D;ıanmayı Hangi İskelede İse Haberdar Etmek Lâzımdı | — Yazan: Rahmi Yağız ’ | | | | Doğru Telgrafhaneye Koşalım. Şifreli Bir TIgrafla | Vaziyeti Bütün İskelelere Haber Verelim Başkâtib dürbünü gözlerinden | tt sabırsızlıkla kendisini bek - karintine memuruna uzattı: — Buyurun.. siz de bakın! Dedi, ltman relsine cevab verdi: — Bilmem ki beyefendi.. ya bu- Taya hücuma hazırlanıyorlar, ya- Ütt tahtelbahire bir şey oldu, da- ayorlar. — Evet ikisinden biri.. Amma gizi acaba!.. Siz ne dersiniz ka- Tintineci bey? Karintine memuru hem tahtel- Bahire bakıyar, hem konuşuyordu. — Öyle olacak reis bey! Galiba Bozuldu.. Güverteye toplananla - Tin halinde taarruza, hücuma de- lilet edecek vaziyet yok! — Ne yapalım şimdi?. Biz gidip Kutamayız ya!.. — Tabif elde vasıtamız yok. Ma- Vuna ile üzerine gidilemez...Top ve Makineli tüfeklerle bizi perişan &der. — Ne yapalım dersiniz?.. Üç memur birbirlerine baktı - lar, Başkâtib telgrafla iskelelere iber vermeği, donanmayı hangi İtkelede ise bundan haberdar et- Meği ileri sürüyordu: — Beyefendi!. Doğru telgrafha- Beye koşalım.. Şifreli bir telgraf- hh vaziyeti bütün iskelelere haber Verelimi. Donanma nerede ise tel- Bafi Lman reisleri kumandana GRöndersinler! Tühtelbahir tamiri- Bi bitirinciye kadar muhriblerimiz buraya yetişirlerse yakayı kurta- Tamaz! Diğerleri başkâtibin - bulüşuna İştirak ettiler: —Evet..en doğrusu bu.. öyle ise tiz Dahiliye şifresile çarçabuk bir Lkm hazırlayın getirin çektire- Başkâtib bir kâğıd aldı; üzerine Rinları yazdı: Liman Reişliklerine! Silivri Liman relsliği ihbar edi- Silivrinin 4 mil açıklarında bir iman tahtelbahiri suyun Üze - Tinde bulunmaktadır. inesin- Arıza zuhür ettiği tahmin edi- 'or.. Keyfiyetin, tahtelbahir art- Mük üzere Marmaraya açıldığı Ylgrafla bildirilen donanmamıza Bür'atle haber verilmesi. Silivri Liman reisi Şerif | Telgraf sür'atle şifreye çevrildi. ikâtib telgrafhaneye koştu. Bu- VN bütün iskele ve liman 'ine çektirdi. Yazan: MAYNE - REİD Rolfun karısı arabada yatakla» T hazırladı, Küco ile Rolf geyiği ağaç dalı- lar. Artık rahat bir uyku Yekebilirlerdi. Güneş hepsini ayakta — buldu. Rober ile karısının, içleri rahattı. ik kırmızı derililerden korku- Ti kalmamştı. Onlarla araların - $ok uzun bir mesafe vardı. Bu #safeyi hayatları pahasına aş- Miğlardı. Kırmızı derililer ise kar #ye saldırırlar. Bir tek araba B Fağna etmek için uzun yola kat- ğ Tamazlardı. klar uyanıncı Bir saat sonza telgraflar her ta- raftan alınmış, bütün liman re- islikleri malümat edinmişti. ivride bu hâdise olurken Klavye de ne yapacaklarını düşü- nüyor; yakınlarda bulunan arka- daşlarına haber uçurmak için e- lindeki vasıtalardan istifade et - meği kuruyordu. Bir aralık telsi- zinden istifade etmeği düşündü. Umumi imdad işareti olan 8. O. 8. i çekmek, böylelikle belki bir tahtelbahirin yahut Marmarada olduğu söylenen kendi adamları - na aid yolkenli motörlerden biri> nin yardımını temin etmeği ka - rarlaştırdı. Bu sakat ve çok tehli- kelt hareketi yapmakta gecikme- di Silivriden telgraflar her tara- fa Triton'u haber verirken Tri - ton'un telsizi de can çekişen bir hastanın Azraile yalvarışını andı- ran bir hazeketle telsizini işleti- Bu işaretler destroyerler tarafın- dan alınmıştı. Fakat - vazifeleri Marmara adaları istikametinde » lerlemek şeklinde tesbit edilen muhribler sesin geldiği yeri ara- mağa, mıntakayı tesbit etmeğe, o- TAHTA HURULARDAN kurlulunuz ÇOCUK ROMANI No. 11 Çocukların açlığı büyüklerin hoşuna gitti. Kahvaltı için herşey vardı, Geyik dalda sallanıyordu. | Küco bıçağını çekti, Rolf ateş yak- mağa hazırlandı. Çocuklarla an- | ne akar suda tabakları, bardakla- | Ti,, çatal bıçakları yıkamağa baş- , Yadılar. Çekirge —balının ikabuklarını külde pişirmişlerdi. Bunlar ek - mek yerini tutuyordu. Arabadan zahire sandığını indirdiler, üstü- ne örtü örttüler, masa oldu, ka- rınlarını doyurdular. Bir İcilo ka- dar da kahveleri kalmıştı. Bir de kahve içtiler, . — Karnımız aç! dediler. i | İ Asrın Robensonları raya gitmeğe teşebbüs etmediler.. Sade jurnallarına: — Yol osnasında saat 1,45 de (1) bir telsizin tmdad istemekte oldu- ğu, S. O. S. işaretini bir çok defa- lar tekrarlandığı gemi telsiz me- muru tarafından rapor edilmiştir. Kaydını koydular. e Bi a Amiral Suşon İstanbuldan ay- rılır. Marmaraya açılırken mü - hakkak bir tahtelbahir bulmak, esir elmek veya batırmak hırsile yanıyor, kavruluyordu. Daha Hayırsız adaları bordalar-| ken telsizler, Mudanyanın bom - bardıman edildiğini, şehri topa tu-| tan tahtelbahirlerin 15 dakikalık birateşten sonra cenuba doğru a- çıldıklarını, daldıklarını bildiren bir haber kaydetmişti. Amiral Suşon müfrezeyi doğru Müudanyaya sevketti. Şehrin önün-| de durdu. Kendisi karaya - çıktı, kaymakam, liman reisi ve oradaki| taburun kumandanile görüştü. Hâ-i dise hakkında izahat aldı. Sonra, | cenub istikametinde — firar ettiği | bildirilen bu tah'elbahirleri ele geçirmek üzere hemen yola çıktı. (Devamı var) (1) Şimdiki saatle 1345 de R. Y. Türkçesi: SİS Yemekten sönra çocuklar de - re kenarında, söğüdlerin altın - gda dolaşırlarken — Rolf ile karısı başbaşa verip konuşmağa başla- dılar. Küco da yanlarında idi. Rober Rol — Bir haftalık yiyeceğimiz var dedi. Bitince sanmam ki bu ka - dar kolay av bulabilelim. Haydi Güyelim ki, bir hafta sonra öküz biraz daha yağlanır, onu yeriz. Ondan sonra sıra ata gelir. Kö - pekleri de feda ettik. Daha gonra ne yapacağız?. leferi Kolayca ($ üncü sahifeden devam) kalacak olursa İngilterenin hava kuvvetleri ve tahtelbahirleri işe yaramıyacaktır-. Ondan sonrası kolay; zafer de mihver devletle- rinin olacak!. Herşeyi kendi iste- diği gibi görerek zaleri de böy- lece kazandıktan sonra geriye ne kalıyor?” İşte mihver devletlerinin yal- aız karada ve havada değil, deniz- de de çok kuvtetli olduklarına İ- talyan efkârı umumiyesi bu su- retle inandırılmak İsteniyor. İtalya hariciye nazırı Kont Cia- nonun gazelesi olan Telegrafonun ise yazdıkları başka bir bakımdan manalıdır. Bu gazete de Avrupa- | da diplomatların, devlet adamla- | Tının bu mevsimde tatil ve istifa- hat için birer tarafa çekilmiş o malarmna bakarak vaziyetin sakin olduğuna inanmamak İâzım gel- diğini yazıyor ve şöyle diyordu: Bugünkü- vaziyet 918 denberi görülen mühim gerginliklerin bi ridir. Geçen sene eylülde görülen buh-, Tan derecesinde gergin olması ih- timali vardır. Sulh veya harb Dan- zig meselesinin halledilip edilme- mesine bağlıdır. Bu gazetenin bu yolda dğha neler söylediğini bu- raya yazmağa lüzum olmasa ge- rek. Yalnız İtalyan matbuatının bugünlerdeki neşriyatına dair bir fikir almak için hali şöyle hulâsa etmek kabildir: İtalyanlar Dan - zig meselesinde Almanyanın iste- diği olması lâzum geleceğini söy- liyerek İtalyanın da Almanyaya müzaheret edeceğini ileri sürü - yorlar, Bu suretle Berlin - Roma ahlhverinde İtalyanın mühim bir | rol oynadığını iddia etmiş olu - | yorlar, Danzig meselesinin Al - manyanın istediği şekilde halle - dilmesi mutlaka lâzım olduğunu İtalyan milletine inandırmak için böyle bir yol tutulmuştur. Fakat Bunlara bakarak İtalyanların Dan- zig uğrunda bir harbe karışmak ve bu suretle Almanyaya silühla, kanla yardım etmeğe karar ver- diklerini zannetmemeli, Bir iki gün evvel bir İngiliz muhabirinin İtalyadaki tetkikatı, halk tabaka- larile temasları neticesinde yaz - dıiğı bir yazı evvelce «Son Tel - graf> m bu sütunlarında hulâsa edilmişti. Bu yazıdan da anlaşılıyordu ki İtalyanlar öyle Danzig Almanya- ya geçsin diye kendilerini bir har- be sokacak değillerdir. Onun için gazetelerin bu tarzdaki yazılarını bir tarafa koymak, İtalyan diple- matlarının takib ettiği politikayı da ayrıca nazarı dikkate almak ve İtalyan milletinin düşündükleri - ni de öğrenmek lâzım geliyor. Al- manlar için İtalyanın hazbetme - | si?.. İşte ihtimallerin en uzağı da | budur. Köy Dergisi Her hafta intişar eden Köy Der- Bisl mecmüasının 12-13 üncü sayı- &ı da çıkmıştır. Akagündüzün ne- fis bir yazısı ile de süslenmiş olan | Dergi bilhassa köylüyü faidelen - direcek yazıları ihtiva etmektedir. Okuyucularımıza taysiye ederiz. riz. Onlar olursa yola çıkabiliriz. | Hiç kimse çölü yaya geçememiş - tir. Hattâ kırmızı derililer — bile Las Membre madenlerine gitme- liyiz, Makın öldüğünü haber ver- meliyiz, Ancak orada Lüizanın a- n nerede olduğunu haber Herhalde ömrümüzü bu- rada geçirecek değiz. kâfi miktar su alıp yola çıkalım. Küco, hanımınıyı fikrini tasvib ediyordu: — Evet, evet. Rober Rolf biraz düşündü: — Yalnız bir mesele var. Acaba | çölün şimali de cenubu gibi mi?. | Bunları anlamak için ben şöyle | dağı bir dolaşayım. At dinlen Küco sizin yanınızda kalaın. Rol€ tepeye doj sı kuru, çorak çöldü. Bir le bir de uzun kuyrukul b dü. Rolf sekiz kilametro şonra ş5- | * Ota benzer | * mal cihotini gördü. hiçbirşey yoktu. | ahdederek İstanbül Tonde'Bir Türk Müslüman Kalmasın. Yoksa... 'Daha Kücükken, Hatta Bun;Sekiz, Dokuz Sene 'Evvel Varnayı İşgal Eden Ehli Salibi Unutmadım Fakat; kahbe Bizanslılar bu se fer de Timurlenkle uyuşarak pe- Tişaniyetimize sebeb oldular... Fakat; görüyorsun; Bizansın bu sefer tertib etmek istediği ehlisa- lib ordusunu şimdiden Macarlar- la ve Sırblarla muahedeler akte - derek durdurmuş bulunuyorum. Anadoludan şimdilik gelecek bir tehlike yoktur. Çünkü, Karaman Oğullarının kafalarını ezdik. Trabzon imparatorluğunun İs - | tanbula yardımını kapamak için de Rumelihisarının inşası kâfi ge- dir.. Bizanslılar, dedeme oynadıkları oyun gibi, belik Timürlenk gibi, karşımıza Uzun Hasan'ı çıkarabi- lirler.. Fakat; ona karşı da ted - | birlerimiz alınmış bulunuyor, de- di Ve, yerinden kalktı. açtı. İçinden beyaz kıl tor sarılmış bir çok çıkınlar çıkardı. Zağnos Paşa; dikkatle bakıyor- du. Tarbaların biris'nin üzerinde şünlar yazılı idi. — Bizans ve elvarı haritaları. Zağnos Paşa, şaşalamıştı. İkin- ci bir torbaya göz attı. Üstünde şu yazı vardı: — Ağır topların plânı... İkinci “Mehmed, bir çok torba çıkarıp ortaya kodyduktan sonra; vezirine hitabla: — Lalam; gördün mü bunları?. — Evet padişahım.. — Bütün bu gördüklerin, gerek tahta geçmeden evvel ve gerekse tahta geçtikten sonra; gece uyku- larımı terkederek Türk milleti için | hazırladığım eserlerdir. — Dedem Sultan Osman hanı | gazi hazretleri ne buyurmuşlar - dı?. nbulu aç ta gülizar yap!.. Dedemin ve AliOsmanın bu vaziyetini yerine getirmeği azmet- miş bulunuyorum. | Timurlenk vak'asından son- ra; emellerine muvaffak olan Bi- paratonlari nakzı şu yolda bağırışıyorlardı , sİslanbul - içinde bir Türk ve müslüman kalmasın!, Yoksa cüm- lesi itlâf edilecektir.» Daha küçük iken. hattâ bun- dan sekiz, dokuz sene evvel Var- nayı işgal eden ehlisalib orduları- m unutmadım. Edirneye doğru Gerek şimal, gerek cenüb yo- lunu tutmak delilik olacaktı. Şar- ka doğru yol alıp Amerika hudu- dunu bulmak da imkânsızdı, çünkü | o yolda beyazların baş düşmanı armızı derililer vardı. Ellerin .1 den kürtulamazlardı. Ancak cenub balıya gitmek, Nor- te nehri kıyılarını bulmak kabil- di. Çok değil üç yüz kilometroluk bir yol!. * 5 Haydi — hayvanları — dinlendire dinlendire yol alsınlar, ya yiye - cek ne yapacaklardı . Rober Rolf cenuba doğru da - ğın yamaçları daha çok meyil - | liydi. Herhalde karlar daha eri- yip bu taraftan daha çok sel olu - © arazinin | ması İâzımdı. Bodur ağaçlar çoğalıyordu. De- rdu. Çimenler daha Atını bir ağaca bağladı, | cenubuna — baktı. ve batı (Devamı var) Mİ Ve geliyorlardı. Ben, o vakit küçücük | inşaatı ne kadarda bitirebiliriz der bir çocuk ve padişahtım.. Ko sin lalam? dan titremiştim. Mahwr | — Zağnas Paşa; plânını aldı. İyice Bizanslılar tertib ettikleri bu ©- | tetkik edip hesab eyledikten son- yun karşısında alttan, alta kahka- | ra, şu cevabı verdi: ha salıveriyorlardı. — Üç ayda itmamı mümkün o- — aa lur.. Bizansın, yani Şarki Romanın | — — Çok az bir müddet değil mi?' vücudü kalkmadıkça Türke rahat — İrade buyurun, bir ayda it- yoktur. Binaenaleyh; gükünetle; | mam eyleyim padişahım.. akılâne hareket edip Bizansı al- | — — Topları, çabuk dökebilir mi- mağa, ve bu şehrin Kostantaniye | yiz dersin? olan ismini «İslâmbol» koymağa — Edirnede top dökecek made- ahtü peyman eyledim. dedi. | mimiz hazırdır. Dökümhaneleri- Ve.. lalası Zağnos Paçaya tor - | miz geniştir. İzabeleri için terti- baları açarak hazırladığı plânlar | batımız mevcuddur. Sayei şahane- hakkında ve yapılacak işler üze - | lerinizde mühendislerimzi de em- rinde izahat verdi, Te âmade haldedirler. Urban ge- Zağnos Paşa, efendisinin azame- | lir gelmez işe başlanırsa üç ayda tine zaten inananlardandı. Büsbü- | bunların da itmamı mümkün oe — tün gönlü ferâhladı. lur padişahım... Ş Hicri 856 senesinde bulunuyor- İkinci Mehmed, Zağnos Paşa lardı. İkinci Mehmed, lalasına sor- | ile müşavereden sonra, artık İs « du: nbul üzerindeki fikrini açığa Ki vurup kemali hararetle çalışmağa karar vermişti. Zağnos'la husust mükâlemesin- den sonra, padişah vüzerasını topa ladı. Başta Halil Paşa olmak üze- re, Şahabeddin Paşa, Karaca Pa- ga. Molla Hüsrev, İshak Paşalar vardı. (Devamı var) Sırası mı? dersin? 857 senesi ilkbaharına kadar nok- sanlarımızı iradeleri mucibince ik- Mal edip muhasaraya - başlıyalım padişahım. — Gördüğün Boğazkesen (Rum- eli hisarı) hisarı plânı mucibince Başlıyalım ma HIKÂYE! AYDIN EFE | Türküsünü söyliyen bu gençler, gimdi de; (4 üncü sahifeden devam) | *ü yıllardanberi düşman işken - |Ü A ae DA in! ' cesi altında ınlgyuı sevgili yurd- Kurtuldu bak güzel Aydın!» | larında şümdi bir tek düşman aa. — ge L n | keri yok. Vatan kurtuldu. Güzel w $ yurd düşmanlardan temizlendi a) — yi y L T a Efenini çri üç yıl önce yarıda kalan ve savaşı () Biç MEMERLE > tan sonraya bırakılan düğünü içim — — «Aydın, Aydın, güzel Aydın, hazırlıklara başlandı. 4| Ah bir kere kurtulaydın!e MEHMED HİCRET — P. T. T. Umum Müdürlüğünden: 1 — İdare ihtiyacı için <70 adet Bisiklet açık eksiltmeye çıkarıl. mıştır, 2 — Muhammen bedel <4020» muvakkat teminat <3465. lira olup eksiltmesi 16 teşrinievvel 939 pazartesi günü saat <l6> da Ankarada P. P| 'T. T. Umum Müdürlük binasındaki Satınalma komisyonunda yapılar gaktır. ? 3 — İstekliser muvakkat teminat makbuz veya banka teminat mek-. tubile kanunt vesikalarını hâmilen mezkür gün ve saatte o komlsyos na müracaat edeceklerdir. a 4 — Şartnameler Ankarada P, T. 'T. Levazım, İstanbulda P. 'T. T. Levazım Ayniyat şubezi müdürlüklerinden bedelsiz olarak verilecek- — tir. — e4100> «6718. K L İstanbul Defterdarlığından: Maçkada kâin eski Nişanlaşı kız orta okulu binasının enkazı 3000 | Hira muhammen bedelle açık arttır maya konulmuştur. İhale 7/9/980 tarihine müsadif perşembe günü $ aat 14 dedir. Enkazın yıkma şeraili Milli Emfâk dairesinde öğrenilebi lir. Taliblerin $ 7,5 pey akçelerini vakti muayyeninden evvel yatırıp mezkür gün ve saatte Milli Emlâk müdürlüğünde müteşekkil komisyona müracaatları. (658) —— KANZUK KUVVET ŞURUBU VİTALİN Könszhk; D F e rmensizlik - İsfahsızlık “o)bi. Verk'a: kullanılan'an tesirli $uruptür.* Çağükların çabük 'büyümelerini 'tamin ödör. “YITALIN şurubu' her 'edzanede “balümü ——— — 0 İNGİLİZ KANZUK*ECZANESİ — Beyoğlu üstanbul