v HALK FİLOZOFU SARİ AÇIK GÖZLÜK Yüksek Gatla satış yapmak, gari bir açıkgözlük balindedir. Hattâ, insan, ihlikâr kelâmesini kullamnakta tereddüt geçiri- yor. Bir yıl eyvel, Trakyada, kasaba pazarına gelirdiği yağa bir buçuk liradan müşteri arı- yen köylü, bugün, üç lira isti- yor. Çünkü, ©, duymuştur ki İstanbulda yağın kilesu 5 ol- muş, 6 lira olmuştur. Köylünün — elindeki imiktarda arpa, saman çıkarmış, bir kısmını hükümete satınış, yallık - yiyeceğini de anbarına koymuştur. Sağdığı iki inek, kendi istihsal ettiği ayni mad- deleri yemektedir. Ayni mik- tarda süt vermektedir. Fakat köylü, kasaba pazarın- da yağın üç Hira, peyairine bir SON'TELGRAF TÜCCAR MÜTEREDDİT Şöyle bir havadis okudum: «Ba- Bt müstahsil tüccar, zeytinyağ va- tışında mütereddit bulunuyor.> Ah bu müharrirler, ah bu ga- zeteler! Fiatların — yükselmesine âmil oluyorlar vesselâm! Peyami Safa «Bir tereddüdün romanı» diye bir kitap yazdı. Bakın şimdi zeytiayağcılar mütereddit bulu- muyorlar... Hayat üzerinde neşriyalın çok mühim tesiri vardır. ÇİNDEKİ HARP Ajansların haber verdiğine gö- re, Çinde, daha beş soae harbede- cek adam varmış! Bu hesap yan- liş olsa gerek! Çünkü, Çinin nü- fusu bir rivayete güre 300 - 400 milyondur. Bu kadar insan, beş senede ölür mü?, PASTIRMA XYAZI Kışa daha vakit var, Binaene- eyh, harp cephelerinde daha bir şek ebemmiyetli hâdiseler ola- bilir. Necip Fazıhın tabirile, uzun bir pastırma yazı içinde beryey yapıalabilir. Fakst, bazan da, bu pastırma yazı, pastırma ayazı olurmuş! SİYASİ MUHARRİRLİK Bizim Osman Cemalin son gün- lerde sık sık siyasi makaleler yaz. dığını gören bazı okuyucular, ha- ma mektup yazarak soruyorlar: | #— Dostumuza ne oldu, mizah Mmubarrirliğini bıraktı mı? » Osmana sordum, Bana şu ceva- bi verdiz «— Birçok başımuharrir ve ciddi fakracıların yazıları - içinde öyle mizahi parçalara rastlıyorum ki, AHMET RAUF REŞAT FEYZİ buçuk lira, sütüne 40 kuruş is- temekledir. Köylü de mi ihtikâr yapı- Onun esbabi. mücibesi çok şıktır: — İstanbula varsan 5 kuruş- ftan alabilir misin?, En zavallı vaziyette olan, bir kışam kasaba — belediyeleridir. Yağın kilosunun İstanbulda şu kadar liraya satıldığını duyan kasabanmm muhterem . belediye reisi, üç liradan narh koyuyor ve bu kadar ucuza sattırdığı için de seviniyor. Omun eshabı mucibesi de şıktır: - tnııhıl- yarı flatma, di- Aksaray Santralı Telefon idaresi 116 bin liraya yeni bir merkez yaptıracak Aksarayda yeni büyük bir te defon santrak inşası için yapılan proje kabul edilmiştir. Bu bina 116 bin 940 liraya mabolacaktır. İnşaata örümüzdeki ay zarfında başlanılacaktır. Bu yeni santral binasmın — inşasından sonra İs- tanbul cihetinde aböne sayısı faz- lalaştırıkcaktir. Domuz zannile 2 kişiyi yaraladı! Kemalpaşa 27 (Hususi) — Ka- zamızın Ahmetli köyünde bir ka- za olmuştur: Köy halkındenı Ce- mal Yayar ve Hakkı Yılmaz, Sa- staş mevkindeki mahsullerini domüza karşı muhafeza için bek ledikten şanra evlerine avdet « derlerken ayni yerde domuz bek Eyen Mustafa Gök — karamlıkta işittiği çatatıdan domuz geldiğini gennetmiş ve sedenmiştir. Temal ve Hakkı bu sesi işitme mişlerdir. Mustafa Gük aleş eb miş, çıkan saçmalardan Cemal ve Hakla ağır surette yoralanmış- tardır. Cemafin yarası daha ağır- dır. İkisi de hastaneye kakdırık Uzun tetkikler İki yal kadar hikâyesi dovam eden halk Üpi kunduraların İmal — edilemi. yeceği anlaşıdarale bu sovdüdan yaz- geçikli, Verilen haberlere göre, bir Papacun halk tpi mi, deği mi olduğu Fakal, bu aai hesap edimiştee. Teferratını bilmiyoruz. Halk tipi kumlura tekkatıan, bi de, umumiyetle bu nevi kümadi teb kiklörin ne uzun sümlüğünü gösterme- Si ve bic hükâye halmi alması bakı- mindan çayanı ir. ITR—H“AIICEVAI EDEBİ ROMAN; 104 AŞK ve GÖZYAŞI Yazan : ÂKİNCİ — Geri dön... Geri dön... Beyoğluna gölelun! Diye maytaracallı; bunu bay- Karmamak için kendini güç İvtlu... İste bu acakık — elomabil yavaşladı, Gurdu, etrata gölgeler peyda oldu... Bit çekişme, bir vuruşma... Yert dü- bir vücuk... Ozamobilin kapısı açılda Metrret taladız — Buradı mit, Şo mat, — Bret, — Haydi davraaıt... Şelika çekikk, Otoğobde Mehmetle beraber bir de arkadağı - binmişlerdi. Aakadaşı direksiyona geçik. Mehmet, — Çeki Dedi, Otomobil tekrar yol alda. - Şetam — kemdisini rüyada sanıyordu; bu. siyam g uyanmak içia Metimedin tolunu SELÂMİ İZZET KISIM — Öktürdünüz mü?... — Yok canlm. Mebmedin açkadığ güllr — Ya haykarıma?... Ya bi Gkip ederlersel.n — Ağtı tıkaçlı, kolları bağlı,.. Bir bendeğe atlık, yarın gabahtan - evvel kimse göremez... Yarın sabaha kadar da biz İşenizl Zörüp bilirirz Şefike vardur. — Ötomebil kulllanan kim? — Zorba, — Selim mit, — Bvet — Ne yaçrnak niyetindesinia?, — Neyit, — Otamobili, — Bir yerde butkacağır... — Şotör Böremedi HLA Gazetelerin kaba- hati var mı?. Gezetelerin, fiat yükselmeleri üze- rinde molü ver medir?, HBazı izkilayara göre, Slân maddle y Hadar pahalan- da, bu kadar yülmeldi, daha da yük- seleoek, Gye yazdıkça, mel sahipleri ni ikaz etmiş oluyor ve onjana — fkir veriyaru, Binsenaleyh, fatlar da her " gü yükseliyor. Kabahatl, müfecadiyen ve en zer, Balli müşkül meselaler karşısında ge- zetelere yükletmek, bislim memle- Ketto âdetlir, Bic mehallöde bir €v sayukur, gaze- teler yazar, bunu döğrü — buluyalar. Diğer hin höriselerine bir Vşvük ehi görürler, Bir tajebe ho- casına karşı durur, Yazılmasını — doğ- ru , Öteki talebeya örnek okur, dörler, Bir genç kız peneerede çiçeklerini “gularken kaldarime düşer ölür, yazılrasıı — İstemesler. — Diğer bütün genç duzların ayni #kibetinden gadişe ederkör. Dünyada harp olur, Kan gövdeyi götücür, Günde binlerce kasan öğür, Bumu bu şetilde yazılma- v doğmu bulmazler, Hülüsa, güzeteler rmühameielir, — mü- gevvldlir, bütün ödnya - hülliselerinin zebobi, ületi — İstanbul — güzeteleridir. Eğer, İdaabul geneleleri ölmasa, bel- Ki de, tfkün Gürrya cemiyetleri cenne- le dönecek, süt manlik - olacak, fazi- Tet, whlâk icüil şekliği aladaktr. Meşelâ, pirinç yokc Ve kilımu bir ay evvel 190 bcrüşken büğün 170 kuruş deği mi?. Dunu yazmıyatığır — Pek &M, ge yazacağız! Piyaza Üzeride 8 mü ve mücmir olmamıya çalışalım, g—w, İyi ne yaşmlım, nasil yaza- e Ben düyündüm, taşındem. Bugünkü piyasa bareketlerini bundan böyle ga forzda yazmamın mucafik olacağı ae ticesine vardem: Pirtaç mialini ele nııı-g <Dün piyasada - pirinç 170 kuruşa — satılmiştır. vınıu:ı.ı.ı- hararetle pirinç akş verişi yapmaş. Jardır. Filân Avrupa memleketinde pi- rixç hiç yaklur. Belediye İktisat Mü- Gürlüğünün dirayetli ve vülmtene idar TESİ Suyenİnde piyasade — bütün fatlar Tormüldir. Fiyasamnın dahâ fozka yük- saleceğini “ zanmtdenler — aklamyorlar, Artık yökselnez. — Evveli, buna, fa- ziletli tücoğnmeme — vicdanı müoklir, Sorea, alınan tadbirlr münküc, Daha bavasırza temiz huvası duğumuzau unutmuyalım, Eğer, bunu Gülma hatırlarsek, her meseleyi kea- di kendimize hallrdebiliriz. -Bazıları, bu ca mühia noldlayı umutayorimr. Böyle, hafzamı zayıf olanlar, — küçük bİr mot defteri odinip, fevkalide çazt. okduğumanı kar içinde melidir, — Kendleriyle — görüştüğümüz alikader zevat bu hususla diyor ki: — Fistlar normaldir. Gitlöre dü- #öcektir. Buma çalişıyoruz.. Kendileriyle — görüştüğümüz — mü> tahkik vatarmaşlar döyor ki: — Piysaadan memaumua.. Bol bol balabil'yoruz. — Piatlar da - çok düşüktür. 170 kuruşa pirinç para — ile mi?...> R. SARİT Silivri hayvan sergisi Vilâyetimiz hayvan sergilerinin T7 incisi teşrinlevveli birine to- szdül eden *bu perşembe günü saak 15 de Silivride açılı Ş ( © TAKVİM © — Ne çıizac olur mut, zim Meenü e vlern, ııuuıı. gölince; o bir daha güceş yü- zÜ göremiyeceğinden onu Maniyip tar Demaraı vez gelir, Şefika ürperdik — Öldürmüreceksiniz yar, — Simdilik öldürmiyeceğiz, — Züten Süran da — öldürülmesini üsdemedi ... Beni bu kadından kur- tarınız dedi, Mehmet homurdandı. — Korkuyor musum?, — Hağır amma, kan — dükülmesini kslamiyorum. — Urzkuların ai kaçar?, — Belki, — Merük elme, daha henür ne sen, ne ber, ge de worba ne yapacağınızı bilmiyoruz... — Benim bildiğim bir gey vürsa, © da elinine bir yağlı kuyruk geçtlökir... Bir defme yaksladık, &- Hümlnden geldiği kadar stifade etmelim WVIPM’IENMM Neden sonra Şefika tekrer — Şişliye geldilderini Tarkatti ve cüddeye çık- madan önce ying Besi hafif Utriyenekk sondür. — (Devamı Var) Hâr—p Vaziy eti — B. Vilkinin sözlerinden çıka- rılacak askeri manalar Yazan: İ. 8. Eski B. Vilki'nin sözlerinden çıkanı- B. Vilki'nin Moskovada B. Sta- lin ile beraboer yemek yerken söylediği sözler, 15 senedenberi içinde bulunan Soyyetler Birliğinin uğramış olduğu büyük mahrumiyetlere ve bugünkü va- ziyetine dair esaslı fikirler ver- mektedir, Bunlar, B. Vilki'nin ağ- ye maddi ve manevi metkezdedir? Bunu bir dofa da | | | 'ı | z B. Vilki'nin sözlerile kavramakla, Alman - Rüs harbinin uldığı se- yir hakkında da bir kanaafe var- mak mümkündür. B. Vilki, Rus milletinin manevi vaziyetini şöyle anlatmıştır. «— İnsan bu harbin münasını burada anlar, Rus halkının Naziz- amin yıkılması için çarpıştığını ve hiçbir Rusun biçbir zaman teslim olmiyaceğını anladım.» Rus maneviyatının bozulmadı- ğı, zaten muhtelif cephelerde gö- rülen Rus mukavemetinin deva- mmdan da . Rus- yanın içinden yakılacağını bekli- yenler artık böyle bir manevi in- hidam sayesinde Rusyayı mağ- Küp edebileceklerini hesaba kata- Mazlar. Hakikat şudur ki, bu harp veonun getirdiği felâketler, Rus milletinin kulbinde esasen kökleş- miş olan vatan, millet hislerini, Slây rahunu canlamdırmıştır. Ar- tk rzejim ile millet arasında köp- TÜ vazifesini gören bu Slâv ruhu- dur. Fakat harbe devam — kudreti, maddi inıkânlarla sıkı sıkıya bi lıdır. Bir milletin cesareti dakârlığı n mütenahi olabi kat maddi tarafına gelince 6 mah- dut kalır, B. Vilki Rusyanın mad- di vaziyeti hakkında şunları söy- lüyor. T ea Bükreş Ateşemi l e *— 5 milyon Rüs ölmüş, yara- Tanmuş, veya kaybolmuştur. — iliç değilse 60 milyon Rus da Hitle- Tin idaresi altına geçen Rus top- raklarında esir kalmıştır. Bu kış Rusyada yiyecek az olacaktır ve hettâ azdan da daha fena olacak- tır, Milyonlarca Rus ocağı bu kış yakscak yüzü pek görmiyecek- tir. Ordu ve esaslı harp imalâtın- da çalısan işçiler hariç olmak üze- re halka verilmek için hemen hiç giyecek kalmumıştır. Birçok ilüçlar biç yoktur. Bununla bera- ber Rusyada hiç kimse savaşlan vazgeçilmesini ağzına bile almı- yor,e İşte bu baslt tabla, bize Rusy: nın bu kış maruz kalacağı büyük mahrumiyetleri apaçık güster. mektedir. Demek Ruslar bütün bu maddi mahrumiyetlere katla- narak harbe devam etmek azmim- dedirler. Fokat B. Vilki'nin sözlerindeki âm nokta ikinci cephe me- selesidir. Diyor ki: *— Şimdi kani oldum ki Ruş- yaya yapabileceğimiz en iyi yan. dim İagiltere ile birlikle Avru- pada, askeri şeflerimiz muvafakat eder etmez derhal hakiki bir cep- he kurmaktır. Askeri şeflerimiz. den bazıları belki de alenen t vik edilmek — ihtiyacındadır. mümüzdeki yazı beklersek çok geç kalmış olabiliriz. Rusya Al manya Üzerine her gece binlik uçaklarla akınlar yapılmasını is- tiyar.. B. Vilki, fkinci cephe için sözle- rinde (askeri şeflerimiz muvafa- kat eder etmez, askeri şeflerimiz. den bazıları alenen teşvik edilmek | ihtiyacımdadır) gibi işaretler gö- rülmesi, Amerikan . İngiliz sskeri şefleri arasında bu mesele hak- kında henüz kat'i bir işbirliği ol- madığım göstermektedir. GÜREŞ MUSAHABELERİ —— nu bilseydim.. Gonç, arana pek gençti... — Oklulaşa da yakışıklı, esmer, Yir delikenli idi, Hükimin kurşyümnde Crgip büzülüyur, ierariyoz, lör dökürek yırtaryordur — Hayır eteadkm... — Ban yüymm- dim, ,, Bimüyorum, — Benim — haberim yok. Ben oradan geçemken Dakçi ya- kealadı... Diyordu, Yakalıyon ttçı Dursum dünlemi |dâ, — Bienden, diyordu; bunu hep gö ©e yapıyor, Gelip çrvelâ havagari fe- merimı sözdüdfyor... Ondan sonca fem çakıp tenere yakım olan ayor, İçeriye makyoc. Ewde genç bir kız var; bü, Onün — sevgiliei, Dün gvce yakalıyacıfktım “denma, bür vanlıkta Keçirdim. Bu göce yüremü sdcadaşam —Adili de sldem — Beraber Köp içerlek bir kışıya galendik. . | Söyretlik. Önçe gekli fenerin — üstüne çıkla Sömlürür sündürmer, elindeki ö Tektrik fenerimi yöktem... — Penesim üzerinde yakaladım. —O evde otunan | Giüçüş kü, Nikife> de Oalkondaydı; © | 'da gördü, uNWM_NW'NM—' Dakir. Mekider, on ati yaşında, gyet | İlç yandan o vim içivran kâkülle- Sekaya ata sta miekkeme vtendim, — diyor; — hepel vuyorlar banlar, Ben bir #öy gürmedin. Bu gönci de, şüyle w Zzaklan tanırın. Maliktene, suçü sabil görüyor, —Ca- idi, Cera Kanununun 566 imer mad- Gdezne göre o0 büş ha para cezasına Matiküm ediyor. Cahit, sırlandan — bir yüle külkmaş €İbİ, geyri Büiyari bir caoh'> çekiyon matikameden, idele, sevinerek — çakı- yor, Nüüferle yan yana yürürlürüeen, — Bön, diyor, ceram çok ağırdır. kapis — ederler diye —korkuğordum. On beş lira ceza olduğunu bilseydim, bü kadlar karte geçirmendim. — Hlükim KaTyıNına çilimük İnsana garip bir he- Yecan veriyor amma, ceza — Korkutu. vor, Nölüfer gilüyor, — Ben, diyor, bu —aabah edişteme gordüm, Kanu açti bakik, Otoz İirüya Ve kol kola yürüyarlar, HÜSEYİN BEHÇET Ze YUÜURÜUK ALi Yazan: M. SAMİ KARAYEL Sulan Aziz devrinin en ileri gelen pehlivanlarından — biri de Yürük Ali idi. Yürük Ali «slan Lodcanın Rupsa köylerindendir. Bazıları da Yürük köylülerinden dir diyorlar. Ve Yürük, likabr Tun da bundan — ileri geldiğini Böylerler. Her ne hal ise, Yürük Ali bü- tün gelmiş geçmiş Türk pehlivan flarınan en babayiğiti, en ince ruh- lusu (saz şairi idi. Güzel saz ça- lar ve maniler, koşmalar yazar- dı) idi, Yürük Alinin güreş san'ılında icat ettiği birçok Oyunlar vardı. Bu icat ettiği oyunlarla en ağır ve en usta pehlivanları yenerdi. Yürük AH, kendi devrinin peh Kwvanlarına nazaran en hafif o- lanı idi. Hasımlarının okkası yüz yirmi, yüz yirmi böş, yüz otuz okka olduğu Balde Yürük Al, ancak seksen okkalık bir pehi- vandı. Seksen okkatık Yürük Ali, bü- tün bu okkabk pehlivanları bi- rer birer meydandan çıkarmıştı. Yürük Ali Sultan Azizin kuş- çularından ve saray başpehlivan- Tarından idi. Sultan Aziz, küçük Yürüğ'ü çok severdi, Sulten Azizin efendiliği zama- mandanberi çok sevdiği bir baş- pehliyanı vardı ve bu pehlivan Sultan Mecit devri baspehlivan- larından idi. Sultan Mecit devri - başpohli- vankırından olan —bu bedayiğit aslan Kastamonu köylerinden, i- G, İsmi de Amnavutoğludur. Arnavutoğlu, bütün — gelmiş geçmiş Türk başpehlivanlarının en hadifi bulunuyordu. Ancak altmış #ti okka geliyardu. — Bu altmış altı okkalık pehitivanın kar şısına kimse çıkamazdı. Önüne geleni yenerdi. Tam on iki sene 'Tüsk İmparatorluğu Başpebhli- vanlığını öltmiş altı okkasile ü- zerinde, faşırdi. Arnavutoğlu, Sultan Azizin ilk gevirlerinde Sıtiyarlığından d- Jayı pehlivanlığı — birakip mey- dandan çeklimişti. Sarayi hüma- yun hemlacbaşılarından — olduğu için âsiresinde bie emektar gibi yiyip içip yalıyordu. Kırk beş yaşlarında vardı, İşte Yürük Ali 'bu sıralarda sarayı hümayuns in- tisap otmiş, Sultan Azizin huzu- runda müteaddit güreşler yap- misti, Yürük Alı, Sultan Azizin baş- pehtivanlarından Makarnacı Hü- seyini mağlüp ekmişti. Kot Al- ço'yu meydatdan — kaçırmıştı. Kavasoğlu ile altışar yedişer sa- at güreş yaparak meveudiyetini göstermişti. Yürük Ali, nemağlöp olarak meydana dikilmiş duruyordu. Bir gün Sultan Azizin seryaveri Ha- l Paça, efendisine: — Padişahım!, Yürük Ali ku- Tunuzu; Arnavut Ali ile güreş- tirseniz,.. Diye izharı fikir eyleyince (Ha- ll Paş pehlivandk) Sulta: — Naüsil olur? Arnavutağlu ih- tiyarladı Halili, Deyince, Hatik Paşa: Riendimiz... — Yürüğün ha- sımları hep ağır adımlar... Yap- tği müsabakalardan zevk alın- Arnavotoğlu kulunuz Çok mahir ve ustadır. O da Yü- Tük kulunuz gibi hefif bir peh- Tivandır, Eğer ikisi bağuşurlarsa çok beyecanla bir güreş olur. Dedi. Bunun üzerine Sultan Aziz: — Halhil bir oşmaş yapsınlar... Diye iradede bulundu. Padişa- ban iradesini Arnovutoğluna teb- liğ ettiler. * İki mahir pehliyan Kâğıthane kasrhümayununda karçı karşıya geldiler. Sultan Aziz balkonda oturmuş meydanı seyrediyordu. Yürük Ali btiyar Arnavutoğ- lunun elini öptü. Ondan sonra diz çökerek yeröptü ve padişaha ta- 5 ; yiğ | z < zimatta bulundu, — Arnavutoğlu da küçük hasmının alnından öp- 'm'uı Yürüğün hareketi Sultan una gitmişti, Kendisini padişah iken, evveli arzı tazimat elmeyip vutoğlunun elini öpmesine kuzmamıştı. Bilâkis memnum ol- müştu. Hattâ yanımda divan du- ran seryavor Halil Paşayar — Bu, Yürük çok hoşuma gidi- yor... Bize olan tazimetna sonra- ya baraktı. İht >ar ustanın elini Öpül —Bu hareketinden dolayı kendisine iki yüz allın ihsan eye ledim, Güreşten Sonra iradei se- niyemi bu suretle tebliğ eyleyi- niz. * İki pehlivan kepıştılar. İhtiyae Arnavutoğlu, Çok çetin ve kahir bir pehlivandı. Oynaş güreş, ken Böliğinden udıııqu Çünkü zııı ' Bu sebepten dolayı Büreç arnqlıtîın çıktı, tam ci di bir müspraa halini akdı. Sultan Aziz, şaşızdı. İlitiyar başpehtiva- nenin yenik düşeceğinden kork- tu, Fakat Arnavutoğlu, o derece üstün güreş yaptı ki namağlüp hasmtunı birkaç defa yenik öyu- na getirdi. Fakat yenmedi. Yak maz getirmekle kaldı ve bu suret- l üstünlüğünü gösterdi. Sultan Aziz hayretlere düştü. Eski ihtiyar başpehlivanını da- ha ziyade sevdi. Bir İki saat gi- zeşten sonra hasımlen ayırttı, Yürük Ali, güreş ayrılır ayrık maz derhal Arnavutoğlunun e- Lnden öptü. Sonra Sultan Aziye Aliyi ihtiyar usta oozmuştu. Yürük Al, ölünceye kador şun- t —- söylemişli: — Altmış altı okkalık Arnavut. oğlu, kırk beş yaşında ben! hu- zurçla bozdu. Ya benim gibi genç olsaydı ne yapacaktı acaba?, | Okyanusuna çıkma; | raklılarının zihnini yorm. DIŞ POLİTİKA ça Amerikayı bağlamak Yazan: Ali Kernal Sunman Japanyanm — Yokuhaması — ile Büyük Okyanusun — üzerindeki Honolulu arasınde 3 bin 380 mil varmış. Honoluludan — Amerika kut'atının ortasındaki Panamaya ikader 7 bin 700 mil. Gerçi Japon dananması — böyle binlerce mil mesaleyi aşmağa — kalkışmanın tehlikeli W düşündü, P- Sayesinde büğük Okyanusun or tasindaki bir çok adaların bu- Rün mübüm birer deniz ve hava üstü olarak Japonların eline geç miş olduğu malimdur. Yeni hsberler karşısında yeni Sualler: On aylık Büyük Okyanus hasbi, gemdi başika bir safbeya ma gitiyör? Sabasını daha mı geniş- | letiyor?, Japonlar Panama kena n &le geçirerek oradan Atlas isterlerdi. Fakat © iş çok kületli olccak. Çünkü yukarisı, petası ve aşağın &ı bütün yeni dünya.. Hedl angi bir düşmanm Amerika kit'asına kadar sokulması ihtimalleri kar- şısıdda müşterek bir davayı mü- dafaa azmi ide hazırlanıyor. Lâkin Panamadan Japonların Heçip geçemiyeceklerini Amrikan diyorlar. JTaponlar daha serbest buldukları genap yollarına inerek Amerika- ni en aşağıdaki burnunu dolaş- mak suretile Atlas Okyanusuna giremezler mi?, Bü mülâhama ve buna benzer daha başkaları aylardanberi me- adie, Harp ber vakit muharipler için tehde, üleyhl> türlü Mtimaller sukladığı Ghetle Atlas Okyanu- sunda da Japonların bir gün ken dilerini gösterip gösteremiyecek- ler; etrafındaki bahis de ez me- raklı olmuyordu. Japon denizaltı Bgemilerinin Atlas sularına gire aeti ile miühverin müşlerek da- vasına büyük hizmetleri olacığı düşünülmüştür. Bu da Amerika ide İngütere arasında gelip geçen katilelerden bazı gemileri batıre mak olacoktır. Japonyanın Almanyaya, müce- &ir bie yardımda bulunması mih- ver devletleri arasındaki ittifakın tabil bir icabıdır. En müessir yar demin ise şu sırada ne olabilece- ğinden çok bahsedilmişlir: Rus- yaya karşı barp açmak. Fakat Japon generslleri bunu uygun bulmuyorlar. Japon dip- Tomatları da Rusya ile olan si, St doslluğu devam ettirmeyi Ja- gonya hesabına daha kârh görü- yorlar. Habuki Almanyanın da başka hesapları vandır: Bir ta- raftan şarkta Ruslarla uğraşılır- ken gürp tarafı da emniyette de- Bikdir. İngilterede de hazırılk gö- ülüyor, Amerikadan İngiltereye kuüvyet geliyor, İngilltereden ve yardım Garp cephesinin — yeniden açık- ması ihtimallerine karşı Alman- lar'hiçbir vakit Kikayt olmadık larine şimtlüiye kadar — mühteli£ wesilelerle gösterdiler. — İngiltere ve Amerika ile muharip olan Ja ponyanın — Rusyaya hatp uçma- mas: ve Asyamın şankında Rüs- yayı uğraştırmamasi karşısında Alman tarafının Japonlardan is- tiyeceği en büyük yardım Amerk kayı bağlamak, İngiltere He Rus yaya —yardım — gönderilmesine Taimkün olduğu kadar müni tep kil etmek, Yardım yolu Atlas Okyanusudur Ki orada gösteri- Mcek denizaft, — faeliyetinden mihwerin maksadına göre çok mihim neticelee ekde edileceği düşünülüyor. Bu da mihver taras Hanın yeni bir hamlesi demektir. - Yeni mektep def- terleri satışı Maarif Vekâleti tarafıdan çehe rimiz Bâğıt ve makavva birliği hazırlattırılarn yeni, vezu mektep defterlerinden 2 milyanunun ih- Tahı tamamlaamıştır. Defla 16-06 sahifedif' Ve ilk mükt ie, orta mekteplerde, — İise kullanılacaktır, Beyaz öeflerlerden başka sarı kopya defterleri ve harita def- terleri de yapılmıştır. Bunların ilk partisinin sa bugün başlanılacaktır. vilâyetler tarabından tefrik ,,ı,,_ nan şahıslara falura — kesilerek yapılacaklar,