1 Aralık 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

1 Aralık 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KOCASINDAN AYRILACAK Gazeteler yazıyor: Bir ay- hk gelin, kocası aleyhine bo- şanmak davası açmış.. İddia şu: Kocası gazete okumakla vakit geçiriyor ,karısile dedi- kodu yapmmıyormuş!. Şimdiki bayanlar, okuma- nn düşmanı mı7, Birşey de- ğil, işin ucu bize dokunuyor, Bayaylar ,kocalarıma gazete okutmazsa, biz, sonra me ile geriniriz?. ATİNA — “SAHNEDE Kandevucu Madam Atina- nin, evvelce mahküm olma- sına rağmen, yeniden faaliye- te geçişine ne dersiniz?, Hem | de, bu sefer, şubeler açarak, | teşkilâtını genişleterek işe ko- | yulmuş.. Can çıkmayınca, huy çık- maz, derler. Galiba, bu emek- tar kadını mesleğinden ayır- mak bir türlü mümkün olmı- . DELİNİN RİVAYETİ Mazhar Osmanın ıstifası | | | | Asker | çocukları | Anaları çalışan 3-7 | güzel bir karar verildi Ahyali hazıra sebebile erkek - leri askere giden ve kendileri ca- Lsmak mecburiyetinde bulunan kadınlarımıza bir vandım olmak üzere bu gibi ailelerden arzu eden- lerinin 3 - 7 yaşındaki çocuklarının parasız olarak ana kucağı kuüru - muna alınmaları çocuk esirscme kurumunca kararlaştırılmıştır. de bu kabil yavruların kreşin hi- mayesine alınması tasvip olunmak- tadir, di niye Tifo ve aşı Kandıradan İzmitte münteşir «Türk Yolu» refikimize bildiril - diğine göre Kandıra kasabasında münferit olarak tifo hastalığı zu- hur etmiş ve icabeden sıhhi tod - birler alınmıştır. Mahalli kükümet| tababeti halkı aşılanmaya davet etmiş Basime lıveçla-ı halı, Bağdattan hurma isteniyor Stokhalm ticaret ataşeliğimiz İs- yecte bircok finmaların Türk halt- Tarına talip olduklarını resler de göndenmistir. leketimizden kuru mevva satın al- anağa talip olmuşlardır. bir mesele oldu. Günlerce, bu | habere kimse inanmadı. İşin | aslı şu imiş: Mazhar Osmanın tımarhane - sertabipliğinden istifa edeceğini, daha evvel, bir deli, şayia olarak ortaya atmış.. Bu sefer, hâdise vaki olun- ca, delinin o eski nvıych ta- zelendi, zannetmişler, AÇIK MEKTUP Üstadım Necip Fazıl, evvel- ce bahsettiğimiz mısram, be- mim iddia ettiğim gibi, Nedi- me ait olduğu ve Baki ile hiç bir güna münasebeti bulunma- dığı ,yaptığım araştırmalarla sabit oldu. Kendi tetkiklerim- le de iktifa etmiyerek Üniver- sitede alâkadarlardan sor - dum. Binaenaleyh sözlerime itimat buyurmanızı rica ede- rim. Saygılar, AHMET RAUF Lüks mağaza Fiat murakabe komisyonu, pe - rakende manifatura - satışlarında kâr nisbetini yüzde 25 olarak ka- bul etmiş, Yalnız, lüks mağaza - larda, bu nisbet yüzde 50 olarak kabul olunmuş. Şimdi, hangi ma- Bazaların lüks sınıfına dahil ola- cağı tetkik ediliyor. Yani, meselâ 5 liralık bir ku- maşı bu mağazalar 74 liraya sa- tabilccekler?. Sebebi?. Lüks imiş!. 'Türkiyede lüks mağazaya aklı- mız ermiyor. Daha doğrusu bu za- manda lüks mağaza olmamalıdır. BÜRHANCEVAT ürperdi- Konuşan Cahitti, | kocası Cahit konuşuyordu, Bu cinnet buhranı, bir nevi uyku has- talığı gibi birşeydi. Uyandıktan sanra hiçbir şey hatırlamıyordu. Cahit devam etti: — Ne garip bir uyku bu. Uyan- ığfum zaman olduğum veri tanıya- .. Bi kendimi beri masallarındaki peri padişahlarının sarayında sandım. Peri de hiç süp-| 'he vok ki, sensin, | Kocasının ellerini tuttu. — öbtü. Cahit tekrar e — Çok saripbir Sanki bi- Sım bir mengenede sikıştı.. Tatlı bir rehavet geldi.. Nihayet uyan- " üle ü Bir geyler hatırlamak istiyormuz gibi düsüdüyordu. Jale: — - - | HM çER Bacak kıran üç hamal hapse mahküm ecildiler ABa, Musa ve Yusuf isimlerinde üç kişi Mahmutpasedaki bir han'ın | pencerelerinden çuvalları aşağıya atarken aşağıda insan olup olma- | dığına dikkat etmemisler ve o sıra- da pencerenin altından geçen Bul- garyalı İbrahimin bacağını bir çu- valla kırmışlardır. Dikkatsiz hamallar asliye 2 inci ceza mahkemesine verilmişler ve her ücü de dün üçer ay hapse ve 500 lira tazminat yermeğe mah - küm olunmuşlardır. —— Adanada eski bir Türk dostu öldü Adana 30 (Hususi) — Uzun y lardanberi sehrimizde bulunan B. Duzlas Vallas evvelki aksam kalp sektesinden ötmüştür. Nezaheti ve Türk dostluğu ile , itibaren seans saatlerini deği: mühitimizde kendisini sevdirmiş | olan B. Vallas, Dük Hamilton'un oğlu olup asil bir İngiliz ailesine mensuntu. Dün cenazesi Türk ve | İngiliz dostları tarafından kaldı - rılarak hiristiyan mezarlığa gö - mülmüştür. Cenaze törenine Mer- sinden İngiliz konsolosu da gelmiş bulunuyordu. —— İasle kabarli İzmit 30 (Hususi) — Sığınak - darın kontrolüne — başlanılmıstır. Simdiye kadar sığınak yaptırma- mıs olan ev ve müessese sahipleri siper vaptırmağa başlamıslardır. Xâğıt fabrtkamızın cıkardığı veni siyah maskeleme kâğıtları rağbet- le karsılanmıştır. Kilosu 45 kuruşa satılmaktadır. Kahraman askerlerimize kış he- diyesi verenek üzere faaliyetle ça | Tısılmaktadır. Bu hususta- valimiz Ziva Tekelinin reisliğinde büyük bir toplantı yapılmıştır. Nerkez hükümet döktorluğuna tayin olunan Adapazarı hükümet tabibi dokter Sami Örer tayin - lunmüuş ve vazifesine baslamıştır. Son günler zarfında İzmite na- | lamut, torik, sardalya ve uskum- | ru bol gelmektedir. Ceydet Yakup — Artık bunu düşünme dedi. Se-| ni seviyorum. Beni seviyor musun Cahit? — Bütün kalbimle. — Beni her zaman sevecek misin? — Ölünciye kadar. İste bütün nişanlı!k devresinde duyduğu ses bu sesti, bu aherikti. Bu tatlı sözlerdi. Bunları takrar duydukça, kendi kendinden süp - helenivardu. Acada rüva mı gör- müstü?, Atölveni görmek istiyorum, — Atölyemi mi? Hayretle karısımın yüzüne ba - —— Atölyeni ya. Başladığın resim- leci görmek istiyorum - yaşındaki çocuklar için! İzmir ve Ankarada da bu kararın| tatbikatına geçilmiştir. Şehrimizde | ip ad-| Bağdatlı bazı tüccarlar da mem-| | düvenleri, mes'ut ve kaygusuz cık- HALK Fılezoiu Hazır ol cenge.. Dün gece yarısından sonra, Tür- kiyede bütün ışıklar maskelen - miştir. Yurdun en mühim kısmı üzerinde örli idare ilân olunmuş- tur. Bu demektir ki, - bu erkek memleket, sulhperverliği kadar, harbe hazır olmasını da - biliyor; Göğüşmek, vuruşmak hususunda ssla endişe ve tereddüât göstermi- yor, Bn suretle, Türkiye, en son a- kacağı en mühim tedhirden Lir ev- velki, bütün tedbirlerini almış bu- lunüyer, Dünyada hiçbir memleketin gi- deceği vol Türkiyemin vaziyeti ka- dar sarih ve açık değildir. Tabiri y yaş tahtaya basmıyoruz. Sizin anlıyacağınız, sağlama gidiyoruz. Su uyur, düş- man uyumaz, derler; ne olur, ne olmaz. Her törlü emniyet tedbirleri - mizi almış ve almakta devam et- miş bulunmı hürriyet ve cavüz olmadıkça hurbe girmiyece- ni yangına körükle varmı- İşıklın söndürme ve maskele - me işi, Türkiyede, belki bütün memleketlerden daha normal, da- ha sakin hir tarzda halledilmiştir. Bunun sebebi basittir: Bi harp görmüş, geçirmi birçok hâdiseler yaşamış, teerü - beli bir milletiz. Her zaman oldu- ğu gihi, vatandaşların bu işte de | gösterdiği vakar ve sükünet, an- cuk Türk milletinin asaletine bir misaldir. Asil milletler, ebediyete kadar hür yaşamağa lâyık insanlardır. REŞAT FEYZİ Beyoğlundaki fakir hasta çocuklara meccanen muayene ve tedavi- ediliyor Cocuk estrgeme kurumu Beyoğlu merkezi tarafından Beyoğlu İstik- Tâl caddesi No. 69 da açılan çocuk Polikliniğinde tanınmış çocuk dok- torlarından Fuat Tanerinin yar - leri saat 10330 dan 12.20 a kadar fakir ve kimsesiz çocukların mu- ayene ve ilâeları da bedava olarak verilmeğe başlanmıştır. üi md ,Sinemalarda yeni seans saatleri Şehrimiz sinemaları busünden mişlerdir. — Yehi seans sas! : Yİ, L 220, 4.30, 6.30 ve 9 dadır. MA ŞAYA dunmakta olun beş köişilik Alman tdea- *et heyeti memleketlerihe dünmek Üzene ? sehrimize avdet etmiştir. Kuru meyva ve tütün mübayaası için Mmutabik ka - hınmuştır. e Ankaradan dönen, Berlin büyük elçimiz Husrev Gerede, şebrimizde bir hafla kadar kalarak hususl işlerini tes- viye ettikten soara tekrar Ankaraya dünccektir. z Sincma soansları yine değişi miştir. Yerii programia göre, seanslar asat ID 12 2A0 - 450 2 620 ve b dadır. e Almanyadan übbi alât, — gözlük Carnları, fotagraf malzemesi, lıraş bi Çağı gibi mallar gelmektedir. 22 milyon' Hralık anlaşma mücibince 39 lokomo- Hf de yola Çıkarılmuşlır. e Belediye iktısat fiatlarına zam yapacağı anlaşılmakta biletlerine yüzde o0 zam yapılmasını #zas itiharile kabul etmiştir. madım. Vaktirm yaktu. sana vakfetmistim. Eöer resme | Jıssa idim, sezin hakkını yemiş o- lacaktım. Gül Kendimi — Nişanhlık mesleği insana za- manı kaybettiriyor. Jale şımardı: — Amma ben atölyeni görmek istiyorum. — Övle 8e haydi gidelim bayan?| Kocasıtan koluna elrdi. Gece tit reyerek, korko korka çıktiğı mer- tı. Fakat gıkarken kendi kendine, içinden sövtenivordu: — Rüyada değilım ya., Evimde- yim yaz. Fakat atelyeye yaklaştıkça içi- 'ne yine korku girtyordu. Ya atel - yeye girince yine karşısına öteki Cahit çıkarsa?, Ya Cahit geceki tablosunu görüp Şine çıldırırsa?, Cahit bütün göce uyuduğunu söylemişt'i. Gecen senedenberi hiç bir resim yapmadığını iddia et - mişti. — Sana gösterilecek Bir şeyim vok. Geçen sene sergide teshir et- tiğim eserdan sonca bir şey yap Pa ir Kai Atelyenin kapısım açıp girdik- leri zaman jale hayrele haykır- d Geceki resim yerinde yoktul, & dımile her hafta cuma ve salı gün- | | KUÇÜK HABERLER | * Bir müddettenberi Ankarada bu- | müdürlüğünün | nakliye masraflarından dolayı ekmek | dir, Zam miktarı yarın belli olacaktır. | e Belediye daimi eneülmeni otobüs | Şişelik mantar u nevi mantarlar da- |kilde yetiştirilip harice para çıkarılmıyacak Sişe mentarları için her yıl ha- | rice mühim miktarda para verildiği | görülerek — memleketimizde bol muklarda şişelik meşe mantarı ye- tiştinilmesi kacarlaştırılmaştır. Ziraat Vekâleti hanıi muntaka - ların bu işe elverişli olduğunu tes- bit etmiştir. En ziyade Ede mın - yetiştirmeleri ve bunun cok kârlı bulunduğu bil- dirilmiştir. vE MABKEMELER | Barda bıçaklı | ; tabancalı bir Bo ei | gece döğüşü Adana 30 (Hususi) — Evvelki gece saat 22 de kıskanclık yürün - den Emek fabrikası karşısındaki bunda bir büdise olmuştur: Saat 22 de santözlerden birine birkac kafadar portakal ısmarla - mişlar fakat bu harcketi çekemi- 'ven diğer birkaç sarhoşlan biri ay- | ni kızın yüzüne bir portakal atar- ken diğeri de bir iskemleyi kap- tığı gibi sahnenin önündeki elek- | trik lâmbasını kırıp — etrafı zifiri karanlıkta bırakmıstır. Bundan sonra bıçaklar ve silâh- lar cekilip kavga baslamıştır. Barın | kapısı önünde duran bir bekci ice-| rideki gümbürtüyü islti; vaya| bir kaç el silâh atıp polisi cağ mıştır. Hâdise mahalline gelen me- amurlar kavgacıların hepsini yaka- lamışlar ve adliyeye vermişlerdir. D Ağır yaralı yoktur. Çüdirindan' kaçırkit'kız! Değirmendere — kazasına bağlı Kesre köyünün Bademli mevkiin- de Cadırda oturan seyyar — asiret halkından Ahmet kızı Ayşe, cadıra | baskın yapan 21, 22 yazlarında ikl | mechul sahis tarafından kaçırıl - | mıistir, | Suçluların Carm kövünde oturan | aşiret halkından Halil oğlu Meh < f met Ali ve kardeşi Hafil oldukları anlasılmıştır. | Suğlular tutularak İzmit adliye- sine verilmiştir. | Rami cinayeti zetresini, kendisi ev- Ki atın çifte atıp | ddla etmiş ve are- larında mım zlik olduğundan, kendisi irdü zannetmesinler diye bahçeye görmdüğünü süyle - | miştir. Dinlenen şahitler filhakika Dan- yalin kısrağının - çek huysuz sert bir hayvan olduğumu mişlerdir. Mahkeme şah kalmışlar. Gizli randevu evi Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Nuruziya sokağında 30 numaralı Mehmet Habip apartımanının 1 numaralı dairesini işleten sabıkalı rTandevaculardan Avşe Nimet ev- velki vece su üstünde vakalanmış — İzte eskislerim dedi, — Bütün bunlar bir fırça üsta- danın manzümeleri. Sana bir şey söyliyerim mi Cahit, burada sana yakıştıramadığım bir resim gö - | recek olursum... Birdenmbire sustı — Hayır darılırsın diye korka - rıra. — Ben mit, Ben sana darılabi - lir miyim?. Eğer bana yakıştıra - madığın bir resim bulursan söyle bakayım ne yaparsı jaleyi bağrına bastırmış cev. bekliyor, saçlarını öpüyordu. dale mırıldandı: .— © resmi yırtmanı rica ede- rim. — Bu kolay. — Koöcam yalnız şaheserler yap- malıdır. — İşte bugüç!. Neyse, gayret e- derim. jale gözlerini kocasının gözleri- ne dikti: Burada bana göslercceğin başka resim yok mu?, — Yok. işte hepsi meydanda. ı.vııııı var) | kâri wmumiyesindeki heyecan, do- coekün tezahürleri arasında wAVI!UI’A HARBİNİN 'YENİ Yazan: RAHMI YALAZ Deniz Fedaileri OSMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLUS- GARB ve ADALAR MUHAREBESİ Donanmaya hasret kalan halk Donanmenın tensiki mevruu - hhıoldn(ıı zamanda kuvvetli bir paşa gel 'Tahir bey bilhassa pratik saha- daki derin vukulfu ve yıllardan - beri edindiği tocrübetile bu ten- sik edilccek donanmada kuman- da mevküni işgal için tek adam tanılıyordu. Tahir bey fileyu teslim aldı. Barbaros Amiral gemisine geçti. Forsunu cekti. Arkasından Bahri- ve nezaretinden verilen bir emirde ildiriliyor, Nöradan hare - ketle, İ.l.lr, Aıh.lyı. Fenike, İs- kendermn, Beyrut İlmanlarını zi- | yaret etmesi, dönüşte de Akdeniz- deki Osmanlı adalarına usrryarak :.d Satvet» etmesi istemiliyor- Tahir bey bu seyahate itiraz et- medi.. Yine Nârada ve İstanbul- daki harp vühitlerinin edecek olanları tesbit ve tayin e- ÖH Başta Barbaros olmak üzere Me- | cidiye, —Asarıtevfik, Merudiyc; Framaz tpi destroyerlerden Ber- kısatvet, Peykişevket, Mwinizafer, Barikaizafer xkavtları, Ansaldo botlarından yedisi seyahate ha - zarlandı. Ağuztes nihayotinde — Nâradan hareket eden Osmanlı filesu İz - mirde hararetli tezahürat ile kar- sılandı. Malk, yıllardır hasret olduktarı bir donanmayı bütün derli toplu balindeki iltişamı içinde seyret - mekten duydükları hazla gemile- re sittiler. Bahriyelileri kucakla - dılar, onlara hediyeler dağıtıldı. Son hâdiseler üzerine İzmir ef- nanmanın gelişi ile yatışmış, yeh- rin rasgele düşman (filoları tara - | fından bombardıman edilmesi fik- rini ortadan kaldırmıştı. İzmirde üç gön kal- dı. Dördüneü günü yine halkımn MESELELERİ On altıncı ay.. Yazam: ALİ KEMAL SUNMAN Avrupalı askeri — mütehasınlar Yunanlıların dağ muharebelerini kazanısaları uzim zamandanbori dağlara yerleştirmiz oldukları tap- ların kemmiyet ve keyfiyet itiba- rile olan ehemmiyetine nazarı dik- kati celbediyorlar. Top çek, hem ge ararzi seraiti Vunan ordusu için pek imüsaittir. Yine birinci derece- de gözönüne alımacak cihet harp çok iyi kullanıldığını gösteren derin bir bilgi ile düş - mana karşı günlerdenberi devam Yunanlılar dağlık araziden na- sil istifade edeceklerini biliyorlar. Sonra her türlü müşkülütı yene - zek muharebe etmek için munevi kuyvetleri her gün yeni muvaf- fakiyetlerin verdiği meş'e içinde artlıkça artmaktadır. Buna muka- bil İtalyanların en yeni di vesaiti galebe gelmediği görüldü. Üatak ea it ne olursa olsun harbi yapanın #ine insan olduğu hakikati — bir kere daba kendini gösterdi. 839 - 40 harbinin şimdi Arnavut- hukta geçen salhası eski muhare- beleri, sarp dağlarda cereyan et- miş eski kavgaları hatırlatmak - tan geri kalmıyor. Mükemmel top- larm yardımı ile dağlık arazide, piyadenin başaracağı zorluğu nisbetindeki muvaffakiyeti göz - önüne gelmektedir. Böyle çetin kavgalarda bilhassa — düşünülen nokta şt oluyor: Tecavüze uğra- mus, kendi topraklarının çiğnene- ceğini ve varlığının muhakkak bir tehlikeye düşeceğini gören — ber yatanını sever için dağlar - birer * yardımcıdır. Memleketini müda- | hııklıır in kuvvel mirden ayrılarak Akdenizi açık- tan dolaşmış, Antalyaya dümen doğrultmuştu. —- HAMİDİYENİN ESRARENGİZ SEYAHATİ HANGİ MAKSADA DAYANIYORDU? Donanmanın hareketinde Hami- diyenin bulunmayışı ecnebilerin nazarı dikkatini Acaba niçin bu medern Türk kruvazörü filo ile birlikte bulun- Hanmanın seyahatine iştirak et- memesi mevzun bahsalamazdı. Halbuki Hamidiye büsbütün baş- | ka bir maksat ve cesur ivıııule Amerikalı donanma mütehassısı Faknen paşanın hazırladığı — bir projeyi tatbik için Akdenize açıl- mışti. Trablusa yapılacak — sevkiyatın yalnız eenebi bayraklarına inhisar etmesi yüzünden bu vatan parça- sına gönderilecek eslihu ve malze- menin temini çok güçleşi; Süvari Rauf kaptanın idaresin- de Akdenize açılan Hamidiye de miçin Beyrula gitmiş, limana de- amirlemisti, Trablusa gitmiş, limana demir- lemişti, Hamidiyenin Prablusa gelişi ye- :ıam büyük tezahürata vesile ol- . İngiltere kralı beşinci forjun taç giyme meraslınine iştirak etmek üzere gönderilen Hamidiye kru - vazörü bundan evvel, İngiltere dönüşünde 1911 ağustasımın İlk günü Trablusgarba uğramış, yıl- lardır Türk bayrağımı taşıyan hir harp gemisi görmek saadetinden mabrum bulunan Trabluslırlar ge- miyi şenlik alaylarile karşılamış- Hamidiyenin çok geçmeden bir defa daha Trablus sularına gelişi mahalli İtalyan memurları, kon- soloslar tarafından iyi karşılan - mamakla beraber halk yine teza- bürat yaptı. Sahilden hareket eden yüzlerce sandal Türk kruvezörünün etra - fında toplandı. Hamidiye müret - tebatmna getirilen hediye sepetleri gemiye cıkarıldı. Ziyaretçiler se- finevi gerdiler, Hamidiye dürt gün Trablusta kaldıktan sonra ağosto- sun haftasında İstanbula avdet etti. İtalyan siyasi ve askeri mahfil- leri Hamidiyenin son Trablus se- yahkatini Çesrarengiz bir seyahat) işmile adlandırarak manider tel- girlere tâbi tutuyorlardı. (Devamı var) dağlara tırmanırken daha yükse- 330 19 hırlınıııı sahasını daha ğer ehbemmiyetli Lıv- fiyet göze çarpmaktadır: İngiltere şimdiye kadar kendini tedafii va- ziyette bulundurmuştu. Bundan ferah ferah görmekte- âr. İngilizlerin deniz, kara — ve heva kavvetleri arasındaki ahenk ve teşriki mesai şimdi gitgide ba- riz bir şekle girmiştir. İngilterenin kuvveti arttıkça ge- cen zaman düşmanlarının aleyhine olacaktır. Bir gün gelecek düş - manları İngiltereye karşı bir yey yapamıyacal göreceklerdir. O zaman hareket ve teşebbüs sı- Tası . Deniz kuv vetinin ehemmiyetini, neticeyi is- tihsal Farla olarak İngiltere hava kuv- vetini de arttırmış oldu. — Geçen senenin ilk kânun ayı ile bu se- meki arasında ne büyük fark ol- duğu aşikârdır. Harp on altıncı ayma #irdi, Geçen sene bu vakit- ler dünyanın nayarları Avrupa - nın şimaline çevrilmiş, oradaki bi- taraflarmı alacağı variyelin Av - rupa harbine olacak tesirleri dü- şünülüyordu. Şimdi ise denebilir ki harbin bugünkü safhası dün- yanın nararlarını Avrupanın ce- nubuna çekmiş oldu. Küçük mem- leketlere taarraz etmenin her va- kit kolay olmadığı bu seler de gö- rükdü. Her fikrin zaman ve vekayi İle teyit edildiği malümdur. Har- bin mes'uliyeti fikri de böyle.. Baş- kalarıma taarruz için kuvvetli ol- mayı kâli sayanlar mütecaviz olup elmamağa ehemmiyet vermiyor- lardı. Fakat tecavüzün her sakit kolay oli anlaşılınca hat bin mes'nliyeti de manasız — bir sözden ibaret sonra artık kondisinde teşebbüs | (CışPoLiri” Bir elçinin tayi' münasebıtii Yazan: Ahmet Şükrü F Sovyetler şahsi yetlerinden Deki lin büyük elçiliğine tayi! Gimi bir Moskova Kün evvel bildirmişti. BE yletin ı-ıhuııı—ı)'ıı bir diplomatik mevkie ©* mada lâyık bir <atın manası sezilebilir ve SWT Bertin ile ııaıu:ıu-ıufî" W miyet verdiğine şüpht Y de şu vardır: Bu mi - Sünkü şartlar içinde © p yetler aleyhine teveccüli ki, Berlini hakikaten $eit fiyi takip edebilecek bir s yeni nizama Üti devletleri tohdit için bif larak ele almıştır. .Ba #ğyr re, Sövyet büyük elçisi ).,ıı Si slâktan Sonra SellE zani meselesi aNit 1etEKİ, Ajımsın, politika sal karsı olarak görülmektedir. fa, Molotofun ve çu V€ kilin ve hariciye mazermii retleri istismar edildi. ziyaretler etrafındaki kinlesmeğte bıılıv—ıı:ı etmeğe calışıldığı .mııı*' Hakikat şudur ki Berlit keva arasındaki — mül iyeti yine ayni * in satırları aramıunda © ki Nai - Sovyet dostluü sedemiyeceğiz - büyük vetlidir.. Demek ki Almarıya V6 Zefj ler, bir «Alman - Wi içinde — antaşabil «Nari £ Sovyet, çerçev' anlaşmalarına imkân :-:, ni Almanyanın Sm—d Tikten ayrılmaları 'fv manyanım nazilikten, R'— komünistliklen — ayr! okta. dair artada bir delil v Bununla wmıwm Sovvetler Birliği arı nasebetlerin normal ve mimi olması işaret eden Türkiye Birkaç sene evvel Kumız bir ziyaretle daşlarımıza nazi bül Berlirt aai ö çat övalkidi —Bu sözlerinizden yasını hiç anlıyamat cıkmaktadır. Buna nasf rebilirsiniz?. 1939 ağustosumda ııı"'“ı kün varmız. Almanya Ş0 normal müpasehe karar verdi. Biz. bul meninim olabiliriz. F"" n Bil, yeni bir nizam K M yetlerin kendilerile n/ ukıın Mh gn.“ ı“ı” iramm ğ birlikte yaplığını Höyle fiyor. Eğer vaziyet | ziyade sil bebi basittir: Çünkü zi milletleri Sovyet hareket ı.'llı::lll il nizamı kurabil tedir. Bunu Sovyetler olacaklardır. ki bi hangi bir yanlışlığa için Macaristan hi hur tekziplerile tarda bulunmak â| TO AR aa İff!![ Za iıınğ vağel aN ııır';,ıı ' ff a A, e.-—l!..lll.!'!fn

Bu sayıdan diğer sayfalar: