F_ı î i İ : HADİSELER GÖBELS'İN SEVGİLİSİNEN KAŞANESİ YANDI Merhum — Çekoslovakyanın merkeri Prag civarında, sinema artisilerinden Lydia Bartevanın bir sayfiyesi vardır. Bu şahane malikâne veya köşk, ani bir yangın neticesinde harap olmuş.. Bu- yaya kadar olan hüdise tabli telâkki e- dilebilir. Fakat, bu sayfiyenin sahibi- güzel sinema yıldızı, Alman Propa - ganda Nazırı Göbelsin aflosudur. Bu- mu, bülün dünya bilir. Şimdi, tahkikat yapan Prar zabi « tası, güzel kadının bir sulkaste maruz kalıp kalmadığını araştırıyormuş! Biz- ge, bu sulkast değildir. Kadın Göbelsi * kadar seviyormuş ki, aşkının hara- vetinden yuvası dahi yanmış! KADINLAR. BİRBİRLERİNE © KADAR BENZEDİLER Kİ Dün hava kapalı Kü İlk defa sine- | maları hatırladım. Fiğmdeki gazetenin sinema ilâmlarına göz gendirirken. şüy- le bir Ülm ismine rasladım: Damralı kadınlar... Hiç de, cazip bir isim gelmedi. ba- ma... Çünkü, moda denen dünya hâki- aal, kadınları o kadar birbirine benset- H ki, ne damgası kaldı, ne esmeri, ne lil; ! iH %İğî " ş H A lili İ & | î î ı i | | İ t ! E İ | ı | İi t " 1$ ! İ ! E li iş hi H İ ! İ îğğ l ! İ â | T ı t ; - ! ; — Fay, ben şimdi daha Iyiyim.( Yeni birşey öğrendiniz mi? | — Saat dokuzda, 5 inci caddede,| Nasyonal bankası önünde buluna- bilir misiniz? — Muhakkak bulunurum. — Ben otomobili bırakmağa için başka bir otomobil bulmak zim... — Ben temin ederim. — A'laha umarladık Templar! Templar ahizeyi yerine koydu. Mutfağa doğru yürüdü. Mükem- mel bir kahvaltı kokusu geliyordu.| Sıcak sıcak kahve ibriğf masanın üzerine konmuştu. Avluya bakan açık kapıdan sabahın temiz havası) içeriye giriyordu. Templar Krisden usturasını al-| dı ve sol koli'e müşkülâtla tıraş oldu- Sonca muslukta bol bol yı- kandı. Soğuk su kuvvetlerini bir AO SKİ D Son; Telgrof- bik Polonya hükümet erkânımın hu - susl hayatlarına dair yazı ve resimler neşrediyorlar, Meselâ, Polonya Hari- eiye Nazırı Beek'in karısı 44 yaşında kızı da 20 yaşında imiş!, Fakal, 44 ya- şında olan Madani Bieck'hettür bütün tazibesini ve taravetini muhafaza e- diyor, nazarı dikkati Gelbedecek Ka- dar güzel bulunuyormuş.. Şimdi, bu alle de, diğer birçok Po- isnyalılar gibi Romanyadadır. Artık, Madam Beck, bundan senra Ahtiyarlar gibi geliyor, bize... İSTİHKAK GİTTİKÇE AZALINCA NE OLACAK? Berlinden, her haflabaşı, insan ba- Wna verilev günlük iaşe istihkakına biraz daha azaltıldığı bildiriliyor. Son meşredilen listeye göre, bir hallada bir Almana 2400 gram ekmek verilecek- miş. Yani, baftada iki buçuk kilodam daha az. Eğer, bu istilkak, böylece, | Kitgide azalacaksa, netice me olacak?. Tam ulışacakları zaman, ömürleri velı etmiyecek galiba.. AŞIKINI YARALIYAN KADININ HİKAYESİ | " | POLİS MAHKE'IIIELEB Bahtsız bir kadın kalma olacak ki muhakemedi önüne | bakarak uyuklüyor; okunan tahkikat evrakmı lâkayt bir tavırla dinliyordu. Davacı mevklinde oluran başörtülü, siyah yeldirmeli, urun boylu umüda- Fİp yüzlü karısı ise bir yandan yan- gözle hükim huzurunda bile ayılınıyan eşinin bu halini azapla seyrediync, di- üer taraflan da ona hiddet ve melret dolu mazarlarla bakıyordu. Genç kadın henüz 30 - 32 yaşında bulunmasına rağmen mihnet ve sefa- letin enu vaktinden evvel ihtiyarlattığı belli idi, Nitekim evrakın ekunması bitip de hükim ona davasımı anlatmayı söylediği vakit yavaş, Ülrek bir sesle anlatmağı başladı: «— Bu adamla 8 senedenberi evli - yim. Fakat hiçbir gün görmedim. Bü- Gün ömrüm rakı şişeleri ve sarhoş ya- veleri arasında zeçti. Kendihi eski- den büyük bir mücsnesede memurdu. Fakal oradan içkisi yüzünden koğul- du. Bu koğulma ile beraber de evimi- zin tadı büsbütün kaçlı. Çünkü kocam artık kendisine rakı temin etmek icin | evdeki eşyaları birer birer satıyordu. Nihayet bir şilte ve yenganla kalınca işi seyyar satıcdığa döktü. Lâkin ka- zancının heptini yine rakıya veriyor. | Bana Iki günde bir, bir okka ekmeği bile çek görüyordu, Üzüntü, endişe ve mu pencere önünde bekliyor, karnımı | doyurmak ürere gelireceği bu bir ok- Ka kuru ekmeğin hatırı için yime se- simi çıkarmıyarak bülün acımı içime döküyordum. Fakat geçen akşam oenu beklerken pencere önünde uvuyakalmışım. Ken- disi kapının geç açılmasını bahane e- | ŞŞ derek hemen beni tokatlamıya sarheş ağzile küfürler savurmuya baş- hadı. Senra bu da kâfi değlmiş gibi a- yaklarının altına alıp çiğnedi. Kendi- sinden Havacıyım a Talisiz kadının bu sözlerinden sonra Bâkim kabahatli ve sarhoş kecanın sabıkası olun olmadığının — sorulması tein muhakemeyi başka bir güne talik etti. [ıı ÜÇÜK ıuımııı,r.nl * Belediye yaptıracağı — sığmaklar için bütçeden yüz bin liralık münakale yapmıştır * Yarın akşam Tüksim stadında Fenerbahçe ile Şişli bir gece maçı yapacaklardır. * Önuncu Balkan atlelizm oyunla- mna iştirak edecek atletlerimiz cuma Rünü Yunanistana hareket edecekler- dir. * Alatürk köprüsünün başlarına ko- macak çelik mesnetleri — Almanyadan “mek müzakun olmadığından, bun- ler şehrimizde dökülmüş ve mesnet ayaklar Kköprünün İstanbül — cihetine konmuştur. Köprü bir ay sonru açı dacaktır. * Buğday fiatları hafta başından- beri düşmektedir. ZABITA ROMANI Ben sAziz.! Sana şu sırada çok ihtiyacım var. Şoför müsaraatle cevap verdi: < Nereye isterseniz, hemen ge- leyim. — Beni bir çeyrek saata kadar 44 numaralı caddenin köşesinde bekle! Templar, ahizeyi yerine koydu ve tekrar sofraya dönerek kahva!-, tısını bitindi. Bir sigara ile beraber kahvesini de içti. Büyük bir tehlike ile karşılaş - mağa gittiğini bilmiyor — değildi. Çünkü bu şoförün kendisini po - lise haber veren şoför olmasından da korkuyordu. Fakat o dakika müracaat edilecek başka çare yol : 1 | Ğ 'Templâr Kris'e teşekkür etlik- Kibi, acele ace'e işlerine giden in- sanlarla doluydu. — » İleriye bak'ı. Sebastlen'in 44 nu- marâlı caddenin köşesinde bekle- mekte o.duğunu gördü. Arabayı kaldırımın kenarma çekmişti, mo- törü işliyordu. Kendisini gören yo-, förün geniş debessümünden, bu damın kimseyi polise ihbar etmiş bir adam olamıyacağını anlamıştı. Şoför: — Hemen binin! dedi, aman sizi tanımas:nlar! Derhal arabayı harekote getirdi. Arada bif büşimi arkaya çevirerek soruyordu. — Nertye gideceğiz? — Beşinci daddede, Vandrik nas- yonal bankasına! Ben ne yapacağım? Kapıya mümkün olduğu ka- | Tramvay artırapla zecen her gün akşamları e- | $ebbüs etmeleri hakkında Beledi- | ehemmiyetle tahkikata geçilmiş - A| yakti yoktu. Templar cevap ver- | durakları kapalı yerler yapılacak| Kış mevsiminin gelmesile, şeh- rin muhtelif tramvay tevakkuf mahallerinde Üstü kapalı bekleme | yerleri yapılması için harekete ge- çilmiştir. Bu maksatla Belediye reisliği | ve tramvay müdürlüğü dün temas etmişlerdir. | Üstü kapalı durakların — inşası için Belediye bugünlerde bir mü- nakasa açacaktır. —— Tard edilen talebe hakkında| bir karar Maarif Vekâleti mekteplerden | tardedilen talebe hakkında yeni bir karar vermiştir. | Dün alâkadarlara biklirilen bu karara göre or'a mekteplerde veya orta tiearet okullarında bulundu- | Ku sırada çıkârılan talebelerin &- | nif arkanaşarı mektepten çıkbık - tan en az Üç sene sonra hariçten Ve- kmü lise 2 inci dev-| İ yede veya ticare! lisesinde bu - lundukları sırada kovülma cezası | alanlar için de tatbik olunacaktır. | tep haricinde ve dahilinde iffetsiz hareketi tahakkuk eden | veya muallimine karşı gelenler hiç bir mektebe alınmıyacaklardır. TERD Sayfiyelerden göç başladı Havaların birdenbire soğuması ve mekteplerin açılması ile Ada - lardan ve Boğaziçi. Anadolu ya - kası gibi sayfiye yerlerinden şeh- Te göç akını çok artmıştır. Diğer tarafian bazı ev sahip - lerinin şehrin muhtelif sem'lerin- de kira flatlarını yükseltmeğe te- yeye yapılan şikâyetler — üzerine tir. Fi Üsküdar iskele meydanı Belediye reisliği, Üsküdar - Bey-! koz yolu başlangıcını teşkil eden Üsküdar iskele meydanının açıl - ması ve burasının yeni bir şekilde tanzimi işine bir an evvel giriş - meği kararlaştırmıştır. Bu mak- satla istimlâk olunacak yerler tes-i bit olunmuş ve buraları hakkında «menafli umumiye, kararları ve- rilmesi ricasile Dahiliye Vekâle- tine müracaat olunmuştur. cezalandırı malıdır ki. bu Wldianın aslı çıkmasın. Söylen: diğine göre, bir şebeke, memleket ha- ricine şimdiye kadar yarım mülyan fira kaçırmışlır. Hundan başka, aynl adamlar ayrıca verzi kaçakçılığı işin- den dölayı da zan altındadırlar. Memleketin böyle bir zamanında, | dışarıya para kaçırarak, kendi. hasis menfaatlerini tatmin etmeğe kalkı - ganlara verilecek en hafif isim alcak ve halni vatandır. Eber, bu suçlar varit ise, bu he - Tiflere en ağır cezaların tatbikini isti- | yoruz, BURHAN CEVAD | — Canım, bildiğinizi — yapınız. | Her halde banker Vandrik'in girt- lağına sarılacaksınız. .Çözül pa- raları!» — diyeceksiniz. Ben daha şimdiden gazete erin yazacakları manşetleri gözümün önüne geti- rıyorum. Mesclâ: vAzize Sebasti. yen isminde bir şoförle nasyonal bankası müdürü Vandrik'i kaç:r- dı. Parlak iş bu amma, birdenbire anlıyamamıştım. Templar için şimdi şoförün bu | | neviden mülâhazalari'e geçirilecek medi, bir sigara yaktı ve bankanın muazzam kapısını — gözetlemeğe başladı. Memurlar gelmeğ baş - lıyorlard.. İri yarı bir kapıcı ban- İ kanın tunç kapısını ardına kadar | açtı. Tmp'ar artik saniyeleri sa - yıyordu. Civardaki saa'lerden bi- | ri yavaş yavaş dokuzu çaldı. Müş- teriler de gelmeğe başlamışlardı. Artık banka açılmıştı. 5 inci caddenin manzarası hiç | cok mühtasar bir şekilde | Tininin sözleri, garp demokrasileri ile | rünüyor. Yunanistan hududundaki as- Kış gelmeden üstü | En akıllıca hareket IAlınaııııııe(iı:elı:ı— Maarif. |Vekâletine bildirilecek| Uzun bir sükültan sanra, Roma, Killen ses verir gibi, konuşmuya dadı. Bir aya yakın bir zamandan! hal ve hareketi, yahut da, hareket Hiği, bütün dünya — tarafından merak | edilen İtalya, en resmi ve salühiyotlar inthar edem| ağzile söylüyor. Filvaki, gazetelerde Müsolininin nutkundan, pek fazla bir- gey anlamak imkânı bulunmadığını da Kiraf elmeliyiz. Hu nutku Celsir eden Paris ve Londra mehafili, Duçenin nut- kunun, bugünkü Avrupa vaziyetinde Biçbir değişiklik husule getirmediğini söylüyorlar, Beynelimilel ve bilaraf bir Tülyet zaviyesine sahip bulundağu ö- tedenderi kabul edilen Brüksel meha- fili ise, bu mutku tefsir ederken, Muso- Almanya arasında bir sulh iavassutu seklinde telâkki olunmaktadır. Tam metnl elimizde olmuyan — bu nıkuklan, tam bir mana çıkarmak im- KAnsızlığına rağmek, Müsalininin, bir aydanberi bilfili takip elmekte olduğu intsar politikasını — sözlerile de teyit etmek islediği muhakkaktır. Şa anlaşılıyor ki, İtalya, büyük bir dünya harbine, veya, tabiri diğerle, neticesinin ne olacağı belli olmuyan bir badireye mirmek niyetinde değildir. En Akıllıca hareket de budar, Bilâkis, İ- dalya, son zamanlardaki hareketlerile, Akdeniz ve Balkan devletlerine daha siyade emniyel vermek tarafları gö- kerini geri çekmağe başlaması, bizlm zahillerimize yakın olan 12 udada, bil- hassa Rodostaki fazla askerini — eri almağa kalkışması bu kanaati kuvvet- dendiren delillerdir. İtalyanın, buzünkü menfaatleri, bu farzı hareketi icap eltirdiği içindir ki, | gümdilik, sulh havası davasını zütmek- tedir. ğ Zaten bugünkü dünya “pelitikasının hususiyeti de günü gün elmek değil midir?, REŞAD FEYZİ Harp dolayısile İngiliz muallimi gelmiyor Nişantaşındaki Hayskul İngiliz mektebinde okuyan talebelerden bazılarının — velileri dün maarif müdürlüğüne — müracaat ederek, evvelki gün mektebe lerini, fakat «harp do- layısile İngiliz muallim bulama - dık. Onun için mektep açılmıya caktır. şekinde bir cevap aldık larını bildirmişlerdir. Veliler çocuklarının diğer bir mektebe kaydolunmalarına mü- saade istemektedirler. — — Eminönü Meydanının Tauzimi| Eminönü meydanının tanzimi 1- çin ayrılan 97 bin Hiralık ihalenin müd-| deti teşrinlevvelin beşinde nihayet bu- lacaktır. Alman tahtelbahirlerinin — yeniden Kemiler batırdıklarına dair telgrafla- dan verdikleri hsberler palüm. Alman tabi ne cihetten düşündü- rebilir?. İngilizlerin — deniz ticaretine dair yeni neşredilen rakamlar var. Dünyanın bütün denizlerinde İngiliz bandıralı vapurların işlemesi ne nis- bette olduğunu gösleren bu malüma- 'tın bugünkü harp hali dolayisile ehem- miyeti bir kat daha artmaktadır. Cün- Kü Alman tahtelbahirlerinin — İngiliz deniz münakalâtına sekte — vuracağı gibi bir iddiâ vardır. Halbuki bu ihti- malleri İngiltere düşünmemiş değil- dir; diyorlar. Günde vasati olarak dünya yüzünde muhtelif yerlerden kal- kan vapurların mikları yuvaclak bir hesaba göre 1,500 dür. Bu gemilerin her biri 300 tondan aşağı değildir. Ha- reket etmiyerek dünyanın muhtelif - manlarında beklemekte olan vapur - ların miktarı da 700 dür, İngiliz va- purlarırın bülkassa — Bahrimuhitistia- sinin şimalinde daha ziyade gelip git- tikderi anlaşılmaktadır. Atlas denizinin cenobunda ve Hind” denizinde bu hareket daha azdar. Bah- rimuhitikebirde büsbütün azalmakta- dır. İngiliz tcareti için en işlek yer- der şurülarıdır: Akdeniz, Hindistan yalları, Singa- pur, Hong Kang, Şanghay, japonya, A vustralya ile Yeni Zeland. arasındaki Alman tahtelbahirleri n> yapıyor? İngilterenin deniz ticaretini darb lemek istiyor lar, lngiliz gemileri nerelerdedir ?. saatleri Evvelki sabahtan itibaren gerek, şehrimizde açılan ve gerek diğer yerlerde faaliyete geçen bütün orta| mektep ve liselerde tatbik edilme- sine başlanan yeni devam ve ders. saatleri şeklinin yalnız bu kış sö- mestri için muteber olduğu mek- teplere bildirilmi; Emre göre her mektep muallim- ler meclisi bu yeni usulden alınan| neticeleri birincikânunun sonun- da Masrif Vekâletine yollıyacak - tır. Elde olunan ne'icelere göte Ve-| kâlet yaz sömestri için, mektep ça-| lışmaları hakkında icabederse ye- ni direktifler verecektir. ee YiR l İhracatçılar için yeni bir vaziyet Akdenizde seyrüsefer eden va- puzların kontrolu üzerine tahad- | düs eden varlyet üzerine siğütta ları memleketimizden ihraç! mahsullerin — poliçelerine «kontrol halinde müsadere olunur-| sa harp sigortası makbul değiİdir» kaydını tlâve etmek'edirler, Bu se- beple de bamkalar doküman ka- bul etmemektedir. İhracatçılar bu vaziyeti Ticaret Vekâletine bil - dirmişlerdir. ae Afyon fiatları Son günlerde şehrimizde afyon Hiatları çok yükselmişlir. Bunun ü- zerine bazı afyon tüccarlari Ana - doludan sür'atle afyon mübayaa- sına girişmişlerdir. Alâkadarlar bu yükselişi gayri tabül bulmakta - dırlar. Mektep yerlere bile talebeye ayni fiatla Satılması için posta parası azal - tılmış ve yeni tarife tatbikine ge- | çilmiştir. Bu tarifeye göre her 50 gram ve, kesri için kitaplardan 10 para a- hnmaktadır. Posta pake'i olarak verilenler ne ile taşınırlarsa taşın- sınlar en küçük ücret ön kuruş olmak üzere her kilogram ve ar- tığından da 5 kuruş alınmaktadır. Bu sebeple Maarif Vekâleti kitap satıcılarının, müşterilerden her - hangi bir yolda posta parasi iste- melerini kat'iyetle menetmiştir. ö Çay sahtekârlığı Bazı kimselerin yerli çayları - mızı Çin veya Rus çayı diye sata- rak halkı aldattıkları şikâyet o - lunduğundan çay satıcıları sıkı bir. kontrol altına alınmışlardır. | makalâlın düşman denizaltı gemileri yüzünden sekleye uğruması İngiltere için şu iki mühim noktadan fena ola- bilir! 1— Hariçten getirilecek yiyecek mad-| delerinin gelememesi; 2 — İngiltecedeki| fabrikaların işlemesi için elzem — olan ve yine denizaşırı yerlerden gölecek mevaddı. iptidalyonin — getirilememesi yüzünden fabrikaların boş, amelenin de işsiz kalması. İngiliz imparatorluğunun diğer aza- © demek olan dominyonlar da Iktısa- den anavatana bağlıdırlar. İngiltereye ve dünyanın diğer yerlerine mevaddı. iptidaiyenin parasını alaruk kendi işlerini görmek mevktindedri. - ler. Onun için bütün İngiliz imfara - torluğu bu meselede san derece hassas bulunuyor. Umuml harbin son sene- lerinde Almanlar tâ Ümitburnuna ka- dar giderek mayn dökmüşlerdi. Hin - distanda Seylân sahiline, Avustralyu- ya, Çin denizine böyle myn dükmeğe | muvaffak olan Almanlar 60 kadar da İngiliz vapurunu batırmışlardı. Fakat bugün artık bu olamaz diyorlar. Çünkü bugünkü telsiz telgraf ve- Balti ve tayyaneler çabuk haber alarak yetişmeyi temine kâfi gelecektir. U- mumi harp esnasında bir takım Alman hulâsasını vermiştir. Fakat beyaz ki- tabın bir püshası elimize geçti. Me « men söyliyelim Ki bu kitab, harbia zebep ve menşeleri hakkındaki İngiliz aleyh hem bugünün muharriri, hem yarının tarihçisi, bu mekluplardan 1939 harbinin mes'uliyelini alt olduğu yene yükletmek vaziyetindedir. Beyaz Kitaplaki mektupların müta- leasından sonra okuyucu üzerinde hu- süle gelen İlk İntiba, harplen kaçınmı- .ya ne kadar yakın gelindiğidir. Fakat buna faanılmamalıdıı. — Hakikat şu- dür ki Alman mektuplarile tebarüz e- den zihniyet, harbi buzün değilse, ya- rın doğüracaktı. Mer harbin sebebi dalma böyle ehemmiyetsiz gibi görü- nen bir nokta etrafında toplanır. Bur nunla beraber, bu defaki harp sebebi © derece ehemmiyetsiz de — değildir. bir mektapla, Polonyaya karşı girli- TRE taahhüde sadık kalacağını bildi- rir. Almanya 23 ağustasla cevap vere- rek Polonyaya verilen garantiden şi- kâyet eder ve ihtilâfın halledilmesini ararlz ister. Birkaç defa daha mektup teati edil- dikten ve İngiliz sefiri Hitlerle zöcüş- tüklen sonra nihayet İngillere, ihtilâ- fin Polanya ile Almanya arasında b susi müzakere Hle halledilmesini tek- müzakereye değil, inlaç etmeğe — ve mükaveleyi imzalamıya salâhiyetli ol- mali. İngiltere keyfiyetten Poloayayı ha- berdar eder. Ayni zamanda Pelonya murahhasının bu kadar sür'atle Ber- üne gelmesinin mümkün olmuyacağını sefiri vasıtasile Alman hükümetine bil- dirir. Polonya hükümeti de müzakereyi teklif hariciye vekili Ribbenirep taras — fından okunur. Bu teklif Üç prensibe — Maliye Vekâleti münhal dakti - loluklar için büyük bir an açmıştır. Müsabaka ayın 16 nci pazartesi günü Ahkarada yapıla - caktır. En son müracaat günü ayif 10 una kadardır. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Kaç kurban gitti? î s — değişmemişti. Koca binaya gireı «Dikili ve civarında vukun kat daha tazeledi. ten sanra, caddeye çıktı. Sol eli | dar yakın bir yerde dur. Ben der- C,f_f, Nu?d,i, 'di. Pm.’;;" ,':_ ticaret de çok ileritedir. Bu: malâmatı | BeTE Volf gibi harp gemilerinin isim- | | | DN ve divannda veke Xe Nastl bir otomobil tedarik ede- | cebinde Fernak'ın kendisine ver- | hal inmiyeceğim. İndiğimi gör - | vın bilinemez neden içi eziliyorda.| #200 Seçirdikten zonra çıkan netice | İETİ BÜ Unululmamıır. İngüizer ber |Ü a aa l ea ae e içine bileceğini düşünmekle — beraber, | diği tabancanın kabzasını sıkarak | düğün zaman, hiç kımıldama, fa- | Bir iki saniye sonra bir şeyler oe | *dur Bügünkü Alman behiriyeninin büyle v | | öedürler Ka gündür. ncin tef> büyük bir iştiha ile kahvaltısını | yavaş-yavaş yürüyordu. Görünü- | kat harekele hazır bu'un. Belki de icellü e nit İngiliz donanması bu vâsi deniz ti- | ÇAR e gilâtni gazetelerden takip ediye” Siğir şühde görü çekecek bir şey yoktu. | bir yolcu daha alacağız. a an Hansürla ç gagaklı? Ö- | Garetini korumak mevktindedir. Ansh E N Ray : gn | rüm. mel; şanlöre ; Kanban B “ Birdenbire bir telefon numarası | Kimsenin kendisini tanımıyacağını — Şofür gayet sükünetle; BNŞ İN MELİCR T“Mâ:. fedbir | Yayar ol Tasükcrş S öt | KALD n ayirıp .ı.w.... t Pa tee e- geei egit * aklına geldi. Bir iki gün evvel ken-| ümit ediyordu. Gayritabil hiçbir | — —— Şen yalnız emret! dedi. AUK Aİİan Aeçİa ea arasındaki münakalâtı ve İngiltere ge | TANMelNisorlar _'“““___, ç ___"“'“d_ a kekiki çekiide kaç eldulü” disini kaçırmağa yardım eden tak-| $€y görmedi. Göniş omuzlu, iri yas| — Birdenbire aklına birşey gelmiş | — Bir banka açılmış, kapanmış 0- | dığer memleketlerin “deniz dcaretini | Ka l ya a a e Yara A L enmek, bir türlü kabil ©* si şoförünün numarası? rı adamlar peydâ olmamıştı. a başını çevirdi: na ne? Fay Edvars kendisine büş- | bugünlerde çok söylenen Alman tah- Mesiklisü Hitebebiilerini Bavadan damadı. Her gazete, bir başka B” Derhal yerinden kalktı. Şoför | bir dükkünın cameklnını seyfe » | — —. Allahım, dedi, hiç anlamıyo- ( Ka bir yerde de randevu göstere- | tobahirlerinin tasrruzundan korumak | yi aa aa a a aa L D a eriyor. Hâkikat medirt. Act” Sebastiyenin daha kahvaltısını bi- | diyormuş gibi etrafı gözetliyen | rum, ben sizin isminizi, şöhretinizi bilirdi. Gözleri gelip, geçenleri | için ise ne kadar uyanık bulunulacağı | oe YAK etmek için İâzım gelen | | be, Anadolü Adansı, mahalli müle tirmediğini düşünerek, telefonun | - kimse yoktu. Herhangi bir mak - | bitiyorum amma, böyle tek başı- | dikketle araştırırken, birdenbire | besbeliidir. İngiliz ticaret gemilerinin | jorr L e ae aa a l lerile içean edip Kati numaralarını çevirdi. Şoför lo - | satla yavaş yavaş yürüyen bir 0- | mıza bankayı basmağa kalkacağı - | Valkros'u gördü ve o anda her şeyi/ 150.000 kilometreluk bir sahada ana | b D e ği L L D rakatti tesbli ve neşretse, müm” kantada idi, tomobil göze görünmüyordu. nızi Ümit etmezdim. unuttu. | vatan ile mühtelit denizler” arasında T kün değli midir?. — Sebastiyen! Beni tanıdın mı? Seksington caddesi, her sabahkil — — Nasıl, ııuılr' * (Devamı var) — sidip geldikleri hetap Gdilince bu mü- ALİ KEMAL SUNMAN d y eme yi MAğa ÜŞÜ GÜD S