ARISISINDA TÜ a| YENİ KONTROL USULU Bir rivayete göre, zaten ka- labalık olan tramvaylarda, kontrol memurları, halkı ra- hatsız etmektedir. Söylendiği- ne göre, Tramvaylar İdaresi, yolcuların bilet kontrolünü bir başka tarzda yapmak üze- re, daha salim bir usul ara- maktadır. Arayan ne bulmaz ki?. El- bette, yeni bir kontrol usulü bulunur. Oldu olacak, bir de, biletçiler için bir tedbir dü- şünülse, hiç te fena olmaz. Ne .BİR.CADDE İSMİNE DAİR Çocuk hekimi merhum pro- fesör doktor General Besim Ömer için geçen gün bir ihti- fal yapıldı. Bu kadirşinaslık, her muhitte büyük bir alâka uyandırdı. Duyduğumuza gö- re, İstanbulda, bir caddenin ismi de, merhum Besim Öme- | re izafe edilecekmiş.. Beledi. ye Meclisi, şimdi, bu işi tetkik ile meşgul.l Acaba, hangi | semtte, hangi sokağın ismini Besim Ömer koymalı! | Bize kalırsa, çocuk doktoru olması itibariyle Besim Öme- ismine izafe edilecek en münasip cadde «Bebek» te bulunur! .KADINSIZ BİR PİYES. Şehir Tiyatrosu, Vedat Ne- dim Tör'ün «lİmrali insanla-» rı» isimli yeni bir piyesini oy- nadı. Henüz, bendeniz gidip göremedim. Fakat, gazeteler- | de çıkan tenkitlerde okudu- ğuma göre, bu piyes kadınsız- dır. Yani, kadın artisterimiz VE PAPUÇ İstanbulda 360 kadar asan- sörlü bina varmış. Bu asan- le, asansörlerde, motörlü na- kil vasıtaları gibi, Belediye tarafından muayene ve tetkik olunancak. Şahsen, ne asansörlü apar- tımanda ne de asansörlü bir dairede işim var. Tıpış tıpış, her tarafa a- yaklarımla gidip gelir ve iner, Asansörler ne ise, bizim, papuçlar pek pahalı.. Bu işe de bir el koysalar. Vilâyetimizin üç ka- zasında yeni doğum evleri açılıyor Vilâyetimizin üc kazasında ye- mniden «Doğum Evleri» acılması icin esaslı tetkikler — vanılmak - tadır. Bunlardan biri Sarıyer ka. zasında olacaktır. Diöer taraftan Bakırkövündeki Dofum Evinin Benişletilmesi ve bu sivarın u- yacına uygun bir şekle getirilmesi kararlaştırıla a ve teşkilât da tak- viye edrcekt.r. Lüzım selen tah- sisat tersin edilmiştir. Yakında işe baslanacaktır. KÜÇÜK HABERLER MAARİF, ÜNİVERSİTE: ** Orta mektep, Lise, Meslek ve San'at mekteplerinde ikinci yazılı yoklamalar bitmiş ve talebelere karneler tevzi edilmiştir. Bu mek- tepler, tatillere dün sabahtan i baren başlamışlardır. Tatil, ö müzdeki hafta perşembe sabahına kadar devam edecektir. 4 Modreselerde Üniversite tale. belerine sıcak yemek verilmesi için Evkafla Blediyenin iş birliği et - mesi Vali tarafından Belediyeye | teklif olunmuştur. TİCARET ve SAN% * Ayakkabıcılar Cemiyetinin u- cuz ve sağlam halk tipi ayakkabı- ları tesbit için hazırladığı nümu. neler tetkik edilmektedir. Cemi - et bu ayakkabılardan en büyük tipin maliyetini 575, diğerlerinin 500, 450 ve çocuk ayakkabılarının da 350 kuruş olarak göstermiştir. Bu şekilde verilccek kârla beraber birinci tip ayakkabıların 700 kı ruşa satılması lâzım gelmektedir. 4 Amreikadan getirilecek de - mirler için Demir İthalât Birliğine açılmış olan akreditifin toplu bir yısile kabil olmamiştır. Bunun için ayni akreditiften istifade ederek demir ithalât tacirlerinin ferden hareketleri münasip görülmüştür. * Marangozlar Cemiyeti Koo- peratifi 27 mart perşembe günü saat 14 de İstanbul Halk Sandığı binasında yıllık toplantısını yapa. Tak yeni idare heyetini seçecektir. MÜTEFERRİK: * Birkaç gün evvel başı yarı - larak Şişli Çocuk Hastanesine ya- tırılan Rafi ismindeki bir buçuk yaşında bir oçcuk, «raddi menen- İite ten ölmüştür. Adliye hekimi Enver Karan, cesedi muayene et- iş defnine ruhsat vermiştir. Ancak çocuğun; annesi ile babası kavga ederlerken yanlışlıkla ba - bası tarafından kafasına atılan bir maşadan — öldüğü ihbar edil - diğinden keyfiyet tahkik edilmek- tedir. * Şidddetli kar fırtınalarından Kop ve Zigana dağları beş gündür kapalı bulunmaktadır. Münaka - lât durmuştur. Bu yolların bir an evvel açılması için çalışılmaktadır. çıkacaktır. Belediye yaz mevsi - minde Tepebaşı Tiyatrosunun ki - rasından istifade etmek üzere bu. rasını Zati Sungur ve arkadaşla - AHMET RAUF Edebi Romanş; 6 rına kiralamşıtır. KOLKOLA Müellifi : — Zarer! Zirrri , arrr! Zarrr! Zirrr! Bütün perdeleri inik bir odanın bir köşesinde, Kırmızı abajurlu bir veyözle aydınlanan bir karyola, gacırdadı. Ortasında içi yün ve ya- pağı dolu bir çavalmış vehmi ve. Fir bir şekilde toparlanmış kalın lamış bir insan kafası — belirdi. Bunu bir cıplak kolun zırlavan te- tefona uzatışı takip etti: — Buyurun... — Evet, ben, Semih... * L etağturullah Raşide Hanıme- tendi? Benim için ne şeref efendim! Beni rahatsız ettiğinizi söylemeğe Nizamettin NAZİF ağzınız nasıl varabiliyor hanıme- fendi? — Şüphesiz efendim... Şüphesiz geleceğim efendim. — Bilirsiniz ki çaylarınızı hiç kaçırmıyan en sa. dik davetliniz benim efendim. — Hangi arkadaşımdan bahse - diyorsunuz? — Gazeleci mi? Fakat benim bu isimde bir gazeteci arkadaşım yok. — Dün gece ben size yalnız kon- solos Naci Galibi tanıştırmıştıma, — Tam kendisi mi dediniz. Fakat '#onun gazetecilikle ne alâkası var.. Haaa... Durunuz bakayım... Evet, ali bazı sebepler dola- | * Şehir Tiyatrosu 12 nisanda | tarda ve muhtelif Konya ve Şark havalisine türneye | memleketimize getirilmesi için İn- .Y N A Flleıoiu KALBI Son Londra bombardımanında, 4 büyük hastaneye bomba isabet etti ve hayatla ölüm arasındaki mesaleleri zaten azami kısalmış o- lan birçok talihsiz insan, gökten yağan bir kâbusla, uzatlmağa ça- lıştıkları mesafenin tam artasın- da, hayata yükselecek yerde, u- çuruma yuvarlandılar. İnsanlık vicdanındaki aksülâ - meli müthiş olaa bu hâdise, artık, medeniyetin evcibalâsına yüksel- diği yolundaki bütün iddia ve yay- garaları, kökünden tekzip eden bir vesikadır. Ne Haccacızalim, ne de Neron, bu derece gözleri dönmüş değildi. İnsan hırsının en çok şahit kal- dığı tarumar devirlerinde bile, in- saf ve acımak dediğimiz duygu- lar, viedanlarda lök gibi olurmuş- tu. Aczimutlak içinde olan hastaya el kalkar mı?, Bütün Türk tarihi, anlattığı asil ve mert İmsanların menkıbesi ya- nında, zayıfa, âcize acımanın bü- yük ve uzun romantizmini de hi- kâye eder. Beşeriyet, duygu hazinesi olan kalbi, hiçbir vakit, ba derece na- sırlaşmış olarak harp sahnelerine fırlatıp atmartıştır. REŞAT FEYZİ Pasif denemelere ne vakit başlanacak Vilâyet Seferberlik Müdürlüğü bütün kazalarda yapılacak pasif korunma tecrübeleri için bir pro- gram hazırlamaktadır. Kazalara Tâzım gelen hazırlıkları yapmaları bikürilmiştir. Hazırlıklar tamam- landıktan sonra, bir sıra dahilinde tecrübelere başlanacaklır. Bu pa- zar günü ıçin teerübe yoktur. Öbür pazardan itibaren tecrübeler yapı. lacaktır. Petrol Limted şir- keti tasfiye ediliyor İşini yeni kurulan Petrol Ofisine devretmekte olan Petrol Limited Şirketi yakında tasfiye muamelâ - tına başlıyacaktır. Şirket tasfiye heyetinin çalışması için Galatada küçük bir bina tutmuştur. Şirketin memurları açıkta brrakılmayacak yan peynirler Bazı gazeteler, Fiat Mürakabe Komisyonunun aşrı bir fiat koy- dukları çok iyi evsaftaki kaşar pey- nirlerine lüks kaşar dedikleri gö- Tülmektedir. Kamisyon, bu peynir- lerin lüks değil, yalnız evvelce fiat konulanlardan daha iyi evsalta olduklarını ve halkın aldanmaması we ayni zamanda peynirciliğimizin de zarar görmemesi için bu şekilde ayrı bir flat konmuş olduğunu bil. dirmektedir. Vaziyet bu şökilde Vekâlete arzedilecektir. Basradaki eşya getirtiliyor Basrada bulunan mühim mik . cins eşyanın giltere hükümceti ile tamaslar ya- Pilmasına badlanmıslır. Bu mallar geldiklen sonra piyasada birçok madde üzerind& sıkıntı kalmıya - caktır. © tashih etmiş, gazeteciyim demiş- ti. — Ne? Bütün gazeteleri mi aldır- | dınız? Hepsini karıştırdınız ve ya- zasını aradınız öyle mi? İşte bu tu. ha — Şey... Garip demek istedim. Bu ne alâka hanımefendi? — Belki mecmualarda yazıyor. bakayım. — Size mutlaka bildiririm efen- dim. Bugün öğrenirim efendim.. İtlmat ediniz hanımefendi. Telefonu kapadı. Yatağın içinde oturdu. Kafasını kaşıyarak: — Vay canına! - dedi -Raside el- den gidiyor. Hem de tam yola ge- tirdiğimi sandığım bir sırada. Öm. Tünde eline gazete almamış kadın, bütün İstanbul gazetelerini aldır- miş, Nacinin imzasını aramış. Bu- 'nu Naciye söylemeli mi söyleme - meli mi? Söylemezsem ne olacak sanki? Bir kadın bir kere havalan- Günün meselesi: İhracatımızda bü- yük inkişaf var Dün 2 milyon liralık mal satıl- dı. Tuna yolile de neler geldi? Dün şehrimizden ecnöbi mem- leketlere şimdiye kadar gö memiş miktarda fazla ihracat ya- pılmış, bu bir günlük ihracatın yekünu iki milyon lirayı geçmiş- tir. Böyle bir yekün ihracat Uca - reimizde ilk defa görülen bir re- kör teşkil etmektedir. Dünkü ihracatın bir hususiyeti de yapılan muamelelerin hemen kâümilen serbest dövizle olması - dır, Esasen son zamanlarda ihra- catamızın kısmı azamı serbest dö- vizle yapılmakta, memlekete bu sayede büyük bir servet ginmek- tedir. Dünkü piyasa hareketlerinin en mühim kısmını Yugoslavyaya ya- pilan 1,5 milyon liralık pamuk ih- racatı tutmaktadır. Bu ihracat da senbest dövizle yapılmıştır. Bun - lardan başka Mıs:ra yaprak tütün, İspanyaya ham alyon, Almanyaya pamuk çekirdeği ve iİncir, İsviçe teye yumurta satılmıştır. Diğer taraftan yine dün şehri- mize muhtelif yollarla mühim miktarda ithalât eşyası gelmiştir. Ü mesi için yeni ziraat muallimleri | tutulması kararlaşmıştır. Bunlar 'Tuna yolile gelen eşyalar arasın- H —— ADLİYE ve POLİSŞ— Sadece kadın yol kesiciliği yapmazmış! Eyüplü Halit Mhr-con Mahkemesine verdiği garip istidasında neler yazıyor ? Beşiktaşta terzilik yapan Anjel | dır. Devrel şebabımdanberi ben isminde bir kızla annesini «Mısır prensiyim!» ve Hafize adında bir genç kadını da «Ege kaptanıyım. diye dolündırmaktan maznun ma- ruf kadın avcıst Eyünlü Halidin muhakemesine dün Birinci Ağır Cezada devam olunmuştur. Düne kü celsede Anjel ile annesi dinlen- miş ve Halidin — kendisine Mısır prensi süsü vererek 10 liralarını ve bir pantantifini dolandırdığını söylemişlerdir. Gayrimevkuf bulu- nan Halit ise: «— Ben onları zorlamadım ve para falan almadım. Hapishanede iken bu kıza 5 liraya tanesi ipekli gömlekler diktirmek üzere 4 göm- lek için 20 lira göndermiştim. Bu gömlekleri sormağa gittim. Diye cevap vermiş ve Hafize işi- ni külliyen inkâr ve red sadedinde ise Ağır Ceza riyasetine hitaben gayet enteresan ve hoş bir İstida vermiştir. Eyüplü Halit bu istidayı evve. Jâ kendisi okumuş ve ondan sonra dosyaya konulmak üzere kaydet- tirmiştir. Eyüplü Halidin istidası şöyle baş- lamaktadır: «Muhterem hâkim ve muhterem heyeti hâkimelt.. Elli iki senelik hayatı tarihiyem- de hilkiyet, tablat ve san'atımın Ayinesi zabıtadaki sabıka dosyam- maya görsün... İstediğini yapmak- tan onu rasil menedebilirim? Z Telefon yine caldı. Semih dü . süntesinden ayrılmak İstemiyor- muş gibi idi. Mikrofonu kulağına götürmek irin Aletin iki defa daha çalmasını bekledi: — Buyurunuz... 'Telefoadan — berrak bir ses, bit kadın ses., bülbül gibi bir ses geldi: — Bonjuuur ? — Bonjur canım... Nasılsın Rez> zancığım? — İyiym şekerm.. — Dün gece eteklerin zil çalı - yodu sevgilim... — Sahi mi avanak? — Doğruyu söylediğimiz için a- vanak mi olduk? — Sen üs: vazife olmıyan iş- lere karışma! — Evet öyledir. Naci Beyi ta. nıştırmak istediSimiz zaman ava- nak sayılmamıştık amma... Nah bendeki kafa... Eşek kafası! Herif | bir görüste hepinizi elimden kaptı. — Hepimizi mi? — Yasa... Seni sinsi rezil seni! Hani yalnız beni da termos şişesi, fayans, rejana- tör, alüminyom eşya, demir lev- ha, ampul, eczayı tıbbiye, tele - fon malzemesi, züccaciye eşyası, demir eşya ve çelik borular, Ro - manya tarikile gelenler meyanın- da da sulfat daminyum, porselen eşya, sud kostik, kalorifer levaz> mu, renkli kâğıtlar, mukavva ve sair eşya bulunmaktadır. Yeni et narhı Fiat Mürakabe Komisyonu pa. zartesi günü yapacağı toplantıda et narhının veniden tetkik ve tesbit edecektir. Şehrimize bol miktarda hayvan gelmeğe başlaması yüzün- den fiatların bir miktar — ineceği tahmin olunmaktadır. —— Ziraat mnallimleri Köylülere ziraat usulleri öğret- zirsat zamanlarinda köyleri da - laşacaklar ve köylüye öğüt vere - ceklerdir. meftunu imiş maalesef bir dalandırıcı olarak ta- mnınmış bedbaht bir ferdim. Bununla beraber kasit meneş . inde aranır, Esbabı mucibe mut - laktır.. Bü suretle devam eden istida - sında uzun uzun bahsettikten son- «Sergüzeşt ve masebak ahvaline imalei nazar buyurulmasını arzey- lediğini» Beyan ile şöyle devam etmekte- dir: «Bana bir ahzü gasp isnat edi - yorlar, Güya gece yarısından son- Ta şikâr arıyan bir avcı gibi ele geçirdiğim, avladığım bir kadına esrarlı bir sigara içirerek uyuş « turmak suretile 1000 lirasını almı- - şım, Halbuki benim ihtisas ve san'a- tım bu yolda hareketime müsait değildir. Ben yol kestcisi değil ka- dın meftanuyum. Hakikat böyle olduğuna göre bu hâdise bana tamamile amılsız olarak yükletiliyör ve ben bu bu suretle yazmak bilmeden hattat, okumak bilmeden hafız oluyorum. İşin besateti dudağı kesilen bir hayvan ağzı gibi sırıtıp durmak . tadır. Blaaenaleyh... Bu hususta beraetimi talep ederim!..» Bu garip istidadan sonra dava Müddelumuminin mütalcasını ser- de kalmıştır. seviyordun? Ben sana yalnız bir kadını seviyo- | sanı Denizci ve kaptanlar Deniz Ticaret Okulu daha fazla eleman yetiştirecek Yüksek Deniz Ticaret mekte - binin ıslahı ve buradan çıkacak denizcilerin daha sağlam bir istik- bale sahp olabilmleeri için hazır - lanmış olan kanun projesinin ya- kında Meclise sevkedileceği haber alınmıştır. Kanun ile gittikçe genişlenen deniz ticaret filomuza daha fazla bilgili denizci ve kaptan yetiş - tirilmesi temin olunacaktır. Diğer taraftan Münakalât Vekâleti mek- tep kadrosunda yeni bazı değişik. likler yapmağa karar vermiştir. Ü Yeni fındık mah- sulü çok bol Giresun ve diğer Karadeniz ha- valisinde yeni sene fındık mahsu- lünün şimdiye kadar görülmemiş derecede bol olduğu haber veril. mektedir. Havaların biraz daha müsait olarak gitmesi reköltenin daha çok fazlalasmasını temin ede- cektir, Fındık ihracat Kooperatif- leri ve Birliği şimdiden ihracat Hmkânları aramağa ve ecnebi mem- leketlerle temasa baslamıştır. Denizyolları Umum Müdür Muavini İskenderuma gitti Denizyolları Umum Müdür Mu- avini Yusuf Ziya Kalafatoğlu bazı tetkikler yapmak üzere İskende - runa gitmiştir. Bilhassa İskende - Tun ve civarındaki iskelelerde bi- riken tüccar eşyasının nakli için tetkikler yapacak ve bundan sonra lâzım gelen tedbirler derhal alı- nacaktır, İlk okulların kütüphaneleri Maarif Müdürlüğü bütün ilk o. kullarda talebe için birer kütüp- hane tesisini mektep idarelerine lik olacaktır. Buralarda ilk mektep talebelerinin okuyabileceği kitap- lar, gazete ve mecmualar bulu - nacaktır. —— Yazma ve dokumacılar İktısat Vekâleti, yazma ve do - kumacıların iplik ihtiyacını esaslı ve muntazam bir şekilde temin için tetkikler yapmaktadıfr. İlk olarak büyük şehirlerdeki ihtiyaç sahipleri gözönüne — alınacak ve tonra öylere kadar diğer yerler. deki yazma ve dokumacılara ipüugz tevzi edilecektir. İstanbul köyleri- nin imar işi Bu sene Vilâyetimize bağlı köy- lerdeki imar işlerine buvük ehem. miyet verilecek ve bilhassa köy yolları ve bu yollardaki köprüler tamir veya Inşa edilecektir. Şim - diye kadar 90 köyde 1143 kilo - metre uzunluğunda yol yapılmış ve 192 köprü inşa olunmuştur. Tarihi Tepedel Yazan: ALİ KEMAL Avrupa harbinin tazel retler arasında Tepedelenin df usunun yeni muvaffakiyet ticesi Tepedelen de alındı. palılar bu ismi Tepelen, diye bellemişlerdir. Onlarca W hur oluşu da Ali Paşanın İk Sultan Mahmut zamanındaki yanı, Yunan ihtilâli dolayısilt? Üçüncü Sultan Selim, Mustafa ve ikinci Mahmut li Paşamli üği bir derebeylik olduğu lümdur. Paşanın ecdadı. Ve Tilere karşı muharebe etmiş makla meşhardur. Fakat Ali şanın küçük yaşındanberi hep, hisim akrabasının ai (Hanke) Hanımdan — aldığı intikam almak olduğu için delenli düşmanlarına karşı hamet ne olduğunu bilmez büyümüş, yetişmiş ve eline İf geçtikçe bunu feci misallerle # termiştir. Öyle ki Arnavul nüfuz sahibi olarak yerleşmiş yük ailelerin mevcudiyetini mediği için bunları birer bi kıp gitmeğe mecbur bırakmışli Yine maksadına vurmakta denberi kendisinç düşman bili Rumlardan bile islilade düşünmüş, onlarla beraker muştur, Çünkü Arnavutları gide o kadar gücendirmişti Kİ hayet bunlara itmal edomez muş, kendine yardıncı olarak takım ileri gelen Rum kap! au silâhlandırmışlır. Ali Paşa bir gün kendisinin # bir mevkide kaldığını gördü. kalanarak İstanbula gönderi İçin uğraşılıyordu. Yanya gö nün küçük bir adasında bir nastıra iltica etmiş, uzun kendini mEdafaa ederken vW muştur. Kesilen başının getirilerek ikinci Sultan da gösterildiği ve sonra Sili p haricine gömüldüğü meşhtf Tepedelen Toskalığın Sayılmaktadır. AN Paşanın ni olan bu yerde onun bir 24 ki debdebe ve ihtişamını dü düren konağının harabeleri V dır, Ergerinin 27 kilometre linde ve Yanyanın da 100 ki re şimali garbisinde olarak #Sa nehrinin garp sahilinde bir penin üzerinde ve Dropoli £ ın © nehre döküldüğü yerin da bir mevkidedir. Bu iki vadilerinin teşkil etliği iki zan yerleştiği yerde olduğu mevkil y Tepedelenli Ali Paşa ile ş dilberi Vasilikinin hayatı | €e Avrupa romancılarının baf linde türlü türlü icat ve tasvif p —» dilmiş sahneler vücude getiğ tir. Hulâsa Tepedelen denirkef Paşayı unutmak olmuyor. de, aleyhinde söylenmemiş kalmamış biri de Ali paşadıf kat tarihe karışmış, devlet m€f' xine karşı isyan etmiş Osmatl! zirlerinden birinci derecede F3 n-uı—ııuıııııııol', lardan bahset, «Sen de mi bume. (Boktorlar için ll — Ben sana yalnız seni seviyo- | raka tutuldun?», «herif hepinizi rum dediğimi hiç hatırlamıyorum. | elimden aldı> deyişine — bakılırsa ilk telefon edenin ben olma- rTum demiştim. Kocan hariç tam | dığım anlaşılıyor. on dört jigelon olduduna göre sen- den bana düşen hisse on altıda bir. dir, Hemen hemen tanıdığım ka- (di'den istediğ dının (1) konketleri de seninkiler- ğ_'m'_: ceman Ye-| — Bu gözler pek yüksek sesle ve den az olmadığına göre, fam on altı sevgili bulmam lâzım. — Söylemem. Benden paso! — Söylemezmisin? Âlâ... Benide parayı sana ver- kün bir kadın sahibi sayılmam için | büyük bir hiddetle söylenmişti. A-* kabinde telet — Güzel hesap... — Neyae, sen şimdi bunlardan vaz geç do bana şu Naci Galibin hangi gazetelere yazı yazdığını söyle, Semihin ağzından bir <ne?» çık. tı ve genç o yorgun, o rebavetli halinden omulmıyacak bir çevik- likle zıplıyarak yataktan fırladı: — Ne dedin? - diye bağırdı - sen de mi bu meraka tutuldun? fon atrakl> etti ka- pandı. Semihde de şafak attı. Yüzü sap- sarı kesildi; sonra kırmızılaştı. Uy. ku sersemliğinden filân da eser kalmadı galiba... Bir an mikrofo- nu elinden bıraktı, — Yandık... - dedi - 'Terzi para ister, Bir sürü kumar borcu; Ca- widana vadettiğim yüzük.. Apar- tımana kira, mobilyeciye taksit... — Bunda bir fevkalâdelik yok. | Bunlara nereden para bulmadı. Gazeteci olduğunu öğrendim de, bugünkü yazısına şöyle bir göz gezdireyim dedim... — Fakât sen şitmdi bunu bırak, bana onün'ya- zalarını okumak merakına tutulan- (Arkası var) () Züppe muhitlerde sevgi mu- vaffakiyeti. mukadilinde kullann lan kelinytp sİ rozet- yaptı! Etıbba — Odasının Oda # mahsus bir rozet yavılmast mf heyet tarafından karar Y glll miş olduğundan Oda bu İŞ İ kikat yapmış ve birçok nümi' yaptırmıştır. Bu l mumi heyetin tetkikinden #9 bir nümune kabul edilecek V€ azasına tevzi edilecektir. : Klübümüzün 23 Mart 941 Salı günü sast | giklaşta Akaretlerdeki Tnde uğunacaktır. Bkseriei EŞŞN madığı toplantı » Sçünt senk 14 e Ça givenı d hm.ı—hıw:'ıd der raporunun daze Hey'eti ve mürakiplef v