3 Eylül 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

3 Eylül 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NEŞ'E HAYATIN | BAŞLICA KUVVETİDİR Sayın okuyucular, dündenberi nasılsınız?. Sizi, bugün dünden | daha iyi, daha sıhhatli, daha gü- — zel,daha neş'oli görüyorum. Neş'e, — ne kadar tathı, ne kadar zevkli bir — şeydir. Bütün dünya, neş'e arı - yor. Emin olun ki, harb - bile, | İ i neş'e ihtiyacından doğuyor. Neş'e, yer yüzünün en büyük kuvveti- dir, Ömürlerimizin neş'e içinde Beçmesini isteriz, neş'esiz olduğu- muz gün, sanki, bütün dünya, zindan gibidir. Yapılan harblerde de paylaşılmak istenen şey neş'e- dir. O millet daha neş'eli, biz ne iye arpacı kumrusu gibi düşü- nelim?. Biz de neş'e içinde yaşa- malıyız. O halde, neş'e için ne lâ- zım?, Para servet... Haydi gidip alslim. İşte harbi.. İTALYA AKILLICA BİR İŞ YAPTI İtalya, harbe girmiyeceğini, bü- tün dünyaya resmen ilân etti. A- ferin! İşle, akıllıca bir hareket. Durup dururken, ateşe atılma - tun ne lüzumu var?.. İlk defa İtal. ya da akıllı bir hareket yaptı. Romamın bu kararından dolayı, Çemberlayn dahi fevkalâde mem- nundur. Söylediği nutukta, Mus- söliniye şükranlarını ifade etti. Harbin, hele 6 harbde müteca - viz, mütcarrız, müstevli olma - nın, ne ağır bir mes'uliyet ve çe- tin bir dâva olduğunu idrâk et- miyen kim vardır?. Kundaktaki < çocuklar bile, bunu biliyorlar.. Fakat, ne yazık ki, hâlâ, yaşı ilerlemiş olduğu halde, idrük e- demiyenler, yer yüzünde eksik değildir. KİLİSELERDE TOPLANIP -DUA EDİYORLARMIŞ | | l İ Şimdiye kadar, Hitlerin, harb- siz, darbaz muvaffakiyetler ka- zanmasına alışan Alman elkiâri u- — Mümiyesi, bu seferki top sesleri — karşısında pek şaşkına dönmüş. ş mn. bir gazetede okuduğuma ; ö- » Almanlar, telâş ve endişe 1- KÜ UK HAB * Üsküdar tramvayının Beledi- yeye devri için, Dahiliye Vekâleti tramvay şirketinde hissedar olan evkafın hissesinin satın alınması - m temin için evkaf umum müdür-) ldüğü ile temas etmektedir. ö Sön vaziyetler dolayısile mek-| — teblerin açılmıyacağına dair çıka- rılan şayialar asılsız olduğu anlar şılmıştır. * Akdenizde bulunan üç vapu- Tumuz Çanakkaleden ıırmkileıür * Akdeniz seferlerinin Lüğvi n- zerine Denizyolları idaresi bu hat- Jarda çalışmakta olan vapurlardan| kimanımızda kalanları Karadeniz hatlına tahsis edecektir. — Şehrimizde mevcud - ecnebi mekteblerinin — öğretmenlerinden bir çokları son vaziyet dolayısile gelmemişlerdir. Bunun için ecnebi; mekteblerinin tatili faaliyet ede- cekleri anlaşılmaktadır. İ (Pj Bü Ne. 85 Feridun Selinin bu kadat ince ruhlu bir kadın olduğunu zanmet- miyordu. Onun böyle düşünüşü Fi un cesaretini arttırmış! — Demek ki, hayatımızı bir - leştirirsek, benim iki yavruca - ğim, saadetimize engel olmıyacak değil mi Selin? — Vicdan sahibi bir kadıb, sâ - adete engel olacak başka sebeb - ler urar. O yavrucakların ne suçu war?i. Onları hemen yamımıza ah malısırız!. — Biri yedi, diğeri on bir ya - — şındadır. Küçüğü kızdır. Annesi - 2in yanından ayrılmaz. Yanıma Oeağirırsam, cici annesile beraber ı ADiSELER KARŞISI NDA ğ Telgrof- çinde bulumuyorlarmış. Vilâyet- lerde, kadınlar, kiliselere topla- nıp tolanıp dua ediyorlarmış.. Neye dua ediyorlar, ne temen- ni ediyorlar?.. Gazete, burasını yazmıyor?. Vaktile, yağmur duasına çıkı - dardı, fakat, hiç bir faide verme- diği halde, tekrar edilmesinde mahzür görülmezdi. Almanyada- ki bu duaların, galiba faldesi şu ki, bunalan yüreklere ümid ve teselli veriyor. ALLAH FAKİRİ SEVİNDİRMEK İSTERSE Eski hikâyedir: Allah, bir fa- kiri sevindirmek istedi mi, eşe- gini kaybettirir. tekrar buldu - Turmuş.. Zavallı fakir de, eşeğimi buldum, diye sevinirmiş. — Fakir | kulun saadeti ne olacak?. İşte bu kadar.. Zenginin saadeti ise, hepinizin bildiğiniz gibi, tamamen — başka çaptadır. Allah zenginleri sevin- dirmek İstedi mi, bir apartıman yerine iki, bir otamobil yerine bir ikotra verir. Görüyorsunuz ki, dünyada sa- adet denen şey nisbi ve izafidir. Daha doğrusu, bir telâkki mese- lesidir. Sizin için saadet getiren bir hâdise, bir başkası için mâ- nasız bir harekettir. Dünyada saadet, günlük haya- ftımızdan memnun olmaktir. DÜNYADA EN KOLAY İŞ HANGİSİDİR?.. Bir okuyucum gönderdiği mek- | tupta bana gatrib bir'sual soru - | yor. Diyor ki: — En kolay iş nedir?. Bana tav- siye eder misiniz?, 'Tuhaf bir sual.. Filvaki, bu su- ale verilecek bir çok cevablarım var. Fakat, acaba, oküyucuyu tat- min eder mi; diye düşünüyorum. Maamafih yazmakta bir mahrur görmüyorum: En kolay ve külfetsiz iş, İstan- bul Belediyosi Sular İdaresi mü- dürlüğü veya, Kadıköy Tramvay- ları İşletmesi müdürlüğüdür. Da- ha rahatı ararsanız, can sağlığı- dır! AHMED RAUF R[ ER * Sovyetler piyasadan yapağı ve deri mübayaası faaliyetine ger- mi vermişlerdir. * Türkiye ile Almanya arasın- daki tayyare seferleri dünden iti- | kurmağa İzinir kambiyo müdürü baren yapılmamaktadır. | * Belediye bir milyon 50 bin | *Pahalline gitmiştir liralık asfalt yolu — münakasaya koymuştu. Münakasaya hiç kimse iştirk — etmediği için bu yolların imşası ikinci defa münakasaya ko- nulmuştur. Eğer yine talib çık - mazsa pazarlık suretile yaptırıla- | caktır. İstimlâk İşleri Belediye istimlâk komisyonla- rı sahı gününden itibaren faaliye te geçecek, istimlâk mübayaala- rına başlayacaktır. İstimlâk mua melelerine Eminönünün istimlâki ile başlanacaktır. ilbülleri Yazan: İskender F. ışnu.ı yaşamak için, derhal yanımıza ko- şar gelir. Feridun bu sırada başını Seli- nin omuzuna dayadı: — Bâana dünyanın en büyük sa- adetini tattırdın şimdi. Bu mes'ud dakikaları ölünciye kadar unut- mıyacağım, Selin!. Sen ne cana yakın bir kadınsın! Pelin rahatı- mizi bozmasaydı, şimdiye kadar nişanlanmış olacaktık. — Kuru nişandan ne çıkar, Fı- ridun? Ciddf surette benimle ev- lenmeğe karar verdinse, beni al- datma.. Nikâh hazırlığına başla! Ben nişandan hoşlanmam. Nişan- | — Selin, Feriduna: da israr kel beni avutmağa Müzelerimizdeki Kıymetli Eserler En Ucuz Sigara Yarın Piyasaya Çıkartılacak İnhisarlar idaresinin uzun müd- dettenberi tetkiklerde bulunduğu Doğu ismindeki kadın siğarası pazartesi gününden itibaren piya-| sada satılığa çıkarılacaklır. Kü - | çük ve gayet zarif paketler içeri- sinde satılacak olan bu sigara köy- lü sigarasından da daha ehven fi- atla satılacak ve Türkiyenin en ucuz sigarası olacaktır. Alâkadar- lar bu yeni tip sigaranın halk ara-) sında büyük rağbet kazanacağını söylemektedirler. — Daha Emin Yerlere Naklediliyor Ciddi ve mühim vaziyetler ta- haddüs ettiği zaman İstanbul mü- zelerindeki kıymetli — eserlerin iç | Anadoluda emin yerlere nakli | zaruridir. Balkan harbnide, büyük| muharebede de bu tedbirler alın- mış ve bu eserler nakledilmişti. Dünya yaziyetinin vehameti do- layısile müzelerimizde icabeden | ihtiyati tedbirler — alınmaktadır. Kıymetli eserler sandıklara dol - durulmaktadır. Kütüphanelerimiz- deki kıymetli kitablar da icabında| iç Anadoluya naklolunacaktır. aei İpi -ti Yeniden Dört Terşih Havzu Yapılacak İstanbul Belediyesi sular idaresi| bu seno yeniden dört terşih havuzul| yaparak su tesisat ve depolarını kuvvetlendirmeğe karar vermiş - tir. Bunun için 200 bin dlira kadar bir para sarfolunacaktır. Sular i- daresi mevcud tesişatın ve Ter- kostaki fabrikanıri ihtiyaçlarını her! sene — peyderpey — karşılamayı düşünerek buna göre yeniden ba- zi teşkilât yıwık!ıx. büro teşkil olunmuştur. i Maliye Vekâletince . teşkilâtı Şükrü Toksoy memür. -edilekek —— Mecidiyeköyü Prost şehir pilnında Meci - diyeköyü civarını sayfiye yeri olarak ayırmıştır. Halbuki bele- diye Mecidiyeköyünde hastaha- | ne yapmak istemektedir. Dün Vali, Nafıa Vekâleti imar müdürü Muammer ve İstanbul imar müdürü Hüsnü hastahane yerini gezmiş, imar plânında ya- pilacak tadilüt tesbit edilmiştir. Hastahane plânını hazırlayan Fransız mimarı Valter İstanbula çağırılmıştır. çalıştığına hükmedeceğim! — Bana itimad et, Selin! Seni aldatmak ve avutmak — aklımdan bile geçmez. Hele biraz iyileşe- yim., Başımdaki sargıları ata - | yımı. Bu, ilk yapatağım işler şında velir. İlk önce evle birbirinden ayırscağı — Buna reden Ihtiyaç görüyor- | sun? Bence ikisinin bir arada o- luşu, hüsnüniyet sahibi bir er - kek için daha hayırlı ve daha fay- dalı değil midir? Bak geçen gün başına bu felâket geldi, derhal i- çeriden gürültüyü duydum... Koş- tum ve imdadına yetiştim. Evi miz ayrı olsaydı, bu felâketi kim | bilir kaç saat sonra haber ala - caktım, * NİKÂH HAZIRLIKLARI Feridun iyileşmişti. Eımmy.ı,de Velid «Bugütkü İki Hırsız Mahküm Oldu — Yanımıza alacağını söyledi- ISSLCR. KARS|I ____BI umüm? harbde Türkiyenin vazi- yeti ne olacak?» başlıklı makale- sinde diyor kiz «Leh - Alman harbi umumileş- mek istidadını arttırmıştır. Belki bugün İngiliz ve Fransızların da harbe girdiklerini öğreneceğiz. İ- talya resmen bitaraflığını bildir- di. Acaba hakikaten bitaraf mı kal-i mak istiyor, yoksa Lehistanı or - tadan kaldrracağını — zannettiği muzaffer Alman ordusile beraber Balkanlarda harekete geçmek za- manını mı bekliyor? Bunları son- ra anlıyacağız. Bize gelince, bugün ortada yepyeni, dipdiri, canlı ve şanlı bir Türkiye vardır. Başımız- da da <milletin maküs talihini ye- merie İsmet İnönü bulunuyor. Bu- 'nun için Türk milleti hiç gözünü | kırpmadan emin ve müsterih bek- liyebilir.» 'YAN: M. Zekeriya Sertel <Tek başına kalan Almanya» başlıklı yazısında| ” Almanyanın bütün — küfürlerine, tehdidlerine, — propagandalarına rağmen, hiç kimseyi kazanamıya- Tak yalnız kaldığını, hatta m fiki İtalyanın bile bu yeni hareke- tine iştirak etmediğini tebarüz et- İ tirerek vaziyeti tahlil ediyor ve diyor ki; «Bizce İtalyanın harbe | girmemesinin sebebi Hitlerin Dan-, zig ve koridoru işgalini müteakıb bir not yapmak fırsatını bulmak | içindir. Maamafih yakın hâdiseler | bize her şeyi gösterecektir, Bugün muhakkak olan şey Almanyanın j yapayalnız kalışıdır.» CUMHURİYET: “Yunus Nadi «Devletler arasında nizam ve ahlâk» başlıklı yazısın- da bugün milletler arasında nizam ve ahlâk namına bir esas kalmadı- ğını yazarak, bu yüzden yeni yeni! sürprizler beklenebileceğini ilâve ediyor ve diyör ki: «Almatiyanın Polonya ile 1944 senesinde bite- cek bir ademi tecavüz, iyi komşu- dük müukavelesi vardı. Bunun bo- zulmasına da hiçbir sebeb yoktu. Münih muahedesinin ihlâli de hiç Hata da Kambiyo n - - vTeşkılatı i Askerlik Çağındaki Hatayde Hanibiye. Stşkilâh kur, Yunanlılar Şehrimizden İrulması kazarlaştıralmış. ; yeni; bir Gidiyorlar Biyasi buhran ve bilfill harb ha- linin buşlaması üzerine şehrimiz - de bulunan Yunanlılardan bir grup| Daçya vapurile birkaç güne dar memleketlerine gidecekler - dir. Bunlar askerlik çağı içinde bu- dunân Yunan tebaasıdır. Bunlarır perşembe günü, hareketleri mul- temeldir, gn Asliye birinci ceza mahkemesi dün muhtelif hırsızlıklardan suç lu Cahit ve Halit isminde iki sa- bıkalı genci mahküm — etmiştir. Bunlardan Cahit 4 ay, Halit 6 ay hapis yatacaktır. ğin büyük çocuğunu ne zaman ge- tireceksin? Diye soruyardu. Feridun kendi kendine: — Bu ne garib ruhlu bir kadın, diyordu, herkes üvey — evlâddan kaçar. Bu ise benim — çocuğumla meşgul olmak istiyor.. Yanımıza gelirse memnun olacağını söylü- yyor. Çok tuhaf bir kadın vesse- lâm. Feridun, on yaşındaki oğlunu yanına almağa karar vermişti. Nikâh kâğıdları askıya asıl - muşti. Cihangirde bir apartımana ta- şınıyorlardı. Feridunun o civar - | da bir çok dostları ve hastaları vardı. O, Cibangirin Çamlıcaya karşı, Boğazı gören, Boğaziçine kuşbakışı bakan apartımanlarını ötedenberi severdi. Burlardan bi- rinde, üçüncü katta altı odalı bir daire tutmuştu. İki odasını atölyeye ayırmıştı. Geriye kalan dört oda zaten ar- bir şeyle izah olunamaz. İnsan - lığı müteselli eden tek nokta şu- dur. Bu mücadelede milletler arası) nizam ve ahlâkının maruz bıra - kıldığı tehlikeden kurtarılarak en sağlam yeni şekilleri ile vaziyete yine hâkim kılınmasıdır.» VAKİT: Asım Us «Harb lokalize edile - bilir mi?> başlıklı yazısında di - yor ki: Romadan bir ses yükseldi. Mussolini, harbi lokalize edelim diyormuş. Acaba buna imkân var mı? İtalyanın harbe girmemesi çok mühimdir. İtalya bu suretle Alman| tecavüzünü takbih etmiş oluyor, denebilir. Ayni zamanda İtalya- nın faik kuvvetler karşısında bu tarzda harekete mecbur olduğu da düşünülür. Mussolinin tavassut tes; şebbüsleri ile Almanya hesabına vakit kazanmak istemesi de va- riddir. Şu da muhakkaktır ki, Çem-| berlayn ikinci bir Münih istemi - yor. YENİ SABAR: Hüseyin Cahid Yalçın «Alman- yanın hazb gayeleri> başlıklı yazı- sında Hitler'in, Lehlileri “haksız çıkarmak için ortaya attığı «Dan- zig şehri bir harbe değer mi?> su- Alini ele alarak diyor ki; fedakâr- lik niçin yalnız Lehlilere yük - tetilmek isteniyordu. Bu fedakâr- hi Almanlar — yapsaydılar, hem Danzig ecnebi bir milletin tahak- | kümü altında da değildi. Almanlar | hür ve müstakil idiler, Hatta Hit- ler wejimindeki — Almanlardan daha mes'uddular, Koridordaki e- kalliy meselesi de harb için bir mazeret teşkil edemez. Mesele ta - | | rihin üç zalim İmparatorunun yaptığı gibi Lehistanın — ortadan kaldırılmasıdır. Tıpkı Çekoslo - vakya, Habeşistah, Arnavutluk gi- bi. Farzımuhal, Almanlar buna müyaffak olsalar yine hırsları din- miyecektir. Beşetiyet rahat etmek isterse müstevlileri bir daha dün- yayı ateşe veremiyecek — surette kıskıvrak bağlamak zaruretinde - dir. Üsküdar Tramvay Şirketinin Borcu Üşküdar tramvay - biletlerinin pahalılığından şikâyet edilmek - tedir. Bu hususta tetkikler yapan Dahiliye Vekâle'i şirketin İş Ban kasına ve evkafa 750 bin Jlira burcu olduğunu tesbit etmiştir. Tramvay Şirketinin İstanbul trarmvay işletmesile birleştiril - mesi düşünülmektedir. ene A Üzüm ve İncir Haber aldığımıza göre, son hâ- diseler karşısında ihracatımızın cephesini değiştirmesi için âcil tedbirler alınması üzerinde görü şülmektedir. Ticaret Vekâleti bil hassa İzmirde sevkedilmek üze- re bekliyen üzüm ve incirlerimi- zi şark memleketlerine ve bilhas sa Mısıra sevketmek için temas- lar yapmaktadır. Bu yolda İngil- tere tavassutta bulunmaktadır. ka tarafta idi. Tuttukları apartı- manın taksimatı çok güzeldi. Fe- ridun hastalarını burada kabul ve tedavi edecekti. Doktor Feridun, Selinin: — Çocuğunu ne zaman göre - ceksin? Buraya hangi gün geti- receksin? Sualine henüz müsbet bir ce- vab veremiyordu. — Onların Konyadan gelip gel- mediklerini bilmiyorum. Fakat, gelmemiş olsalar gerek. Diyordu. Acaba Feridunun çocukları hak- ikında başka düşünceleri mi var- di? Selin de bu iş üzerinde neden fazla duruyordu? Yoksa iki cambaz bir ipte mi oynamak istiyordu? Herhalde, muhakkak olan bir- şey vardı: Feridun oğlunu eve getireceğini söylediğine pişman olmuş gibiydi, Tavırlarından bu- Yangın Muslukları Şehrin Bugünkü İhtiya- cına Kâfi Gelmiyor İstanbul Belediyesi şehir dahi- Tindeki yangın tehlikelerine katşı meveud bulunan terkos musluk - larını tezyide karar vermiştir. 1938) yılında şirket zamanından kalma dokuz — tane 60 m/m lik yangım musluğu 90 m/m Hk musluklarla değiştirildiği gibi yeniden 16 tane 90 m/m lik musulk ilâvesile şe - hirdeki musluk adedi 539 a çıka- rılmıştır. Fakat yapılan tetkiklere| göre bu musluklar şehrin ihtiya- | cını karşılayabilecek vaziyetle de-, gildir. Bunların çoğaltılması mu- hakkak lâzım gelmektedir. Beledi- ye hiç olmazsa bu musluk mikta - | rını 700 e iblâğ etmek için tedbir- der alacaktır. | Gene terkos idaresi tarafından | şehirde tesis olunan terkos çeşme- deri miktarı 196 tanedir. Bunlar- | dan 112 tanesi geçen sene Kirkçeş-| me sularının ksilmsini mütâksb | İğve olunmuştur. BN Benzin Meselesi Dün şoförlerden grup belediyeye mü: rek, bazı benzin kumpanyaların- dan pahalı benzin aldıklarını söy lemişlerdir. Bulediye İktısat Mü dürlüğü bu mesele hakkında tet kikat yapmaktadır. — Yeni Orta Okullar Şehrimizde mevcud orta okulla-, ra ilâveten bu yıl Şehremininde kabataşta iki yeni orta okulu da- ha açılacaktır. Muhtelit tedrisat | yapan okullar da Karagümrük or-, ta okulu erkek, Fatih orta okulu | da kız orta okulu olacaklardır. Üs-| küdarda da bir orta okul açılacak-! tır, — Hayvanlara İziyet Edenlerden Şikâyet Memleketimizde hayvan cin - sinin ıslahma ehemmiyetle çalı- şıkdığı bu zamanlarda umumiyetle halkımızın hayvanlara fena mu- amele yapmayı itiyad edindiği hıkkında <himayel hayvahat ce- miyeti» tarafından Ziraat Vekâ- letine bir müracaat yapılmışlır. emiyet, hayvanlara eziyet ya- pılmaması hakkında esas- nizam- namesinde hükümler meycud bu- lunduğunu ve bu nizamname de devletçe aynen berilmsenmiş ol- | duğundan buna riayet edilmesinin | teminini rica etmiştir. — <* Hayvanlara blihassa yük için î köylülerimizin eziyet ettikleri, onları çok fazla yordukları ayrıca bir takım çocukların da kuşlara ve diğer bir kısım ehli hayvanlara #siyet ettikleri görüldüğünden bunların men'i istenmektedir. nu sezmek güç değildi. Feridun, nikâh - kâğıdlarının askıya gittiği güne kadar evine hiç bir dost davet etmediği gibi, Selinle beraber, hiç bir #hbab e- vine de gitmemişti. Feridunun bir çok dostları di, Zaten müşterisi çok bir dokto- Tun dostsuz kalmasına imkân mi vardı? Fakat, Feridun, neden kimse ile görüşmek istemiyordu? Yoksa Selini mi kıskanıyordu? Bir akşam yemekte içki içer. derken, nasılsa ağzından şöyleşbir şey kaçırmış: — Benim zavallı Necdete yap- tığımı başkaları da bana yapar diye korkuyorum... var- bu sözü düşinerek: kendine bile güveni yok. Diyerek üzülmeğe başlamıştı. (Devamı ver) | döğüşenler arasında harbif | arasında neler cereyan ettiğit? Demişti. Selin kendi kendine || — Bu adamın başkalarına değil, | | İıııı Edı!mıyen y Yazan: Ali KEMAL svl'"“ İnsanın inanmak uuml! bir keyfiyet: Almanlarla Tehlef muharebe ediyorlar. Bu Taciatti — tafsilâtına girişmeğe lüzum Oİ ” maksızın denebilir ki iki taraf # kan döküyor. Buna aı—ı Üttti aduıfı koyamayorlar. Çünkü nut mes'uliyetini üzerine ı"ı istemiyenler tecavüze başka 4 & ratın sebebiyet verdiğini ilefi rüyorlar. Harb resmon ilün edilmediki nedir Uzak Şarkta buntn mistl” Bgörülmüştür. Ondan sonra i yüzünde birbirini takib edtf kadar müsellâh kavga — old! edikdiği işitilmemiştir. y Emrivakiden sonra tal B den vaziyeti kabul ettirmek # retile barışmak çığrını takib © ” denler başlangıçta — harb hiç lüzum görmemişlerdir. FoDi | bugün filiyat sahasında işte Öi? manya ile Lehistan arasında harebe vardır. Şehirler bot man edildi. Harb hallerinin Bi velevki nisbeten ufak mi olsun görülüyor. Politika sahasında diplomatl? gelince; gerginlikten sonra BİF nuşma devresi açılır gibi oli tu. Londra ile Berlin arasında dip gelmeler oldu. Müzaki Eirişildi. Öyle ki Alman devlet #” isinin son teklifleri tetkik ken bunların müzakere Ki rını büsbütün kapıyacak yelte olmadığı da görülü: Daha evvel Alman ve hükümkt reisleri arasında t edilen mektublar okunur, yese ve tetkik edilirken Bi yalnız Almanya ile Lehistan sında doğrudan doğruya Mi kereyi kabul etmek ist yoksa garb devletlerile anlaşı yolunda bir arzusu olduğu ı“"" üyordu. " Fakat her ihulaf G - Leh ihtilâham dâ zakere ve sulh yollarile bat bileceğinden ümidlerini yenler Atmanya tarafından Bi kere daha inkisara ıı(nulmıli dular, İşte yeni vaziyet budüf Şimdi derece derece merak edilen cihet şudur: Ale Leh kavgası nihayet bir A* harbine kadar varacak mı : Almatıyanın hiç belli ı:m":; zin politika âleminde ' yolu arıyarak bu suretle ılv“ muvaffakiyet elde edeceği: Ö dan sonra tabiatile garb devlet lerile esaslı müzakerelere l"'M şeceği söyleniyordu. H :w. manyanın nasıl bir haleti ile hareket ettiği çok geç kendini göstermiş oldu. Ş"”':, kadar hep kuvvet ve şiddet racsatla maksadına vi Iğn edip durmuş olan yakın j lerin de htırlandığı üzere DU b da altı ay evveline kadar '”rr Hkle muvaffakiyet de ks olan Almanya için birderbir? ııf ri dönmek, yürüyüşü değişi M zordu. Bu Almanya için ve dahilde bir nüfuz ve mho' selesi olmuştur. Alıııny? için bir ıııyi':,ş geref davası haline bi Almanya kendini işte wi" £ daire içine kapadıktan ıwf"r nı kuvvetini ileri sürmek

Bu sayıdan diğer sayfalar: