8 Mayıs 1940 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

8 Mayıs 1940 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HUSUSİ VAZİFE İLE GELMİŞ j E tesinde akudum: ni İstanbula ge- miz. a, yanına bir ga- zeteci arkadaş yaklaşıyor, soru - yor: — Siz kimsiniz, neye gekliniz, adınız ne? Kadjnın cevabı gu: -— =ıdm Istanbulda artistlik ederdim. Fakat bu iş, şimdi biaden Keçtli. 3 Bu sefer hususi bir vazife ile geldim. $ Bütün ısrara rağmen, adını söy- lememiş. Hususi vazife ile gelen bu kadının şu manasız (!) inadına ne dersiniz?. YOĞURT MÜBAREK VESSELÂM Bol bol yoğurt yemeli.. Çünkü her gün Trakyadan tenoko teneke yoğurt geliyor. Geçen gün de 8 bin kilo yoğurt birden gelmiş.. Yoğurtu severim. Fakat uyku ge- tirir. Osman Cemalin rivayetine göre, mübarek bir hayli de ucuz- lamış!. Biraz daha sıcaklar bastı mi, ayran yapıp içmeli. Tuz koy- mayı ihmal etmeyin.. Hele cacığa doyum olmaz. Sa - latalıkların bolarması da eli ku- lağındadır. Yoğurt, mübarek nesnedi, ves- selâm!. KUZUSUZ SEFA NEYE YARAR? Pazartesi günü Hidirellezdi. Kır- lara, bayırlara dökülen döküle - ne.. Malüm ya, Hidirellez Çingene bayramı adile maruftur. Bu mah- lüklar neş'eli şelaret saçan kim- selerdir, vesselâm! et tüccarlarının Ssayesinde fazla kuzu yiyemiyoruz. Kâğıthane se- fası da, kuzusuz, dolmasız, helva- sız olur mü?, .TEMİZLİK AMELESİ !&lN BİNALAR tanzilatı fenniyo amelesi için - Hürriyeti ebediye tepesinde mo- dern ikametgâhlar yaptıracak.. Burada radyolar, asri banyolar, giçekli bahçeler bulunacak.. Ame- | le, her sabah, hususi kamyonet - | derle vazifelerine gelecekler, ak- şamları hususi kamyonetlerle vil> lâlarına dönecekler.. 'Yaz geldi.. Bendeniz, namıl yü- pep da bir sayfiyeye gideyim, diye düşünüyordum. Halbuki, temizlik amelesinin su şayam gıpta hayatından daha Hü- gel sahfiye bulunur mu?. 'Ne dersiniz, yoksa, belediveve müracaat edip...... TAKUNYA MODASI L Almanyada, ayakkabı buhranı da başlamış!. Bilhassa kadınlar, çok sıkıntı çekiyorlarmış!. Şimdi, | bütün Almanyada tahtadan ayak- | kabılar yapılmağa başlanımış! Bun- lar, bizim bildiğimiz takunyalara | benziyen şeyler... Desenize, tek- rar takunya modası başladı. Maamafih, takunyaların birçok faydaları vardır. Evvelâ, ayağı ter- letmez. Saniye, ucuzdur, salisen, nesir yapmaz, rabian kendisine mahsus bir tempo çıkarır.. Kile- metrelerce uzaktan ses verir.. Gel- diğini duyarsınız. AHMET RAUF Kavgacı bir. kadın 70 vecdlarında Mehmet Şerif is - minde biri evvelki — akşam evine döndükten sonra; eskiden alâka- dar olduğu Şaziye isminde bir ka- din da arkasından gelip kapıyı e- «Sen benim kocamı zaptettin!. diye ağzını açıp külür etmeğe baş- damıştır. Müzevven kapıyı kapa - yınca da yerden taş alıp kapıya atmıs, hakarette devam etmiştir!.: Neticede Saziye yakalanıp hak- kında zabıta tutularak adliyeye verilmiştir. Sultanahmet — üçüncü sulh ceza mahkemesinde yapılan muhakemesi sonunda suçu sabit Börülmüz, Şazivenin hırsızlıktan sabıkası bulunduğu anlaşıldığın - den bu cihet de müşeddit sebep ©- larak “özününe —alınmış, 11 gün hanse ve 3 lira elli kuruş ağır para n öülümdeti Yazan: Iskender F, SERTELLİ Nevzadın köşkleri de karşıki sokağın idi. vâlamaktan, ağac üstüne yemiş toplamaktan, hatta büyük uçurtmalar — yapıp uçurmaktan zevk duyardı. — Fenerbahce spor kulübünde iki şüt çekmekle ma - tuftu. Bir bankaya — yerleşmişti. Fakat, koskoca boyuna rağmen, Nevzat hâlâ cocuktu. Bir köyde, bir arada büyümüş- derdi. Nevzat, Sadiden ayrılmaz- dı.. Birbirlerini çok severlerdi. Nebahatin Almanyadan geldi - #ini duyar duymaz, ikisinin de kalbi çarpmıştı. Nebahati bir gün evvel yolda görmüşler ve birbir- lerine: — Ne de güzelteşmiş köfir kızf, Diye takılmışlardı. Sadi ile Nevzadın anneleri, o - ğullarına kız arıyorlardı, Nebahatin gelişi, oğullarına kız aramakla meşgul olan bu temiz yyürekli anaları ümide düşürmüş- tü. İkisi de: — Nebahat, oğlum için biçilmiş kaftandır. Diyordu, (|HİRSİZ KiM? |- | Metrese dayak | Yedikulede — Hacıviri sokağında oturan arabacı Mustafa ile bir bu- çuk senedir metres olarak bera - ber vasıvan Hatice arasında bir para meselesinden kavga çıkmış, (Mustafa, Haticeyi dövmüştür. Dün Sultanahmet üçüneü sulh veza mahkemesinde yapılan mu - hakemesi sonunda Mustafa, 19 li- va 30 kurus ağır para cezasma mahküm x 4r Asmaaltında çuvalcı kahra - manıncırağı Ali Asgar, ustasının 50 tane cuvalını çaklığından dü: adliyeve verilmiş, — Sultanahmet birinci sulh ceza — mahkemesinde yavılan sorgusu — sonunda tevkif edilmiştir. Adliye işlerinde tel- grafla tebligat Müstacel adliye islerinde tel - grafla teblirat vapılması karar - laştırılmıştır. Bu ise başlanması adliye ve posta tarihimizde yeni Aşk ve macera romanı: $ İki arkadaş bahçeye girer gir- seslendiler; mez a — Nebahat... Neredesin? Biz gelkdik.. man Hanim, Nevzattan haş- lanmadığı için, onun sesini du - yuünca e — Aman anne, Nevzada da kızı- lır mı hiç? Delidalu konuşur... Va- Beçiririz. — Beni unutmadınız demek, ço- cuklar? Dün taşındık.. Bugün gel- k diniz... Bravo doğrusu urkadaşlı- Nevzat: gile ilâve etti: 'Yük babanız da, siz. Almanyaya nereden geldi şimdi... Nebahat güldü: Ve ayağa kalkarak, ilkönce Sa- dinin, daha sonra Nevzadın elle- rini sıktı: çede geçti, dedi, sizi unutacak ka- | — Bütün çocukluğumuz bu bah- — Her gün sizi düşünürdük. Bü- Rittikğen sonra Taksime taşınmış- t Kâelnu'nâ:ndmwu sessiz kal- maştı ki... Önüz geçmeğe bile korkuyorduk i Hidgrellezde kuzü yenir, Fakat, | Belediye, çöpçüler için - pardan | Talebe sa- natoryomu Üsküdarda 90 bin lira sarfile büyük bir sana- toryom yapılıyor Mekteplerdeki hasta ve vere - | me müstait talebe ile muallimle- | rin tedavilerine ehemmiyet veren | Maarif Vekâleti Üsküdarda Val- debağındaki «prevantöryom» u ge- nişletmeği kararlaştırmıştır. Buraya yeni pavyonlar ilâve o- lunacaktır. Bu meyanda evvelâ yeni ve büyük bir <talebe ve öğ- retmenler sanatoryomu» tesis Olu- nacaktır. Prevantoryom bahçesinde inşa- atına başlanılmış olan bu yeni sa- natoryomun rilmesi için yeni- den 60 bin 698 liralık — tahsisat #önderilmiştir. Bu para ile ayın 13 üncü günü | ioşaat bir müteahhide verilecek ve hemen de faaliyete geçilecek- tir. Müteakaben diğer yeni pavyon- lar yapılacak ve tekmil hastalığa müstait talebelerle — muallimler tedavi olunup hayat ve istikbal - leri kurtarılacaktır. Yüksek, ilk, | orta mektepler ve liselerle mual- lim mekteplerinde müdürler ve- ya döktorlar; sanatoryomda teda: vileri icabeden talebeyi munta: man maarif müdürlüğüne bildi - receklerdir. Umumi nüfus sayımı için bir toplantı İstatistik umum müdürü B. Ce- lâl Aybar dün şehrimizden Bur- saya gitmiştir. Umum müdür cuma günü şeh- rimize dönecek ve 20 teşrinicvvel- de iera edilecek olan umumi Lah- riri nüfus için o yün vilâyette bü- ik bi apılacaktır. İKÜÇÜK HABERLER * Gümrüklerde bekliyen kahve | stoklarının bir an evvel piyasaya çıkarılmasını rica etmek — üzere Ankaraya giden kahve tacirleri heyeti dönmüştür. Ancak bu kah- | veler pahalıya mabılduklarından | tacirler fiatların da arttırılmasını istemektedirler. Keyfiyet tetkik- tedir, *& 19 mayıs senlikleri provası bugün saat 15 de Beşiktaşta Şercf stadında-yapılacaktır. &* Üniversile edebiyat fakülte- sine Belçikadan bir maruf kütüp- hane mütehassısı ve difer fakülte- lere de 6 ecnebi profesör getirile- çektir. * Etibanık şehrimizde kokkömü- rü tonünun her semtte 20 lira 19 kuruşa satılabileceğini tesbit et- miştir. Fazla istiyane perakende- ciler hakkında milli korunma ka- nunu hükümleri tatbik olunacak- far. ** Son baremle maaşları artmış | olan muallimlere bazı yerlerde ve- rilmekte olan mesken bedeli taz- minatının idarci hususiyelere yük olmamak üzere kesilmesi düşü - nülmektedir. * Milli piyangonun 80 bin li- ralık en büyük ikramiyesi Yedi- kulede Sarmaşık 2 nü- Mmaralı evde oturan Cemile ismin- de iki çocuk sahibi fakir bir çama- gırcı kadına isabet etmiştir. — Hiç.. İlk fırsatta size bir ke- aman konseri vermek.. İşte o kadar. Gençler sevindiler. — Ah, ne ivi olur. Çoktanbderi Kulaklarımız paslandı. Buralarda keman, piyano sesi 'duyduğumuz yok. Sadi sükünetle şordu: — Mekteplerde musiki hocalığı almak niyetinde değil misin, Ne- bahat? — Simdilik hayır. Bütün bir ya- z istirahatle geçirmek İikrinde - “yim. Çok yoruldum. Hele gelir Kaâap | dükkânları Şehir meclisi kasaplar için dün yenı bazı esas- lar ve yasaklar kabuletti Yeni zübitai belediye talimat - namesine kasav dükkânları için yeni ve esaslı maddeler —konul - müuştür, Dünkü şehir meclisinde müza - kere ve kabul — olunan bu yeni maddelerden bazılarını yazıyo -« Tuz: (Madde 149 — «Kasap dükkünla- rının oturulan, yatılan — veyahut başka işler yapılan yerler ise kapı, pencere veya merdiven gibi her | bangi bir vasıta ile alâkası olma- mamas: ve yalnız kasaplığa tah - | sis olunması mecburidir. İ Ancak verden en az 15 metre yüksekliğinde — sabit camekânla | aşrılmış hususi mahalde kasap - | lar sebze entabilirler.> Bu maddenifi müzakeresi ema- sında bazı azalar, kasaplar dük- kânlarının üstlerinde veya yan - larında yatmak için oda bulun - | masına müsaade olunmasını iste- mişlerdir. Fakat meclis heyeti u- müumiyesi bu müsaadeyi verme - miştir. Üstünda odası olan kasap dükkânlarına çıkan merdivenler kaldırılacak ve bu odalarla yan- lardaki odalar kullanılamıyacak - tır. Keza bu maddenin 3 üncü fik- rasına göre soduk hava — tesisatı mevcut olmuyan kasap dükkânla- rının kapıları geceleri delikli teb- lerle örtülecektir, SEYYAR KASAPLIK YASAK! 'Tekmil kasap dükkânlarının ze- mini ve zeminden en az 2 metre yüksekliğe kadar duvarları mer- mer, fayans, karosimen veyahut da mozayik döşeli olacaktır. Ta vanlar, duvarlar sık sık badana - danıp sıvanacaktır. Her kasap dükkânında şehir su- ut da akar su — tertibatı ktır. Tezgühlar da mer- moer veya ns döşeli olacaktir. 'Tezgâh altında bıçak, para dolap- larından başka dolap — bulunması memnudür. 150 inci madde — Seyyar ka - saplık yasaktır. Kasap dükkânlarında canlı her nevi hayvan ve hatta kedi, köpek dahi bulundurulması memnudur. | Yanlışlık olmasın Bakırköyünde pazar günü tecrü- be sayımı yapıldı. Hâdise munta- zam geçti. Fakat, bir nokta üze- rinde tenevvür etmek — ihtiyacını duyduk. Mesclâ, pazar münase - | betile Yeşilköye germeğe giden İs- | tanbullular, hattâ, sayımı takip i- çin, o gün Bakırköyünde bulunan gazeteciler dahi, cetvellere geçi - rilmis, yani Bakırköy — nüfusuna kaydedilmiş. Sayımın ilmi ve fenni tekniğini hilmemekle beraber, zannediyo - ruz ki, bu harekette bir yanlışlık vardır. İstatistik umum müdürlü- — Onun ölümü beni çok sarstı Nebahat: — Neyse, şimdi geçmişi anıp da detlerimizi deşmiyelim. dedi, bu- ralarda nasıl vakit geçiriyorsunuz bakalım? Biraz da tatlı, neş'eli ta- Tafından bahsedelim hayatın... Nevzat bir sigara vaktı: — İşten gelince velospitle bir Bezinti yaparum. Akşamları çok dela Sadi ile beraber buluşur, ki- tap okuruz. Fakat, Sadi songün- lerde kendini”o kadar çok kitaba verdi ki... Annesi bile şikâyetçi gelmez büvük babamın ölüm ha- berile de karşılaşmak... Doğrusu bu acıyı kolay kolay unutamıya- cağim. — Zavallı Paşa.. Ne iyi adam- cağızdı. Bizi bile kendi torunları gibi candan severdi. Haniya bir gün bahçede, havuz başında oy- narken, Nevzat suya düşmüştü Hatırladınız mı? O gün rahm büyük babanız köşkün pencere- sinden bizi görmüş: «Cahide, kı- zam! Havuza sokulma.. Şen de 0- nun gibi düser, uslanırsın!» diye bağırmıştı. Nevzadı elbirliğile ha- | vuzdan çıkardığımız zaman, üstü başı sırsıklam ıslanmıştı... Onu bu halde eve göndermemek için -çün- kü Nevzadın babası çok sert bir adamdı - Köşkte alıkoyarak, el - bisesini kurutmuşlardı. Nevzat kahkahayla güldü: — Bey gidi günler. Keşke ba- O öldükten sonra ben çok haval oldum. Babamı çok severdim doğ- Tusu, Ve içini çekerek ilâve etti: bara sağ olsaydı da, beni sıksaydı. | onun bu halinden, Sadi başını salladı: — Ne yapayım Nebahat? İnsa- ha kitaplan daha sadık bir dost yok. Okudukça, bu dostluktan isti- fade ediyorum. Nevzadın kitapla başı baş değildir. O da mütema- diyen bana F maçlar- dan bahseder. Bazan bu maçların dedikadusunu dinlemek de hoşuma Zidiyor. Bu s:rada bahçe kapısından gö- rünen binkaç misafir, delikanlı - Tarın konuşmalarına nihayet ver- Mişti. Neriman Hanım, kızına döndü: — Nebahat! Misafir geliyor.. karşıla. Galiba avukat be)vvler:(nş Nebahat kalkar kalkmaz, iki | Renç arksdaş da ayağa kalkarak: (Devamı var) SAMANLIK Kartalda, birkaç ması ölümü ve bir ha; insanın da yaralanması ile netice- lenen hazin düğün merasiminin tafsilâtını gazelelerde okurken, füylerim diken diken oldu. — , Burada ülen ve yaralanan va - tandaşların feci âkıbetinden dola- yı kimsenin mes'ul olmadığı mu- ak — Hüdiseyi, tesadüle, ka- dere, talie, kazaya atfedip geçi - yoruz. Fakat birçok kazalar, tesadüfler Kibi, bu acıklı hâdisede de bir ih- mal ve dikkatsizlik - bulmamak mümkün değildir. Şunu haber veriyorlar: Korkunç sahnenin vukua gel - & | diği ayni köyün ayni samanlığın- da, geçen sene de bir bomba bu- lunmuüs, bereket versin, herhangi bir faciaya meydan verilmeden bomba imha olunmuştur. İkinci mübim hakikat de şuz Milli mücadelede ayni köyün, ay- ni samanlığı, cephanelik olarak kullanılmıştır. â malüâmun ianesile artık, gecen günkü hâdiseye mücerret bir kisve giydirmek zorlaşıyor. Hik, bir lâkaydi görmüyor musu- e bir çatıaltı sahibinin, mes- merasime sahne yaptığı sa- manlığı, daha evvel titiz bir itina ile muayene etmesi lâzım gelmez miydi?. Ve, bu itinanın gösteril - me zamanı, meş'um hâdisenin ari- fesi, yani, kmagecesinin gündüzü değil, zannedersem, çok daha ev- vel almak İâzımdı. Hayatımızda, tesadüflere, talie, kazaya daha az yer vermeğe alış- malıyız. RESAT FEYZİ Belediye turizm neşriyat ve istatistik müdürlüğü Belediyede «neşriyat, istatistik ve turizm müdürlüğü,» ismi altın- ga yoni bir teşkilât kurulmuş ve | bu teşkilâlin başına kıymetli mu- harrir ve gazeteci arkadaşlarımız- dan Mülga Denizbank nesriyat şı- besi şefi Eçref Şefik getirilmiştir. Avrıca bu büroya 140 lira c - retli bir neşriyat şefi ve 26 lira asli maaşlı bir memur ilâve olun- ması ve neşriyat masrafı olarak da - turizm ile birlikte - 5000 lira ! tahsisat verilmsei mistir, Yeni büro bilhassa halkımızın gazetelerdeki sikâyet ve temenni- lerile de yakından alâkadar ola - cak ve bunları alâkadar — şubeler nezdinde tahkik ve takip edecok- tir. Arkadaşımızı tebrik eder, mu- vaffakiyetler dileriz. Şdi Ağır h;pıe mahküm edilen casuslar Beşer yıllık cezalarının azlığın- dan dolayı İzmirde nakzen muha- kemelerine devam edilen Trakya casuslarından Bulgar Papaş Mar- tisi sekiz sene dört aya, Edirne Bulgar konsolosluğu kâtibi Lâm- bo, İtalyan tebaasından mühendis yüzbaşı Sinkoviç, Edirne metre- polithane kâtibi Kiri onar yıl hap- se ve üçer yıl mecburi ikamele mahküm edilmişlerdir. kararlaştırı! - a— ı ——— —e ——— Avrupa Harbinin Yeni Meseleleri Zaman kime iltimas ediyor? Bugün Avrupada kuvvetli iki taraf birbirlerile harp halindedir. Şimdiye kadar karada müttefik - ler tarafı her gün olan müsademe- ler sırasında bütün genç efradı a- teşe sokmakta, bunları alışlırmak- tadır. ÂAskeri mütehassısların tak- dirince dokuz aydanberi mütte - fikler tarafı efradı yetiştirmek su- :dle vaziyetten istilade etmekte- ı Acaba Lehistan malüm şekilde mağlüp edildikten sonra Alman orduları ne halde bulunuyordu? Herhalde Almanyanın silâh taşı- yacak pek çok askeri vardı. Fakat bunlar lâzım olduğu kadar talim ve terbiye görmüş değillerdi. Bu- na mükabil Fransızlar yetişmiş Harp yeni harp malzemesi vücude ge - tirmek için tesis edilen fabrikalar açılalı çok olmamıştı. Onun İçin Fransızlar Nliyü :iı:rıın hare- kete geçmeyi muvafık gürmemiş- lerdi. Cünkü arkadan lâzım olan silâh, tayyare ve diğer vesaili ye- tiştirmek işi vardı. Bu itibarla İngiltere daha mü- sait vaziyette bulunuyordu: Do - manma tamamile hazır, tayyare in- şantı deyam ediyor, yalnız kuvveti kâfi ae a | Muhtekire! aman yok! Bu sabah yeni ihtikârlar | münasebetile bir kaç tüccarın ifadelerine müraccat edildi “Akdenizde harp filolarının top- Tandıfı haberi üzerine şehrimizde bazı ithalât maddeleri fiatlarının yükseltildiği görülmüştür. Ticaret müdürlüğüne de başta kalay olmak üzere bazı maddele- rin fiatlarmda ihtiküra sapıldığı hakkında müteaddit şikâyetler yapılmıştır. Bu hususta icap eden tahkikat ve takibata başlanılmış ve bu sabah birkaç tüccarın malümatına mü- raçaat edilmiştir. Ticaret müdürü Avni Sakman kendisile görüşen bir muh mize memlekette geniş n kalay stoku mevcut olduğunu ve başlıca ithal maddelerinin mem - leketimize gelişlerinin normal se- yirlerini ta<ip ettiğini, şehrimizde bazı maddelerin fiatlarının gayri tabil yükseltilmesinin ehemmi - yetle tetkik edilmekte elduğunu söylemiş ve: «— Bu tetkiklerimiz neticesin- de muhtekirlerle karşılaşırsak bunları derhal Cumhuriyet müd- deiumumiliğine verecek ve milli korunma kanunu hükümlerine gö- re teczivelerini istiyeceğiz, demiş- tir, İstanbul- Bolu - Anka- ra demir yolu Yeni İstanbul - Bolu - Ankara demiryolu inşaatına başlamak ü- zere keşiller yapan mühendisler heyeti çalışmalarını ilerletm tedir. Elmalık köyünden Bolu: kadar olan kısmın istikşaf işi ik- mal olunmuştur. Şimdi, fon ve etüt postaları El- malık köyünden Düzceye kadar olan en çok arızalı kısımlar üze - rinde çalışmaktadırlar. işemğen Kimsesiz bir genç iş arıyor 'Orta mektebin 7 inci sınıfından mezun, askerliğini ifa etmiş, eski yazı ve daktilo bilen — kimsesiz muztar bir genç kendisine iş ara- maktadır. Kanaatkâr bir ücretle Kâtivlik, muakkiplik ve hatta se- 've seve garsonluk etmeğe âmade olan bu kimsesiz vatandaşa şel - kat elini uzatıp bir vazife vermek istiyen muhterem İş sahiplerinin Kadıköy tanu dairesi sicil muha- fızlığında tetkik memuru B. Veh- | bi vasıtasile Bahri Yılmaza mü - | racaat etmeleri. Mahalle bekçileri Mahalle, çarşı ve kır bekçile - Tinin vazifelerinden — ileri gelen veya vazifelerinin ifası arasında meydana gelecek suçlardan dola- yı haklarında ne suretle takibat yapılacağı dün vilâvete bildiril - | miştir. Bu emre göre maznun bekçiler hakkında umumi hükümlere gö - Te muamele yapılacaktır. Memu - rini mubakemat kanunu hüküm - leri bekçilere tatbik olunmıya - caktır. Te ve sair harp vesaiti arttıkça artmıştı. Ancak faaliyet İ | inşaat günden güne artmakta ol- makla beraber için şu V— Mevaddı. iptidalyı — Mevaddı iptidaiyesi yoktu. Petrol, demir, bakır, mangancz | burdu. İşte harp başladığı yet böyle idi. Bugün de Almanya- nan lehine bir fark kaydedilmiyor. Buna mukabil müttefikler tarafı: 1— Denizlere hâkim bulunu - yör; 2— Her yerden movaddı iptidai- ye alabiliyor; 3— Amerikadan si- j Illıxıeglr:elillyu. endisine karşı kor di #ldukmal davbün adar el ARELİ Norveç'ten Yazan; AHMET Şi Norveçin ükibeti HİT bette bütün Avrupd bir takım ibret d! kere, Almanyanın ri, Almanyanın | lerile Finlandiya, Danimarka gibi İ idi? Herp başlar yetlerle demokrat d€ sında Moskova Wi pılmakta iken, İ tık ve İskandinatığ söylendi. Hatbuki Ki ayni memlek peşkeş çeken Alm sidir. Filhakika üÇ memleketi ile Ti kolları bağlı vld'd Harp başladıktan manlar, İngilteri öskeri harekâti intikal ettirmeğe dia ettiler. Dernokrat bu. plânlarından | manlar, kendileri nimarkanın istilâ ? zırladılar. Fakat bi lıklarımı yaparken lere «bitaraflık» P ettiler. Hatta bir paktı imtalamanı ler, Danimarka |teklifi kabul ceti. Ni | nimarka bu temi | mokrat devletlerden 'a 4' etmediler. Bu v Ürüşmöe bile yat | leketlerini tedbir almadılar. Norveç, bütün vare meydanlarını Almanlara teslim ondan sonradır ki Gf letlerden yardım İt | men İngiltere deniz vetlerile Norveçin müştur. Norveçi kün olmamışsa, öt Fiğe bile yardımlarını bi leketlerden erirg rından ileri gelmit ğildir. Bilâkis, hi bağlı -olmadıkları ve Fransa, deniz V€ munla beraber yürül gilizler denizlet Cüki zayiatlarını imkânını vermiş VE

Bu sayıdan diğer sayfalar: