Bu Arada Brode Tahtelbahirleri Bozcaadada Toplanmışlardı Hücum Hattımızın Bulunduğu Mıntaka Erenköy lle Süleymanbey Çiftliği Arasında Görülüyor -t Triton süvarisi Öjen Klavye sa- atlerce tek kelime konuşmadan harita başında uzun uzun hesab- lar yaptı. Tuhaf yaradılışlı Pran- 81z denizcisi, Fransızlara has olan | hayal genişliği ile kolayca Boğazı geçeceklerini, Marmaraya gire - rini umuyor, ondan sonrası stakil hareketlerle Mar- marada meydana getireieği deh - şetli bir program üzerinde tesbite uğraşıyordu. Süvari kamarasında tam sükün vardı. Öjen Klavye harita ile meşgul oluyor, ikinci, kapiten Babot geminin seyrini tanzim e- diyor. Başgedikli Serjan Tono da seyahat müddeti için — yapılı malzeme ve etzak sarfiyatını teler üzerinde testite uğraşıyordı Yüzbaşı Sabotnun sesi süvariyi yetinden ayırdı.: Komodor Bmdey de <toplan» işaretlerini toka ettir. | Makineye emir verin! lerden aldığı — işaretleri akine telgrafında tek- | vi telbahirler, ilk mola nokta- sına gelmişler, Bozca adanın şi - garbisinde, Eşek 4dalarının ına girmişlerdi. İ Bu arada Broday tahtelbahirle- | ri bir araya topladı. Süvarileri de | kendi gemisine çağırdı. Komodor gemisi E. 13 deki bu toplantı. 17 tahtelbahir süvarisi- in birlikte son fartraflarını teş- l ediyordu. Herkes E, 13 ün di kamarasında toaplanınca Brody a- yağa kalktı. Söze başladı. Tamam mıyız arkadaşlar?.. Komodor yaveri umum namına cevab verdi: — Evet kapiten! Öyle ise başlıyorum: esasen dün deniz kuvvetleri komedoru Ami- ral Dördbek tarafından verilen ön emirde vazifemizin müşterek ana hatları bildirilmişti. Marma - raya girecek, orada gi Üke miz faaliyetle Çanakkalenin İs - lla olan ittisalini fetce uğra- tacak, donanma altına alınan kara dikten sonra burada muharebe e- den kuvvetlerimizin muzaftferi - yetini temin edeceğiz... Harekâ- tımızın ilk merhalesine gelmiş bu lunuyoruz.. Bir saat sonra, do - , tanbul taraf nanma deniz muharebesini kı - aıştırdığı zaman biz de vazilemi- zi yapmak üzere yola çıkacak, Bo- Haz sularına gireceğiz. Bunun i çin, gimdi tertibatı kararlaştı lzm. Herkes not elsin. Kumkale önlerinde, tarafımdan verilecek işaretle dalacağız... Donanmamı- n İhtiyat kuvvetlerini teşkil e- den Vanjeans, İrresistibi, Oşin, Albion zırtılılarının — bulunduğu bu hattan itibaren müharebe sa - hasına girmiş olacağız. Boğazın bu kısmında hiç bir mani mevcut de- Bildir.. Donanmamız, biz harekete| Reçtikten sonra bütün Şıdâeuh. toplarını sahil bataryaları ve is - tihkâmlar üzerinde teksif edecek. | hava ku imiz de gökten | Y diracakları bombalarla istih - İ kâmları ateş baskısı altında bu- : geçid hareketi- mizin en zor ve en ohı duracaklar, ni, va: miyetli kısmını bu suret laştıracaklardır Morto körfezi ile Karanlık li - man arasında Majostik ve Svift- itazın bu kısmı da Osmanlılar t Devlet Demiryolları ve Limanları işletme U. idaresi ilânları Sıvas Cer hane zemii at üz 1 — Bu işin mu İstekliler b arke döşemesi 1 eksiltmeye konmuştur. bodeli alabi Eksiltg.e 14/7/930 cı 2400 Bu kanurun tayin ettiği vesikalar, Nafıa Vekâletinden: de Ankarada, Nafıa Vekâleti içinde malzeme müdürlüğü odasında toplanan malzeme eksiltme ko- misyonunda 1170 lira muhammen bedelle 3 m/m lik duwble cam 100 M2 ve 2 m/m lik yarım dub'e cam 400 M2 ile 0,55X0,45X0,002 eb'adında adi cam 8 sandık 40 adetlik ve 055X0A5XO, 001 172 eb'adında adi cam 2| sandık 40 adetlik o!lmak üzere Konyanın Çumra istasyonunda şartile dört kalem cemın açık eksiltme usulü ile eksiltmesi yapılacaktır. Eksgiltme şartnamesi ve teferrüatı bedelsiz olarak malzeme müdür-| 1/1/939 cuma günü saat 15 lüğünden alızabilir. Muvakkat te birlikte ayni gün Tâzımdır. — «2420. «4406. — Hamat kra: mazsa bile, bç: erlerinin bur ona kaybolan mü- vuduğu haberini e bu işe rezı | İ “Azak bu suretle kru'ın kızını da kendisi alacaktı Mağaradan çı - | karken buna karar vermişti. / Burani sağı Sayunu da sol ko- 'na aldı. Mağaranın önünden ay- lar. Taştan taşa stlıyarak bu rsuz tepenin yamaçlarına doğ- inmeğe başladılar. Tanrimın oğlu bulduğu hazines ar ka- bin önüne kır - S1 asmıştı. Ön- t burasını ko- Azak bu muzafferiyetinden son- İuta Hamat kralın.n tam manasi gözüne girmiş olucaktı. Azakın kini bir türlü geçmi - yordu. Bir kere keadi vicdanına karşı söz vermişt. Babasının öcümü almadan Ha- mat ülkesinden dönemezdi. Su - " Tmer ecesine Harmat kralının ba- şihi götürmeğe and içmişti. ” 7 içe ait şartname vesair evrakı Devlet Demiryolla- rının Ankara, Sirkeci, Sıvas veznelerinden 68 kuruş bedel mukabilinde günü saat 16 da D. D. Yolları Yol da- iresinde toplanacak Merkez 1 inci komisyonca yapılacaktır. 4 — Eksiltmeye gizebilmek için isteklilerin teklif mektupları ile birlikte aşağıda yazı'ı teminat ve vesaiki &ynı gün saat 15 e kadar Ko- tevdi etmiş olmaları lâzımdır. sayılı kanun ahkâmına uygun at 87,75 liradır. İsteklilerin muvakkat teminât ve şartnamesinde yazılı vesaik ile saat 13 de mezkür komisyonda hazır bulunmaları azan: Rahmi Yağız rafırman mani tedbirlerile örtül- müş değildir. y körfezi ile Ömer kap- nu arasında, donanmam iyat hattını teşkil eden F- ransız filosu, Golva, Şarleman, Buva Sufren'den mürekkeb bir hat var. Burada da mani hattı, | torpil hatlar mevcut değildir. (Devamı var) “Türk — Pavyonunu Görmetinizse, Sergiyi Görmüş Sayılmısımı.. (5 inci sayfadan devam) mekte güçlük çekmez- Bununla be- raber, bu işin taklidini yapanlar da az çok para kazanıyor ve geçi- hiyorlar, Çünkü Amı garabet- ler ve yalnız şu sırada Nevyorkta on milyon nüfus var- dır. Her hangi bir maddenin tak- lidine yüzde biri iltifat etse, piya- saya o maddeden yüz bin tane sü- rülmüş demektir. e Vagon a kapalı zarf usulile ve vahidi fi- 00 liradır 25 liralık muvakkat temi- 4695 binası teslim | Paris'in Meşhur “Maksimbar,,1 (3 inci sayfadan devam) İsimleri Parisin sefahat tarihi ne karışmış, hakikaten güzeı, yül sek eğlence kadınları vardı. Barın direktörü Jerar, Maksim Müşterilerinin mutemedi idi. He- men hepsinin içyüzünü, vaz lerini, hislerini, yüreklerini bilir- di. Meselâ bir grandük kendisini çağırır * — Jerar, derdi, bu akşam ope- raya gideceğim. Yanımda güzel, pek güzel bir kadın bulunmasını yorum. Çok şık, çok dekolte olacak. Tiyatroden sonra yemeği burada yiyeceğiz. Jerar hemen cevab verirdi: — İşabet ki vaktinde söylediniz. Demin, çok yüksek bir aileye men- sub bir kadın geldi. Bir hi zünden ailesile a“as1 açılmış, ş: toyu terketmiş. Yirmi yaşında ya var, ya yok. Bulu: Fakat biraz hırçın, güzelliğine mâğrur... Bilmem kabul eder mi?. Fakat müster ğe çalışacağım. — Artık meharetini göster Je- rar, ne yap yap bu güzel kadı! 1 fazlasile vere- Haydi, göreyim maz bi h olunuz, razı etme- girmişti. GÜZEL OTERO . haya- tına atılanlar pek enderdi. Dömi mondenler, yüksek kokot- € birçok şeyler bilmek moc- tinde idiler, yoksa kendi - lerini pahalı; ve musiki ve şarkı söylemesini öğr Bundan başka birer de « bulunurdu. Bunlar, y li kokotlardandı. Büyük adamla: n lenecegini rulscağını öğretirlerdi. Tabil Susi hayyatta nasıl davranacakla- rıni da talimde kusut etmezlerdi. Maksime devam eden bu eğlen- | €e kadınlarının en meşhuru, bir düzine zengini iflâsa sürükliyen Liyan dö Pugi ile güzel Otero idi. z Maksime devam i. Tiyatrolarda, yarış yer- lerinde, ziyafetlerde görülürdü. Çok şık giyinir, çok kıymetli el- maslar takardı. Arabası, Parisin €en güzel arabalarından - biri idi Peşinde koşanlardan değerli bir hediye almadan elini bile öptür - mezdi. Nihayet, eksei amele edileceğini, söz söy- anlarında nasıl Okranyanın — Petrol Kralına Büyük bir konağa yerleşti. Salonları yüksek maliye- cilere, şahsiyetlere açtı. Kanda bir | e tertib etti. Liyani de davet Ban dostları - Liyan, dediler Bu süvareye gitmeyiniz. Oteron zi küçük düşürmekteri. Süvare — başlamıştı. Oteronun kolları, göğsü pırlantalarla dolu i- di. Başında pırlantadan bir taç vardı Robunun korsajı, etekliği pırlanta çiçelik süv € Liyan dö Pugi biraz geçce gel- di. Sade ve siyah bir rop giyin - mişti. Yalnız boynunda pırlanta bir salip vardı. Fakat, yanında u- zun boylu, zayıf bir kadın vardı. (Baştan ayağa kadar pırlanta süs lü idi. Tıpkı seyyar bir kuyumcu dükkânına benziyordu. Liyan ha- zır bulunanlara: — Fam dö şambri mı takdim & derim dedi. Hava pek sıcak, ağır- lik vermesin diye elmaslarımı o- a takdım. GÜZEL EMİLİYEN Maksimin müdavimlerinden bi- ri de güzel Emiliyen idi, İki dos- tu vardı. Biri: Belçika Krah Le- opold, diğeri de Leopoldün yeğe- ni Prens Dogal... Bu ikincisi genç olduğu için şüh kadının sevgilisi yor, serbest çıkıp , şanu ve bunü kabul etmesine müsaade vermiyordu. Bir gün Aaz kalsın yakayı ele veriyorlardı. “Leopold, habersiz gelmişti. Rakibi de yatak odasında idi. Hizmetçi kız, —soğukkanlılığını kaybetmedi. - Leopoldü, antrede biraz meşgul etti. Bu sırada, Prens hizmetçi ve çıktı, gitti. Leo- pold odaya girdiği zaman sevgili- sini yatakta buldu. Gülerek: — Bu ne tembellik, dedi. Hâlâ mı yatıyorsun?, Kral Leopold çok çapkındı. Bir çok kadımlarla münascbatta bu- lunuyordu. Fakat, hakiki sevgilisi fakir bir çamaşırcı kızı idi. Bilâ- hare kendisine Baron dö V. vanını vermişti. 1900 senesinin bu güzel, şüh eğ- lence ki Bunla- rın un - rı ne oldu?. sonuncusu Süphesiz r Primörozdur. İlk Maksime gel inleri - sildirmek rank ödünç al- etti, bir- parladı. Bakınız nasıl Baron Ceymis Roçiki, “birkaç dostu ile salonda oturuyordu. O gece fazlaca içmiş, çakırkeyif ol- müştu. Şampanya kadehini kal - dırdı ve dostlarına: — Şu kadehi içerken kapıdan girecek kadını metres tutacağım.. Dedi, Bu sırada kapı açıldı, Pri- Möroz içeri girdi. Emiliyen, Leopolddan Parise gelen Rusya Çar rüştü. Sonra Got vallı adam! Y bu kadının tirdi! şun sıktı. 1900 de Maksimde yapılan çıl - gınlıklar saymakla bitmez. Hususi kabinelerde, güzel kadınlar çır - çıplak soyulur, gümüş - sinilerle sofranın üzerine konulur; silindir şapkalarla şampanya içilirdi. He- men her gece, sarhoş kadınlar bar- ayrıldı. ile gö - di Za - 2 milyon servetini ğründe sarfedip bi- ra beynine bir kur« dakları, tabakları yerlere fırlatır- | lar, boş şampanya naları kirarlardı. Maksim salonlarında bir gece - de zengin olanlar, yahud servet- lerini kaybedip fakir düşenler çok- şişelerile ay - En büyük teşebbüslere Mak - | sim salonunda karar verilirdi. .İ—8SON TELGRAF (4 üncü sayfadan devam) Filistin meseles. ötedenberi man mâtbuatı için türlü neşriya- ta vesile olmak'adır Şirmdı de öyle, - İngiliz müzakereleri ve | Alman matbuatırın dedikoduları | derken bu bahsi burada bırakarak şimdi Londralı Deyli Telgraf ga- zetesinin yazdığı) gözden geçir- | mek iktiza ediyor. Bu gâzete şöyle | diyor: Almanya demokrat dev -« letlerle anlaşmak'an hiçbir fayda elde edemiyeceğlni Rusyaya söy- ledi. Bu keyfiyet Londranın gö- zünden kaçmış değildir. Alman Nazırı Fon Ribbentröp an umum emniyet rar neticesinde Rusya nez- yapılan bu teşebbüset es- nasında Rusyaya söylendi ki Al- 'a arasında bır ti- çaret anlaşması aktedilirse her iki taraf için çok faydalı olacaktır, di- ye. Bundan başka her iki tarafın da birbirlerinin istiklâllerine rii yet edecekleri de katarlaştırıla - bilecektir. Her iki taraf da kendi | istediği gibi hareket decektir. Londrali gazetenin kaydettiği | bu noktalar ise Berlin diplamat - | larının bir zamandanberi nastl ça- | | manya ile Ru: lıştıklarını göstermektedir. De - mek ki Alman Hevsiciye Nazırı fon Ribbentrop ile begünkü Alman - yanın en nüfuzlı “adamlarından biri olan Himler Kusya ile anlaş- mayı temin husuzunda pek çalış- mışlar. Rusyanın aktedilecek itti- faka Uzak Şarkı da dahil etmek | istediğine dair olan rivayetleri geçen gün Londrada avam kama- rasında hariciye müsteşarı tekzib ettikten sonra buna ilâve edilecek başka bir söz kalmamıştır. Alman gazetele-inin müstakbel İngiliz - Rus - Fransız ittifakının ne yolda yapılacağına dair Alman gazetelerinin tahminleri — vardır. | Algemcine Zeltung diyor ki; İtti- fakta Baltık deyletlerinin sözü | geçmiyecektir. Çönkü bu devletler| kendilerine teminat — verilmesini istemedikleri için böyle mevzuu - bahis olm. istemiyecekler - dir Borsen Zeitung bilâkis Ingil - terenin Baltık dexletleri için ede- ceği vüidleri kâğıd üzerine y mayı kabul ettiğini, undan sonra da müstakbel ittifaknamede Le - tonya, Estonya ve Finlandiya dev- 1 kaydedilecek- ı da ler birbirlerin- den görülüyor kı çok farklıdır. Fakat şayanı dikkat olar cihet Moskuva müzakerele- rinin uzaması Alman mehafilini memnun etmiş olsa bi alde ittifakı: alanacağı Al- asıl şudur e het Dünyayı kafese koyan meşhur Staviski, Maksimde kokain makla işe başlamıştı. Maksimin müşterileri arasında hükümdarlar, büyük iş adamları, âlimler, cenebi prensler, ilâh. vardı. Duvarlarının dili olsada i- gittiklerini söylese ne meraklı bir roman olur!. sat - ;”.illlk'ü 1939 Almanya Ruslara Ne Teklif Etti? man matbuatınca anlaşılmış de- mektir. V. Beobahter pazetesi de İngi- lizlerin Ruslarla umumi bir an- laşmaya vararak bir vesika imza- lamağı teklif ettiklerini, ihtilâflı | noktaların hallini sonraya bırak mak istediklerini yazıyor. Alman gazeteleri için İngiliz - Rus - Fran sız İttifakının memnuniyetle kare şılanmıyacağı kolaycda tahmin e- dilebilir. Onun için bütün bu de- dikoduları Avrupa gazeteleri bu bakımdan tallil ediyorlar. Fakat muhakkak olan ssıl nokta şuduri İngiliz - Rus - Pransız ittifakının imzalanacağını es? itibarile artık Alman gazeleleri ve mehafili de anlamışlar demektir. Bir Ana Kulaklarını Kesti Ve Oğlunu Saadete Kavuşturdu (S inci sayfadan devam) Delikanı Bakınca sevinçten elleri: ni çırpıyor —AH! doktor, diyor, ne güzel kulak bunlar... Çehremede ne gü- zel yakışmış!... Delikanlı eve geliyor. Annesinin boynuna sarılıyor. Onu, çenesi bağe h görünce soruyor. — Ne 9, anne... ağrıyor?... — Evet, yavrum!... Merak edile- cek bir şey değil. Geçer... Delikanlı, sevgilisi ile nişanla- niyor. Düğünleri yapıldığı gün ha- kikat, anasının fedakârlığım anla- tiyor. Şefkatli ana oğlunu yüreğine bastırıyor. Kulakların mı — Seni mes'ut görmek için ku- laklarımı değil, hayatımı feda et- mek lâzım gelseydi, onda da tered. etmezdim, diyor... ZAYİ PASAPORT M-1-936 tarihinde Polonya Kot solosluğundan almış olduğum Pa saportumu kaybettim. Bulan za- tın içindeki T buçuk lirayı alıko- yarak Pasaportu aşağıdaki adrese göndermesini rica ederim. Aksi takdirde yenisi alınacağından za- yün hükmü yoktur. Szware Yaccubi Galata Araboğlu sokak No 15 DEVREDİLECEK İHTİRA BERATI «Elektrodlara ve onların talik edilmesine ald tertibat» hakkın - daki ihtira için alınmış olan 16 ha ziran 1937 tarih ve 249 numa - ralı ihtira beratının ihtiva ettiği hukuk bu kerre başkasına devir veyahud ihtirar Türkiyede mevkii fiile konmak için icara dahi verile bileceği teklif edilmekte olmakla bu hususta fazla malümat almak istiyenlerin Galatada Aslan han $ inci kat 1 -3 m.mulahri mü « racaat eylemeleri almak istiyordu. İnsan alacağı kızın babasını öldürmeğe | masıl kıyabilirdi Tanrının oğlu ünce ile te- peden inerken, Buran birdenbire | acı bir sesle haykırdı: Azak!, İkinci düşmanımız pu- suda, Bizi gözetliyor. Birdenbire üzerimize saldıı hepimiz mah-| | voluruz. Aman, bizi şu kayaların arkasında bırak... Sen ilerle... O- nun işini bitir. Ondan sonra yo - lumuza devam ederiz. Nzun kivrak boynuzlarını çalı- vikil aai eli ini yolculara bakıyordu. amiva başlamıştı. Yaban öküzü ile boğuşmak ko- lay bir iş değildi. Maranın başını | bir kılıçla yere düşüren Azak &- caba bu vakşi hayvanı da kolayca | yere seribilecok miydi?. | Azak yüksek bir taşın üstüne | çıktı. Vahşi hayvanı kendine çek- mak için çalıların arasına küçük | kaya pârçaları savurmağa başla- | d “Yaban öküzünün gittikçe arlan korkunç homurtuları işitiliyordu. Dakikalar geçtikçe Buran'la Sayun kayaların arkasından kör- | kudan titriyorlar ve bııbırledne sokuluyorlardı. Felâketlerin ardı sıra- gelmesi, bu iki genci biraz daha biribirine vaklaştırmıştı. Yaban öküzü nihayet — sl Ve diği yerden meydana çıktı. üzerine doğru yürüdü. Tanrının eğlu ölümü madığı için bu v ne kadar uzün boğuşsa yeneceğinder — emindi. çekti. Kayanın üst bekliyordu. Buran: n kork - vanla da u gene de hasmını — Bizi unutma, Azak! Kendini koru! Bu da iki başlı can dar tehlikeli bir hayvandır. O - nun boynuzlarına kendini kap - tırma! diye sesleniyordu. Buran burada, Azak'ın ne feda- kâr bir arkadaş olduğunu bir dal anlamıştı. — Gerçek Sirtellâ'da doğan - ver yiğitlermişi. Ben onu anlı » ymumştm buradan öl - “Mmeden kur ona İstediği “başı ben koparıp teslim edeceğim . 'Tanrının oğluna bin kral başı feda olsun.. Azakın Kılıcını | 'ar ka- | — ken, yaban öküzünün 'müthiş bir | ha Azak'ı birden yere düşür - | müşti | — Sayun bu karki yordu. Yü gözlerini | de sordu: | — — Aarkadaşın yere yuvarlandı, | | Buran! Öldü mü acaba? | — Azak kolay kolay, ö | yüm! Döğüşün sonunu bekliye - Tim. Yaban öküzü zak'ı müthiş sal- dırışla yürümüştü ki.. Kayalara boynuzunu çarptığını bile son - “arın hepsi de mert ve arkadaş se-| radan hissederek kükremeğe baş- lamıştı. Yaban öküzü bu suretle silâ - hının birini kaybetmişti. Şimdi tek boyruzile kayaların arasında | başını sallıya sallıya dolaşıyor ve hasmını arıyordu. | mişti. | yavaşça yukarıya Azak birdenbire sindiği yerden yavaşça kalklı. Küçük bir Kaya- siper alarak, bu kudurgan hay - vanın ne tarafta durduğunu mek, tedi ona göre vaziyet almak is- —— Artık bu tehlikeli düğmanır — nasıl olsa yenilme Azak onunk: sini çak İyi bilirdi. Buran bu sırada zamanı gel « vıni eşe d uzâktan bu tüyler Ürpertici boğuşmayı seyne diyordu..: Birden boğuk bir sesle haykırdı: — Azak.. Sakın başını yukarıe ya kaldırma!. Azak kımıldamıyordu. Sindiği - çukurdan birdenbire kolayca kak — kamıyacağını anlamıştı. — Başını kaldırdı.. Ve hasmı ile göz göze geldi. Tanrının oglu kımıldayacak v& ziyette değildi. İ (Devamı var)