HALK FİLOZOFU Suçta Kast riyet Müddeumumiliğli kibetına maruz bulunuyor. Suç şudur: Ruhsatsız radyo kullan- mak, Ömründe karakol kapı. sından içeri girmemiş, adliye K merdivyenlerini — tırmanmamış K birçok dürüst ve namuslu va. tandaşlar, ilk defa, bir suç is. nadı. karşısındadırlar. Hakla- Tında muamele yapılmış, vücu. de gelen evrak tomarları daire daire, karakol karakol dolaşa. gelmiştir. Bu evrak tomarı içinde şöyle kâğıtlar da var: *Filân emniyet komiserliği. ne: Suçlunun sabıkası olup ol- madığının sorulması, bu noktayı aydınlat. zabılanın — vazifesidir b . — amma, yukarıda tavsif ettiğim F 5 tüpteki bir İnsanın, bakkında . büyle koca bir takibat tomarı vücude gelmiş olması, ve bu K . evrak arasmda böyle bir sualim bulunması, dürüst bir vatanda- şın elbette gücüne gidiyor. ş aT KARSISİNDA $ SONTELGRAF İ MUHAREBE Ş SAHALARINDA Geçenlerde ajanslar haber ver- i: Rusyadaki geniş muharebe sahalarında, sürülerle- kurt ve ayı da ormanlardaki inferinden çıkmıya mecbur kalmışlar, Tran. anyaya doğru akın etmişler.. p Gürüyorsunuz ya, harp, cenlı olan hiç kimseye rahat yürü gös. termiyor, Kurtlar, insanların ne kadar dalın çok kurt olduğunu gördükçe, şaşıp kalmışlardır. BİR ŞARKI HATIRLATIYOR Sebze hâlindeki infilâkın sebe. bi yazılmıştı, Orada büyük ve o- rijinal bir sanayi mücssesesinin k kurulduğu anlaşılmakta. Limon. D ları sarartmak için bir nevi kim. yevi Jâboratuar faaliyette imiş. - İnsan hayret ediyor ve: a| Balzım dd gatarsam garkanı Söyliyeceği geliyor. KİRACI, — EV SAHİBİ Yeni inşa edilen apartımanlara, henüz rutubeti kurumadan kiracı konuyormuş, bu gibiler hakkında takibat yapılacak, Fakat, bir başka karara göre, kiracıyı evden çıkarmak ev sahi. N binin hakkı değildir. Şimdi ne olacak?. Bari, kiracı rutubeti kurutun; çalışsın, bir taraflan da otursun! B” BOZULAN YENİ YOL , ——— ç | Taksim . Cihangir asfallının “ pacak. Memen bütün yollarımız | böyle çabuk bozuluyor, neden acaba?, Yoksa, sokakla yürürken, pek gı mi sert adım alıyoruz. Âman ya. 2—SO0N TELGRAF — 20tinci TEŞRİN 1sâi . -SON TELGRAF— * ll | E Aranmalıdır REŞAT FEYZİ Geçenlerde, İkdam refikimiz. de bir arkadaşımızın da yazdı- kı gibi, radyo ruhsatiyesi al. k işi daha kolay bir hale ge. elidir. Bir yakmım, ayni suçtan (a. kibata maruz bulunuyor. Bu, bir kadındır. Radyo satın al- mış, bir müddet tecrübe edi- yor, Sonra, ruhsatiye alacağı zaman hastalanıyor ve bu es. mada kocası vazifeye gidiyor. Şimdi, radyo sahibi maddi, ma. mevi birçok müşkülâtla karşı karşıya bulunuyor, Böyle fevkalâde ahval ve te- sadüflere rağmen, birkaç ay sanra postaneye müraceat eden kadın, abone ücretini, geçmiş zamanın cezası ile birlikte ödü. yor. Artık, suç işlemekte hiçbir kasdi bulunmıyan bu vatanda. şa, ödediği fazla para, kâfi bir ceza telâkki olunmalı, bakkın. da takibat dosyaları acılmama- hdır, Doktor olmıya rağbet çok! t Bu yıl en fazla Tıp Fakültesine | müracaat edildi İstanbul Üniversitesine —kayıt | ve kabul muamelesine devam e- dilmektedir. Üniversite bu ayın 31 inde açılacaktır. Bu sene Tıp Fakültesine yazılanların — sayısı, diğer faküllelere müracaat eden. lerden çoktur. Daktor okmak is - tiyen gençlerimizin yekünu her yıl muntazaman arttığından Sil hat Vekâleti meecani talebe yurt. larının sayısını ve kadrosunu ge. Hcr illı mektepte fakirler için tabldot yapılacak lhır.f Müdürlüğü hâalen birçok | ilk okullarda fakir ve kimsesiz talebelere sıcak öğle yemeği ve. rilmediğini, gözönünde — tutarak Vilâyet dahilinde bulunari tek - mil ük okullarda derhal fakir ta. lebeler için bir talebe tabldotu. nün teşis olunmasını emretmiştir. Ülk mekteplerde talebe velileri bir araya toplanacak Şehrimzideki ik mektepler Mü. | dürleri yeni derö lantısını cevvelki Halkevinde yapmışlardır. Bu toplantıda mekteplerde ve- | lileri bir araya — toplamak için «ana, baba günleri» tertip olun- ması kararlaştırılmıştır. (HALK SÜTUNU ) İş arıyor 16 yaşında ximsesiz fakir bir kızım. | Hayatımı çalişarak kazanmamı icabet- timden yazıhane, fabrikalarla pasta. hane — ve manifaturacılarltı — yanında kanaatkâr bir ücretle her hangi bir iş arıyorum. Talip olanların lütfen Son Telgraf Halk sütununda (Xüzy) ru- muzuna yazmalarını hürmetle rica 6 E düz ur Ve ee Az Tefrika No: 92 |Sürü Ç ıngırakları L Yazan: CAHİT UÇUK İçimde Kuruntu doğüyor, — büyüyor, şekillererek Zenfa kadını, kara bir a- tın sırtında bize doğru geliyor - görü- yardum. Recebe sokularak, göğmüne büzül- düm, Ocağında alevler parlıyan bir o- dudü, baş başa oturan sevgilileri, Zeh- va kadınkı sinesi, kiymadan Öldür- müş.. wağız alın, donuk pıriltılarla yanan Deyuz karları ezen Nallarınıa Hesini duyüyorum. Recebe busbütün sokuldum: ben detinlerden nal sesi — Recep, Bi ermnaz dağına at değil, İnsanlar bile-güç tar- maniyerar.. Bem sen üzülme. Yarın, burada rohat uyuyabilmen — için bir gare bulacağım... Şimdi uyu bakalim... Babah erkeu uyanalım,.. Taze bir yağ çıkarmak Sen yağ çızarmayı Üai K a) lerlmi kapayarak: — Evet! Wlm* Sabah, Recep, ocak yanında duran uyumuk'un — (yağ çikarmak üzere süt biriktirilen kap) üstündeki kapağı a. çarak baktı: — Bugüa yağ çıkarabiliriz.. Süt u- yunmuş. Bunu zen yapataksın Fiğen hatın... Berilm başka işlerim var. Dolaplan bir şeyler alıp çıktı. Ocak yanında duran ve sulu bir yoğuzt har | line gelen sütü, tahta yayığın içine boşallarak dövmiye başladım. Bu, kam Jaylıkla intibak ettiğim hayat, w,ux bİE Küdretle bapa böklin oldu. 5 ark yıllık köylüymüşüm gibi. WI.X'olııılrllnmmnhın bir gehirlnla / kavzaması kolay / değilken,| her şeyi zevkie, neş'eyle yapıyorum. Başım bâlâ rüyalarla dolü. Annemi, Dabamı, düşününce, tuhüt hde a R Ü das D lll < eeal dar aluacaktır. Talip olanların Ankaradaki cemiyet —merkezine | müracaat etmeleri icabeylernek. Kadınlı erkeki bir mecliste münakaşa Tok, acın hâlinden ne anlar, doğll mi?, İki akğam evvel, sicak bir sa- Bbnün yümüşak — kollaklarına gömül- müş, dedikodu yapan kadıplı erkekli sekiz kigi arasında ben de vardım. Bu sekiz kişinin üçü erkek, beşi xadındı. Konuşulan mevzü, geçeclerde, bir doklarun verdiği bie beyanmttı. Hatır- larsınız, doktor, cakiden bekârlar ara- sında çok sinirliler vardı, şimdi, evli- ler Arasında çok, diyordu. Biz, o mec- diste, evlilerin neden sinirli olabilece- #ini konuşuyorduk. Hazır bulunan bes bayandan dördü evli, biri, © yani en genci, henüz bekârdı. Bayanlar, evil erkeklerin mes'ut olduğunu, — Çünkü, bu suzetle muntazam ve temiz bir ha- yata kavuştuklarını, binaenaleyi Ki nirli olmamaları ikzım geldiğini iddia ettiler. Bihassa, içlerinden bir genç bayan şiddetli bir surette evli erkek- lerin içinde bulundukları sandeti mü- dafaa ediyordu. Üç erkekten biri - yaşı kırk yedi yorlar, Arpaci kumrusu gibi düşünce- 'ye dalıyorlar, Bir evin maddi, mane- vi bütün mes'uliyetl erkek omuzuna yükleniyor. Buna katlanmak - kolay mit. Bayan, bayin sözünü yarıda bırak- &, kadının, erkeğin taşldığı ber türlü mes'uliyette iştiraki olduğunu söyledi. Sonra, lâf bayanların masrafına inti- kal eti, Manraf kelimesi, biraz geçin- ve İsrafa inkilâp etti. Birtakım Keli- me eyunlarile, bayanların haddinden fazta masraf yaptıkları anlatılmak ie- tendi. Byanlar, bu iddiayı Dittabi şiddetle ı cerhotmiye uğraşıyorlardı. Ve anlara | Köte, asıl müsrif erkeklerdir. Kadın olmasa, erkekler malfkolur, — perişan | olur. Erkek hesabını, kitabını bümez. Bğer, bir evli erkek üzüntülü, kederli | ve sinirli se, kabahat kendisindedir. | İşlerini yoluna koyüzüyor, çalışamı- yör, iyi kazanamıyor, allesini mes'ut natlarda lsrdı. Neticenin bir türlü sahih olarak tesbit edilemiyece. i onlaşıldı. Henim, bu moclisteki konuşmalar- dan edindiğim İnlıba ga oldu. Erkek- ler, evlendikten sonra sinirli oluyore larsa, bunun kabahati, hakikâler. ken- dilürindedir. Demek ki, iyi bir izdivaç | yapmamışlar, hayat eşini iyi — soçime- mişlerdir. Ve bilhama, evde, öloriteyi temin edememişler, Bakılı eski bir tebirle ele vermişlerdir. Bu da, o or- irade ve mubakeme kobiliyeti- | n noksanlığını delilet eder, Fakat, şunu da söylemeli, evil ec- keklerden sinirli olanların bu haline kadınlar da âmli değlidir. dentmez. R. SABİT eee a nn Açık iş ve memuriyetler Türk Maarif Cemiyetinin An- kara merkezlle subelerine memur. : tedir. Karabük demir ve çelik fabri- kalarına 10 birinci sınıf tesviyeci, 10 tornacı, $ frezoci aramılmak « tadır. Müracaat müddeti 15 teş. rinisaniye kadardır. Üsküdar ve Kadıköy havalişi | Halk tramvayları idaresi bir kay- nakçı ustası aramaktadır. Askert Fabrikalar Umum Mü. dürlüğü muhtelif dersler için mu. allimler alacaktır. Gemlikte bir fabrikaya bir mü- dürle bir muhasip aranılmakta. dır. İstanbulda Asmaaltında 22 humMmaraya yazılması icabelmek . tedir. Beyoğlu & üncü Noterliği eski ve yeni harfleri bilen bir daktilo aramakladır. Tokmağını — dürmadân vurmduğum | yayığın içinden, Sikirlik gesler taşi- | yör.. Biraz evvel hafif olan ayran, şömdi beni yaracak kadar ağırlaştı. Ya- | yiğin dâracık ağüüina çıkardığım tok- mağın ucunda, yağ benekleri var, Kı 5a bir zaman soara bu benekler küçük | topaklar halinde bit leşecek, Yı sillin içine boşaltarak, tıhla kaşıkla, yağ topaklarını — birleştirip. pınardan getirilen suyun İçine stacağımı Bu, tepesi hâlâ karlı, ortaları çam- larla ürtülü yüce dağdaki, küçük ev, a | | bana kadınlığın güzel, kudsl hislerini tattırıyor. Bir maksat — için çalışmak, Uğtaşmak ve belki de yorulmak bile zevk. Makikt hayatin özüne ulaştığı- at göcüyor, yaşalıcı bülün hazletie. rin birde mevcut olduğuna, kalbimle, yüreğimle inanıyorum, İşime, düşüncelerimin derinliğine © Kkadar dakmışım ; yakınlardan Gu- yülan büyük bit tarrake, bent durdu- Bum yerde siçratü. Yayı tokmağı #limden düştü. Sakin, mes'at ruhuma, I korkuyla kariştn binbir şüphe hücum etmişti. Hu sesin nertden geldiğini, bir felâket habercisi olup olmadığını, zendi kendime sörarken; açık kapıdan, Si di trrimli bözü valnda: gu borusundan Çıkip bizim pencere. İ — | kayalıklar! uçuran Recebin yanına ge- Benim maymunum terbiyelidir; TALEBE SALONU Üniversiteliler için bunları dünyada kabul etmeml!| yeni bir lokanta ve İyi giyinmiş, bali kibarlıkla koket- lik arasında bir tezahür arzeden, geziç, Rüzel bir kadındı. Kucağında mini- minl şampanze taşıyordu. Küçücük hayvan, zeki gözlerini fıldır fıldir et- rafta döndürüyor, arada sırada, genç kadının göğrüne doğru sokuluyor, tür- Jü maskaralıklar yapıyordu, Merüklıe lar, genç kâdınin etrafında toplamıp mayınunun maskaralıklarını seyredi- yoclardı. Genç kadın, arada sırada ce- binden çıkardığı fındık ve bademleri ga veriyor, o, fındıkların kabuklarını kırıp avurdlarına yerleştiriyor, avurd- larını gişiriyor, sonra, bunları birer bier çıkarıp yiyordu. Hulâsa, pok se- vimli bir hali vardı. Genç kadin, ko- ridordaki kanapelerden birinde, yaşlı CA bir kadının Yanına oturdu. Rumca, telâşli telâşlı bir şeyler konuşmlya başladı. Maymun dâ, kanapenin arka- sına çıkıyor, pencerenin kenarına fu- hyor, boynunda takılı ve bir. ucu gtaç kadırın elinde bulunan zincirin müsaaderi nlsbetinde uzaklaşarık tör. 1ü hakitabazlıklar, canbüzlıklar, pe- rendebazlıklar yapıyordu. Bir aralık, mübaşirin sesi işttildi: — Evyeniya.. Zafirulki.. Genç kadın, yerinden fırladı.. may- munun zincirini yanında oturan yaşlı kadının eline tuluşturdu. Zıplar gi- bi koşarak mahkemeye - girdi. Bu, maznun Zatirulâ idi. Yanında da, yi ne genç bir kadın yer almiştı. Bu da, düvacı Evyeniya idi, Evyeniya, çetre- fil bir Rum şiveslle davasını anlatmı- ya başladı: — Zafirulâ'nın bir küçük maymunu var. Sekerle, fındıkla bestiyor.. hırsız- hk öğretiyor. Biz, ayni apartumanda oturuyoruz. Müymun, — bütün apartı- münda, kerkesin —nesini bulursa alıp €ve gölürüyor. Geçen gün de, evde be- nim küpelerim kayboldu. Elmas kü- pe, 350 lirahk,., Aradım aradım, bu- Tamadım. Karşıkl komşu, maymunu den İçeri girerken — görmüş. Aklıma getirdi:. Sakın mâymun — almasın? dedi, Bir iki gün sonra da, aparlımanın en katında oturan Aristi söyledi. Be- im küpeleri Zafirulâ'nn — kulağı görmüş. . Küpelerimi maymuna çal- dirdi. Ben küpelerimi isterim!. Maznun Zafirulâ, asabi bir barsket- de ayağa kalktı. — Hayır efendim, dedi; kabul et- memi. Ben besliyorum am- ma, hirsizlik için değill!.. Meraklıiyım.. seviyorum.. onun İçin besliyorum. Amma, hayvan bu... Eğer gitti de al- diysa, onu bilmem.,, Amma, yukarı- da Allah var.. yalan söylemem. Bana getirmedi. Hem maymunun da küpeyi aldığını kim görmüş? Bizim maymun terbiyelidir. Başka yerden bir şey al- maz, Her yere mimfir — gideriz; biz şeye dokunmaz. Süde, geçenlerde kay- nanama kizmiş. — Küpelerini — almış.. bahçede büyük bir dut ağacı - nun Üstüne çıkmış.. — küpeleri yor... Biraz orada oturdu. Sonra ( getirdi, verdi küpeleri.,. Benim 1:may- munüm terbiyelidir. Bu sözleri dün- yada kabul etmem. Zafirulâ bunları anlatırken samiler, hattâ büküm de biyik altından gül mekten kendini alamamıştı. Zafirulâ gözlerini bitirdikten sonra, hâkim, da- vacı Evyeniyaya, — Senin, dedi, şahitlerin var, de- Bil mi? Onların adreslerini ver de ça- Bırıp bir de onları dinliyelim... Evyeniya, maymurun — pencereden girdiğini ve kendi küpelerini Zafiru- Tâ'nin kulağında gören iki üç şahi- din islm ve adreslerin! söyledi. Bun- ların celbint ve muhakemenin başka güne birakılmasına karar verildi. Zafirulk mahkemeden çıkınca, yaşlı kadınin kucağında türlü maskaralık- lar yapımakta — olan maymuzu tekrar Kucağına aldı.. sevip okşiyarak yürü- miye başladı... e Beyoğlu caddesinde gezîneıı genç kadına takılan sarhoş! Mardiros isminde biri mahkemeye verilerek 31 gün müddetle hapse mahküm olundu Evvelki akşam Beyoğlurda sar- hoş olarak dolaşan Mardiros adın- da biri, caddeden geçen “Falma adında birine sarkıntılık yapmış ve yakalanarak meşhut suç mah- iştir. Dün nöbetçi, bulunan Asliye üçüncü sulh mahkemesinde pılan duruşmada suç sabit göri Terek Mardiros 81 gün hapse mah- küm edilmiştir. ARABA ÇARPTI!. Birkecide Viyana otelinde mi - Mangal kömürü Kömür deyip geçmeyin: Bugün İz- tanbulda, on binlerce evin kışın tea- hin Vakılan mangal kömürüdür. Bu evlerde, ne kalorifer, ne de sobt var- dır. Yaltiz. kömüz. mangal ortasına konan bir kila kümür, Kömür pahilı- dır. Başka yakacak müddesi olmiyan ve yalnız kömürle sınmak, yemek pl- girmek, yıkanmak- mecburiyetinde 6- lin aileler günde birkaç kile kömür marfederler, Ve bu alleler zengin de değillerdir. Mangâl kömürünü Gaha ucuza mal ettirmek, daha ucuza sattırmak, İçi ne su, kum, marsık karığtırılmasının önüne geçmek lâzımdır. Kömür, İs- tanbul için mühim bir maddedir. BURHAN CEVAT göçitteki kayalığı dinâmitle attık... Oraya köprü yapacağız... «İslerse gel- Sins diyor... Aceleyle yağı toparlıyarak, — soğuk | su adtilinin İçine alıp, küçük Hasanla beraber çıktım, Patikanın — çamlığa gü ği yerdeki Hince dürdüm, Orada derin bir uçurum | açdlmıştı. Rocep, elile karkı kıytyı göstererek: | — Aramizda başluğa ağaçtan bir | köprü yapacağım,. Aşağı İnmek iste. dikçe bu köprüyü koyacağız... Başka vakitler kinse bizim yana yeçemiye- cak. Ürülmeden, gönül rahatile yaşa- Jman icin bu çateyi buldum. Nasıl h- Şünü git ml? — Demek ki, dağınızda kimae bisi, tahatuz edemiyecek?.. * © gün ben, evinide işlerimle uğra- : Recep, Kücük Hasanla akşoma çalıştı, uğraştı. Ve bize yabancı hayatla aramiza açlığımız uçü- rumu, İstedifimiz vaklt — bağlıyacağı- tmiz bir küprü yaptılar. Sıra sıra çem dâllarının birleşmesi İle vücüde e- len, Üstü tahta döşeli, kenarı parmake | Dikli minlminl küprü, Zorbahan'daki YA VÜREUŞRENERĞ A örk İ SA M TUĞRA T UUD safireten oturan Ahmet oğlu Meh. met, Sirkecide İstasyon caddesin- den geçerken 4124 numaralı yük arabası çarparak muhtelif yerle. rinden yırılım.şınr Auludı bir dis- panser açılacak Çarşıkapıda Kocamustafapaşa medresesinde açılmış olan Çocuk Dispansorinin —muhite çok nâfi oldüğu görülerek bu kabil dis - panserlerin çoğaltılması için faa- İlyete geçilmiştir. Adalarda da bir dispanser açılacaktır. Edirne Sıhhat Müdürü değişti Edirne 19 (Hususi) — Vilâye - timiz Sıhhiye Müdürü doktor B. Haşim 2 inci umum müfettişlik Sıhhat müşavirliğine tayin olun. muştur. EDEBİ ROMAN: 143 Bir Cinayet Davası Yazan : ETEM İZZET BENIC_E | TİCARET ve SANAYİ:; salon yapıldı Üniversite Rekti deki ay başımda mek üzere hergün 350 talebenin bir arada rahatça yemek yiye - bilecekleri geniş bir kokanta yap- mıştır. Yeni lokanta eski lokan. tanın yanıbaşındadır. Yemek şa. rinden sonra burası talebeler için bir istirahat salonu halinde kullanılabilecektir. Bu suretle ta- lebeler kismen olsun kahve, ga- zino köşelerinden kurtarılabile « geklerdir. Hariçten mal talepleri arttı Son günlerde hâriçten iş ve mal talepleri yeniden artınıştır. Brük« selde bir firma incir ve yer fis . tığı, Bratislâvada muhtelif fir - malar üzüm, incir, fındık, — tatlı badem, yağlı tohumlar ve alelü. mum yiyecek maddeleri; Bağ - datta altı firma Şam fıstığı, zey- tinyağı, sabun, yerli manilatura eşyası, yün, Üzüm ve portel iste. mektedir. Keyfiyet tacirlere bil. dirilmiş ve teklif yapmaları tav- siye edilmiştir. eee ga Kösele fiatleri niçin yükseliyor? Son günlerde kösele fiatlerinde ve binnetiçe ayakkabı fiatlerin de mütemadi bir tereffü kaydo » | lunmuşlur. Fiat Mürakabe Ko - misyonu bu yükselişin sebeple - rini tesbit etmek üzere tetkik - | lere başlamıştır. KÖÇÜK HABERLER | VİLAÂYET ve BELEDİYE: Yir Seker Bayramı — münasebetiyle kurulacak bayram yerlerinde siki kon- troller yapılması kaymakamlzklara bil- Airlimiştir. * Sehir Meclisinin Teşrinisani dev- Tesinde Dşiml Encümen ve diğer En- tümenlere yeni âzalar inlihap oluna gaktır, * Dün şehrimizde balık ülsbeten bollaşmıştır. —Adalarda bile palamut 125 — 15 kuruşa satılmıştır. İstanbule da toplan ise palamutun çifi 12 — 30 kuraştan mu&mele görmüştür. İ »e Fiai Mürakabe Komlayonu bagün | yeri 5 zatıldığı hakkında giklyetler yapıl- miştir, MÜTEFERRİK: sir Söfür Mehmedin — idaresindeki 1648 numaralı otamobil İstiklâl cad- desinde vatman Hasanın idaresindeki Kurtuluş — Eminörü tramvayile çar- Dişm e Dahlliye Veklleti köylerimizi nü- fus Gsasina göre etraya koymakta- dir. Tuşup buluşamıyacağımı sordum. Seni tam saat beşte Rumelihisa. rındaki fulya tarlasında bekliye. ceğim, Ne beş dakika cvvel, ne beş dakika sonra. Sakın, beni bek- letme.. dedi, işte ben de bu vazi. yette Rumelihisarına gittim: — Yani tam şaat beşte., — Evet tam saat beşte! — Doğru fulya tarlasına öyle mi? — Evet.. — Ayşe orada mıydı? — Orada idi. - Ne yapıyordu? — Peki sonra? Hâkimin bu sualinden — sonra, Cevat içini boşaltan bir nefez ve sesle: — © yalnızdı. Fakat, mütehöy. yiçti, Deği, ilâve etti: — Halinde hiçbir vakil gör - medi bir gayritabillik vardı, Sordum, ne var, ne oluyorsun, niye böylesin? Diye. Bana, birçey yok, iyiyim, Seni bekliyordurm.. Gibi cevaplar verdi. Fakat, bütün | Gevaplarını verirken onu dalgın, | düşüncek, biraz da şaşkın bulur | yordum. başkasile gelmiş olması, geldiği adamın benim tarafımdan görül. müş olması ihtimalinin verdiği korku oluyordu. Sıkıştırdim. Ba. na her şeyi, doğruya, doğruünun doğrusunu söyle.. dodüm. Eğer, et doğrüyu söylemezsen, derhal sen. den ayrılır, ne olursa olsun artık konuşmam.. dedim, Bu tazyikim karşısında sendeledi, durakladı ve.. aramızda aşağı yukarı şöyle bir konuşma oldu. Ben — Halindeki gaynitabillik her halde en bön bir adamın bile höş göreceği gibi değil, O — Ne var halimde?. 'Ben — Halin şöyle dursun. Ko nuşüşün bile senin benden sak. ladığın bir şey olduğunu açıkça anlatıyor, O — Hiçbir şey yok. Ben — Hâlâ saklıyorsun? — İnan ki şeyim yok.. senin bu-üstüme düşmen ve,. mut- laka bir şey varmış gibi beni taz. yik etmen daha çok beni şaşırtı. yor. Ben — Buraya birisi ile bera. ber mi geldin? © —- Hayır, hiç kimse ile değil Ren — B_tx:uı_ sana laarmuz, te« | satlar hazırlarken, Yazan: Ahmet 1939 savaşı başlıyalı ler Japonyaya çeyrilmii ba Japonya Almanya | i#inde ne dereceye decektir? Japonyanın €8 çıktır: Uzak Doğuda | kurmak bahanesile hâkimiyeti altına alm Bu gaye Japon askeri ka adamlarını ayırdı Bu iki zümre arasifi cadele — içinde - Konor4 meti doğmuştur. Âyan reisi ve ayni zamı ailesine mensup olduğ! tün zümrelerin üstündt) kesin hakkında — sayf | beri de bazı kısa f N rafa bırakılacak olürsü: Japonyanın mukadı re ed-gelmiştir. Fakat f pon askerlerinin baskit” letmiye muvaffak o!f Çünkü beynelmilel Ç rin geçirdiği yeni istil ya için yeni yeni frsat ladı, Ve eski davayı * meden, daha doğrusu, vanın tasfiyesini —t için Japon ııh'rkdı | bi gürünen yeni teşil rişmekte —ısrar eııuııl | beynelmilel - dürümütt bir taraftan Japonya | da bu inkişaf Japonya rişli olmuyan — çığırı yordu. Meselâ 1939 mazdan önce, Uzak D li olan Amerika, İn ya, birbiriyle rakip kismen Japonyanın zünden — ve kismen d, nın elinde olmuyan ri altında birleşmişlet va konferansında en İ sına varmış bulunan birliği, Japonyayı mızlık içine atmıştır. yandan bu siyasi ı 5İ Amerika ı.ııhiıi len iktısadi ablukantt sezmiye başlamıştır. böyle bir çıkmaz lçl-' den kim mes'u! kurtaluş çaresi re cevap ararken, 3490 eski anlaşmazlıklar itit' derdir. Askerler butt yetini, zayıf ve politika takip .ııınğğ ler, Halbuki mutedi ri gidilmesinin buna $0 Gunu ileri sürdüler. ifrat politikası çarı noye, son todbir merika ile ııılııııııl raştırdı. Ve birkaç 49 * e| velt'e yolladığı — bir ı rüşme kapılarını ıî*ı danberi, Amerika ile a ln / görüşmnle | mektedir. Bu zül bilinmemekle .z*::# diğinden Japon sızlanmışlar ve dir. İşte sonuncu budur, Tokyodan askerlerin baskısı ye çekilmiş ve tmi nenin kurulmasını yi General Tojo'YA ü Japon hıhrııw tehlike işte bu tayi Generat hh askeri ataşe ikef, iırılmış ve bir aralık keri harekâtta sonra ıııııı':u !"_ Tiğine getiril olmuştu.