AoA 2 —a ASA LA — SON TELGRAF — 22 TEMMUZ tete —a aa — BİTARAFLIK AİCAPLARI. ls('lqn * ıı:ııeknne karışan matbuat müdürlüğü, acaba, İlal. yada mı ikamet ediyor?. Çünkü, bir ajans telgrafina göre, İtalyan- larır. talebi üzerine üç İsviçre ga- zelesi kapatılmış!, Ne iyi memle- ketler, bunlar, yahu?. Galiba, bü tün bunlar bitaraflığın icapla: Filân İsyiçre gazetesinin yazdığı, faşistlerin hoşuna gitmiyor, haydi bakalım, o gazete kapatılıyor. Fakat, bir memleket gazetesi, yalmız, kendi memleketinin ho - suna giden şeyi yazmağa mocbur değil midir?. Fransız başvekil muavini Laval Parisin yolunu tutuyor. Oradaki danlarile nazi kuman: ve Fransız devlet me»rkuunm tekrar Paris olmasını temin edecek!. Oh, © zaman Fransa kurtulacak, işte... HÂDiSELER KAIsîîISINDA Telgraf hiç biri zavallılar?. Şimdiye ka- dar aklınız nerede idi?. Pelâket gelip çatıncaya kadar, kimsenim ne anasını düşündünüz, ne baba- sını sordunuz.. Fransa, içinden y- Kkıldı. Fransayı başkaları — değil, sözde ve sahte PFransızlar yıktı. Kendi düşen ağlamazmış amamna, bizim dilde gözü bile çıkar, diye ilâve ederler, Şu eğlence yerlerinin fiat lista. «i de mesele oldu, gitti.. Etendim pusulaları dip koçanlı olacak ve bir taralfını müşteri imza edecek- miş!. Yani, yiyip içeceksiniz, tam kalkıp gideceğiniz vakit muamelâ- tı resmiye başlıyacak.. Önünüze domar tomar evrak gelecek.. Tet- Et, sebze fiatları Merkezi semitlerde fiatlar ucuzlarken uzak yerlerde niçin pahalılaşıyor ? 3 gündenberi sehrimizde et fiat-) ları üzerinde mahsus bir tenezzül başlamıstır. Bu meyanda dağlıc etleri 10 ku- ru- ucuzlamıştır. Buna sebep bol miktanda kasaplık hayman gel - mesidir. Önümüzdeki ay içinde de Erm- zum ve Karadeniz havalisinden daha bol kasanlık hayvan gele - coği anlaşılmıstır. © vakit fiatların bir miktar da- ha düşmesi beklenmektedir. Diğer taraftan et fiatlarırdaki bu tenozzül sehrin merkezi semi- Böyle şey olmaz 1.. Tatbikatta yeri olmuyan uııı Tara masa başı kararı, d başı kararı verenler, o kararı, ,ı olmak içlı bikat sahasının, yani hayatın far- kında değillerdir. ,Üçüncü bir ihtimal ileri sürme- yiniz, çünkü, o zaman, karar ve. nılıı mam ve hesabypa hazin olur. Bundan bir müddet evvel, kim, vermişti: Meyva alırken, bir de fatura is- manavlar da fatura ver- kik buvuracaksınız, imza ve ha- wale edereksiniz. Aman, bit yan- lışlık yapmıyabım, pul da yapışa. cak mı?, lerindedir. Bevodlunun bazı ver- Bu, bir.. | irinde ve Boğazici ile Büyükada- | — ikincisi: da vine dağix etleri 6) kurustan | — Eğlence yerlerinde, hesap pu- satılmaktadır. | Bülası dipkoçanlı olacakmış.. Böy. Cünkü, bir merkezi hükümet me- selesi kalmıştı. O da Parise nakle, İ-SİZ.DE , dilince, başka ne kalıyor?. Fransa ÖĞRENİRSİNİZ?, kurtuldu, Fransa , demek? k ördüm: Fi Öyle ya, bir değişiklik var mü?. | muzkale Tenlarena ':_nm,',î:; Halhuki buralardaki — kasanlar da diğerleri gibi mezbahadan eti ucuza akdıklarından fiat farkı ken- dilerine kalmaktadır. Sebse fiatları hakkında kâr nis-| le karar verilmiş. Bir yere gidi - yorsunuz, yiyip içiyorsunuz. Son- Fa önünüze bir koçan getiriliyor. Buna imza etmeğe mecbursunuz. Eskiden merkez Paristi, şimdi yi- ne Paris!, Yaşasın Paris!, “ Fransanın kalkınması için M tedbirler alınmıyor, değil. selâ, bundan böyle, ına:ı bıbuı Fransız olmıyanlar, Fransada dev- Jet memüru olamıyacaklarmış!. Peki amma, a, benim iki gözümün Tn akabe zevkine başlamış!. Bir gazcteye, bilmem hangi havadisten dolayı bir tekzip yollamış!. O refikimiz haklı olarak soruyor: Neyi tekzip Ve tavzih ediyorsunuz, anlamadık, diyar.. Ayol, muhterem kömisyon aza- sı, madem siz de tekzibe başladı- nız, bari sarih yazın.. Maamafih daha yenisiniz, siz de tekzip ede €ede öğrenirsiniz, AHMET RAUF ç—0 — İ Avrupa Harb, Cibuti İtalyanın, harbe girmezden ev- vel Fransadan istediği müstemle- | keler arasında ismi pek çok ge — çen bir liman; Cibuti.. O zaman Pransızlar, müstemle- kelerinden bir karış yer vermiye- ceklerini söylüyorlardı. Simdi ne diyecekler? Bunu bileniyoruz. Biz yalnız, bu müstemlekelerin birinden, Cibutiden kısaca bah - setmek İstiyoruz, Fransız Somalisi sahilleri 23,000 kilametre murabbasdır. Ahalisinin Cibutinin güzelliği ve yabancı devletlerin hırslarını uyandıran şey, bu 23,000 kilörmetre arazinin 4600 kilometresinin denizle çev- rilmiş olmasıdır. Cibutinin sahil - leri 800 kilometre uzunlufundadır. En büyük körfezi de Tacurahtır, Bu küörfez, nısıf daire şeklinde ve şimal, şimali garbi rüzgârlarına karsı yüksek tepelerle mahfuzdur. Burası Tacurah Sultanının ül. kesi idi. Sultan 1884 de Fransız hi- mayesini kabul etti. Cibuti, güzel mahalleleri, köy- leri, elektrik, su tesisatı, 784 kilo- metre uzunluğunda şimendiferleri ile modern bir şehirdir. Etrafında bircok tarlalar, bahceler vardır. Toprağı cok münbittir, Her mev- de: Havuç, salata, kavun, kar- ——— inin lçlndenJ Süküti Amiral İngiliz gemicileri geveze değil . dirler. Fakat bunların içinde hiç | | Şöz söylememekle tarıracış olanı bundan bir müddet evvel, Nor - veçte Narvik deniz muharebesini kazanmış olan kutmandandır. İngiliz anavatan filosu kuman- gdanı Amiral Sir Cerlo Morton Forb süküti bir İskoçyalıdır. Ga- yet az konuşur, Emirleri kısa ve sarihtir. Bir çelik azmi ifade eden çehresi hiç oynamaz. İngilizlerin her adamı mevkiine koymak hususunda büyük bir te- fevvukları vardır. Cerlo Forb bahriyeye tayfa ya- mağı olarak girmişti. Hiçbir hima. yeden istilfade etmiyerek, merha- le merhale sırf kendi liyakati sa- yesinde İngiliz filosunun başku- mandanlığına kadar eristi. Geçen muharebedeki büyük hiz- metlerinden dolayı nişanlar almış- tı. Deniz islerinde genis tecrübe. gi vardır. Yorulmaz bir teşkilüt- | 1938 de de anavatan filosu ku - mandanlığına tayin edildi. Vecize- si şudur: «Darbeyi ilk olarak vur- malhı ve kuvvetli vurmalıdır.» serrererarALALALALALALAAA puz, fastilye ve domates” yetişir. Somaliler çok cesur adamlardır. Umumit harpte büyük bir yararlık göstetmislerdir. çıdır. 1936 da Amiralliğe ve 1 mart | betlerinin ilânina rağmen vine u- zak semtlerde bahalılık devam et- inektedir. Fatura mecburiveti ise dınrl yerlerde tatbik olunama - kırtasi müamelenin yapılmadığı, daha doğrusu yapılamadığı — kaç ııieınu , Sen iz, Bu, uzun apılan yerleri sayınız, dııluı kolay olur. Artık, hayatta prafik olmak yo- Tamu tutalım.. Dünya nmazariyatçıların — değil, tatbikatçılarındır. REŞAT FEYZİ Darüşşafaka mezunla- rının evvelki akşamki tenezzünu Darüşsafaka mezunlar cemiyeti- nin vıllık deniz tenezzühü evvelki aksam Sirketihayriyenin 68 nu - maralı — vasuru ile eğölenceli ve mezih bir şekilde yapılmıştır. Simdiki varlıklarından matlün fayda ve esaslı bir Faye temin ©- lunamıyan esnaf cemivetlerinin yazireti hakkında tetkikler vanıl- ması uygun 'görülmektedir. Bu suretle ya cemiyetlere yeni bir -ekil verilecek ve-hut da es- naf beledive iktısat müdürlüğüne bağlanacaktır. Ka A A GaE aa yamemamem | İKUÇÜK HABERLERİ * Maden arama enstitüsü Ha- tayda betrol araştırmalarına bas- | e&ki, yeni mezunları ile alleleri ve iamışlır. davetlilerini alan vabur saat 17 * Budabeste sefirimiz B. Rusen| de Körrüden hareket etmistir. Esref dün sâbah sehrimize gel - | — Kavalı salonda bulunan seçkin miştirı incesaz heveti ile üst süverleve ko-| Seyhan ve | oalan cazban! takımı bu ara ahen- ve çeisi doktor Hüseyin " taksim arasında birbiri mek- kası umum müdürü Salâhattin | *00 hatıralarını anlatarak tatlı va- Cam ve Ressam B. Sevket Dağ Tetasiletlir. secilmişlendir. YERSİZ BİR MÜDAHALE *W Müamleketimizin maruf riya- zive muallimlerinden ve Sirketi - bayrivenin eski heyeti — teftisiye Tei B. Mehmet İzzet uzun bir hastalıktan sonra dün aksam vefat| elmiştir. Cenazesi Bu sabah Çem- berltastaki evinden kaldırılıp hu- susi vanurla Üsküdara wecilerok Karacaahenetteki aile makberesine, defnolunmuştur. ** Maarif Vekili Hasan Âli Yü- cel ile Ticaret Vekili Nazmi Top- cuoğlu dün akcam — şehrimizden Ankaraya dönmüslerdir. vi 30 - 90 lira asli maas alan ad- liye mensupları arasında yeni ta- iler yapılmıstır. ırLa Toprak sokağında 58 nuymaralı hendis Mahmudun | köskü dün bütün esvasile beraber | yanmıstır. Bu suretle saat 19 a kadar Bo- Bazicinde gezilmiş ve güneş bat - tıktan sonra daha coskun bir neş'e) icinde Büyükadava #idilmistir. Burada Büyükada baş memu - runun tenezzüh vapurunu iske - lede birakmamak ve acıkta kal - masını istemesi gibi fariv bir mü- dahalesi yüzünden cemiyet reisi B. Baha ile aralarında küçük bir münakaşa olinuş fakat bilâhare | mesele halledilerek vapurdakiler adaya çıkmıslar, istiyenler de vi- ne iskelede duran vapurda kalmıs- lardır. Saat 23 de Büyükadadan hare- ket edilmiştir. Dönüs, gelisten da-i ha neseli olmuş, zevbek, kazaska ve emsali ovunlar oynanın saat bire kadar şen bir aile toolantısmı Filân, dedi, ve sözlerine daha bir Bu kıymetli ilim müessesesinin | Son Telgraf'ın edebi romanı: 7 IGÖZ YAŞLARI ETEM İZZET BENİCE Gündüz burnumda hep onun ko- | — Derken, telefon uzun uzun çaldı. kusu vıMı.Göılmıi.lınmdıo-[ Ben: Bun hayali vardı. Damarlarımda | — — Aloo!. onun tatlı ve keskin bakışlarından | — Der vg karşımdakinin: hız alan bir kabarıklık vardı. Ku- | — — Kimsinizt. laklarımda tatlı sesi, başımın için. de onun cana değen şuh kahkaha- larındaki gağmenin uğultusu vare dı. Düşünüyordum: — Onu bir defa daha nerede kö- rebileceğim?. Niçin bır adresini bile almadım? Neden yine görüşelim.. deme « dim?.. — Nasıl bu aptallığı vaptın?.. Ve.. en karışık şifre meseleleri- ni bile önüme getirdikleri zaman gözlerimin önünde yazılar, şifceler, kâğıtlar kyboluyor; gecenin sar'alı havali humma dolu şahneleri diri liyor.. Ve keniimi onunla ya bir goda, ya bir valste sanıyozum; açık kahvemsi, delirten, bayıltan, esir eden gözleri gözlerimdeti; tate H, ahenk dolu sesi kulaklarımdan gitmiyor ve di larım kalbime birden başlıyan bir sevginin ezin- tilerini getirip topluvorlardı. Fakat, ne tuhaf?, Ben bütün bu ezginliğin sızsını duyak; — Ne yaptırn da ondan bır ran- devu almadım?ı Sesini alırken sanki nefesim bo- Bazımda beni boğacak gıbi topla- map katılıyor zannettim. Onun se. si idi. O, soruyordu; Kimsiniz?. Güçlükle; — Bendenizim efendim. Ruhi. Diyebildim. Ve.. ondan sonra açıldı, söyledi: — A. Siz misiniz Ruhi Bey. mjur. Ve beni beklemeden devam edi- yordu: — Nasılsınız?. Sizi gece — çok yorduğumdan ve sabaha kadar alıkoyduğumdan endişe ettim doğ- rusu.. Acaba, bugün iyi çalışabi- liyor müsunuz?. gilim. Çok iyi çalışıyorum. — Siz nasılsınız?, Diyemeden, demeğe fırsat bul- madan o: Eğer iyi ça. ııımıyoı—nnn çok üzüleceğim... Kimbilir ne kadar da çok işiniz Atfınızı dilerim. Rica ederim. Hiç yorgun de- | iki cümle ilâve ettikten sonra te- lefonu kapatverdi. Anlıyamadım. Bu konuşuştan hiçbir mana çıka- ramadım. Ve., uzun uzun düşün- ima: — Ayrılırken bir kusur mü yap- tam?. Yorgun mu gözüküyordum? Onu üzdüm mü?. Bu zanla mı bana telefor. etti?. Niçin beni konuşturmadı?. Yoksa o da mı beni özledi — ve dayanamadı?. Ve.. yine dehşetli üzüldüm: — Neden adresini almadım?, Niçin telefonunu sormadı: Gene ne yantım da, onu telefon- la uzun konuşmiya mecbur ede - —iim?, Acaba yabancı bir yerden mi te- lefon ediyordu?. Ve.. merak ettim: — Bir daha beni arıyacak mı?, Her şey ve hepsi bu kadar mı?. Hayatımda hiçbir kadına karşı bu kadar şedit ve çabuk bi ka duymamıştım. Onu bil sevmiştim. Birdenbire tutulmuş - tum, Birdenbire kalbimi ve heye. sanlarımı ona vermiştim!. Eğer, herşey ve hepsi bu ka - | darsa bu küçücük hatıranın unu. tulması bile benim için ne kadar zor, ne kadar güç birşey olacaktı!. Dekkvrek ve.. Ü I.ılılem'ııı—k' Beklemek Ve. unutmiya çalış- mak!. Beklemek ve.. bekleyisteki na- fileliği öğrenmek!. İkir” gün böyle geçti. gün böyle geçti. Dördüncü gün böyle geçti. Beşinci gün yine bekledim; yi- ne ümitlendim, bekleyişime kuv- vet, hız, takat vermiye uluum. Altıncı, yedinci günler bana: — Artık unut.. ve dnıünmı' Dediler. Sekizinci gün unutmuştum. Dü- şünmüyor, beklemiyor, hatırlamı- yonıu'n Kalbim yine eskisi gıbi idi. Damarlarımda sevgimin ezin. tisi yerine kanımın tazeliği — ve hızı vardı. Dokuzuncu gün tam bir şifre müdürü idim. Sükünla calışıyor- dum. Ne gözkapaklarımın içinde başka herşeye beni kör eden bir hayal, ne kulaklarımda bütün si- nirlerimi buran bir ahenk ve ses vardı. Bendim, kendimdim, çalışı- yordum!, Onuncu gün nazırın yanından geliyordum. Odacım: — Telefonda sizi bekliyorlar e- Tendim.. Dedi. -Ki Diye düşündüm, ve.. sormadım bile!, Her gün o kadar çok aranı- yordum ki, telefonla konuşmak - tan bıkmıştim. Yavaş yavas yeri. me oturdum. Yavaş yavyaş maki- Heyi aklım. Kafamın İçi nazırın emirlerile doluydu. Yapılacak bir çok mühim şeyler şöylemişti. A- hizeyi kulağıma götürdüm ve ko- nuşmağa başladım: — Albol, Birdenbire oturduğum yerde bir zelzele olmuş gibi ütredim.. — Aloo.. Ruhi bey.. (Devamı var) Sinema bolluğu! 'Şehrimizde yeni sinema memesi Belediyeden istendi Son zamanlarda şehrimizde he- et hemeni her ay | sinema acıldı-! Ba ve bu. yüzden eski, büyük sine- ma sahinlerinin mü-terisiz kaklığı hakkında belediyeve vapılan bir müracaatla yeni sinema açılma - gına şimdilik müsaade olunma - ması istenilmistir. Fihakika Srkeodenn Fathe ka- dıı olan mahdut saha içinde açı- lan sinumaların sayısı 17 vi bul - mustur. Diğer taraftan vaz mevsiminde ginemalarda fiatlar ucuzlatılıp vaz- lık tarife tatbik olkunması âdet ol- duğu halde bu yaz ounun vabıl - madığı da nazarı dikkati celbet - mistir. Belediye bu hususta sinemacı- lardan izahat istemistir. Yeni Nafıa tayinleri Birinci umumi müdfettişlik na- fia müşavirliğine dördüncü umu- Iİ müfettişlik nafıa müsaviri B. Hakkı Arıkan, Milli Piyange ida- resi muamelât şefi Hikmet Türker| | nafıa sirket ve mücmeseleri tarife ve hesap tetkik heveti murakıolı- Zana, nafıa sin ve mücssesı mürakibi Hüsnü Gören ayni ver kamiserliğine, yüksek — mühendis mektebi mezunkarından Necip Su- veren su işleri mıntaka müfettiş- Hiölne tayin edilmisler ve İstanbul vüksek fen heveti mühendislerin- den Mehmet Adil Sırıklı ve Hüsnü Okeu, Tünreli şosa fen memurü Halim Oktar demirvollar istim- 1it öniresi istirmlüik kısmı seti Hav-| Bir yolun kenarı Kadıköyünden Bostancıya uza- nan asfalt yolun kenarları, bir za- mandır, Arnavut kaldırımı ile ta- mir ediliyor. Gecen gün baktık: Gayet sudan bir tamir., Taşları diziyorlar, biraz toprak koyuyor. lar, oldu, bitti. Bu yolun iki tara- fında yapılazelmekle olan bu ta- mirin sebebini Cok mu müstacel?. Yapılmasa, asfalt Bu şene, hemen mahv mi olacak?, Bu kadar müstacel ise, hiç mazsa, parketaşı ile ve daha itinalı yapmak lâzımdı.. Bize böyle geli- yor, bilmiyoruz, erbabı me düşü- BÜRHAN CEVAT İtalyada mevcut motlörlü vesa- âti nakliyenin bir istatistiği — bu itibarla sayanı dikkattir. Rakam. İmın harpten evvelki seneye ait oldağunu söylemeğe lüzum yok. Fokat bundan ç:lınu netice ve ma- w& bilhassa İtalyanın de Almanya ile harbe girmesinden sonra da- ha ehemmiyet almaktadır. İtul- yanın seyyah celbi için çak çalış- | paranm çekluğu Sövenberi ma- lâmdur. Seyyahlar için 329 bin, # kücur etemobil varmış. Nax. liyatta kullanılan 4 am; onların da miktarı ILL bin, motos'kletler de 145 bin imiş. İtalyada bu vesaitia daha art ğı tahmin edilebilir. Fakat İtalya artık harbe girdik- ten sonra vesaiti nakliye ihtiyacı daha ırımış olacağını da değildir. Ootomobil yııî- çalışan talyan fabrikalarının bu ticareti arük kesilmiş demektir. Şimdi bu | #abrikalar motörlü vesaiti nakliye yetişürmeğe çalışıyor. 997 sene- sinde İtalyada etomobil, kamyon gibi çeşit çeşit motörlü olarak 77 bin 730 araba yapılmışlır. Bunun yalmız 33 bin 470 küsuru harice gönderilmiştir. İtalyanın bu harbe Birip girmi yeceği başlangıçta mü- akaşa edilirken buna ihtimal ver. mek istemiyenler şöyle diyorlardı: — talyanın kömürü yok, demiri yok.. Bunları hep hariçlen getirti- 'yor. Böyle olduğu halde bu mem- İckelin dünya piyasasına yetişi diği otomobil ve kamyonun mil tarı hakikaten nisbet kabul etmez derecededir. İtalya bugün bu hu- susta büyük bir rekabete girişmiş | mallarını satmaktadır. İtalya bu- mu bırakır da harbe girer mi*. Bu tahmin doğru çıkmadı. İlal. ya harbe girdi. Hem de müttefiki Almanya ile beraber olarak. Bes- belli ki İtalyanlar artık harice o- tomobil satamaz olduklan evvel de, sonra da harp sanayiini ihmal etmiş değillerdir. Fakat harbe gir- | diktenberi zaman geçtikçe müş- | külât da artacaktır. fığı ve hakikaten her sene yaban- | edarın er.ya gideres hutaktıkları açılmasına müsaade edil-üstünde soyunan | Gece yarısıcadde kadın ! 'Dün gece saat 24 de Aııkıı-ıeıd. desinde garip bir vak'a olmuştur. Saat 24 de Hilmi kütüphanesinin önünde bir taksi durmuş, içinden bir kadınla bir erkek inmiştir. Bunlar konuşa konuşa bir kaç nin geçen ağustosta Sovyetler i liği ile bir pakt imzalaması, İt ıdmyımuımınnuırıhmdı ponya için büyük bir hayal sakt yüksek tu oldu ve japonlar mihverden # Ka koaeo ee a nıınıı:ııuıın;ı'?uıı siddetli bağırışmar meğe başladilar. Bir seneye takip etmiş ve bir aralık erkek, | Bit zamandanberi fapon polit kıdmın clmdekı çantayı kapıp kaç- mak istemiştir. Bunun üzerine de kadın avazı çıktığı kadar haykırmağa başla- Hidiseye ceddeden geçen yolcur lar müdahale etmişlerdir. Lâkin bu esnada sarhoş olduğu snlaşıları kadın şiddetli bir sinir buhranına kilde nihayetlendirmektir. kika eğer buna muvaffak Uzak Şarkta Avrupa devletli ve Amerikanın alâkalarını etmeğe ve bü mıntakayı Tacaktır. Bu hedefine varmakta ıııuın' da en büyük engel Çinin k: dir. Fakat eğer Çin bir taraflif| tutulmuş ve: «— Yanıyorum Allah!.» Diyerek üstünü başını yırtmağa koyulmuştur. Genç kadın sevvelâ üzerindeki ince pardesüyü ve robunu parala- Mmış, sonra da: — Yanıyorum Allah.. Biy minare | yo kmu cıkayım!. Diye kaykıra haykıra çorapla. de çıkarıp kendisi- ni yere atmağa başlamış- tır. Bu garip vaziyeti gören yolcu- lar ve bekçiler vak'a yerine gel mişler, Barhaş kadına giyinmesini söylemişlerse de evvelâ aldırma « mış, bilâhare de küfretmeğe baş- lamıştır. Bu vaziyet karşısında polisler kendisini ve erkeği yakalayıp ka. rakola götürmüşlerdir. Yapılan tahkikatta bunların Ye- nikapı gazinosunda akşamdan - beri rakı içlikleri, geceyi beraber geçirmek üere anlaşarak olomobi- le bindikleri, fakat inince kavga- ya başladıkları anlaşılmıştır. Raya sebep olarak da sarhoş erkeğin kendisinden para istediğini (1) el çantasındaki pa - rayı ahıp vermeyince de çantasını kaptığını söylemiştir. Erkek ise; kadının cebinden sa- atini aırmak istedifini iddia et - miştir. DĞi İIspirto satışları artıyor Sehrimizde. ve - de isnirto sarfivatı artmaktadır. Bilhassa kolonya ispirtosu ile saf ispirto satısları daha fazladır. Ge- cen yıl satılan 1 milyon 196 bin 7160 litre ispirtonun 355 bin 151 lit-| resini kolonya ispirtesu, 330 bin , 973 Htresini de saf isnirto teşkil etmektedir. —— Ö İ — lAVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERİ Mukavemet ölçüsü, kamyon hesabı Bu cihet İtalyanların bileceği şev. Ancak müttefiki Almanyanın vaziyeti ile onunkini mukayese mümkündür. Almanyanın bel bol kömürü vardır. Maliyet fiatını dü- şünmiyerek kömürden daha çok yakılacak maddeler çıkarabil- mektedir. İtalyanın böyle bir ko. laylığı yoaktur. İtalyada yakılacak madde tedariki için daha harpten evyel yapılmış teerlibeler, tatbik edilmiş mecburiyetler vardı. Me- selâ cenup taraflarında ağaç fari Savyetlerden, diğer taraflan 5 İngiliz ve Fransızlardan y: görmiyecek olursa, japonya, Ü hderini daha kolayca yola getiff) bileceğine kanidir. Bu sebeptedif ki Fransanın inhidamından yalnız kulan İngiltereyi tekrar yik etmeğe başlamıştır. japoti Çine silâh ve harp malzemesi zebilecek olan Çin linanlarını gali altına almıştır. Fakat İngil lerin ve Fıııuulınıı müst kelerinden Çank - Kay - Şeke dım gitmektedir. Frausa Avrt mağlüp olur olmar, japonya H diçini müstemlekesim istilâ i altında bu kapıy: kapan ııımyum karşısında yalnız lan İngilizler, bunun üzerine, devletle anlaşmak -arelerini mıya başladılar. Çine Hong - ve Birmanya yolile silâh ve malzemesi nakledilmekte idi. S# xünlerde İngilizler bu yolları pamak için japonlara teklifler maşlardı. Hattâ İngilizlerin giderek Çin ile japonya sındaki mücadeleyi nihayetlen mek teşebbüsüne giriştikleri söylendi. Ancak müzakereler vam ederken, japopyada bir ran çıktığı bildiriliyor. leri ve kabineyi istilaya ettikleri bildiriliyor. Verilen berlere göre, japonyada bi parti sisteminin kurulması bir emrivakidir. Filhakikı bu kriz ve bunun getirdiği di şiklik yalnız japonyanın iç kasma münhasır kalsaydı Tardan başka kimseyi alakadar mezdi. Fakat anlaşıldığına japonyada kurulmak istenilen tem, faşist devletidir. Faşist devlet siztemi di sistemin dabili politikada ya masını icap ettirdiği değişikliki kadar da harici politikada bir yanlasyon demektir. Yani ji Tallrlinden gaz hılhııldilııiv; yetli bir nokta vardır: Berlim - Benzol ile bilhassa ipirte harp mühimmat malzemesi ve ken barut vücude getirilirken el- zemdir. İtalyanlar senede 611 bin ton hidrojen istihsal edeceklerini söylemişlerdir. Bunun 120 bin to- nu Arnavutluktan getirilecek ham petrolden çıkarılacakmış. - Fakat Birimizin Derdi | /Hepimizin nırdl | tadır. Sonra şimali Afrikada ve Habeşistandaki vesait için lâzım olan maddeler de başkadır, Fukat bu hürpte İtalya ile Al- manyanın mesaisi bahsin- de diğer bir nokta daha vardır: İ- talyanın kömürü yok. Fakat çalı- şacak nüfusu vardır. Almanyaya bircok işçi yollıyarak orada bol o- Jan kömür ve linyitten istifade et- mesi bir nisbet dahilinde müm. kündür. Geçen umumi barpte İtal- yanlar Fransaya giderek kömür çı- karmıslardı. Bu sefer de Alman- w gidiyorlar. Sonra Almanlar 'i olarak bir çok yakılacak mad- Mi ısını—ı ettikleri gibi bundan İtalyanlara da verebilirler. İşte harbin devamı noktasından bun- dır. Halkın sıhhatini val İkorumasını kendisine bas Vi 'zife bilen belediyamizin bü kağa da bir vöz atarak, | biran evvel kabattırmasın! » adariz.» hiç dinmiyecek