10 Ekim 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

10 Ekim 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HALK FİLOZOFU EVVELÂ HANGİSİ? Selâmi İzzet Sedes dostumuz, artık bu memlekettle bir felse. fe ve sosyolojya cemiyeti kur« manın zamanı geldiğine kani, ona göre, böyle bir cemiyele muhtacız ve bu cemiyet mev. cut fikir ve düşünce faaliyetini organize etmeli, böyle kül tür didişmesinin mihrakını teş- kil etmelidir. Fakat, dostumuz da bilir ki, bilhassa ilmi cemiyetlerin te. şekkülü ilmi faaliyete tekad. düm etmez. Henüz pür ilim yapmıyan bir muhitle vücude getireceğimiz doksan — dokuz türlü ilmi cemiyet neye yarar? İlmin herhangi bir branşı üze. rinde Mmütekâsif bir faaliyet ADİSELER DAİA 5ON TELGRAF İKİDEFA — ÖDENİR MİT Şu mahut odün meselesinin de. dikodusu devam edip gidiyor. Ba- zı gazeteler, fuzla narh yüzünden halkıs ödediği yarım milyon li rayı kim ödeyecek, diye feryadı basıyorlar. Bir arkadaş şöyle dedi: — Bir kere ödenmiş, iki defa ödenmez ya? Bir malın bedeli iki defa ödenirse, İşte asıl 6 zaman ihtikâr olur?, DAHANE İSTİYORLAR? Gazeteler yazdılar: Fatihlen Çapaya giden yüzler talebe, her. gün dört tramvay değiştirmek mecburiyetinde kalıyormuş. Tram. | vaş İdaresi bu talebeye bir kolay- lık yapamaz mı, deniyor. * Bu çocuklara ne mutlu? Her. kes, akşamları binecek bir. tek framvay bulamıyor, bu çocuklar dört tramvay değişlirip hevesle. rini alıyorlarmış., daha me işti. yorlar?. İ ALT TARAFI LAG Dostumuz Murad Serloğlu İk- dam refikimizde «Şimdilik bu ka. dar, adı altındaki (ıkralarına baş. ladı. Bizim Osman Cemal bana şöyle dedi; — Peki amma, Sertoğlu alt ta. rafını ne zaman söyliyecek?. Hâ- Tü, yimdilik bu kadar deyip duru. yöor?, KISKANÇ " EİLMİNE Dale. Bu yaz, birkaç yerli film daha yapılmış., bu mevsimde sinema. larda göreceğiz. Bunlardan bir tanesinin adı Ertuğrul Muhsinim baş rolü oynadığı «Kıskanç» isim. Hi kordelâ imiş. Arkadaşlar arasında görüşüyor- duk da, biri dedi ki: Tefrika No: Sürü Çıngırakları Yazan: CAHİT UÇUK — Buradaki yataklar, — yorganlar, | bakırlar, hor şey, anamın yadigârları'. bep u €v için sakla - di eşyayı biz kullarırken, önün . rüe hu sevinecek. — Belki her gece, biz! her tehlikeden, heç kötdiükta kucu- mak için buraya gelecekler, erimizin dişında dolaşacaklar... Bir zamanlar mânasız bulduğum, ö- | | düm perdesiyle gizli kuvvetleri; Rectbin sşesiyle dinlerken yadırgamı dân naniyorum, Melek kadar temzi ikl Tuh, bizi uçurumların meş'um cuzibe- sinden kurtlardan, düşmanlardân koru- mak için. bu çamlığın içine gelecekler, dolaşecaklar,., Recep, omuzlarımda sarılı kollarını Çözerek: — Burada yalnız kalmuya korkar msın?. Diye sordu, — Korkacak ne var ki? Fakat niçin soruyorsun” . Bir ân duşündükten sonra gülüm- | sedi İ — Bizim çocuklar, «Altın Dere> de- ı İA REŞAT FEYZİ var da bir cemiyete mi muh- façtır?, Hayır, Zateu, felsefe ve sosyolojya babında böyle bir hummalı sây olsa, arzula. man cemiyet kendiliğinden ku. rulur, çünkü, bu hareket, o zaman bir zaruret halini alır. Bilfarz, dil tetkikleri üzerin. de geniş kadrolu bir mesal sarfına başlandığı vakit, bir dil tetkik cemiyeti kurulması lü- zumsuzdur, Ferdi ilmi çalışma. lar istemek yerindedir, Ve bu ferdi ilim araştırmaları yekü- nu arttıkça, ilim cemiyetlerini kendiliğinden kurulmuş gürü. Yardım eşyası Kızılayın getireceği eşyalarda gümrükn resmi alınmıyacak Kırılay Cemiyeti ile harp ve Ââfet vukuunda onunla — birlikte çalışmak üzere hükümelimizin müssadesile gelecek bu türlü sıh. hi ve insani yardım heyetleri na. mına getirilecek olan tekmil eş yaların gümrük — resimlerinden muaf tutulması kararlaştırılmış - tır. Yine Kızılay tarafından ileri. de tesis edilecek olan mücssese . lerin tesis malzemesinin, işletmı levazımı ve iptidai maddelerinin de gümrük resminden muaf tu. tulması kararlaştırılmıştır. Diri diri yanıyordu Kadıköyünde Moda caddesinde 238 numaralı evde oluran 70 ya. şında Yuda kızı Ester evvelki gün Muftfakta çamaşır yıkarken etek. leri tutuşmuş, diri diri yanmak üzere iken kurlarılmış Haydar - paşa Nümune hastanesine kal - dırılmıştır. HALK SÜTUNU Bir genç iş arıyor Üniversitenin Hukuk kumına — de- vam eden genç, haftada 2 — 3 gün öğlenden sonra, diğer göünleri akşama kadar çalışmak ürere hususl müesve. ve, yazıhane ve avukatlar yanında ba- yatını kazahmak ve tahsilini — ikmal etmek istiyor. İş sahiplerinin Son Telgraf Halk Sütunü - vastadiyle (0, D) rumuszuma / bildirmeleri rica - olu- mur. Daktilo da bilen orta mektep genç bir kız iş arıyor Örtümektlep mezunu genç bir kazım, Yazım, hesabim, ifadem - düzgündür. Daktilo da bilirim. Allevi vaziyotimin bozukluğu hayatımı çalışarak — kazan- mami icap ettirdiğinden kanaatkâr bir üçretle iş arıyorum. Lütfen Son Tel- Graf Halk Sütununda Boğaziçili rumu. zunü yazmalarını hürmetle rica ede- Tim, Genç bir kız iş arıyor Kimsesizliği dolayisile flk mektebi bitiremeden hayata — atılmak isteyta 15 yaşında bir ktz fabrika ve mües - zeselerde ve yazıhanelerde iş aramak- fadır. Mühterem İş sabiplerinin - San Telgrafda (Adile) rumuzuna müra - caat etmeleri rica olunur. 82 Ki evin eşyasını da getireceklerdi. E- Ger sen korkmazsan, gidip onları kar- gılıyayım, Buraya kadar gelip, venl görmesinler,.. İslerşen buraya, diledi- Bin biçtmi ver... — Git Recep!.. Cok kalmazsın değil — Rüzgür olup uçarımt.. Çıktı. Dişardan sesini işittlen: — «Kurt> seninle kalıyor... Onun ayak seslörinin akislerin du- yüyorüm. Sonra sesler eridi. - Yalnız cam fıztltıları ve Bövurü akan suyun Hirıltısi kaldı | Pencorenin yanındaki minderlerden birint oturdum. Geniş karelerle bölür- | inüş sacı talıla parmaklıklarda! © aralıkınrindan görünen, uzak üf | ka bakıyordum. Kisa bir zamân sonra, | bütün döenrüm bürada geçmek üzere, | geleceğim. Açık pencerelerden rüzgü- | rın getirdiği maçine kokulu havada tt- | riyen «Sürü Çıngıraklarır nin — sesinl dinliyerek günler geçecek, soura ya- vaş yavaş, yıllar villarin üstüne yıkı | lacak, yaçlarım kar gibi beyaz tellerle, Bir gazetecinin bilmosi lâ- zım gelen şeyler arkadaş, — geçenlerde, masılsa, Beşiktüş — semline —uğramış. Yolu düşen arkadaş, bir öğle zamani buraya gelmiş olacak ki, karmını da- yurmak üzere bir lokanta — arunuş.. Nihayet, bir aşçı dükkânıni — gözüne kestirmiş, garmiş içeri. Alâ bir kuru fasülye, bir pilüy ve ekmek.. Kartını hesap vermek za- mani gelince, kendisine söylenen ye- kün, birden hayretini muclp olmuş: Tüyüp gerdikleri yörler konuştukları — İnsanlar — muayyendir, Hep ayni lokartaya, ayni gazineya, Byni kulübe giderler. Oralarda — bir kaç bin kişi yer, içer. Bir yemek için 2 — $ lira vermek lazimdır. Bu ackadaşlar, sanırlar ki, bir mü yon nüfuslü bütün İstanbul. halkı, | hop bu şekilde yiyip içmekte, eğlen- mektedir. Ve 26 kuruşa yemek yenlle- bilen bir Jokantayı gördükleri zaman, Hotanto'yu ziyaret elmiş te seyahat intibalarını yazar gibi, garip — yazılar yazarlar, Bu arkadaşa ben, şunu söylüye- yim: Eğer, bir vatandaş, yülnu — kendi gabsr için, bir tek yemek için 25 kue YUŞ verebilirse, memleket namıma dü- ün bayram yapmak İâzımdır. Büyük bir ikusadi kâlkınma — var, demektir. Çünkü, günde İkl yemek bu hesaptan $0 kuruş eder. Ayda 15 lira. Aylığı veya kazanci 43 lira olan bir vatandaş Süşünün. Eline bu ka- dar para sağlam olarak geçsin. — Evli olsun. Çocuğu da bulunmasın. 45 lira ile iki kişi yiyecek, içecek, bir. evde oluruP kira verecek, üst baş alacak, kişlik kömür tenila edecek, — sigara, kahve içecek, tramvaya binecek.. Böyle bir valandaş, her yemek için yalnız şahsı içla 25 kuruş veremez, Pahalı gelir. K Derkâl söyliyeyim ki, bu —nisbetin içinde yaşamıya —mecbur olun İstan. bulluların sayist yüz binlercedir. Kli- 'e geçen para 80 llra olan bir vatan daşın geçindirmiye mecbur olduğu insan adedini üç olarak kabul edin. Aynı hesaha varırsınız. Binseraleyh, — gazeteci, — herşeyden evvel, içinde —yaşadığı — memleketin bütün şartlarını iyi bilmeli; her nevi hâlk tabakası üzerlade tetkikler yap- miş olmalıdır. R. SABİT Lise derecesinde bulunan ya - bancı mekteplerin son 2 sınıfında okuyan talebelere sosyoloji ders. lerinin de badema türkçe olarak gösterilmesi Manrif Vekâletince kararlaştırılmıştır. Yeni yapılan apartımanlarda anlar ve evlerde rutube! geçinceye ka. dar oturulmaması hıfzıssıhha ka. nunu icabatından olduğu halde bazı semtlerde buna riayet olun. madığı pılması ve ceza verilmesi kayma. kamlıklara tebliğ olunmuştur. 'zcilere pantolon İzcilerin uzun ve golf pantolon giymeleri Beden Terbiyesi Umum Müdürkiğünce menolunmuştur. Fak e Parti kongreleri Şehzadebaşı Cumhuriyet Halk Partsi Direklerarası semt ocağının, yıllık köngresi avın 13 üncü çar. şamba günü —akşam saat 21 de Şehzadebaşmda Letafet apartı . manındaki merkez binasında ya. pilacaktır. yüzüm yalnız gülümseyiş ifadesile çi- zilen hatlaria dolacak, Daha şenrâ, da- ha sonra, bir gün sön saatim gelecek. Recebin kolarında öleceğim... Titredim. Niçin, bu güzel dakika- Jarı, uzak günlerin siyah düşünceleri- 16 kücarltıyorum? Maziden nefret ediyorum. İnsanin Tubuna çöken kâbuslarla yüklü, Gele. cek günler bizdg meçhul, Ba — yakın maziyle, günümü, ve en yakın geleceği düşünüyor; seviyorum. Birkz gerilere bakmak Insanin başlıı döndürüyor. Rocep yillsedir. ayri İmişlm — gibi, gönlüme haşret #tziyör, Onu bir saat görmesem, çılgın gibi ürülüyorum. Ve büzan pnu kaybetmek ihllmali — başı- man İçine döluyor. - Bu kötü duyguyu kovmak, onün kuranlığından kurlul. mak için Çirpınıyor; Rectbe, onun ö- düm düşündürmiyen — varlığına koşue Jor, Ancok o zaman rahatlıyorum. $ ondu: mezar gibi Korkunçmüş, Keş- | ke bırakmasaydım, yahut beraber in. #eydiki, Birden aklara «Kurte geldi, Yezim- den fırlıyarak dişari - çıktım. Evin ö- nündeki çardağın kenarında iki büyük pençesi üzerine beşını koymuşz uyuyor. — Kurt!. Başını kaldirarak, kocaman güzel Bözleriyle bana baktı, Sonru gerinerek doğruldu. Yanıma geldi. Dizlerime sü. yine öyleyim. Bu dağ başları | Ön belint sokmtuştu. O önlüğe de beyaz demek doğrusu bühtan olurdu yal Et ve kan leketeri ile kirden, renk tayin ekmek ehli hibreye düşen bir işti âde- ka,., Kahramahımz bir kasaptı... Adliy korldorunda, alâ Keyzer sim siyah bıyıklarını büke büke de. sarasıni bekliyordu. başıadakl —veyaz sargının - üzerinde kan sızımtıları, üstübaşı yer yer kazlı bir adam vardı... Biçare halsiz halsiz Kesbit etlikler — sonra, kasap Hayriye sordu: — Nedir bükâlım Hayri, nasıl ol dü bu iş? Anlat bakalım! Hayri anlalimıya başladı: — Etendim.. Ben Çarşıkapıda ka- sabım.. Civarda da en İyi eli sata- run, Benlin — etime, sindiye — kadar kimse efena> dememiştir. Bu zat gel- di. İki yüz elli grâm ot tarttıracak.. Ktin gu tarafından stedi.. Olmadı, bu Tarafından isledi. Olmadı, o taralm- dan — istedi. Hepsint peki dedim. Eiç birine sesimi çıkarmadım. — Bu sefer döndü etendim, Bu etler hem de macya, Filân gibi tefevvühata başladı. Ali- mallah, vallahi, bülâhi, benim —dük- künıma ne kızıl karamanı, ne marya, adim atmamıştır. Ben yirmi — senelik kasabim, buna şimdiye — kadar klmee bunü söylememiştir. — Herkesin bir meslek haysiyeti vazdır. Doğrusu bu lâflar dakundu. — Efendi. dedim; — senin, ağzından Çıkamı kulağın işltmiyor. Sözünü soh- betini bil.. Senin bildiğin haysiyotsiz esnaftan değllim. Ben et fllân satmı yorum. Haydi yürü bakalım! Bu sefer de kabadayılığa — buyladı. kargman. Yök, Sebze ve meyva hâlinde evvel. ki akşam vukua gelen infilâk hâ. disöği tahkikatı için dün mahal- linde bir keşif yapılmıştır. Keşif sonunda anlaşıldığına gö re Rüstem, Lütfi ve daha M . 15 ortağa ait olan dükkânda, toptan olarak limon satılmaktadır. An. cak bu 17 ortak işin kolaymı bul- muşlar ve yemyeşil olarak geti: tikleri limonları, duktan sonra; bir teneke karpitin üzerine su dökerek bundan inti. şar eden gazlerle limonları bir Muhtekir damgası Her fiat artışı / karşısında — ihtikâr damgasinı yapıştırmak ta doğru de- #ildir. — Meselâ, geçenlerde gazeteler yazımıştı.. Kadiköy elvarındaki —ara bacılar, flatleri bir. miktar arttır. mişlar. Güzeteler bu hâdiseden: «Yeni bir mevi #htikâre diye bahsottiler. — İyi amma, arabaçının tâbi olduğu tarile kaç yi evvelki taritedir. İktisat Müdürlüğünün , aklına — golip tarifeyi yenlden tetkik ve tesbit et miş midir?. O saman, ot, arpa fiatleri yükselmiştir. Her zaman tekrar ediyoruz. Bu fi- at Srtişi ve hayat pahalılığı karşısın- da daha gimll ve umuml, esasli tet- kiklere ihtiyaç vardır. BÜRHAN CEVAT Tünüyardu. — Kurt, Kurt, dedim. Bak yalnız kaldık. Senin de canin sikiliyor mu?, Birden sükindi. Başını havuya dike- Dek, ortalığı kokladı. Sonra, kâlın se- Biyle, beni korkuyla Ürperterek, iki üç kere uludu. çime meş'um hisler hücum çöndeti. — Kurt niçin ağlıyorsun?. O, havayı koklüyorda. — Okşadım, sevdim. Sükünet bulmiyan bir hal vür. Acaba yakınlarımızda bir teblike mi meyeut? Ne olabilir?, Fakat niçin Wudu?. Kurdu birakarak, tekrar içeri dim, Güzel duygülerimi kaybetmi Onları yenlden bulmak Jâzım. Penbe «ded> —musrenin Türkçesi— yorga- hiyle geniş yatağımız, itsane uyumak hissi veriyor, Bir gün gelecek onun içinde, *cesiz, sukin gecelerin sabehına kavuşmak Üzere uyuyacağız. Bu oc: 17 teş yakartk minacağız. Bu mindere derde oluracağız. Aklıma mutdak geldi. Ara kapıyı a- çarak girdier Orada da her tacaf dolü. Yavaş ya- vaş yüreğimdeki meş'um bisleri unü- farak, evimin güzelliğile avunuyarum, Mutfak ve kiler bir arada, Anbarla- Fin içi un, bulgur, buğday, daha torba- larla bir çok şeyler; büyük bakır ka- bac içi yağ dolu, Baslt bayalımız için (Devamı Var) vor, | 'Benim dükkânıma ne marya,ne kızıl karaman adım atmamıştır ndeki beyaz dalüğünü kıvırıp | Horozlandı.. Böbürlendi. Artık — bıçak | kemtğime — dayandı.. — Dayanamadım. p dükkândan dışarı a- | tavım, dedim. Eline duvardaki azılı masudı aldı. Üzerime yürüdü. Arlık, Bir alsanız ne yaparsınız? Ben de, kendimi müdafaa için elimdeki, bıçağı göyle havada salladım; başina tesadüf etli.. Küçük. Dafif bir yara açıldı. Hal tı.. Hakikaten kasap.. Eğer koşup duk- kândan fırlamasaydım, alimallah, ci- Berlerimi bir tazafa, barsaklarımı bir farafa dözecekti. Bereket versin küça tım da. bu kadarla kurtuldum.. Veril- miş sâdakam varmış. — Şimdi ne istiyorsunuz?, — Bvvelâ bunua ceralandırılması- mı, sonra da, maddi ve mamevt zara. rımın telâtisini isterim, — Maddi ve maneyi zararınız ne kadardır? — Khi Şöyle bir —ne desem?— Kili mi diyeyim, yüz mü diyeyim, tik zatıklinlz ne münasip görürseniz... Reyi ülinize havale ediyorum. Halimi Bürüyonumuz. Şahitler dinlenildi.. Mahkeme, ica- Cezası ve ön llra maddi zarar. Mdeme- sine karâr verdi. Mağdur. mahkemeden çıkınca, ken- di kendine, —Peki, dödi, Haydi maddi zarar di- ve ca lira takdir etti. Neyae... Mano- vi zararı hiç kale bile almadı. Nerede kaldı benim haysiyetim, geretim?, E- Tülemin ortasında iki paralık oldum. Sonra yine kendi kendine — söylen- di — On liza, on liradır.. Bereket ver- Buna da şükür Hâldeki infilâk hâdisesine Adliye ve Belediye el koydu Hâdise mahallinde bir keşif yapıldı. Suçlu kabzımallar hakkında takibata geçildi gecede sarartmıya başlamışlar- gır, Evvelki gün de getirttikleri külliyetli miktarda Limonu mağa. Zzaya yığmışlar ve bir teneke kar. pite su dökerek kapıları sıms:kı kapadıktan sonra çıkıp gitmişler. dür. I İnfilâk hemen birkaç dakika sonra vukubulmuş — ve o kadar şiddetli olmuştur ki mezkür dük- kân tamamen yıkıldıktan civarındaki dükkânlar da kısmen hasara uğramışlardır. Hava taz. yiki yüzünden hâlin bütün cam. ları kırılmıştır. Müddelumumi muavini dükkân sahiplerini sor. Buya çekmiş, bunlar: — Eğer bu yeşil limanları böy- * Pa SKM YENİi 12 CEZA EVi 12 ceza evi ve bir | çocuk ıslahhanesi yapılıyor Bolu, Elâzığ, Konya, Balıkesir, Denizli, Manisa, Gümüşhane, Van, Ağrı, Dalaman, Muş, Sıvaş Ceza evleri inşaatiyle Ankara mahküm çocuklar ıslah evinin genişletil. mesi için faaliyete — geçilmiştir. Bunlar tamamile yeni modern bir halde olacaklardır. —X Yabancı mektepler şube açamıyacak Maarif Vekâleti vendiği son bir karara göre hiçbir yabancı okul yeniden şube veya ihzari smf açamıyacaktır. Vekâlete bildir - dikler sınıfların sayısını da arl. tıramıyacaktı Taksim - Cihangir asfaltı şimdiden bozulmuş! Yeni yapılan Taksim - Cihan. gir yolu üzerinde bazı çöküntü. ler husule geldiğinden yol, mü. teahhit tarafından tekrar yapı . lacaktır. Mürakabe Komisyonunda istifalar Fiat Mürakabe Komisyonun - da Ticaret Odası âzalarından HiL mi Nüili ile Sabri Tütenin istifa ettikleri söylenmektedir. Amonyak ve gaz getirtiliyor Romanyadan mühm miktarda gaz ve amonyak gelirtilmesi için toşebbüslere geçilmiştir. KÜÇÜK HABERLER VİLÂYET ve BELEDİYE: # Üsküdaç teamvaylacınn Belediye- ye devredilmesi işinin ay sonuna ka- dâr bitirilmesine çalışılmaktadır. kelin Evkafa olan 468 bin lıralık cunun 15 müsavi takaitle ödenmesi rarlaştırılınıştur. & Valim'zin mlsafiri olan İzmir Be- lediye Reisi Behçet Uz dün İzmire git- miştir. MÜTEFERRİK : * Bükteş Sefirimiz — Hamdullah | Suptıi Tüarnriğver dün huzusl — otoma- bil ile ve Sofya yoluyla “Dükreşe | hareket elmiştir. | d Sehrimizde — bulunan Stokholm | Sefiri Acih dün Ankaraya gilmiştir. —H ae tadır.» demişlerdir. 17 ortak hakkında da tedbirsiz. | lik ve dikkatsizlik suçundan ta- kibata başlanmıştır. İ Diğer taraftan Belediye de li. monları bu şekilde gayrisıhhi Olam rak sararttıkları için haklarında | loce birakırsak, ancak 1 ayda sa. rarırlar. Halbuki karpit gazi bir gecede hepsini sapsarı yapmak. EDEBİ KOMAN: 133 — Kıskanç değildir. #— Aile bağlarının ve teessüsle. Tinin hararetli taraftarı mudır? — Evlenmek - istediğine göre olmalı. — Kadın ve erkek münasebet. lerinin bilhassa ailede nasıl olma. sı fikrindedir? — Mutaassıp değildir, Biribir- Terine karşı alâka duyan her er. kek ve kadının birleşmesinde ve sevişmesinde — cemiyetin geniş davranması fikrinç mütemayildir. — Bu fikrinde samimi olduğu. na inanır mısmaz? — inurım, — Çapkın mıdır? — Görünüşü, bakışları çok çap- kındır. Fakat, daima bana sadık olduğundan, sadık kalacağından bahseder. — Hakikaten sadık mıydı? — Sadakatsizliğini görmedim. — Çok para sarfeder mi? — Ne gibi? — Bütün kazandığını bir bütçe telâkkisine bağlı olmadan hanci- yan bir karaklerde ıidir? — Aşağı yukarı öyledir. Cebin. de ne kadar parası varsa hepsini harcetirekten çekinmez. — Kazancı ile maszafı arasın. da bir fark gözünüze çarpıyor muydu? — Son zamanlarda biraz faz- la pura harcediyordu, Bir Cinayet Davası Yazan : ETEM İZZET BENİCE ceza kesecektir. Zarar ve ziyanın yirmi bin lifa olduğu söylenmektedir. — Buna nasıl hükmediyirsu. nuz? — Hükmetmiyor, görüyor ve kavgasımı da yapıyonrdum. Haltâ, endişe ettim. Bu kadar para ne için harcıyorsun, yoksa Amerika. ya gilmeklen vaz mı geçtin, elin. de birikmiş olduğunu söylediğin parayı mı yiyorsun? diye de sor. dum, — Ne cevap verdi? — Annesinin bir işini gördüğü. nü, epey bahşiş aldığını, onu har. cadığını, Amerika için ayırdığı | parayı yemediğini söyledi. — Zevklerine düşkün miydi? — Hangi zevklerine? — İçki içer mi? — İçmez. — Sefahat yapmayı sever — Böyle bir şey görmedim. Hem, olsa bile tabiidir ki benden saklar, | — Hayalı muntazam mıdır? — Ne itibarla,, — Yemesi, içmesi, giyinmesi, çalışması, uyuması, — Karakteri kendisinin çok | muntazam olduğunu anlatır. Fa. kat, galiba buluşmak, gece kona- ga gelmek istediği vakitler uyku saatleri elbette ki değişiyordu. — Onun sizden ayrı olduğu ge. celer veya günlerdeki hayatını da hiç etüt ettiniz mi?, (Devamı Var, Yazan: Ali Kemal Amerikalıların, Papâ bir mümessili vardır ki rin ruhani hükümdarı il€ ka Devlet Reisinin aralarıbd “ıım-l dir, İngiltere Bu mesai Vatikan ile ray arasında esaslı bir husulüne âmil olmuştur malüm, Fakat harbin önüne Üçüncü senedir ki baff ediyor. Acaba Papalık ler en biri ılthıcy rak katolik âlemini rip tarafın lehine gııhîj Son haftaların mühim sesini de Reis Ruzvelt Papaya bir »namei ııı:,İ derilmesi teşkil etti. ; sinden istenen de Almat yyr hine bir vaziyet .ı-uy zılan nameler ı.u.-_ıı__’r sayılıyor. Onun için '4 zete sütunlarına kadar Fakat neşredilselerdi -ı”"/ biyat. — noktasından nümüne - oldukları * Yalnız dünya matbuatetdi ikinci Pi , Ruzvelt n dair sıran malümat Vi anevi diplomatlığı içiğ fikir vermekten geri tadır, Katolik âleminin © ruhani eeisi Veni diyor, biz bu işlere Mubhariplerden şu veyâ fın lehinde, aleyhinde alamayız. Çünkü iki milyotlarca katolik VAF Lâkin bunu bir söyl En büyük nezaket cevabi. verilirken belli On ikinci Pi de Res H böyle bir cevap verirket lü mezaketin en göze görünmiyen teferrüalit? etmiştir. Sonra yine nı:ulll!";/ tikan'dan giden cevap V'? af ' dan gelen mektuptan. ÇÖ I) dür. Bu da diplomatlığif' / (£ nezaketin başka bir red cevabı, Öyle ki , y kendi teklifinin — medet neticeyi temin Grurkan çerayaşm aa B lileler bulabilsin. ğ Şimdi Ruzveltin MİTR t dindeki mümessili ” Hasan oğlu Remzi kişi kendilerine Fiat Komsiyonu memurü rek Ankarada Ati künlarda zabıt varakalafi etmeğe xım.mııın;j,", yedişer gün hapse muşlardır. d Büyüka iıkeleıîldîıı kapalı ka P:' z Büyükadada oturaA z cumüz yazıyor: v Sabahları sast 6 Ti Çüi y dadan Köprüye barekf 4a 8 vapur yolcuları sast Vp isşkeleye geldikleri Düi kapılarını galma ıdl'_w dırlar, Bu % gerisin geriye GÖÜÜK dolaşıp rıhlıma :lım » gicmektedirler. b kurtarmak için bt ” ması lâzımdir' .» Za İK çe aeT aŞ Nİ e dün 4B G ABE P b dase aüi İA CADCAİN I '

Bu sayıdan diğer sayfalar: