İstanbulun İçinden - “Bayılın Şabana, Gitmez Yabana!,, Kuvvet Tabana, Selâm Babana, Bu Değdi Cana!l Deli Saçması Di yeceksınız, Be!İu... F 'akat Bu Sözler Ağzından Düşmiyen Âşık Şabanı Elbet Tanırsınız. Yazan: 'Osman Cemal KAYGILI şik Şabanı belki tanırsınız. A Hani bazı — günler, sız bir kahve bahçesinde, bir gazi- NO önünde, bir seyran yerinde ©- furürken, koltuğunda bağlam; Sile cop diye k. mıza damlar ve daha siz zanı tin - | Hem müba * | ,o , bize üç liralık kadar ufak para uzatıp bunlafı İira paraya teb dll etmek istediğinden biz dahi Bh- n akat edip kenı faklık eline iki buçuk li- ralı le bir dik.» n yerde tütüncü M en v bir yan- arı alıp 'a ayak bir kâğıd rım lira gümüş ya- hava çifte tel- ti hmed üğrddak okunup bi okuyanlar âşık Şabana sordular: — Bu nedir bir şey anlar En böyle, bundan biz adık! içini çekerek açtı © zaman coştukça co; lar, hem öynar, k hem ça- hem duzmadan Diyeceksiniz! Ne olacak, tabil | Çifte telif denilen havanın kendine mahsus bir güftesi olmadığı için an da bir yandan sazını çalar, | bir yandan oynarken bir yandan | da ağnına geleni söyler: — Baydi bakalım baylar, bayılın | Şabana, gitmez yabana.. Kuvvet tabana.. Selâm babana.. Çift ana.. Harman dalı bana.. Bu değdi cana!.. Oooh, aşşağıdan Şaban aŞ şağıdan,, Bir gelin aldım Kasım - paşadan.. Buna derler çifte tell S anite 5 İn - B giliz — lirası $ kazandığı günler çok olan Helen Benet İngi- liz ve Amerikan meemualarında en ziyade Tresmi gö- rülen bir san'atkâr dır. - Amerikadan İngiltereye gelen Helen şimdi Lat ra — güzetclerinde kendisinder. bahsedi kadındır. — Şayanı dikkat — fikirleri var, diyor ki: — Resim alınır- ken hiç gülmedim, gülmiyeceğim - de, Bunun sebebi de şudi Her kadıa tebe: ndan!.. | süm — edi n , verin Şabana.. Git- | çok güzel olur. Fa- Kuvvet tabana.. Se- e telli Har- nağmacleri; alimallah tam yetmiş iki ilikten süzülerek geliyor, Hay- di Şaban döktür, Dökül. Bayım durma mangiz sökül!.. Oooh, hop- les yallah.. Hay maşşallah, hay maşşallah!.. Şabanın çifte tellisi ile bu teker- lemesi bittikten çalgısız olarak sade ağızla ikinci fasıl başlar — Şabanı hor görme Çünkü o balık başka balık!.. dımız Şaban, kendimiz Rama Bozukluğunuz yoksa yirmi beşlik. de kabi de makbulümüzdür amma çeyrek daha fazla b: Haydi bakalım dızgalli (sakallı).. Hay- di sen de mazgallı (gözlüklü).. - Çok veren pat- sonra bu seler çok bir babahk.. çt cımızdır. ana, görünmek Benim mü: vaffakiyetim — de bundadır. Ben çeh remi istedi Bgi- bi idare edebili - rim. Helen Benet ye- 1 kıyafetle- türlü man dalı £ Şimdi etrafta sesler — Öyle ise h harman dalı! Bu sefer de sazla harmı na geçen Şaban biraz da o hava ile| lenip zıpladıktan sonra herkese ayrı ayrı veda ederek oradan u- | zaklaşır, | Aslan Makendonya muhacicle - | | | yükselir rman — dalı yâp, an dalı- üe ni y Te girerek, elbiseler deği rerek yeni moda - l natı rinden olan #işık Şaban, geçen gün Beyazıddaki maruf küllükte kon- serini verip bütün numaralarını yaptıktan sonra cebinden bir kâ- | Meşhur te; İpd çıkarıp oradaki | başladı. O küçücük kâğıdda şaun- dar yazılı idi: «Dün gece saat dokuz buçukla on arası raddelerinde işbu adam dükkânımıza gelip bizden bir a- ded ikiz nam sigaradan aldıktan Te okutmiya Amerikadan Avrupaya gönde - rirler, Avrupadan Amerikaya çağı - Aşık Şaban hemen h âşık Şaba akşama kadar üç * lım diyip or. | az anız — zavallı | slediler. — Kim olacak? birkaç hovarda! Dün pazar 9 a gidip çalgı filân ça buçuk, dört im. Geç vakit Flor- n ( nip beş nolardan kabullı daldık.. Hay dala- Uzatmıyalım ba - abil. ) istasyonul para da şu- slaydım. (Devama 7 inci saylada) —İ Çok Resm İ Çekilen Kadın Resmi Alınırken Hiç Gülmezmiş | Amma, Dudakları Gülümsermiş Hellen Benet rırlar. Şimdiye kadar Helen Bene tin 26,000 defa resmi çekilmiştir!. SON TELGRAF 13 HAZİRAN 1939 İŞAKA | Bu Sene 3,5 Milyon Metrelik 3000 Ton Film Gösterildi Sinema:Endüsteisi Her. Senü İnkışafa Dogru Gidiyor ÖYLE YA e gitti ve Yı terek ya Li Yasef heyoc Nasil, par Salamon hidı — Bu sabat be! Daha böylesine iç raz y dim. oldu. Ne oldu? Bana dayak atmaya istedi MUAYENE: Kadın— Dokt Doktor— a9 Kadın— Rica ederim söyley Daktor— ginlik! DAHA YENİ SAĞDIK! İçimde tatlı bir bay- Daha yeni sdiğı ç— Yalar İşte i xa anmazsan al da bal Allah müstahakını versi süt katı göndermiş. ZİLÂT İST! sabıkası larından ce, serseri ba - yı unutmuş. 'TEM — Damadın, çok iyi zat. Evet, yedi lisanla sükut et- mesini bilir, NAZ: Kadın— Rica ederim bırakınız. Of, bırakınız... Yoksa annemi ça- ğırırim Erkek— Canım, yracaksınız? Kadın— Kulakları sağırdır annenizi niçin da!, İHTİYAR OLSAM DA: İhi iliyorum doktor, bu a , güzel bir kızla evlenmek tehlikelidir. Ondan her- şey bekliyeb lirim Doktor— Bilhassa o da sizden hiçbir şey 'u_ıklyemeıv Kim ? in tarihlerine göre ilk top İsanın doğuşundan 85 sene sonra Kral Vitey tarafından Tatarlara atılmıştır. *Topun Avrupada istimaline ge- lince: 'Tarihçi Aulus Yüterlanus'un 1336 da yazdığı bir eserde şöyle- diği Venediklilerle Cenevizler ara - sında büyük nedikli rüt ve gülle topların Veni dimi olmuş, düşmar — hatlarını bozmuşlar, mağlüb etmişler Harb meydanında gorul n ilk Mediçi e Ba- aflesi ara: tolomeo Ayağından yaralanan Caglioniyi, bu ga, 1 etmek süretile ih Sultan Mehmed. 1453 de mbul muhasarasında kullan - lo idi 1425 de İngilizler, Mons muha- sarasında top kullandılar ve kale duvarlarını yıktılar 34 de, toları sayesinde Dani- marka sahillerini zaptettiler, 1493 de, Fransa Kralı sekizinci Şarl Napoli zaferini topları sa - yesinde kazandı. Sütçü— (Güğüme bakarak) hay İ A İlk Topu Atan inema her sene daha fazla gbet kazanıyor. Evvelce memleket - tedirler. Bugün sineması olmuyan kasaba yok gibidir. Olmiy onlarla dolaşarak yyar $ oynatan — sine- | macılar vard Bugün yeryümünde 3.400.500 metre tutan | göster'im ir. 1937 - lerinde en çok film yapı leki Fransa, janon ya, İtalya, Çekoslavı uzunluğu 3,000 film 1038 sene- mem - çok film yapan mem- a beldesi denen Ho- ki Holivud bir sene zi cak 475 film imal etmi ulan filmler ba aç edilmez. Bu kadar filmi yalnız japonlar gelir. Frarsa Fransa £ ştır. Frar Tin çoğu harl- 108 yapılan ce çıkanlır. film vücude se Avrupada, 60 arasınd İtalya clıysdı , Da:* markada 13, Be “Arjantinde 30, Brezi Pr:'ul.ı 2 film vücude get nlmIŞv | tir. Şunu hatırda tutmak Tâzundu ki yakın ve uzak şark memleket lezinde Amerikadan ve — Sovyel Rusya da dahil olduğu halde Av- rupa memleketlerinden daha çok film çevrilmiştir. Japı , Çinde, Hindi filipin adalarında ve Mu vrilmiştir. Bunları nesi japonca, 532 si hintçe, 52 ta nesj çince, 19 tanesi de arapçadıı Bundan şu netice çıkar ki, her memlekette yapılan filmler oru halkı tarafından seyredilmektedi Artık bundan sonra mi sında film ithal | lacaktır. | Değiştir;ıî;e İmkân |— Olmıyan Elbise | | 150 Kostümü İle Meşhur Bir | Alman Zengininin Hatıraları ugusburg, 16 ıncı yüz yılda yalnız Almanyanın — değil | bütün dünyanın en zengin | şehirlerinden biri idi. Bu şehrin | e Matyö Şvarz idi. Şarlken'i kabul ettiği z man, hükümdarın kendisine olan borçlarının bütün senedlerini y kan meşhur tüccar Antuan Fug- ger'in samimi dostu idi Şuvarz'ın hayatta bir şeye düş-| kündü: — Tuvalet.. Bir kaygusu vardı: İyi giyinmek... Binaenaleyh, zamanın en temiz, en şık giyinen bir Dandi'si idi. / Şvarz'ın biraktığı hatıralar çok yet çok meraklıdır. Bu; ipekli kâğıd üzerine yapılmış 150 resimden ibazettir. Kostümleri - ri, birine benzemez: Ba- ik, dugun, harb, rlığı görülür, Şi mdı. Hayatının bir elbise anto biçimi ile gar'b bir in ngi veya bir hatırla ve hatı | “Her rösmin arkasında kısa veya - | uzun bir not vardır: V Meselâ, engi paça ülür. | vin 151 | girdi. Şvarz bu h esinin — vefatı, kül yı şu süretle <Altın — yaldızlı zaribak çiçekleri — işlemeli man ve sarı gömlek. Bu kostümler, Mi- n meşhür terzisi Mmbrug'un en çıkıyordü... * | *28 ilktdşrin 1519, babam öl | enosi ı nihayati- tine kadar şu kostümleri giyin « dim...» Bu yazının arkasındaki resim - Ya şimdiki toplar? Maazallah.. | ler. o devirdeki matem elbisele « rinin nekadar garib olduğunu gös- teryor. <20 şubat 1538, evlenmeyi savvura başladığım kül vengi bir manto vardı, ilâh..* O zamana kadar hep mavi, kırmı- zı, pernbe renkli elbiseler giyini- yordu. O günden sonra küll rengi, daha sonra da siyah... Nihayet Matyö Şvarz ihtyarlı- yor; «Hayata veda etmek zamanı yaklaşıyor... Diyor ve siyah ka- dife elbişeler giymiye başlıyor. Sahfeyi çevrinz: İşte, beyaz saç- Jarını saklıyan kocaman takkeli | bir resmi... Çocukları yanında oy-| nuyorlar, Bir sahife daha çeviri- İşte siyahlar giyinmiş, omuz- larına ayni renkte bir man (Devamı 7 inci sayfada) Fakat bu elbise başka elbise aruçmml Pu:m., Piyano ve armonil şeklinde, açıldığı veya ka pandığı zaman mühtelif musik parçaları çalan bir el çantası i malini tasavvur etmiş ve bu ta savvurunü kuvveden file çıkar tersilerinder Kurnaz terzi, bu çantaların | mid ettiğinden fazla rağbet ka zandığını görünce mankenlere d tatbikini düşünmüş. Şimdi son moda ropları teşhir « den mankenler dolaşırlarken tat h bir musiki nağmeleri işitiliyor. Bu musiki kutusu nerede saklı? Bu melodi nereden geliyor?. Gö- güslerden mi? Elinizdeki küçük | çantadan mı?, Bütün bu güzel kız lar süküt ediyorlar, cevab vermi- yorlar. Fakat, şarkı devam ediyor. Bundan böyle, bir delikanlı ni- şanlısının göğsüne başını koydu- ğu zaman kalbinin darbelerini değil bir vals, bir fokstrot ve yar hud bir tango havası dinliyecek Bir Dakika Diyip Geçmeyiniz *& Çinde bulunan Amerikan misyonerleri, dini propaganda için dakikada 300 frank sar- federler, ada, dakika- da 5 ölçek Ömürotu yetişti 6000 'a toprağı denizl rükler. 4 Amerika hükümeti, de niz fenerlerinin — muhafazası için dakikada 450 frank sarf eder. murtlarlar. * Fransa, Büyük Bi yaya dakikada 8,750 frank de- Zerinde mal ihrac eder. İŞTE ŞU SATIRLARI O KURKEN 80 SANİYE GEÇTİ.