19 Aralık 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

19 Aralık 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

) sene evvel Boğazda vapur yolculuğu V, ve bütün BURHANCEVAT Bün, vapurda gelirken, İriyenin kırk yıllık müş Yölcusu olan ceki bir Bo- e Yanyana - düştüm. Bu $0 böyle yirmi senedir ta- i kıranta adamdır, mez: Ne — ihtiyarlar, ne Bana: Z havası iyidir. Akşam, Vapur yolculuğu yok mu? na can katar, der. Ho- Bünün bütün yorgun- llı Tüzgârlar alır, götü - (öne dolaşa, vaparların va- İne, seyrüsefer — işlerine : j dedi, eski günleri hatır - | hlar, —mütemadiyen, her | Tkâyet edersiniz. En ufak mak bir âlemdi. Şirketi- | Bir asra yakın zamandır, | Yolcu taşır. Fakat, istib-| de, seferler böyle mun- di. Evvelâ, vapur ade- İlr yoktu. Ve birkaç tane | "Npor yardı. O tarihlerde | hangi iskelelerden ne | belli olmazdı. Bir Boğazdan köprüye | ııquııınoı köprü - | âki üç sefer vardı. O İkyatın icapları başka idi. İ güç zahibi olmadığı için, | inmezdi. İstan- Bek, bir hâdise idi. Vapur- | h'!tıım.. azdı. Bütün izke- lçıı. sabahleyin Ka- kalkan bir vapur, ancak | 'ârıye gelirdi. Çok erken 'Mm Hele, zamanın ki- İleri gelenlerinin otur- thb&ylulnde vapur, a- Mühim yolcuların husust idi, Meselâ, vapur sabah- q'ııııı yanaşmıştır. Birkaç| .*f Fakat, vapur hareket | Pinkü, bilmem hangi <paşa! Bi uşağile haber gönder - Ptan, onu bekler. Paga | Ağır ağır hazırlamrlar, bi çıkarlar, iskeleye g 'Serıar Vapur da kalkar. kaptana haber getiriyor: * yolcu bekliyor: girketikayriye mazdı. Bilhassa, akşam, köprüden Boğara dönüşte, beklerdik ki, bütün. İstanbula inen Boğaziçililer gelsin. Vapur dolar, ondan sonra hareket Daha cskiden, ve Şirketihayriye tecssüs ettikten yıllarca sonra da, vapurlara zamanın kibarları, zen- ginleri binerdi. Çünkü, halka, pur pahalı gelirdi. Diğer halk ta - bakası, Boğazdaki köylerine pazar ! kayığı ile giderdi. Pazar kayığı u- cuzdur, tabil.. Meşrutiyetten çok sonraları kadar, pazar kayığı ile yolcu taşımak usulü hâlâ vardı. Bugün, Şirketihayriyenin asıl yüzünü güldüren iskele Üsküdar- dır, Vaktile ise, Üsküdardan İs - tanbula, hergün bu kadar — yolcu inmezdi. Üsküdarda, ya işi olmi » | yanlar, yahut, işi Üsküdarda olan- | lar otururdu. | Zamanla, herşey değişiyor. Ha- | Sonra vapur dolmayınca da kdk-ı | | | | | lar, Köprüder Madan köprüden ha: Vapurun hareketini beklerken, ga Tip manzaralar görütdünüz. Namı kılan müslümanlar, kahve pişi nere uğrar, sonza kıvrılır. Bir de bakarsn iskelesinden mendil — sall Mutlaka, Eyüp S gidecek, hatırı sayılır bir zat iske- leye gelmiştir. Haydi bakalım, va- Pur, Kasımpaşadan ayrılır, 4 züne, tekrar Fenere — gelir, Yoni teşrif eden yolcuları alır, devam ed:rd UNYANIN I(,ıNDEE yeni İngiliz yangın bombaları İngilizlerin yeni yangın bom < baları hakkinda enleresan bazı malümat verilmektedir. Almanlara göre, İngiliz layya- relefi yaplıkları akınlarda küçük paket halindeki bu yangın bom- balarından çok miktarda kullanı - yorlarınış. Beş santimetre murab- bamnda olan bu paketlerin — kabi | sellülcittendir. Orlasında yangın | pamuğuna sarılnış bir bi dır. Paketler öksijen ve yahut gü- | neş işıği altında tutuşmakla — ve | alevleri bir metre yükselerek ne- | riye düşerse, orasını yakmaktadır. İngilizler bu paketleri bakiki yangın bombalarını feda etmek is- | temedikleri yerlerde sarfetmekte- dirler. | Bu paketlerin ne olduğunu bil- ' 'na — ziy yoluna miyenler, ceplerine almakta ve bu suretle elbiseleri - tutuşmakta ve kendileri de ağır surette yana- l î “ Aman paşa haz- ü henüz teşrif etmediler sakın hareket etme- Paşa gelecek | vapunanı köprude 'Yaz ve kış Haliçte de, kayıklar, çok iş yapardı. Halk, daha çok ka- yıklarla gider, gelirdi. Akşam ü- | zerleri, hele cuma akşamları, E- yüpten vapura binip köprüye gel | mek bir mesele idi: Bin ayak, bir | ayak üstünde kalır, vapur tıklım | tıklım dolardı. Akşam dönüşünde, | vapurda sofra başına oturup yemek | yiyen aileler çok görülürdü. © devirlerde vapurlar, bir liman- Ca soyahat, nakil vasıtası olmak tan | ziyade, uzun yolculuklara — çıkan | tarih! kadim kadirgalarına, yahut Büyram, seyrün, mesire yerlerine | benzerdi. Bugün, yaşı 40 dan fazla olan her İstanbullu şehrin bu eski hayatını pekâlâ hatırlar. Hele, alt- | mışında, yetmişinde olanlarda, kir bilir, daha ne acaip, ne komik has| tıralar vardır. Bugünkü nösle ese ki İstanbul hayatını bütün tafsilâ- tile, hususiyetlerile anlatmalı ki, ugünün kıymetini, aradaki mesa- 1 daha iyi kavrayabilsinler.. O Te ait öyle hatıralar vardır &i bugünkü gençlerimiz ve çocukla- | rımız, belki de inanmazlar, o ka- j | dar komik, gülünç, gayri tabil ge- | lir.. | Eski Boğaziçilinin hatıraları, da-| ha çok uzundu. Ben kısaltarak yaz- | y dun, Eski İstanbul hayatının böyle| garip hususiyetlerini bilen oku - yucularım, bunları bana bildirir- lerse, onları da memnuniyetle ya- | olduğunu biliriz. CEVABLAR Dünyanın en SUALLER, l sür'atli gemileri | 8 — Dünyanın en sür'atli harp gemileri hangileridir?... € — Fransız bahriyesinin torpido| vedetleri idi. Bunların sür'atleri saatte vasati 55 mildir. Yani (saatte 102 kilometreden fazla) 8 — Katolik papazlarının evlen-| meleri ne zam Tebaid piskoposu Paphnu ile Sen da izdivacın şidde Yedin di. S — Radyum nerede çık: C — Radyum ilk de hemyada Jcachimsthal denlerden çıkarıldı. Son zaman « larda Amerikada, Portekizde, Ma- dagaskarda ve Norveçte Radyum madeni çıkarılmıştır. leri de çıkar gı . ©€ — Hayır, yevmi gazeteler pa- alar doldurur. Günün mübim ha- berlerini de radyolar verir. Yu zgeç müvezzi Yayı letli, hatlâ motosikleli postacılar kat yüzerek, mektup gelirip götüren müvezzi- ler de bulunduğunu işittiniz mi?. Yeni Zelandanın - cenubundaki Nukadalfa adasında posta müvez- zileri yüzerek mektup getirip gö- türmektedirler, Çünkü bu adanın glrafı tamamile kayalıktır. San - dallar yanaşırken yüzde seksen devrilir. İçindeki paketler de su- ya düşer, Buna karşı çare arıyan posta i- daresi, memleketin en meşhur yüz- geçlerini müvezzi olarak almıştır. Posta vapurları gelince, bu yüz- geç müvezziler, derhal başlarma çantalarını alarak, denize atlarlar Vaparun yanına gelince, bir ip | yasıtasile çanlalarını vapura ve- rirler, Bu çantalara da adaya ge- len mektuplar ve pusta muhtevi - konarak, tekrer yine iple mü- vezzilere teslim edilir. Posta bu gekilde adaya getirilir. Fukat aradasırada ,yüzgeç mü- wezziler köpek balıkları tarafın - dan da yutülı Hayatta ve sahnede muvalfak olan bir adam Deniz subayı iken na:ıl, artist oldum ? Bir çok insanlar vardır ki, ba- kendierine bir meslek se- çırlu ve o yolda çalışmağa ko - yalurlar. Fakat tesadüf, anları seç- fikleri meslekle hiç de alâkası ol- r maleklere atar. İşte bunlardan birisi de Pransızların meşhur sinema arlisti Piyer Blan- şardır. Artis bu hakikati kısaca şölye anlatıyor; - Bahriye mektobiüde idi. Ak- cağımı hatırıma bile ge - iyerdum. Derslerime çalışı « jntihanları muvalfakiyetle yor, geçiriyordum, Nihayet, kaptanlık diplomasını aldım — ve ilk sefere çıktım, Bu, an üç ay sürdü. Sonra San'at hayatına atıldim, Yirmi se- nedir artistlik yapıyorum. Fakat, bugün bir gemi idare edebilecek iktidarımı var, San'ata 'masıl mı intisap ettim, Bu pek sadedir. Fransada çevrilen bir filmde bir bahriyoli rolü yapmamı teklif | ettiler, kabul ettim. Bunu bir A- merikalı sinemacı görmüş, beğen- miş. Geldi, beni buldu. — Nevyorkta, korsanlara —ait bir film çevirmek tasavvurunda- yım. Raş rolü kabul eder misiniz? Dedi, Senaryonun hazırlanmı sanı da bana havale etti. Amerika- ya gitlim. Bu film çok rağbet gür- Eski vesi! artistlerinine ... Com Kravford dü. Az zamanda şöhret ve servet kazandım. Fransaya döndüm, ev- lendim. İki küçük kızım var. Ha- yatımdan, karımdan ve çocukla- yımdan çok memnunum. S — İngiliz gazeteleri parar gün- zar günleri tatil yaparlar, Bunların bıraktığı boşluğu haftalık mecmu- hut atlı, vahut bisik - | 8$ —SON TELGRAF - 19 1 inci KANUN 1940 ! Zevk âlemlerinin hazin neticeleri Tecrübesiz,masum bazı kız- lar nasıl düşürülüyorlar ? | aşkın, ihtir yavruların hazi (Havat hâdiselerin girift zincir- derler.. Ve bu da Üyle iç sızlatan a rastlamır ki insan, karslarında yözyaslarımı güclükle pteder. Gerçi kanunlarımız iç - i faclaların müsebbiplerini de rlerinde hesap vermeğe mec ve mes'üllerin amansız kanunlarımızın ana pren- muştur. Fakat se- bin kişinin barındığı İa- tanbul gibi karısık ve katışık büyük bir şehirde cereyan etmiş nice hâ- diseler, içtimai factalar vardır ki bunlar polise. adliyeye intikal et- meden kendi âlemlerinde gizli kal- mat, sönün gilmişlerdir. Bu sessiz n kutbanı olanların ek - i de ne vazık tecrübesiz far. masum kadınlar, toy delikanlılar teskil etmektedir. He- men coğu Görcüsüzlük, zevk, süs, hulva uğruna sönen, bin bir veitle aldatılan. kandırılan — yarrıların maceoların hayret ve ibretle dolu | Birer hazin hikâyedir. Ve onla - | vin içlerinde öyleleri vardır ki bir dakikalık zevk için — tertemiz bir hayat, bütün bir irtikbal kaybet. Tiş, dansın, cazbandın sürükleyici aldatıcı ehengine kendıni kaptırıp her şeyini çiğnetmiş, süs, zişmet, gösteriş pahasına varlığını harca - mıştır. Ve yine bunların arasında | öyleleri mevcuttur ki genç kızlığın en hummalı yaşında kurdukları a. fif ve temiz hulyalarını tesadüfün karşılarına çıkardığı kalpsiz, vic- dansız kadın veya erkekler zehire Teyip kirletmşiler, nice yavrular daha hayata bir yasemin tazeliği ve temizliği ile boy verirken kandı - ılıp ebediyyen soldurulmuşlardır. İşte muharririmiz Halük Cemal bu hazin, içtimei hâdiselerden bazı - larını bizzat kurbanlarının ağzın - dan dinliyerek tesbit etmiş ve bize ibretle okunacak bir yazı silsilesi hazırlamıştır. Arkadaşımız bu ya- zısında — barların, — dansiğlerin | içini, randevucu kadınların şeni, | içtimai cinayetlerini de teşrih et- | | mekte ve her biri başka başica kirli | rezalete, iğrenç sefahete, pis ihti- | raslara sahne olan randevu evle - | ginden genç kadın ve erkekleri - mizin nasıl korunmaları icap et - tiğini tebarüz ettirmektedir. Büyük | | bir merak, alâka, hayret ve tees sürle okuyacağınıza emin olduğu: muz bu yazılar başı boş görüllerle dolaşan — tecrübesiz genç kızlara, | görgüsüz delikanlılara, lüks hayat, cazip âlem rüyasile çırpınan hayal- perest kadın ve erkeklere — birer | ibret tesilesi de olacak ve onlara V thlikelerden korunmanın ana hat- | | larını da gösterecektir. g Arkadaşımız bugünkü yazırında Lâmla isminde talihsiz bir kızca - | gızın macerasımı kaydetmektedir. * Ve Bayan Lâmla ömür kttabının en tehlikelerden sakınmanın ana hat- tadır: | | *— Ben Aksarayın sessiz, müte- vazı bir köşesinde büyümüş eski bir memur kızıyım, Babamın ma- |lülen tekaüt oluşumdan sanra anneciğim ve küğük kardeğimle Horhor caddesindeki evimizde ka- naatkâr, temiz bir yaşayışla yılla- rumızı geçiriyor, bir yandan da san-| Pat mektebine giderek — istik - | balimi hazırlıyordum. Benim gibi | | habacığım da; ömrünün ileri gün- | | derinin en masum, içli duygusunu | bu istikbale bağlamış, geçmişini Üzilemizin varlığı, biricik kızının geleceği uğruna harcamıştı. Her | akşam mektepten döndükten son- ra beni karşısına alır ve baba şef- | katinin en temiz, en sıcak buse - derile dudaklarını alntmdn dolaş- tırırken hafif hafif parmaklarile saçlarını okışyarak: Sen benim boşaları günle - rimin birleik ışığı, altmış iki yıl- Tik ömrümün biricik baharısın Lâ- mla!.» diye sever VE sonra yaşaran Masum bir geç kız, tecrübesiz gözlerile hep benim saadetim için | Allahına dua eder, yalvarırdı. DUr Ve varyete İazları.. Unların f kadınlar kevdinizi yalancı sın zevkine, süsün, cazbandın cazibesine kaptırma- yınız.. Görgüsüz delikanlılar gizli zevk âlemlerinden, randevu evlerinden kaçınız. Aşıgıdıki maceralar, aldatılmış, kandırılmış ! akıbe!lerı size birer ibret olmalıbır. | yüzleri gülerken içleri aglar ve hakikatte; ekserisi; ağ Tamamak için gülerler! .. Röportajı yapaa : —— l BALÜK CEMAL Onun bütün ümidi beni ııılb bimi ikmalden sonra ev lınllıııh. müryetimi görmekti ,Uzun karlı kış gecelerinde sıcacık mangalın etrafına toplandığımız zaman ek- seriya bahis hep bu tasavturdan, istikbalimden açılır, dışarıda az- gin fırtınalar canları kanıçılar - ken baham: «— Ah bu kş da geçse Lümincik! Yaza bir erişsek, mektebin bitse de seni göyle namuslu, şerefli bir erkekle evlendirsek.. Yuvanı ken- di elinle kursam!,» diye en temiz ftasavvurunu açığu vururdu. Bilâ- hare ben Tâmbamızın titrek ışığı altında kendimi derslerime, vazi- felerime berince babamda anmem bu İzdivacın yuvamıza getireceki maddi manevi saadetin hulyasile hesaplara dalarlar, damatlarının malıdut bülçemize yapacağı yar- dımın taksimine bile, girişirlerdi. Evlenmek, Bir erkeğin olmak.. Yuva kurmak!.. Bunlar o vakte kadar benim ta- mamile yabancısı olduğum, bil - kek gölgesi, hiçbir aşk sesi içim- de yeralmamıştı. Sevmek, sevil - menin ne güzel şey olduğunu, yal- nız mektepte arkadaşlarımdan i- şitmiştim. Bazan büyük teneflüs- lerde birkaç kız tenha köşelere sı- ganarak birbirlerine renkli küğıt- lara yazılmış süslü mektuplar o- | kurlar, <aşk» dedikleri macerala- rının tafsilâtını anlata anlata hi- tiremezlergli. Ben hep bunlara ka- yıtsız bakar, masun bir salfele gülümsiyerek lâkayt kalırdım ve belki de daha uzun müddet, meşru izdivaca kadar da yahancı kala - çaklın. Fakat ah ne olurdu dün- üğim şeylerdi ve n yedinci | yaşıma bastığım halde hiç bir er- | | yada irtıraplar felâketler olmasa, bunlar gibi «sevmek>, *sevilmeke de tabii, mukadder bir âkibet bu- yedinci baharmma kadar felâket ne- dir onu da görmemiş, bilmemişti. Lâkin bir akşam hayatm bu en acı sillesini de yedim: (Devamı var) DOKTORUN TAVSİYESİ Kışa girdik. Havalar soğuk Bu mevaimde çok dikkat ede- ceğimiz bazı noktalar vur, E- ğer, küçük bir soğukalgınlı - ğna ehemmiyet — vermezsek, nezle hazırdır. Nezleyi titzem>, başağrısı, mide bulantısı fakip Gelp başlarıgı ydania Sonra, grip. Zatürree, nbe kadar- yöl açıktır. Takilerii' bi YöĞü yüğdr ğuğa karşı Yiğitlik olmuz, der” ler. Binsenaleyh, kendin: muhafaza ediniz, Bilhassa şu * tavsiyelerimizi tulunuz: * Sırtınız kavi 2 >* Palto ile odada oturma - yın. *& Sabahları boş mide ile dışarı çıkmayın. * Odada sobanin y tazla sokulmayın. 4 Sokakta çok üşüyoma - Tuz, kulağınıza pamuk tıka - yın. $e Nik su için. * Gece yatarken için. ihlamur

Bu sayıdan diğer sayfalar: