——— ANKARA BURADAN ——— DAHA UCUZ tin bu sütunlarda, Belediye D kanta, levhalı fıkramda, şehrin lo- gazino ve bahçelerindeki pshalılıktan bahsetmiştim. Bu ya-| zımı, gören ve dahâ birkaç gün evvel Ankaradan gelen bir arka - daşım: — Bu meselelerde Ankara İs- | tertib hatalarına karşı müsamaha-| tanbuldan çok daha ucuzdur, de- di. Ankarada öyle lokantalar, ga- zinolar, var ki, yapılan servis, İs- tanbulun en birinci sınıf lokanta- | larında yoktur. Fiatlar da çok da- ha ucuzdur. Halbuki, Ankarayı, İstanbullular pahalı zanneder. Hiç, de değil. Ankara Belediyesi bu mevzularda şayanı dikkat faaliyet sarfetmektedir. DENİZ HALÂ BİR KADIN GİBİ MİDİR? Tevfik Fikret, «Balıkçılar» isim- N manzümesinde: Deniz kadın gibidir. hiç tnan - mak olmaz ha. Demişti. Bu sözün içindeki ha- kikat, zamanla değişmiş, kıyme- tini kaybetmi dir, — bilmiyorum., Yalnız, denizin ne ele avuca sığ- maz şey olduğunu görüyoruz, bi- liyoruz. Birkaç gündenberi, denizinde fasılalı fırtınalar HADiSELER KARŞISINDA iktisad müdürü okusun» ser-| le bir mülâhaza ile, hoş görülebi- »Sori' Telgraf- — Belki, mahsus öyle yazdır - ır, dedi.. Ne olur ne olmaz... İleride tashihi kolay olur. İlk defa bir tertib hatasının böy- leceğine kani oldum , TERTİB VE TASHİH HATALARI Bu satırları okuyunca, benim, kâr olduğumu zannetmeyin.. Hat- ta, bu düşüncelerimin, bizim ga- zetedeki operatör (makine İle ya-| zı dizen matbaa teknisyenleri de- mektir. hekimliğin bir şubesi olan| bildiğiniz operatör değil) ve mu-| aahhih arkadaşlar tarafından bilin-| mesini bile arzu etmem.. Yalnız, geçen gün bir fıkramda «meslek» | kelimesi mülk olarak dizilmiş.. | Bu yanlışlık cümlenin manasını tamamen değiştirdiği için, evvelâ bir hayli sinirlendim. Sonra, bir arkadaş: — Üzülme yahu, dedi, dizen ai- kadaş hata etmemiş, tefsir etmiş. Öyle mselekler vardır ki, koca bir| mülk kiymet ve messbesindedir. Binsenaleyh, manada pek büyük ; bir aykırılık olmasa gerek.. MESLEKLERE DAİR BİRKAÇ SÖZ haberleri geliyordu. Ha- ziranın orlasını bulduğumuz hak de, hâlâ sıcak yüzü görmedik. nı likis üşüyoruz. Sayfiyeye ta; bir ahbabımız var. Bir hall.'ıdxn- beri soba yaktığını söylüyar. İ - | nanmadım. — Geçen gün gittim. Bir de ne göreyim?. Gürül gürül | soba yanıyor. İZDİVAC İLÂNI VE BİR YANLIŞLIK Evvelki gün bir arkadaşım ev- lendi. Bir gazetede izdivacın ilâ - munı gördüm. Fakat, bir yan - bışlık vardı. Arkadaşımın ismi başka idi. Kırk yıldır. tanıdığım adam isim mi değiştirdi — acaba, yoksa, feci bir tertib hatası fnı ol- du, diye düşünüyorum.. Bir dos- tum merakımı giderdi: * Ümurml harb esnasında Ba kirköy sahilinde kıyıdan”2500 mel—[ relçıkta; batan Pelengiderya gam-, botunpn parçalanarak çıkarılması | kararlaştırılmıştır. Bu gambotun kasasında bir miktar ultın da bu- Tunmaktadır. * Atatürk köprüsünün Unka - | panı cihetnde bulunan 75 metre | uzunluğundaki orta kısmı bu haf- ta yerine konacaktir. * Bükreşte bir maç yapmak ü- / zere Romanyaya gitmiş olan De- Tirspor takmı dün Rumen futbol- cularile yaptığı karşılaşmada 3-0 mağlüb olmuştur. "4 Muharrir Kerim Sadi, bun- dan birkaç sene evvel Son Posta gazetesinde Zekeriya Sertele ver- diği <Açlık» isimli beynelmilel şöh- Plaj No. 2 Ressam Necdetin iki satırla por- tresini çizmek mümkündür: Kum-) Tral, orta boylu, yirmi sekiz, otuz yaşlarında, okumayı sever, san'a- tını kendinden çok beğenir, hır - çın bir genç. Köşkün ikinci katındaki camlı| odayı atölye olarak kurmuştu.. Sa-| bahtâan öğleye kadar burada ça - | - hışır, sonra çantasını koluna alarak| sahil boyur ler yapar, ak - şama kadar ı Neodet hareketli bir gençti.. Yol yürümesini tenis, völeybol oyna - masını da piposu kadar çok sever- di. Onu pipoya, Marsilya köyle - Finden birinde kaktığı bir yaz m Ş, WUI'tı> Tedrin“î?;;al— Bülbülleri Yazan: İskender F. SERTELLİ Şimdi hepiniz, acaba, hangi meslekler, biner mülk mesabe - sindedir, diye merak ediyor ve düşünüyorsunuz.. Böyle bir liste vücude getirmek belki çok zor değildir. Fakat okadar uzun sü- | rer ki, sütunlarimın hacmi kifa yet etmez. Binsenzleyh, okuyu- * cularımdan ricam şudur: Bilen - 4 ler, bileniyenlere öğretsin.. Yalnız, hayalinizi i; bir liste yaparken, mülk değerin- deki meslekler arasına gazetecili- ği, gallet edip, idhal etmeymiz. Atalar senk'i dırahtı meyvadar üzre Darbı meselinde, üstümüze ta - gan atılması doğrudur. amma, mey-& vadar ağaç oluşumuz yanlıştır. AHMED RAUF | reti haiz bir romanının şimdi Tan, gazetesinde kendisinden habersiz | «Fırtına» ismi altında neşredildi- | ğinden bahikle 4 üncü hukuk mah-i kemesine müracaat etmiştir. Mu- maileyh bu tercümelerin kendi - sine sid olduğunu müsveddelerle isbat edeceğini söylemektedir. lim Muavinliği istiyenler Orta tedrisatta muallim mua - vini olmak üzere Maarif Vekâle - 'tine şehrimizden ve diğer şehir- lerden müracaat edenlerin sayısı 900 ü geçmiştir. Bunların müra- caat kâgıdları tetkik olunmkata- dir. İmtihanlar bu ay içinde ya - siminde Liyonlu bir çiftçi alıştır- muaştı. Necdet: — Evleneceğira kadını . pipom kadar sevebilirsem, mühakkak kil mes'ud olurum. Diyordu. Evlenmeyi henüz dü - şünmemişti, Kendisine hangi ka- dın tiplerinden hoşlandığını so: arkadaşlarına müsbet bir cevab | veremezdi. Necdet bir gün Pariste «Alfrede dö Müsse» nin bir eserini okur -« | ken: «— Dünyada en çok korktu - ğum mahlük, kadındır!. Satırları üzerinde takalıp kal - miş, ıtıdm geı;tııı halde | Belediyeler Bankasın- | Pendik belediyesinin istimlâk işi BNK Trabzon istanbul Yolculuğu İki Güne İndirilmesi Mümkün Olacak Almanyanın Blam Vass tezgüh- larında yapılmakta olan Doğu va- Pürunun inşaatı bittiği gibi tec- Tübeleri de yapılmıştır. 5300 to - nilâtoluk ve Karadeniz de olan gemi ilk-tcerübelerde 16 mil sür'ât temin etmeğe müuvaffak ol-| muştur. Vapuru teslim alacak heyet Al manyaya gitmiş olduğundan gemi | önümüzdekl ayın ilk haftasında Hmanımızda bulunacaktır. Doğu vapuru Karadeniz sür'at postası» | na tahsiş edilecek ve Trabzon İs tanbul yolculuğunu iki gün kısa bir hadde ecektir. Bun- dan başka Etrüskün tadilât pro - | jelerine göre ikmal edilmiş olan Tırhan vapuru temmuz ortala - | rında limanımızda bulunacaktır. | — Yeni Yapılacak Hastahaneler - İstanbulda yeni yapılacak has- tane binasının Şişlide tramvay is- tasyonunun bulunduğu mahalde veyahud yine Şişlide Bulgar has-| tanesi civarında yapılması düşü- nülmektedir. Bu hastanenin Be - Yoğlu zükür hastanesi - civarında yapılması da istenmekte ise de | istünlâk zonluğundan dolayı bu imkânsız görülmektedir. Hastanenin plânlarını — Fransız mütchassısı M. Vakter hazırlıya- caktır. — Mumalleyh ay sonunda şehrimize gelecektir. AĞ dan istikrazlar — | Yozgad belediyesinin harita, i- mar, fenni mezbaha ve elektrik için 14,000 lira, Balıkesir beledi - yesinin mezbaha, soğuk hava de- posu için 80,000 lira, Kütahya be- lediyesinin elektrik işi için 12000 lira, Karaman belediyesinin su vel elektrik için 80,000 lira, Denizli belediyesinin elektrik için 20000 lira, Köyceğiz belediyesinin elek- trik için 7,093 lira, Fethiye beledi- yesinin glektrik için 12,000, Nik- Bar belediyesinin elektrik için 2.500 lira, Ezine belediyesinin elektrik | için 4000 lira, Bulvadin beledi | ,çin hayati bir ehemmiye' T Nadir Nadi «Diploma meselesi» isimli bügünkü — başmakalesinde yeni barem kanunü münasebetile bazı meb'usların mamurların ta- de tahsil derecesi « & tutulmasına itiraz ede - Tfi ve tayinde diplomadan 'e terfi tulanların adam olarak yetişmek için değil, şahadetname sahibi mak için okutulduklarını sö bir iddiayı mevzuu bahsoderek yazısına şöyle devam etmektedii *Eğer Türk mektabi e tah- silin w bu kadar manasız ve geri teli leket hesabına cidden y: Diploma almak için mektebe gil- me zihniyetini Maarif Vekâleti kökünden kazımalıdır.» YENİ SABAH: Hüseyin Cahid Yalçın «Baltık devletleri meselesi, isimli bugün- dilecek İttifakın gecikmesine se- beb olan Baltık meselesinin ma- hiyetinin artık tamamen anla - şıldığını; Pravada gazetesine gö- re Baltık devletleri hakkındaki 'bu garantinin Sovyetler Birl'ği i- haiz bu- lunduğunu söyledikten sonra, Al- manyanın bu meselede oynadığı rolü tebarüz ettirmekte ve ezcüm- | le şöyle demektedir: j *Bu meselede Almanyanın dü- | Bu seneki İzmir fuarında yapı- | lacak spor faalıyeti geçen seneye nisbetle daha geniş ve hareketli | olacaktır. Bilindiği üzere, geçen sene İzm'r, Ankara ve İstanbul | Tauhlelifleri fuar münasebetile bir futbol maçı türnüvası yaj pasını kazanmıştı. Bu sene üç şehir muhtel'tlerin ire veya Atina mulh- inin İzmire daveti ve bu dört acasında bir turnuva tertibi yesinin elektrik için 6014 lira, | için 1,500 lira, Ula belesiyesi lektrik için 1,500 lira, El: lediyesinin mezbaha inşaatı 30,000 lira, Sivrihisar belediyesinin elektrik için 15,000 lira ve Çankırı belediyesinin de elektrik ve hal için Belediyeler Bankasından 50 bin lira istikraz yapmaları Dahi- liye Vekâletince krbul edilmişti: in -| g be- | Pilacaktır, hemen hemen kararlaştırılmış gi bidir. Bu futbol harekı Bandırma, İzi ve İstanbul Koceeli nlarının müsaba- kalarile Ankara, İstatbul ve Ko- caeli, Eskişehir ve İzm'r — güreş ekiplerinin karşılaşmaları — ilâve | edileceği Eeylül symın iç'nde hakiki bir spor bayramına sahne olacaktır. Bu faaliyetin programı merkez- de alâkadar federasyonların er - kânı arasında seçilen B. B. Ziya Diğer taraftan yardımcı mual- mlerden orta mekteb muallimi olmak istiyenler için de eylülde bir imtihan yadlacaktır. ve kadından niçin korktuğunu bir| türlü anlıyamamıştı. Doktor Feridun bir gün Needet- le konuşürken: «— Sen Parise gitmişsin amma,| kadırlar hakkında hiçbir fiktin | yak.. Neden?» Diye sörmaktan kendini alama- | mışti. İşte o zaman restam Necdet, ar- kadaşı Foriduna, ciddi bir tayırla: - Fikrim mi yok dedin? Hayır, azizim.. Ben kadınları çok iyi ctüğ. ettim. Onlar, yere atıldıkça zıpla- yan lâstik topa henzerler. Yani ha açıkça söyliyeyim: — Kadıı çocuk oyuncağı gibi bir şeydi Bir çöcuk, oyuncağını nasıl kırı- hıncıya kadar, bikinciya kadar öy- | nar ve sonra kaldırıp atarsa.. İşte, | benim için kadın böyledir. Tıpkı | bir oyuncak, azizim! Bir çocuk o- yuncağı.. Bir lâstik top. Ateş, Tayyar Yalaz ve Abdür - rahman Nebİioğlundan mürek - kep bir komisyon tarafından ha- zırlanmaktadır. - Program - nihal sında - Şam kumaşı gibi - her 2, man revaçta ve her zaman sevileni bir erkekti, Yakışıklıcaydı.. Güzel fıkralarla kadınları güldürmesin- 've onları kolayca avlamasını bileni bir erkekti. Feridun evliydi. İki tane de çocuğu vardı. Fakat, o yıl, neden-i se doktorun tutarağı tutmuş. bir yaz mevsimini herhangi bir say- fiyede yalnız geçirmek hevesine düşmüştü. Doktor Feridunun aklına res - sam Necdel geldi: Hah. dedi, bu yaz ona gi Necdet de iderim. arıyor ıslle dar - | gındı.. Bu suretle - kimbilir? - bı ki de kıskandırarak zavallı ka - dıncağızdan öc alacaktı. Kat'i ka- rarı belli değildi. Bir akşam Süae diyeye gitti. Necdeti buldu — Sana misafir geldim, benim cesur Müllenruj arkadaşım! azinecak » Barsretle. alisi sk. f rüst ve mahirane izmir Fuarında Spor Müsabakaları | | olduğunu bildirmişlerdir. Yapı - | 'İstanbuldan da Su Spor Takımları Ve Güreşçiler İzmire Gidecek | Tecektii davrandığını teslim etmelidir. Baltık devli meselesinde garp demokrasilerile Rusya arasında — ihtilâf çıkt görür görmez bu zayıf noktadan hücuma geçti ve Baltık devletle- rine garanti verdi. Maksadıt orta- daki zorlukları arttırmak ve ta en Ittifakı akim bırak- Ruslar bu üoktada ısrar edip itti- Yakı imza ezlerse Almanların üşmüş ve onlara askeri muvatfakiyel tik bir muvaffakiyeti kendi elle- rile bahşetmiş olacaklardır.. VAKİT: tten evvel diploma- Sadri Ertem «Devlet sermayesi | ile işliyen müesseseler baremi isimli bugünkü — başmı de | devlel sermayesi ile hud devletin iştiraki olan mücs - seselerle sermayesi 2 m'lyon li rayı aşan hususi müesseselerin kullanacakları memurların da dev let memurları baremine dahil ol- malarının günün meselesi halini aldığını söyliyerek diyor ki: «Bu kanun yapılırken — nazarı itibare alınacak şey devlet ve m'l- | let müesseselerinin bozulmadan, | aksamadan, kendi bünyesine uy- Bün şekilleri alarak inkişaf etme- sini tem'n etmelidir. için de devlet sınaf - ve ün işletilmesi bünyes'ne ales ri ile azami ücretleri tayin etmelidir.» a aa şeklini alınca - Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğünün tasvib ve tasdikine arzedilecek, bundan son-. ra da fuar komitesine tevdi olu- narak yerinde yapılması lâzım gelen teferrüatın tatbikine geç | darı büra Ekmek Vermiyor, Halk Ekmeğini Ancak Müsabakaları her üç federas - | yön müşterek bir surette tertib ve organize edeceklerdir. Pi bol maçları Alsancak stadında, güreş- | ler fuar dahilinde hususi surette | hazırlanacak yerde. — Su sporları | da fuar kapısı hizasına raslıyan | Yahtım önüne ve rıl larak önöne konulacak ikiş tar husule gelecek havuzda yapı- lacaktır. Puar kom'tesi bu müsa- bakaların hasılatırı. al, rasyonlara terketmişi Cemi müsabakaların birincile - Tine fuar kömitesi tarafından bi- rer kupa ve ferdi müsabakaların birinc'lerine de madalya verile- cektir. Bundan birkaç gün evvel Anka- raya gelmiş bulunan İzmir bele- diye reisi Behçet Uz ile esas üze- rinde mutabık kalınmış ve te - ferrüata ald program da oU su- retle hazırlanmağa başlanmıştır. emud o- » fede- | Fakat, Necdet çok heyecanlıydı. Kendisini bahçede kârşıladı.. Bir sandalya uzatarak: — Hoş geldin, Feridun! dedi, Biraz otur burada. Müşterim var. Mühim bir portre işliyorum. Ca- nin sıkılırsa, gazinoya git Orada buluşuruz. — Demek epeyce uzayacak.. Öy- Necdet kaşlarını küldırdı: — Belki. Eğer uzarsa canın &- kılmasın diye söyledim. Alınma | sakın. Muhakkak geleceğim, Feridun alıngan bir adam de- ğildi. Asabi arkadaşının huylarını — herkesten iyi bilirld. Perdesüsünü ağaca astı: — Sadece bir noktayı anlamak istiyorum, Necdet! Üzerinde işle- | diğin, kadın portresi midir? — Evet.. Evet. Haydi lâfı uzat- at Doktar feridun guımı sandal- ya / Necdet gi | rarlaştırmışlardır. | 183 fırın olduğundan eskiden bin- | Egede İ;g'ili;;/lubıyıatı' | tarda tütün ve kuru üzüm almak | düşünüyordu: | ederdi? Beden Terbiye Kursu Egemenler İçin Bir Köşk Tutuldu Beden terbiyesi genel dizektör - lüğü spor davamızda yurdun kalkınmasını temin maksadile a mağa karar verdiği beden yesi eğitmen kursu için h: sona ermiştir. Haber aldığımı- za göre umum müdürlük kursa iş- tirak edecekler için cennıwım de bi çlarını kaz. j re he i spora ya- | rıyan 0 liralık malzeme alın- | mak üzeredir. Kursun ameli ve nazari tedrisatını yaptıracak mu- allim kadrosu tesbit edilmiş ve memleketin en kıymetli eleman- da vazife almışlardır. Fırıncılar Bakkallara Fırınlardan Temine Mecbur Kalacak (1 inci sahifeden devam) Ekmek narkını tesbit eden ko- ekmek imaliye ücretini bir ruştan 143 ku- Mmisyon ç ruşa indi Cu desi günü geç vaki cemiyetile Belediye müdürlüğü arasında hasıl masta, fırıncılar, bugünkü na kât bırakmadıktan başka, bakkal lara ve tablaklrlara kilo başına verilen 20 paradan sonra — zararlı lan hesablar fırıncıları bu iddiada haklı göslermiş, Belediye de yeni Tmahsule kadar narkı yükseltme - | meği karar altına aldığından rıncılara ekmeği bakkallara ve ekmekçi şubelerine verip verme- | mekte serbest olduklarını, ancak ekmek narkının kalacağını bildirn Bunün eu mnartesi akşamı, bakkallara bugün- üzerine fırıncılar den itibaren eki Fakat bu karar halkın alı olacak. Çünkü İstanbuada bakkalda ekmek — atılırken halk bu 183 fırından ekmek kalacaktır. le; gime almağa mecbı Memleketimizden külliyetli mik- Te şehrimize gelerek Egeye gi- den İngiliz ticaret mümessilleri bugünlerde şehrimize dönecek - lerdir. Haber aklığımıza göre İn- gilizler İzmirde yeni sene tütün ve kuru üzüm mahsulü — üzerine mühim angajmanlar yapmışlardır. Bu firmalar şehrimizde de hirkaçi gün kalarak Türk tütün Timited şirketi ve diğer birkaç mücssese ile temaslarda bulunacaklardır. riye döndü.. Üst kata çıktı.. Beş dakika sonra, uzaktan bir kahkaha| yükseldi. Şen, müstehzi bit kadın kahka- hası, * Doktar Feridun gazinoya indiği zaman, plâjda dolaşan ikl Üç ka- | indan başka meyda.ıda kimeler | yoktu. Vakit erkendi. Garsonun içi bomboştu. Feridun bir don » durma ısmraladı. Kerdi kendine — İnsanlar, kısa zaman içinde hekadar da değişiyorlar, Necdetin bir kadırla bu kadar ya-| kından alâkadar olacağım veya- hud bir kadının onu bu derece Teşgul edebileceğini kim tahmin Portresini yaplığı kadın acaba kimdi? | miştir. Çemberlayn, Üç Nutuk Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Son bir kaç gün içinde bugüür kü beynelmilel vaziyeti aydınlar tan üç nutuk söylenmiştir: 1 — İngiliz Hariciye Vekili Lotb — Halifaks, Lortlar kamarasındi — söylediği bir uutukta İngiliz dif politikasının hedef ve gayeli bir defa daha iza'nı etti. 2 — Fransız Hariciye Vekili Bone, Ayan meclisi hariciye en> eümeninde Fransanın vaziyetini | anlattı. B — İngiliz Başvekili Çember” leyn de Avam kamarasında, A mâanyanın 194 senesinde olduğu gibi, bugün de çember İçine alın” makta olduğu hakkında Hitler ta- rafından söylenen sözlere cevap teşkil edecek bir nutuk irat etti. Halifaks'ın söylediği nutuk, bi | ze bilmediğimiz yeni bir şeyi öğ retmiyor. Bununla beraber, sulh cephesinin teşkiline âmil olan hâdiseleri hafızamızda bir defa daha canlandırmış - olması bakı- mından istifadelidir. İngiliz Ha- riciye Vekili, Almanyanın erariva- ki politikasını takip ederek sırâ ile silâhlanırken, Ren nehrinin boylarımı askerleştirirken, Avus- turyayı ilhak ederken, ve Südet muntakasını ele geçirirken, dalma bu hamlelerden her birinin so - nuncu olduğu hakkında sarih te- minat verdiğini hatırlatmıştır. Fil- hakika Hitler, Ren nehrinin boy- larını askerleştirince demişti ki: — Sürprizler devri artık geç - | miştir. Halbuki Avusturyanın — Hhakı bütün dünya için büyük sürpriz oldu. Bunu yapar yapmaz da Hit- der şunları söylemişti-: — Almanya Südet memleketin- de toprak talep etmiyecektir. Fakat bu sarih söze rağmen, Almanya nihayet Südet mıntaka- sını aldığı zaman, artık Avrupada bir karış toprak istemediğini bil- dirdi. Halbuki arkasından Çekis- tanı istilâsi altına aldı. Ve geniş bir hayat sahasından bahsetmeğe başladı. Almanya tarafından veri- len teminatın hiç bir kıymeti ol- madığı anlaşıldığı içindir ki mu- kavemet cephesi kurulmuştur. Bone'nin nutku da aşağı yukarı aynı muhakeme silsilesini takip etmektedir. Fransız Hariciye Ve- | kili Türkiye ile yapılan görüş - meden hahn'dvrek bunları iki kıs- Türkiyeye terki için yapılan görüşmeler. 2 — Fransa ile Türkiye arasın- da İngiliz - Türk ittifakına benzer bir anlaşma temini için yapılan müzakereler. Birbirinden ayri olan ber iki Müzakere de müsbet netlccye doğ- ru İlerlemektedir. Bone, aynı 7 manda Sovyetlerle yapılan gö - rüşmelerin de neticeleneceğin - den ümlivar olduğunu söylemiş ve otoriter devletlerin, demokrat- lar tarafından çember içine alın- makta oldukları hakkındaki iddi- alarına müskit cevap teşkil ede- cek olan şu sözleri söylemiştir: — Eğer çember tehdidinden şi- küyet cdecek bir memleket varsa, o da Fransadır. Filhakika iki otoriler devk'hn İspanya — politikaları — Fransayı çember içine almak maksadına matuftür. Başkalarını çember içi- ne almak istiyenlerin müdafaa i- çih kurulmuş bir kombinezonu çemberleme olarak tavsif etme- leri gülünçtür. Nasıl ki Başvekil Çemberleyn de Avam kamara - sındaki nutkunda bu iddiaların mantıksızlığına dikkati celbet - İngilterenin her zaman tciaret sahasında an- Taşmaya hazır olduğunu söyle - miştir. Fakat Almanyanın takip ettiği politika, böyle bir anlaşma- yı güçleştirmekte hattâ imkânsız kılmaktadır. Gittikçe tebarüz etmektedir. ki Almanya, ticaret politikasını si dastlıklarına bağlamıştır. Po- donya ile arası açılır açılmaz, bu temleketle olan - ticaret hacmi yüzde elli beş tenezzül etmiştir. Almanya bu zararı telâfi etmek için siyasi sahada dost telâkki et- tiği Yugoslavya” ve İspanya ile mübadeleyi arltırmağa Almanyanın biz Kai HN ' İ İ