ŞAR TI DM AYTRINNDNTN giliz ordusu ablusgarbe irecek mi? İ çevrili iki yaylayı İngiliz d ğa muvaflak ol - dır. Şimdi İtalyanlar üç ta- sarılmış bulunmaktadırlar. danla beraber, söylendiğine dalyanlar — Habeşistandaki A mevzilerinde uzun müd - tunabilecek vaziyettedirler. : İtalyanlar çok daha evvel. aradaki mıntakalarda mühim 'da iaşe ve harp malzemesi jtır. Bilhassa benzinleri de * Hatırlardadır ki, Alman - Sen umumi harpte, en müş- Ttlara rağmen, cenubi Af - ' bazı kısımlarında mütare- Nüne kadar mukavemet et ) muvaffak olmuşlardı. Onun #keri müşahitler, Habeşistan hatta İngilizler Massua'yı * denize inseler ve demiryo- Ele geçirmiş olsalar bile, bu deki harbin daha çok uzun Si ihtimali vardır. Vüğdbsat . meydan ire, her şişenin Üzerine muh Yatı yazılmalıdır. Çat etaRTEROmiRALRLİREE Sen de Ğ ür bir < KA ' an İçli "'Nlı, a çi ::î. varken yvermemek | Trablusgarbın zaptı Libya da . vasını kökünden halledebilir. Ak- deniz kıyılarındaki bu büyük şeh- rin yüz binden fazla nüfusu var - dır. İklimi çok kuru olmakla be- yan ordusunu şimali — Afrikadam büsbütün atmak azmindedirler. Bununl aberaber, İngiliz ileri ha- reketi Sicilyadaki Alman - İtalyan tayyare meydanlarına — tehlikeli surette daha ziyade yaklaşmış - lacaklardır. Bu tayyare meydan. larından her an kalkacak Alman ve İtalyan tayyareleri, İngiliz mü- nakalesini ciddi surette tehdit e- debilir. Belki bunun içindir ki, bü- ik İngiliz gazetecisi Vard Prays ı’:nkîâın daha çok ileri götürül - memesini rica ediyordu. Vard Prays diyordu ki: «Daha fazla iler. Jersek, kendi kendimizi bir tuzağa atmüş oluruz.. zi Eğer İngilizler Trablusun istilâ- m'ı:mınımılı istiyorlarsa, müt- hiş bir imtihan geçi 'de - mektir. Çünkü çölde hararet de. recesi gölgede 50 derecedir. Bina- enaleyh istilâ yaz gelmeden evvel tamamlanmak icabder, “Yazın kızgın bir fırına benziyen merhametsiz çölde, askeri hare - kâtı idare etmek mühim bir me. gele olacaktır. Onun içindir ki General Sir Ar- Şbald Vayvel'in neye karar vermiş olduğunu yakında ınhy.ıçıiıı; ü Üniversitede tedrisat başladı Sömster tatili münasebetile 15 gündür kapalı duran Üniversite dün sabahtan itibaren açılarak ted. risata başlamıştır. W._ıf—,dlııhıhı— d_,ı.ı.î-ıılııır.ını.lıı— Jarın imtihanlarına 5 nisanin baş- Kararınızı Hattlı dişlerinizde hiç bir le, senede hiç olmansa, e muayene eiliriniz. iki defa dişçi- İ Seveceksin / lışan kamarotların, fazla 31, en az da 17 lira ma- aş aldıklarımı hayretle oku. dum. 31 lira maaş alabilmek için de 15 sene kadar bir kie- dem sahibi olmak lâzım geli- yormuş.. Bu rakaralara siz de şaşıyorsunuz. Fakat, şaşmar yınız. Dahası var: Şimdi, bu kamarotlar!ı Yani 17 lira maaşlı bir ka- marot, şimdi, 12 lira ile geçi- necek. Geçenlerde, bir arkadaş, Şirketi Hayriyede çalışan ba- zi biletçi ve çımacıların bu ra- kamlardan müthiş daha az maaşla çalıştırıldığını anlat- mıştı. İnanmamıştım. Hayat pahalı. Görünen kö- ye kılavuz ister mi?. Bu ma- aşları takdir edenler, ayni par ya ile nasıl geçinmek müm- kün olabileceğini düşünemez- lerse, bir ân için, kendileri- min nasıl geçindiklerini dü- şünsünler.. Belediye dahi, temizlik ame- lesinin aylığını 20 liraya çı- BÜRHAN CEVAT İstanbul « İzmit asfaltı İstanbul - İzmit yolunun katranlı şose olarak inşası kararlaşmıştır. Alâkadar belediyeler bu yolda faa- liyete geçmişlerdir. Kocaeli Be . ljliyı hudutları dahilindeki yolu yapmak için 60 bin lira kadar bir para ayırmıştır. İnşaata bu ay için- de başlanacaktır. | zim köylü yumurtacıyı MAHKEMELERDE: Köylünün bildiğini Tilki bilmezmiş... Meğer bizim yediğimiz Tereyağı halis, Yumurta Adliye koridorunda, boş bir ka- napede yanyana oturüyorlardı. Ben de, Müddeiumumilikten Sulh, Sulh mahkemelerinden Asliye, At- liye mahkemelerinden Ticaret Mah- kemelerine mekik dokuya dokuya yorulmuştum.. Ayaklarıma kara İsu inmişti.. Kanapenin bir ucuna da ben kuruldum. İkisinin de e- Tinde birer sigara vardı. Sigaraları fosur fosur fosurdatırlarken, biri anlatıyor, biri dinliyordu. Ben de kulak misafiri oldum: «Köylünün bildiğini tilki bil- derler; ne doğru lâf.., Uzun zamandır köylü kıyafetli birinden taze yumurta alıyorduk, Günlük yumurta diye alıp çoluk çocuk, hep yutuyorduk. Şalvarlı, kuşaklı, tam köylüydü. Birkaç kere, — Nereden geliriyorsun bu yu" murtaları, ağa? diye sordum. — Ben Yalova köylerindenim. Haftada iki defa gidip, günlük yü. murta, halis tereyağı getirip İs - tanbulda satıyorum. Bizim kendi tavuklarımız da var, etraftan da toplarız... dedi. — Bize tereyağı da gelir iyi ise. dedim. — Başüstüne efendim., dedi. On- dan sonra, ufak, yuvarlak tene - keler içinde, Yalovadan getiriyo. rTum diye yarımşar kilo yağ getir- —meğe başladı. Çoluk çocuk, sabah- ları, halis tereyağı diye ekmeğe sü- Tüp sürüp yemeğe başladık. Am. ma, bu nekadar sürdü biliyor mu- sun? Sen de altı ay, ben diyeyim öte beri almağı derken, birkaç adım önümde, bi- gördüm. ©, beni görmedi. Yolun üstündeki bir yumurtacı dükkânına girdi. Ben, vaziyetten şüphelendim, Gizli gizli gözetledim. İki kolundaki iki boş sepeti, seçip seçip yumurtayla gdoldurdu. O sepetleri doldurup çı. kıncıya kadar bekledim. Çıktı... Sallana sallana gitti. O çıktıktan sonra yumurlacıya 'ben girdim. Üçer kuruştan on tane yumurta aldım. Lüf arasında da sordum: — Bu demin sizden — yumurta alan köylü, bu yumurtaları ne ya- par? Satar mı? — Evet, satar.. dedi. Kirece mi koyup beyazlatıyormuş; yoksa baş- ka bir şeyle mi... Yumurtalar tıpkı ftaze yumurta gibi, bembeyaz olu- jyormuş. Meselâ, bizden yüz paraya toptan alır.. Üç buçük kuruşa filân satarmış.. Öyle diyor. — Ne üç buçuğu, yahu? dedim. Bize: «Günlük yumurtadır.. Köy. /iden kendim — getiriyorum.» - diye tanesini beşor kuruştan — satıyor.. Biz de, afiyetle, bal gibi yutuyo - Fuz. Yumurtacının hayretinden ağzı bir karış açık kaldı. el l..î Yazan: HÜSEYİN BEHÇET _ğ | taze değilmiş alır. Hem de günde, birkaç yüz ta- he aldığı olur. Şu karşıdaki yağ - cıdan da yağ âlır.. Onu da sağyyor galiba? — Aman, dedim.. — Yökse, bize «<Halis tereyağı.. Yalovadan getir. dim> diye sattığı tereyağı da 6 mu? — Belki de odur... dedi. — Şu yâğri ile beni tanıştırır mı- sın? dedim. — Tanıştırayım, dedi.. Beraber | gittik. — Usta Koço!, dedi yumurtacı.. | Şu köylü hani senden yağ alıyor.. | Ne yağı alır 0?. Yağcı: | ) —— Tereyâğı tipi, esanslı bir mah- Düt vardır. Tıpkı tereyağına ban - zer, ondan alır.. dedi. Gördün mü saf köylüyü?, Bize nasıl külâh giydiriyor!. Buraya kadar sade dinliyen ö bürü: — Bizlm de bir köylü var; yuü. murtayla yağ getirir amma, bizim- | ki namusiu köylü, — Tam köylü. Köyden getiriyor, taze yumurta.. Halis yağ... dedi. i birader, güven ©l - ,Mmaz.. Ben de bu tesadüf karşı « sında kalıncıya kadar öyle zanne- q diyordum amma, sonra anladım ki, 4'ah... Ben de düşündüm.. Bizim refika da bir köylüden yağla yumurta a- liyor amma, maşallah, pek bilgiç- tir.. Böyle şeyleri yutmaz. Hem de, bizim köylü, tam köylü... Hile he- cerecek adama benzemiyaor... Önce anlatan şöyle devam ediyor: — «Ben sana gösteririm, hınzır katır.» dedim, zaten iki günde bir uğruyor.. Ertesi gün gelince, eve tenbih ettim, biraz oyaladılar. Çı- kıp Belediye polisine haber ver - dim; yakalattım. Şimdi mahkeme- ye verdiler... İşte, düzenbaz herif de geliyor!.. Yanında oturan ahbabı, elindeki sigaradan başka bir sigarayı ateş- lerken kalasını çevirip baktı: — Aman biradert dedi. Bu, bi - Dönüp, gelene ben de baktım... Eyvah!.. Bizim yumurtacı!.. De- mek, biz de günlük yumurta niye- tine bakkal yumurtası, halis tere. yağı yerine esanslı mahlüt yağ yi- yormuşuz!. Yumurtacı, mintanı, şalvarı ve ku- gağile köylü, bizlm yumurtacı, sa- gına soluna bakmadan önümüz - den geçip —yürüdü. — Biraz ile - ride, koridurun öbür başında yu. murtacıya yetiştim., O dönerken karşılaştık. — Hayrola, Ahmet ağa? dedim. Davan mı var. — Hal dedi. — Ne dayası? dedim, — Heç canım, emniyetsiz (ehem- — Vay anasını!. — dedi. İşte bu | miyetsiz demek iştiyor) dedi, Em- olur şey değil... Bunu da yeni du- | niyetsiz derken de, şöyle elile hâ- yuyorum. Kaç senedir, her gün” | vada bir kavis çizdi. Adam, aldır- gelip benden bir iki fasıl yumurta lııyıdıyuhııh%“.lıı— gi esmerleşti, gözleri büyüdü, yüz | derileri gerildi, dudakları kabardı, ve kalınlaştı; beyaz iri taneli diş- leri kendilerini meydana vurdu, İ B 0kü kahkaha savurdu: | Y . ETEM İZZET BENICE Diye uzun bir hayrel midası çı- | — — Lütliye çocuk gibi kanuşu- Cazan : 6 cılır | kardı, sönra j yorsun. Sevmemek, sevilmemek aKikaten, bu da bi kadar zayıf, b kadar — Kurum ben bir Arap kızıyım. | dünyanın hangi yerinde vardır?. ülecek bir. benim için dü-) şey DU Ül Yani, koyu müslümanların kızı. | Ağaç kovuğunda yaşıyan ve hay- bi bi içimi ezen da- | bir m:; hi şarlar içinde bir: Dedi ve. ilâve ettir vanlar arasında delaşan vah; de de İki yol var. =ıı Otak. | En haği Gi — Benim bir Türk doktoruma | sanların bile birbirlerini sevdikleri iza datanbula gü Pasimi ahi — — Adan b ceğe bapndağ İ gpirt yaptığımı ailem işitirse mut- İ bu hayat manzemesi içinde Suri Slama di L'-i. Gbürü yi- — Diyebilmel 'k bütlün davayı bak | D ra mahvelürüm. yeli biribirini sevmez olur mu?. — Seni tekrar "_““'-'_ 'a banaz | yıza gösterime — Fakat, âilen mutaassıp değil ıım..—.k .."m .mu.cıd “_Mr masköden KA DD aa d B D e aai | aei ee gnn * Kocaya da verdim. Ketanlyar| dB,:m,.mı ve.. bu gaktayı yi evlenen, Arap binde birdir. Fakat, ;';mıı çarelerini aramalı idint, l di kendime etmiye çerler .':I:ki.ı_ görünüşte bepsi görmemiş, tanma- | geeğini pek tahmin etmiyo- | — gilmem eniede fazla ih- Mataassıp değil gibi görünlür- | —dan evlenmiş gibi davranırlar, En :*'-kıı, bu tahminimde aldan- | cak bir noktayı <A ':',_ ler arama, çok fanatiktirler. GüA gl SARASIĞNEE ÖAlâki> Bi *“:“iı da ne çıkar?., Nihayet, | male lüzum kalıyor Kim ne derse desin eecdadımız | bin çl'l—::yıh içinde geçmiştir. A Abam h , vap aşksız yaşıyamaz ve beşikten ğ v e vam. Neridü Üo BU eat dağüeli V şiklik GÜ L L | öasdare bülür' ber Krağ içlu 'ç ? Doktor Yabya — Burada sevişer , Sdİkleri Gi —— aS GÖM ha yaratılışın en kudretli aşısıdır. Ç ĞeBiL Teyaa AYAt korkül Kdf YO a şen, dalma şuh ve kolejli | — Naciyenin bu lâkırdılarını dinle- “sanlı Şe beğli, ü bir modern tip halinde duran Na-| dikten sonra; tam bir Arap görünüşü ile uzun bir , (Devamı 6 mmc1 sayfada) peki böyledir de ne bana yarım saattir boş yere İâf söy- lüyorsun?. dedim. Güldü: — Söylemek başka, yapmak yi- ne başka. Seveceksin, sevişeceksin | fakat, bir kendin, bir de o bilecek. — O halde doktora flürt yapar- sam., malâyolurum, demekiğinin | manas yek | Yine güldü: |— Ne söylemek istediğimi anla: Dedi, sanra yüzünde âcı bir iş- mizaz taşıyarak: — Doktor Yahya beniim ömrü- mün sonuna kadar seveceğim bir tiptir. Fakat, asla © benim sevgimi bilmiyecektir. Diyerek sözlerine devam otti. — Tali ve tesadüf beni kiminle karşılaştıracak, ne vakit ve masıl evleneceğim?.. Tabli hiç bir şey bil- miyorum. Fakat, kiminle evlen- miş olursam olayım, emin ol ki, | ömrümün sonuna kadar Yalıya bir emel, bir aşk, bir ideal halinde göz kapaklarımın içinde yaşıyacaktır. 8$ —SON TELGRAF — d MART 1241 L aa aai < aa HALK—, ©cGurunla ÜTUNU gliıâımma Tek tip kunduraların lırVı İşçi Arıyanlar, | — | şikâyetler, temenni- ler ve müşküller İş arayanlar Lise mezunu, eski ve yeni harfleri mükemmelen — bilir, ilşdesi - kuvvetli, faydaları Fiat Mürakabe Komisyo- nunun ayakkabılara bir kâr nisbeti tayin ettiği yazılmış, söylenmişti. Meğer, henüz bu kanaatkâr, tahsli verebilir bir genç iş | İlh bir tasavvur vaya tetkik aramaktadır. Muhterem şi sahiplerinin | safhasında imiş! Halk sütununda Kemal ismine müra- caatları rica alunur. e Seri daktilo yazarım, Beki ve ye- ni harfleri mükemmel bilirim, Orta- mektebin T inci sınıfına kadar — oku- dum. Yazım düzgündür. Dakülo ma- kinem de vardır. Kimsesix, genç biz kadınım, Namuslu bir yerde asgart 30 Tira Ücretle bir İş arıyorum. Taliplerin Son Telgraf Halk sütununda — Daktilo TUMUZzuna müracsatlarını rica ederim. İşçi istiyenler Eskişehir Devlet Demiryolları atöl- yesine tesviyeci ve demirciler aran- Mmaktadır. Adliye — Vekâletinin 75 lira — ücretli telefon memurluğu açıklır. İsaprtanın Gönan köyü — Enstitüsüne 100 lira ücret ve ayrıca Bareme göre | maâş verilmek üzere bir döktor aran- | makladır. | Adanada Türk — Sözü gazetesi mük rettip aramaktadır. | Bir dişçi kalfası iş arayor 1888 doğumluyum. 38 — 4 senele- rinde ilkmektebimi bitirdim ve 35 se- nezinden 40 sanesine kadar Diş tabib- leriyle çalıştıra. Şimdi ise İstanbulda- yım ve n yabancısıyım, ta- nidiğim, kimsem de olmadığı için bir iş bulup çalışamadım. — Kalfa arayan Diş doktorlari varsa Malk sütunü Bey- fettin Akar isgmino yazmauları rica olü- nur. Gelen Mektuplar Kitip: Kadıköyünden — Bay V. E. R: Kadıköyünden Bayan K. Pekakı Gazetelerin yazdığına gö re, piyasaya halk tipi ayakka- bıların gelmesi bekleniyor- muş! Halk tipi ayakkabılar nereden gelecek, nasıl gele- cek, niçin gelecek?. Bütün bunlar, birer meseledir. Son- ra, bu tip ayakkabıdan murat olunan şey nedir?, Yani, bir kunduracıdan ayakkabı iste diğimiz zaman, yalnız bir eç7 şit mi istiyebileceğiz?, ,Şu halde, hepimiz, ayni cins papuç giyeceğiz.. Arlık, sonra, kimsenin aya» ğiına bakmıya lüzum yok.. Hepimiz, biribirimizle dost geçindiğimizi anlatmak için, daima başa bakacağız. Ve artık, bundan sonra, da« ma atılmış bir papuç gördü- ğünüz zaman, bu papucun ki- min olduğunu takdir ve tayin edemiyeceksiniz; çünkü, bü- tün papuçlar, biribirine bene ziyecektir. Bu suretle, birçok- larının ayıbı, gizli kalacak- Ve bundan sonra, evlerik mizde, bayanların papuç lâ. kırdısı nihayete erecek, hanı« meiendi, komşuda gördüğü pa/ pucu mutlaka almak için ük Matbanya bırakılmaş, iki tane Beya- | timatomlar vermiyecektir. zattan, Divanyolu, İstanbuldan iki ta- ne, Beyoğlundan, Töphüneden, Galata- | dan, Büyükdereden Bay Yuva Matba- gya birakılmiş, Topkapıdan — Beşiktağ tan, Kadıköyünden, — Kanlıcadan — 6 Bi Z. 40: Kadıköyünden — İ. Tepe- delenlioğlu: İstanbuldan, İzmitten —ikdi tano, Hasköyden, Beyağlımdan, Bey- Kcadan, Aksaraydan — M... T: Topka- pıdan, Sariyerden, Tarabyadan, Hey- belladadan, İstanbuldan, Yolcu — aalo- nundan — Y.S: Aksaraydan, 13.R. Bü- yükçekmeceden taşhhütlü, 54: Beşik- taş ve Sarıyerden, 8 Fatma &: İstan- buldan — Leylâ 28 Beyamıttan — 5. T. Aksaraydan, Erenköyünden, Büyük- çekmeceden taahhütlü, Ortaköyden — Bayan Hayriye (Aksaray): Unkapanın- dan — Bayan H. G. 5: Pangaltıdan, Bayan Sempatik: Hasköyden, Beyazıt- tan, Pehlivanköyünden — R. R. 27; İs- tanbuldan — Bayan Akarsu Beyoğ- lundan, Büyükçekmeceden — taahhütlü, Hadımküyünden — Bayan 101 Şüle: Yeniden Büyükderedan—Bayan H. Ö: İzmitten — Bayan Mübeccel: ten — Mahzun Kadın: Mültepeden, İstanbuldan iki tane, Calatadan, Ba- yan Z. İl: İstanbul, Maltepe, Beyoğlun- dan — Bayan Müşkülposent: Haliç Fe- nerinden mektaplarınız vardır. Her gün saat 15 — 19 arasında almanız ve- ya aldırmanız mercudur. Bayan Şirin, Marti Deniz, P. R. 56, |e tT Ay, Cemile Brinç mektaplarınız. al- manız lâzumu son defn beyan olunur. Açık Konuşma Bay Belkir <eHaydarpaşar — Bu- | — radan Amerikaya doğru vapur yoktur. Bazra yoluyla gidebilirsiniz. L. «Şişlir — Sorgun vulca- isat B L «Şişli aG sısa tamazın cevabi. şudur: Nafakanın diri; zevcin nafakası üzerine — terettüp gdenlerin miktarına ve geliriyle hâki- min kansatine bağlıdır. Aylık gelirine nazaran size ve çocukla 15 er lira bağ- Janması mühtemeldir. Çocuğun hangi tarafta — kalabileceği de hâkimce tak- dir olunur. kudret onu eradan çıkara- — Çotuk gibi konuşuyorsun!. Dedim. Yüzüne en ciddi hatların gerginliğini vererek, — Çocuk gibi değil, her şeye aktı| ve idrakı eren biri gibi konuşuyo- rum. Pedi, ilâve ettir — İnsan ömründe bir kere sever. — O balde sevdiğini de anlat- mak İâzım gelmez mi?.. Ben böyle söyleyince : — Anladım anladım.. anlatması gibi benim de doktera açılmamı istiyorsun.. Dedi, Birden mevzu değişti ve Halil Necibe intikal etüiz — Ne oldu, sana hiç geldi mi?,, Diye sordu. — Geldi. Dedim. Her ay başı vir papuç alan bayanlar, artık, böyle sık munu çeti e Çünkü, onlar, e ayni şeyi - gi; sıkılır. lar, Yeni alacağı papuç ta ay- ni olacağına göre, zaymet ve masraf edip, mağa« za mağaza beğendiği papucu bulmak külfetine katlanmı- yacaktır. Kundura Resmi inşaat ve te- işleri plânları Bütün Devlet dairelerine, umu- mi vaziyet dolayısile yapılamıyan inşaat, tesisat işlerine ait bütün hâs zırlıklara devam edilmesi, plân - ların ve lâzım gelen tekmil for « malitelerin hazırlar.ması bildiril e miştir. İdareler, ileride yapacak “ ları işlerin dahi bütün hazırlıklar rını şimdiden yapacaklardır. Va e' ziyet nonmal bir şekle girdiği zar man hor şeyi tamam olan bu işlem başlanacaktır. 1 ı