No.l1 Mari Türklerden Korkuyor, Türk Padişahına Gitmek İstemiyordu Fakat Rumeliyi Kurtarmak İçin Ağabeysinin İsrarına Dayanamadı, Debdebe ve Darat içinde Edirneye Getirildi BSırb Kralının maksadı başka idi.| Kardeşi güzel Mariyi Türk sul - tanına vererek onu kalbinden ya- ralamak istiyordu. Sırb Kralı da tıpkı Bizans İmparatorunun veziri gibi düşünmüştü. Türkleri Rume- linden atmak ve tarumar edip Yıl darim sultan Beyazıd gibi felâkete| sevketmek için Lüzarinin «Mil - yeva> &ı gibi Mariyi feda etmek Tâzm olduğana kanaat getirmişti.!' Hatta bu düşüncesini Papaya mıh-* zem olarak bildirmişti. Papa, ver- diği cevabda Sırb Kralhının fikir- derini tamamile tasvib ettiğini ha- berlemişti, Sırb Kralı; kardeşi Maziyi önü- ne alarak günlerce yapacağı işlerii talim eylemişti. Hıristiyanlığın yegâne halâskârı olacağımı anlat- mişti. Mari Türk padişatuna — gitmek istonjyfordu. Türklerden, Türk sarayından korkuyordu. Fakat, ağabeyisi Brankaviçin asrarına tahammül edemedi. Rum elini Türklerden kurtarmak da lâ- zımdı. Milyeva gibi bir halâskâr olmalı idi. Velhasıl, Mari debdebe ve dü- rât içinde Edirneye getirildi. Sul- tan Murad Mariyi ilk görüşünde kendisine bend olmuştu. Dilber Mari gönülleri bir anda teshir edebilecek bir varlıktı. Şüh ve işvebaz kiz çok geçmeden pa- dişahin kalbine ve dimağına bir yılan gibi çöreklendi. Kardeşinden aklığı nasihâtleri mükemmelen ya- piyordü. Mari dinini de değiştirmemişti. Türk sarayında hıristyanlık di- Bile yaşıyordu. İkinci Murad Mariye © derece || bağlarmıştı ki; onun dini bile ken- Padişah; Tuna boylarında sene- lerce kıhç çala, çala bıkmıştı. E - şesen, genç yaşında sullan ol - muştu. Mari ile yaşadığı zaman otuz yaşında demir gibi bir genç ddi Sultan Murad; Mariyf aldıktan sonra, tabiatlerini tamamile de - Biştirdi. Seferden gelir gelmer, Mariyi alıp doğruca Bursaya çe- kiliyordu. Bursada yaptırdığı sa- rayına kapanıyor, güzel Mari ile gece gündüz şarab içerek cün - büş eyliyordu. Yavaş, yavaş Sultan Muradın herşeyden elini eteğini çekliği gö- rülüyordu. Yeniçeriler ve vezirlerden ba- arları arasıra çu süretle söyleni - yorlardı: — Ne olacak halimiz?... Bir sipahi kâfir kızının ettikleri ge - Tekmez mi?. Macarlar, Bulgarlar, Ulahlar, Rumla, Sırblar ilâh... durmadan bazan parça halinde, bazan da birleşerek Tuna üzerinden Edirne üzerine doğru akın edip duruyor- lardı. Hattâ; Sırb Kralh ile ikincı Mu- rad beynindeki samimiyet çok sürmedi. Sultan Murad Sırblar e- Nnde bulunan Semendire kalesi #zerine höcum etti Semendire kalesine İshak Be - 'yin oğulları Paşa Beyle, Kılıç Do- ğan ilk akını yapmışlardı. İsbak Bey kaleye hücum eden sipahilerin başında bulunuyordu. İshak Bey oğullarile kaleye hüs “gum ettiği zaman Sirbler yaya cengi yaparak süyarilerimiz Üze- Tine çullandılar. Türk süyarileri Sınb yoyaları- Ti e atere ) Bu cenkte, Türk sipahileri düş- man piyadelerine o derece telefat | verdirmişlerdi ki; atları ölülerin çokluğundan meydan Mmuharebe- | sinde hareket edemez olmuştu. İshak Bey, muzafferiyetin ver- diği neş'e ile elinde kılıcı mey - dan muharebesinde bağırıyordu: — Hey Beyler! Eyu kırdınız. E- Bir edin.. SAMİ KARAYEL | — Semendireyi alan Türkler bir gok esir almışlardı. Üsküp pazar- | larında esirleri satılığa çıkarıp satmışlardı. Garibdir ki Semendire kalesini müdafaa eden ikinci Muradın zev- cesi dilber Marinin biraderzadesi Jorjdu. (Devamı var) Piyangoda 45.000 Va Kazanan 26178 Sonları (78) rakamlarile niha- yetlenen bütün biletler onda bir hesabile ikişer lira amorti kazan- mışlardır. 15.000 lira Kazanan 17389 Sonları (36) rakamlarile niha- yetlenen bütün biletler onda bir hesabile ikişer lira amorti kazan- mışlardır. 12,000 Lira Kazanan 20689 10,000 Lira Kazanan 27.103 3000 LİRA KAZANANLAR 14841 — 508 1000 LİRA KAZANANLAR * 36916 — 2264 — 23904 — 38140 500 LİRA KAZANANLAR 29601 3847 29264 10811 12022 19199 423 22500 18372 26048 1983 35022 4213 200 LİRA KAZANANLAR 38856 36096 9049 14TTO 39223 2816 16060 12774 13506 33620 30535 38312 29500 16088 8350 24482 37174 21247 100 LİRA KAZANANLAR 71785 4112 6826 19550 36558 34864 7680 12773 21004 3643 33467 32633 4760 5170 34214 36187 146686 — 54 8738 2792 24609 11753 27447 5292 Türkkuşu Filosu Dün şehrimize geldiğini haber verdiğimiz 11 ta: den mürek- keb Türkkuşu filosu —yarın saat dörtte Edirneye hareket edecek - tir. Tayyarelerimiz — hareket & lerinden bir buçuk saât sönra Teketlerinden bir buçuk saat sonra) Edirneye varmış olacaklardır. Filo oradan tekrar şehrimize dö- nerek Bursa, İzmir, Adana Mer - zifon ve Kayseriye giderek bilâ - bare Ankaraya dönecektir. Müailim Osman Nuri Baykalın idaresinde Bir hafta sürecek olan bu seyahatte katedilecek yal 4.000| kilometredir. Filoya mensub tay- yareler. dün şehrimizin üzerinde 've Fener stadı üstünde uçuşlar yar parak şu kâğıdları atmışlardır: *Liseliler ve lise — mezunları! Türkkuşuna koşun! Tayyare su- bayı ve Küş öğretmeni olunuz. Yurd semalarının müdafaası için sizleri gözlüyoruz. Hepinize kah- ramanların kahramanı olmak yo- lu açılmıştır. Hava Kurumu ve Türkkuşüu başkanlarına müraca - atla şeraiti öğrenebiliriz.» 'Türk tayyare kurumunun faal bir kolunu teşkil eden Türkkuşu- mun faaliyeti hakkında halkı ya- kından alâkadar etmek Üzere, yı te ayrıca dö Kazananlar î 8088 16251 20378 24474 20458 36775' îllW.'ı 23638 3813 2604 19648 50 LİRA KAZANANLAR ;25088 7773 37050 26418 15970 1272 37038 1690 11234 34356 7850 — 1060| 10109 11223 32236 39538 11138 11484 2165 5529 4256 9609 7805 15847 34150 16509 21538 23237 14602 191268 17646 22446 25201 36971 37896 G648T| 9150 12209 14444 1948 39817 22122 ' 8490 27020 25009 23849 20069 19972 I 30 LİRA KAZANANLAR — | İ28110 21251 17161 844 2738 39304 İ14778 27310 26068 27604 15825 - 6315 26997 34085 17974 22331 5216 14731 22382 32758 18619 29400 - 1532 23826 3037 3666 32852 7731 24169 13642 6148 33311 5612 96830 23535 5703 38672 7505 12103 32908 20360 — 409 120.000 Lira Mükâfat| (30745 39617 17519 21318 22427 10428 88682 28017 24799 28778 11508 34273 28870 27947 2808 30546 7125 21620 128009 35608 37981 37855 20652 — 635 |25498 10668 31337 1581 1168 18639 28160 27011 31308 1174 23401 24488 25006 11567 3056 32052 İkramiyelerin hepsi çekildikten İsonra numara dolabından (40) fiş |daha çekilmiş ve aşağıdaki biletlere ((500) er lira, onda bir hesabile (50) |şer lira mükâfat isabet etmiştir. | 10.000 Lira Mükâfat | Numara dolabından en son çe- | İkilen bu bilet de 10000 lira, onda | bir hesabile 1000 Hra mükâfat ka- | | zanmıştır. 36.360 |Sen Küreleri Çek (1 inci sahifeden devam) maralı evde oturan Eleni adında bir bayan ile karşılaşmış ve her ökisi de bir sandal gezintisi yap- mıya karar vermişlerdir. Mansur ile Eleni Kumkapı is- kelesinden kiraladıkları sandal ile Kumkapı açıklarında dolaşır - larken Eleni küreklerin başına geçmek istemiştir. Mansur hemen yerini Eleniye terkederek: — Sen kürekleri çek, ben de denize gireyim de biraz serinlene-i İyim,Diyerek soyunmuş ve sandal dan denize atlamıştır. Mansur denize atladıktan sonra dakikalar geçtiği halde suyun yü- züne çıkmadığını gören Eleni fer- yad etmiye başlamıştır. — Hâdise yerine gelen memurların ve san- dalcıların bütün wraştırmalarına Tağmen Mansurun ceseri buluna- mamıştır. Yeşilköye davetli bulunmakta - dırlar, Başta Vali olmak üzere hü-| kümet erkânının ve tayyare men- suplarının hazır bulunacakları bul bu davette tayyarecilerimir akro- batik uçuşlar yapacaklardır. Bu uçuşları Gökçen ile birlik- W'f' da iştirak e- | muhakkak olmakla Balkan birli- ae aalalai İHolivudun 50 nci | eri kebul etmiyorlar, Büyüz mem- DA A Balkanıarda — Yeni Vaziyet ( İnci sahifeden devam) türlü şeraitte teyide ve zibata Ka- Tür vermişizdir.> Ankara mülâkatlarının Türki- ye ve Romanya arasındaki mu - habbetli iş birliğini arttıracak ma- hiyetteki faydalı neticeleri bir ke- re daha istihsale hizmet edeceği ğinin bugününe ve yarınına da daha kuvvetli bir hız, inkişaf ve- receği görülmektedir. Hiç şüphe yok ki, Balkan hirli- Ki yarınki inkişafı içinde de ken- di hakiki hüviyet ve bünyesinde hiçbir değişiklik kaydedecek de- ğil, birlik için hedef daima şu olacaktır: — Vazifeleri bir arada ve en büyük mütekabil emniyet şartları içinde Ka eylemek, bütün devletlerle en iyi münasebetler idamesine gayrel göstermek, an- laşma, uzlaşına ve bitaraflığı esas tutmak; tehlike ve tecavüz kurşı- sında yekpare bulunmak!. ETEM İZZET BENİCE Senesi Nasıl Geçti? (5 inci sayfadan Sevam) mak, muharrirleri tutmak fırsa - taına malik olacaklardır. Bunlar da çevirecekleri filimlerin mevzu - larını beynelmilel esaslardan & - lacakalrdır. Bugün Almanya, İtalya ve Rus- .ya artık Amerikadan gelen filim- leketlerden yalnız. İngiltere ile Fransaya geliyorlar, Diğec mem - deketlerden alınan kazanç artık kalmamıştır. Bir zamanlar öyle olmuş ki Holi- vudun yalnız harice gönderdiği filimlerin getirdiği kazanç bütün kârın yarısından ziyadesini temi- ne kâfi gelirmiş. Amerika dehilin- deki kâr başka. Amerikada filimler sansöre tâ- bi değüldir. Fakat çevrilmiş bir filim gösterilirken birçok mesele- ler ortaya çıkmaktadır. Meselâ yerli zenetlerin hukukunu muha- faza için teşkil edilmiş bir ceml- yet vardır. Eğer bü 2enciye fena bir rol verilmiş ise bü cemiyet işi derhal protesto eder. Diğer ta - raftan bir hu<im veya diğer bir meslek sahi'si: » de öyle fena bir rol verilemez Çüzkü bunların da cemiyetleri vardır. Hemen pro- testo ederler Tukat Amerikada katolik kilisesi twafından aklâka mugayir sayıları filimler aleyhin- deki faaliyet pek geniştir. İşte or- tada sansör olmamakla beraber böyle muhteff cemiyetlerin fi- BEmlerde konrolü her vesile jile kendini göstermektedir. AĞARAN AÇLAR saç boyaları saçların tabit renk- lerini iade eder. Ter ve yıkan- makla çıkmaz, daima sabit ka- İlir. Kumral - ve siyah renkli —— &ahhi saç boyalarıdır. NGİLİZ KANZUK ECZANES SEVOĞLU » İSTANBUL | Savyetlerle Müzakere ( inci tahifeden devam) kümete, Sovyetlerle anlaşmak Ü- zere kendisine muhtelif itilâf for müllerii geniş bir talimatname vermiştir. Moskovada bu suretle resen yapılack müze: kerelerin nihal bir ne' lanacağı kuvvetle um Pakat Londradaki Sovy hafili başta türlü düşünmektedir. Bu mehafile göre, Strang ikinci bir sefir sıfatile Moskovaya git - mektedir. Vazifesi, sadece Sovyet| ricalinin noktai. nazarını dinle Londraya dönerek, kendisi kovaya — gönderenlere bir rapor vermekten ibaret kalacaktır. Hal- buki Hariciye Nazirı Lord Hali - , faka'ın doğrudan doğruya Mosko- vaya gitmesi seri bir netice-clde edilmesi üzerinde her halde daha çok müessir olacaktı. — Başvekil Çemberlayn'in Moskovya gitme - sine zaten ihtimal verilmemek - tedir. Bununla beraber, Moskova me- hafili Strang'ın gönderilmesinden | dolayı memnuniyet izhar etmekte- dir. Umumi intıba müzakerelerin hiçbir suretle akim - kalmıyacağı | merkezindedir. Çünkü sulh cep - | hesinin tekemmül etmemesi ta miri kabil olmıyan bir felâket o- | lacaktır. Londra 12 (Hususi) —Haçiciye na-| zarı Lord Halifaks bugün öğleden sonra Lordlar kamarasında Sovyet| lerle yapılan müzakereler ve umu- mi siyasi vaziyet hakkında mühim beyanatta bulunacaktır. Harici, Nazırının bu nütküna ehemmiyet verilmektedir. Bu nutuk, Nazırın geçen perşembe günü — söylemiş olduğu nutku itmam edecektir. Gülenkü ile Müzakereler (1 inci sahifeden devam) utukta bilhassa demiştir. ki: *— Sulh için vücude getirilen, sulh içinde inkişaf eden ve sulh getizen Balkan amtantı, en mü- kemmel bir sulh âleti vazifesini görmüştür ve hâdiselerin tcaku- bü her ne olursa olsun en mükem- e) bir gulh âleti kalacaktır. 'Türkiye ile Romanyayı birbiri- ne bağlıyan rabıtaların bu tamda telâkkisi, Balkan devletlerinden ber biri için en hakiki ifadesini, harici siyasetin muvaffakiyeti için '€n esaslı unsuru teşkil eden kuv- vetll bir dahili teşkilâtta bul - maktadır.. Dünya yüzünde hüküm süren emniyetsizlik ortasında, bizler, beş sene evvel bizi topliyan ayni idealin etrafında birleşmiş bulu- nuyoruz. Bu birlik, bütün Avrupa için mühim bir sulh unsurudur ve | bundan böyle de, milletlerimizin | ve bizler gibi ayni mukaddes da- vaya bağlı bulunan herkesin en büyük nef'ine olarak mühim bir #ulh unsuru kalacaktır.» Romanya Hariciye Nazırı bu nutka verdiği cevabda — şunları söylemiştir: *— Komşu mülletler arasında bir sulh, birlik ve kardeş işbirli Bine alet olan, hiç kimseye karşı Müteveccih bulunmıyan ve hiç- bir Balkan milletini hariçte tut- mayan Balkan antantının — sulhe ve Avrupa müvazenesine lüzum- lu olduğunu müdrik bulunuyoruz. İşte bundan dolayıdır ki niyetle- Tin ve sulhperver idealini bu de- zece sarih cümlelerle tebaröz et- tirdiğiniz bu antantın faydalılığı- mı ve ehemmiyetini, Elen ve Yu- goslav dostlarımızla dürüst itti- had halinde, her türlü — şeraitte, teyide ve isbata karar vermişiz- dir. Her adımda Kemal Atatürkün hatırası görülen, feyiz ve kuv - vetler dolu bu şehirde »büyük başarıcınım hatırası önünde hür- metle eğilirim.» Romanya Hariciye Nazırı Ga- fenko dün saat 16 da, Romanya elçisi, Romen matbuat mümessil- leri ile birliktç etnoğrafya müze- sine giderek Bbodi Şef Atatürkün muvakkat kabrine bir çelenk koy- muşlardır. Bu tazim ziyareti ve- bir polis İhtiram müfres | F.Bahçenin 31 inci Yıli Fenerbahçeliler, — kuruluşlarınını ye bağ- | 91 inci yildönümünü dün çok par-| lak bir şekilde kutlul. Günlerdenberi bulutlu ve ya - | ğışli devam eden hava dün aç - mişti. Hava bol güneşli ve şikâ- yet edilemiyecek derecede sıcaktı. Sabahın saat 9 undan başlıyarak Kadıköy stadıma akan — kalabahk saat 10,30 a doğru stadın kapıların- da bir izdiham halinde toplan - mıştı. Polisçe evvelce alınan ted- birler Sayesinde kapılar maçdan 6 saat evvel açılmış ve tribünler dolmiya başlamışdı. Saat 14 e doğru yerler tamamen dolmuş ve 12 bin kişilik muazzam bir kala- balığın çerçevelediği yeşil saha, çok güzel bir manzara arzetmeğe başlamıştı. Saat tam 15 de Fenerbahçe spor- cuları önlerinde klübün kurucu- ları olduğu halde sahaya çıktılar, Halk, genç ve faal Fenerbahçeli- leri olduğu kadar, her biri birer canlı tarih ola neski Fenerbahçe- hileri de alkışlıyor, hepsinin birer birer isimlerini söylyerek takdir | ediyorlar, yükseltiyorlardı. Fenerbahçeliler sahada toplan- dıktan sonra bando İstiklâl mar- şını çalmıya başladı. Halk gerek İstiklâl marşını, gerek bunu taki- ben çalınan İngiliz marşını ayak- da dinledi. Bu sırada stadın büyük | direğine bayrak çekiliyordu Atatürk anıdına Fenerbahçe ve Galatasaray namına ikt çelenk konduktan sonra Fenerbahçe ku- Tübü namına müessis azadan Sa- myer kaymakamı Hüsnü heye « eanlı ve güzel bir hitabe Jle Sarı « aâcivertlilerin — hedeflerini — izah izah etti. Bunu müteakip Fenerbahçe ve Kurtuluş atletleri arasında bir müsabaka yapıldı ve bundan san- ra da Galatasaray - Fenerbahçe mütekaitleri k ROYOK Mac Ssatdam 17.15 de İngiliz «Mid- dlesex Wanderesı takımı alkışlar arasında sahaya çıktı. Atatürk a- mıdına güzel bir çelenk koyduk- tan ve Ebedi Şefin önünde bir hür- met dakikasi yaşadıktân sonra sahaya çıktılar. Kısa bir fasıla ile de Fenerliler gözüktüler. Resimler, nutuklar ve buket te- atisinder? sonra iki takım karşılık- h dizildiği zaman İngilizleri şu kadro ile görüyoruz. Malley - Hiks, Fosth - Braun, Anderson, Hed, Keleher, Perans, Fenerbahçeliler de şu kadro ile oynıyorlar: Cihad - Yaşar, Lebib - Ali Riza, BEsac, Reşad - Naci, Şaban, Melih Rebü, Fikret. Hakem Kemal Halim, Yan ha- kemleri Adnan Akın ve Şazi Tez. can. Oyuna — Fenerliler — başladılar. Düdükle beraber, iki gün evvel ö- len futbolcu Reşadın — hatırasına hürmeten bir dakika duruldu ve oyuna Fenerlilerin sağdan bir hü- cumile başlandı. İngilizler bu hü- cumu kesmekle beraber Fener mu- hücimlerinin kendi yarı sahala- rında yerleşmelerine mani olama- dılar. İlk dakikalarda Fenerbah- çeliler daha hâkim bir oyun öy- mıyorlar, fakat beşinci dakika - dan sonra misafirlerin kendilerini buldukları ve oyunda beraberliği temine muvaffak oldukları görü- lüyor. İlk dakikaların intibama naza- ran İngilizleri şöyle bir hükme bağlamak kabildir: Topa her vas ziyette vuruyorlar, Kafa ile şaya- ma hayret bir hâkimiyet temin et- tikleri gibi uzun paslarla aldıkla- m ve seri deplasmanlarla derhal tehlikeli vaziyetlere girdikleri gö- ze çarpıyor. Oyunun cereyanı ber iki taraf için müsavi bir manzara arzedi - yor, Melih İ4 üncü ve 16 mcı da- kikalarda muhakkak iki gol ka- çırdı. Allı zmetreden önü boş ol- duğu halde topu avuta attığı gibi âkinci defa kaleeinin de boş bi- raktığı kaleye .topu sokamaı İngilizler 23 inci dakikadan sen- râ vaziyete hikim olmıya başla- dılar, Fikret sıkı bir şarja maruz kalarak sakatlandığı gibi Esat da y d sabi Kat çok seri oynadıkları çi-fîm_l yör 39 uncu dakikada — sol içit metreden atlığı nefis bir daha nefis bir plonjonla kesi İngiliz oyuncularını nda' Tını kazandı. Birinci devre bi kilde gölsüz ve berabere bitli İkinci devreye İngilizlerin Vi ruşile başlandı. Birinci devredt İngilizler için oldukça esasli avantaj teşkil eden rüzgür tamli' men durmuştu. ıd”" İlk dakikalar İngilizlerin | Ğ inkir de bi reereyan takip edezek HMi şaf ediyor. 1Msafirler oyunun Ü" | zerindeki mahsüs tesirlerini müf hafaza ediyorlar, Bunun neticefi olarak yedinci dakikada orla bacimlerinin sıkı bir şütü ile rinci göllerini çıkardılar. Bu gölden sonra Fencri | ler canlandılar. Oyun İngilizleriü yarı sahasına intikal etti. Fenef muhacim hattında küçük bir d& : ji yel irdiler. Bunun - tesiri de âimi hissettirmekte gecikmeti di: Fenerliler mütemadi tazr yik ediyorlar. y Hakemin idare tarzı bazı .M—.] yetleri mucip oluyor. Fiihakikk | | hakemin, yan hakemlerinin baZi ikazlarını nazarı dikkate almadıği görülüyor. Fener muhacimlerinin güyretk İngiliz müdafilerinin enerjileri yüzünden scmere vermiyor. Ha kemin düdüğü Maçı bitirdiği 187 Tnan İngilizler 2-0 galip olarak $â” | hayı terkettiler, İ B İtalyanın Ğİ Vaziyeti Çok Kötüdür (4 üncü sayfadan devam) — bir çok kuvvet yığmağa Jüzumü göreceklerdir. Uzun bir mücedelenin devami dayanamıyarak işi bir an evvel bitirmek için hemen harekete göf' mek ve neticeyi çabuk elde et mçk... İşle İtalyanların düşündü ğu budur, Hitlerî’;';anadıJ (1 ânci sahifeden devam) açıktan açığa cereyan etmekte * dir. Siyasi mebafil Almanyanın. bilhassa Danzig meselesinde ta < küb ettiği gizli maksadı ehemmir yetle incelemektedirler. İ Varşova 12 (Hususi)—- Danzig makamları Polonyalı gümrük mes murlarına karşı yapılmakta olan | tazyiki son derece arttırmışlar « dır, Bir gümrük müfettişi casus> luk ithamile tevkif edilmiştir. Or- tadan kaybolan — müfettişin bir suikasda kurban gitmiş olması ih” timali de vardır. çŞi İki Tayyaremiz Beyruta Gidiyor Beyrutta yeni yapılan tayya - Te istasyonunun resmi küşadındâ hazır bulunmak üzere hava işler! Müsteşarı Zeki ile hava yolları müdürü Ferruh ve bazı yüksek Tütbeli hava subaylarımız iki tay- yeremizle Beyruta gitmişlerdir. Tayyarelerimiz merasimden son” ra Lübnan üzerinde de uçuş ya - pacaklardır. —— Londra - Asya Hava Hattı Londradan Asyaya geçmekte — lan haya hatlarının memleketi « | mizden geçmesi için İngiliz hava | yoları idaresi tarafından bir mü- raçaat yapılmıştır. Teklif tetkik edilmektedir. Bu süretle Londra - İstanbul ve Adana - İstanbul hatları da açik miş olacaktır. z | -ireliFiniz Nafıa Vekili Geldi Nafıa Vekili Ali Fuad Cebesoy