—SON TELGNRAF- Zö 1maRANUR a Çayda gördüğüm kadın İ Yazanı REŞAT FEYZİ | Bu. br tavla partisinin ziyaleti Ki vikisle oynadığı tav- lada yenilmişti. Oyun beşlarken göyle karar verilmişti: — Kim yenilirse bir aleşam ye- meği verecek. Netice mslümdu. Tabii, Şadan | yenilmiş ve bir yemak vermeyi #zerine almıştı. Zaten, arzu edi- len de bu idi. Yenilmesi, Belkism, e- wine, yemeğe davet etmesi Nizemdi. l * Yemek aksamı geldi. çattı. Ş - dan ,mükemmel bir sofra hamr - | latmıştı. Hizmetçisi Madam Eleni: | — Bevefendi — suhtanlera lüyik #ofra oldu. dryordu. Sanra yan göz- | le Şadana bakarak — Misafirimiz de sefraya lâyık mi, barı, diye saruyordu. Şadan gülümsiyerek Sorma, Eleni, diyordu. Bir görsen.. Biraz sonra gelecek ya... Kuzum Eleni saat kaç, acaba? — Yedi buçuk, sekiz olmalı. -—M ler sekjz buçukta ge- | decek Belkis, saat dokuzdu geldi. A - partımandan girerken: — Beklettim galiha Şedan bey, dedi — Hayır. Tem vakit. Sekiz bu- Pekta söz venmemiş eniydiniz? Ben giri dokuz buçukta bekliyordum. Haltâ, yarım saat de erken gel- diniz.. Gülüştüler Eleni, dikkatli dik- katli, Belkis hanımefendiye bakı- yordu. Hükmünü venmişti: Güzel kadındı. Sofraya oturuldu. Belkir ve Şa- dan karşı karşıya., Şadan bekâr bir adam. Bu a- partımanda, hizmetçisi Eleni ile beraber oturuyor. Belkis de be- ikâr sayılır. Kocasından henüz ay- mılmıştı. Genç kadın, Şadanla, ilk Gefa «tramvaylara benmek husu- #sunda halka yardam cemiyeti» nin geçenlerde verdiği bir çayda ta - Bışmıştı. Sonra, birderlerime, ikin- €i defa, Şadanm evli ber arkada - pnin evinde raslamışlardı. Bu zi- yafetin müsebbibi olan tavla par- ftisi de, orada oynanımıştı. Şadan, £ Şadan, Belkisin kadehine, kulüp FAKIRI koyarken, Bordu. — Biraz aparatif abemını, ta- bil. — Memnuniyetle.... — Ben her akşam üç beş kadeh. Genç kadan, delikanlırın sözü- Dü kesti; — Bu, bir şarkıdır, galiba.. — Çok espritüelsiniz, hanıme - | fendi.. Filvaki şarkıdır. Fukat, ben | Adetimi söylemek istemişti Kadehler öirbirini takip ettikçe | Belkisin neş'esi artıyor, genç ka- am, daha cana yakın daha tek - lifsiz, daha sıcakkanlı ohayordu. | Şadan mes'uttu: — Bu akşam, dedi, alkol hiç tut- muyor.. İçimde o kadar çok iç- mek ihtiyacı var ki. İyi döşenmiş salon sıcacıktı. Bel- kis, kahkahalarımı savurdukça, Şa- dan, âdeta, kendinden geçiyordu. | Siep No 8BA Yazan : YAVUZ SULTAN SELİM Halifeler Diyarında M. SAMİ KARAYEL Sofranın en neş'eli bir anı Ki Az- 'tık delikank, yavaş yavaş, daha manıdar konuşimağa başlamaş, Bek kisin estetik güzelliğimi mevro o- larak ele almıştı. Kimbilir, ba mev- BU a7 sonra, nerelere kadar geniş- liyecekti. Birden ikzapı çalındı. Hicimei de b lak kabartmıştı. Eleni salona gir- Şadan saztine bekti. Ondu. Ba- ganı iki tarafa sallıyazak söyleri - | d — Ben olmuşum bir hasta... Has- taya bakacak, müuayene edecek, | zeçete yazacak halim var mı?.. Eleniye döndü: — Hasta sahibi kim?. Tanimeyorum. Doktor Şadan, yerinden kalktı, Belkister bir dakika müsaade e- tedi, dışarı çektı. Kapının önünde Bgenç, gok bir kadın vardı. Şadan, birden yere düşüp bayı- lacaktı. Kapıdaki genç kadım, sağ elinin şehadet parmağını dudak - Jerifin Üzerine götürerek «um işareti yaptı. Sonra portmantoyu işaret ederek yine hiç ses çıkar - madan, paltosunu, şapkasını giy- mesini teklif etti. Şadan, ne ya- pacağını şaşırmıştı. Vaziyet çok nazik, iskandala çok müsettti. Bir an düçündü. Sonra, vaziyeti kur- tarmak için, salondan duyulacak kadar yüksek bir sesle: — Pekâlâ beyefendi.. dedi, ma- demki hastanız bu kadar feci hal- de, o hakle geliyorum. Bir dakika müsaade buyurun giyineyim, Şadan içeri girdi, Belkise hiç birşey belli etmemeğe çalışarak: — Hammefondi dedi, çok üzü - Küyorum, fakat, sizi mealesef ya- Tem saat kadar yalnız bırakmak mecburiyetindeyim. Çönkü, teda- vim altında bulunan bir hastam- dan haber geldi. Mutlaka gitmem düzam... Ne yaparsınız doktarlırk Şimdi gitmesem olmaz.. Bir çok Hâf, söz olur, dedikodu vapılır. Has- taya gitmemiş, diye, gazetelerin diline kadar düşerim Belkisin, canı akılmakla bera- ber, belli etmemeğe çalıştı — Hay hay beyefendi. Vazifeniz tabil.. Siz üzükmeyin.. beklerim, dedi... Şadan dışarı çıktı. Kapının ö - nündeki genç, şık ve güzel kadın, gözlerini faltaşı gibi açmış. deli - kanlıya yiyecek gibi - bakıyordu. Kapıyı çekip giderlerken, meçhul kadın, eliyle işaret ederek, Eleniyi dışarı çağındı. Sonra, hizmetçinin kulağına eğilerek — İçerideki kadına tek kelime söyliyeyim, deme, der evi başına yıkarım, Caddede yanyana ve hezlı bızlı yürüyorlardı. Meçhul ranlık bir köşeye ge durdu. Şadana dünerek Sonra, Heyecanlı bir oyun karşısındayım Askerler! dedi. Ahçıbaşı ge | selâmlayınız!, Yalnız ye - mekhanenin değil , dahi anahtarı ondadır ishanenin ibaşı iri enseli, koca kavuklu buylak bir bakır kepçe omuzunda, | ve yine büyük bir dbıçakla anahtar belinde asilı olduğu hakle ilerli - ri ve burnunun bir kıe- sestnin bir kısmı kesik ve derin bir yara izile örülü idi, Meğerse, ahçıbaşı Çaklıran se- daninde Aieman siyerilerile van bir muharebede yüzünden ya- zafanmuş. Bü fağa girerken diğer tarafta mey- dartia prtasında acemi oğlanları yer alıyaflardı. Büyük — kızaklar Eetirenek biribirine bağlıyorlar ve n ucuna da birer çuhâ a&ı- gibi yeniçeriler bunların yere iyi- ce saplanmasına dikkat ediyorlar- &. Kizaklar çakıklıktan sinma üze - vine serilan inlar da ölam ve yük bir ahçı kalabahığı mut » | Şmpuel nedir ve! niçin bu isim ' verilmiştir ? Şrapnel (Shrapnell), içerisinde birçok misketler, dernir ve kurşun | parçaları bulunan bir obüs, yani | üstüvane şeklinde ve uçları sivri | top güllesidir. Şrapnel adl: bir İn- | giliz binbaşısı tarafını lunduğu için bu isim verilmiştir ve İlk defa olarak İspanya muharebe- n icet - lerinde Velington topçuları tarafı- dan kullanıl! di, hergeyi biliyorum. Apartıman- | daki Belkis denen © kadının bir daha yüzünü görmiyeceksin.. Şadan kekelemek istedi — Leylâcığım.. Vallahi zannet- tiğin gibi birşey yok. Gayet nor - mal şartlar altında evime yemeğe gelmiş bir misafir.. Henüz yeni ta- niştem ve gayel resmiyim. — Hâlâ, müdafaaya kaçıyor - sun, budala.. Ben, çocuk muyum? Beni aldatıyorsun, Benimle ev - lenmiyeceksin.. Beni kandırdın. Fa- | kat. sana şu kadarını &ö; | Gebeyim, karnımda çoc çek Benimle evlenmeğe mecbursun.. 1 n | Yürüdüler, yünüdüler... | | İ Kdeta bilek kalırlığında bulunu - | | “ İplerin de kazıklardan çözülmi- | ve sallandığı takdire yece şemiyecek sürette bağlanmasına dikkat ediliyardü. İrlere asılan çubal, kalın ve yertti k dıklarile ip- &ı döğrü çekiyorlardı. O- kazıkların çok sağlam iplerin de gayet Yeri aş n say Sıkı ve ustalıklı bağlanmasına dik- ınuyordu. sanmasına ve kat Yeniçerilerin bu meşsuliyetle rini dikkktle seyrediyordum. Çün- kü ne yapacaklarını pek kestire - mayordum. Ayni zamanda büylik bir merak içinde idim Acaba ne yapncaklardı? Yapacakları şeyin her ne kadar 'ne olduğunu bilmiyorsam da çok | heyecanb ve şimdiye kadar gör - mediğim bir oyunun — karşısında 1 bulunacağımı anlıyordum. Birdendire bir takım yeniçeri | | soba v Nosl yortularını en eğlenceli olaraz yeçeren memlöketin Amerika olduğuna şüphe yok. Bilhassa Plo-, * rida ve Miami'nin yazı andıran moak ikdimi içinde noel eğlenceleri pek parlak geçmiş, güzellik müsaBakala- m da alekisul tertip edilmiştir. Bumunla beraber, Avrupadaki harbin Amerikadaki tesirleri de hivs miş değildir. Bundan başka Amerikanım hiç alışmamış olduğu bir nol askerde bulunmasıdır. Fakat bihasa askerler Noeli çok eğlenceli geçirmişlerdir. Terunmiş karargâhlarınd giderek, temsiller vermişlerdir. bi ası ü edenlerin Sığınakların hav nasıl değiştiri! Sığınaklara iltic mÜr hava tene temin için lüzımdır. Şayet, sığınakta mangal, T ise bunların dalma açık bulundurulması lâzımdır. Gelin kaynana, kaynata İngilizlerin kibar âleminde de gelin - kaynana meseleleri oluyor-| » Tauş. Üç sene evvel Londrada pek mes'ut merasimle aktedilen bir larındak! Misis kaynanasının kocasını kendisinden ddla etmektedir. Genç Valeri ayırdığın kadının kocası da yirmi bet yaşla- rında bir genç erkektir, Kaj ile kaynata mahkemeye gi - ler, diyorlar ki: — Biz karısından ayrılsın diye oğlumuzu te tmedik. Mahke- mede aşk moktupları okunmuş; de- Bkanlı eğer o evleni uyamıyacağını söylüyordu. Fa- bi- sonra karısın zabilleri, Sulıçları ekle, asılı çu - bi ek kiliç salla - Acemi ağlanlar srü hücum ede mağa başladılar dn bü gösterişlere göre kılıç sallı- ş talim ediyorlardı. Bizim çavuş — Gördünüz mü? Bir yeniçeri olmak için acemi oğlanlar nasıl ça- hışıyorlar?. Bir yeniçeri olmak için bir kılıç darbestle demirden bir tel üzerine on kere sarılmış bir kılıcının ket- kali çuha parças Kin ağzına hiçbir zarar getirmek- sizin bir vüruşta biçmelidir. Sonra | baş parmak kal A comi oğlanlar durmadan ke e ve çivi d Halbaki, hiçbirisi kesemiyor, kiliçlari kırılyor ve bozulüyardu. Bizim cavuş aşka geldi: - No: 89 Yazan: RAHMİ Y Denız Fedailerif OSMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLÜİ GARB ve ADALAR MUHAREBESİ Trablus kuvvet ve cephane bekliyof Çi k ak islemiştir. Yir- lere kiliç sallıyorları | Bükümetin neşrettiği bir be - anların ( yanuvamede Akdenizde ve Airika- daki harp mantakası civarında ka- fikir sahipleri, İt; kale boğuzını zorlr hi istıhkâmlarile tabyalarıt ra ve denirde İtalyan mahreçli em-| Je bir zorlayış karşısında # Bee tiadan barp kaçağı sayılacak müd- / lim ve zorlu müdafan sar! vöni deler tesbit edilmiş ,her mevi me- | çirecekleri iddia olunuydt A, <. vaddı infilükiye, barut, koltan, de- | — — Düşmünın boğazı Btre mir ve çelik masnuat, gemi inşaatı | susunda bir muvaflakiyeti * )tası, mülzemesi, kumanya ve harp er- | Junursa maazallah paytahli İim x zakı olarak kullanılmağa elve - | kutu gibi çok feci bir netiet İK TÇE * | işli gıda maddeleri bu listeye it- | 4. Trablus, Bingazi değil, 47 Dain hal olunmuştu. | tik sahilindeki Osmanlı şebif"ğ Bin Yine aymi tedbirin tatbik şek - | Selânik limanı hattâ İzmir YO esi) Bnde bazi aksaklıkları önlemek | yakkalenin âkıbeti de kapkö'Tİ İ © tizere bu maddelerin harp ganai- | bıy istikbale müncer olar! * Ja mi sayılacakları ve müsadere ha- | — heniliyordu. ") Tinde, ı:ynıd.n başka eenebi bay- | gu gedikodu, salahiyetlti rağını hâmil ticaret gemisi ve: L kafilelerinin iddialarını dlâlemek | 1Tdan halkın diline kadaf ÖLĞÜley etti. tarafta, mahalle V lerindeki mütekait mal lomatlarına kadar günün kaşa mevzuu kesilen bu d7? mihayet hükümeti de mesgul olmağa sevketti. ııı.uvı“ üzere *ganaim mahkemeleri> is- mile mahalli komodorlar, liman reisleri ve hukukşinaslardan mü- zekkep bir kadro ile yeni bir mah- keme teşkilâtı da vücude geli ridi. | Ülk adımda İstanbul, İzmir ve Belânikte tesis olunan bu mahke- meler faaliyete geçtiler .Fakat ge rak Akdenirde, gerekse adalar, E- | ge Adriyatik ve Yunan denizle - ritde Osmanlı donanmasının hiç bir küküm ve nüfuzu mevcut ol - mad e mahke- meleri harp devam ettiği müddet- ve kendi ihdas mak- inde dava mevzula- |öranın hal ve fasıllarile meşgul ol- dular, Bir taraftan paytahtta bu fas- liyet ve Trablusa kuvvet, cepha- ne sevki ile meşgul olunurken di Her taraftan da Haydarpaşa Bütün İstanbul balkt Renkli ve Mürikli İ v öc ü BİLLUR KÖŞ- Göz kamaştırıcı 1001 kasını görmek üzere bil - SARAY SİNEMASI Koşuyor: Buç Rollerd? JUDY GARLANT ve FRANK MORG' Ki İlüvelen: Renkli MİCK' P v i || MmousE Bugün sant 1 d€ 1 için harp ilme da birçok ilelerinin çocuktarının artistler ne gelip demirliyen donanma et- rafında münakaaşlar sürüp gidi- | yozdı, |Drednotla s:ııfı- harp gemisi"in Yine © sıralarda Preveze taar- |Ü Silâtli matine . Ban f başlangıç tutan bir kısım | Ban arkı aai — tesi | r ingili rer SsUG (ü * g , b | Dreanot, ingilizce (Drenânough BUGÜN 2BÜYÜK FİLM n:î] | zırhları çok kalın. topları çok ağır B 0 l glsk türç bir harp gemisidir. — Drednot, bir ( Ö filonun yüreği, mukavemet mer « Sinemasında bu Hikenidir. Safb:barp sırhlılarına gra İstanbulda İlk defa olarak büyük sergüreşt (lt Bi Bas Rolde SEZAR ROMEO lince bunlar, çok sür'atli Drednot- "' | lardır. Birinellere nitbeten çok pa- / 2-3 AHBAP ÇAVUŞLAR SiRKİİ Türkçe sözlü ve meşhur. ARŞAK PALABIYIKYAN'ın hale ŞARK (tıdeı) SİNEMASIND” Pek yakında POLA NEGRİ tarafından - e deniz üzerinde bulunan bi mun da Drednot'lara, saffi harp , İszırhhlarına, hafif — kruvazörlere, avalılan ve GUSTAVE FLAUB ERT'N romanından iktihas Xıî torpido muhriplerine, denizallılara Nü SS “"İMADAME BOVAR İJ> &r. Mübteşem tarihi fim — gananmazi Ay: o aa * fe: rakarak kaçmış olması anasile ba- Bu hafta SAKARYA Şınemasında H | sinin telkini neticesi olduğu iddia yaçlak ve. .nengin İir Betgent y h | edilmektedir. Onlar bunu kabul KARMELİTA ; CASUS- AVCİP | tu | aniyorlar. İngilterede garip görü- (Meksikalı kız) JEAN MURAT lrM ; Tn e KER A d ah 6 LÜPE VALEZ tarafından MİREİLLE Bi Y | Şarkı... Dans... Açk... ve tarafından casuahik -. kemeden nasıl bir karar ile neti - aha filmi $ aşk filmi fesi celeneceği merak edilmektedir. —— Bammmmmmannanu| p - &i Pazartosi akşa azarlesi el SENENİN EN BÜYÜK FRANSIZ FİLMİ MELEK FIRTINA Aşk — Heyecan ve İhtiras — hislerini canlı bir surette gösteren — mauazzam filmin baş ı-ıunn ANNIE DUCAUX Söre tösver 4 KaT L Y ANAĞI Üİ TU TİYATAOSUR) OBENSON ADASI Üİ wei | Sinemad. San'atkâr ATAŞ'T Ml Darülbedayi san'ati HALİDE PİŞKİŞ birlikte san'alkâr N: gece on taklitle sahnedt başı gecesine mahsus müsamere, Okuyuculafı | yete, düectio ve saire. ( © ilkalarındadır. | Telefon: 221 KLondnanan zengin ve muhtesem sa- lonlarından ayrılarak... Çılgın de- nizlerde bir çok mücedeleden sonna dama bir adaya — düşem bir ailemin teblatle ve vahei hayvanlarin