2.—SONTELGRAF—İĞ MAYIS IS HALK FİLOZOFU TRAMVAY Tramvaylardaki izdihamın, n büyük mahzuru nedir, hilir misiniz?, İşine geç kalan adama, ayağına basılan vasırla biçare- ye, kafasına yumruk inen bo- dur ihtiyara, itilip kakılan kü- gük çocuğa, esilip büzülen et br delikanlıya, bu kalabalık hiçbir zarar vermcz, Biraz üzüntü, biraz heyecan, biraz can acısı ve hepsi o ka- dar., (Tramvay istifinin en büyük zararı cemiyetin ahlâkınadır. Tramvay kalabılığının ea bük yük mahzuru, bazı ahlük dilşe künlerine iğrenç bir vasıt ok masındadır. Sabahın ve akşamm, araba- Tarı en yiyade kalabalıklaştır. EVVELÂ BİZ DİNLESEK Selâmi İsact Sedes dostummuz bir fıkrasında şöyle diyordu: «Bü- tün dünyaya sesini dinletebilece iimiz opora san'atkârımız; Semi- ha Berksoy..» İyi, âlâ amma, henliz, biz İstan- bullular bile dinlemedik, Bütün dünyadan evvel, biz doya doya bir Binlesek.. MANTONUN MUHAFAZASI Doktor Halız Cemal, yazdığı bir sahhi makalede şöyle diyor: «Kürk mantoları yazış masıl muhafaza etmeli?» Fakat, bu işin tıbla ne alâkası ver? Haftz Comal tıbbi, sıhbi ma- kaleler yazarken, galiba, arasıra, evdeki müsahabelerin tesiri al- tında kalıyor. TRAMVAYLARA BİNMEK Yapılan tedkiklerden anlaşır Mmüş ki, inlizmmiz temin için tram- vaylara arka kapıdan binip ön kapıdan inmek mümkün değildir. Böyle, rahat muntazam bir yey olur.. fakat, bugün hakikat şu ki, BİR MİLYON GÜMÜŞ Ajansların haber verdiğine gö- rve, İngilizler, Sıngupurdan çekilir- ken, bir milyon gümüş parayı gö- türememişler ve denize dökmüş- der., Şimdi, Japon dalgıçları bu pa- gaları çıkarınakla meşgel —ıu. Şu denizler, bütlin harp deva- munça, sinesice neler çekmiyar?. AHMET RAUF ——— ae Fırınında yaptığı ekmekleri evine gönderip harısına mahallede sattırıyormuş İzmir 15 (Telefonla) — İkiçeş- mmelikle — Kestelli caddesinde 37 Humarak firzman sahibi — Yusuf Yaran imal ettiği ekmeklerden 45 tanesin> kendi evine göndere- Tek karım vakıtesile mahalledeki alkaplarına karnesiz ekmek sat. tahaden yokalanmış ve mülli kor TuRma mehikemesine veriimiştir. REŞAT FEYZİ Gağı sanilerde, yolcular arasın- da, bu müstekreh insanları, bu ahlâk yoksullarını, bu iğrenç mahlükları sezer ve hattâ, ba- zan, görebilirsiniz. Onlar, ara- baların içinde bir mikrop, 2a- vahif sınıfnıdan bir mahlük ha- Tinde, tevelfüs ciharlarmmın bü- tün kudret ve kurvetile, bir b yeiale i imişler gübi, tetik ıs.uııhk. emuz omaza istif elmuş bir iramvay arabasının €n büyük zararı ne şıma, ne bunadır; doğrudan doğruya ah- lâk mücssesemizedir. İstasyonlarda, boş tramvay bekliyen insanlar kadar, dolu tramvay bekliyen mahlükler da bulunduğunu unutmayınız, Kapatılan Fırınlar Belediye tarafından kiralanarak ekmek imal edilecek “Yapılan teftişler neticasinde üç dela eksük; bozu smur ekmek çıkardıkları tesbit Glunan furm- iç Un Verilmiyeceği için bu muattal kalarak kapansn forınlardan başka — türlü tetillade €dilmesi düşünütmektedir. Bu fırınların sayısı artarsa g9 zaman belediye bunları kiralıyarak iş- letecektir. Şimdiden bu hususta icap eden tetkikler icra olunmak tadır. 7 gem! hükümciço satın alınacak Genç; Ereğl:; Demelaş; Namaz gâh; Kutlu; Yılmaz ve Karınca isimlerindeki 7 geminin sahiple | rtinden hükümetçe satın almabil meleri Kocardinasyon heyelince kabul olunmuştur. v deraz Plâjların kombine Biletlerine zam yapılacak Şirketihayriye İdaresi; Köprü ile Salacık plâjı ve Göksu piâjı arasında kombine biletleri gele- cek haftadan itibaren tatbik ede- cektir. Bu sene kombine biletler bör kaç kuruş arttırılacaklır, ——— Açık iş ve memuriyetler Devlet Demiryollarının Bakişe- hirdeki cer atölyesine asgari . in- LKL Ekmek imali 20 firinciya n verimemesi karar. laçlı. Çünkü, bu fırınlar um sulisdma- ik yapıyorlarmış. Tazin bir bödise... Halkın muayyen ve hesaplı ekmek İstiikekani dabi gah #f menfsati için bir vasıla yapmak'an çekinmemek için, insinm ne kadar de- d€nere, ve vicdanmız olması Bizımdır. Bizce icap eder ve lüzum görülüne, bütün fırınları ekmek yapmaktan me- medip, ökmek imalini de birzat devlek | üzerine almalıdır. | z BÜRHAN CEVAT Cu Tütün bayil neler anlatıyor?. Matbaaya geliyordum. Yolumun ds tündek tütüncüye uğradım: —— — Bir Serkldoryan ver, dedim... — Yok, cevabın! verdi... — Bafrat. — Yokı.. — Birlaci vevi, Yezlce, fitt... Yadar sigıra çeçidi ami yaydım Ne ise, “Tütüncü, boyaunu — bÜktÜ, bir. gey- ler söylemek iler gibi bir kali vardı. BSerde gazelecilik var, bep, onu söylet- Wnek İçin sondum; —— Niçin yok?. — Yök işle, bayım.. - Biz, İnhisarlar İdaresinin Batçekapıdak! deposundan ller nedense yok.. Oraya gidiyoruz. Kü'abalık okyor, Bir çok büyiler tilün, sigura akrıya gel | miştir. Hangi çeşitlerin olduğunu, han- | gilerinin olmadığını bilmiyoruz. — Bek- lelip dürüyorlar. Habire - bekliyoruz. Bit küçük emafız, yanımızda yardama kırız, Bdâmamız Yoktur. Dükkücimeze Kapstp türiş elmiya — öyle gidiyoruz. | Orada sanilerce — Bekliyonuz. Nihayet | filâm filln çeşitlerin oimadığı bildirik. iyoc. Ne zaman geleceğini de kat' ola. | Tük bilmiyorlar. Artık, işin yulkma, bo. yuna gü 'Daha fonasi Var. Orada müstehdem bazt itmselerden. düymüdiğimiz Ykır. di kalmıyor, bağırıyorlar, çağırıyorlar, Hottâ şunü söyliyeyim: Hakarele ma- buz kalıyorun. Bu neden?, Zalen, ka- zancımız netiir ki,. Yüsde iti Kazanmak için bir kaç kişinin de ağzının — kekuk sunu dinliyoruz. Eğer, böyle devam edeme, bir çok böyiler, sigara salmak- dan vaaçeçocekler... - Çünkü, zahmesi. ©0. Ezün t döğmiyor.. Yolumun üstündeki tütüncü bekki, dahü bir cak geyler eatutacaktı. Pakat, benim dinlemiye ve onun çenerine dur. miya vaktim Uzaklaşınn. R. SABİT Gıda madde- leri karneleri j v Herkes haftadan haftaya istihkakını alacak “Alâkadarlar bu defa ekmek kar- nelerine göre hakımıza tevzi 0- lunan gıda maddelerini - bundan . | sönra ayın karnelerle tevzi etme- iğe karar vermişler ve bu busus- ta tetkiklere başlmaşlardar. Pi- TiNÇ; Yağ ve difer gıda madddeleri ürurinde büyük ve küçüklerin âh- tiyaçları ekmekte olduğu — gbi feabit olunucak ve yaknız bu âhti- yaçlar hoftalara göre hesap olu- nacaktır. Evlere verfecek gda karneleri ile herkes haftadan haf- taya bakkallardan istitikaklarını alacaklardır. Böylelikle gıda mad deleri tevzierli da ekmek gibi in- tizamla yapılacaktır, Fişlerle mensacat nasıl alınacak? Yerli Mallar Pazarları müdür- Tüğü halkımıza verilmekte olan mensucet fişlermin ntmaralarına göre bir müracaat listesi hazırlar | maktadır. Fiş sahipleri nüfüş ba- | gn isthkakları olan beş mecze | maensucalı yalnız bir çeşitlen ah | yaağa meobur değildinler, Muhte- Kf çeşitlendon birer ikişer metve | de meselâ iki metre pazen, üç 'tre bavma olmak üzere ceman 5 metre alabileceklerdir. Uxak Değu cephesinde: Birmanyada Japon tümenleri, sağda Çivin Yannan eyaletine gi- rip Çung-King'e doğru ilerlemek ve solda henüz Birman; | hudü- | Yurman eyaletindeki Japon kuv- vetlerinin Çung-Kiog'e doğru sür- atle ilerlemesi beklenemez; Mare- şal Çan-Kay-Şek — yemi Çin kuv- yetlerile Japonları durdurmıya li bir Japon - Çin cephesi daha | hasıl olmuştur. Japonlar cenup | doğu Çinde de istilâya girişmek istiyeceklerdir. Zira,- işgal etmiş | oldukları şimal doğu Çim ve Man- | guri ile Hindiçini, Siyam ve Bir- maaya arasında kara muvasala- gz temin etmek için başka çafe yoktur. Büna muvaffak olurlarsa, deniz nakliyatından büyük ölçü- de kurtulmuş olacaklar, hareket serbestisini kozanacaklardır. Münd - Birmsuya hududuna ge- Tnce, burada da Japon Heri ha- reketi tahmin - ettiğimiz vaçhile devam etmektedir. Yüni Japoular mevcut kuvvetlerile Arsamı vilâ- yelime girmiye ve buradae geçen eski kürvan yolunu da kesmiye gayret ediyorlar, Japonların bu ( kedele de ulaşacakları —anlaşılı- yor; zira İngiliz kuvvetleri müte- | mediyen çekilmekledir ve Hündis- tan müdafaası için Hind . Birman- ya hududunda Hindistan ordusa- mua hazırlık gördüğüne dair or- tada hâlâ bir emare yoktar, Doğu cephesinde: Ruslar en şimalde Murmansk- da, Leningrad çevresinde ve Vole gel nehri boyunda, limen'gölü <- varııda ve cenupla Doneç havza- sında taarruz halindedirler, Buna anukabil Almanlar yalarz Kerç berzakanda, fakat gittikçe büyük bir. muvalfakişcile taacrıma de. “VAmM etmektedirler, Bu durumdan | çıkaracağımız ilk netice şudur: Ruslar, tekmil cephe üzerinde müdafanda kalmak fikrinde de- | gilerdir ve hareket teşebbüsünü temiyorlar. Bundan başka, k: muvasalasında güçlükler dolayı- sile Almanların Leningrada taar- Tuz edeceklerini ve Doneç huvra- sında büyük bir taarruza girişe- ceklerini anlamışlardır. Alman taarruz hazırlıklarını bozmak için gerek Leniugrad çevresinde ve gerekse Doneç'de taarruz yaptık- larıta şüphe edilemez; Rus Baltık füsoa, bülün kış buz- larla çevrili alarak kaldığı halde Alman hava kuyvetleri bu filoyu tahrip edemedi, Şimdi bu filo Ballık derizine açılınış grad Rus garnizonumin de tiği taarruzu şimal cenalıla topçu bonbardımanlarile desteklemiye başlamıştır. Almanlarım yeni silâh olarak yeni tip tayyazlerle zırhla vasıta defi topları ve mermileri kullandıklarını tahmin etmiştik. | Nitekim, Almanlar Rus tankları- M tahrip için infilâk ânında 3000 derece hararet hasıl cden top mermileri kullanmaktadırlar, Fa- kat bu mermilerin de Rus Vore. Yüzümü ölgümük süyen — elimi iter b bir nım.ı yapazak yine gülmiye | — Riçki İaaamıyosaun?, Giyorum iştet. İstersen muharrir Nus- rete gor... Ne kadar çok eğlendiğimi o ..: — O hakdet. — Belki ik defa çok içtim.. Bütün ahbablarım bana birer kadeh şampan. ya Zerarn çitiler.. Reddedemedim Teve B . — Bütün ahbapların öyle mi?i, — Bvet... Öyde çok âhbibim var ki ü iy sen ce yaptın Tevfik... Eğ. — Gürüyomun ya işte? Henüz içmlş Bile değilim.. “Yulnız bir iadcb gaa Dlııiıvi !!ıc&nh% Eğlendim | ( < ı EDEBİ TEFRİKA : 13 Çıngıraklı Yılan | [ Yazan: NEZİHE MUHİTTİN ) Karım yine acı acı gülüyordu!... Bolk Ki zavalla hiç eğlenememişii... Belki eğlenmek için hayatında şömdi. Te İDie TEDiedği e gol gerie San . Fâkal nasum yüreğine açılam yaranin İstirabimi — dindirememişti... Halbu ki bea!t... Onu tamamile unut- | amuş, tatlı ıınıı—nıı:ımu.l yuşmuş kalmıştan... Asüdenin hâlâ aeridh bir asabiyetle kesik katıkahaları içinde bütün vücu- dü sarslryordu. — Seni soymak Jâzım Asude,.. Va fağına uzanıp yetirahât esmelisini Dediğimi yapmak istedim.. Bana vücüdüNü terketti... Kündisine o ka- dar yakışmış olduğunu zevkle jtiraf et tiğlm mavi organtla tuvaletinin kums- © Darmaklarımın — ucunda sert ve ya- böne, bir temas yaptı... Sırlından ma- ce bir kambinemenin - kaktı. Gözlerle göğrüne kaydı. Bir an gös kapaklarım öçtüklü ve kağhimin içine ötekinin dik, _ı Köğsünün müstesa kaymetini ve seskliğinı düydüm. — Sarütdıp Tevfik... Çok sarardın! Külüklârımn osua #esinl arıyordu! Yolunu şaşımnış bir sarhoş gibi bula- | mök güzlerimi açlan; Asudenin durgun | ve kayu görderinden sızam emüiçe beni Darwtı, küçücük bayalimin güz bobek- lerjede saklandığını gördüm ve karı- mun bir aa evvel kalktığı e yüzükoyun kendimsi buraktan, — Şirdi Asüde kendi bslrsbini unutmuş, benlen Bgünahkâr başami yiriyen elleriyle ok- yayor ve azap dolü — Sen hastasın Teytfik... Benden çok sön hüştasın!!. Diye yaliyordu. Başım yanıyordu... Büyülenmiş göz- Verim, gök yakul ışıkdar saçan o esrar- | 4 Hint mâbudesinin gözlerinin gefaa- | | nt dakmnak isyordu... — Sen yelağına uzm yavrucuğum... | Beni biraz kendi halime birekl... Saçlarımdan Asudenin müşük elileri çekildi... Yövaş yavaş yatağa doğru yürüdüğünü Guydum. Yatağın hafif sallanışı, öntülerin sümüşek bükülüp açdışı, bütün bu Mmühteriz tesler, ve içli barekeller acıklı bir. hikâyenin Bümü gibi kalbime doluyondu... See. (0 işladar bi v ü küvveti işaği söndürülmüş yakız ge- niş (caryolserizin baş ucunda biralu bir Bece kandili domuk bir ıçıkda yanryoz. u. Avüde yatağın bir kişesinde, göz- deri açık, arka Yelü uzanmıştı. Yarıma yaklışmıya cesaret edemedir... Ben Kapıya doğru yürürken bir iç çekişle sordu; — Yatmıyacak mısın Tevfik?, — Hayır Mude!... Başım ağrıyor... Biraz heve aklmıya iltiyacaa var, Hdij “dökyr.. akın Ona yaklaşıp ilçin öptmiyondum?. © niçin beni yanına çağıramıyondut!. Odadan çıktım... Serseri adımlarla koridonda biraz dolaştım... Merdiven. dör beni çekiyordu.. uzüktan gelem etüğini anlalıyordu. Üstüme ve saçlarıma mümkün oklu- u kadar düren vererek inmiye baş. Tadım.. salanlar — tenhalaşmıştı.. tsbit | mefes ve eigam damani — torlulanmuş bu bavasız salon'arda kalamazdım. Fakat bütün köçelere göz Zezdirdim.. Prensts Beyaa da bolki buralardaydı?. Görümem kendisine üzrümü süyliye. cektim. fakat oralarda yoklu... Bah- çeye çıktım.. bulup üzür dücmezsem arbkc bir. daha anü — göremlyeceğimi zannederek içlm garip bir acıyla dok- Belki yatmıştı!. Kumları çıtın. dalmaktan çekinerek, artık Jambalari (Devamı Var) başlamış ve bu bölgede artık exas | büsbütün Almanlara bırakmak is- | yergen blr müzk bakmun bâlâ devam | Doğu cephesinde Alman ve Rus taarruzları ve tahminler (Yınn: L..8. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) gilof tanklarını durdur: madığı an- kaşılmaktadır. Fakat Ruslar, Al- iman cephesini hendz yaramamış- Tardır, I)—ıg havazsıtda Mareşal Ti- 0'nun taarruzu devam edi- yvr. Almanlar şimdiye kadar 145 Sovyet tankı tahrip etmişler, fa- devam ettiğini bildiriyor; bu da Sovyetlerin Harkof kesiminde tanklarla ve tayyarelerle destek- lenen büyükçe bir taarruz yap- tıklarını göstermekledir. Tagan- rog - Harkof hattında Alman cep- hesinin çok kuvvetli - olduğumnu bütün kış muharebeleri göster- miştir. Mareçal Timoçenko'nun şimdi bu Alman cephesini tekrar zörlaması, hâreket teşebbüsünü elde tutması, büyük faar- Tuzunu geciktirmek istediğine de- dâlet edebilir. Kerç berzahında birinej müda- Aaa mevzilerinden rie'nte mecbur | kalan KRüslar duha o zaman iki türlü bareket edebilirlerdi. Ya mukabil tanrruzla Alman ileri ha- reketini durdurmak veya ardcılar çekilerek Kalkasya kıyında geçmek. Ruslar birinci yapamamışlardır ve arazi de- rinliği o kadar azaldı ki artık gimdiden sonra da yapmaları bek- lenemez. - Alman ileri kit'aları Kerç şehri civarındaki tepelere kadar İlerlemişlerdir. Rusların e- linde kalan arazi şeridi pek dar- laştığından artık müdafaa da güç- leşmiş ve imkânsız bir hale gel- miştir. Bu sebeple, Rusların ikin- €i şikki kabul ettiği anlaşılıyor. Maamafih üstün Alman taarru- | gu karşısında geri kalan Res kuv- | vetlerinin büyük kısınını Kafkas- ya kıyısına geçirmek bile güçtür. Bunu yapabümek için Ruslar, fe- dal kıt'alarla Korçde ve boğazın kıyısındaki dar bir arazide SAA runda bulumuyorlar, Galiba Rm- lar şimdi bu işi başarmıya çal eelat İalailier Y SS d hı:ı- rırlarsa iyi başarılmış taarruzm gü- zel ve tam bitmiş olmas, AVRUPAHARBİNİN Ü AA LA Ü LA L Bugünkü Fran-| sız donanması- nın vaziyeti Yazan: Ali Kemal Sunman Almanya le Avrupadaki Pran- sa arasımda işboriiğı bahsi ilerler. ken Frhosüf dmanmsamın ala- cafı vaziyeı bühaseğ ü mektedir. Fransta denanım: şimdiye kadar çok şey söylen- Miştâr, Öyle ki nerede ise bugün yarm bu donanmanın İngilizler üeyhine barekete geçeceği bile ilerk sürüldü. Fakal son Madar gaskar — vak'ası da gösterdi ki Fransız donanması İngöizler - leyhine veya Amerikalılara kar- ga açıktan açığa herhangi bir düş düşmanlığa gesmekten uzak kak yraştır. Fransız denanmasının es- ld müttefik İngitere — alyehine bir harekete geçmeyi islsmiyece- H daha 940 haziranında Fransa- 'fan uğradığı mağlübiyet felüketi üzerine Vişi Fransası ile İngilte renin srası soğuduktanberi ken- dini belli etmiştir. #ranmız donammasının gemick leri terhis edilmiş, Almanların armısu e gemiler oşalmıştı. Çünkü Pramsiz harp gemilerinde bulunan bahmiye askerinin İngik tere aleyhine harcket etmak em- rini alınca bura itaat edeceği çok şüpheli gürölmüştü. Hulâsa gemiler çok Boşalmıştı. Bunun üzerine Almanlarla uzun uzadıya müzakere dilmiş; niha- yet galip tarafa şumu kabul ettir mek mümkün olabâlmiştir. AL manların eline esir düşmüş olan Fransız bahriyeltlarinin bırakıla- rak Fransız gotanmasıma iadesi, sonra da Fransanım ötedenberi denleci yetiştirmek bir an'ane ha- Wne gelen yerlerinden dönanma için lüzumu kadar yeni asker a- İmenasına müsar MAHKEMELER: Kırk Yıllık Kâni, ânı.. Babikalarının sayısını kendisi tile #ağımmşlı. Hüküm sorduğu zaman, — Vallahi, ne bileyam ben efendim; Çöktlur #ama, kaç şane oldudunu say- di desem yalan olur, dedi. Bu sefer de, sünde İheaet etmek ü- aere Elrdiği Camiden bir mushaf çah diklan sonca, bir de ayakkabı. Aşıno Kaynuna sokarağ — giderken yakalan ğti Şündi bükime anlatıyordu: - — İnstn, kırk yıl günalikir, bir gün tövbekâr derler. Şimdiye kadar yap madığım şey kakmudı. — Bügün, İçen- den bir ihamı Rabbanf geldi, — Bana n Bucalfa. artık, GöVbe el ga elinde gül gbi, is gibt tornacılık var, Namusunla çalış.. An ğ Kövbekâr olmiya karar verdim; tövbe etilm. Cümle gidip de — öğleyi kılayım, bem de iki rek'at naflle na- | Kai dalıp adamakıllı — tövbe edeyim, dedlen. Kalkıp camie - edtiim. Üğleyi kıldun, Arkasından iki Tok'at da na- #üe mamazı kaldım. Tam kalkıp cami- den çıkacağım zaman, bir rahlenin üze- Tinde bir mushaf gördüm. Çok haşu- İ Zaten, öyle elefif Boi gey devi peköeyerka, Elme olp evirdim, Taksam yakalanınm diye körktum.. yücüdüm. Giderken, pabuç. Tukta yeni bir İskarpin göndüm, Aya- ilmdaki pabuçlar eerimişti. Pabuçlar GA ateş-pabası, Bende de para yok... Bu kadez iş yaptım, bu da sonuncusu okun, diye onları da alip ceketimin sitina yerleştirdim. Te Carfin kapı- gindan çıktım. Ensemden biri yükala. dı. Meğer, likarpinin sahibi imiş, — E hani, tövbe ediyomiun. nevede Kaklı tövbet — Olmadı işte beyim, dedi. Kırk yılık Kâni, olur mau Yani? Sahitler dinlenikii. Mustafanın su- çu sabiş görüklü, İki semç hapeine ve Gezhal levkiline Karar verikli, Mumtafa boynunu Büküp mahkeme salonundan kapının önüne çıktı. Ora- da, kendi kendinş söylendi. Bu badar — hursizlik yaptım. Bir mushafla bir iskarpin için bu kadar Baple verikdiğini ne gördüm, nt de Keltüm. HÜSEYİN BEHCET Balıklar soğukhava tertibatını haiz vagonlarla naklolunacak Ankara 16 (Tolefonla)— İstan- Bul; İzmir; Samsun ve İskende- yundan .l:ı'_ıı bol; çabuk ve Ucuz balik gelirlilmesini tomin için belediye resliğimiz ile Mü- nakale Vekdâleti arasında tamas- İara geçilmiştir. Balıklar badema soğukhava tertibatımı havi — olan vagamlarla naklolımacaklarıdır. Ananların bu iki teklifi ka- bul edebilmeleri kolay olmamış- 'tor, Fakat Alman tarafı da şunu Herhalde koyuverilecek esir- lerin İngiliz taraftarı olmuyacak- Tarı; yeni alınacak genç asserlerin de İngiliz aleyhtarı olmaları mu- hakkak gibidir. Fransanın şimdi- ye kadar İngillere yüzünden çok Zararlara uğradığı bunlara her vessle İle tekrar edilerek üzerle- rinde lâzim gelen telkinler yapı- labilecektir. Ancak büsbütün böy- le düşünmek de olamasdı. Onun için Akman tarafı yine ihtiyatı ölden barakmamış; Franme donan aat çok azalımış olan gemi- cilorinin yerini doldurmak Üzere müsaade dilecek askerin tamamile ımym kâfi gelmiyecek surette ir derceda kalmasına dik- ıııı etmiştir. Bu safha 1940 haziranında Fran- sanın müterTeke istemesi ile 1941 baziranıtda Alkman - Rus harbi- 1nin çıkması arasında geçen tam bir senelik devrenin — hüdisatına göredir. Rus - Alman harbi çık- tıklan ve üzerinden koca bir kış geçtikten sonra ise Fransız bah- riyelisi daha dikkatle hüdisatı ta- kip etmeğe başlamıştır. İki sene- duıben dümyada çok değişiklik oli aydanberi Birleşik Amerik ka devletleri de harbe gismiş bu- bunmaktadır. İngiltore ile Ameri- Ka berabendir. Böyle en kuvvetli iki deniz devleti birleşince anlara karşı mücadelenin sönü ne öla- Dileceğini Franez bahriyelisi he- sap etniyor değildir. Bu denizek- nin en Jaskandığı şey — Pransiz donanmasının varbığıdır. O danan mamn herhangi bir tarafın arzu- Su ve menfaati için feda edilme- sine razı olmiyacağını çok evvele den anlatmıştır. İngiliz tarafına geçmedi, fakat Alman tarafına da geçeceğe ben zemiyor. Madem Ki Avrupadaki PFransa bu harbin dışına çıkmaş bulunuyor, Fransız donanması da kendini koruyarak dünya düze- Tinceye kadar her türlü tehlike. den uzak kalsın isleniyor. Avustralya'nın karşılaştığı tehliko Yazan: Ahmet Şükrü Esmez darbeden ve Mı.lıxıı ıçâmdı iki İngille zanhlısını batırdıktan Bonra, kısa bir zaman içinde Hong-Kongu; — Filipin sdalarını; Singapuru ve Holanda Hindista- nun! işgal öderek bir taraftan Bir- manyaya; öte taraftan da Avust- talyuya gelip dayandı. Japonlar Birmanyadaki askert harekâta devam etmekle beraber Hindistan denizine açılan Japoa donanması ortadan kaşboluven di. Hindistana karşı karadan gh rişilecek bir teşebbüsün denizden de desteklenmesi gerekli okluğu bilindiğine göre; — Japon — deniz kuvvetleririn Bengal köstezirden Joporların Birman- tından sonra, Hindista na değil; Çine karşı tasrruza geç- mek niyetinde oldukları kağkın da bir kanaat yaratmıştı, Birman- ya harekâtinin gelişmesi bu ka- Daatin doğru olduğunu atılatmak- tadır, Gerçekten Bürmanyayı ip- gal ettikten sonra Japonlar; Çi nin Yunman eysletini işgal etmi- ye çalışmaktadırlar. Fakat Japon kara kuvvetleri Çinin istillar ile meggul iken; fapon deniz kuvvet- leri de başka sularda peyda Olur verdi. Mercan deniz? muhanebe- si; Japönyamın Avustralya teşeb- büsünü —arka plâna atmadığını anlatmaktadır. Bu muharebede hangi tarafın daha ağır kayıplar ra uğradığı kesin olarak anlağılar Tanmnıştır. Fakat Mercan denizi muhare- beraber, diğer ve b mühim safhası açıktır: Mulaee- be Japonların Avustralyayı isti l4 için giriştörleri teşebbüs neti- cesinde vukubulmuştur. — Japon- Jar; Holanda Hindistanımı istilâ ederken yaptıkları gibik Avust- ralyaya yakın adalarda bir takınn Üsler ekle &derek, Kit'anın şark ıdııkıme sıçramırya çalışmışlar. dır, Gerçekten Avustralya kit'am €en kolay şekilde şark sahillerin den tstil4 edilebilir. Kıt'anın mes kün olan bölgeleri bu şark sahil- leridir, Şimalde Port Danvine ya> pilacak bir asker çıkarma hareke tile Avustralya kıt'asının istilia kolay ve hattâ mümkün değildir. Çünkü Port Darvin ile şark sahi- lerindeki meskün olan bölgeler ve büyük şehirlerin arası, Avru- pa ölçülerile; İskandınavya Ze İtalya arasındaki mesafe kadar e- çıktır Bu hale göre; İtalyayı is- tilâ etmek İstiyen bir devletin bu teşebbüse; İskandmavyaya asker çıkarmakla başlaması hedefe en kestirme yoldan yürümesi demek değildir. Kaldı ki Port Darvini Avustralyanan meskün olan gürk sahilelrinden geniş bir çöl de a- yırmakladır. Bu şartlar altııda Japonların doğrudan doğruya he- dele döğru yürüyerek çark sahıl lerine bir ssker çıkazma teçabbü- Bü yapmak istedikleri anlaşılmak tadır. İşte Mercan denizi muhare- besi bu teşebbüs üzenine —vuku yük kuvvetler yağmakladır. A- vustralya demek; — Amerika de- mektir. Eğer Japonya; bugünden bu tehlikeyi önlemezse; yarın en 'zor bir duruma düşebilir. Acaba Japonların Avustralya» ya doğru hamle yapmaları, Hint amıhxı teşatbüslerini geri bırakacak midar? Unutmamalıdar ki Japon mü- ankale yolları - uzadıktan sonra deniz taşıt meselesi; Japanyayı karşılıyan en zor meselelerden biri olmuştur. Japon kabinesinin son içtimalarından birinde deniz taşıt imşaatınım hükümet kontro- 1ö altma-alırması da Japan kay- gılarının hargi noktada taplandı- Zini analtmaktadır. Bir taraftan Japon donanmasının — ve japon deniz taşıtlarının ziyaı; diğer tar radtan da uzayan münakale yok ları Uzak Şark harbinde öyle bir safha açınışlır ki; Japonya bü ye- ni şafhada, hedeflerinin hepsine birden yürüyeceği yerde, onlart sıraya koyarak birimi diğerine tercih ötmek mecburiyetinde kale mıştır. Mercan demizi muharebesi de Avustralyanın ilk plânda gek diğini salajnaktadır.