AA -ç ça 1540 Z—SON TELGRAF- 26 1 inci KÂNUN ——— —— — OA HADİSELER ARSISIN oıg D Allah artırsın, — Tramvay, idaresinin varidatı gittikçe are tıyormuş! 1940 da 2650000 li- ra kazanmıs.. 1941 de varidat 2.775.000 tahmin ediliyor. Tramvay idaresi, kazanma” nın yolunu buldu. Arabalar a- zaldıkça masraf azalıyor, vari - dat ise yolunda... TEMİZLİK HAYVANLARI Belediye şubelere bir tamim yollamış: Temizlik — işlerinde) kullanılan hayvanların günde| sekiz saatten fazla - çalıştırıl. mnası istenmiş ! Fakat, temizlik amelesi, günde sekiz saatten çok daha fazla çalışıyorlar.. Tamimde, | acaba, onlardan bahseden, ayır bir fıkra var mı? LİMANIN kesmiş! Acaba kaç lira dersi-| niz? za kesme faslından çok vari- dat topluyor, oradan kazandı- ğı, bu tarafda verir.. ne çıkar? KAHVE VE KÖMÜR Bir gazetede şu serlevhayı okudum: «Kahveden zehi lendi.» Acaba, insan kahve iç- mekten nasıl zehirleniyor diye havadisi okudum. Fakat, tu-| haf değil mi?. Havadiste kahveden hiç bahis yok. Bir yatandaşın, iyi yanmamış kö- mürden zebhirlendiği anlatılı- yor. Acaba, o refikimiz, kahve, ile kömür arasında bir fark görmüyor mu? Doğrudur, çün kü, ikisinin fiyatı da hemen hemen biribirine yakın.. —— | YAĞLARA NARH | Sadeyağa narh konuyor. Ür- fanın kilosu her yerde bir ola- cak.. Sevinelim. Fakat, Urfa yağı diye sattıkları yağlarıa kokvav, cinsi, lezzeti her yer- de başka başka.. Doksan çeşit türlü Urfa yağı imal ediyorlar.| Narh hangisine konacak, dersiniz?. Erenköy kız lisesinde ve Göz- tepe Orta mektebinde Göztepe kız arta mektebi talebe-, leri aralarında 132 parça muhtelif | eşya toplıyarak kahraman asker - | lerimize hediye olmak üzere Kızıl- aya vermişlerdir. | Diğer taraftan Göztepe kız orta mektebi ile Erenköy kız lisesinde shavacılık dernekleri» kurulmuş- Böyle söyleme.. Başkalarının | neler aradıklarını, neler bulduk larını bilmiyorsun kL. Bugün ça- hşan dimağ o kadar çok ki.. İn- san denen karınca durmadan ça- lişiyor, durmadan topluyor. Bu an- da bir löboratuarda belki de ya- rın Cünyayı altüst edecek bir şey keşfedilmediğine emin misin?.. Belki de biri, bütün dünyayı ate- ge verecek bir barut icat etmiştir. Berim bu bodrumda size yeni bir Böz bulmağa çalıştığım kim bi- liyor?. Bu sözleri karısına yüz kere, bel- | ki de bin kere söylediğini unutup, soşkun bir sesle tekrarlıyordu; İKÜÇÜK HABERLER | 3Suçuş meydanı Yeşilköy, Ankara ve Adana meydanları mo- dern tenvir vasıtalari- le techiz ediliyor Devlet Hava yolları umum mü- dürlüğü yolcu nakliyatı için Yeşiki köy, Ankara ve Adana hava mey- danlarını asri temvir vasıtalarile techiz ekmeği kararlaştırmıştır. Buralarını icabında kardan te - mizlemek için de kar temizleme makineleri alınacaktır. KM oi i Kazanç vergisi taksit müddeti bitiyor Kazanç vergisi taksitlerini öde- me müddeti bu ayın 31 inci ak - şamına kadar bitecektir. Mükelleflerden bazılarının bonç larını vermek üzere şubelerine mü- Tacaat etmekte oldukları görülmüş- se de bazılarının da ayın Sonunu bekledikleri anlaşılmış ve ay so - nunda bu yüzden vukua gelecek izdihama mâni olunmak ve mü - kelleflerin maruz kalacağı müş - külâtı önlemek üzere defterdarlık tarafından bu hususta da şubelere tebligat icra edilerek esaslı tod - birler — alınması ve mükelleflerin vaziyetten haberdar edilerek borç larını ay sonuna bırakmadan ver - melerinin temini bildirilmiştir. VİLÂYET ve BELEDİYE. * Beyaz ve kaşar peyniri fiat- larına yeniden narh konacaktır. Belediye iktısat müdürlüğü tetkik. ler yapmaktadır. | * Tramvay ihtiyari durak ma - | hallerinden 17 si kaldırılacaktır. | Diğer taraftan Bci mevkilerde yalnız 7 kuruşluk ikinci mevki - lerde $ kuruşluk bilet bulunacak, diğer tekmil biletler kakdırılıp her yer tek kıt'a sayılacaklır. Bu pro- je Ankaraya gönderilmiştir. TİCARET ve SANAYİ: * Balıkçılar; ağ yapacak pamuk| ipliği bulamadıklarını ticaret mü- | dürlüğüne bildirmişlerdir. Bugüt | ticaret müdürlüğünde bu mevzu ü- zerinde görüşmek üzere bir tap - lantı yapılacaktır. v Ticaret odası meclisi azaları intihabı dün yapılmıştır. * Dün şehrimizden 450 bin li- ralık ihracat yapılmıştır. Bu me- yanda Mısıra 3000 kilo gravyar per- niri gönderilmiştir. MÜTEFERRİK: *& Çorluda parti kongresi yapıl- mıştır. Toplantıda idare beyeti re- isliğine Ziya Güray, azalıklara da Sabri Kişmir oğlu, Süleyman E - ten, Mustafa Uzel, Ali Osman Er- söz, Refet Esendal ve Bedri Selvi intihap olunmuşlardır. | danda ise, Üç beş büyük ve toj H e l lezofu Bir suiniyet şaheseri Fiat murakabe komisyonu, ye- mek yağlarına narh koymak isti yer. Sebebi basit, çünkü, yağ fiat- Jarı, bilindiği gibi, mütemadiyen yükselmekte, Bu iş tetkik ediliyor. | Tafbikatta, narhın me dereceye | kadar müessir olacağını, biltabi | bilmiyoruz, Çünkü, erbabının söy- lediğine göre, dünyada ve bilhassa İstanbulda, yağın arzettiği çeşli yekünlle, hiçbir başka madde bey ölçüşemez. Işim bu tarafı lâzım değil. Fiat murakabe komisyonu, yağ- cıları davet ediyor ve kendilerile görüşüyor. Yağcılar, aşığı yukarı u menlde bir cevap veriyorlar: — Fintlara narh koymayınız. İs- temiyoruz, biz bildiğimiz gibi sa- talım, Eğer, narh koyarsama, Ka- radenir sahillerindeki bazı şehir- lerde, yağ fiatları daha yüksektir. Biz de, malımızı oralara gönderir, satarız. Flatı ucuzlatalım derken, üstelik, İstanbulu yağsız bırakmış olursunuz. Zaten, şehirde 1500 te- neke kadar yağ stoku var.> Hakikat aynen böyle ise, bu cümleler bir tehdit ve şantaj ifa- desidir. İstanbulu yağsız bırak - mak tehdidile şantaj yapıyorlar. Biz, bu ifadeyi, ayni zamanda bir suiniyel tezahürü olarak kabül e- diyoruz. Bu ifade yalanla dolu - dur. İstanbulda, ancak 1500 tene- ke yağ stoku bulunduğu baştan başa yalandır. Daha fazladır, sak- lıyorlar. 1500 teneke, eğer mey- tanct bakkaliye mağazasında bile kolz ylıkla sayılabilir. Murakabe kamisyonunun karşı- sında bu şekilde konuşabilen in - sanlırı suiniyetle ilham etmek, onlara âmme vicdanının en helil | cezerini vermektir. REŞAT FEYZİ | Talebeye fuzuli | masraf yaptıran- lar cezalanacak Haa Muallimlerin talebele- ri tazyik etmemeleri için bir emir gönderildi Talebelerin pahalı pergel ta - kımları, boya, örgü, kumaş ve sa- ire alınması için tazyik edilme - mesinin Muarif- Vekâletince mu- | | valık ü yazmıştık, Bu husustaki emir dün Maarıf müdürlüğüne ve oradan da tekmil mekteplere gönderilmiştir. Yine bu emre göre talebeler ki- tap ve defterleri en ucuz kâğıt - İarla; olmazsa gazete kâğıtları ile * Dün gece saat biri otuz beş ve ikiyi 38 geçe Erzincanda 5 saniye süren iki zelzele olmuştur. Hasac yoktur. Kümüşhane, Şebinkara - hisar ve Orduda hasarsız zelzeleler| olmuştur. Sirkecide Yenihanda — nakliyaz işleri yapan Moreno Alfirantinin döviz kaçakçılığı yaptığı ihbar o- kunmüş ve defterleri tetkik için a- var: Bu üçüncü gözü meydana çı- karmak. Bu gudde değiklir, ne bir sinir gangliyonudur, ne de Len - fatik bir gangliondur.. Fakat var- dır, mevcuttur. Bu mevewliyetin bir İşe yaraması, Vazifesini yap - masi lözümdir, ben bunu istiyo- rum.. Ben ecded-mızın bu göze ma- lik olduklarına kanilm.. 'Ya Dekarti, Bir kitap açıyor ve okuyordu. Kadın her zamanki gibi sabır ve vekkil, muti üstadım dersini ginliyordu. — Dekart bu üçüncü gözün ru- hun beşiği olduğunu söylemiyor, Badema bir ders için mütcad- dit defterler tutturulmiyacak ve talebeleri bu hususta tazyik eden Tmuallimler cezalandırılacakır. —re Kızılayın Talebe takvimi —| Kızılay Ankara merkezi tarafın- | /dan hasılatı tamamen yoksul tale- | belere sarfedilmek üzere yen! yıl | için bir duvar takvimi çıkartıl - | mıştır. Hayır, bak ne diyor, dinle.. — Dinliyorum, «— Fikrin kaynağıdır; fikir bu | kaynaktan dimağa akar.» Müneve verler üstadın bu sözlerini tahrif etmişler. Münevverler dal, tur kadınım. Hayır, bu göz ruhla beşiği değildir, fakâı fikrin kay - nağıdır. Dekartın sözlerini mü - nevverler tefsir ederken fahrif de | ettiler. Dekartın ne demek istediği gok sarihtir, Beşerde her uzuv ve dimağın her intıbal çilttir diyor. Bu çift intıbalar, üçüncü güzde yekvücut olur, birleşir ve dimağa birleşmiş halde akar. Ben de Glandın, gözün burada, tam alnın ortasında olduğunu id- dia ediyorum, çünkü orada oldu- ğunu biliyorum, görüyorum.. Parmağile karısının alsına do- bandu: — Eski cetlerimizin bu gözü e- çıktı, zamanla kapandı, kayboldu. Kertenkeleler üstünde incelemeler | Haklı olduğuma eminim, fakatbıu- | 'yaptım: Bu göz bir kafatası deli - | nu isbat edebilecek miyim?, Bu- | Elektrik Günün meselesi istihlâk tarifesi değişiyor Aboöneler daha fazla ceryan sar- fına mecbur tutu luyorlar! Fakat... Şehrimizde elektrik sarfiyatını | muhavvile merkezleri yapılacak - arttırmak üzere bir proje hazır - | tır. Bu suretle şehirdeki cereyan lanmıştır: Buna göre, ev, dükkân ve diğer müesseselere tahmil edilen cereyan| sarfı meburiyetlerindeki miktarlar arttırılacaktır. Meselâ bugün yap- tığı kontratla senede 80 kilovat cereyan sarfetmiye mecbur olan bir müşteri, bundan sonra 100 ki- Tovat sarfına mecbur olacaklardır. Fakat buna mukabil de cereyan sarfiyatı çoğaldıkça fiatlar da de- rece derece yüzde 35 den yüzde 50| ye kadar tenzilât yapılacaktır. Diğer taraflan elektrik idaresi, senelere taksim ettiği bir program- la yeni tesisat vücude getirmiye karar vermiştir. 10 milyon lira sars| file Silâhtarağada 36 bin kilovat- hk büyük bir muhavvile merkezi vücude getirilecek ve ayrıca Vani- köy, Şişli ve Beyazıtta da üç tane onar bin kilovatlık — daha b öm Üzer Di Kaf ldanberi süren ve badadan intikal eden bir kan gü*- una dün 2 inci ağır ceza mahkemesinde bakılmıştır: Davacı Kapalı çarçıda -bodrum hanında bir numarada — elbiseci Koban müdeninin İmrili köyün - den Ali Gedik ile oğlu —Muslafa Gediktir. Mevkuf suçlu da hem - i ve meslekdaşları İbrahim. le bir gençtir. Gedik üç ay evvel oğl: 'e göndermeğe karar vern klerini hazırlamıştır. akşama kadar yorulduğu için de Bi ta Ömer efendi tokantı sına göndermiş biraz sonra da ken- disi gitmiştir. Bunu haber alan İb- rahim de lokantaya gitmiş ve bir masa işgal ederek bir şiye miş bütün kurşunlarını evvelâ A- linin üstüne ikinci şarjorunkileri de oğlu Mustafanın üstüne boşalt- le oğul dörder yer - n ağır yaralar almışlar an- cak vvun ameliyattan sonra hayat- ları kurtarılmıştır Ali Gedik mah- kemede davasını şöyle izah etmiş- tiri «— Bu tam kırk senedenberi sü- ren bir kan davasının son safhası- dır. 21 sene evvel amcam Muslafa Gedik İbrah'min — ailesinden Ali Fefiliyi öldürmüştür. O vakit şimdi| neen çıkıyor, Noksansız bir göz- dür. Bu göz eskklen vardı, yarın da olacak, yarın meydana çıkara- cağım. — Yarın! Doktor Kâfi sanki müslakbel beşeri görür gibi oluyordu; sanki kar üç gözlü insanlar var - dil Üç göz zlü insan kimbilir daha neler görmeğe muktedir olacaktı. — Biliyorum, - estetikacılar bu idir süren Mustafa | inkıtalarının umum! olmaması te- anin edilecektir. Meselâ Beyazıtta vukua gelen bir cereyan inkıtaın- da yalnız İstanbul tarafının elek - trikleri — sönecek, buna mukabil, Beyoğlu ve Ansdolu yakası elek - trikleri yanabilecektir. 35 bin kilovatlık büyük merkez,| ması ve kendi okllarında bu sene cereyanının üç semt merkezlerine verecek, bunlar da mıntakaların - | ;.cesi iyi olması şarttır. daki batlara taksim edeceklerdir. Bugün ise yalnız Silâhtarağada ol- | ne sebeple olursa olsun yaşını bü- mak üzere ancak bir tane 10 bin | yütmüş veya küçültmüş. olanlar, kiloyatlık büyük muhavvile mer - kezi vardır, Yeni tesisat için şimdiye kadar lere uygun olmıyanlar kabul olun- 3 milyon kira kadar para sarfedil- | Mıyacaklardır. miştir. İnşaata devam edilmekte- dir. Bu plân 5 yılda tamamlanacak | İUdukları yerlerin askerlik şube- ve hepsine 14 milyon lira sarfe - dilecektir. | . | Ğ | 21 yaşında olan İbrahim anasının karnında bile değildi. Babası, am- cası ona aklı erelidenberi Ali Fe- #ilinin kanını almasını telkin etti- ; ler Annesi ninnisinde Ali Fefilinin| intikamını göyledi. Ölen bir Ali idi. Öldüren de bir Mustafa... Bugün de| İbrahim bir Mustafayı ve bir Aliyi öldürmek istiyor. On bir sene eve vel de bu İbrahim ben! vuracaktı. Silâh çekti. Fak kilde mukabelem nu yapamadı. Üç sene evvel köyde Ben pusuya gi - zerek'onün tecavüzünü — yendim. | Ben de ayni silâhla mükabele et tim. Ben İstanbula geldim, O da geldi yanımda — dükkön açtı. Bir gölge gibi beni takip etti ve oğlum-| dan uyrılacağım gün beni de oğlu- mü da öldürmek istedi..» Müddelumumi İbrahime: «Öl - dürme kasdile yaralamaktan» ceza| werilmesini istemiş ve müdafaalar | yapılıp dava karara kalmışlır. üstüme ateş açı Umumi kütüphanelerin açık kalma zı Şehrsin neler kânunusaninin 31 inci günü akşumana kadar saat 17,90 da ka- | panacaktır. Şubat birden itibaren | de eskisi gibi akşam 18 e kadar | açık bulunacaklardır. deki umümi kütüpha- — na ömrüm vefa edecek mi?, Günler geçiyor, kadın bodrum katında elektrik şualarının altın- da yanıyordu. Bazan beyninden a- teş çıktığını hisseder, kamıkdamaz, hareketsiz bekler: — Devam et derdi, bulacaksın! — Ya gözünü ararken sihhatini harap ediyorsam? | — Bilâkis bu tecrübelerden son- | Ta kendimi tam sıhhatte hissedi - gözü çirkin bulacaklar.. Siklopus gözi decekler. Güzellik!. Güzellik ne - dir? Faydanm manası vardır. Fay- da hayat demektir . Esasen başkalarının fikri ümü- Tunda değildi, söylenecek olan söz- Jeri umurlamıyordu. Gayesi sev- diği kör kadına bir göz vermekti. Bu karanlıkta kalan kadıma, fen- man mücizesile nura kavuştura - gaktı. — Mucizet. Belki de bir serabi. e . Güzellik namına protesto e- | yorüm. — Ya muvaffak olamazsam? | — Muvaffak olacaksın. Alnıma işık tuttuğun zaman tenime du - | dağın değiyor sanıyorum.. Işık beni öpüyor. İkisi de hayal içinde yaşıyorlar, bir seraba doğru koşuyarlardı. Aşk | onları ayni rüyaya salmıştı, Doktor Kâfi: | Askerif | gözetlemeğe koyulmuştur. Boya - talebeler Kuleli, Maltepe ve Bur- sa askeri İlişelerine yeni - talebeler alınıyor Maârit liselorindön nakil sureti. le, yeni ders devresi için Kuldli, Maltepe ve Bursa askeri liselerine | talobe alınması kararlaştırılmıştır. | 1 martta başlıyacak olan bu dev- Tenin kayıtlarına önümüzdeki ayın 20 sinde geçilecektir. ŞARTLAR Alınacak talebenin öz Türk ır - ikından olması, sıhhi — muayenede sağlam çıkması ve istekli adedi ih- tiyaçtan fazla olduğu takdirde ya- pilacak seçme sınavında kazan - aldıkları ilk kanaat notlarının de- Bir sene tahsili terkedenler, her yaşları, boyları ve ağırlıkları as - keri Hseler talimatında yazılı had- Bu şartları taşıyan istekliler bu- lerinden diğer kaydükabul şartla- Tile müracaat yolların: öğrenebi - leceklerdir. 1 boya fırçası için 2 ay hapis Tamakâr sobacı cür- müsün cezasini bulup tevkif edildi Tarlabaşında sobacılık yapan Ro-| pen isminde birisine bir fırça lâ- | zım olmuş fakat Repen bunu bar- | sızlıkla ele 'mek kararile o ci- vardaki boyacıların dükkânlarını | | | cılardan biri dükkândan bir iş için| çıklığı sirada açıkgöz sobacı he - men fırçayı aşırmışsa da suç üstü yakalanmış ve Beyoğlu mahke - Mmesine verilmiştir. Dün Yapılan duruşması neticesinde — tamakâr hirsiz söbacı iki ay 15 gün hapse mahküm edilerek tevkif edilmiştir. ve—— — Kurban deri ve barsakları Her yıl olduğu gibi bu yıl da kurban deri ve barsakları kuru- mumuz teşkilâtı tarafından topla- narak hasılalı kurumumuzla Kı - zılay ve çocuk esirgeme kurum- ları genel merkezleri arasında pay- laşılacaktır. Kurban bayramı yaklaştığından deri ve barsakların — toplanması işinde bülün teşkilâtımız icabeden| tedbirleri almıştır. öeaebenki Diyanet işleri müşavere âzâ - lıkları ihtihas mevkü addı i Diyanet işleri relsliği teşkilât ve| vazifeleri hakkındaki kanunda bir değiçiklik yapan bir lâyiha Büyük Millet Meclisi bütçe encümeninden çıkmıştır. Bu lâyiha — ile diyanet işlerinin müşavere heyeti azalık « ları ihtısas mevkileri olarak gös- terilmektedir. İşle hayatın yegâne ve asli nuru budur: Hayali. Cahit gittikten sonra odasına çıktı. Pencerenin önüne oturdu. Uzaktan Marmara görünüyordu. Doktor Kâfi bu manzaraya bayır lırdı. İstanbulun bu sakin köşe - sinden görünen sakin manzara ha- yallerini yeni hayaller katardı. Uzun müddet sessiz durduktan sonra konuştu; — Bu getcin hastalığı garip bir. hastalık.. Fakat malüm.. Genç ve güzel adam. Aklı tamamile başım- da amma ıztırap çekiyor Onun 12- tırab;nı dindirmeliyim. Yegâne ça- Te de, doktor Şükrünün tavsiye- si. Kendi kendine telkin vermesi: «İyileştim!, demesi ve buna İman- ması lâzım... Onu iyileştiğine ik- DA etmek lâzım. Amma nasıl?, Ca- — Hakkın var diyordu, inanmak lâzam. Ben inanıyorum. Değil mi | ki, seni nura kavuştürmak aklım- dan geçti, bu gece ölecek olsam gözlerim arkada kalmaz. Hayal. | Tom karıcığım, orla çağlarda Ca- hidi «karışmış, diye hapsederler. di İçinde şeytan var sanırlardı. Şuradan bana Molyerin «Amfit- TION»W eserini verir misin?, (Devamua var) ! sis Tarihte Napolyon a: min Almanya ile giriştiği uzum *? çeti mücadelelerle birlikte #” lan bir isimdir. Bizinei Napolyif Prousya Almanlığı ve Avustur?? A'nonlığı 2e mücadeleye Kit ” miş ve her iki Alman devleli! mağlüp etmişti. jena muharel sinden sonra, Leipzig harbinc B? dar Almanya Napolyonun kümü altında kalmıştı. Üçüncü Napolyon ise, gene Fransa - Prusya — muharci meşhurdür. Filhakika bu tebede Almanlar, Fransayı ağır Pb hezimete uğratmakla intikamli * Fi almışlar ve 1870 yaferi, Almüf milli birliğinin tahakkukuna çığır açmıştı. Fakat tarihte bu İki marıf N polyondan başka, tanınmıyas V Şimdi ansızm kemikteri ortay tılan bir de ikinci Napolyön V#f dır. İkinci Napolyon babası büyük Napolyonun oğludur. Keni babası, «Roma kralı» anası € tadi dükü ve tarih de «İkinci polyene unvanlarını vermiştir. güne kadar tarihte biçhir rolüi ©* muyan bu Üüç unvanlı gene, polyonun ikinci karısı ve A ya imparatorunun kızı Mari ile izdivacından doğmuştur. Nt polyonun - birinel karısı, Cieaeffi Bemabarakianin dul kölür seveii Josephine idi. Genç bir topet # Diti iken evlendiği bu kadın! Napolyonun çocuğu — olmadı Busterlite, Sena müharebe' kazanıp da biltün Avtupaya kim olduktan sonra Napolyon. yük imprratorluğunu devred sadığını batırladı. B” edir ki Avusturya İ paratorunun kızı Mari Lulz 4 lendi. İşte kemikleri Parise nakledilen Reichstadi dÜ kü, Napolyona göre de Roma kefl| bu izdivaçlar doğmuştur. Falp babası çocuğunu pek az görel Çuünkü çocuk 1811 senesinde dek du ve bir sene soura Napolyon f7 paratorluğunun yıkılmasile celenen Moskova seferine çıkt> Napolyon bu seferdeki hezimelit sarsıntısından kurtulamadı. IHJ' sene Leipzigde de mağlüp oldu bütüm orta Avrujvyı kaybetti V nihayet 1814 senesinde istifa #t ve Elba adasına sürüldü. Napolyon Elbadaki menfasıfif giderken, kendisine karısının V çocuğunun refakat edeceğini :87 metmişti ve Elbaya gittikten d' yazdığı adanın güzel evini bazırlattığım ve Wf disile çocuğunu beklemekte eli ğunu karısına Fokil büdirmişti. Mari Luiz, Avusturya lqı’ 1sil Metternihin telkinile ,Elbaya B? casının yatına gideceği yarde yanaya babasımın yanına dll’ ve çocuğunu da beraber aldı. NX polyon bir defa daha ne kan ne ıçuıııııın--k"r—’" polyon bundan bahsederken, H yatnmm en büyük acısını ba YÜY | den tattığını söylemektedir. DY marlarında Napolyonun ve Hat? burulurin kanını taşıyan çoft gelince; Viyanada son derece bE” baht bir hayat yaşamıştır. Hahf” burg sarayında kendisine babasıt karşı nefret telkin edilmek istf nildi. Halbuki tabiatin sevkile ( cuk babası hakkında muhablfi hıssi duymakta idi. Biri terhiyet diğeri de tabiatin telkini olan biribirine zıt iki hissin çarpı: sından doğan iztırap içinde K kralı yahut Boiehetadt dükü, YF hut da ikinci Napolyan 1832 <e"7 sinde henüz yirmi bir yaşınd? ken, söndü gitli ve Habsburg :'_ lesinin gömüldüğü Kapusine © nedildi. e Bu defa kemikleri Kapusin Hisesinden çıkarılıp da ıınl-:; enrila Parise nakledilen — il o Napolyon, tarihte ilk rolünü Ö | biri! namaktadır. Fakat bal Nepoiyonla yeğeni üçüncü Nal yondan farklt olarak, Almanyt Üf Fransa arasında barıştırıcı rol oynayacaktı.. Hitler bu maksallf Framsız milletine ikinci Napeli'” mun kemiklerini bediye etmif Fransızlar öyle kabul etmişle Fakat bu kemiklerin toslim (Devamı 5 inci sahi; aK Faksi K