar dağlara Almi | zaşütçülerinin indiklerini, rinde bulunduğumuz dex u tarassut ettiklerini hususi rad- ya ile öğrendi!. Çok güçlük!e bu Ük büyük teh- utarak (Andaalsnesse) e € harp a bulundü- Burdan bir kaç mil uzakta üratle kaçmlağa bırakılın borrbalardan Biri de- mir yelunu tahrip etx ğinden, mü- : Andaalsness şehrine dön- dük. Oreda; yanımızdak. servetin bir kısmunı yükleyecek olan bir İngiliz kruvazörü bizi bd du, Kruvazöre sitınlari yükl Be koyukduk. Fakat kruvezğr kadar. mahmuklü ki ancak < rYaı DOĞU CEPHESİNDE: Siakngrad müuharebesi uı.ııı-l ça uzüyor, Alman kıt'aları şehriin * şimal kısınında yenidea bir kaç €v grupu zaptebmiş, Ruslar da bir İşçi varuşu için yapılam çetim sa- yaşlarda 4 Alıman taburunu yok etmişler.. Stalingrad harp edobi. yatı yapıladursu: Fakat Stalingrad muharebesi ölü mektaya gelmemiştir Ölü nok “daya gelniş olsaydı, Almanlar kı- şın kendilerine çok Tüzemle olan binaları ve şehrin kalan kısınını yıkmağa jik hedefler terkibile neler mu- zad ediliyor?, Bizzal Stalingrad şebri tamamile elde edilemediği- me ve yalar şebirdeki Rus kuv- vetleri — bile temizlenemediğine göre, bu stratejik hedeflere akıl erdirmek güç. —Üstelk şimalden sevkedilen Rus yardımcı ordusu, Alman ordusunu yandan sıkıştır- mağa ve Don dirseğinde Alman | Norveç Hükümetinin Altınları 'NASIL KAÇIRILDI? 26 kamyonun zor taşıyabildiği 1500 sandık altının geçirileceği dağlara Alman paraşütçüleri indirilmişti -Mütercimi: ( SEYFİ MELEN ) , ket etti. Biz de geri kaca 1300 | sandık altınrı alacak olan dğer bir gemiyi © tehlikeli mevkide yüldemeğe başladık. Azcdan henüz bir sdat geçme mişti hi Almalların Norveç mü- dafsasını yardıkları, bizim isti- kamete doğru ilerledikleri huber (| mürhiş bir tarraka gi şehirde yayıldı. Eyvili üte şimdi allın- | r gizlemek vöy | ma meoburiyetinde kalı münasip bir yoktu. Buradan kaçırmaktan biş- | ka çare yoktu. Vasıta aramağa | #p malzemesi taşı- yan 26 kamşon imdadimıza yetiş- t Şodürlerin 38 saat fasilasız ça- hşma yorguluğuna zağmen bin üç yüz kasıyı yükleyesrek (Mot de) a doğru yot akık.Düşman. | korkusundan büşka yarı uk | arabalara âki hedtâ üç ton lemiş olmamız endişesi de vardı. Fpey yöl slmuştık ki — düşmanın yerimizi ketetriğini ve bizi taki- be koyulduğun — Lanladık, Fil- ı hakika tapyaselerin görünmesi çak gecikmedi:. Mürsiyüz ve bambalerın gürüttüsünü işidnce hepimiz kemyonların ıl!u:ı yatı- yorduk. Alman teyyarelerinin i- sabetli taarruzlarından örrinde amyorlanımız hafif — vedelendi- ler, Akşama dağru bir ormanlık sa- ha iendadımıza yötişti. Kamyı datımızı ağıçlar arasına rek; yakıda bulunduğumuz bir | | | ae e e ai İ CSTARKVİN 8. Tet 1388 | HEZER | Yeeti vet EYLÜL RAMAZAX| 27 4158 | 20 Har—p Vazizet i Stalingrad muharebesi ölü nok: taya gelmedı, diri noktaya çıktı! :h 8. Eski Bü aA ukreş Ateşemiliteri / | muvasalasını tehdit ederken, bu iddislara akıl erdirmek büsbütün güçleşiyer. Mulâsa, Stalingraddaki strate jik hedeller, şehrin Rus kuvvet- | derinden lamamile temizlenmesi, Volga ağrına kadar aşağı Volganın ele geçirilmesi, şimalden taarruz eden Rus kuüvvetlerinin mağlüp Stalingrad müharebesi ölü gekta- | ya gelmemiş, diri mektaya çık- muştır, Kafkasyadaki vaziyet bile Stallagrad muharebesinin — vere- ve viğğyetimiz köy- derindeik ilk mekteplerden bu yıl 1650 talebe mezun — almuştur. Bunlarm dört bin üç yüz doksan biç cekek ve 3259 ukuzdır. Bu mezunlardan — orta tahsije devâm Gimek istiyenlerin ka; karı şehrindedle mevcut olan 48 | Feami arlü okulöu — yapılmıştır. Yalnız köy okuları mezunlarının ekserisi, kây esntitülerine ve san- * okullarına duha fazla rağbet gösterip girenişlerdir. köclezde llk defa olarak bir kaç rehat ekik. Hava büsbü- j rınca yükümüzü ııamı.mf karçı kıyısına geçinmek için tam Burada da bek- lemediğimir güçlükle karşılıştık: Kamiyoularımızın derince saplan- dığı bir çamur-tabakasile, karlar yolu örümüytü, B saplanan dört kamıyonuuzun al- vın yüklerini diğerlerine taksiım &derek; iratık, İlerlemeğe — de- vam ettik ve nihayel sıbahın a- sca karanlığırda Molde şehrine girdik, ilk iş olarak altınları n 'ere- Yerlegtinerek e$ aklıkt.. tesi gün tayyareler buraya da ziyarete başladılar. Hömen yi- ü Gece kalktık ve enesi #&bah biz ayrık- diktan sonra parlak güneş; sey- yatların «Güller ülkesi, dediği bu- Molâ şehrinin yanan tüten harsbeleri üstüne doğüyordu!.. Hava akınları bie kaç gön içinde buşehri büsbütün yok eteler!... Molde'den sonra yolumuz bir limana vandı. Daha işgel !tın. ginniyen bu lumanda bir İngiliz kruvazörü Krahı ve kabine dza- Tarını simak için bekiğondu. Fa- kat her saniye hava bombardı- manı tehlikesine maraz olduğu- muzdan 1300 kasayı Zırkııya yük- Burun üÜzerine — kruva- » Düha şan | üp gemi hemen geri âöndüm. xtniz emre tevfikan, Yanan eri içinde süratle ge- Uzun yolculuktan sonra vardığı- ında dört kamyo- nun yükünü küçük bir matöre yükledik. Diğerlerini de Marşan- diz gemisile nakletmeyi tasavvur ediyorduk. Fakst bu esnada düşe maçın denizde rastladığı küçük ——— zz MAHKFMELERe Nereden gelip nereye j gidiyormuş? İ öciy yüçüy adr vunda üt Âğlıre korldo- cuk değilim. | ha. zakikalan, id$an di şöndÜlçE gar dine geliyor, Be, boyü- ne günt alşönl yorun: Neyan? “Nere. dön geldim? Neceye gidiyorum? Hu işi, | d0 İtleele, ne Melafitik, halleckmlyor. Nazeriyokrm - üepsi, — bambdaş g. Hdi birlrrinden böşe Birbir li müztsa, Mulüta, bir şeye inanamıyo- | rum, — T — Üylyse üca, reybisin, ben, ceki 'den, Gdelş Müslümandını. Hanell mez- hebi üzere mufekite. Sanradkn, Vüh- deiş vünude kani öldusn. İBizali, bana' TOrARSEN, Ka0i ve ebedi varliğin bit &yim, Haklan — gelein; Ka Bu Ürülek AĞBüĞir Göklekkli. “Boska- (aa sülâ'an, #ikü buruda kesti, Koya Koşa mabiksmeyt girel. Dave bur üskürel dovası ve bu zt mazvundu. Kendini müdeles için, drreden va gelindi. Fakal, iş zi vü götürecek pöviden değildi, Adiyen Hakaret sebil alayacdu. Mahktme diç a) tevkilla karar türemedön çikap mat.| kemenin kapısı önünde biraz rvvel Aruğu arkadaşin.n kakrari bülmüyun. O; bölü kendi ü günceleriyin buş başa, dmigindi. Arka- düşı yanma gelince, l Bey, dedi; düşünuyorı l Kürlü bi wı aameyorum. Nereden geliyoruz? Nece. ve gdiyorit, İzTGAİ, renlisi bi tavırla, — Ben öğrenilim, dedi. Bvden gel dimç tevkillaneye gikiyorum, Bari wt Garsonlara beyaz ku- maş tevzi edilecek Gürsonler cemiyeti eeisi Meh- Met Dilman garsonların iş zama- mında giymeğe medbur oldukları beyaz ceketler için manifatura Hhelât birliğinden kumaş miştir. Birlik, kumeşları v bunlar âzalara tevzi oluna Üniversite Konferans salonu yıkılmıyacak Yanan Zeynep hanım konağı yerinde yapılacak olan. binalar- dar Firik Enstitüsü 800 bin liraya İhale olunmuştur. Büyük korife- Tans salonu yapılmetya — kadar konlerans salonu muha- faza edilecek ve bü yılki serbest korferamılar burada verileceklir. Esnaf hastanesi men- faatine müsamere Şehrimiz esnaf cemiyetleri has- tahânesi menfsatine beyramdan sonra büyük bir müsamere ve konser verilmesi kararlaştırılmış- tur.. Bu hususta merkezi — idare her taradla bir kemisyon vücüude geti I iste- amen hastahaneye ait olacak bu konser ve müsame- rede tökenli saz, ses artistlerimiz parasız vazile almışlardır. Kük, Norveçe ait herbangi bir gemiyi barbaladığı haberini ah Artık bu mütemadi takip ve taarrur kurtulmann bir tek çaresi kalryordu: Bmin bir yere yerleştirmeğe azmetiiğimiz ser. veti kayıklarla sakletmek... Tedarik ertiğlimiz — sandallara altınları yüklemek için bütün bir gec uğraştık ve ay doğasken sa- bilden ayrıkiık .. 'Tam bir hafta, sabile yakın adalar arasında hi- kümetimizin “ nerede olduğunu, | düşmanın yerimizi keşledip et | mediğini bilemeden merak — ve © içinde —denizde dolaştık, durduk, Kayıkların hepdinin bs- tü örtülmüştü. Uzaktan bikan balıkçi Sandal-t Tart zarnederdi. Fekât bunların nde yonlarca İngilir Tiralık alttının bulunduğunu kim ve na- tabırin edebilirdi?.. Bileyhafta Fransaya varmığlak - Ora- dan Maliye ınan emi Üzeri- ne altırlarla birlikte beslemey:p İngiliz genleile İngillereye bilâ hüdise geçtik. Altın asaların; İn- giliz bankasına yecleştindim. Son- ra keymetli yükle bersier Amne- r.k:ıvı geçmek emeini abdı Şirdi Norveç akınları Ameti- şeceğim çok emin bir yerde- difler. Ve Almanlar bütün göy- retlerine rağmen- bu serveli ekde edemedils!.. “deki mücadele.. Yazan: Ali Kemal Sunman — İlalyan milleti He İngilizle- rin, Amerikalıların arasında kav- gaya hiç b'r sebep yoktur. Fakat Avrupada Fromsa yıkılır yıkılmaz elresin der dayanamıyacağı- Mi Zanmedenler İtalyan milletini bu harbe sürüklediler. Onun için İtalyanlar bu harpte — İngilizlere karşi mharebe elmemiş ise banun sebebi aşikârdır. çnııi İngilizlere kerşi — İtalyan içi keskin bir kip duymuyor Yoksa İtalyanlar muharebe etmeyi bil- merx değillerdir. — Alman milleti İle İngilirlerin Amerikalıların arasında kavgaya bir sebep yoktur. mek istiyenler â sürüklemiş oldular Alman mille- ti de İzselinelsini - korumak için | her fedakârlığa katlanarak har- bin her türlü şddetine dayanmak tanlıc. — Sapaa milleti ile İngilizlerin, Amerikalıların arasında kavgaya hiç bir sebep yoktur. japonyamın senelerdenberi inkişaf ve terak- kisini Anglosakson tarafı daima teveccühle, dostlukla takip etmiş- tir. İngiltere İle japonyanın ara- gün de eski emekli japon diple- matları İugillere ve Amerika ila harbe girmeyi zihinlerine sığd ramazlarsa — bunu tabil görmeli, Fakat onların sözü — dinlenmedi, Büyük fütuhat emellerile bugüne kü japonyayı Amerikanın ve İn- gillterenin aleyhine harbe sürüke liyenler Almanyama lehine ha- reket etmiş oldular. Ne çare ki japon milleti de izzetinelsini ke- rumak bu harbe somuna ka- dar devamı etmeğe hazırlanmak. tan başka çare göremiyo, Lâkia müstakbel sulhu sağlam eseslara ğöre yerleştirmek zamus mı gelince Alman, İlalyan ve ja- pon milletlerinin, sonra mihverin bu büyük ortakları ile bugün bir- likte muharebeye girişmiş — olan diğer memleketlerin hakları göz- den uzak tutulacak değildir. İşte müttefikler tarafmın kar- şı taraftaki O muharip mülletlere dönerek tekrar ettiği, onları inan- dırmak istediği esay budur. Dal- ma dikkat edilen noklta muharip milletler urasında kavgaya ciddi bir sebep olmadığını tekrarlamak elınışlur. Her şey tekrar edile edile bir kanaat husule gelire- sektir; diye bir de ruhiyat kaide- si vardır, Onun için «lekrar, 10 yardımından asami derecede is- ifadeye çalışmaktadır. Mühver tarafı da «tekrar» n tesirini bilmez değildir, amihyer tarafı da neşriy ce ruhiyat kaidelerini — unutm makladır. Lâkin her iki muharip zümre- nin bu vad'de tutmuş oldukları yollar aykırıdır. Müttefikler kar- şılarmdaki — mülletin istemiyerek harbe sürüklendkilerinde srar — diyorlar ve hakları zayi olmuya- cağına onları ikna etmeğe uğraşı- yorlar. Mihyoer taralı ise bu harbin ya bep ya hiç olduğunu tekrar et mektedir. — Bu harp eğer bir kere kay- bedileccek olursa —âkıbet mihver taralına tasav vur edilemiyecek do recede elim olacaktır. Alman, İ- falyon ve japon milletlerine ga- Hpler yaşamak imkânını bırakaı- yacaklardır. Almanya, İtalya ve japonya ile bu harpte beraber o- larak kavgaya karışanlar iç'n ise istikbalin daha ne kadar acr ola- cağı düşünülsün. Önün için harbi Kkazanmaktan başka çare yoktur. Eğer harp kazanılınazsa mağlüp lar için ancak esir olarak yaşar mak imkânı verilecektir. Ne P yaparak galip gelmeli, harbi karanmalı, Yoksa istikbal korkunçtur. İşbte mihver tarafının harp gay- ret ve faaliyetini arttırmak yo- lunda tuttuğu meşriyat larafı da bu esastadır. . Muhariplerin meşriyat cephe- sinde de şiddetli bir mücadele de- vanı ediyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: