EBÜSSUUD CADDESİ ———————M—M—.— .) PARKELİ OLUYOR izim Babıâğli caddesinin ci- , Bvınndı bir Ebüssuud cad- a |desi vardır. Bu yol, yıllar- dır toz içinde idi. Duyduk ki, ni- hayet bu yol parke kaldırımı ile döşenecek ve buradan — geçenler tozdan kurtulacakmış.. Bu yolu yapmak kimin hatırına geldiyse, Allah ondan razı olsun.. Demek, artık, Babiâli fıkarası- nı düşünenler de oluyor. Biz de tozsuz caddelerden geçeceğiz. Kı- gn çamürdan kurtulacağız. Ü- — Zerimize dalma çirkef sıçrama -« sından BELEDİYENİN YENİ ——— AÇACAĞI LOKANTA —— Belediye lokantası, Beyoğlunda da bir Şube açıyormuş... - Allah muvaffak etsin!. Fakat, bizim iki içft lükırdımız var: İstanbui tara- fındaki Belediye lokantasında ye- “ mek yienlerin anlattığına göre, karınlarını ekmek ve su ile do - yuruyorlarmış... Çünkü, yemek porsyoinları pek kalil imiş... Do- Şumluk değil, âdeta tadımlık... % Yemeklerin daha çok doyurucu / miktara yaklaşınasını da, bu ara- da temenni ederiz, BALIK YUTMAK —— MÜSABAKASI Amerikada Üniversite talebe - leri, canlı balık yutma rekoru kır- mak üzere müsabakalar yapıyor- larmış, Çocuklar, küçük, kırmızı balıkları kuyruklarından yakala- Yıp, çiyçiy ağızlarına atıyorlar -« miş. Bu balık yutma müsabaka - HADiSELER KARŞISINDA Son Telgraf- diğimiz halde zehirleniyoruz, Çiy balık insanı ne yapmaz ki?. ; KİRÂZDAN SONRA DUT YETİŞİYOR Kirazın arkas'ndan dt gelir... Zaten meşhurdur. Kiraz dermiş ki: — Arkamdan dut yetişmese, be- ni yiyenleri sapıma benzetirim. Yalnız dut mevsiminin de bir garib Ve fena an'anesi vardır. Mevsim başladı mı, dut ağacın - dan düşen çocuklara dair, hemen her gün gazetelerde bir vak'a o- kuruz. Dün, bir gâzetede, Uk dut ağacı vak'asını gördük. Artık, so- nu hayırlı olsün... Bari, çocuklar, dut ağacına çıkarken, dikkat et- seler,.. ALTIN ALIŞ VERİŞİ SERBEST öremieşalkrinşadnele Altın alışverişi memleket da- hilinde serbest oldu. Bu yeni ka- Tar Üzerine altın fiatlarının düş- tüğünü gazetole: ) ruş kadar düşı Çok şükür, ne altın alacak, ne de salacak va- ziyetteyiz. Yıllar var ki, yüzünü bile gördüğümüz yok... Sarı sarı olur, derler... Bildiğimiz rivayet kabilindendir. PAZAR GÜNÜ SULAR AKMIYACAK Pazar günü öğleden itibaren gehirde 24 saat terkos suları ke- silecek.. Haberiniz olsun.. Kova- ları, bakraçları doldurun... Son- Ta susuz kalınca, Belediyoye utıp tulmayın... Belediye vazifesini yaptı, ga - zetelere ilân verdi.. İnşallah bu ları, akıllarına nereden gelmiş, bil-| 24 saat susuzluk, sön susuzluk o- miyorum.. Yalnız, şunu düşünü- lur... Tamirat, tefrişat, tesisat yorum: Acaba, zehirlenmiyorlar | faslı biter.. mı?. Biz, burada, pişmiş balık ye- AHMED RAVF Terkos Suyu Yarın Kesiliyor Yeni Tazyik Makinesi Yerine Konulacak İstanbul Terkos suyu yarın öğ- leden sonra ssat 14 de kesilecek ve pazartesi günü saat 12 ye ka- dar akmıyı N ü —I=İY_ Ziya bu hususta demiştir ki: Şşehre günde 24 bin metre mikâbı “yerine 52 bin metre mikâbı su ve- rilecektir. ” Aldığımız son tertibatla suyun kesilmiş bulunacağı müddet 7 - 8 saate indirilmiş olacaktır. ve yük- KÜÇÜK HABERLER * Beyoğlu 10 uncu İlk mekteb Galatadaki çocukları — kurtarma yurduna nakledilecektir. Çocuk - ; ları kurtarma yürdu da Okmeyda-| nında lâğvedilen yatı okulu bina- sına taşınacaktır. * Dün Bursada Uludağa Yu - murta büyüklüğünde dolu yağ - mıştır. Bursada şehir içine de erik, cesametinde dolu düşmüştür. * Rahmi Apak, Cemal Gökdağ ve Vildan Âşirden mürekkeb bir spor heyetimiz, Rumen spor teşki- lâtının daveti üzerine dün akşam Bükreşe hareket etmiştir. * İspanyada dövüşürken Gene- ral Franko'ya esir düşerek bilâha- Te serbest bırakılan 95 kişilik bir Rus muharib kafilesi memleket- lerine gitmek üzere şehrimize gel- mişler ve bugün Rusyaya hareket etmişlerdir. egi el eli detecdi dan 9 bin İira birden tenzilât yap-. miş ve kirayı 17 bin liraya indir- miştir. Geçen yıl 25 ve 35 kuruş olan plâj duhuliyeleri de 20 kuruşa indi. . Kabine ücretleri de 1 kişi için yirmi, 2 kişi için 30 ve 3 kişi içm de 40 kuruş olarak tes- | decek olan 2 inci devreye de tıb Karabük Çelik fabrikaları Sümerbank Memur Almağa Başladı Karabük demir ve çelik fabci- kaları açılma merasiminin ağus- tosta yapılması kat'i olarak ka- rarlaştırılmıştır. Esasen bu demir ve çelik mer- kezimizde yapılmakta olan tesi - satın hemen hemen hepsi bitmiş gibidir. Kalan kısımlar da önü - müzdeki aylarda tamamlanmış o- lacaktır. Sümerbank idaresi fabrikaların büro işlerinde çalıştırılacak — bir kısım memurları şimdiden âlma- Ba başlamıştır. Lise veya muadili mekteb me- zunları ile, askerlik vazifesni yap- miş ve daktilo bilenlerin tercih edilecekleri, bu memurluklar için ingilizce bilenler arasında ayın 12 inci günü şehrimizde ve Ankâra- da umumi bir ımtihan yapılacak- tır. Üniversite Kampları Kamplara 4000 Üniversiteli İştirak Edecek 1 temmuzda başlıyacak olan Ü- niversite kamplarının bu yıl 2 dev-| Yede ikmal edilmesi kararlaşlırıl- mıştır. Kampın birinci devresi 1 - 20 | temmuza kadar devam edecektir. Bu devreye sczacı mektebi, diş tababeti, güzel san'atlar akode - misi, iktısad ve hukuk fakültele - rile yüksek ticaret mektebi İşti- rak edeceklerdir. 5 - 25 ağustosa kadar devam e- fen fakültelerile yüksek mühen- dis mektebi talebeleri deceklerdir. Bu kamplara 4000 Üniversiteli iştirak edecektir. Bu yıl kampla- rın Pendikte kurulması pek muh- temel görülmektedir. G nğüşn ei ttirak e- Ucuz ve Sağlam Çorap Piyasadaki kadın çotablarının | çoğunun çürük olduğu hakkında İktısad Vekâletine yapılan şikâ- yetler üzerine, sanayi birliği ve ti caret odası tetkikat şubesi lüğü piyasada ayrı ayrı tetkikler yapmışlardır. Bu tetkikler ikmal edilmiş ve müşterek bir rapor ha-| zızlanarak İktisad Vekâletine gön- derilmiştir. Kadın çorabları ile beraber er- kek çorablarının da — metanetini temin etmek maksadile Vekâlet yeni ve eski tedbirler alacaktır. Bu meyanda çorabların ucuzlatı!- ması ve Sümer Bank gibi diğer | çorab fabrikalarının da, bilhassa köylü için ucuz ve sağlam çorab çıkarması temin edilecektir. inci 150 Lira 600 Lira İkinci 125 > — 500 » | Üçüncü 100 »— 400 » Dördünce 90 » — 300 » Beşinci B0 » — 260 » Alüne ı 70 , 210 » Yedinci © » 190 > Sekizinci 50 » M0 » Dokuzuncu w » 120 » Onuncu 85 » “100 » On birinci 380 » 85 » On ikinci 5 » 75 » On üçüncü # O0> On dördüncü — 15 » 50 » * w*löîıl:h' KARS |)ŞIN DA Z —— TAN: lunduğumu kaydederek bu ziya - Zekeriya Sertel — <İngilizlerle | Tetlerin: Sovyetler er geç anlaşacaklardır. isimli bugünkü — başmakalesinde İngiliz - Sövyet müzükerelerinin uzamasının, sulhu istiyen bütün milletleri olduğu gibi bizi de üz- düğünü kaydettikten sonra bu mü-| zakerelerin er geç müsbet bir ne- tice vereceğini çünkü iki tarafın da menfaatlerinin bunu emretti - ğini yazmaktadır. VAKİT: Sadri Ertem «İnönünü dinler - Ken> isimli bugünkü başmakale- | sinde Milli Şefin Kurultayın açı- lışinda söyledikleri büyük nütku tahlile devam oöderek diyor ki: «Milli Şef, bu nutku ile hakiki Avrupalı ruhunun ifadesini akset-| tirdiği kadar, Türk milletinin de | arzu ve iştiyaklarına tercüman ol- muştur. Çünkü O, hayatı ve men-. sub olduğu halk kütlesinin işti - | yakları itibarile efendice bir sul - hün hayranıdır.. CUMHURİYET: Nadir Nadi <Yugoslavyanın vi ziyeti» isimli bugünkü başmaka - lesinde birkaç hafta evvel Romayı) ziyaret eden Yugoslav Kral nabbi Prens Polun şimdi Almanyada bu- Hüseyin Cahid Yalçın Parisden «— Totaliter devlerler Yugos - lavyayı kendi siyasetlerine âlet yapmak istiyorlar'» şeklinde bir takım şayialara yol açtığını fakat bu şayiaların muayyen maksadlar- la çıkarıldığını, — Yugoslavyanın Balkan antantına daima sadık kal- dığını ve kalacağını yazmaktadır. YENİ SABAH: gönderdiği bugünkü «Dinamik it- tifak» isimli başmakalesinde şöyle söylüyor: <Almanya ile İtalya arasında aktedilen ittifaka totaliter devlet adamları moda bir isim taktılar. Bu ittifak «dinamiks imiş! Şim - diye kadar akdolunan ittifaklara benzemiyormuş! Berlin muahedenamesi, ilk gün- denberi dediğimiz gibi, medeni - yeti mahvetmek için hazırlanmış bir kundaktır. Bu bir felâket ma- kinesidir. Almanlarla İtalyanları harbe müracaattan vaz geçirebi - lecek yeğâne — çare, karşılarında | kuvvetli ve müttehid bir cephe İ halinde vaziyet almaktan ibaret- tir, Dünya, yeni hazırlanmak is - Deniz Gedikli Okulu İlk Mekteb Mezunları- nın Kaydına Başlandı Dünden itibaren Kasımpaşada ki «Deniz gedikli erbaş okulu» n- da kayıd ve kabul muamelelerine başlanmıştır. 5 Kayıdlar 20 temmuza kadar de- vam edecektir. Bu sene; 5 sınıflı ilk mekteb mezunlarından ellerindeki şaha- datnamelerin tarihi üzerinden bir sene geçmemiş ve 12 yaşını bitir- miş, 16 yaşını bitirmemiş olanlar mektebin 1 inei sınıfına alınmak- tadırlar, Bu yazlardan birer farklâ ve orta mekteb tasdiknamesi ile ge- lenler de mektebin 2 ve 3 üncü sınıflarına kabul olunmaktadırlar.| Yaş düzeltenler veya tashih et- tirmiş olanların müracaatları is'af edilmemektedir. Diğer tataftan mekteb; orta mekteb mezunlarını da kabul et- mektedir. Bunlar doğrudan doğ- ruya «Gedikli er» olarak donan- ve 'orada maya gönderilecekler gedikli orbaş yetiştirileceklerdir. Keçi Kılı tenen istilâdan ancak bu sayede kendisini kurtarabilir.» Devlet Memurlarının Alacakları Aylıklar Meclis Ruznamesine Alınan Yeni Lâyihanın Teşrinisıniden İtibaren Mer'iyet Mevkiine Girmesi ihtimali Kuvvetlidir Ankara 3 (Hususi muhabiri - mizden) — Devlet memurları ay- hıklarının tevhid ve teadülüne dair, kanun lâyihası Büyük Millet Mec-, lisi ruznamesine alınmıştır. Lâyihanın pazartesi günkü top- lantıda görüşülmesi beklenmek - | tedir. Lâyiha bu devrede çıka - | caktır. Ancak teşrinisaniden iti - baren mer'iyet mevkiine ihtimali kuvvetlidir. Projeye göre, maaşlı devlet me- murlarının dereceleri ve beher dereceye ald maaş fasılları ile tu- tarları şu şekilde tesbit edilmiştir:| Derece Asli maaş — Tutarı | ILK DEFA MEMURİYETE GİRENLER Maaşlı memuriyetlere ilk defa girenlerin menşelerine ve tahsil. lerine göre alınabilecekleri dere - receler şu şekilde gösterilmiştir: a— Orta mekteb mezunlarından| talib bulunmadığı takdirde me - mürin kanununa göre memuür ö- labileceklere on beşinci dereceye, b— Orta mekteb mezunu olan- lar 14 üncü dereceye. c — Lise ve muadili mektebler - den veya orta tahsille ayni za - manda mesleh tahsili gören, en az| beş yıllık veya orta mekteb tah- silni ikmalden şonra en az iki yıl- lk mesle mekteblerinden mezun olanlar on üçüncü dereceye. — 6 yıldan az tahsilli yüksek mekteb mezunları 11 inci dereceye, — B yıllık yüksek mekteb me - zunları onuncu dereceye, — Lise tahsilini yurt! edenlerden yüksek tahsil memleketimizde ve gerek y c bir memlekette muayyen bir şubesinde ayrıca bir ihtisas yapa- rak ihtisaslarına hususi kanı rında yazılı şekilde tasdik ettiren-| len dokuzuncu dereceye tayin e- dileceklerdir. ÜCRETLİ MEMURLAR Ücretli vazifelere ilk alınacak memurlar tahsil derecelerine ve diğer vasıflarına göre girebilecek- leri maaşlı memurluk derecesinin ancak bir üst deresine aid maaş tutarı ile tayin olunabileceklerdir.| ikmal Alman ithalât tacirleri memle- ketimizden mühim miktarda keçi | derisi ve keçi kılı istemektedirler.| San zamanlarda Alman kimya - | gerleri keçi kılından muhtelif ye-, ni maddeler imal etmeğe başla - | dıklarından keçi — kılına rağbet fazladır. Alman tacirleri keçi ve oğlak derilerinin fitalarını da arttırmış: lardır. Ezcümle keçi - derilerinin çiftine 210 kuruş ve oğlak deri - lerinin çiftine de 155 kuruş ve - rilmektedir. Bunların terfileri de maaşli me-i murların terflerindeki hüküm - lere tâbi olacaktır. DİĞER TEŞEKKÜLLERDEKİ [ MEMURLAR Umumi mülhak, hususi bütçe- lerle belediyeler bütçelerinden ve| bunlara tâbi teşekküllerden maaş ve ücret almakta olan memurla- rın hususi bir kanunla aksine sa- rahat olmadıkça bulundukları mü- esseseler iç ve dışında maaşlı ve- ya ücretli ayrıca bir vazife alma- ları caliz olmıyacaktır. İdari vazi- feleri olmuyanlara muallimlik ve- rilebilecektir. BANKALAR BAREMİ Diğer taraftan, devletten bir hak| temin eden veya — sermayesinin yarısından fazlası devlete aid olan banka veya müesseseler memur- larının maaş ve ücretleri ve hiz- mete giriş ve terfi usulleri hak- kındaki kanu lâyihası da bütçe encümeninden geçerek ruznameye| alınmıştır. ASKERİ BAREM Büyük Millet Meclisine verilen| askeri barem lüyihası esaslarına göre kara, deniz ve hava askeri fabrikalar, harita subayları ve as- keri memurları ve jandarma su- bayları için 13 derece tayin edik Mmiş ve bu derecelere aid maaş - sıllarile tutarı tesbit edilmiştir. Brelil Taribi Roman: No. 100 Biraz uğrıyalım. Eğer bu ge:: - nu çiğneyip geçersek, yarın bü- tün işler altüst olur. Aclan deve- den fazla kinci bir adamdır. Maryana, hizmetçisinin sözle- rıni dikkatle dinlyordu. — Hakkın var, Hacer! Haydi yürü bakâlim... Büyük avluyu geçtiler.. Sarayın birinci katına çıktılar. Acların odasına gittiler. Hilifenin dalkavuğu sabırsız - lTanmağa başlamıştı. Kapının ö - nündeki gölgeleri görünce yüzü güldü; dedi. Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Yazan: CELAL CENGİZ — Sizi bekliyordum, Maryana! Neden geciktiniz? Tahir size u- zün masallar mı anlattı yoksa?. Maryana, dalkavukla bu mev- Zu etrafında konuşmaktan hoş - lanmıyordu. — Tahir mahpesten kurtulması | için tavassutumu rica etti, dedi, malüm ya Şeyh Sald kabilesine ©-. nunla birlikte gitmiştik. — - — Tahir hâlâ kurtulacağım u- muyor demek?! Şeyh Abdüsselâmi Onu öyle bir yere vurdu k.. O ar- KEnea Sti ü Maryana bir sedirin kenarına oturdu. Hacer ayakta duruyordu. Aclânin bakışlarından bellidiy ki, Hacerin — mevcudiyetinden memnun değildi, hattâ bir aralık dayanamadı. * — Hacer, yavrum! dedi. Sen kapının dışında dur da bir ayak sesi duyarsan bize haber ver.. Ben biraz Maryana ile gizlice ko- nuşmak istiyorum. Hacer, Maryananın gözüne bak- tu. Ve İspanyol dilberinin cevap vermetliğini görünce, yavaşca ka pıdan dışarı çıktı. Aclân sevincinden — çıldırıyor- du. Halifenin biricik gözdesile şimdi başbaşa kalmıştı. Maryana: — Bu Şeyh Abdüsselâm da ne- reden çıktı? dedi, Tahiri hapse attıran gerçek 0 mudur? — Evet. Tahir aleyhinde Hali- feye çok ağır sözler söyledi. Ta- hir güya namuslu kadınları baş- # tan çıkarıyormuş. Henüz bir şi- kâüyetci gelmedi. Eğer bu tahak- kuk ederse, Tahiri recmederler. Halifenin böyle rezaletlere hiç tahammülü yoktur. — Ben Tahirin bu kadar baya- ği ruhlu bir erkek olduğunu san- mMiyorum. Abdüsselâmı kandır - miş olacaklar. -- Şeyh Abdüsselâm öyle her şeye inanır bir adam değildir. Şamlılar Tahirin aleyhinde boş yere söz söylemerler. — Bütün bunların yalan ve if- tiradan ibaret olduğunu sanıyo - vum. Sen de Tahiri fena tanımış- sın, Aclân! Halifeye Şamda onun kadar bağlı, onun kadar fedakâr- tık göstermiş bir adam görmedim Ben. Aclân vaktin böş yere geçtiğini ::;nymiıı_ Telâşla ayağa kalka- — Size nefis bir şarap hazırla- İ dım, dedi, sarayda benden baska eeti hiç kimsenin odasında şarap bu- lunmaz. Gümüş bir tepsi içinde bir bar- dak uzattı: — Buyurunuz... Ve seyrek sakalını kaşıyarak, derin bir hayranlık içinde İspah- yol dilberinin yüzüne baktı: — ok güzelsiniz, Maryana! Si- zin yanınızda güneş sönük kali- yor.. Ay tutuluyor.. Yıldızlar, bi- rer yağmur damlası halinde gök- ten yere dökülüyor. — Yüzünüze bakan gözler kamaşıyor. Bu ge- ce bana, gül çehrenizi doya doya temaşa etmek saadetini kazan - dırdığınız için size teşekkür ede- Tim. Maryana şarap kadehinden bir yudum içti. — Çok tatlı.. Mis gibi üzüm ko- kuyor.. Sen içmez misin?. — Hayır. Bunu ancak sizin i- çin todarik edebildim. — Günah, değil mi?! Günahtan Maryana! İsraf etmemek için iç- miyorum. Tedarik! çok müşkül.. Halienifn adamları şarap satan- lara karşı çok insafsız davranı- yorlar. Bunu buluncıya kadar ne zahmet çektim bilseniz.. Maryana şarabı çekinerek içi- yordu. Acaba Aclân Halifenin gözde- sini bu vesile ile bir tuzağa mı dü- şürmek niyetinde idi? Maryana şark saraylarında dö- nen entrikaları gördükçe her şey- den ve herkesten çüpheleniyordu. Bu şarabın içinde zehir veya af- yon bulunmadığını kim temin e- debilirdi? Aclân: — Haydi yavrum, dedi, onu i- çiniz de bir daha doldurayım. Za- ten şu destinin içindeki şarap üç bardaktan fazla değildir. — Hepsini birden içemem.. Sar- hoş olurum. | birliği yapmayı taahhüt ed İngı'ltcr;, Fransi Sovyetlel Yazan: Ahmed Şükrü Tecavüzü önlömek mal| kurulmakta olan sulh ce Sovyetlerin de iştirakini | çin yapılan teşebbüs- heti celenmemiştir. Malüm ol zere İngiltere tarafından ilk teklif, Sovyetlerin isra| leri müsavat ve mütek prensiplerini nazarı itibar dığı için kabul edilmemiş yetler üç taraflı karşılıkl| dım paktında israr ettiler, bu üç taraflı pakta Polony| iştirak ederek dört tarafl sını tercih ettiklerini bile İlk bir kaç hafta içinde bi bul etmeğe hazır olmiyat| tere, hâdiselerin tazyiki tedricen Sovyet görüşünel yül etmeğe başladı. Ve Almanya ile İtalya arasını tifak imzalanır imzalanmı! yet teklifinin aynen kabul ğu bildirilen bir teklif ya jans haberlerinin bildirdiğ re teklifin mahiyeti şu idi 1 — İngiltere, Fransa vı yetler, Avrupada tecavüzi| dıkları takdirde - birbirler 2 — Bu devletlerden bi ka bir devlete verdiği gal cabı harbe girişecek olur| ğerleri o devlete yardım | lerdir. 8 — Avrupada vukubular hangi bir tecavüz ve yahu cavüz tehlikesi karşısında da hareket edeceklerini kı tırmak üzere, üç devlet b riyle istişare edeceklerdir. 4 — Üç devlet, bu anla tedafüi olup — Milletler Ci çerçevesi içinde bulunduğı| yan ederler, Fakat karşılıl drm vaziyeti hasıl olduğu Milletler Cemiyeti mekan nın karar vermesini bek değillerdir. İşte son İngiliz ve Frans lifinin hulâsası budur. İlk da bu teklifin Sovyet nok zarını tatmin ettiği zannr lir. Çünkü tam mütekabili müsavat esaslarına dayan: dır. Fakat Molotof söyledi tukta bu teklifin de Soı tatmin — etmediğini Sovyet Başvekili ve Harici miseri, birinei teklif bunun «İleri bir adım> kabul etmekle beraber, «! ler Birliğinin, üç Baltık nin müdafaası için İngiliz sız yardımına güvenip gü yetlerin noktal nazarı şu tur: tecavüze karşı emniyı na alınacak olan saha mi olduğu kadar - geniş Çünkü eğer saha dar olursal Vvüz önlenmiş olmaz, belki met değiştirir. İngiliz, Frar Sovyet işbirliği şüphesiz, yolunun tıkandığını göre manya, Baltık memleketl. rine saldırabilir. Gerçi Al, bu devletlerle bir Mesele yalnız harici pa ları, âynı gaye ve aynı he zerinde toplanmış olan İn ile Sovyetler arasında bir Gi temininden ibarettir. söan'a, BUh İ