29 Mart 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

29 Mart 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ha PN KARSıSINDA Föyatde l İ Tr.LGR KIRAVAT FİATLARI Fiat Mürakabe Komisyo- nu, kıravat ve gömlek fiatları Üzerindeki — tetkiklerini de- yam etliriyormuş! Halbuki, /F — 29 MART 1941 sime göre ayarlamalıdır. Ya- rın, öbürgün sıcaklar başlıya- cak, önümüz yaz.. Kıravat takanlar tabiatiyle azalacak.. Herkes, yaka, ba- ğar açık dolaşacak. © zman, kıravat fiatları, kendiliğinden ucuzlamaz mı?, RENKLİ Bi Uludağda, renkli bir film çekilmiş.. Günlerden günlük, güneşlik bir gün imiş.. Genç kız ve erkekler, karlı yamaç- larda mayolarla türlü spor ha- reketleri yaparken, film ma- kinesi de bir taraftan dön- Mmüş! Ben, bu filmi sabırsızlıkla bekliyorum. Neden derseniz, yarın, ö- bürgün mevsimi gelince, ma- yolu genç kız ve kadını nere- den seyredeceğiz?. Çünkü, bütün Florya plâjları baştan başa lüks bir hale sokuluyor- muş! SEYYAR SATICILAR Mektep kapılarında, sey- yar satıcılar çocuklara muzir bir takım yiyecek maddeleri satıyorlarmış.. Seyyar satıcı- ların artık mektepler civarın- cek.. Onların, Köprü üstünde dolaşmaları da yasak.. Emin- önünde dolaşmaları yasak.. Fkat, nerede dolaşacak. lar?. Hiç olmazsa, bu satıcıla- | “rın «seyyar» sınıfları kaldı- rılsa, kendilerine bir de yer &hilıe ve «sâbit» hale gel- OTOBUS. ' ,BİLETLERİ, Eyüp otobüslerinde, bazı biletçilerin para alıp bilet kesmedikleri yolundaki şikâ- yetler, fikra mevzuları ara- sına girdi, Bir — © halde, bu hatta kon- irolü daha sıkı bir şekilda yapmalı, diyor. Fakat, bizce, meseleyi he- men suülniyete — hamletmek doğru değil! Kimbilir, belki de, o hatta çalışan bazı bilet- çiler, kırtasiyecilik ruhu mücadele fikrinde ve kâğıt- tan tasarruf azmindedirler, yıllık stok 1 tenekeler Yakında hariçten şeh- rimize mühim miktar- da teneke getirtilecek Yakında şehrimize hariçten mü- him miktarda tekene geleceği ha. ber alınmıştır. Böylelikle senelik teneke ihtiyacımızın temin edile- ceği anlaşılmıştır. Gelecek tene- kelerden bir kısrnı petrol kumpan- yaları içindir. Diğerleri konserve, | de öyle. teneke kutu fabrikaları arasında Nazizmin dünyaya- vermek is- tevzi olunacak, piyasaya çıkarıla- | tediği yeni mizamla, demokrasinin rak ihtiyaç sahipleri arasında tak.| bükim kılmak istediğ adalet sis- sim edilccektir. temi çarpışıyor. Mantık ve akıl adalet tarafla - m HAB rıdır. Küçük, büyük bütüm mil - BÜ LE letlerin, dünyada yaşamak hakkı bulunduğunu idrak etmek müthiş VİLÂYET ve BELEDİYE: Bir takım devletlerin, yeni ni- * Şehircili kmütehassısı Prost Eyüp ve Boğaziçinin imar plânlar rını imzalamıştır. Bu plânlar Şe. hir Meclisinin Nisan devresi içti- analarına sevkolunacaktır. Diğer taraftan Samatya enınta- kasın'n imar plânları da tamam - lanmışur. Bu mıntakada bulunan İstanbul surlarının ki tarafında da şeritvari bir yeşil saha vücude getirilecektir. & Beyoğlu kazası dahilinde üç manifatura mağazasının mükerrer olarak pazarlıksız satış kanununa müuhalif hareket ettikleri görül - müştür. Bu dükkânlar hakkında 15 şer lira para cezası kesilmiştir. *& Yenicamiin arka cephesinde bulunan küçük kuşçu dükkânlı nin istimlâkleri de tamamlanmış- tır. Bunlar da yıkılacaktır. Bebek - İstinye yolu üzerinde bulunan Reşitpaşa yalısının istim- lâki de tamamlanmış ve yalının yıkılmasına başlanmıştır. TİCARET ve SANAYİ: * Amerikaya verilecek demir siparişleri için henüz müsbet bir nelice alınamamıştır. Amerikan firmaları F. O, B. satışı dahi kabul etmemekte, rıhtımda veya vagon- da teslime razı olmaktadırlar. Basra yolile gelecek demirlere ton başına Basraya kadar 25 dolar navlun kabul edilmiştir. Temas . lara devam olunmaktadır. * Altın flatlarında dün biraz itidal görülmüştür. E1 altından 25 liraya kadar satışlar olmakla beraber hakikt! piyasa fiatı 2490 ku- ruştu. Külçe üzerinden 329 kuruşa kadar muamele olmuştur. Altın fiatlarının hiç bir devirde25 liraya çıktığı görülmemişti. * Yeni kurulmakta olan ithalât ve ihracat Ofisi Umum Müdürü Ahmet Cemal Conk şehrimizdeki Ofis hazırlıklarını ikmal ederek Ankaraya gitmiştir. Umum Müdür kadro ile Birlikte bugünlerde İs - tanbula gelecek ve aybaşında Ofis faaliyete geçecektir. * Dün şehrimizden yapılan ih- racatın yekünu 200 bin lirayı geç- miştir. Bu ihracatın bir kısmı Al - gnanyaya yapılan tütün, pamuk kırıntısı, İsviçre ve İsveçe deri ih- racatı tutmaktadır. MÜTEFERRİK: ae ** Moda Deniz Kulübü ile Zeki Rıza arasında çıkan enin mah kemeye intikal ettiğini yazmıştık. Öğrendiğimize göre dava 15 nisan ile | da rüyet edilmeğe başlanacaktır. * Vali ve Belediye Reisi dok - tor Lütfi Kırdar, Fatih camii etra. fında fakir Üniversitelilerin barın AHMETRAUF | &iğı Karadeniz medreselerinin ta- H Filezofu 20 YILI İngilterenin Amerikadaki büyük, elçisi Lord Halifaks, uzun zaman sustuktan sonra, geçen gün söyle- diği nutkunda: «— İcap ederse, İngiltere yirmi seneharbe devam edecektir.» dedi. Tarihte, on sene, otuz sene, yüz sene harplerini düşününüz. Harp- lerin uzaması, ekseriya iki tara - fn da iyi hazırlanmış olmasın - | dan doğan bir neticedir. Bu sefer | zam kadrosu içinde — yeralmakta olması ise, hakikatte, o cemiyetle- rin akıl ve mantıktan mahrumi - yetlerine değil, cesaret ve enerji- den mahrumiyetlerine delil olan hâdiselerdir. Şu muhakkak ki, yeni nizamın gayryikabili tahammül bir hayat çemberi oluşunu, dışarıdaki mil - letler değil, daha ziyade, bu çem- berin içindeki milletler takdir ©- | diyorlar. Bu harp 20 sene sürer mi?, Sürer mi, sürer. O zamana kadar ne olur?, Neler olmaz ki, diye, sormak daha yerinde değil mi?, REŞAT FEYZI Blr Bılo ve Şark odası Kastamonu, (Son Telgrat) — Çocuk Eşirgeem Kurumu tarafından Velimiz Mühat Altıok'un himayesinde bir kos- tümlü balo verilmiştir. Çok şen ve samimi geçen bu balo- | nun — husüsiyetlerinden — birisi de bir «Şark Odasır nin bulunmasıdır. Bu o Baloda üç asır evvelki kadınların ziynet eşyası ile kadın ve erkek kıya. fetleri bilhassa göze çarpmakta idi, KIYAFET MÜSABAKASI Baloya, Toxya, İnebolu kazalarından gelmiştir. — Milil kıyafet müsabakasında Valinin kızı Bn. Tür- kân Altok birinciliği, Bayan Lâtife Ünsal ikinelliği, Bayan Aliye İlhan da üçüncülüğü alarak zarif ve güzel giyi- nişleriyle temayüz etmişlerdir. Yabancı kayufet mücabakasında ise Bayan Tayanç japon elbisesiyle birin- cijiği, Markiz kıyaletinde Bayun İtfet Seyhun ikinetliği, Arnavut milli elbi- sesiyle de Bayan Nahide Öz üçüncülü. Kü alıp takdir edilmişlerdir. Halk plâj ve hamam- larında yıkananlar Beşiktaş - Kuruçeşme arasında yeni ve meccani bir halk p'âjı te sisi için dün Belediye reis mua. vinlerimizden B. Lütfi Aksoy ma- hallinde tetkikler yapmıştır. Diğer taraftan 1940 senesinde "bedava halk - plâjlarından 38,742 kişinin ve halk hamamlarında da 12565 kişinin yıkandıkları an'aşıl- miştir, mir olunmsamı emretmişti. Ta - anirat 5800 liraya ihale olunmuş- tur. 15 güne kadar tamirata baş. lanacaktır. * Galatada Mahmudiye Cadde sinde Keçecioğlu 1273 kilo kalayı fazla fiatlarla sattığından dolayı ihtikâr suçile Cumhuriyet Müddr Humumiliğine verilmiştir. Günün meselesi Bir milyon liralık ilâç ve ecza geldi Dün İngiltereden mühim mik- tarda ithalât eşyası getırıldı 'Tunanın donması yüzünden bir. müddettenberi Tunada bekliyen mühim miktarda ilâçlar dün şeh- Timize gelmiştir. Bu ilâçlar, Al - man menşeli olup henüz ithal e. dilmemiştir. İthal işine, bugün - lerde başlanması muhtemledir. Her ne kadar memlekette ilâç a kıntısı yoksa da gelen ilâçların i- €ap ettiği şekilde tevzil kararlaş- tırılmıştır. Tuna yolile gelen ilk parti mualecenin 1 milyon liralık olduğu söylenmektedir. Ayrıca, diğer memleketlere sipariş edilen eczayı tıbbiye de yakında beklen- mektedir. Son zamanlarda İngilte- veden de mühim miktarda mua - tarda ithalât eşyası gelmiştir. Bu partide, pamuk, yünlü mensucat, kırtasiye, makine yağı, tıbbi ve kimyevi maddeler, çelik çubuk - lar, kösele kayış, radyo, matbaa mürekkebi, mualecat, tuvalet sa- bunları, kalay, jüt mensucat, ka- uçuk ipliği, külçe kurşun, çelik teller, sualtı tulumbaları, sudkos- fik, göztaşı, 23 ton makara, bakır çubuklar, levha teneke, traktör, sinema makineleri, piller, kun - dura taban lâstikleri, elektrik kab- losu, balık ağı, kireç kaymağı var- dır. profesörler Üniversite Fen Fakültesi sınai kimya profesörlüğüne İngiliz kim- 'ya âlimlerinden ve Oksfond Üni- wersitesi profesörlerinden ordinar- yüs profesör Leğ tayin edilmiştir. Mumaileyh dirkaç güne kadar Londradan şebrimize gelecektir. | Â mnünhal tulunan, Astronomi, meta. | matik, floloji profesörlüklerine de | İngiltereden bazı profesörlerin ge- | tirileceği anlaşılmşıtır. l İngiltereden üııvor-[ Şirketi Hayriye, Ha- siteye getirilecek liç ve motörlerin ücret tarifeleri Şirketihayriye, Haliç vapurla - rile limanda işleyen tenezzüh mo- törlerinin yolcu ücretlerini tesbit edecek olan tarife komisyonu bu- günlerde İstanbul Mıfttaka Liman Reisliğinde toplanacaktır. Hazır - | dıklar tamamlanmıştır. Liman Re- isinin Ankaradan dönmesi bek . denmektedir. Şimdiki — tetkiklere göre, ücretlerin aynen ipka edile- ceği tahmin olunmaktadır. —ç ADLİYE ve POLİS Ş— Muhtelif Apartmanlardan 14 elektrik saati sö küp satmışlar Bu suçla Adliyeye verilen iki açık göz sorguları sonunda tevkif edildiler Şehrimizin Nişantaşı, Fındıklı, Cihangir, Bostancı, Ayaspaşa, Pan. galtı, Kurtuluş gibl muhtelif semt- lerindeki apartıman antrelerinden 14 tane elektrik saati aşırdıkları $ddiasile yakalanan Pandeli ve 26 | yaşında İredogas, — dün,Adliyeye gönderilmişler, Sultanahmet Sulh Ceza mahkemesinde sorguya çekilmişlerdir. Pandeli, sorgusunda «ben bu a- partımanlarda oturanların saatle- rini ayar etmiştim. Fakat ayar pa- Tasını bir türlü alamadım. Parasız kaldım. Bunun üzerine ayarladı . ğam saatleri söküp götürdüm, sat- tim» demiştir. Arkadaşı İrodogas ise, suça İştirak etmediğini, çalın- mış olduğunu bilmediği saatlerden bir kaçını rehin olarak — yanında alıkoyduğunu söylemiştir. Mahike - ane, her ikisi hakkında da tevkif Mmüzekkeresi kesmiştir. Bir demir muhtekiri 7 gün müddetle hapis cezasına Merkezefendi mezarlığı için Be- lediyece alınan 340 kilo köşebend demirinin, bu neviden demrilere Mürakabe Komisyonunca 23 ku - vuş fiat konduğu halde kilosunu 40 kuruştan satarak haksız kâr te. —min etmekten maznun ve mevkuf Galatada Şarap iskelesinde 50/1 numaralı demir deposu sahibi de- mir taciri Baki Tezcanın muha - kemesi Asliye İkinci ceza mahke- mesinde dün neticelenmiştir. Mah- mahküm edildi keme, Baki Tezcanın haksız olarak ettiğini aâbit görmüş, kâr nisbeti az olduğundan 50 lira ağır para cezası, yedi gün hapis, ve 15 gün dükkânı kapatılmak suretile ceza. landırılmasına; bir demir satışında da fatura vermediğinden ayrıca 25 lira para çezasına mah- Kkümiyetine ve hapis müddetini mevkufen doldurduğu için tahliye- sine karar vermiştir. “Azapkapı | SELE ve cıvarı Esaslı imar ve tanzim faaliyetine Haziran- da başlanılıyor Şişhane yokuşu ile Azapkapı arasındaki caddenin açılması Be- lediyece hazirana kadar tamam - lanacaktır. Bundan sonra Azapka- pı ve civarının imar ve tanzim o- Tunmasına — başlanacaktır. Gazi köprüsü başındaki Azapkapı cami. inin etrafı istimlâk olunarak bir bahçe haline getirilecek, sahile rıh- tım yapılarak buraya ağaçlar di- kilecektir. Tarihi çeşmenin etrafı da açılarak bir yeşillik haline ge- tirilecek ve burası çukur bir şe - kilde bırakılarak — Caddeden bir merdivenle inilecektir. Diğer taraftan burada sahilde bir «sahil gazinasu» tesis ve inşa olunması da tetkik edilmektedir. Münakale Vekili dönüyor Bir müddettenberi şehrimizde ve Trakyada tetkikler yapmakta olan Münakalât Vekilimiz Cevdet Ke- rim İncedayı pazartesi günü An- karaya dünccektir. el e Elk 1 Yılda toplanan çöpler Belediyece son 1 yıl içinde şeh- rimizde 257 bin ton çöp toplan - maş ve müteahhitçe işe yarıyan « ları ayrıldıktan sonra denize dö- külmi Terim Komisyonu çalışmalarını bitirdi Üniversite Edebiyat Fakültesi Dekanı B. Hâmit Uygunsoyun re- isliği altında çalışan Terim ıstılah Komisyonu çalışmalarını bitirmiş- tir. Hazırlanan esas bir kitap ha - 56 lira 45 kuruş fazla kâr temin | Tinde bastırılarak Maarif Vekâle. tine gönderilmiştir. Limanlar İdare- sindeki teftiş Divanı Muhasebat murakıpla - gından .Besim Ankaradan şehri - mize gelmiştir. Devlet Limanları İşletmesi Umum Müdürlüğünde bir Mmüddet meşgul olacak ve bazı tef- tiş ve tetkikler yapacaktır. Lâstik tevziatı Pazar- itesi günü başlıyor Limanımıza gelen 1600 olomo- bil lâstiği gümrükten çıkarılmış - tır. Bunların ekserisi tenezzüh ©- tomobillerine mahsustur. Pazartesi günü lâstiklerin ihtiyaç sahiple - rine tevzilne başlanacaktır. İhtiyaç vesikası olup da evvelce lüstik alamıyanlara evvelâ tev . ziat yapılacaktır. Yakında yeni lâstik partileri geleceği öğrenil » miştir. Bum ve çakıl taşı- yın deniz vasıta- tarı ücretleri İstanbul Mıntaka Liman Reisi Refik Ayantur Nafıa Vekâletinde toplanacak tarife komisyonu içti- malarında bulunmak üzere Anka- raya gitmiştir. Komisyon liman - larımız arasında kum ve çakıl ta. şıyan küçük vasıtaların ücretle - rini tesbit edecektir. Edebi Roman:15 KOLKOLA Müellifi: Nizamettin NAZİF — Onları bırakalım da oyunla - Fını bitirsinler, Ucunda bir büyük aiyafet var bu oyunun. Fakat bir aydanberi bitiremediler gitti. Bu odaya bitişik bir odadan fiş gıkırtıları ve; — Betvi... — Bob! — Pâdökatt... Diyen sesler geliyordu. Naci, Rezzanın peşi sıra o Odaya girince yeşi! çuhalı iki küçük mMüe sa başında sekiz kifinin poker 0Y- nım.nı gördü. Hepsi sigara iç * mekte oldukları için oda düman içindeydi. Epey yüksek oynuyorlardı. Jale ile Raşide şatranç masası başında kalmışlardı. Zekiye ile Nesrin ve Cavidan karelerden birinde, önü “fiş ve banknotla dolu irl yarı, es. « x g i l mer ve bir gözü şaşıca bir oyun - cunun arkasına geçip düurdular, Naci, Zekiyenin ona daha fazla sokulduğunu, hatta saçlarını ok- — Sacid Bey. — Zekiye ile pek teklifsiz.. — Allah Nesrine acısın. Bu sa- londa kocası tarafından aldatılan tek kı din odur. Ve karelerden birinde ince bı - yıklı, sarı saçlı bir gencin yüksek- ce bir vot kaldırdığını görünce, Perihanla Cavidana seslendi: — Hele şükür... Sizinkinin bir el kazandığını gördüm Sonra, sesini yükselterek oda . dakilere hep birden hitap etti:; — Size arkadağım Naci Galibi takdim ediyorum. Ve masalardan bir iki el uzanır- ken, bir iki oyuncu ayağa kalkmak | isterken; — Şömdi işinize bakınız da. - dedi - sonra yaparsınız merasimi.. Buna itinaz eden olmadı. Zira her iki masada da oyun tam tavına ulaşmıştı. Naci, tekrar kolundan çe- kildiğini hissetti: A Çial de biraz bağbağa kalalim, Rezzan böyle diyerek kapalı bir Kkapıyı açtı ve karanlık bir odadar. genci yediyerek geçirdiklen sonra bir başka odada, ışığı bir'yazı ma- sası üzerine vuran büyük ipek aba. | jürlü bir lâmba yanında' durdu. ' — Kaç kişi kaldık? Bir , #ki üç... Bir de ben dört... Mükemmel, 3Scen şöyle geç Perihan. Sen de bu kol- otur Cavidan. Sen de mwasa başına geç Naci. Âlâ. Benim de yerim masanın üstü. bir kat daha arttıran bir hareketle | masaya oturarak bacaklarını gen- cin oturduğu tarafa sarkıttı. | Yerden tavana kadar uzanan geniş | zihanla Cavidanı Ve kıvrak vücudünün cmı——smıî ğ — Oooh... Ne rahatız burada de-| Bil mi? Aramızda ham ervahtan kimse yok. Burası mükellef bir büro idi. ve yüksek kütüphaneler, geniş ma- roken koltuklar, şu çot rahat ya- zı masası ve üstünü dolduran bib. lolar insana bir zengin münevve- Tin evinde bulunduğunu hissetti - Tiyordu.. Rezzan, ışığı arkasına al- dığı için, yarı karanlıkta bakış - larının kendisine ihanet etmiye - ceğine emin olarak gözlerini gence dikmiş, dudaklarını ısırıyordu. Pe- ham ervahtan saymadığını söylemişti. Fakat ha- linden anlaşılıyordu ki anlar da ol- | masaydı, yani bu odada Naci ile tek başına kalmış olsaydı çok daha memnun kalacaktı. Odada kısa bir süküt oldu. Sonra Rezzan avuç - larını mpasaya dayayarak arkaya u ebildi, tavana bakarak bo - k boğuk mırıldandı: — Haydi Cavidan göster hüne. rini — Yerinde mi? duysan hepsi oradadır. Naci, genç kızdan beklenen hü- nerin ne olduğunu bilmediği için otun gittiği tarafa bakmak istedi. | Rezzaa hemen doğruldu. İki elini | Bencin iki yanağına yaslıyarak yü- zünü gencin yüzüne yaklaştırdı. Dudaklarını, gencin dudaklarımı e- miyormu: gibi oynatarak, baygın bir sesle: — İçeceğiz sevgilim - dedi . ra- kı içeceğiz. Bu sırada Nacinin loşluğa alışan Rözleri Perihanın şehvetle ışılda- yan gözlerini görmüştü. Pertev - suzdap geririlmiş süneş ısığı bir tahtayı nasıl yakarsa, onunla göz göze gelince, Naci de içinde bir yerin tıpkı öyle ecızz!» — ettiğini | düydü. Ötede Cavidan bağırıyordu; — Bu belâyı hep benim başıma bile gelmez. İşte, yine havyarın dibine darı ekilmiş. Koca şişede iki parmak Takı kalmış. Hepimize birer kadeh ya düşer ya düşmez. — Evvelki akşam nereye koy - Bir dakika sonra küçük bir tep- siyi masa üzerine koyuyordu. Rezzan kadehlerden birine elini uzalınca: — Durt.. - dedi « dur ve hesap ver! Bir şişe rakıyı, sen, tek ba- şına iki günde içemezsin. Kimi ge- tirdin yine bu odaya? vindeki bu odayı, — Rezzanın bir garsoniyer gibi kullandığını an - lamakta zorluk çekmedi. Ve haya. linde derhal bir sahne kurdu. Molla beyi şatranç masası başına geçirdi. | Rezzanın koluna büyük salonda | dans eden ince bıyıklı delikanlılar- sararsınız. Yardım etmek aklınıza dan birini taktı, Cavidan ile bir - Tikte bu odaya soktu. Rezzanı «ra- kı getir!» diye bağırttı. Kendi otur- duğu yere o da delikanlıyı oturttu. Kadehler birbirini kovaladı. Der- Kenidsini okşadığı gibi o delikanlı- yı da okşayıp sevmeğe başladı. Son- Ta bir aralık bir el abajürün ke- narından sarkan iplerden birini çekiverince lâmba söndü. CArkası vazi Kara Yorgi oğull Yazan: Ali Kemal SUNU Yugeslavya vekayü buj birinci derecede mevzaunu etmektedir. Çünkü şu fan geri kalmamış olan Sırbi$ birakmış olduğu ibretli şimdiki Yugoslavya nasıl oldu da unutuldu?. İşte bu sunlin cevabını sonraki hâdisat verecek. D kü Yugoslavyanın başında Ü relsi olarak bulunan oğulları - hanedanını — tesik Yorgi Petroviç bir gün memnleketinin böyle büyi ni, fakat nihayet böyle f rana da marux kalacağını elmemiş, tahmin de Hakikaten Sırbistati Fakat cenup İslüvlari lığı bugün büyük bir sarsı! fan ve istiklâl sevdasile € lan bir millet her vakit kurtarabilecektir.. Misuiler Karayorgi oğullarının yüzü gülmez, şaka bilmez t. Bugünlerin — vekayü hatırlatsa gerek, Çünkü Sf istiklâl ruhu ile Yorgi Vet adı birbirine karışmış. Yağt çatık yüzlü olduğu için «Kara- denmiş olan Yorgi bir Türkün çiftliğinde — çi Rivayete göre Fazlı Bıy fena gidiyor, aleyhindeki battan kurtulmak için Av ya kaçıyor. Orada kendi>itti liyen iş ancak bir ormanda culuk etmekten ibaretti. senesini böyle geçirerek ni çıkarabilen Yorgiye nihayt ha mühim bir iş çıkıyor: ÖSt ve Avıusturya impazatorit? arasında muharebe zuhur Yorgi de Avusturya başçavuşluk etmeğe Fakat asıl meramı bir ai memleketine dönmek oldı buna fırsat elvermiştir. Sırbistanda — yeniçeriler n" bir isyan olmuş, Yergi de a reketin başına geçmiştir. İi rayorginin şöhreti buradan Tiyormuş. Fakat bu şöhret beyhude ? verilmiş ve alındıktan — sottff, çabucak kayybolmuş gibi müyor: Karayorgi de — kö! mahsus olan ameli bir gözü tehlikeden yılmamak, mamak ve idare ettiği çete rebelerini başarmak suretilt dini — tanıtmıştır. — Avusti döndükten sonra Topolada şerek evvelâ çobanlık ile görünmüş, lâkin xz sonra ayaklandırmağa girişmiştir. * Sırplar için oaun emrindel çıkmak mümkün değildi. turya ordusunun sabık başf memleketinde böyle nüfuz mınca Avusturya impat yolladiğı'memirler da srtillll yergi ile münasebala ve relere girişmişlerdi. Avu diplomatlarla konuşurken yorgi belki de pek ince bir fakat mihayet Rus Çarında? Sırbistanın tam isiklâlini V Sırplar 1808 de Yorgi Peti le onun sülâlesini Sırbistafi hükümdar diye tanıdıkla! etmişlerdir. Bununla beraber ömrü vefa etmemiştir. Ha? son zamanlarında — Si kendisine karşı gelenler nebi nüfuzu da memleketit ediyordu. Avusturyanın V€ yanın ayrı ayrı adamlari Yorginin şiddet ve & Sırplardan birçoğunu sevketmişti. Nihayet Osr paratorluğu da ba; k Terden bir kısmını atabili duğundan Karayorgi ile v uğraşabilirdi. 1813 de ST? " vetleri hezimete uğradı. rette hasta düşen — Karai güçhalle Macaristana- iHti Karayorgi Sırp istiklâlinie " sisi sayılır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: