17 Mayıs 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

17 Mayıs 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tanınmış ve sevilmiş şair Naci Aksu sık sık seyahat eden, hali, vakti yerinde bir gençtir. Kendisi © kadar pratik seyahat eder ki y nina bu seyahatlerde bir valiz . den başka hemen hiçbir gürültü, üzüntü almaz. Bilirsiniz ki insan — yolculuğa gıklığı zamanlar yanma nekadar gok bavul, mavul, şu, bu alırsa vapurda, trende, tayyarede o ka- dar rahatsız olur, Naci Aksunun valizinde ise son neşrettiği kitaplardan, yahut son yazdığı şirlerden ve sigara paket- lerile birkaç şeyden maada birşey bulunmazdı. Böyle yolculukta bir genç için avını aramağa çıkan bir tazı gibi çevkilik, dirlik, düzen - lik zevkin en talısıdır. Genç şair Naci Aksu Adana ile İsanbul arasında yeni bir seya- hate çıkmıştı. — Yeni ilhamlarla karşılaşmak düşüncesi onda derin bir haz ve sevinç — uyandırmıştı. Yüreği, daha hiç bir delikanlı ile şmamış genç, sevimli, toy, cilveli bir kızın yüreği kadar te- miz ve heyecanlı çarpmakta idi. Şair gözü aşkın gözü gibidir. Her yerde her şeyi görür. Bütün bunlarla beraber herke. #in gözü de bizim genç şairin şa- irane edasında, sevdasında, du- ruşunda, gezişinde idi. O sabah Adana trenine binmek üzere Hay. darpaşaya geldi. Garda dolaşıyor- du. Yolculardan birkaç kişi şairi derhal tanımışlardı. Mecmualarda bol bol resimleri basılırdı. Garda tren bekliyen yolcular - | dan bir kaçı: — İşte şiirleri bile hecelediğimiz şairin kendisi! Diye konuşuyorlardı. Şair, garda bir aşağı bir yukarı dolaşıyordu. Onu yakından gör . mek hevesine kapılanlar, etra « | fında geziniyor, belli etmeden o- | nu süzüyorlardı. Tam bu sırada şairin karşısına bir dostu çıktı; — Vay.. Sen burada mısın Tur- gödum? — Ya sen nereye yine böyle? — Şöyle Adanaya kadar gide. ceği: Ve şair dostu Turgudun sorma- at vermeden ilâve etti: lenin pek haşuna gidecek bir ; oku dinliyeyim. Bu konuşmayı etraftan dinliyen- ıi su, yeni yazdığı şilrini okurken, garda dolaşan gençlerden birinin kulağına şu mısra çarptı: «Göz aşkın kapısıdır.r Turgut, şairi, güzel bir kadı - man da bulunduğu bir kompartı- mana yerleştirdi. Az sonra, tren kal Katar, Pend dığı zaman, Naci ımana döndü, içi den o güzel genç içinden: — Bu yolculuk zevkli - olacak Zira kadın denilen şiir karşımda. | gır. Diyordu. Kadın da belki ayni şeyleri dü- Basyonuna var. | Aksu kompar 'de hoşuna gi - kadını görün şünüyordu. — Çürkü, genç şaire | dikkatle bakıyordu. Göz göze gel- | dikeri vakit, başını pencere tara- | Akdeniz Hık miyeti Hııbı. —.. Almanya iki büyük harbe giriş | miş bulunuyor: fına çeviriyor, bislerini belli et - memeğe çalışıyordu. Saatler, böy- le geçti, Tren Eskişehirde durmuştu. Na- € Aksu ve genç kadın etrafı sey- | retmek Üzere koridora çıkmışlardı. Bir müddet — sonra tren kalktı. | Genç kadın kompartımana dön . dü. Naci Aksu bir kahve içmek için vagon restorana gitmişti. Ka. dının gözü kapıda şairi bekliyor- | du. Yarım saat olduğu halde şair gelmemişti. Genç ve güzel kadmın aklına bir muziplik geldi, Kompartıman ar. kadaşının bavulunu karıştırmak.. Çünkü, genç adamı, daima, elind- bir kitapla —görüyor, bir takım şilrler mırıldandığını duyuyordu. Bu, bir şair miydi. Kadının canı sıkılıyordu. Meraklı bir roman, ona pekâlâ, hoşça vakit geçirebi- lirdi. Fakat, bavulu karıştırmak doğru muydu?. ni bir kararla yerinden kalk. tı. Koridora — baktı. Genç adam meydanda yoktu. Yerine döndü. Bavulu açmağa karar - vermişti. Bavula yaklaştı. Heyocandan tit- bavula sürdü. Şöy- istedi. Epeyce ağırdı. baktı, açmak istedi: Valiz kilitli idi. Başkasına ait ve Kiliti olan bir valizi açmak heve. sino düştüğü adeta, kendi kendinden utanıyordu. Valizin kapağını — zorluyordu. Açamyordu. Kızıyordu. Ne yapı cağını şaşırmıştı. — Ah - diyordu . şalır bir saat kadar glemeseydi bari 'Tekrar yerinden kalktı. Kapıya doğru ilerledi. Etrafı, — koridöru gözledi. Oradan — geçmekte olan kondoktöre i zımbalattık. tan sonra oturdu. — Valizi korka korka yine eline aldı.. Zar zor uğ- raçarak ve valizin kilidini kırarak açtı. Valizde bir to üstünde, yeni ış bir şiir | vardı. Şiirin bi _grı zorla okü du. Şiirin adı ona pek - garip ve tuhaf gelmişti: — Tuühaf şey.. Bir şâir «Deli dan> adile şiir yazabilir mi? Genç ve güzel kadın şiiri ba: başa okudy. Şaire sinirlendi. Çün. | kü şajr bir kadına fena hâalde hü- cum ediyordu. Sonra altından baş- | ka bir şiire baktı. Bu şürin adı | «Kâdın arıyan adams di Genç kadın bir âşik gibi titredi. — Güzel şiir.. Tam benim ara. diğım adam. Dedi Birkaç şiir daha — ökudu. şürler pek hoşuna gtimi: leri karıştırırken en &; bir kutu gözüne ilişti. Gülerek Bunda da galiba pasta var. | Şairin pastası, şiirleri kadı ve tatlıdır. Diye kutuyu açtı rırken bir silâh sesi Kapağına kâğıdın en ka- | Tam karıştı- uyuldu. Genç yuyordu. leri geliyordu genç adam kompartı Bir dakika sonr: a gi | İayor. Diğer tarafta İngiliz der A) Akdeniz hâkimiyeti harbi B) Adantik bharbi. Akdeniz bölgesindeki hareket- leri ayrı ayrı tetkik etsek de çıka- Tacağımız netice hep aynıdır. Al- zanmak çla mülteliki — İtalyanın imdadına koşmuş, önun — başara: madığı işleri bitirimeğe azmet niş tir. Akdenize inmek ve Alrikaya geçmek için, başlıra üç mühür. is- tikamet vardı, Bu istikametler ü- zerinde İagilterenin üç mühim deniz geç'd” bulunuyor; — bünlür Cebelüitarık, Malta ve Süveyştır. peşine takarak orta ve şarki Ak- deniz bölgelerinde harekâta giriş- H, Maltaya yapılan hava tearraz- ları, Alman müstemleke ordusu mun Afrikeya çıkarılması, Baikan- larda Yugoslavya ve Yunanistan harekâtı, Ege denizindeki adaların işgali, Irak ve Suriye meselesin- deki Almanyanın siyasi teşebbüs- leri, Akdeniz hâkimiyeti harbinin , birbirinc bağlı safhalarını teşkil mekredir. Almanya orta ve şarki | Akdenizdeki askeri inkişafları kâfi görmem!ş, İberya adası yolile Ce- belüttarıka inmeyi ve Septe boğa- zna hökim olmak için de Fransa ve İsponya ile anlaşarak İspanyol ve Frrrsız Faslarından istifade etmeyi de düşünmüştür. | Bütün askeri harekât tetkik e- dilince, çıkarılacak neticeler bü- yüktür: İngiltere Doğu Afrikada ve Libyada iki bü, zanmasına mukabil giltereyi ve müttefiklerini — Bal- kanlarda mağlübiyele uğratmış ya çölünde de Mısır hudu- du gerisine çekilmiye mecbur et- miştir. İngiltere Ege denizinden çıkarılmış, Irakta ve muhtemelen Suriyede yeni muharebe cepheleri açmağa mecbur edilmiştir. Akdeniz havzasında Almanya- nın zâfı denizde ve İngilterenin zâfı da havadadır. Bir taraftan Al- man hava kuvvetleri muvaffak o- | kuvvetleri Akdeniz hâkimiyetini muhafazaya devam ediyor, Akde- nizde harp, uetice itibarile hava ve deniz kuvvetleri arasındaki mü- gadeleden ibarettir. İngiltere Ce- | belüttarık, Malta ve Süveyş ge- çitlerini muhalaza için harbe baş ladığı zaman, Cebelüttarık — ve | Süveyşin muhafazasından emindi. Zirü garpta Fransa ve İspanya, tarak kalmak ve Alman ordula nn kendi topraklarından geçme- gine müsaade etmemek fikrinde idiler. Şarkta Süveyş istikametin- de Alnanya uzaktı, İngiltere Al- manyayı Balkanlarda durduraca- ianı zannediyor ve daha yeni müt- tefikler bulahileceğini ümit edi- yordu. Garpta İspanya —— —e —— t Bu matzaryı görünce evvelâ, hyret içinde kaldı. Sonra, gülüm rek genç kadına döndü: — Affedersi hanımefend bancamı kutunun - içine ko; makla kâfi bir emniyet tedbiri mamış olduğumu şimdi anlıyorum. Silâhımin emniyet kanadını ka. 'e Fransanın | pamağı şum. Özür dile - rEm. Almanlar S veyşe inmek için Libyadan başka bir isti- kamette yol açmak kara - rındadırlar Bunun için kullanıla- cak hava kuvvetleri- ne harekât ve ikmal bakımından bu ka- dar güvenmek doğru olamaz Yazan: Emekli Kurm Subay — mukavemeti meselesinde o zaman W İngiltere kazanmış, Almanya kay- betmişti. Kakat şarkta Balkan ve Ege havzası meselesinde Alman- yanın daha İyi siyaset göster: muhakkaktır. Bunun - içindir ki Maltaya yapılan hava hücumların- | dan sonra, Süveyşe yaklaşmak i- çin Balkan ve Ege denizi yolile Akdenize inmek Mareşal Keitel in daha müsait göründü. Garpta Pirene geçitle lirken şarkta Girit - Rodos adaları hzalarına kadar ilerlendi. Bu iler- leyişi tamamlamak İâzımdı. En müsaii bölge Libya cephesi W İngil istedikleri topı t Tukla ve küvvetle kuramadıkları Balkan cephesinde sözlerini yeri- ne getirmek üzere Libyadan —© cepheye kuvvet çekmişler, garp çölünde Mısır ve Süveyş istikame- tinde zayıf kuvveller — b lardı. Almanlar, bundan ederek Liby, da taarruz ettiler. İşlte Libyadan ve Balkanlardan yapılan bu iki büyük taarazla Al- manlar şimdi Mısıra ve Süveyş kanalına 600 kilometre kadar yak- Taşmış bulunuyarlar. Bugünkü va- ziyeti tahlil edersek çıkaracağımız netice şudur: Rodos - Matabanburnu hattına ulaşan Alman ve İtalyan hareketi Süveyşe inmek için yeni bir istika- met hulmak mecburyetile karşı- Taşmıştır. Bu İstikamet Rodos - Suriye olarak intihap edilmiştir. Suriye, Süveyş istikametinden baş- ka Irak petrollerini ele geçirmek ve Hindstana yol açnıak ıçin de müsait bir sevkulceyş bölgesidir. Almanya besabına bir faydası da- ba vardıt: İcabında Türkiyeyi de tecril ve ihataya müsall bir vazi- yet hazırlamaktır. Buna karşı İnkiltere Kıbrıs, Gi- rit adularını elinde bulundurmağa, Malitn adasını ve Tobruk kalesini muhafaraya Filistin ve Trakta kuv- vetli bulunmağa çalışıyor. Fakat diğer taraftan Cebelüttarık da teh- Tikeye maruz bulunmaktadır. Ba (Devamı 6 ncı sayfada) “sen bana akşam nerede olduğumu Bekri Mustafa Yazan: TYefrika © Ve bileyim be paşam, (gözle- oğuşturarak) Allah hayırlara in, öyle acaip bir rüya de ben padişah mı olmuşum, ne olmuşum.. — Bırak şimdi onları, bırak da kendine gel!, — Burası neresi be paşam? Tüya yine mi başlıyor? — Sen, akşam neredeydin ba- kayım? — İnsaf be paşam, ben şimdi me- rede olduğumun farkında değilim, söylüyorsun? — Sen, dün akşam dükkândan çıktıktan sonra nereye giltindi — Ya Balattaki Kel Rafaelin meyhanesine, yahut da Kumkapı- daki Agoba! — Canım, dün akşam, biz senin- le beraber değil miydik? — Ay six de gelir misiniz ora- lara devletlim? açmalama Mustafa!. — Dün akşam seni ben hir ara- baya bindirmedim miydi — Demek, dün akşam eve küfe ile değil, araba ile gönderdiniz be- ni m oğlum, dün akşam biz seninle birlikle konaktan araba: bindikten sonra hangi canibe re- van olmuştuk? — Şarkı — Neş'e, Macera delu ve hareketli 2 film binden 1 — İSTANBULDA İLK DEFA OLARAK TEHLİKELİ TOM BROWN ve tarafından oynanmış 2- YILDIZ SEYAHAT PEGGY MORAN büyük macera filmi SULTAN NECAT ve ABDÜLGANİ ŞARK Sineması MARTHA HARELL - THEO LİNGEN Paul Horbiger ve Helli Finkenzeller âde bte tarıda yaratılan Ve bergün vülslerle şarkıları. ümümiyeye maz- n Sevk: ahengile salonu baştan başa doldurarak rağbetl hat olan, OPERA Balosu Süper filminin 2 nci zafer haftası Bugün saat 1 de tenzilâlı matine Bugün İPEK Sinemasında 2 BÜYÜK FİLM BİRDEN 1-KAHVECİ GÜZELİ Büyük Musikili Türk Filmi 2-HAYAT CLAUDETİS — COLBERT Bügün saat 1 —— GÜZELDİR —JAMES STEVART le tenzilâtli matine Son Telgrafın Tarihi Tefri Tefnkası' 65 TUNA BOYUNDA —— TÜRK Yazan: M. SAMİ KARAYEL Olti nehri boyuncı hareket edildi | gının çaresini diğer devletlerle it- Murahhasın Macaristana avde- | d kahramana- n telâşını bir | kat daha arttırmıştı. Yine o sene, Beyazd, bir gü berkiye ile Bulgaristanı geçerek Ulah arazisini istili ve î prensi Mirçeyi Türk devlet! 'e senevi vergi vermeğe lsedur eylemiş bulunduğurdan bu mu- Batferiyet Macar kralının müstak- | ORDULARI bel emellerini altüst etmiç ve ba- tifakta bulmuştu. Yıldırım Beyazıd, bü son sefe- Tinde Tunayı geçmişti. Ulah (Ro- manya) memleketine ayak bas- mıştı ve Romanya kralını vergi verir bir dominyon haline getir- mişti. | Macar karalı, Moldavadan kalkıp| Mirçe ile müzakereye geldi (1) Mirçenin idaresinde bulun razi Türkler tarafından zaptolun- muş ve Mirçe dahi Devleti Aj edilmiş olduğundan Macar krali | tarafından vuku bulan teklife der- hal muvafakat etti, but bulundurmak için anı Fogara kontu ve Severin beyi tayir beyninde akdolunan ittifi lerle bir harp vui Mirçenin Macaristana m etmesine, Macar ordusunun mem- leketinden müruruna müsaade ey- lemesine, icabında Macar ordusu- | nu faşe ve Macarların hattı ric'ati Ne geride Kalan aksamını müba- faza eylemesine karar verildi. Bu- raber Mirçe iki seneden- rin haraçgüzarı idi tifakı axt'* t irçburg ge a oğru hare- ket (drıe Olti nehri harekot eyledi. Burada Mirçe ordusu k Tun: duda Gran piskap saire bi Macar asılzadeleri de kuvvetle- le birle- lerledi. B yeye senevi vergi verimeğe mec Tile bulunuyordu. Macar kralı ile Mirçe maiyetin- Ge bulunan bu cesim ordu, Türk hududuna dağru ilerler ilerlemez | hudut muhafazasına memmur olan Türk piştarları aldıkları emir mu- cibince Niğboluya çekildiler. Müttefikin ordusu Türklerin bu hareketinden bir kat daha cür'et- lenerek ileri barekâtına faaliyetle devam etmeğe başladılar. Fakat bu esnada Macar krali, Marinin vefatı haberini a- Macaristanda — bulunmağa | sini mecbur g(vnhı | ormanlardan lahların taarruzü- gin bu süretle hazeket etmeğe te- şebbüs eylemişti. Mirçenin hareketi, Türklerin e: linden kendisini kurtarmak — ve onlara hoş görünmek için avdet eden Macarlara taarruz etmişti. Macar kral, Niğbolu üzerine doğru hareket ettiği zaman Yıldı- rım Beyazıd dedesi Osman Gazinin vasiyetini yerine getirmeğe çalı- şarak İstanbulu muhasara etmiş, şehri fevkalâde tazyik eylemişti. O zaman Roma Şark İmparatoru bulunan Emanüel, Yıldırım Be- yazıdın kahramanane savletleri karşısında zebun olduğunu görün- ce inristiyanlığın tehlikede bu- Tonduğunu ileri sürerek Avrupa hükümetlerinin hemen kâffesine müracast etmiş, Bizans halknın sulahlâk ve f Var) () Tarihi Devleti cilt K, x. 103 Osmaniye HERKESİ Hiç görülmeniş yeni bir heyecan #lemine sürükliyen NELSON EDDY Ve JEANETT MAC DONALD m muazzam harikası Ancak 3 Gün Daha gösterilecektir. BUGÜN BEYAZIDDA MARMARA Sinemasının yüksek taraçalarında ve havadar MARMARA GAZİNOSU AÇILDI! Şadırvan — Asına çiçek — bah- çeleri — Marmara ve Adalara ha- rikulâde bir nezaret — 2008 ki- h taraçalar. Fevkalâde Servis erde Dolaşan GRETA GARBO nun âbidesi GÜLMEYEN KADIN Türkçe Sözlü İkinel Hafta Son Günlerden tetifade ediniz. MİLLİ F MLeküam Ayrıca; Afrikayı bülün dehşeltile yaşalan DOKTOR Hafız. Cemal LOKMAN HEKİM DAHİLİYE MÜTEHASSISI Divanyolu 104 salleri: 25 - 6, Tek: 22388 Mt yen | siniz, bat | Mustafa bu | hanede kafayı OSMAN CEMAL KAYGIL — Vallahi paşam, dün zinle hangi camide revanl; camide gözleme yediğimizin da değlim!. — Behey soytarı, dün al seni saraya götürmedim mi) — Ha, ha, ha!, Evet, akşam — siz, beni saraya müştünüz!, — İşte şimdi sen yime — Yazaa? — Yası var mi! — Aman,paşam, acaba ada bir pot kgrdım mı di — Hangi bis pot, hangi Pot?. Gece senin burada kiff potların haddi, hesabı yok , şimdi ne olacak? » — Neolacağını artık Allah Zannedersem, setin gece kırmış olduğun potlara, (e de kızdığı için Efendimiz, İstanbuldan Fizana sürgün efendim, şurada muzun dibinde Hayırsızada ken o kadar uzaklara ne — Haydi bakalım, derlen, git evine, çoluğunl. helâllaş, yanına bir şır, elbise al de çabuk bana ( ye gel, ben de o vakte kad Trablusa götürecek vapuru hattırayım!. 4 — Sahi mi söylüyorsun!? şam? Rica ederim, ayakları peyim, bu hallere seben, b u seferlik beni tirin!. Kaptanpaşa, kırmızı ve tm dolu bir keseyi Mustafı tarak: — Haydi bakalım, al çund j sana Hüukârın bir hediyesidi evine de bundan sonra a çapkınlıktan, soytarılıktan, bekrilikten biraz vazgeç, çocuğunla devlete, millete Mustafa, koca keseyi aliği çinin şıngır şingit altın. do duğunu çakınca: — Ah paşam dedi, ne olf gece de burada kalsamt pot daha kırsam nasil Meşhur minare vak Saray macerasından sonrf Şj tafa, biraz daha — ağırlaştı, İj duruldu, kendine birâf çeki düzen verdi. Zaten Bun yaşı da hayli ilerle beşi geçmişti. a o, rakıyı büsbütün bırakmadı y şının ilerlemesi del bir yandan da - sofuluğa Müastafa zaten ramazanları dillerde pek içmez, böyle |" zek gecelerde daha ziyade € re gider, günahlarına töv! di ise cuma geceleri * başladı. n temiz B mından, rubundaki saf gal€ bir türlü kabıma sığamıyalı adam, bazan yalsıya kad çektikten F yatsı okunurken ağzını nAf) Yile falan çalkalayıp camilt” hyor, bazan da akşamdan mediği halde yatsı nam çıklıktan sonra kendi ket — Allaha karşı olan v yaptım, şimdi de kendinit © vazilemi yapayım!, Diye yolda meybaneye l du. Yine böyle bir akşam, Çadırcılardaki meyhanenit ” , yalnizea — adamakıllı çektikten sonra, Beyazıd © ni şeyi yapmı, doğru — yürürken baktı Kf azıt meydanına — bir san birikmiş ve hepsi de gamiin bir minaresine dil pat İçine giren Mustafa birk†| gördi — Ne var yahu, ne olu? birikmiş ahali buraya?. Biri cevap verdi 4 — Tam müezzin minarey? yatsı ezanı okuyacağı zâl dan önce davranan bir #i ni Minsriye yinma | Şarıp dürüyer. — Ne diye bağırıp durtf — Bir takımı saçma sarff) ler söylüyor. Ha, işte b elice bağırmı Vl" Mustafa minareye ıuıııl €e minareden şu sesleri & ( Ari

Bu sayıdan diğer sayfalar: