| Bir gazetede okudum. Ka | dim düşmanlığı ile meşhur | bir profesör, geçenlerde, A- merikada bir konferans ver- K miş. Hatibin konuşması, tam K, 26 saat sürmüş! — Bu zat, 26 saat mütemadi- | yen, kadınlar aleyhinde aca- ba ne sözler söyledi. Domek | kadınların aleyhinde 26 saat |— söylenecek lâkırdı vardır. K Halbuki, ne hazin, bazıları- muz, onların aleyhine bir tek | kelime bile söyliyemeyiz. | Bilmem, siz masılsınız.? — TABURCU — HASTALAR Yeni bir havadis, Bakırkö- “yündeki akıl hastahanesinden — Herkes ,bir ayrı telden çalar. k Ayni telden çalanları top - — hyacaksınız, bir araya getire- | yeeksiniz ve bir birlik kuracak- |— sınız.. Doğrusu, kolay iş değil! PASTIRMALI . | YUMURTA İşçileri himaye Yeni ve mühim esas- ları ihtiva eden iki lâyiha hazırlandı İş başında ölen, sakatlanan a - melelerin ailelerile çocuklarına İstediği kadar dikkatle baksın ! Stefani ajansı, Giornale d'İtalin- mın bir makalesinden parçalar neş- rediyor, İtalyan ağansının, bu ge- zeleden naklettiği metne göre, son zamanlarda Türk matbuatı - yardım edilmesine dair yeni ve & | nn ağzının yatımı değişmiş. Â- saslı hükümler bulunan bir kanun| gdeta, İtalyanlara kürşı bir cephe lâyihası İktısat Vekâletince hazır- | glıyor, aleyhte neşriyat yapıyor - — — Ben kat'iyyen eminim! diye — gevap veriyordu. Bu eniniyet, bu itimat, kadına yaptığı işkenceyi manen hafifleti- — yordu... Elektrik zavallı kadının büğün oymağa; Irf'm!nneg. başla - İ mişti. /— Fakat doktor uçumi gözü mey- b ıuıı cıhneıguıı kat'iyyen emin- — di, buna İman etmişti, Beşere bır | öz daha hediye edecekti. " Herkesten kaçan, kimse ile gö - âılıq—wm— işi birkaç gi bırakacağını düşün- 'a Bu yml lâyihada —fabrikalarda çalışan amelelerin kazalardan hi- “maye ve korunmaları fle hayat ve emniyetleri hakkında da mühim hükümler bulunmaktadır. Diğer taraftan hâmile veya em- Fikli işçi kadınlara — ücretli me - zuniyet verilmesi hakkındaki lâ- yiha da İktısat Vekâletince tanzim edilmiş ve tetkik olunmak üzere Başvekâlete verilmiştir. Her iki lâyiha yakında Büyük Millet meclisine sevkolunacaktır. KÜÇÜK HABERLER VİLÂYET ve BELEDİYE: * Büyük hava taarruzlarından ikorunma tecrübesi için hazırlanan talimatname — kaymakamlıklara gönderilmiştir. *& Kasaplar dün belediyeye mü- Tacaatla yeni et fiatlarına itiraz el- mişlerdir. Bunlar perakende satış için mezbahadaki toptan satış f- atları üzerine yapılacak bir misli zammın ne kadarının tüccara ait olduğunun tesbitini de islemek - tedirler. İktısat müdürlüğü keyfi- yeti tetkik etmektedir. *& Sular idaresi şehrimizin muh- telif yerlerinde büyük su depoları Yapacaklır. Bunlar exki sarnıçlar.” yetine kaim olacaktır. TİCARET ve SANAYİ: * İstanbul mıntaka ticaret mü- dürlüğüne eski Berlin ticaret kon- seyyimiz B. Sait Rauf Sarper tayin olunmuştur. a «& İngiliz korporasyonu şehrimiz 'den 57 bin balye mâl almak üzere şartlarını bildirmiştir. MÜTEFERRİK: * Kartalda B. Mustafanın 5 ya- şındaki oğlu İsmall Ekmek bıça - gile yere yuvarlanmış, bıçak kuc- nınaâ saplanarak zavallı yavrucağın ölümüne sebep olmuştur. * Karabei Topuzyan isminde bi: makara ihtikâri — maznunu dün B inci asliye ceza mahkemesi tara- fından 500 lira kelaletle — tahliye olunmuştur. * Beyoğlu semtinde dün 11 di- Jenci yakalanmıştır. *& Kadıköy birinci orta okulu va- Jebelerinden Süha Şenseli isminde bir çocuk; matbuat umum müdür lüğü müşavirlerinden B. Bürhan Belgenim yolda duşürdüğü mü - cevher dolu bır çantayı açmadan polise tesilm etmek doğruluğunu gösterdiğinden — Maarif Vekili B. Hasan Âli Yücel kendısını debrik etmiştir. Vekilin takdırnamesi din merasimle Sühnaya oku: dükçe kızıyordu... Ne dıye karısını! birakıp bir yabancı ile meşgul o- lacaktı? Amma ne yapsın ki, söz vermiş, vadetmişti. Jale: — Bana haber veriniz! demişti. Jale haber veriyordu. Sözünü ye- rine getirmesi şarttı: Buyurunuz, gidip kocanızı gö- reyim! dedi. —— SEVÂ Jalenin otomobili kapıda bekli yordu. Bindiler. muşuz. Stefani ajansının, yaydığı - bu haber, bizzat kendi kendisini gı - «.rlaması gibi biryey. Bunca zamandır, Stefaninin hâ- tir, Türkiye, kimsenin aleyhinde değildir. Yani, kimseye karşı düş- manlığı yoktur, Olsa olsa, melhuz bir takım düşmanlıklara karşı em- niyet tedbirleri ve enniyet cep - hepsi almışlır. İtalyan ajansının, bu gazeteden naklen neşrettiği makalenin von- larmnda, savrulmuş, bol keseden a- tılmış bilhassa bir cümle var ki, çok şayanı dikkattir. Giornale &' İt 'a göre, Tür- kiyenin vaziyeti, dikkatle takip ediliyormuş!. Yani, bu dikkat, Romadan mı geliyor?. Halbuki, kanaatimizce, Türkiye- yi görmek, Türkiyenin vaziyetini anlamak için, farla bir dikkate de düzüm yokt Çünkü, Türk si- yaseti o kadar açık ve vazıhtır. Yok, eğer, bu elimle ile, bize karşı bir tehdit savrulmak iste - niyorsa, Türkiyenin, kuru gürül - tüye papuç bırakan — Cakımından olmadığını, dünyada bilmiyen kal- mamıstır, Giornale d'İtalianın bu cehale- tini bir hayli zavallıca buluruz. RE*AT FEYZI Maarif Mü Cıukıdı Maarif müdürü Tevfik Kut dün Çatalcaya gitmiştir. Bugün döne- cektir. Burada kaza halkının yardı- mile inşa edilecek olan yeni orta mekteple bir merkez ilk okul-bina- etrafında tetkikalla Almanyadan boya ve kimye- vi maddeler getirilecek Almanya ile yapılan 21 milyon liralık anlaşmanın 3 mumaralı lâ- hikasındaki 3,200,000 liralık plâfo- nun altıncı grupunun 2 inci mad- desini teşkil eden boyalarla cü maddesint teşkil eden kimyevi maddelerden İzmir tacirlerinden müracaat edenlere altmış bin lıra- lık hisse ayrılmıştır. Ayrıca şehri- miz İçin de boya ve kimyevi mad- deler gelirtilecektir. ——— Davet Bakırköy Halkevinden: 5/1/M1 pazar günü saal 15 de e- vimız salonunda Çoruh —meb'usu Ali Rıza Erem tarafından ahvali huzıta hakkında siyasi bır konte - vans verileceğinden bütün partili ve Halkevlilerin teşrifleri rica olu- nur. ammna çok şaştı. Doktora karşı de- zan bir saygi ve sevgi besliyordu. Doktur münever bir atdamdı, bu bakımdan konuşmağa değerdi, son- ra estetika bakımından da çok şa- yanı dikkat bır adamdı, Portresini yapmak istiyordu. Döktör: — Ben surat da yaparım! diye- cekti. Jale doktoru doğru Cehidin ıııı. yesine çıkardı, Doktor Kâfi atök | yeye girer girmez, doksan dereden su gelirmeden sadede geldi; ceke- tinden tüzdanını çıkardı, içinden bir kâğıt aldı, alacaklının - vere - cekliye senedini göstermesi gibi adeta hiddetli bir tavıtla Cahide yzattı: — İmzanızı inkâr ya? dedi. Cahit kâğıdı aldı. Yazı kendi ya- zısı, imza kendi imzası idi. «Geli- varl> diye tek kelime yazmıştı. edemezsiniz Cahit karşısında birdenbire dok- tor Kâfiyi görünçe canı sıkılmadı ahit hakikaten sararınca Jale İ heyecanlandı. Cahit: Güönün meselesi: a aa könz Bakırköy Otobü- sü Kaldırılıyor Taksim - Yenimahalle hattı da lâğvedilip şehir dahilinde M üh i m ı kararlar Halk ve Milli müdafaa ihtiyaçları ilk evvel göz önüade tutuluyor Milli korunma kanunundaki ta- dilâtın meriyet mevküne girmesi dolayısile bu kanun — tatbikine ait esasların kararnameler — şeklinde yeni otobüs katları açılacak Belediye reisliği Sirkeci - Bakır” köy ve Taksim - Yenimahalle oto- büs seferlerini kaldırmak ve bu- Taya işliyen otobüsleri şehtr dahili hatlara tahsis etmek için tetkiklere geçmiştir. Bunun sebebi, şehirde nakil va- sıtası sıkıntısı çekilmesi, Bakırkö- yüne tren, Yenimahalleye de va - | Bağdattan gelenı mühim rapor Ticaret ateşe- miz ne diyor ? Malezya ve Avustralya ile haricl) ticaretimizi geniğletmek için faa- liyete geçilmiştir. Bu yerlerle İrak yölile mal mü- badelesi yapmak suretile ihraca - tımızı arttırmak mümkün bulun müştur. Avustralya bizden hah, sigara, zeytinyağı ve bazı kuru meyvalar istemektedir. Buna — mukabil de memleketimize lâzım olan kauçuk kalay, demir ve ssire gibi şeyleri iyi flatlarla getirtebilecektir. Bağdat ticaret ateşemiz de ticar * odamıza bir mektup göndererek Irak yolile Avustralya ve Malezya-| ya ihracat, ithalât yapılabileceğin: pur işlediği için bu hatlara lüzum olmadığı kanaatidir. Buna mukabil Beşiktaş - Karaköy, Takstim Eminö-| nü gibi yerlerde yeni hatlar açıla- caktır. — Belediye reis muavini B. Lütfi Aksoyun reisliğindeki otobüz komisyonu salı gönü toplanarak bu hususta kat'? kararını verecek- tir. Radyo ile rek- lam genişliyor İBunun için yeni bir. ftarife yapıldı Ankara radyosu ilân, reklâm iş- lerini genişletmeği kararlaştırmış- tır. Halktan, müessesat sahiplerin- den arrzu edenler aşağıdaki yeni Üc-| Tetlerle radyoda ilân ve reklâm ya- pabileceklerdir: 1-2 gün için kelime başına 90 kuruş, 3- 11 gün için 25, 12 ve daha fazla gün için 20 kuruş almacaktır. Kelime adedi beşten aşağı ve elli- den yukarı olmuyacaktır. Radyo difüzyon postaları vası - tasile yaptırılacak transmisyonlar- | da yarım saate kadar 120 lira, bir saate kadar 180 lira, bir buçu* sa- mte kadar 240 lira alınacaktır. Bu Ücretler devlet müesseselerile me- mafli umumiyeye hâdim mür lerden üçte bir nisbetinde alına - bildirmiştir. | S.O. S. işareti verir gibi bu tek İki Hırsızın Bır caktır. Garip Mantığı! Hüseyin ve Mahmut isimlerin - de iki kişi Sultanahmette San'atlar mektebi deposunun — bahçesinden 150 kilo kadar dökme kurşun kı - rıntısı aşırmaktan suçlu — olarak dün Sultanaheset birinci sulh ceza mahkemesine verilmişlerdir. Bun- lar mahkemede suçlarını şu şekilde| itiraf ve tevil etmişlerdir: «— Biz ikimiz de öteden, beri - den ve evlerden demir, kurşun ve buna benzer hurda şeyler lopla- rız. Sonra bunları ufak bir kârla satarız. Dün de Sultanahmet tarafında dolaşıyorduk. Otada virane gibi oır| yer gördük. Ne kapısı var, ne bu- cağı var., Ne de penceresi... İzbe — Yazı benim dedi, imza da be- nim. Doktor Kâfi sordu: — Bunu ne diye yazıp bana gön- derdiniz? İşte Cahit bunu bilmiyordu, bu- Du anlamıyordu. Birkaç gün evvel,| kelimeyi bir kâğıda karaladığımı hatırlar gibi oluyordu. Ondan son- | rasımı kalın bir sis kaplıyordu. Hiçi bir şey hatırlamıyordu. — Normal bayatının uğradığı fasılaya dair hiç bir intıba: yoktu, Sanki hayat dur- muştu. Sanki yaşamamıştı. Doktor Kâfiye: — Geliyor! Diye yazdığı an ile, doktor Kâ- finin bu yazıyı göstererek: — İmzanızı inkâr edemezsiniz ya? Diye sorduğu an arasında neler olup bittiğinin farkında bile de - ğgildi. Doktor Kâfi sual üstüne sual so- | nunun farkında bile olmamıstı, hâs bir yer, Merak edip şöyle bir ba - kındık. İçeride toz, toprak, hatta küller vardı. Biraz eşeleyerek ka - rıştırınca oradan bir takım demir çubuk paçalarının ve dökme lev- haların, kurşun - eziklerinin çık - tığını gördük.. Bu apaçık yerin bir mektep mahkeni olduğunu biz ne Bilelim?.. Bunları buraya lüzum - hazırlanarak Heyeti Vekileye sev- kedilmekte oldukları Ankaradan bildirilmektedir. Bu yeni kararna- aneler ilk evvel halk ve milli mü- dafaa ihtiyaçları gözönünde tutu- larak hazırlanmıştır. Diğer taraftan şehrimizle diğer dahili piyasaların ciddi ve fili mü- Takabesini başarabilmek 'çin esas- h, geniş kontrâllü teşkilât vücude getirilmesi hakkındaki çalışmalar ikmal olunmuştur. Yeni memurlar bayramertesi bilfill mürakabeye geçeceklerdir. Türksözü ve M Adanada münteşir Türk sözü ar- kadaşımız 1 kânunusani 1941 nüs- basi ile 17 inci yaşına basmıştır. Diğer taraftan Lüleburgazda haf- tada bir çıkan Özdilek refikimiz &e 30 birincikânun nüshasile T ya- şına gİrmiştir. Her iki arkadaşı - Tzi da tebrik — eder, deimi mu - vatfakiyetler dileriz. zi B aimer Belediye Reis muavini iyileşti Birkaç gündenberi rahatsız bu lunan belediye reis muavinimiz B Lütfi Aksoy iyileşmiş ve dünden itibanen vazifesine başlamıştır. HŞ Üniversite kitap satış yeri açıldı Maarif Vekâletinin çıkardığı ki- taplarla üniversite neşriyatını sa mak Güzere dünden itibaren Üniver #itenin Beyazıttaki büyük kapısı yanındaki köşklerden birimde bir satış şubesi açılmıştır. Babaeski Hükümet dairesi Bubaeski (Hususi) — Uzun müd. dettenberi esaslı şekilde tamiratı devam eden hükümet konüağımızın| tamir işi bitmiş ve tekmil daire - ler yerterine yerleşmişlerdir. Son hafta içinde şehrimizde kö- mür satışları azalmıştır. Günlük satış 25 - 30 tona düşmüştür. Stok 'boldur. oÇ gınmıyordu. Biribirimize kolaylık gösterirken birdenbire etrafımızı sardılar ve torbalarımızı alarak biz! yükten kurtatfdılar. Meğer onlar hırsızlık ediyoruz diye bizi yaka - lamışlar.. Fakat ne günahımız var suz şöyler - diye —atmışlar zan- | bizim u reis bey. Dört bir tarafı a- nettik. Tabit hoşumuza gitti. Top-| çık, hapısız, penceresiz bir izbe - Tamağa başladık.. İkzmizin de tor-| nin sahibi olduğunu nereden bile- balarımız doldu. Adeta taşıyamaz| cektik? Adeta keramet sahibi ol- bir hale geldik. Bir kere gidip bo- | mak lâzım!..» şaltıp bir daha gelmeyi düşünerek — Hükim Reşid: — «Siz her açık bu kadarla iktifa ettik. Fakat yü - | yere girmeğe mi memursunuz?» kümüz çok ağırdı. Kolay kolay ta- ruyor, Cahidin hafızasını uyan - Diyerek suçluları tevkif etmiştir. lâ da farkında değildi, farkırcım - dırmağa, canlandırmağa çalışıyor- | lamıyardu. du; ikinci benliğinin neler yaptı - Bına dair tek kelime söylemesine Bgayret ediyordu. Doktor KAf vakur bir sesle, ağır| ağır: — Bu sefer artık onun hesabını Cahit hiç bir şey hatırlıyamıyor-| görmeliyiz! dedi. du, cevaptan âcizdi., — Görelim doktor. — Peki amma normal hayatını- | — Doktor Kâfinin, karısının altın- zın dışında başka bir ömür sürdü- | da üçüncü gözü arayan sert, dik, Nüz, Cahit Selim vücudünüze ve | gevli gözleri, yıldızların yer yü - Tuhunuza sahip çıktı. Maddiyatı - nıza hükmettiği kadar maneviyatı- nızı da hükmü altına aldı. Doktor Kâfi ilim kisvesi altında büyü yapan bir şarlatan gibi konu- şuyordu sanki... En havsala almaz bir şeyden gayet tabif bir şeymiş Zibi konuşuyordu. Fakat Cahit Yaman için için kö- pürüyordu, demek söteki» gene gelmiş, gene onu pençesine almış, gene istediğini yaptırmıştı. Bu ru- zündeki tesirlerini inceleyen ba - kışları, Cahit Yamanın gözlerine aksetti: — Size ameliyat lâzım gelse na yaparsınız? Ü B — Tamam, Öperatör size, sizi u- yutacağını söyler, siz de razı olur:! «Peki> dersiniz. Doğru mu söylü - yorum? Meselâ apandisitten ame- Tiyat olmanız icap etse, vücudünü- hunun rakibi, maneviyalının kur | Zü operatöne teslim edersiniz de- du, tenyası onu kemirmişti. Ve o #il mi? (Devamı narı IŞ POLiTiKA| Bir nutuk ve akisleri Yazan: Ahmet Şükrü ESMER Amerika Cumhurrcisi Rurzvelt farafından geçen gün söylenilen nutkun şümul ve ehemmiyeti an- dığı zamandır ki bütün vuzuhile anlaşılabilir. 1914 harhi göstermiş. tir ki İngiltere ile uzunca süreceb — muharebeye girişen bir devlet, - ninde sonunda Birleşik Amerika i le de karşılaşmayı göze almak mecburiyelindedir. — İngillere ile Amerika arasında siyasi hir ilti- fak yoktur, Amerikalılar Vaşing- tonun masihatile âmil olarak İn- “giltere dahi olsa, hiçbir Avrupa devletile ittifak münasebetlerine girişmezler Fakat ittifak, misak gibi hukuk mefhumlarının dışın « da bir Anglo-Sakson tesanüdü var dır ki bu, Amerikayı bir İngiliz dominyonu gibi İngiltereye bağ- lamaktadır. Bunu hesaba katmı- yan devlet, bu hesapsızlığın neti cesine katlanmalıdır. Bu, niçin böyledir?. Bu, yalnız politika mülâhazalarile, hattâ ta- tih ile izah edilir bir vaziyet de- gildir. Çünkü Birleşik Amerika, İngiltere ile mücadele içinden doğ- — muş bir devlettir. Doğduktan otuz sene sonra da İngilizlerle bir ha- yat memat mücadelesine girişti. Amerikaya giden yebanetlar, A - deleye giriştiği zaman, ilk zaman- larda bu mücadeleyi kayıtsızlıkla karşılar gibi görünen Amerika, sulh zamanlarında hiç görünmi - yen bir takım kutvetlerin tazyi - ki altında yavaş yavaş harekete geçer. Üniversite rektörleri, pro- fesörleri, Şekspirin prestişkârları olan edebiyatçılar, müellifler, ga- zeteciler, papaslar, Magan Karta- yı ezberden bilen - politikacılar, bankacılar endüstri adamları, 178 senesine kadar müşterek olan ve © zamandaliberi de pek-ayrı sayır lamıyan bir harsı kurtarmak için tazyiklerini arttırmıya başlarlar. hükümet mekanirması bu müthiş tazyikin tesiri altında hızı gittikçe artan bir tempo ile İngiltereye doğru temaylil eder. A merikanın pata ve maddi düşün- ce ile harekete geçtiğini iddia e- denler yanılırlar, Amerika 1914 harbine iştirak etmeseydi, daha çok para kazanırdı. Hele bugün - kü yardımı asla maddi düşüuceye dayanmamaktadır.Çünkü Ameriki donanmasının bir kısmını bedel - siz olarak İngiltereye vermiştir ve yarın bedelsiğ olarak bütün harp yasıtalarını verecektir. Ruzvellin söylediği söze dikkat edilsin: — Biz yangın hortumunu İngil- tereye vereceğiz. İngiltere kullan- dıktan sonra ister bize geri ver - sin, islter vermesin, diyor, Ruzveltin yangın hortunmu de - diği de kıymeti milyonlara baliğ olan silâhtır. Bu, maddi düşünce ile hareket eden bir devletin ya- Başka devletler ne düşünürse dü- şünsün, Amerika kendini İngilte- reden ayıramıyor. Kanadanın, Â- vustralyanın kendilerini anava - tandan ayıramadıkları gibi. Ame- rikalılar tarafından mücadeleye karşı gösterilen alâkanın içyürü budur ve Awmerikalılar da bunun farkında olmadıkları gibi, dava - mın bundan ibaret olduğu kendi- lerine söylenmiş olsa, belki de gü- cenirler. İngiltere de bunu bildiği . — için Amerikalıları idare etmek noli tasına büyük ehemmiyet atleder. Amerika ile karşılaşmamak İngi- liz diplemasisinin en esaslı um - desidir. İngiltere daima ve her iştâ Arnerikanın istediğini yapar. F- kat bu tâbiye iledir ki Amerikayi kendi istediği yola çevirir. Bu, nn (Devamı 5 imci sahifede) — '&