2—SON TELGRAF- 6 EYLÖL 1539 2 —- 0 — — SYN MASTAHANELER DAHİ BONNALANIYOR. Amerika Cumhurrelsinin mesajı da, birçok mesajlar gibi, hokka altına gl Bivül halka, kadınlara, çocuklara ateş edilmesin, diye, Ruzveli muharib Av- rupa devledlerine müracaat etmişli. On. dar da: n — Har, hav.. Böyle fenalik birden zadir almaz, cevabını vermişlerdi.. Fakat, hani, netede?. Alınan tayyarelerinin kadın ve ço- cuk yüklü iremleri bombardıman etdik- lerine dair haberler geliyor. Bu, yetiş- miyermuş gibi, hastaneler, manaslır - lar bile bombardıman ediliyor. hasta, kadından da, çocuktan da daha dele değil midir?. Mele, manas - tırdan me Ktersinle?. Dünyasından bik-| Gan ve yalnız Allahla başbaşa kalmak | için bu çatı altıma çekilmiş masum in- sanlara me himemiz var?. Söz vermek ve tulmamak.. Yirminel | asrın has nt olarak tarihlere geçecek. Harbin fk büyük ve dişe dokunur | kurbanları gemiler oldu. Birer ikişer gidiyorlar, Yine. denizlerde — meçhul tahlelbahirler dolaşmağa başladı. İs - yanya harbinin kugın devirlerinde de, yime ba meçkul tahtelbahirler Akde - nizde rörünmüşler, birçok zemiler ba- Uurmışlardı. Aradan yıllar geçtl. Ayal meçbul, tahtelbahirler yine (aaliyete geçii. No uzan ve müşkül mundele imiş ki, bunca yıldır. mechul, bir türlü malâm olamıycı UCUZLIYACAĞI YERDE FAHALILIK NİÇİNT. İhtikârın ve mahtekirin gesi çıktı. YA 1 ADISELIR KARSI nümüne olarak zösteriyor. manlarla harb halinde değiliz ve dos- tane münaebetler idame — ediyoruz. Türkiye, bugün her zamandan ziyade amaceradan müctenibdir. Halbuki oski Tanin ve şimdiki Yeni Sabah refiki - mizin başmuharriri — Hüseyin Cahld Yalçın tekbaşına Almanlara harb ilân etmiş gibi mütemadiyon — Almanyaya hücum ediyor. Trablusgarb harbinde ve umümi harb başlangıcındaki hata- ları tekrar etmiyelim. CUMHURİYET: Abidin Daver şiddet harbinin insanl olamıyacağını — söylüyerek — diyor ki: | *Almanlar bu müuharebede de — şiddet göstermeğe başladı. Halbuki karşı la- rafın layyareleri bomba yerine beyan- | Bame atıyor. Alman denizaltı — zemisi | ransatlantiğini batırdı. Ba harb merkezi yine Zarb cephestmeedir. Zafer de, hezimet de oruda taayyün edecektir TAN: M. Zekeriya Sertel soruyor: «Türkl. yenin vaziyeti ne olacak?a — diyer kiz «Bütün Türklerin merakla sorduğu sunl| badur. Türkiye, hududlarına dokunul- madıkça harbe girmez. Müttefikleri - AVRUPA TETKİK JKL EAĞNIN | vik eden Almanların bu devleti şimdi | KARŞISINDA Sön Telgrof- Şikâyetler oluyor. Demek ki, bulanık suda balık avlamak merakına düşen- ler oluyor. Bakkaldan tutunuz da çak- kala kadar her tcaret evi, sattığı mala 'az veya çok bir şey Wlâve etti. Sebebt. Hic zebeb yoktur. Bilhassa yiyecek, içecek —maddeleri Türkiyemiade bol bol vardır. — Matta, | yollar kapandığı için, ihracatımızın a- zalmazı düşünülebilir. Bu vaziyette ise, hayayici saruriye maddelerinin dündem! daha ucuza düşmesi lâzım gelmez mi?, YERE SERİLİNCE GÖRECEKSİNİZ Bir adam berbere giğmiş, sarmuş: — Saçım beyazlaşmış mı?. Berber cevab vermiş: — Kesiyorum işte. Şimdi önüne dü- ger, görü, Marbin de. ne kadar sürsceği, ve ne- ticesinin ne olacağı belli olmaz. Buzün veya yarın yere şerilince, ne olacağını görürüz. Merak etmeyiniz, bakalım.. SEYAHATLERİ Avrapa trenlerinin sonuncusa dün gelmiş. Her' trenden çıkan — yalbular, Hadan dönen Insanlar gibi, karşıla - mayor, etrafı çevriliyor — Ne var, ne yok?. Vaziyel masılt. Herkes görüşüne, duyuşuna göre bir gerler anlatıyor. Avrupa — yokculuğu yapınak, şimdi bir kabramanlık yap - mak gibi oldu. Her gelen yolcu, ballan- Gıra ballandıra anlalıyor. Artık, Avrupa tetkik ve tetel ğ yahatleri bitti. Eskiden ne büyük bir piyango KâL gimdi, Avrupaya tetkik se- yahatine çıkmağa kendiliğinden tallb tek hevesli çıkacağını tannetmiyorum. , AHMED RAUF | zaya getirttim. Bir oda tuttum. yöler mizle yaptığımız anlaşmalar icabı ola- rak taahhüdlerimizi ifa için de harbe girebiliriz. Bu iki ihtimal tahakkuk et- medikçe Türkiye harbe girmiyecektir.» Hüseyin Cahid Yalçın <Vahşilera ser-| devhalı buzünkü — başmakalesinde bir Alman tahtelbahrinin bir İngilir vapu- runu balırması üzerine ilk ağza gzelem | kellmenin şu olduğunu söylüyor: Vah- şiler! Ünsanı en çok sinirlendiren, te - esdür ve galeyana sevkeden nokla, se- Bakkanlılıkla irtikâb edilen bu cina - yetin harb bakımından hiçbir faydası melhur olmadığıdır.. VAKİT: Asım Üs Avrapada beynelmilel bir ahlâk rejimi teessüs etmedikçe, dünya sulbundan — dahselnek abes olduğunu söylüyor. Diyor ki: #Geçen seneye kadar Puloayayı Çe- Koslovakya aleyhine kullanan ve hatta kendisi gibi müstemleke talebine teş- Avrupa haritasından — silmek için en | korkgnç silâhlarla üzerine — yürümeki kadar ibret alınacak bir levha bulu - Feridun, — çocuklarına her ay | muntazam para gönderiyor, ço - cukların annesine de ayrıca nafa- ka veriyordu. O gün nedense Feridunun içinde sebebi meçhul bir heyecan vardı. Cocuklarını ilk defa görmüyordu. Hemnen hemen her ay şurada bu- rada buluşur kotuşurlardı. Foridun o gün çocuklarına ve - rilmek üzere yanına fazlaca para da almıştı. — Önüznüz bayramdır, çocuk - lara elbise falan almak lâzımdır. Divordu. Bunları almağa vakti yoktu. Nikâr hazırlığından başka içler görmek fırsatını bulamıyor- du Çocukların annesi becerikli- dir. O alsın. Ben parasını veriyo - öy vapuru geliyor. h ayağa kalktı: — Belki bu vanurdan çıkarlar.. Diyerek sigarasını tellendirdi. Feridun tahmininde aldanma - mıştı. İlkönce Selmayı, daha son- ra oğlunu gördü. Vapur iyice yanaşınca Feridun | binde bir anda deri bekleme salonundan: — Refik.. Diye seslenmişti. Yolcular arasından koşarak is- | keleden içeriye giren bu analı ba- bah öksüz yavrucaklar kalabalığı | öyle siddetli bir hücumla varıyor- lardı ki.. Onların da babalarını özledik- leri koşuşmalarından belliydi. Feridun çocuklarının ikisini de kucakladı.. Gözleri yaşarmıştı. Selmanım: — Babacığım. değil mi? Diye bağırması, Bizi unutmadın,| F bir anün kal- yara âç mıştı. — Bir baba, evlâdını unutur mu yavrum Diyerek, ikisinin de kollarından | tutlu. Köprünün altındaki mahallebi - ciye girdiler. Refik, babasının sevdiği kadar vardı. Zeki bakışlarile soğukkan- Ulığını muhafaza ederek: — Çok bekletmedik, d baba? Dedi. Feridun cevab ve — Hayır yavrum. ben de şi gelmiştim. — Haydi, çabuk oturalım buba. imdi , ü karakelda; sofada vurduğum ada- | madımı. Kan beyalme hücum etti, göz-| | Sana mektub yazmış olmasaydık, POLİS MAHKEMELER Ölflüren Aşık İstanbul Ağırcesa malhkemesine ve- kâlet eden asliye ikinci cezada aün, ik | 'vıl önce, bir gece Sultanahmedde, Diz- | (dariyede karısı Zehra ile kayinpederi Hasan çavuşu abanca e öldüren ve Ustazı ahçı Mebmedi de öldürmek kas- dile ağır surette yaralıyan Kati 'Trab- sonlu Kminin duruşmasına devam edil- | işüir. Müddetumumi muavini Feridun Ba- zana doktor ve merg raporlurına, lah- kikat evrakı münuderecatına ve âmme şahidlerinin mahkemede verdikleri a- eai #adelere cöre, Eminin karısını ve kayinpederini tazmmüden öldürdükü- | me kanasi getirmiş ve zeçen düruşma- fardan birinde katil Eminin cera kamu- | numuzun 450 inci maddesine göre tee- | ziyesini - idam cezasi ; taleb etmişti. | Emin malikemede karısı Zehra ile kayinpederini vurduğumu Ikrar ettik- den sonra kendisini şöyle müdafas el- | miştir: — Zahta ile bundan dört sene evvel, Tesbaoüda evlendik. — Nen İstanbulda askerliğimi yaplıklah sonra onu da bü-! Bir müddet bu odada karımla beraber 0- darduk. Sonra uslam ahçı / Mehmedin teklifi üzerine, Dirdariyedeki evine ta- şındık.. | Mehmedin evine gilmeden önce ka- rımla gayet iyi geçiniyorduk. — Pakat | oönün evine — taşındıktan bir müddet | sonra karımın değiştiğini - farkettim. Zahra artık benden soğumuşlu. Ehem- miyetsir şeylere kızıyor, — sinirleniyo Sık sik Benimle kavra ediyor, acr söz- derle kalbimi kırıyordu. Aradan çok zaman geçmeden bunun sebebini öğrendim: Meğer karım sehra, ile aslam Mehmedi. bir odada xina ya- parlarken gördüm. Birdenbire tüylerim diken diken oldu. Suurumu ve irademi kaybellim. Tabancamı çıkardım, üzer- lerine aleş etilm. Zehra vuruktu, Meh- med kaçlı, anü Kovaladım. Riraz sonra li katla, sofada bir ayak sesi duydüm.| Biri bana doğru geliyordu. Fakat sofa karanlık olduğu ici nkim olduğumu fark edemedim. Mehmed sandım. Ateş ettim. Sonra evden çıktam, gitlim. Ertesi gü- man kayinpederim Hasan çavuş oldu - Hunu öğrendim, çok müteessir oldum. Karım Zehrayı hayalımdan, canım- dan daha çok seviyordum. Onu bir ya- bancı erkeğin kolları arasında görün- ce, birdenbire neye uğradığımı anlıya-| derim karardı ve bu cinayeti işledim. Duruşma, mahkemeye gelmiyen şa- hidlerin do sorguya çekilmeleri için 26, erlüle talik editmiştir. Deniz Harb Okulundâ As Teğmenlere Bugun Diplomalar Veriliyor Heybelideki deniz harb okulunu| ikmal ederek asteğmenliğe terfi e-| den ve donanmaya iltihak eyleyn #nç subaylarımızm diplama tevzi merasimi bugün mezkür mekteb- t 15 de başlana - | | nuyorlar. Dünya efkârı umumi - | deyam müddeti de, netice üzerin- HAHL4 e/ Harb Ne Kadar Sürecek ? Harbin şiddetlenmiş günlerini yaşıyoruz. İngiltere ve Fransa kuvvetleri harekete geçmiş bulu- yesi yalnız Avrupa harbile meş- gul, Herkesin kafasında, bir takım Sual İşaretleri var?, 1— İngiltere ve Fransa Polon- yaya daha cezri ve mücssir yar- dımı nasıl ve nereden yapabile - cekt, 2— İtalyanın vaziyeti nedir?, 3— Rusya ne yapacak?, 4— Harb daha ziyade dallanıp budaklanacak mu , Muhakkak - olan nokta ki, bu suallerin cevabini, sarih ve kat'i olarak, yeryüzünde, belki de hiç kimse bilmiyor. Çünkü, başlır yan ve pek kanlı bir şekilde de - vam eden Avrupa harbinin ma hiyeti üzerinde hükümler yürüt- mek, hiç olmazsa doğru; yi kın tahminler — yapabilmek ( mevcud şadtlara göre vakıaları, tetkik etmek lâzımdır?. Bugünkü şariların, — vakıaların | imza ve sözlerin baki kalacağını | kim temin edebilir?. | Herkes, benim, sizin gibi, harbin | inkişalını, takib ettiği seyri dik- katle mütalea ediyor. Başlıyan u- ni harbin mutlak bir isi meti şimdiden çizilemez. Harbin şudür ük âmil olacaktır?. — | İktısadi ve askeri ablukaya a- lnmaş bir vaziyctte olan Alman- den söylivenler var. F Min, ne dereceye kadar doğrudur?, Yeni şartlar, yeni — vaziyetler doğuracak, harbe ve dünyaya ye- ü itsikametler çizecektir. REŞAD FEYZİ Yugoslav Kralı 16 Yaşında Yugoslar milleti bugür ikinci Piyer'in doğumunun on al- tancı yıldönümünü kutlulamakta - dır. Kral | İhtikâr Yapanlar * Bizim gazeleye klişe yapan v tandaş, kullandığı bilmem hangi ecra maddesinin kilosunun hemea hemen bir misli pahalandığını, dört yüz küsur kuruşa - çıktığını söylüyor. Kimc raslasanız, son hafta için- deki fiat artişlerindan bahsediyor Demek ki, ortada, kuru bir iddia, bir zan, bir vehim değil, hakikat ve hâdise var. O da şudur: m toptancılar ve peraken- deciler son siyasi vaziyetleri fır- sat bilip mütlüş ve insalyız — bir ihtikâr yoluna sapmışlardır. Umumi harbde muhtekirden çok çeken bu milletin, bu sefer, alda- tılmasına meydan verilmiyeceğini mutlak olarak biliyoruz. İnsanın tek maddeli yeni ve hususi bir ka- nun çıkarılmasını istiyeceği geli- yor. İhtikâr yapan asılır! BURHAN CEVAD | güzergi | larma tebliğ olunacaktır. Ankara Yolculuğu İkinci Demir Yolu Nerelerden Geçecek Öğrendiğimize göre münakale ve| Muhabere Vekâleti yeni İstanbul- Ankara hattının bizan evvel inşa olunması için esaslı tetkiklere baş lamıştır. Ezcümle Erzurum, Diyar Cizre devlet demiryolları b dürlerinden müteşekkil bir heyet bu maksatla geçen gün yeni hi na gelerek Adapazarı - bolü arasında fili tetkiklen yap - mıştır. Yine öğrendiğimize göre bu tet- kikler neticesinde yeni hattın gü- ahi şu suretle tayin olunun - müustu: Haydarpaşadan kalkan ve bil - mukabele Ankaradan gelen tren- ler şimdiki — Arifiye - Adapazarı | inci kilometri Mudurnüu - Arkaraya e İstanbı 01 &il üzer hat lu lacaktar. iğer taraftan Mudurnudan ay- bir gube hattı da Boluya indi - tir. Yeni Polis Teşkilâtı Terfi -L—îskesinin Hazırlanmasına Başladı is teşkilâtı ve € yet | renn törferi için em - | n müdürlüğü ta hazırlanmağa | giri r. Yeni - Ankara yolcu - etre birden aza -» Yeni yıl bi bu sene de Cumhu - emniyet memur-| —— Hatayda Sebze ve Meyva Ucuzluğu Akdeniz limanları ile denizden nakliyatın menedilmiş olması mü- nasebetile İstanbul - İskenderun hatlı vapur seferleri de tatil edil- miş olduğundan şehrimizden Ha - taya ve bilmukabele Hataydan da sehrimize yalnız şimendiferle ve cenub şehirlerimizden — otobüsle gidilecektir. Hatayda yaş meyva ve sebze fi- atları çok düşmüştür. Sevkoluna- mıiyan bu kabil meyva ve sebze- lerden satılamayıp cürümeğe yüz ları denize denize Almanlar Tavuk AlımT Satımını Durdurdular Tavuklarımızın en birinci müş- terisi olan Almanyanın sehrimiz - de bulunan ajanları dört günden- beri tavuk al mini dürdür- uşlardır. Vasati bir hesabla se- nede Almanyaya 60 vagon tavuk doğru buli | © istiyenlerin müracaatlarının tet: Milli Piyanko Bu Aydan İtibaren Tayyare Piyankosu Teşkilâtı Değişiyor re piyangosunun son ke- #idesi önümüzdeki ayın 11 inde y pılacaktır. O tarihten itibaren yare piyangosu ismi ve lâğvolarak büfül «Milli piyango» ya kaydedilmiş olacaktır. «Millf piyango» idare meclisi relsi Ermin Âli üçüncü bir mak - sadla şehrimizde piyango müdür- düğünde icabeden tetkiklerde bu- lunduktan sonra Ankaraya gilmiş- tir. Diğer taraftan Afilli piyango» idaresi geniş bir ilâtı ile çalışacaktır. Şimdiki bayilere ve- rilecek kömisyon miktarının indi- rilmesi de düşünülmüsse de bu namaktadır. Üniversitedeki Alman | Profesörleri “ Biz Artık Türkleştik, Burada Kalacağız,, Diyorlar amp nebi dönmü: si de Alm den dersle lastırr Üniver ekmeği karar de | Hukuk ve iktisad fakülteleri ar- inaryüs profe h bulduk. Eğer tekrar askeri mü-| kellefiyetimi yapmak lâzım gelir- 80, Türk ordusunda bir nefer gibi | çalışırım.» —— Nakillerini İstiyen Muallimler İstanbulda ve diğer şehirlerdeki! ilk mekteb muallimlerinin meşru ebebler dolayısile bir vilâyetten diğer bir vilâyete naklolunmaları- kiki Maarif Vekületince ikmal o- lunmuştur. Buna aid İistelerin bir kaç güne kadar şehrimiz ve diğer maarif müdürlüklerine tebliği bek- lenmektedir. ve piliç Bu tak- riben 500 b Almanların acontala: tarda k muştır. Bu aç edilmektedi n aded şehrimzideki alıci elinde kölliyetli mik - imiş ve canlı tavuk kal- ar Fındıklıda ardi: lerde muhafaza altına alınmıştır. | Almanyaya ihracat durmuş ol- duğundan şehrimizde tavuk ve piliç Hatlarının bir miktar düşe - eeği anlı - Ne var? Bü kadar acoleye se- beb ne? Babanızla bir iki saat! beraber kalmak, konuşmak, iste- | mez misiniz | İsteriz amma, annem kadı - köyünde iskele başında bekliye - . Hava biraz serince. - Anneniz serin havadan hoş- | lanırdı. Birsz beklese olmaz mı? — Olmaz, baba! Annem Konya- da üşüttü kendini. Çok öksürüyor.| vatağından kalkıp sokağa çıkacak| deiğildi. Vah vah. Gece yatarken bir ıhlamurla asprin alsın.. Terlesin. Bir sevi kalmaz, Refik hazin bir tavırla başını salladı: Haa bildidi yadan hareketimizden önce dok - torler muayene ettiler. Heybelide oturmasını tavsiye ettiler. Selma ktü bu sözlerdeki nükteleri anlıvamıyordu — İki gün sonra Heybeliadaya yoruz, baba! Oraya da gel- k misin? Seni hep biz m 'acağız? na bosanmanın, ayrılığın ma- onu; (Babanın çok isi var. Eve gele - Elbet bir gün gelecek..) di- ye avutuyordu. Doktor Feridun kızını kucağına naklarından öptü. | VDevamı var) | 'GANGSTERLER CELLÂDI .ZABITA - ROMANI No.29 İnselhaym cânının sıkıntısından yumruğunu masaya vurdu. Eğer o dakikada bu haydudlardan biri karşısına çıkca, mutlaka herifi ge-| bertirdi. Bu düşünceler içinde iken, pen- çerenin kenarında boynunda at - kısı bulunan bir adam görmez mi? İki mavi göz bankere dikilmişti, Müstehzi bir ses sordu: — Bonsuvar İnselhayın Penceredeki bu adam Templar- dan başka kimse değildi. Yahudi banker, bu sesi duyar duymaz birdenbire bayılır gibi ol- du. Çünkü yukarıda uyumakta o- | lan kızını düşünüyordu. Bitkin bir halde. — Paranıtı verdim, daha ne is- | tiyorsunuz? Paragızı verdim, be- | ni artık bırakınız! diyebildi, «Aziz» yavasça odaya girdi, yine in kenarına oturdu: dedi, paramızı verme- diniz dostum! — Nasıl vermedim? Bu akşam, bana nasıl tarif ettinizse, o şekilde| verdim. Bir yanlışlık oldu ise be- | | Tine koydu: nim kabahatim — değildir. Fakat | ben parayı verdim. Templar, bir hokkabaz gibi ce- bine —koyduğu — iplerle bağlı barknot destelerini masanın üze- — İşte paranız İnselhaym! dedl 'Tam sekser bin dolar! Yalnız bu paranın içinden yüzde ön komis - yon aldım. İnselhaym önüne konan bankmot! destelerine hayretle — bakıyordu. Hatta elini bile sürmedi. Kendisini toparladı. <Azize e baktı. — Siz bu paraları nerede bul- dunuz? diye sordu. — Galiba siz kaybetmiştiniz. Ben, de o sırada arkanızdan geliyordum.. Eğer evinize, yan - gın merdiveninden çıkarak pen - cereden girmis bulunuyor m bana darılmayınız. Çünkü ben böyle ge- ce jimnastiklernden hoşlanırım. Benim parada gözüm yoktur. Fa- kat siz paranızı böyle havı fedecek kadar çok zenginsi iba? İnselhaym daha sapsarı kesil Demek bu parayı... Benim bi-| Taktığım yerde buldunuz. öyle mif| 'Templar başile sevet» dedi. Far | tarak, kat bu sefer Yahudi kızmıştı. Ye- rinden doğruldu: — Budala adam! Diye bağırdı, sen bu paraları getirdin amma, kızımın idam hükmünü de imza - ladın. Eğer bu adamlar parayı bi- rakdığım yerde bulmazlarsa, kı- zımı öldürürler. 'Temlar yazıhanenin yanındaki koltuğa oturdı — Pek o kadar telâş etmeyiniz! dedi. — Canım, siz ne diye benim işi- me karışırsınız? Sonra siz kimsi - niz? — Ben mi? Ben kızınızı geçen akşam size gönderen adamım. Yahudi şaşırdı ve doğruldu: — «<Aziz> misin? Templar yavaşça başını eğdi: — Evet! dedi — Evet dedi, sonra kolunu uza- yazıhanenin sağ gözünü çekti. Amerikalılar umumiyetle puro kutularını orada bulundu - rurlar. Bir puro aldı, ucunu kesti ve şaşkın şaşkın kendisine bakan Yahudinin karşısında yakıp içme- He maşladı ve devam etti: | mattar arasında İngiliz Ö?Sminyonlırlı Yazan; Ali KEMAL SUN Artık Almanya ile İııllbn-ıh'.ı: Masebederi ancak harb münasel Fidir. Siyasi sahadaki faaliyet, diPİ9 ” zörülecek işler M mcalekel artık sözü askerlere Dirak Muş oldu. İngillereyi Almanya ile Bi aline sokan sobebler hep matâm, ŞŞ dak o safka kapanmiş oldu. wı-'_'_ Sene sonra bir kere daha Almanrâ v halaya düşmüş oldu. — İngilleretik Avrupa kıl'asndaki kavra için AM girmez rannedildi. la 914 de böyle olmuştu. 939 da dt görülüyor. İngiliz İmparatorluğunu V7 kil eden Dominyonların anayatam © dan Üngillere Avrupa kıt'asında bir bİÇ be girerse ona yardım edip ohli“; lerini Almanya pek şüpheli gördü. ÜU buki başta Kanada halde Ve mizeland. Avastralya, cenbi ARİ hep birden anavatana yardım İÇİR vır bulunduklarını bildirdner. BAD yonlar ile İngiltere arasındakt müS sebetler bilhassa 926 danberi baskâ İ esas üzerinde Gereyan ediyor. DORUL, yonların her biri aycı birer devltti Bunların müşterek bir. hükümd vardır. İngiltere Krat anavatana # e batiyetleri yalıız - hükümdarlığa * sadakatlerinden ibaret görünen DOTÜT yenlar dünya yüzünde gamlasını teşkil elmişler, fakatl BT derine nasıl muhtaç olduklarımı. ;n.ç mavatanın tehlikeye uğraması —"'r için er geç masıl bir tehdid demek 7 cağını çok iyi takdir etmişterdir.  manlar bitrün Kanadaya da bom man tayyareleri yollamağı düşüfüÜ lerini saklamadıktarı gibi cenubi A kadaki Alman tahrikâtı da S0 Ki lerde arttıkça artmıştır. Batün BUT bu günkü — Almanyan ge yalmır orta Avrupaya — münhastf V. ahayal sahasır bulmaktan ibarti madığını göstermişlir. / Onun için dominyonların istikbal . 'vna göre düşünmüşler, bihasa KU ye Kraliçenin yazın Kanadaya gilmri Dominyonun anavatana olan AM bir kat daha arttırmağa vesile ONi tur. Landra hükümeti İmparatorl hal ve istikbaline taattük eden MT aulh çibi mühim meseleleri görürü” Dominyonları dakikası dakikasın “ir berder elmekledir. Bunu sen #iİlLi ; vekayli de gösterdi, İngillere HÜi meti harb halini ilân elmek Fibi .. bir kararı vermenin arifesinde menloyu toplarken Deminyonlarıf Ş, drada bulunan — mümessilleri (€ p. şerden vaktinde ve zamanında Bi ,, dar olmuşlar, kendi memleketlerir v defonla konuşarak / cevabinr aT anavatanın yardımına icabindi Üa Koşulacağını temin otmişlerdir. sonradır ki Londra hükümeti MÖT , olarak yeni vaziyele girmiş balWf ” . Daha şayanı dikkat olan BASİ T Ça minyonların başındaki hükümetleri , Ki eden devlet adamlarının BAF Fige rette herhanel bir haebin aleybilif Jç İunürlarken şimdi onların da HL N” muvafakatle Almanyaya kartt Bi ge dine geçilmesini — istemiş ıl'"_/ Bu da gökteriyor ki buzün AYT ye sulhun bozulmuş olması l mamile Almanyanın boynuna ? miş demeklir. İngillere ve paralorluğü meşra müdafaa. YÜŞ almış, tecavüze uğrayan — MÜtE lyek imdadına koşmak vazifesini yoluna gilmişlir. ç Gazla Karışık i?" Maden Cevheri Maden tetkik ve arama Filr - tüsü, yurdumuzun muhtelif " bulr lerinden 50 ye yakın yerde bzüf hIit gti ” telif maden cevherlerine * derek nümuneler almıs VE 'Çiçısi göndermiştir. Benzinle g92 C ge Sist butan isminde bir CEVİ L nt bulunmuştur. 200 torba PÜ Ankaraya gönderilmiştir. u Hatayın K.ıdaıf'osr.ıı Şebhrimzi kadıstro müdüfü izert Hatay kadastrosunu yapmö yi buygün şehrimizden yeni Mi yetine gidecektir. Orada İti #t pu kayıdları ve halkın eli ufgt' nedler değiştirilecektir. KU vt bir mütercim heyeti fransızca kuyudatı * lamıştır. Arazi davaları . Rundan Hatayda kadastr” Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Adada Su T:l:î;:" zhdaya vu gelüi. DAT İiçet olmağa talib yok. 5"':, yesl eve getirilmesi için HeRO velik #ai masrafı çoktur. Ü 5 mesafeden eve SAYUN Ti yi VS | (Devamı var) İ | £