4—SON TELGRAF-19 Bir zabita vakası Her gün öğle yemeğini Sirkeci- | de bir lokantanın üst kat salonun- | da yerim. Salan dediğimiz de şöy- | le beş altı masanın bulunduğlu or- ta boydan bir oda. Bu sıcak gün- lerde vantilâtörü olduğu için, in- san sinek vızıltısı dinlemeden ra. bat bir yemek yiyebiliyor. Öğleden sonra çıkan gazetele- yi de tam o sırada çıktıkları için burada okurum. Dün de her za- manki gibi siyasi haberleri göz- den geçirdim, ondan sonra tefer- ruata daldım. Bir zabıta vak'ası gözüme ilişti. Haber $ «Meliha isminde bir kadın, köp- rü Kadıköy iskelesinde Şadan iz- minde diğer bir kadını - bıçakla vurmuştur. Ağır yaralanan ka. | din hastahaneye kaldırılmıştır. | İlk tahkikata göre, hâdisenin bir kıskançlık yüzünden vukua gel- diği anlaşılmaktadır.» Her zaman okuduğumuz ha- berlerden biri değil mi? Aldırış etmedim. Fakat şöyle bir an dü- sündüm. Gazete sahifelerinde i- ki satırla anlatılan öyle vak'alar var ki, insan bu vak'alardan her hangi birinin içini deşse kim bi- lir, ne facialarla karşılaşır. Şu yukarıda okuduğum haber, beni bu mülâhazaya sevkedince - #deta Melihanın kim okduğunu, kim olduğu: neden | n Şadanı Kadiköy iske- ü kalabalık bir yerde vur. merak etmiye başladım. | O sırada benim bu mülâhazamı | anlıyan birisi karşıma gelip te: «Yahu, sana ne7» dese, ben de omuzumu silkelı akikaten bana ne?, diyebilirdim. Fakat bu hüdise kafamda dü- gümlendi. Sebebi de gayet ba- Sit. Yemek yediğim salınun pen- ceresinden © gün nasılsa gözüm, karsı taraftaki muhallebici dük- | İlk önce şöyle bir baktım, Aldı rış elxeden tekrar gazeteme dal. | İkinti defa başımı çevirdi #i zaman, anladım ki, kadının vaziyetinde bir gayri tabiilik var. Sigaranın birini söndürüp birin yakıyor, pencere kenarından hiç ayrılmıyor. Garsonu çağırarak sordi — Yahu, Nuri, bu kadın orada servis mi -apıyor? Bin bir kaşarlanmış erkeğe ve kadına hizmet ettiği için insan- ları iyice ezberlemiş olan Nu — Bayım, dedi, ne olacak? Her halde birisine randevu vermiş- tir, beklivor. Olur ya, bir kadın bir erkeğe muhallebicinin üst katında ran- devu verebilir ve onu orada bek- liyebilir. Garsonun bu izahı üzerine ben- de dikkat büsbütün uyandı. Ka dın yirmi beş, otuz yaşlarında, iri, siyah gözlü, beyaz tenli, pen- gereden aşağıya sarkıp caddeye baktığı zaman, kısa kollu blüzun- | dan taşan dolgun kollarına bakı- hrsa, uzunca boylu ve mütenasip endamlı bir kadın! Kaptan ümidi kesmiş yüzdü, herkes Fırtına müthişti. -Şehzadenin | bindiği şemi büyüktü. Fakat, Ce- | mi muhafaza altına alan küçük | çektiriler fırtmaya — dayanamadı. Dalgalara kapıldı Gece v derece müthiş fırtına oldu ki gemiler birbirinden ayrıldı. Şeh- zadenin bindiği gemi karaya otur. mak tehlikesine maruz kaldı. Gemiciler, telâşa düşmüştü. Her kes tapmıyordu. Boğulmak, kay- bolmak yüzde yüzdü. Kaptan ü- | midi kesmişti. Gemide telüş göstermiyen yalnız Türklerdi. Şehzade ve maiyeti mü- tevekkil bır surette felâkete sey- rancı olmuşlardı. Hattâ bir aralık, kaptan Cem Sultan ve majyetinin ozlunduğu kamarass geldi. Hal ve batır ser- avak is'edi, Kaptan Türkleri sakin ve telâş- Bız görünce; Rahatsız olmuyor müsuauz' dedi. Ce Sultan cevap vermişti; — Ne o, hirşey müvar kaptan? — Görmüyor musunuz — fırtına | belki de kanbur, sıska, topal he- | du, okumadı, bir kenara attı. Si- |tü gelm | korkmüyor müsünüe?. Çok kimselerin bu kıralta ve bu kırımda bir kadını hayat ar- kadaşı olarak özledikleri, fakat tali yardım etmediği için karşı- laşamadıkları vakidir. Ancak ben orada değildim. Me- rak uyandı dedim ya, kadının biri. sini beklediği muhakkak! Baka- hm kim gelecek? Aklımdan şöyle geçiyordu: Her halde kara, kuru, yamru, yumru, rifin biridir. Kim bilir belki öy- le değildir de, bu kadına yakışa- cak tam erkek kılıklı birisidir. Kadın bir gazete aldırttı, oku- #arasiniı tekrar yaktı. Dikkatim büsbütün artmıştı. A. caba beklediği erkek gelecek mi? Gelirse, kadını bu kadar beklet- tiği için kavga olacak mı diye... On dakika, virmi dakika, yı rım saat, bir saat geçti. O kadar merak ettiğim yamru, yumru, tam atlet erkeke gelmedi. Ve en nihayet kadının ağzın- daki sigarayı hiddetle yere atıp çiğnediğini ve gazeteyi de buruş- turar.k masalardan birinin üze- rine fırlattığını sördüm. Şapkasını giydi, ince mantosu. 'nu sırtına geçiri dükkânından Ben de bu gittikten sonra ar biydim. Ertesi gün yine alış lokantada, aynı masada yı kadın tık unutmuş gi- mutat gazetemi aldım ve okum- ya başladım. Bir de ne göreyim? Bir resim! | Yirmi beş, otuz yaş siyah #özlü, kısa kollu blüzundan olgun kollarına bakılırsa, uzunca bovlu bir kadı IH Muhall unda bir tür. bici dükk h sevgilisini bekliyen kadın! örürseseamenensesnenenARe Beyoğlu birinci ukuk hâ- kimliğinden Beledii Sahin ünde Lala | 0. da Nuri oğlu Ahmet n aleyhine açtı- ğı davada; Müddei vekili subutiyesini ibraz edeceği, ve gi li ve mahkemece rilmiş olduğundan muhakeme gü- nü olan 9/8/940 saat 10,30 da mah- kemeye bizzat veya bilvekâle gel- meniz muameleli gıyap kararı ma- kamına kaim olmak üzere ilân ©- bunul (28203) ZAYİ 7211 sicil numaralı şoför ehli - yetimi zayettim. Yenisini alaca- Bamdan eskisinin hükmü yoktur. Taksim Saksı şokak 38 No, evde şeför Ata Ali Koç Sahibi ve neşriyatı idare eden muharriri ETEM İZZET BENİCE Son Telgraf Matbaası Yazan: M. SAMİ KARAYEL ti, boğulmak yüzde tapınıyordu lara kadar su giriyor. — Olabilir, — Maşallah six Türkleri deniz tutmuyor, — Alısgınadır. — Batmak — tehlikı — Allah ne yazdı is Dediler. Kaptan bu mal eder etmez büyül du. Gen.i çatırdadı. Berhalde ka- yalara vururuşlu. Kaptan olduğu yerden fırladı. Güverleye koştu. Gemi karaya o- turmustu. Fakat, e büyük dalga ile tekrar yüzerek açılmıştı. Bereket versin bir yerine bir şey olmamıştı. Cem Sultan ve maiyeti içlerin- den dua ediyorlardı: — Allahım, şu gemiyi balır — ve ganımızı topyekün al!. Nihavet, bin müşkülât ile Nise kadar dalgalaıla çarpışarak heye- can içinde gelindi. Yolda korsan gemilerine tesa - | Tebil ISTANBUL DEFTERDARLIĞINDAN: $.No, Mükelleflerin adı Zişan Yalçın Mebmet İ. Hasan Pandili Sami Pakyalçın San'atı Kkmkçi Kömürcü Esktci Mo. İmalcisi M. deni yağ imalâthanesi Takunyacı K. Fikicisi Terlikçi Demirel Kömüreü Bakkal B. Tiyatrocu Ahmet oğlu Hüseyin İzmet Baylarbay Hulüsi Arif usta Osman Koda Kemal Yura Babri Tunç Nuri Gençdür » Vasil Silgici ollu Recep Hilmi Akkaş Osman Keda Rahmi Tapça Mehmet Hamdi KOl Ahmet Bayram İsmet İbrahim ve İsmal Bayraktar Aliye M. Kizım İsak Gülvardar Rahmi Uçaları , Müskirat bayü Marangoz Aşçı Kömürcü Kahveci « Ekmekçi Dişçi Sebzeci Kalaycı Kahveci Terzi Kömürcü Kahveci Kırma değir- mencisi Fanilâ malcisi » Manav Berber Sucu Ekmek satıcısı Fatma Demirkan » Mehmet Kalar, İtilmi Ertay Rati Tolay Hacer Gülen Osman Yençeri A Eroğlu Mustafa Tek Dokumacı n Hüanü Akyâr — arabacı Kunduracı Bakkal Mansv Doktor Kundaracı Terzi Avukat Muakkip Fettah Necip Nadi Münir Geçmez A. Kemal Arya Sabri Halil Konter İsmail Muhsin Mecit karısı İsmet Ahmet Kahveci Kahvedi Kalayeı Demirci Kundura T. Hanı Lal Torahim Mustafa Çağlar 'Tahsin Muhiddin Güngörmüş Ahmet Elici Fatma Ahmet Hasan anta Kahveci Elektrikçi Turşucu Hallaç Kahveci Hancı Şerafettin Kavalalı Rüseyin İhsan Rüstem Hamdi €7 H. 'Tahsın Fatih Maliye şubesi mükelleflerindenyukarıda adı işi ve ticaretgâh adresi yazılı şahıslar terki ticaretle yeni adreslerini bildirmemiş ve tebellüğe salâhiyetli bir kimse görtermemiş ve yapılan araştırmada da bulunamamış olduklarından — hizala- rında gösterilen yıllara ait kazanç, bulıran vergilerini mümkün olamamıştır. Keyfiyet 2602 sayılı kanunun 10, L1 inei maddelerine tevfikan tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur, ( THIRSİZ KiM? |- ) ederek Cemi ve muiyetini alacak- Tardı. Bereket versin fırtmanın deh- şeti korsan gemilerini kaçırdı. Her biri bir limana çekilmi: Gemi bin müşkülâtla kaçar gibi bir seyahatle Civitavokyaya ge - | Hal böyle olmakla beraber şehzade hakkındaki entrikalar ha hâlâ devam ediyordu. Ezcümle | Mariyana isminde biri, Cemi poli kralma teslim etmeyi vüdet- işti. Bu zat, şehzade Romaya ge. lir gelmez muhafazasına tayin 0- lunacak adamlar meyanına dahil olacak, Cemin muhafızlannı para ile Napoli kralına imale etmi çalışacaktı. Muvaffak olduğu tak- dirde, kendisine Napoli krallığın- da bir kontluk verilecekti. Venedik hükümeti, bu teşebbü- sü haber vermek üzere, Papaya derhal murahhas göndermişti. Pa- in istikbal merasimi ile | Papanın murahhasları Cemi kar- şılamak üzere yola çıkmışlardı. Venedik bükümeti, şimdi de Pa. paya hulüskârlık yapıyordu. Sultan Cem ve maiyeti Çivita vokyadan gemiye bindiler. Sahili takip ile yürüdüler, Porta Porteze hizasına kadar geldiler. Papanın Sultan Cemi karşıla - mak için gönderdiği heyet Porta Portezede bulunuyordu. Şehzade karaya çıktı. Papanın muzahhasları fevkalüde ilti Cemi karşılamışlardı. Hattâ, şel zadeyi müzeyyen bir ata bindir - Sokak F. paşa M. Hamam K. gümrük Mermezet K.No. vos 8 “düf edilmişti. Korsanlar, hücum N “Denamı var) . taddesi Süpürgeciler Kadri B. Gemiciler Nalinci Muratpaşa Hüsam B. Guraba Hüsam B Solular Breğli Ereğli Ereğli Gureba Hüseyir 21 21 1134115 83 8 Bi 262 1 B. Saray mey. Ordu C. Ömer Et. Leküncüler Nalıncı F. paya Hasan F, P. Löküncüler P. Paşa Topkapı C. Haseki C. £. Fikret Ömer E£, Kovacılar Şekerci Sülüküle 2 7 22 329 Büsam B. K. baş Güreba A Hatice S. D. AlL Karabaş H. Sulta F. Sultan 12 16 1 « Münif paşa — 21 Münif paşa — 21 Şehzade — 117-197/2 F. cad. 4 Kıztaşı seyı F. Cad. Macar Kardeşler İşkemberi Malik Kirmasti » K. Baş İakenderpaşa Hüsam B. Kirmasti Hüsam B 17 iö/ı 48 & sıyı W İtfaiye C. Kapı arası Macar 93 VS 1 B1 12-M/I 40 18 » 56 10 38 82 dğyı 3a7 20 291 « 13 146 M 2 12 Si 4: DE S1 ı misyon 356 Değirmen F. pe Sivrikule F. paşa P. Aile Kapı araar Nişanca C. paşa İskender N Sultan K. dede Nevbahar M. paşa Simitçi — Şakir D. Ali Drağman C. (İkinci İhbarmame ve G. Ordu Cud, Neslişah J. Sultan Kirmasti * İskender P. Sivri kule Löküncüler Börekçi Aile Yazan: Iskender F. SERTELLİ sinirleri O kadar gevşemisti ki, arkasında duran a- Faca dayanmamız olsaydı. dizle - rinin bağı çözülüp yere düşecekti. Neriman: — Oh.. Hele şükür, vardımcı ve- tişmeden, kurtuldu. Genc bir a - dama benziyor. Diyerek göğsünü tuttu. Sehsuvar masa basında oturu - yor ve müstakbel zevcesine: — Eh, artık tehlike savusturul- du. Gel otur bakalım, Diyordu. Bu hâdise, Sehsuvarla Nerimanı biraz daha birbirine yak- lastırmağa vesile olmuştu. Kurtulan adamı sahile çıkardı- lar. Neriman yukarıdan kayalıklara doğru bakıyordu. Şehsuvar: — Gel artık, acanım! Dive seslenirken, Neriman bir- denbire ağzını bir karış açtı: — A-. O ne?! Denize düşarı a- dam Yıldırım Cemale benziyor. Sehsuvar telâşla yerinden fır - ladı: Ne diyorsun, Neriman? O he- rif burada da m karsımıza çıktı? — Dikkat ct, canım! Belki ben benzetyiyorum.. Cemal Bey değil mi 0? Sehsuvar sahile doğru yürüdi — BHerhalde benzetiyomun, ca. Nerimanın 24 300.00 41 157.50 M 27000 9450 ve zamtarını havi ihbarnamelerin ran Zam 1AG 0.67 048 64 gar 081 040 106 azı 324 055 | 3.20 o2 045 056 78.00 5400 6000 1940 4420 8515 4220 80400 2100 63.00 45.00 9000 36007 45.00 0000 247 045 007 005 003 oz 225 350 3.60 610 140 16.50 o1T 16000 00.00 6200 7T200 40.00 251 5.90 002 425 DErİ 1055 731 313 123 1ı4 LAŞ 076 026 048 21 168 1267 050 1004 137 049 102 202 vre 180 oza 7200 38.00 45.00 28.00 60.00 4800 8 80400 63.35 2000 250 2000 5022 5400 1017 960 800 3600 7200 45.00 3600 180 820 | uai 60.60 2100 z00 4: 6000 82 | 7000 | 9600 5.00 87.50 2400 7200 | kararları) | 2227 1229 2000 — 8.00 6300 — GA6 7200 1680 | 526 18.90 bizzat — kendilerine tebliği (e28 Aşk ve macera romanı; 66 nımın içi!, O, kolay kolay denize düşecek bir adam değildir. 'akat, sahile dikkatle bakarken Rözleri onu aldatmıyordu. Yıldı - rım Cemal aksırarak, kayaların kenarına tutunmuştu. Elbisesi sır- sıklam olmuştu. Aksırmasından da belliydi ki, üşümüştü. Sehsüvar bayretini gizliyemedi: — Tâ kendisi. Garip sey!. Nasıl oldu da kayığın altında kaldı. Yi- ne talihli imiş... Dokuz canlı kedi- ler gibi, suyun içinden dirilip çık- ması bir mucizedir. Ve Nerimana döndü: Ben onun yerinde olsaydım, imdiye kadar boğulmuş gitmiş- tim. İkisi birden kayalıklara doğru yürüdüler.. Ve bağırdılar: — Geçmiş olsun, Cemal Bey! Geçmiş olsun. Cemal basını yukarıya kaldır - dı... İlkönce Şehsüvarı gördü: — Vay, şair bey! Siz burada mı- sınız? — Evet. Gezmeğe gelmiştik.. De- nizden imdat sesleri duyunca şı şırdık. Meğer, devrilen kayığın al- tında siz kalmışsınız.. Vah, vah. oldu bu, kuzum?. Neriman hanım da arkadan ye- tişerek, Yıldırım Cemale ayni su- ali soruyordu. Cemal: — Uzaktan bir dalga geldi, dedi, SUAD GÜN konseri| 20 Temmuz Cumartesi akşamı İMaçkada Kücük Cifilili Parkı ZENGİN VARYETE Fiatlarda Teknik Okulu Satın Başkanlığından : Yıldızda bulunan — okülün — mayıs $i tahmin bedelli ve 460 lira 75 kuruş ilk teminatli 5000 kilo sadeyağı kapal ve şartasmesine göre ihalesi yapılmak Üzere 26/7/940 tarihine — rastlıyali Ayrıca CİGANORKESTRASI Dühuliye serbesttir. Tel: 81992 alma Komisyonu zam yoktur. nra zurf M1 sonuna kadar ihtiyacı olan 62 perşemde günü saat 14,30 da yüksek mühendis mektebinde toplanacak olan kö* syonumuzda eksiltmeye konmuştur. Şal mak istiyenlerin eksiltmeden bir gün evveline günü de Gümüşsuyunda yüksek mühendis mektebine gelreleri. ları eksiltmeden bir aat evveline kadar vi cak gecikmeler kabul edilemez. (5900) rtnameyi görmek ve ilk teminatı yatıre dar okulumuza ve eksiltmi Teklif mektup” erilmiş bulunmalıdır. Postuda vâki olar AĞIZ.BOĞAZ iLTiHABLARINDA .DiŞETiİ KANAMALARIND RiDA DiS KUĞ SUYU LTiKABLARIN GiFASİNİ'TEMİN EDER Devlet Demiryolları ve Limapnları İşletme U. İdaresi İlânları Erzurum - Barıkâmış, Mudanya - Bursa, Sarmsun, Çarşamba hatları hariç beynele milel münasebetlerde zatılan müşterek bileller ve Avrupa hattında işliyen Semplofi vür'at trenleri hariç nlmak üzere bütün şebekeye mahsus D1 ele için D. D/M03, şebeke ve İzmir - Denizli D, D/164, Sire eli D. D/N0S, Samsun - Sıvas D. D/106, Merzin - Mamt deri için D. Dy102, Edirne - Kırk! re - İskenderun D. D/J07 No, li mintaka Bu terifelerin tatbikina 18/8/940 tarihi tarihten Sübaren D. D/7, 59, 68, 67, TI, Vi keci - 0I, halk ticaret bilet tarifeleri ihdes edilmiştir. inden itibaren 4, 84, 88, V7, 105, 110, LL1, 125, 126, 194 başlanacaklır. — Mezkülf' 180, &7, 73 No, Ju tariteler Jâğvedilmiştir. Yeni tarifelere göre şimdi” gidiş seyahatlerinde tenzilüt yapı genzilât yapılmış ve uzun mesafelerde gidiş inde tadilât yapı etreden fazla mesafe a İlk tevakkuf edecekleri ( beti tevakkuf decekleri 1 ederken var teyin etmek ve tı takıp diğeri de hareket edeci mek şartile tevakkuf hakkı verilmiştii n tevakkuf et ' bilet alma katarın hareketir, K yolculür yonuna küdür y Grup ve aile biletleri dür. Anadolu 4 almıyan y Tam ücrelli halk ticaret bileti hâmillerinin meccanen kadar bağajları arasında leri istasyondan ( ı icabeder. aŞ mimtakalarda mühim miktardt ve yüz kilometreden itibaren de gidiş * mıntakalarda ve ulmışlır. Tarife şarllarına göre bin kilos in bilet alan yolcularla bilâmum gidiş - dönüş yolguları” istasyonlar leri gün olmak üzere iki defa ir. Bu şartlara rieyat elmeden levakkılf ren gidiş veya dönüş istası (den on boş dakika evvel tedarik edilme* trenlerine binmeden evvel bu trnlett yolcuların bilet ve halk ticaret — biletleri akledilecek 30 kiloyü kismen veya tarman Paunabilje; Demiryoi: ğolcs rehberlerinde esk n me'iyele girdiğladen Tüdüren Hükümeladür. İstanbul ikinci icra dairesinde Galatada eski gümrük sokağında 52 No h dükkânda iken ikametgâhı meç- hul bulunan Hasan Akgün'e 0) liranın maa ta: garif tahsili hakkındaki 30/5/040 tarihli takip falebi üzrine — ikametgâhınıza gönderilen lcra emrine verilen meş - ruhuta nazaran ikametgâhınizn meçhul bulunduğu anlaşılması üzerine icra hâ liğince icra emrinin bir ay detle ilânen tebliğine karar verilmiş 6l-| duğundan tarihi ilândan İtibaren bir ay zarfında mal beyanında bulunma- piz ve İstenilen parayı dairemiz vezne- sine yatırmanız lâzundır. Bu müddet zarfında icranın geri bırakılması hak- kında bir emir getirilmediği takdirde kayıkçı boş bulunay, ters i mete kürek çekince ldik. Ben de kayığın altında kakdım. Hiç de böyle bir kaza başıma gelmemişti. Ve Neriman hanı lâve etti: aşallah efendim, hem köş- ke misafir davet eder, hem de bu- ralara gezmeğe gelirsiniz. Şehsüvar birdenbire şaşaladı ve heyretle genç kadının yüzüne bak- | tı: — Ne o0? Çemal beyi köşke mi davet etmiştiniz?. Neriman kendini topladı: — Hayır. Cemal beyi değil, dost- | larımdan bir doktoru davet elmiş- | tim. Fakat, bekledim.. vaktinde | gelmeyince, sizinle buraya gel - dim. Ve gülerek Cemal beyin yüzü- ne bâktı: Davet ettiğim misafir çok hassas ve ince ruhlu bir adamdır. Benim mazeretlerimi kabul eder sanıyorum. Cemal bey ceketini ve gömleği- ni çıkardt.. Taşların üstüne serdi. Şehsüvar, Cemalin arkasına, ken- di pardesüsünü verdi: — Merak etmeyin kamiser beyi Şimdi bir arabaya atlar, bizim pansiyona gideriz. Benim elbise. lerimden giyersiniz. — Teşekkür ederim.. Fazla ü- şüdüm. Daha yakın dastlarımdan birinin evine gitsem fena olmaz. Sehsüvar ısrarla rica etti: — Vallahi bırakmam.. — Bizim pansivon da buraya çok yakın - dır. Mademki üşüdünüz. — hemen Bgidelim, «62dü> ra memurk gevrilmesine karar ves rilen bes teneke zeytinyağının bi- inci açık arttr 24/7/940 tarihis urşamba günü saat 13 kle Sirkeci Hüdavendigâr caidesindt 43 No. lu Alemdar oteli önünde var pılacak ve kıymetinin vüzde yet- miş beşini bulmadığı surette ikinci açık arttırması da 29/7/940 tarihi- ne tesadüf eden pazartesi günü a9 ni mahal ve saatte yapılacağı ilân olunur. 940/1697 gebri icra yapılacağı ve mal beyanin- da bulunulmadığı takdirde icra ve ifiâf kanununun 76, 297 inci maddelorinin hükmt tatbik edileceği ethetle 940/2030 sayılı lera emrinin tebliği makamına kaim olmak üÜzere keyfi Dğ olunur. 94072044 pur bakışlarile Cet mal beyi süzeri 4 — Evet, dedi, hemen xgidelim. Ben de bu vesile ile Şehsüvar bes/ yin pansiyonunu görmüş o'urum. Şehsüvar başını eğerek — cevap verdi: — Yuvamı şereflendirmiş olur- sunuz, hanımefendi!. Cemal pardesüye sarılarak kalk- ti — © halde hemen bir araba çâs Şıralım.. Zahmet olmazsa bu isi Şehsüvar bey lütfetsinler. Şehsüvar: — Hay hay... j Diyerek kayalıktan fırlayıp çik- tı.. Yel üstünde duran arabalara değru vürüdü. Cemal beyle Neriman da, Şeli: süvarın arkasından yürüyorlardi. Cemal, bu fırsattan iztifade ee rek, Nerimana sordu: — Buni hemn çağırdınız. Hem köşkten kaçtınız!. Niçin?. — Köşke gittiniz gi — Evet... numla Sadi bey bahçedi gıladılar ve sizin Fenerbahçeyt goğru gittiğinizi söylediler, — Böyle icap etmişti, Cemal bey!. Bosyere şüphelenmişim bi zavallıdan, — Tuhaf şey! Demek ki, Şeh < süvarı himayeye lüzum görüyofe sunuz? — Hayır, Himaye falan değiler Hakikat bu... Sizi rahatsız ettiğimt için, affınızı dilerim. 4 (Deyamı var) Gittim. Nebahat ha kafs —