10 Kasım 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

10 Kasım 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——! MUSTAFA KEMAL NASİL YETİŞTİ ? Atatürk'ün Teşkilâtçılığı ve Mücadeleciliği Daha Mek. tep sıralarında başlamıştı İlk ve orta tahsili - Harbiyeye Meşrutiyet Mustafa Kemal 1680 de Selâ- Dikte doğmuştur. Babası rüsumat medmürü iken, bu memüriyetten çekilerek ke- reste ticaretile iştigal eden Ali Riza Efendi, annesi Zübeyde Ha. nımdır. Daha küçük yaşta iken 1 kaybederek, yetim kal- miş olan Mustafa Kemali annesi Zübeyde Hanım büyütmüş ve ye- iştir. lafa Kemal ilk tahsilini Se- Şemsi Efendi mektebinde lini -Selânik Mülkiye vi Rüştiyesinde yaptı. Daha Mülki- ye Rüştiyesinde iken, Mustafa Kemal hususi bir istidat güster- miye ve hocalarının dikkat göz- lerini çekmiye başladı. Bu isti. dadı bilhassa riyaziyede, edebi yatta, takrir ve talâkatta tebarüz ediyordu, Mustafa Kemalin asıl adı yal- nız Mustafa iken, gösterdiği hu- susi istidadı ifade için, riyeziye hocası Mustafa Efendi, onun #dı. Manastır. Askeri isine ve burasını muvaffakiyetle ederek, 1 Mart 1315 (14 Mart 1899) de Harbiye Mektebi- ne geçti. Bu mektebi 317 (1901) de bitirdi ve Erkânıharbiye nam zet sınıflarına ayrıldı. Mustafa Kemal mektep hayı tının bu safhasında evsaf ve * biliyetinde büyük bir inkişaf get- termiye başlamıştı. Daha © za- manlarda dahi kendisini dalma memleketin vaziyeti #le alâkadar görür, o vaziyetlerdeki vehamet. leri, fenalıkları tahlil ve tenkid eder, buna dair fikir ve kararla- rını müuhitine telkin eyler ve ka- bul ettirirdi. Esasen kalbinde memleket duygusu yaşıyan en basit görüşlü insanların dahi gö- rebilceekleri idari fenalıklar, bil. hassa orduda ve dolayısile Har- biye Mektebi muhitinde büyük bir hassasiyet — ve ızlırap uyan. dırmış bulunuyordu. İşte böyle bir muhitte Mustafa Kemalin, aklıselime dayanan ve memleketin selâmetini istihdaf €den telkinleri, bir taraftan ar- kadaşları arasında kolaylıkla ve gabuklukla canlı ve heyecanlı bir memleket kaygınm ve itimat havası uyandırmış, fakat diğer taraftan da resmi makam ve ele. manların şüpheli nazarların! çek- miye başlamıştı. Mustafa Kemalin mektepteki faal teşebbüsleri arasında gazete neşri ve bir sandık teşkilât; var- g.. Bu sandık teşkilâtından mak- sat; Arkadaşların baftaılk para. larından muayyen bir Mmiktarı sandığa yatırmak ve bununla pa aşlarına yardım et- tap getirtmek (di. Erkânıharp Y mektebi bitirdiği Birincikânun 320 (1904) de bu teçkilât hükü. melçe düyuldu. Mustafa Kemal arkadaşlarile beraber Harbiye Mektebinde tevkif edildi ve iki ay kadar mevkuf ve bu müddet zarfında Yıldız Sarayında birkaç sorgüya maruz kakdı. Bu vaziye- tin neticesi olarak, Üçüneü Ordu- B rile beraber, eski Beşinci orduya gönderildi. UMUMİ HARPTEN SİYASİ HAYATI Mektebin dar ve sıkıntılı muhi. tinden daha serbest ve geniş or- du muhitine intikal etmiş, mem- leketin dertlerini ve ihtiyaçlarını görmek fırsatını kazanmış olan Mustafa Kemal, bir taraftan as- keri vazifelerinde verimli çalış. maları ile meşgul oulrken, diğer taraftan memleketi gittikçe kötü- leçen vaziyetten kurtarmak çare- lerini düşünüyordu. Ordu merkezi olan Şamda ö tedenberi birçok sürgünler bulu. Buyor ve bu sürgünler muhitin- de, memleketi, içinde bulunduğu fena idareden kurtararak, hürri- yete kavuşturmak fikri yaşıyor- du. Bu maksatla daha 1905 (1889) de teçkil edilmiş olan (Terakki ve İttihat) gizli cemiyetinin bir şu. besi burada da vücut bulmuştur. 134 de bu cemiyetin inhilâli üzerine (Medeniyeti İslâmiye) ve | (Kan) adlarında daha iki cemiyet teşkil edilmiş, bu cemiyetler de 1317 (1901) senesinde (saliyetle- rini tatil etmek meeburiyetinde | kalmışlar ve nihayet 1319 (1908) da (Vatan ve Hürriyet Cemiyeti) adlı bir cemiyetin teşkili fikri u- nmıya başlamıştı. İşte Mustafa Kemal şimdi böy- le hir muhite gürmiş, böyle teşeb- büslerle kar, Fikirlerin ve kansatlerin dinamik bir ma- n, o likirlerin ve küvvete istihale et- laşmıştı. hiyet alma: kana: mesi lâzımdı. Bu da fikirlerin ve kanaatlerin bir cemiyete malol- masile mümkündür. Bunu takdir eçtikten sonra - Erkânıharp yüz: | başısı olarak mektebi bitirince - İki ay mevkufiyet - Suriyeye beşin: ci orduya gönderiliyor - Siyasi hayatta ilk faaliyetleri - Şamda İtti- hat ve Terakkinin bir nüvesi - (Vatan ve Hürriyet Cemiyeti) kuru: luyor - Çalışmak için en müsait muhit Makedonya - İzinsiz Selâniğe kaçış - İki cemiyetten bir (İttihat ve Terakki) cemiyeti doğuyor inkılâbından son (1905) de fiilen teşekkül etti ve onunla faaliyete girdi. Bu cemi- yetin Yafa'da ve Kudüs'de birer Şubesi açıldı. Mustafa Kemal bu #uretle siyaset hayatına girmiş ve dü; tatbikat saha. sına koymuş oluyarlardı. O tarihlerde Makedonya, iç ve dış ihtirasların kaynaşlağı ve çar- pıştıği bir yerdi. Bu sebeplen bu mıntaka mütemadi isyan, ihti- Mi, şakavet hâdiselerile çalkanı- yordu. Devlet idaresinin zâfları, fena- hıkları en ziyade buralarda göze Çarpıyordu. Hükümet bu hâdise- leri önlemek ve bastırmak için üçüncü orduyu kuvvetli bulun- düruyor, Harbiye Meklebinden çıkan genç subayların çoğunu bu- raya gönderiyordu. Bu sürelle Makedonyada büyük mikyasta açık fikirli subaylar toplanmıştı. Daha yakimden garbin tesiri ah tında ve mütemadi bâdiseler içe- risinde yaşıyan bu subaylar va- fanın maruz bulunduğu âkibeti daha açık görüyorlar ve ,vatanı böyle bir Akıbetten kurtarmak İşte Mustafa Kemal beslediği emellerin ve mefkürelerin ta « hakkuk etmesine en müsait ve tahakkuka en ziyade | muhtaç olmakla — beraber, ayni | zamanda kendi doğum yeri olmak V atibarile de ayrıca — alâkalandığı ra. | Tirdi. Binaenaleyh bunları birleş- bu mıntakada bulunmak, Şamda vücut bulan teşkilâtı buraya da nakil ve teşmil etmek Binaenaleyh resmi yollarla Ma . kedonya mantakasına gitmek im. kânını göremiyen Mustafa Ke - mal, bunu izinsiz gitmek suretile temine teşebbüs © 322 (1906) senesi nisanında Su- riyeden kaçarak, Mısır ve Yuna- nistan üzerinden Selâniğe gitti Burada bir aydan fazla kaldı. Se- lânikte (Vatan ve Hi et Ce miyeti) nin şubesini teşkil etti. Fakat hükümetin şiddetli takibatı, kendsinin gizli olarak tekrar Su. riyeye dönmesini mecburi kıldı. Bu hareketle Musuafa Kemal ayni zamanda kendisinin bu mıntakaya mnakil imkânlarını hazırla: Filhakika kendisini tanıyan ar- kadaşlarının ve xendisini takı eden dostlarının sıhhi vüziyet #stinat ettirdikleri yardımlarile 3 €eylâl 323 (1907 eylül 16) tarihin. e üçüncü orduya nakil ve 9 ha. zitan 224 (1908* haziran 22) de Mütfettişliğine fayin edildi. İşte bu nakil keyfiyeti, Mustafa Kemal siyast — faaliyetinin dahâ canlı ve verimli bir surette işle. meğe başlaması imkânını temin etmişti. (Vatan ve Hürriyet Cemiyelt) BSekinikte faaliyete geçtiği sra - larda, eski (Terakki ve İttihat) | temiytinin isihalesi olan (İttihat | ve Terakki Cemiyeti) ile karşılaş. 'u. Ayn gayeyi takpi ve İstihdaf eden bu iki cemiyetin bu suretle ayrı ayrı çalışmaları doğru ola - miyacaktı. Bu vaziyet gerek da. hilde ve gerekse hariçte bu cemi. yetlerin faaliyetlerini aksatabi . tirmek lâzem gelyiordu. Bu bir . leşmeyi temin maksadile (Vatan ve Hürriyet Cemiyeti) mensup. | larile (İttihat ve 'Terakki Cemi. yeti) mensupları arasında cere - 'yan eden müzakereler neticesinde (Vatan ve Hürriyet Cemiyeti) nin feshine ve daha eski ve her tarafça tanınmış olan (İttihat ve Terakki Cemiyeti) namı altında birleştirilmesine — karar verildi. Bu suretle Mustafa Kemal İtlihat ve Terakki Cemiyetine intisap et. miş oldu. 1908 meşrutiyet inkılâbını ya. pan bu cemiyetie Mustafa Ke- Mal mücadeleci vaziyette çalıştı. Bu mücadelenin mevzuu: İniilâ. | götürecek en kolay yol ATATU RKÜUN MUVAKKAT KABRİNİ ZIYARET “MINTAKALAR ÇOK, YOLLAR Ç 0 Ki " | Atatürkün hususi — meclisle . rinde bulunan Mmeb'uslarımızdan bir zat «O» nun ağzından dinle - diği bir hatırasını şöyle anla - | tıyor: — Bir gün İsmet Beyi (İszmet önü) davet etmiştim. Şişlideki bulan İsmet İ evimde beni yainız Bey: «— Yine ne diye sor. du, Bu suali sora içi, malüm olan yü k aritası bul. Masaya aç Onun üstünde seninle konuşaca. ğim. İsmet Bey derhal lâzım olan haritayı buldu. Açtı ve gordu: — Ne yapacaksın? Bu münasebetle İl nadoluya geçmek ve orada kur- tuluş çareleri aramak için en mü- salt mıntaka ve beni o mintakaya hangisi olabilir? Yüzüme baktı. içinde güldü ve: — Karar verdin mi? diye sordu. imdilik bundan buhsetmi arf memleketi, halkı ve nlamış, vaziyeti yakın. dan görmüş, tehlikenin büyük düğüne şüphesi kalmamış bir ar. kadaş gibi cevap ver, dedim. İsmet Bey haritanın açılı bu « lunduğu masa kenarındaki san « dalyaya ilişti.. Düşünmeğe baş - ladı, Bu sırada ben salonda, yakta dolaşıyordum. Nihayet İsmet Bey ayağa kalk. Neş'e ve ümit tı, gülerek: Mentakalar — çok... Yollar çok...> dedi. ——— bin daha cezri alması ve ordunün | | siyasetle iştiğl etmemesi esas - larına dayanıyordu. Fakat bu me- selelerde arkdaşlarile anlaçamadı. Biaenaleyh siyasi faaliyetten çe - kildi. Bundan sonra faaliyetini ve mesaisini orduya hasretti. Büyük Atatürk'ün cenazesi köprüden geçerkem |- En zor inanılan | hâdise Atatürk'ünl ölümü olmuştu (5 inci sahifeden devem) | | hisleri tekrarlıyacağız, ayni hâtı. zaları yadedeceğiz. Susuyoruz, bütün insanlar su- Fuvor. Gözlerimiz konuşuyor ve | düşünüy, Dün hayal iz. Kafamızın içinde O. | O hâkim bakışları, mavi gözleri, gür kirpikleri, sarı saçları ile kafamızın içinde Sahi bu güzel nanmamak — ihtiyacı, ne çok kıvrandiriyor, bizi. İnanma. ma kistliyoruz. âdı. Küre, ilk defa, bu hariku- de ettında olduğu yerde duraklamış. tı. Güneş arkalarda, ta arkalarda kaldı. e işik yüzü “gördük, ne ik.. Sular — kara, gök karâ, ağaçlar kara id Dokmabahçe sarayının beyaz manmıyor, kendı kendine mermer sütunları, siyahta$Piflğ ziş mermer merdivenleri SYf sürünmüştü, Sokakta, £ ranlıkta yürüy ye adım atacağımızı bi e gibi idik b Haberi ilk duyanlar, DEĞÜĞE b yir nt yf » bus, bir buhran geçirdiği küm ediyor; sonra, koşü | en çok, en fazla itimat et © sabah, İstanbulda güneş doğ. | hâdisenin mıknatıs kuvveti | sana baş on çok itimat etti dahi vuruyor, soruyordk gll — Ata ölmüş, öyle mi, & — Nasıl olur?. O anda halı üphe ile baki Ne olur, biri çıks Hayır.. Dese, bu insan kim olur: masını bilecej Atatürk'e ait hâ” tıralarımdan. (5 inci sahifeden devam,) hul bir denizaltı gemisi tarafın. dan torpillenmiş © günlerde tatürkün bu - | hınduğu büyük Trakya manev « raları yapılıyordu. Ben de bir g- zeteci sıfatile manevralara işti - rak etmşitim. Bir istirahat ye - rinde Atatürke arzetti$er — Meçhul bir denizallı gemisi. nin her — nasılsa Çanakkaleden Marmazaya girdiği kat'i bir mü- şahede olmamakla boraber, ha. ber alınmıştır. Hüviyetini tahkik edelim mi? Kaşlarını yak — Hüviyetini sonra tahkik e. aersiniz. Evvelâ, Boğazlardan çık. masına mâni olursunuz ve derhal batırırsı; (Bu meçhul denizaltı gemisinin © vakit de gazete'erde yazıldığı bi aslı çıkmamıştır.) * Atatürkün gözleri... Bu mavi, keskin gözlere dik ve sürekli bak. mak kabil olamazdı. Fakat göz. lerin bir makineyi parçalıyaca - ğına inanmak da güçtür değli mi? Size bu hususta, şahidi olduğum bir endişeyi anlatacağım: Montrö muahedesinin müzake. releri esnasında İsmet İnönü, yan. Jarında bazı Vekillerle - birlikte are ile İstanbula gelmişti. , Florya deniz köşkünde çattı ve bir sigara Atatü: idi. İsmet İnönü, Akşam üzeri An. karaya dönecekti. Atatürkle bir . Hkte Yeşilköy tayyare meyda . nına geldiler. Daha İnönü, binmeden Atatörk tayyareye yaklaştı ve içine girdi. Bu esnada tayyarecilerimizin yüz. lerinde mühim — telâş eserleri görüldü. Manasını bir türlü an byamadım. Fakat tayyarenin o. turacak kısmını gördükten sonra ndi. Şimdi tayyarecileri « i | İ ı mizin endişelerinden es€f mamıştı. Atatürk, İsmet | selâmetledi. vf 1 gidermek içE Öşif Meraku yarecilerimize ilk telaşlafi” g Taki sükünetlerinin sebel dum — Atatürkün — gözlel musunuz ki; nekadar köYÜ Gitmeğe karar VyE Keskinı â ginden endişe — gttix. ÇÜĞ Yeskin gözlerin — makined Üüi meydar.a getlirmesinden *_4..-' Rereket versin kı sadec€ tiler brt Size garip gelecek AMi yf türke tayyare seyahati SÖÜLE Bir kere Berlinde ve bif dııff-' y a yerde tayyareye bİREMİ iki: tayyareler ©'Ği metre yükseldikten sonff ler bozulmuş, tavyareli” mecbur kalmışlardı Atatürkün elleri: Kati ğaif el görmedim. Nasıl #7 Çaf İnce, uzun; fakat tam çe mevzun parmaklar, çof #f nâklar, ne yumuşak ve #” her vaklt sıcak bi Son hastalığından €77 lişlerinde de, soğuk a?? gf mabahçe serayında tedİİ # müşlerdi. Ankaraya V-_"M, ü yorlardı. Yakası kürklü " uij paltolarının içinde "“",Ğdl""p zayıf görünüyordu. HE garıoda, kendilerini VÜY ONt l bu gelenlere iltifatlarda v lardı. y Pit Atamın elini öptüm _c:%:ll i yeşmişti. İçimi haln bi kurt ezdi: a BAA Acaba son ÖRÜYÜT çuşlr » Dudaklarım, Son bpüşüm ve meğer!

Bu sayıdan diğer sayfalar: